Güncel

Dengbejler

Selim Çürükkaya / Dengbejler, derdbejler, biz Kürtlere aittirler. Veya çok eskiden belki yazı öncesi başka halklarda da vardılar. Ama Kürdistan’da Dengbejler; Kültürün, dilin, gelenek, göreneklerin taşıyıcılarıdırlar.

Bir Dengbej, günlerce sürecek bir zamanda stranlarını söyler, şiir gibi, destan gibi, şarkı gibi kafiyeli anlatır meramını. Bir roman gibi, bir destan gibi işler konuyu, aşkı anlatır, kavgaları, savaşları, düğünleri, çadırları, dağları, dağların dumanını, yolları, ovaları, açlığı zulümü, zulüme karşı direnenleri, kahramanlarını ince ayrıntılarına kadar işler.

Dengbejler Kürt romancılarının ve şairlerinin, tarihçilerinin hatta resamlarının atalarıdırlar.

Yaşar Kemal’in romanlarının ilhamı dengbejlerdir, Yılmaz Güney’in filimlerinde Dengbejlerin izini bulursunuz. Ahmed Arif’in şiirlerinin kökünde dengbejlerin anlattıkları vardır.

Ve Ahmed Arif sade bir deng nivistir.

Resam Ahmet Güneştekin’in çizgilerinde, güzel renklerinde dengbejlerin sedalarının tadı vardır.

Ahmet dengbejliği fırçayla yapıyor sanki.


Mehmed Uzun romanlarında Dengbejlerin hakkiki torunu gibidir.

Peki bizler toplum olarak Dengbejlere ne kadar değer verdik? Ne kadar değer veriyoruz? Geçenlerde “Diyarbakır Bülbülü” olarak tanınan Dengbej Seyidxan Boyağçi, yoksulluk içinde vefat etti. Onun değerini ne kadar bildik?

Deryalar kadar derin ve güzel olan Kültürümüz ve dilimiz hor görüldü, yasaklandı, ilkel olarak lanse edildi. Bundan dolayı biz de Kültürümüzün dillerimizin taşıyıcılarına, hamallarına önem vermedik, onlara sahip çıkmadık.

Bundan yıllar önce, Filiz Korkmaz, bana Ayşe Şan’ın akibetini anlattığında hüngür hüngür ağlamıştım. “Şark bülbülü” olarak adını tarihe yazdıran bu kadın, yanık sesiyle dertlerimizi dile getirdi, yaşlanınca kimseler elini tutamadı, ona sahip çıkan olmadı, İzmir’de barlarda şarkı söyleyerek geçimini temin ettti, öldüğünde de kimsesizler mezarlığına defnedildi.

Diline Kültürüne, sanatına, dengbejine, şarkıcısına, romancısına, yazarına, şairine sahip çıkmayan bir milletin geleceği, bizim ki gibi olur herhalde. Yaşadığımız bu zulmün, bu aşağılanmanın, bu göçebeliğin, bu savrulmanın nedeni belki de budur!

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu