Makalelerim

Köklü hezeyanlar 3

Selim Çürükkaya / Ertuğrul  bey,
flim tavsiyelerinden sonra  tarih ile ilgili kitap okumamızı öneriyor.
Diyor k;.  “Ben aklı başında bir Kürt olsaydım, bugünlerde bol bol tarih kitabı okurdum.
O topraklarda cetvelle çizilen haritaların, pergelle nasıl bozulduğunu; bozulan coğrafyalarda insanların başına neler geldiğini anlamaya çalışırdım.”

Ben biraz tarih okudum Ertuğrul bey, cetvellerle çizilip size dağıtılan benim ülkemin topraklarıydı.
1923 te Türkiye cumhuriyeti İngiliz ve Frnasız devletleri  ile birlikte parçaladı ülkemin topraklarını

Mayın tarlaları koydular aramıza
Tavuklarımız birbirine karışamaz oldu
Gidiş gelişlerimiz suç sayıldı
Ayaklarımızı bıraktık mayın tarlalarında
Ayakkabı yerine konserve kutuları giyip yürüdük.
Bir tarafımız gazla zehirlendi
Diğer tarafımız insadan bile sayılmadı
Büyük tarafımız Türkleştirilmeye çalışıldı.

Biz kimsenin ülkesinin toplaklarını cetvelle bölmedik
Pergelle parçalamadık
Bölünen ve parçalanan biziz
Siz bölenlerle birlikteydiniz
Neden bunu görmemezlikten gelirsiniz
Ve hızınızı alamadan birde Amerikalılara nasihat çekersiniz:

“Bir çift sözüm de Amerikalılara.
Bu bölgede, eskiden dostunuz olan çok ülkenin kalbini kırdınız.
Kendinize çok düşman yarattınız

Vay Amerika biz senin dostunduk, uşağındık
Natoda ortağındık
Korede askerindik
Ulağın, yamağın  hatta karındık
Sırf Saddam’ ı devirmeni istemiyorduk
Bunun için sana yardımcı olmadık
Çünkü Saddam devrilince Kürtler kurtulacaktı
Onun Kürtleri kurtulunca, bizimkiler rahat durmayacaktı
Dinlemidin ve geldin
Kurduğumuz hapishanenin bir duvarını kaldırdın
Bir duvarı olmayan hapshanedeki Kürtleri nasıl tucağımızı söylemedin
Bundan dolayı bu bölgede düşman edindin
Biz sana diş biliyoruz bilesin
İran ve Suriye rejimlerinin kinini bilemezsin
Bunları sölemek istiyorsun Ertuğrul, inkar edemezsin! 
Saçmalamana rağmen bazen doğrularıda telefuz edersin:

Emin olunuz bunun bedeli ağır olacaktır.
Bu çağda artık sadece ekonomik ve askeri güce dayanarak büyük devlet olunamıyor.
Küreselleşmenin garip bir tecellisi var.
En çaresiz halklara, en güçlü devletler karşısında bile savunma imkánı veriyor.”

Ertğrul bey,
Keşke bu sözlerini  Amerikalılara değilde kendine söyleseydin
Keşke kulakların sözlerini duyabilseydi
Veya keşke gözlerin yazdığı satırları okuyabilseydi
Ve yine keşke beynin yazdıkların üzerinde düşünseydi

O zaman şöyle yazacaktın
Biz Türkler sadece ekonimimize ve askeri gücümüze dayanarak devlet olamayız
Dünya küçüldüğü için Kürtlere yaptığımz zulümü gizleyemeyiz
Kürtler çaresiz, Kürtler kimsesiz ama
Bizim gibi güçlülere karşı kendilerini  savunabiliyorlar
Hemde bizi dünya aleme rezil ediyorlar

Ama nerede Ertuğrul’ da sağduyu?
Sömürgeci kalemdir, kötüdür huyu
Biz Kürtlerin çektiği acıları hisetmez, devrilesice boyu
Son cümlesi anlatıyor bunu:
Çok iyi biliyorum ki, biz Türklerin bugün millet olarak çektiği üzüntü, duyduğu infial, onların (Kürtlerin S.Ç.) çekeceği acıların, yaşayacakları trajedilerin yanında mütevazı kalacaktır.”

Kürtler sanki acı çekmiyorlar,
Sanki işkence görmüyorlar,
Sanki kurşunlanmıyorlar,
Tutklanmıyorlar
Sürülmüyorlar
Öldürülmüyorlar

Ertuğrul bunları görmüyor
Veya bunları az buluyor
Hele Amerika Avrupa sessiz kalsın diyor
Ve bize trajediler hazırlıyor

Senin çektiğin acı ne ki Ertuğrul?
Avcının avlandığına üzülüyorsun
Katilin katledilmesinedir kederin
İşkencecinin infaz edildiğine yanıyorsun
Kürtlerin ebedi olarak susturulamadığına sinirleniyorsun 

 Ertuğrul, Sen busun!

Selim Çürükkaya 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu