Bay Muhalif

Mahmutçuğum,

Bay Muhalif Abdullah Öcalan'ın cezaevinden gönderdiği avukat görüşmesini değerlendiriyor

Selim Çürükkaya / Baş-kan’ ımızın 1 Kasım avukat görüşmesinin görüşme notlarının eleştirisini bitirmeden 8 Kasım görüşme notları geldi.
Görüyorsun ki Baş-kan’ ımız hiç durmadan gece gündüz nefes nefese çalışıyor. Hem de Kuva i milliye ruhuyla!….

HADEP kongresi 26 Kasımda yapılacak. Kongre bir Başkan seçecek deniyor.
Geçenlerde MED TV de yayınlanan bir programda HADEP Meclis üyesi bir yurtsever: “Çok sayıda Başkan adayı var artık delegeler istediğini seçecekler” diyordu.
Sayın Naci Kutlay da yeni seçilecek Başkan’ ın özekliklerini sayıp duruyordu. Sen bu gafillerin söylediklerine kulak asma!

Bunlar haddini bilmeden konuşuyorlar.
Yeni Başkan da ne demektir? Varsa yoksa tek bir Baş-kan olur!
Onun dışında kimse Baş-kan olamaz!
HADEP’e bir Başkan gerekmiyor.
Atanacak bir adam lazımdır.
Onu da Baş-kan atar!…

8 Kasım avukat görüşmesini dikkatle okumuşsan, Avukatlar, Murat Bozlak ve Ahmet Turandemir’ in taban içinde destek bulduklarını söyleyince, Baş-kan: “Ahmet Türk’e selamlarımı söyleyin” diyor.
Ve ekliyor: “Deniz Baykal’ın arkadaşıdır, sosyal demokrattır.”
“Ona söyleyin devlettin de haberi var.”
“Barzani ile ilişkileri iyidir.”
“Toparlayıcı olur.”

HADEP’in tabanı Ahmet Türk ‘ü Sevmiyormuş, onunda nedeni var!
Ahmet Türk, Şeytanın Allah hakkında bildiği her şeyi, Baş-kan hakkında bilen kişilerden biridir.
Zaten bu yüzden bir ara Şeytan ve Çete ilan edildi.
Ahmet Türk yalınız değil, bir fesat odağının aysbergidir.
Müritler zaten Baş-kan’ ın dediklerini yapıyorlar.
Sorun fesat odaklarını denetim altına almaktır.
Baş-kan ne diyor?

“Devletin haberi var,” diyerek Ahmet Türk’e devlet seni istiyor, yani bir tehlike yok, sinyalini veriyor.
“Deniz Baykal’ın arkadaşı” diyerek CHP ile yapılacak izdivacın sinyallerini yolluyor.
“Barzani ile ilişkileri iyi” mesajı ile Talabani’ yi hal etmek için Barzani ile uzlaşmayı öneriyor.
Ahmet Türk de  Zavallı, korkuyor!
Devletten Korkuyor, Baş-kan’dan korkuyor.
Zaten Baş-kan bu konuşmalarının arasında HADEP’lileri kontrgerilla cinayetleriyle tehdit etmeyi ihmal etmiyor.
Ne Yapacak Ahmet Türk?

Devlet onu uygun görüyor, Baş-kan da onu öneriyor!
Baykal’ın arkadaşı, Barzani’nin dostu.
Devlet HADEP ‘i CHP’ ye  yanaştırmak istiyor.
Ve yine Devlet Barzani’yi şimdilik Talabani’den daha güvenilir buluyor.
Bizim Baş-kan da aynı düşünüyor!
Ahmet’ Türk’ü HADEP’in başına geçirerek şer şebekesinin de kontrole alınacağını hem devlet, hem de Baş-kan biliyor.
Ve Ahmet Türk HADEP’in başına geçerse, önüne konulanları yapmaktan başka hiç bir şansı bulunmuyor.
Çünkü Ahmet oraya çıkarsa; bir bermuda üçgenine düşmüş oluyor.
Üçgenin bir tarafında Devlet ve kontrgerilla var, diğer tarafında Baş-kan ve gerilla.
Üçüncü tarafında ise gafil HADEP yöneticileri kolkola.
Ahmet Türk, kendisini bir kıpırdatsın, Alim Allah bir saniyede dünyası değiştirilir!
Mahmut cuğum görüyorsun ki; İmralı da politika yapılıyor.
Bazı gafiller zan ediyor ki; HADEP kongre yapacak, bu kongre Demokratik olacak, ve HADEP  Türkiye’de onların anladığı anlamda demokrasi mücadelesi verecek!……

Bak Baş-kan’ ımız ne diyor?
İyi okusunlar:
 “Biz eskiden derin devlet diyorduk ve her şeyi bunun üzerine yığıyorduk.”
“Ben İmralı’ya geldim öğrendim, derin devlet diye bir şey yok.”
“Devletin içinde bir çekirdek var.”
” Bu demokrasi gücüdür, bütün ayarlamaları bu yapıyor.”
“Cumhurbaşkanı, basın, diğer kurumlar aracılığıyla bu güç kendini dillendiriyor.”
“Bunlar benim soruşturmamı yaptı, çok akıllı adamlardı.”
O kadar akıllıydılar ki; o tarihten sonra benim aracımla kendilerini dillendirmeye başladılar!

Böyle diyor Baş-kan’ımız.
Yani Baş-kan Demokratik Cumhuriyetin temel bir kurumudur artık.
Öyle bir kurum ki devleti yöneten demokrasi çekirdeği, onun aracılığıyla kendini dillendiriyor.
Yani Baş-kan’ımız bu çekirdeğin bir kurumudur.
Artık bu çekirdekle birlikte HADEP ve solcuların çok iyi tanıdığı bir demokrasiyi toplumun bir kesimine bahş ediyor.
Siz ona Kürtleri kırma demokrasisi,
Solcuları tutuklama demokrasisi,
Fikir adamlarını kodese tıkma demokrasisi,
Kürt köylülerini sürgün etme demokrasisi,
Dağları bombalama demokrasisi,
Polise istediği kişiyi vurma demokrasisi,
Jandarmaya istediği kadına tecavüz etme demokrasisi,
Bankaların içini boşaltma demokrasisi,
içişleri bakanlarına eroin ihraç etme demokrasisi diyebilirsiniz.

Mahmut cuğum keh keh keh güldüğünü his ediyorum!
Sen zaten sen art niyetli çetesin!
Demokratik cumhuriyetimizin düşmanısın.
Ama ben gerçeği inkar edenlerden değilim, objektifim.
Hiç olmazsa sana vereceğim son örnek üzerinde biraz durmanı istiyorum.
Türkiye Cumhuriyetinin ne kadar Demokratik olduğunu düşün:
Baş-kanı’mızı Tutukladılar:
“Ben kırk bin kişinin ölümünden sorumlu
yum”
demesine rağmen tek bir fiske bile kendisine vurmadılar, söz düzeyinde bile kendisine hakarette bulunmadılar.

İmralı’ cezaevinde Telefonu var. Avrupa sorumlusu Şahin ile, Kuzey Irakta Osman, Cemil Bayık, Mustafa Karasu ile Cezaevlerinde Sabri Ok, Müzafer Ayata ile istediği zaman konuşuyor..
Alçak Mehmet Can Yüce ile Konuşmak istemiş, Can yüce çete olduğu için telefonun başına gitmemiş.

Bunlar daha ne ki; Baş-kan’ın Avukatları her hafta onun görüşmesine gidiyorlar.
Baş-kan her konudaki fikir ve düşüncelerini avukatlara yazdırtıp dışarı yolluyor.
Hatta Bazı çeteler hakkında aldığı ölüm kararlarını bile avukatlarla dışarı gönderiyor.
Bundan daha iyi demokrasi dünyanın hangi ülkesinde var?
Anlaşılan seninle Demokrasi konusunda anlaşamıyoruz.
Selamlar.
Küfürlere aldırma.
Kafası çalışmayanlar, başka organrıyla kendilerini ortaya atan zavallılardır.

Bay Muhalif

Bu bir talimattır.
HADEP’in başına adam atanmıştır.
Yapılacak olan kongreye kalan iş, bunu onaylamaktır.
Şimdi burada düşüneceksin Mahmut`cuğum, on düşünüp bir söyleyeceksin!
Niye Ahmet Türk?

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu