Makalelerim

Köklü hezeyanlar 5

Selim Çürükkaya Bakınız Ertuğrul Özkök esas korkusunu nasıl dile getiriyor ve bu korkusundan kurtulmak için Kürtleri korkutmak amacıyla hangi yollara baş vurulması gerektiğini ileri sürüyor:

“Barzani, eğer PKK üzerinden bir ‘Kürt megalo idea’ sını gerçekleştirmeyi hayal ediyorsa, biz de onun karşısına bir yeni ‘misak-ı milli’ haritası çıkarmalıyız.
Veya…  En azından, o megalo ideanın fiyatının, onların ödeyemeyeceği kadar ağır olduğunu kafalarına çakmalıyız.
Demeliyiz ki;
Üç beş F-16, otuz kırk sorti; neticesi yirmi yıl geriye gitmiş bir Kuzey Irak’tır.”

Beyefendi „Kürt megalo idea” sından neyi kast ediyor onu izah etmek gerekiyor.

Yani demek istiyorki;
Güney Kürdistandaki Kürtlerin elde ettiği ulusal hakları, eğer bizim egemenliğimiz altındaki Kürtler isterlerse; Onlarda federe devlet derlerse, onlarda ana dilleri ile  eğitimi dayatırlarsa, Onlarda Diyarbakır başkent olsun diye bağırırlarsa, meclisimiz, ordumuz, polisimiz, bölge başkanımız, televizyonlarımız, radyolarımız olsun derlerse….

 
 „Yeni bir  misak i milli” yi dayatalım diyor.
Bununla demek istiyorki; Güney Kürdistan’ ı hemen işgal edelim.
Oradaki Kürtleri de kendi Kürtlerimiz gibi esir düşürelim.
Meclislerini dağıtalım, televizyonlarını radyolarını kapatalım
Dillerini kültürlerini yasaklayalım.
Siz dağ türküsünüz diyelim
Bu numaramızı yutarlarsa, kardeş olduğumuzu, et ile tırnak gibi ayrılmaz olduğumuzu söyleyelim.
Bunuda yutarlarsa, dağlarının, nehirlerinin, köylerinin adlarını değiştirelim,
Yani biz bizim Kürtlere seksen yıldır ne yapmışsak, Saddam’ ın bile yapmadıklarını oradaki Kürtlere yapalım.
Ertuğrul Özkök aslında bize bunları söylüyor.
Eğer Güney Kürtleri Türkiyenin egemenliği altında yaşayan Kürtlerin „ahlakını” bozarsa
Ertuğrul F- 16 uçaklarını Güney Kürdistana yollamak istiyor, ama Amerikadan biraz korkuyor:

Karşımıza Amerikan F-16’ları mı çıkacaktır?
Çıkarsa, onlar bilir.
Bir İran, artı bir Suriye…
Üzerine bir Rusya ekleyin.
Ta Afganistan’a kadar uzanan bir coğrafya çıkar karşınıza.
Buna, şimdi senden nefret eden eski arka bahçen Latin Amerika’yı ekle.
Kala kala, her olayda nötr kalan bir Avrupa…
Bunu sadece biz değil, 14 bin kilometre ötedeki Amerika da düşünmelidir.
Hesap oradaysa, terazi burada.
Bir tarafta üç buçuk Kuzey Irak.
Bu tarafta Türkiye.”

Görüyorsunuz kendi egemenlği altındaki Kürtlerin uyanmaması, haklarını istememesi için dünya savaşını bile göze alıyor.
İran’ ın aynı yarasının olduğunu
Suriyenin aynı „belası”nın olduğunu biliyor.
Amerika’yı bunun için tehdit ediyor.
Rusya’ya göz kırpıyor
Latin Amerika halklarına „dostluk elini” uzatıyor
Ve Amerikaya diyorki bak bizim Kürtlerin haklarıyla ilgilenirsen
Suriye ile birlik oluruz
Iran ile birlik oluruz
El kaide ile birlik oluruz
Sana karşı gelebilecek her kesimle birlik oluruz
Ama sen Güney Kürtlerini yalnız başına bırakırsan
Kendi Kürtlerimize yaptığımız her türlü muameleyi hoş görürsen
O zaman yaşasın Amerika deriz
Aynen böyle düşünüyor Ertuğrul.

Böyle düşünüyor ama düşleri gerçeklerin duvarına çarpıp tuzla buz oluyor
Ertuğrul köpürüyor yeni tehdit türleri buluyor.
Nazileri kendine örnek alıyor .
Bakınız neler yazıyor:
O yüzden diyorum ki, daha o gece üç beş Türk F-16’sı, Erbil semalarında ses duvarını aşmalıydı.
Bir-iki bin pencere camı tuzla buz olmalıydı.
Şuna samimiyetimle inanıyorum.
Belki de onlara yapılacak en büyük iyilik bu olurdu.
Hiç olmazsa Türkiye’nin ciddiyetini dikkate alır, artık lafla peynir gemisini yürütemeyeceklerini anlarlardı.”

Cam kırma örneği çok ilginç
Biliyorsunuz, Almanya’ da “kristal gece” olarak bilinen bir vakaa vardır.
Buradaki cam kırma ile Ertuğrul’ un önerdiği cam kırma arasında benzerlikler vardır.
En iyisi ben kristal gecenin ne olduğunu yazayım siz onu okuyarak Ertuğrul hakkında bir karara varın:

Kristal Gece’ye (Kristallnacht) adı veren 9 Kasım 1938, Nazilerin uyguladığı ayrımcılık ve şiddetin soykırıma dönüşmesinin başlangıcı sayılır.. Kasım’ın 9’unu 10’una bağlayan gece Yahudilere saldırılar gerçekleştirilmiş 30.000 kadar Yahudi imha kamplarına gönderilmişti. Sekiz bin Yahudi evi ya da işyerinin camları kırılmış, 1668 sinagog tahrip edilmişti. 267 sinagog ateşe verilmişti.  Kristal Gece ya da Kırık Camların Gecesi anlamına gelen Almanca “Kristallnacht” ismi bu katliamdan geliyor. Kristal Gece, Nazi Soykırımı’nın toplama kamplarında değil, Yahudi evlerinin, işyerlerinin, sinagogların tahribiyle başladığını, toplumun bu geceyle ilgili kabulleniş ve sessizliğinin soykırımı gerçekleştirenlere cesaret verdiğini hatırlatması nedeniyle unutulmamalıdır.”

Devam edecek 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu