Dizi Yazılar

Susmak Ölmektir 29

Gelelim Hamili Yıldırım `ın öyküsünün Hamlet öyküsüne benzerliğine Hamili Yıldırım, Dersim doğumludur ve PKK'nin ilk kurucularındandır. Dürüst, mert, hile hurda bilmez, sözünün eri bir insandır. 1978 yılında Dersim'de Tunceli Öğretmen okulunda öğrenci olan Ayten Yıldırım ile evlendi.

Selim Çürükkaya / Hamlet Danimarka kralının oğluydu. Onun amcası (Cladius) ,yani babasının abisi, Hamlet’ in annesiyle (Gertrude) işbirliği yapıyor, ikisi gizlice kralın kulağına zehir damlatarak öldürüyor.

Bir gün sonra görkemli bir törenle kralı gömüyor, cenaze merasiminin hemen ardından Hamlet’in annesi ile amcası dillere destan bir düğün töreniyle evleniyor.

Aradan fazla zaman geçmiyor, bir gece ölen kralın hayaleti saray nöbetçisine görünüyor, oğlu Hamlet’i soruyor. Hayalet: “Oğluma söyle yarın gece tam bu vakitte burada olsun” diyor, ortalıktan kayboluyor. Nöbetçi ertesi gün Hamlet’e haberi veriyor. Karanlık bastığında Hamlet ile ölü kralın hayaleti, sarayın bahçesinde buluşuyor. Hamlet’in babasının hayaleti: “Oğlum Hamlet, ben ölmedim, öldürüldüm. Amcan ve annen bana komplo yaptı, uyurken kulağıma zehir damlattı. Cenaze töreni için hazırlanan yemekleri, düğün töreninde insanlara sundu. Kardeşim ve karım koltuğum için beni öldürdü. Ben öldükten bir gün sonra kardeşim hem karıma, hem de iktidarıma sahip oldu.” der.

Hayalet Tiyatro diliyle konuşmayı sürdürür:

“Kanın coşkun akıyorsa eğer damarlarından
Boyun eğme olup bitenlere!
İzin verme Danimarka tahtının
Lânetli bir haram döşeği olmasına!
Ama yapacağını ne türlü yaparsan yap,
Anana el kaldırıp kirletme elini!
Bırak, Tanrı görsün hesabını,
Kendi içindeki dikenler kanatsın vicdanını!
Ama hemen gitmeliyim ben,
Tanrıya emanet ol! Sabahın yakın olduğuna alâmet
Ateş böceklerinin gittikçe sönen ışıltıları.
Tanrı seninle olsun, seninle olsun yüce Tanrı,
Sen de unutma sakın beni!” (102)

Babasının hayaletini dinleyen Hamlet, büyük bir üzüntü içinde saraya, babasının hayaleti de mezarına geri döner.

Ve Hamlet bu olaydan sonra deli numarasına başvurur, annesi ve amcası onu bir odaya kapatır.

Bir gün odasında Annesiyle tartışırken Perde arkasında kendisini dinleyenin amcası Claudius olduğunu düşünür ve çeker kılıçını saldırır ona. Ama perdenin ardından kanlar içinde yere düşen kişinin Kralın danışmanı Polonius olduğunu görür. Bu arkadaşı Laertes ve Ophelia’nın babasıdır. Ve genç Ophelia Hamlet’e aşıktır. Bu olay Hamlet’in deliliğine bağlanır ve saray gelenekleri çerçevesinde üstü kapatılır.

“Hamlet” kaldığı odada bir tiyatro KİTABI kaleme alır, eseri bitirince oyuncular bulur, provaları yapar, oyunu sahneleyince, annesi ile amcasını da davet eder. Oyundaki zalim ağabey, bir kadın ve iktidar için kendi kardeşini zehirler. Tamda bu sahnede “Hamlet”in amcası oturduğu koltuktan fırlayarak, oyunu durdurur ve kendini ele verir! Bu oyundan sonra amcası “Hamlet” için bir komplo düzenler, hazırlanmış bir gemiyle onu İngiltere’ye, ölüme yollar. Komployu fark eden “Hamlet” gemiden kaçarak Danimarka’ya geri döner, amcası bu kez onu, babasını öldürdüğü için, Laertes ile düelloya davet eder.

Hamlet Düello da ucu zehirli kılıçla yaralanır. Kraliçe annesi tasta kalan zehirin bir kısmını yanlışlıkla içer. Kalan zehiri de Hamlet zorla amcasına içirir ve öldürür. Hamlet’in öleceğini fak eden asker arkadaşı ( Horatio) zehiri içmek ister, ama Hamlet:“Hayır sen ölme ve bu hikayeyi doğru olarak insanlara anlat” der. “Hamlet”in öyküsü kısaca böyle son bulur!.

Gelelim Hamili Yıldırım’ın öyküsünün Hamlet öyküsüne benzerliğine; Hamili Yıldırım, Dersim doğumludur ve PKK’nin ilk kurucularındandır. Dürüst, mert, hile hurda bilmez, sözünün eri bir insandır.

1978 yılında Dersim’de Tunceli Öğretmen okulunda öğrenci olan Ayten Yıldırım ile evlendi. Ayten güzelliğiyle, mavi gözleri, uzun saçları ile Homeros’un destan kahramanı kadınlarından biri gibiydi.

Hamili 1979 tarihinde Elazığ’da, Ayten, hem Elazığ da hem de Antep’te tutuklandı. Hamili içerde on altı yıl yattı. Ayten ise kısa süre içinde tahliye olunca Şam’a, Öcalan’ın yanına gitti. Öcalan, PKK koltuğunu yalınız başına ele geçirmek için Ayten Yıldırım dahil, PKK yöneticisi konumunda olanların büyük bir kısmını komplolarla öldürttü, onları, ajan, provokatör, kaçkın, ilan etti ve iktidar koltuğunu tek başına ele geçirdi.

Tutuklandıktan 16 yıl sonra tahliye olan Hamili Yıldırım, Şam’da Abdullah Öcalan’ın kaldığı yere ulaştı. O anda Hamili Yıldırım da sarayın bahçesinde babasının hayaletiyle görüşmeden önceki “Hamlet” gibi olan bitenlerden habersizdi.

Hamlet, babasının kulağına zehir damlatıldığını bilmiyordu. Hamili, Apo’nun (Kürtçede amca demektir) eşi Ayten’i ve arkadaşlarını iktidarı ve koltuğu için öldürdüğüden de habersizdi..

Hem Öcalan, hem de Cladius, rakiplerini neden öldürdüklerini çok iyi biliyorlardı.

Eğer Öcalan “Hamlet”in öyküsünü bilseydi, Hamili`ye: “Sende bizim ‘Hamlet’ imiz ol” der miydi?

Bana göre demezdi. Eğer kitabı okumuş öyle demişse, yaptıklarını açıkça söylemiş, ama Hamili dünyadan habersiz olduğundan tepkisiz kalmıştı.

Öcalan Hamili Yıldırım buluşması muhtemelen Şam’da gerçekleşti. Bu buluşmanın ardından Hamili Yıldırım bir gerilla kampına yollandı. Büyük bir ihtimalle buradaki gerilla kampında komutan olarak görev aldı.

Kamptaki kayaların arasında gece nöbeti tutan Hamili Yıldırım’ın bir arkadaşına, Ayten Yıldırım’ın hayaleti görünseydi, bu hayalet nöbetçiye: “Kocama söyle, yarın bu saatlerde burada bulunsun, kendisiyle görüşeceğim” deseydi.

Bir gün sonra, gece karanlığı bastığında, Hamili Yıldırım nöbet yerinde beklerken gök gürültülerini andıran bazı seslerle birlikte taşların arasında masmavi gözleri, bir ay gibi parlayan yüzü, Lülel lüle uzun saçları, inci gibi parlayan dişleri, üzerindeki beyaz gelinliği ile görünen Ayten Yıldırım Hamili’ ye:

“Sevgili eşim Hamili, ben ölmedim, öldürüldüm!
Senin amcan olacak o adam, sırf iktidarı için beni ve arkadaşlarımı öldürdü!
Ben deli değildim, senin arkadaşların da ajan değillerdi.
‘Kanın coşkun akıyorsa eğer damarlarından,
Boyun eğme olup bitenlere!
İzin verme Kürdistan’ın Bir sessizler mezarlığı olmasına!
Ama yapacağını ne türlü yaparsan yap
Korkudan sessiz kalanlara el kaldırma, kirletme elini!
Bırak, adalet görsün hesabını,
Kendi içindeki dikenler kanatsın vicdanlarını!
Ama hemen gitmeliyim ben,
Halka emanet ol! Sabahın yakın olduğuna alâmet
Ateş böceklerinin gittikçe sönen ışıltıları.
Halk seninle olsun, seninle olsun Halk,
Sen de unutma sakın beni!’ Deseydi ardından da acı gülümsemesiyle birlikte ortalıktan kaybolsaydı…..

Ve bundan sonra Öcalan ile Hamili Yıldırım karşılaşsaydı. Öcalan’ ın: “Sen de bizim Hamletimiz ol” sözlerine karşı ne yapardı acaba? Hamili Hamlet’imiz olamadı. Ayten’i duyamadı, gözleri kör, kulakları sağırdı.

Bu haliyle gidip komutan olacaktı. Komutanlığının beş para etmeyeceğini, dağlarının ihanet yuvasına dönüştüğünü, daha geç kavrayacaktı.

Devam edecek

(102) Hamlet Kitabı

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu