Makalelerim

Kuş işi, bilmez kişi

Onun hakkında bundan fazla bir bilgim yoktu.Bundan bir müddet önce, ağaçkakanla bir yerde karşılaştım.Ben alışverişe gidiyordum, o kırmızı kiremitten yapılmış bir binanın köşesine yakın bir yerde, gagasıyla kiremiti delmeye çalışıyordu.

Selim Çürükkaya / Geçenlerde bir okuyucum bana; “hep siyaset yazıyorsun, siyaset dışında bu dünyada başka bir şey yok mu? Neden kendini siyasete hapsetmişsin? Oysa istersen başka şeyleri daha güzel yazabilirsin” demişti. Gerçekten yaşam siyasetten ibaret değildir. Ama biz siyasete bulaşanlar ve hatta onun içinde büyüyenler, bir türlü onu terk edemiyoruz.

Kanımıza iliğimize sinmiş, oysa onsuz belki daha iyi yazarım, onsuz belki daha doğru düşünürüm. Fakat siyasetsiz yazı yazmaya bir türlü alışamıyorum…Haydi bakalım hatırınız için kendimi alıştırayım ve bir kuş hikayesini anlatayım. İsterseniz yaprak üzerine de yazabilirim, yazdıklarımı okuturum size… Vallahide billahi de okuturum. Buraya kadar okudunuz, bundan sonrasını okumayın bakayım!

Meraktan çatlayacaksınız o zaman.

Bakın en iyisi, yaprak kalsın, size bu gün kuşu anlatayım.

Onun hakkında bundan fazla bir bilgim yoktu.
Bundan bir müddet önce, ağaçkakanla bir yerde karşılaştım.
Ben alışverişe gidiyordum, o kırmızı kiremitten yapılmış bir binanın köşesine yakın bir yerde, gagasıyla kiremiti delmeye çalışıyordu.

Epeyce izledim onu, sonunda “bu hayvan delirmiş” deyip,  çekip gittim.
Aradan kaç gün geçti saymadım, ama baktım ki; ağaçkakan kiremiti delmiş ve içine girmişti!
Bu ağaçkakanın kiremit kakan olduğunu o gün anladım
Buraya kadar her şey normal sayılabilir, değimli?

Sizin çivi çakamadığınız kırmızı kiremiti, bir kuş gagası ile delip içine girebiliyordu!.
“Google” amcaya sordum ağaçkakanı, bana; “bir saniyede 21 kez gagasını hızla vurur, delici özelliği de budur” dedi. Ve yine derler ki; bu kuş Nuh’un gemisini deler gerekçesiyle, gemiden kovulmuştur, hemde eşiyle birlikte, ama uçan bir kuş olduğu için yaşamayı becermiştir.

Buraya kadar da tuhaf, yani anormal bir durum yoktur.

Asıl tuhaflık bundan sonra anlatacaklarımdadır.
Başka bir gün, yine alışverişe gidiyordum.
Yine aynı kuş, aynı binanın duvarının bu kez karşı köşesini gagalıyordu.
Aradan birkaç gün geçti, gittim baktım, binanın karşı köşesinde ikinci bir delik açmış ve içeri girmişti.

Evime döndüm hala taşın sertliği ile gaganın seri vuruşları ve sertliği üzerinde düşünüyordum.
Bir gün ellerinde uzun bir merdivenle söz konusu binanın duvarı dibinde çalışan iki alman işçiyi görünce, onlara doğru yürüdüm. Genç olanı merdivene tırmanıp yukarı çıkmış, ağaçkakan kuşunun gagasıyla deldiği deliğe, elindeki malayla beton dolduruyordu.

Birinci deliği doldurunca, merdiveni karşı tarafa götürdü, duvara yasladı, tırmanarak yukarı çıktı. İkinci deliği doldururken, dikkatle baktım, sağ köşedeki delik ile, sol köşedeki delik tam olarak simetrikti. Yani sağ köşedeki delik köşeden ne kadar uzak idiyse, sol köşedeki delikte o kadar uzaktı. Çalışan işçilere bu delikleri bu binanın duvarına açan bir kuştur dedim inanmadılar.

Onlar daha delikleri kapatmaya çalışırken, ben birinden metreyi istedim, merdivendeki Alman işçi aşağı inince ben çıktım, sağ köşedeki deliğin çatıdan uzaklığını, köşeden uzaklığını ölçtüm aşağı indim, karşı köşenin duvarına merdiveni çektim, tırmandım, ölçtüm, heyecandan nerdeyse bayılacaktım. İnanılmaz bir durumla karşı karşıya idim. Ağaçkakanın açtığı delikler tam olarak simetrikti.

Kaç aydır sorup duruyorum.
Metresi olmayan bu kuş, milim milim aynı hizada, aynı uzaklıktaki bu iki deliği nasıl yaptı?
Ansiklopedilerde aradım, cevabını bulamadım
Çok sayıda kişiye sordum, kimse yanıtını vermedi:
Yalınız bir arkadaşım: “Sen Allahın izlerine yeni rastlıyorsun” dedi.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu