Makalelerim

Dreifus Ramazan

Selim Çürükkaya / Er Ramazan Yüce davası, Dreifus(*** )vari bir davaya benziyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi sınır dışı operasyon için teskere çıkardıkdan hemen sonra sınır bölgesinde dağlıca baskını oldu.
Görüntülü belgeyi tıklayın:     http://de.youtube.com/watch?v=RW18KmODKBk

Türkiye başbakanı Recep Tayip Erdoğan Sınırötesi operasyon için ABD başkanı Busch ile görüşürken, Güney Kürdistanda “olmaması” gereken esir askerler orada Türk ordusuna teslim edildi. Türk derin devleti Dağlıca baskınında kamuoyundan gizlenmesi gereken büyük suçlar işledi.
Bu suçların öğrenilmemesi,  açığa çıkmaması için bir kurban seçildi.
Kurbanın adı er “Ramazan Yüce” idi!
Er Ramazan Kürttü
Er Ramazan taburun telsizcisiydi!
Baskın haberini o yanlış vermişti!
Tabur komutanını  köydeki bir düğüne O yollamıştı!
Başka komutanları da bir bahaneyle bölgeden O uzaklaştırmıştı!

Kendisi dışında teslim olan askerler vatan haini değildi.
Bir tek Ramazan Yüce vatan hainiydi!

Bilhassa kaçanlar ve saklananlar tam olarak kaharamandı!
Baskın olacağı heberine rağmen düğüne giden veya bir baheneyle bölgeden uzaklaştırılanlar
Er Ramazan yüceye ihenet damgasını vuracak mertebedeydi!

Er Ramazan davası üzerinde durulmalıdır
Dreifus davasından daha korkunç işler  altından çıkabilir
Susurluk olayını geçebilir
Şemdinli olayı bunun yanında küçük kalabilir.
Suç örgütü Ergenekon  Ramazan Yüce olayını bir “utanç yaprağı” olarak kullanabilir.

 
Bazı Kürt yayın organlarında Ramazan Yüce’ nin  PKK sempatizanı olarak iddia edilmesi
Hatta babasının Diyarbakır zindanında kendisini astığı gibi haberlerin yazılması
Ardından bu haberlerin aynı yayın organlarında tekzip edilmesi
Araştırılmadan „Yüce” soy isminden hareketle bazı sonuçlara varılması
Bilmeyerek Dağlıcada olan bitenlerin üstü örtüldü
Ve Er Ramazan “Musa keçisi” ilan edildi
Ergenekon’ un katil komutanlarının bütün günhları ona yüklenmek istendi.

 Son cümle olarak diyorum ki;
Projektörlerimizi Dağlıca’ya ve Er Ramazan’ ın davasına çevirelim.
Er Ramazan davası deyip geçmeyin, çünkü O kırk yıllık ayıbı örten bir “incir yaprağıdır!”

 (***)  Dreyfus Davası; 1894 yılında Yahudi kökenli  Yüzbaşı Alfred Dreyfus’un casuslukla itham edilerek Fransa’da yargılandığı davanın adıdır. Dava sırasında ünlü romancı Emile Zola ‘nın “İtham ediyorum” başlığı ile yaptığı savunma sonucu Fransa kamu oyunda büyük tepki meydana gelmiş, halk sokaklarda yer yer gösterilerde bulunmuştur. Fransa’daki bu “halk galeyanı” ve Zola’nın savunması diğer bazı ülkelerde de zaman zaman etkili olmuştur.

 

 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu