Dizi Yazılar

PKK yi Kimler Kurdu? 5

Mezarı kazılırken tutuklu olduğu çadırdan kaçarak Longo Mayi Kooperatifinin Başkanına durumu izah etti. Kazılan mezarları gören Başkan, Edip’e sahip çıkarak ideolojik eğitim amacıyla bu kooperatifte bulunan PKK lileri kovdu. Öcalan’ın devreye girmesiyle Edip tekrar geri döndü, önce Yunanistan'a yollandı ardından Öcalan’ın talimatı ile Mardin eyalet koordinatörü olarak atandı.

Selim Çürükkaya / 103 – Edip : Kars doğumlu Türk kökenlidir, grubun kuruluş çalışmalarına burada katıldı. İdeolojik yönü güçlü biriydi. Darbeden önce yurt dışına çıkabildi. Özellikle 1986 lardan sonra Avrupa’da görevler üslendi. Bir ara Avrupa koordinatörlüğü yaptı. Öcalan’nın diktatörlük sitemini Kürtler arasında Avrupa’ da yerleştiren kişilerden biri oldu. 1988 Yılında Fransa’da Longo Mayi çiftliğindeki Örgütün eğitim kampında Duran Kalkan ve Ali Haydar Kaytan tarafından tutuklandı, burada kurulan uyduruk bir mahkemede yargılanarak idam cezasına çarptırıldı.

Mezarı kazılırken tutuklu olduğu çadırdan kaçarak Longo Mayi Kooperatifinin Başkanına durumu izah etti. Kazılan mezarları gören Başkan, Edip’e sahip çıkarak ideolojik eğitim amacıyla bu kooperatifte bulunan PKK lileri kovdu. Öcalan’ın devreye girmesiyle Edip tekrar geri döndü, önce Yunanistan’a yollandı ardından Öcalan’ın talimatı ile Mardin eyalet koordinatörü olarak atandı. 1991 Tarihinde Bekaa vadisinde Öcalan’ ın önayak olduğu bir çalışmayla Türkiye partisi adı altında bir parti kurulmak istendi. Anlatıldığına göre bu partiyi PKK içindeki Türk kökenliler kuracak ve Türkiye halkına da bu parti öncülük yapacaktı. Bu aşamada Edip kendisinin yardımcısı konumunda Olan Mediha Bahtiyar ile birlikte Mardin bölgesini terk ederek İstanbul’a gitti. “Türkiye Partisini  biz kuracağız” açıklamasını yaptı. Bekaa’da bu haberi alan Öcalan, Edip ile Mediha’nın ölüm kararını vererek İstanbula tetikçiler yolladı. Bir Mardinlinin evinde ele geçirilen Edip, başına bir çuval geçirilerek boğuldu. İstanbul’daki bir çöplükte üzerine benzin dökülerek yok edildi. Mediha tutuklu olarak bir grubun denetiminde Şam’a Öcalan’ın yanına götürüldü.

 104 – Mediha Bahtiyar : Eskişehirli bir kasabın kızıdır. Örgüt içinde Elif kod adını kullanıyordu. Mardin Eğitim enstitüsünde öğrenci iken Kemal Pir’in ilişkisi sonucu grubun çalışmalarına katıldı. Mardin bölgesinde, Batman’ da çalıştı, yurt dışına çıktı, önemli görevler üstlendi, gerilla komutanlığı yaptı, Edip ile birlikte Mardin bölgesini terk ederek İstanbul’a gitti. Şamda sorguya alındı. Meral Kıdır’ a teslim edilerek İstanbul’a yollandı. Meral Kıdır ekibi tarafından öldürülerek gömüldü. Örgütün Türkiyede’ki gazetesi özgür gündemde “Mediha polis tarafından kaçırıldı”başlıkı bir haber yayınlandı ve kimse onun akibetini dahi soramadı.

105 – Mahmut Bilgili: Ankara Hukuk Fakültesinde öğrenci iken grubun çalışmalarına katıldı. Mezun olduktan sonra Diyarbakır’da avukatlık bürosu açtı. Hem avukatlık yapıyor, tutuklanan örgüt militanlarının davalarına bakıyor, hemde örgütsel çalışmalar yapıyordu. 12 Eylül darbesinden sonra PKK davasının avukatlığını yapmaktan dolayı tutuklandı, Diyarbakır zindanına konuldu, korkunç işkenceler gördü. Bazı itirafçılar örgüt militanıdır diye üzerine ifade verdi. Onurunu koruyarak bu cehennemden kurtuldu.

Türkiye de yaşamanın zor olduğunu fark edince, yurt dışına çıktı, Hollanda’ ya iltica etti. PKK içindeki değişikliği Hollanda da farketti. Onunla görüşen PKK’ nın Avrupa sorumlularından Duran Kalkan kendisini Suriye’ ye, Abdullah Öcalan’ın yanına yollamak istedi. Bütün ısrarlara rağmen Mahmut gitmeyi red etti. Bu durum karşısında Avukat Mahmut Biligil’iyi Şam’a getiremeyeceğini anlayan Öcalan, onun ölüm kararını verdi. İnfaz kesin yapılacak, ama hiç bir iz bırakılmayacaktı. Mahmut bir eve misafirliğe çağrıldı. 1987 Mart ayının başında zehirlenerek öldürüldü. Cesedi satırlarla parçalandı. Bir kaç torbaya konuldu ve Hollanda da pislik kanallarının birine atıldı. 26 Mart’ta Twente kanalında bulundu. Kürt asıllı olan Mahmut Bilgili’nin mezarı Kayseri’nin Sarız ilçesindedir ve mezar taşı üzerinde “Mahmut Bilgili PKK tarafından katl edildi” diye yazılıdır. Dolf Van Soest adlı bir polis komiseri  ile araştırmacı gazeteci Elzo Springer Mahmut Bilgili cinayeti İle Palme cinayeti arasında bağlantıların olduğunu ileri sürdüler.

106- A. Kerim Saruxan: Doğu Beyazıt ta öğretmenken grubun çalışmalarına katıldı. Mardin bölgesinde faaliyetlerini sürdürdü. 12 Eylül Darbesiyle birlikte yurt dışına çıktı. Avrupa’ya ulaşınca burada Kürt kitleleri içinde çalışmalar yürüttü. 1985 Yılında Çetin Güngör ve arkadaşlarının yaptığı eleştirilere benzer görüşlere sahipti, örgüt içindeki uygulamalardan rahatsız oldu ve tedrici olarak ilişkilerini kesti.

 107 – İdris Ökmen: Kars doğumludur. Lise yıllarında mücadeleye katıldı. 1976 yılında Kars’taki PKK’nın kuruluş çalışmalarında yer aldı. Askeri darbeden sonra bir Yolunu bularak Libya’ya gitti, Burada Kürt işçiler arasında Ulusal kurtuluş mücadelesinin düşüncelerini yaydı. Ardından Bekaa vadisine döndü, buradaki toplantılara, konferansalara katıldı, Avrupa daki Kürt Kitleleri arasında çalışmalar yürütmek İçin Fransaya gitti. Örgütün buralarda düzenlediği eğitim çalışmalarının sorumluluğunu üstlenledi. Ülkede başlayan gerilla savaşınının uzağında kalmak istemedi , Bir grup arkadaşı ile birlikte Şam’a döndü, burdan Güney Kürdistan’a geçti. PKK- Merkez komite yedek üyesi olan İdris 15 Nisan 1985’de, M.Rauf Orbay ve Ozan Sevkan’ında içinde bulunduğu bir grup arkadaşı ile G. Kürdistan da detayları bilinmeyen bir çatışmada yaşamını yitirdi.

 108 – Hüseyin Makal: Kürdistan Devrimcileri grubunun kuruluş aşamasıda çalışmalarına katıldı. Dersim doğumluydu. Karsın Digor-Pazarcık ilçesinde öğretmenlik yaparken yörede örgüt çalışmalarına güç kattı. Halk arasında çok sevilen bir insandı. Kars bölgesinin yöneticisi konumundayken 12 Eylül Askeri Cuntası iş başına gelince, bir grup arkadaşı ile birlikte dağa çıktı. Bir müddet dağlarda kaldı, daha sonra bir çatışmada yaralı olarak esir düştü. İşkenceler karşısında direndi, mahkemelerde Kürt Halkının haklı davasını savundu. PKK ye katılan gençlere göre yaşlı olduğu ve tutarlı bir duruş sergilediğinden cezaevlerinde de sevilen bir konuma geldi. Uzun süre Erzurum Sıkı Yönetin Cezaevlerinde kaldı. Onun bu durumunu hazm edemeyen cezaevleri müdürleri, gittiği her yede sürgüne yolladı. 15 yıl kadar tutsak kaldı. 1991 tarihinde tahliye oldu. Yaşı ellinin üzerinde olmasına rağmen gerilla olarak dağa çıktı. Güney Kürdistan’da hastalandı. Kısa zamanda hastalığının kanser olduğu anlaşıldı.Tedavi olmak amacıyla İran’a gitti, burada yaşamını yitirdi.

 109 – Abbas Göktaş Kars Doğumluydu. Ankarada üniversitede öğrenci iken grubun kuruluş çalışmalarında yer aldı. Özellikle Kars bölgesinde çalışmalarını sürdürdü, sorumluluklar yüklendi. 12 Eylül darbesi olunca aranan arkadaşları ile birlikte dağa çıktı. Yakalandı, Erzurum cezaevinde yargılanması sürüyorken 1983 yılında itirafçı oldu.

 110 – Mehmet Okçu: Ağrı Doğu Beyazıt doğumludur. Ankara öğretmen okulunda öğrenci iken 1975 yılında grubun çalışmalarına katıldı. Doğubeyazıt’ ta öğretmen olarak atanması yapılınca buradaki çalışmalara dahil oldu. 12 Eylül darbesi gelmeden tutuklandı, polis soruşturmasında direnişçi bir tavır sergiledi. Erzurum cezaevinde kaldı. 1984 yılında tahliye oldu. Suriye’ ye çıktı. Buradan Bekaa vadisine ulaştı. Bekaa da sorumluluklar yüklendi. Bir müddet sonra Güney Kürdistan’a geçti. Gerilla kamplarında askeri eğitim göründü, gerilla olarak kuzey Kürdistan’a gitti. Ocak 1991 tarihinde Türk ordusuyla girdiği bir çatışmada yaşamını yitirdi.

 111- Bişar Akbaş1952 Yılında Mardin’in kasabası Nusaybin’de doğdu. Ceylanpınar’ da öğretmenken grubun çalışmalarına katıldı. 12 Eylül darbesi öncesi tutuklandı. Diyarbakır zindanına konuldu. Zindanda inanılmaz bir direniş sergiledi. İşkenceciler onun gibi sert kayaya çarpınca yenildi. 1984 yılında 49 gün süren ölüm orucunda kaldı, gözleri göremez durumdayken, Diyarbakır askeri hastahanesinde ailesi ile görüştürüldü, eşine bakıp “baba”deyince, babası oğlunun gözlerinin görmediğini anladı. Ölüm orucu bir anlaşmayla sonuçlanınca, Bişar Akbaş uzun bir süre sonra komadan kurtuldu. 1987 yılında Diyarbakır cezaevinden Antep cezaevine sürgün edildi. Burada tutuklu iken PKK içindeki ilişkileri gözlemledi, cezaevindeki PKK sorumlularıyla ilişkileri bozuldu, neticede onların kaldığı koğuştan ayrılarak tek başına bir koğuşta kalmaya karar verdi.

1990 Yılında tahliye olunca, Ceylanpınar’a döndü. Bu kasabada halkın çok korktuğunu, Emniyet Müdürünün terör estirdiğini gördü, tanık oldu, hapis arkadaşı İsmail’i buldu, kafa kafaya verip konuştu, iki silah temin etti, İsmail ile birlikte Ceylanpınar Emniyet müdürlüğüne gitti. Emniyet Müdürünü sordu, odasına gitti, silahını çekti vurdu, İsmail ile birlikte dışarı çıktı, ardlarına jandarmalar takıldı “dur” dediler, Bişar Hoca tenezzül edip ardına bile bakmadı, hiç bir şey olmamış gibi yürüdü, arkadan taranarak 25.05. 1990 günü öldürüldü.

112 M. Şükrü Gülmüş-01.01.1954 yılında Batman’da doğdu. 1976’da, Muhsin kod adlı (Mazlum Doğan)’la tanıştı. Öğretmen olan Gülmüş, Batman’da çalışmalarını sürdürdü. Hayri Durmuş ile tanıştıktan sonra faaliyetlerini Profesyonel alarak Kızıltepe’ ye kaydırdı..

Önce Kızıltepe, ardından Mardin sorumluluğunu üstlendi. 1979 tarihinde aranır duruma düşünce, Suriye üzeri Lübnan’a geçti, Filistin kamplarında Halil Ataç Kemal Pir ve yirmi kişilik bir grupla birlikte askeri eğitim gördü. Geçici MK üyesi sıfatıyla 1980 yılında bir arkadaşıyla birlikte müdahale amacıyla Kürdistan’a geri döndü. Fakat yakalanarak Diyarbakır cezaevine atıldı. Zindanlardaki direnişlerde yer aldı, mahkemelerde siyasi savunmalar yaptı. Zor koşullarda hep direnen arkadaşları ile birlikte hareket etti. Işkenceler bitince arkadaşları ile belirli konularda anlaşamadı ve tecrit edildi.

Tahliye olunca, Öcalan tarafından Bekaa’ya çağrıldı. Bir müddet Bekaa da kaldı. Türkiye’deki örgütün basın yayın sorumlusu olarak İstanbul’a yollandı. Özgür gündem gazetesinin genel yayın sorumlusu iken, 500 kitap sayfası tutan Öcalan, Yalçın Küçük röportajının tümünün günlük bir gazetede yayınlanmasının mümkün olmadığını söyleyince, Öcalan’ın emriyle gazete kapatıldı. Şükrü Gülmüş ve gazetenin diğer yöneticileri özeleştiri, yani “soruştırma sürecine” alındı. Ciğerlerinden şiroz hastalığına yakalandığı için bazı arkadaşlarının yardımıyla Almanya’ ya gitti, ölüm tehlikesi geçirdi, ciğeri alınarak kendi deyimiyle “bir fransızın ciğeri” takıldı. Uzun süre “sakıncalı piyade”olarak görüldü. Öcalan’ı ve Kürtler içinde kurduğu sistemi eleştirince , “şkün ve hain ilan!” ilan edildi. Hala Amanya’da yaşıyor.

Devam edecek

Üstte soldan sağa: 1 Süleyman Günyeli, Şükrü Gülmüş, Mediha Bahtiyar

Alttakiler soldan sağa: Bişar Akbaş, Ayten Yıldırım 

 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu