Selim Çürükkaya / Abdullah Öcalan`ın Hamili Yıldırım için “Sende bizim Hamlet`imiz ol” dediğini duydum. Bu sözü okuduğum gün, çok düşündüm. Acaba Öcalan İngilizlerin büyük yazarı WILLIAM SHAKESPEARE `nin ünlü eseri ” Hamlet” i okumuş muydu? Dedim.
Ya bu sözü dinleyen Hamili Yıldırım?
Eğer Öcalan o kitabı okumuş ve buna rağmen Hamili Yıldırım `a:
“Sende bizim Hamletimiz ol” demişse, durum vahimdir!
Eğer Hamili Yıldırım kitabı okumuşsa ve Öcalan`ın o sözüne karşı sessiz kalmışsa, „ihaneti” onaylamıştır, demektir.
Ama ben inaniyorum ki; ne Öcalan, nede Hamili Yıldırım “Hamlet” adlı tiyatro kitabını okumamışlardır.
Öcalan “Hamlet” adını duymuş, Hamili adı ile “Hamlet“adı arasında benzerlik olduğu için bu bağlantıyı kurmuştur. Kitabı okumadıkları için;
Ne Öcalan nede Hamili Yıldırım , “Hamlet” ile Hamili’ nin kaderlerinin birbirlerinin tıpkısı olduğunu bilmezlerdi.
Bu konuyu bilselerdi, ne Öcalan Hamili” ye sende bizim “Hamlet” i mizsin derdi, nede Hamili sessiz kalıp bu sözü onaylardı.
İsterseniz size kısada olsa “Hamlet“in kim olduğunu ve öyküsünü anlatayım:
“Hamlet” Danimarka kralının oğluydu.
Onun amcası, yani babasının abisi, “Hamlet”in annesiyle işbirliği yapıyor, ikisi gizlice kralı zehirliyerek öldürüyorlar.
Bir gün sonra görkemli bir törenle kralı gömüyorlar, cenaze merasiminin hemen ardından “Hamlet“`in annesi ile amcası dillere desatan bir düğün töreniyle evleniyorlar. Aradan fazla zaman geçmiyor, bir gece ölen kralın hayaleti saray nöbetçisine görünüyor, oğlu “Hamlet“`i soruyor.
Ve “Oğluma söyle yarın gece tam bu saatte burada olsun” diyor, ortalıktan kayboluyor.
Nöbetçi ertesi gün “Hamlet“e haber veriyor.
Karanlık bastığında “Hamlet” ile ölü kralın hayaleti, sarayın bahçesinde buluşuyorlar. “Hamlet“in babasının hayaleti:
“Oğlum Hamlet, ben ölmedim, öldürüldüm.
Amcan ve annen bana komlo yaptılar, uyurken kulağıma zehir damlattılar.
Cenaze töreni için hazırlanan yemekleri, düğün töreninde insanlara sundular. Kardeşim ve karım koltuğum için beni öldürdüler.
Ben öldükten bir gün sonra kardeşim hem karıma, hemde iktidarıma sahip oldu.”
Babasını dinleyen “Hamlet” büyük bir üzüntü içinde saraya, babasının hayaleti de mezarına geri dönüyor.
Ve” Hamlet” deli numarasına başvuruyor, annesi ve amcası onu bir odaya kapatıyor.
“Hamlet” kaldığı odada bir tiyatro eseri kaleme alıyor, eseri bitirince oyuncular buluyor, provaları yapıyor, oyunu sahneleyince, annesi ile amcasını da davet ediyor.
Oyundaki zalim ağabey, bir kadın ve iktidar için kendi kardeşini zehirliyor.
Tamda bu sahnede “Hamlet“in amcası oturduğu koltuktan fırlayarak, oyunu durduruyor ve kendini ele veriyor!
Bu oyundan sonra amcası “Hamlet” için bir komplo düzenliyor, hazırlanmış bir gemiyle onu İngiltereye ölüme yolluyor.
Komployu fark eden “Hamlet” gemiden kaçarak Danimarka’ya geri dönüyor ve başka bir çok entrikayı atlatınca, amacasıyla karşı karşıya geliyor.
Bir kılıç darbesiyle kellesini uçuruyor!
“Hamlet“in öyküsü kısaca böyledir.
Gelelim Hamili Yıldırım `ın öyküsüne;
Hamili Yıldırım, Dersim doğumludur ve PKK’nin ilk kurucularındandır.
Dürüst, mert, sözünün eri bir insandır.
1978 yılında Dersim’de Tunceli Öğretmen okulunda öğrenci olan Ayten Yıldırım ile evlendi.
Ayten güzelliğiyle, mavi gözleri, uzun saçları ile Homeros‘un destan kahramanı gibi bir kadındı.
Hamili 1979 tarihinde Elazığ’da, bir müddet sonra Ayten de Antep’de tutuklandı.
Hamili içerde onsekiz yıl yattı. Ayten ise kısa süre içinde tahliye olunca Şam`a, Öcalan`ın yanına gitti.
Öcalan PKK koltuğunu yalınız başına ele geçirmek için Ayten Yıldırım dahil, 25 PKK yöneticisini komplolarla öldürterek, ajan ilan etti ve iktidar koltuğunu ele geçirdi.
Tutuklandıktan 18 yıl sonra tahliye olan Hamili Yıldırım Şam’da Abdullah Öcalan’ın kaldığı yere ulaştı.
O anda Hamili Yıldırım da sarayın bahçesinde babasıyla görüşmeden önceki “Hamlet” gibi olan bitenlerden habersizdi.
Apo` nun ( Kürtçede amca demektir) eşi Ayten’i ve arkadaşlarını iktidarı ve koltuğu için öldürdüğünü bilmiyordu.
Fakat Öcalan’ın kendisi onları neden öldürdüğünü çok iyi biliyordu.
Eğer Öcalan “Hamlet”`in öyküsünü bilseydi, Hamili`ye “Sende bizim ‘Hamlet’ imiz ol” der miydi?
Bana göre demezdi.
Eğer kitabı okumuş öyle demişse, yaptklarını açıkça söylemiş, ama Hamili dünyadan habersiz olduğundan tepkisiz kalmıştır.
Öcalan Hamili Yıldırım buluşması muhtemelen Şam’da gerçekleşti.
Bu buluşmanın ardından Hamili Bekaa vadisindeki gerilla kamplarına yollandı.
Büyük bir ihtimalle buradaki gerilla kampında komutan olarak görev aldı.
“Hamlet” adlı tiyatroda olduğu gibi, Bekaa vadisindeki kocaman kayaların arasında gece nöbet tutan Hamili Yıldırım’ın bir arkadaşına “Ayten Yıldırım“ın hayaleti görünseydi, bu hayalet nöbetçiye:
„Kocama söyle, yarın bu saatlerde burada bulunsun, kendisiyle görüşeceğim” deseydi.
Bir gün sonra gece karanlığı bastığında, Hamili Yıldırım nöbet yerinde beklerken gök gürültülerini andıran bazı seslerle birlikte Bekaa’nın taşları arasında masmavi gözleri, bir ay gibi parlayan yüzü, lülel lüle uzun saçları, inci gibi parlayan dişleri, üzerindeki beyaz gelinliği ile görünen Ayten Yıldırım Hamili’ ye:
“Sevgili eşim Hamili, ben ölmedim, öldürüldüm!
Senin amcan olacak o alçak adam, sırf iktidarı için beni ve 25 arkadaşımı öldürdü!
Ben deli değildim, senin arkadaşların da ajan değillerdi” deseydi, ardındanda acı gülümsemesiyle birlikt ortalıktan kaybolsaydı…..
Ve bundan sonra Öcalan ile Hamili Yıldırım karşılaşsaydı, Öcalan’ ın:
“Sende bizim Hamletimiz ol” sözlerine karşı ne yapardı acaba?
Şimdi diyorum ki keşke Hamili daha önce Hamlet’i okusaydı!
Okumadığı için o sözün anlamını çözemedi ve çözemediği içinde Öcala’ nın komplosuna düştü,
elleri kolları bağlanarak Türk ordusuna teslim edildi ve hayatı boyunca bir zindanın dört duvarı arasına hapsedildi.
Bir gün birileri Hamili ile Ayten Yıldırım’ın dramını yazarsa;
inanıyorum ki “Hamlet” eseri gibi bir şaheser ortaya çıkacaktır..
07/25/2006 07:01
Selim Çürükkaya
