Belgeler

Dağların Kilidi Hakkında tutanak

Selim Çürükkaya: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu “Said Dağların Kilidini Kaybettik” Biyografik romanımı incelemiş, suç sayılan paragrafları bir araya getirerek bir tutanak hazırlamış, bu tutanağı Sulh Ceza mahkemesine sunarak kitap hakkında toplatma kararı aldırtmıştır. Size öncelikle kitaptan yapılan ve suç unsuru olduğu iddia edilen ilk iki paragrafı sunmak istiyorum:                                       

  ” TUTANAKTIR                                                                                                                          04.01.2021

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Büroya teslim edilen eserler incelemesinde DOZ Yayınevinin M.Selim ÇÜRÜKKAYA2ya ait “DR. SAİD DSĞLARIN KİLİDİNİ KAYBETTİK” isimli kitabın ve yine aynı kitabın “DR.SAİD ME KİLETA ÇİYA WENDA KIR” isimli Kürtçe diline çevrilmiş eserlerde suç unsuru içerebileceği değerlendirilerek yapılan incelemesinde;

Kitabın 25. Sayfasında: “Sevenleri tarafından getirilen çelenkler ve çiçekler, sahnedeki masanın iki tarafına yerleştirildi

Sunuculardan biri erkek, diğeri kadındı. Her ikisi de Kürt millî giysileri giyinmişlerdi. Önce onun mücadelesini ve kişiliğini üç ayrı dilden anlattılar kısaca. Ardından onu yakından tanıyanlara sırayla söz hakkı verdiler. Konuşanların arasında, Kürt partilerinin temsilcileri, Paris Kürt Enstitüsü sözcüsü, Kurdische Gemeinde’nin başkanı Ali Ertan Toprak, Diyarbakır Belediyesi eski başkanı Mehdi Zana, Alman Sol Partisi’nden Ulla Jelpke, ozan Şivan Perwer, yazar Selim Çürükkaya ve Aysel Çürükkaya vardı. Başsağlığı mesajları iletenler arasında, profesör, bilim adamı ve ses sanatçılarının adı geçiyordu.

Dr. Said anlatıldıkça dinleyenler ya alkışlıyor ya da ağlıyordu. Konuşmacılardan bazıları onu Newroz efsanesinin kahramanı Demirci Kawa’ya, ( 1) bazıları da Che Guvera’ya (2) benzetiyorlardı.”

Kameralar, salonda olup biten her şeyi kayıt altına alıyordu. Bazı televizyonlar naklen yayınlar yapıyordu. En duygulu sahnelerden biri, Dr. Said’in arkadaşlarının sahneye çağrılmasıydı. Kimi üniversiteden arkadaşıydı, kimi iş arkadaşı, kimi gerilla arkadaşı, kimi de peşmerge arkadaşıydı. Her birisi onun renkli anılarıyla yüklüydü.

Kitabın 29. Sayfasında: “Onlar da unutmamıştı komutanlarını, Hakkâri’den, Mardin’den Derik’ten, Şırnak’tan, Cizre’den Diyarbakır’dan, Kulp’tan, Ergani’den, Lice’den cenazeyi karşılamak için insanlar yollara dökülmüştü. Ozanlar yanık sesleri ile ezgiler yakmaya başlamıştı. Cenazenin içinden geçtiği ovalar, saygıdan dolayı daha da alçalmıştı sanki. Dağlar ona selam durmuştu, sahipsiz kalmanın utancını yaşıyorlardı adeta.

Dağlar kadar onun kıymetini bilmeyen çoğunluk ise, sessizdi. Kölelik düzeni altında korkuların ve yalanların esaretini yaşıyorlardı. Dr. Said’in cenazesi onlara cesaret olabilir miydi?  Zordu! Çünkü Kürtler’in bir kısmı Türk devletinin, diğer kısmı PKK’nin kölesi durumundaydı. Bu, öylesine kötü bir kölelikti ki herkes kendini özgür sanırdı.

Köleler ordusunun gündemi bambaşkaydı. Onlar, efendilerinin yalanlarıyla ruhlarını besliyor, geçmişlerini hatırlamadıkları gibi ondan kaçıyorlardı. Dr. Said, beyinlerinden silinmiş bir efsaneydi sadece. Onun adını anmaktan bile korkuyorlardı.

Cenaze nakil aracı Diyarbakır’dan yola çıktığında karanlık basmış, ortalık kararmıştı. Konvoy, yol boyu katılan araçlarla uzamıştı. Cenaze Dr. Said’in bildiği güzergâhtan, savaştığı alanlardan, Kuey Şarik’e doğru gidiyordu. Buradaki konvoyun komutanı yine oydu.

Gece sessizdi. Ve de karanlık. Sadece araba farları yolu aydınlatıyordu. Derin vadilere girdiğinde konvoydakileri bir endişe sardı. Her an taranabilirlerdi. Birisi:

“O taraf da bu taraf da tarayabilir, ardından birbirlerinin üstüne atabilirler” dedi. Başka biri:

 “Merak etme, o tarafla bu taraf artık tek taraftır” yorumunu yaptı.Gecenin geç saatlerinde cenaze konvoyu Çılkani’ye varmıştı. Kimse uyumamış, yol kenarlarında ateşler yakarak beklemişlerdi köylüleri ve onu son yolculuğuna uğurlamak isteyen cesur dostları. Dr. Said’in büyük boy posterleri sokaklardaki direklere asılmıştı. Köy baştanbaşa Kürdistan bayraklarıyla süslenmişti.”

1)Demirci Kawa: Mitolojik bir kahraman
2 ) Che Guevera: Latin Amerikalı Efsanevi Kahraman

Kitabın toplatılmasyla ilgili Nupel’in yaptığı haber:

Mahkeme, IŞİD ile savaşta hayatını kaybeden eski PKK gerillası ve son dönemlerin Peşmerge komutanlarından Dr. Said Çürükkaya’nın hayatını konu alan kitabın yasaklanmasına, piyasadakilerin toplatılmasının yanında kitabın yazarı Selim Çürükkaya ile Doz Yayınları’na dava açılmasına da karar verdi.

Rûdaw’a konuşan Doz Yayınları Genel Yayın Yönetmeni ve Editörü Köroğlu Karaaslan, kitap ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadeye çağrıldığını söyledi.

Köroğlu Karaaslan, “Terör örgütünü övme, örgüte taraftar kazandırmaya çalışma ve güvenlik gücü mensuplarını hedef gösterme gerekçeleriyle ifadem alındı. Ayrıca Kürtçe ve Türkçe olarak yayımlanan kitabın her baskısı için Doz Yayınlarına 20’şer bin lira para cezası kesildi” dedi.

Mahkemenin 10 gün içinde bu cezanın ödenmemesi halinde ayrıca ceza davası açacağını belirten Köroğlu, “Biz adı geçen örgütü öven bir tavır içinde olmadığımızı, karara itiraz edeceğimizi, kitabın tümü incelemeden bu kararın verildiğini ve yanlış olduğunu söyledik” diye konuştu.

Dr. Said’in hayatı

Uzun yıllar PKK içinde gerillacılık yapan Dr. Said Çürükkaya, PKK’den ayrıldıktan bir süre sonra ortaya çıkan IŞİD tehdidine karşı mücadele etmek amacıyla gönüllü olarak Peşmerge saflarına katılmış, komutan olarak ileri cephede görev almıştı.

Aynı zamanda bomba imha uzmanı da olan Dr. Said Çürükkaya, 26 Ekim 2016 Çarşamba günü saat 15.30 sıralarında Başika yakınlarında bulunan Büyük Tishirab köyünde mayın patlaması sonucu ağır yaralanmıştı. Erbil’de tedavi altına alınan Çürükkaya, ardından Almanya’ya gönderilmişti.

29 Ekim 2016’da beyin ölümü gerçekleşen Çürükkaya, 30 Ekim’de Almanya’nın Koblenz Hastanesi’nde hayatını kaybetmişti.

Dr. Said, Erbil’de düzenlenen törenin ardından memleketi Bingöl’e götürülerek doğduğu köyde toprağa verilmişti.

Kürtlerin yakın tarihinin önemli isimlerden Dr. Said’in hayatını anlatan kitap, geçen Ekim ayında okurlarla buluşmuştu.

Selim Çürükkaya’nın kaleme aldığı kitapta ailenin geçmişinden ve bölgenin kültürel yapısından yola çıkarak Dr. Said’in hayat içinde şekillenen mücadeleci kişiliği işleniyor.

51 bölümden oluşan Dağların Kilidini Kaybettik kitabından Said Çürükkaya’nın PKK’de görev yaptığı dönemi, ayrıldıkta sonra yerleştiği Almanya günlerini ve Güney Kürdistan’a döndükten sonra IŞİD’e karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu