Güncel

Kendini resime adayan adam

Selim Çürükkaya / Rıza amcayı 1996 larada, kaçak günlerimde, Münih’te tanımıştım. Daha doğrusu Cezaevi arkadaşım Fuat Çavgun bizi tanıştırmıştı. Dersim’liydi Rıza amca. Benden yaşlaydı, o yüzden ona amca diyorum. Tanıştığımız ilk  anda  kısa yaşam öyküsünü anlatmıştı.

 
 
Yanılmıyorsam 1961 yıllarında Ankarada yetiştirme yurdunda öğretmen iken halkına hizmet etmek için dilekçe vermiş, Hakkari de öğretmenlik yapmaya başlamıştı. Kurmanciyi iyi öğrenmek için o zaman oralarda yıllarca öğretmen olarak kalmıştı. Ve resim çizmeye başlamıştı.
 
 
 
 

1968 Yılnda öğretmen olarak bilgi ve kültürünü artırmak için milli eğitim bakanlığı tarafından Almanya ya on bir aylığına gönderildi. Resim yaptı, sergi düzenledi ve Almanya da kalmaya başladı. Bir ara beni evine davet etti.

 
 
 
 
 
Kapıdan içeri girer girmiz burnuma neft ve boya kokuları geldi. Daha ilk koridorda yağlı boya tabloları ile karşılaştım.Girdiğim salonda bir masa vardı, üzerinde fırçalar, yağlı boya tüpleri, tuvaller vardı. Duvarlara, raflara baktım her taraf resimlerle doluydu, öyleki evde adım atılacak bir yer kalmamıştı. Beni diğer odalara götürdü, seksen metre karelik evde sadece Rıza amcanın yattığı  yer boştu. Birde çalışmak için küçük bir yeri kalmıştı. Gersi tablolarla dolmuştu.
 
 
 
 
 
 
Bu nedir Rıza amca diye sorduğumdu, hafif gülümseyerek; Yıllardır durmadan çizdim. Çok ülke dolaştım, oralarda gördüğüm ilginç manzaraları, tuvallere aktardım. Hayallerimi, acı ve kederlerimi, kadınları, atları, tandırda ekmek pişiren kadınları, yük taşıyan nineleri, açlıktan dolayı ağlayan yalın ayak çocukları, doğayı, çiçekleri çizdim durdum…..
 
 
 
Peki bu kadar resmi ne yapacaksın? Bunlarla nasıl yaşayacaksın? dediğimde, biraz düşündü: Çok sayıda sergi açtım,bir kısmını da sattım, ama emek vermişim, hayatımı onlara yedirmişim, yıllarım, gençliğim, orta yaşlılığım hatta yaşlılığım, acılarım, yaksulluğum, servetim, bulduğum her şeyi bu tablolara işlemişim, kendimi anlatmışım, halkımı anlatmışım, ninnemin annemin küçükken anlattığı masalları ve hakikatleri fırçamla dillendirmişim. Şimdi artık yaşlı oldum, bunlardan kurtulmak istiyorum, ama kurtulamam, çünkü onlar benim her şeyim, yani onların toplamı benim….
 
 
Kimini hüzünlendiğim bir anda çizdim, kimi sevinçli bir anımın ürünü, kimi derletlerimin yansıtıcısı, kimini bir Afrika gecesinde yüzüme doğru esen çöl melteminde gözlerimi kısarak çizdim. Kimini Ganj nehri kıyısında hint müziğini dinlerken, müziğin ritmiyle fırçamı salladım. Kimini çizereken Desim de bir çocuktum, munzur da yüzerken. Aha ben bunlardan nasıl kurtulurum? Gördüğün gibi sadece yatacak ve çalışacak kadar yer kalmış evimde. Ama bir müze arıyorum, ileride ülkem kurtulursa, ülkemin müzelerine versinler başka da bir şey istemiyorum onlardan. Bu isteğimi yerine getirecek bir müze bulsam veririm demişti.RIZA-TOPAL1
 
 
 
 
Aradan yıllar geçti. Bir kez daha Rıza amca ile Berlin de karşılaştım. Beni yine evine götürdü. İçeri girince, aynı koku, aynı dolu koridorlar, aynı ve dahada çoğalmış tablolar…Rıza amca da yaşlanmıştı artık. Çok mütevazi bir insandı, sanatına kendini adamıştı. Bunca tabloyu Münih’ten Berlin’e taşımak, onları tek tek arabadan indirmek, yukarı kata çıkarmak, yırtmadan, bozmadan raflara yerleştirmek zor işti. Ama insan aşık olunca yapar, becerir katlanır, yorulmaz..
 
Rıza amcaya dedim ki; bir önceki görüşmemizde resimleri bir müzeye vermek istediğini, müze de Kürdistan kurtulunca oradaki müzelere iade edecekti.Müze bulamadın ama Kürdistan’ın bir parçası kurtuldu.Oradaki herhangi bir kuruma müracaat ettinmi? Vermek istiyormusun  tabloları?
 
 
Rıza amca bazı kişilerle kontağa geçtiğini, sorunu bu kişilere anlattığını, ama şimdiye kadar bir sonuç alamadığını söyledi.
 
 
 
 
Kaldığı evde yeri giderek daralıyordu, bu dünyada fazla vakti de kalmamıştı. Ama o durmadan tablolarını çoğaltıyordu. Belki de böylece kendisini ölümsüzleştiriyordu. Rıza amca çok ilginç, zarif saygıdeğer sanatçı bir Kürttür. Çizme dışında birde Kürtçe çok sayıda kitap yazmış, çeviriler yapmış.. Umarım Kürt entellektüelleri, Kürt yöneticileri, Rıza amcayı fark eder, onun bir değer olduğunu kavrar ve sahip çıkarlar.
 
 
Rıza amcanın internette bir sitesi var. Ulaşmak isteyenler için veriyorum: http://www.rizatopal.de/09
 
 

 

 

 http://www.rizatopal.de/09

 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu