Güncel

Neyin Birliği?

En kötüsü de Kürdistan’ı işgal altında tutan devletler, Kürtlerin bu zenginliklerini  kullanarak onları egemenlik altında tutmaktadırlar. Bunun daha da kötüsü, Kürt örgütleri olarak görünen bazı partilerin bu sömürgeci güçlerin istihbarat örgütlerinin denetimine girerek parçalanmışlığı derinleştirmesidir.

 Kırk milyon Kürdün hala devletsiz olmasının nedenlerinden biri, hiç kuşkusuz parçalanmışlıklarıdır. Bu parçalanmışlık, ilk etapta Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesidir. Alevi, Sünni, Ezidi, Kakai gibi din ve mezhepler,  Kurmanc, Soran, Zaza, Goran gibi diller ve lehçeler, Latin ve Arap Alfabelerinin kullanılması gibi zenginliklerimizin birliğimizin aleyhine kullanılması söz konusudur.

En kötüsü de Kürdistan’ı işgal altında tutan devletler, Kürtlerin bu zenginliklerini  kullanarak onları egemenlik altında tutmaktadırlar. Bunun daha da kötüsü, Kürt örgütleri olarak görünen bazı partilerin bu sömürgeci güçlerin istihbarat örgütlerinin denetimine girerek parçalanmışlığı derinleştirmesidir.

Bütün bu olumsuz durumun panzehiri milli bilincin gelişmesi ve Kürtlerin milli bir stratejiye sahip olmasıdır.

Hem milli bilinçten hem de milli stratejiden yoksun olan bazı partiler, Kürtlerin ulusal birliğinden söz etmekte ve Kürtlerin bir çatı altında toplanmaları gerekir demektedir. Bu partilerden biri HDP dir. Kürt ulusunun varlığını kabul etmeyen bu parti, herkes biliyor ki Kürtlerin bir kısmının oylarını alan bir Türkiye partisidir. Ve “Türkiye bizim vatanımızdır” demektedir. Yani onlara göre Türkiye Türkler ile Kürtlerin ortak vatanıdır.

Eğer Türkiye, Kürtlerle Türklerin ortak vatanıysa, Kürdistan kimlerin vatanıdır?

HDP’nin bu anlayışından hareketle Suriye, Araplarla Kürtlerin, Irak, Kürtlerle Arapların, İran, Farslar- Azeriler- Beluciler ve Kürtlerin ortak vatanıdır.

Dolayısıyla HDP’ye göre Kürtlerin kendilerinin bir vatanları yoktur! Vatanları olmadığına göre vatanın üzerinde yaşayan Kürt ulusu da yoktur.

Peki HDP olmayan ulus için neden ulusal kongre ister?

Sen ulusun varlığını inkar etmişsin! Hatip Dicle’nin deyimiyle Kürdistan’ı çöp sepetine atmışsın!

“Demokratik cumhuriyet” tezine dört elle sarılmışsın!

Tepeden tırnağa kendini Kürt davasından arındırmışsın!

Kürdistan’ın kurulmaması için canla başla çalışanları alkışlamışsın!

Ulusun bayrağı yerine sömürgecilerin bayrağını tercih etmişsin!

Kürt ulusunu inkar eden anayasaya bağlı kalacağına dair namusun ve şerefin üzerine yemin etmişsin!

Ulusunun istiklal marşı yerine sömürgecilerin istiklal marşını kabul etmişsin.

Bütün siyasi çalışmalarında Kürt dili yerine sömürgecilerin dilini kullanıyorsun!

Ve utanmadan, sıkılmadan Kürtleri bir araya getirmekten söz ediyorsun!

Ne için Kürtleri bir araya toplamak istiyorsun?

Ulusun varlığını inkar etmeleri için mi?

Kürdistan’ı çöp kutusuna atmaları için mi?

Irak’ın, İran’ın, Suriye’nin ve Türkiye’nin parçalanmaması için mi?

Demokratik cumhuriyeti savunmaları için mi?

Kürtleri Kürt davasından arındırmak için mi?

Ulusal bayrağın ve ulusal marşın kaldırılması için mi?

“Biz Kürdistan’ı Türkiye’ye dahil ettik” diğer Kürtlere,  “gelin bizim yaptığımız gibi yapın” demek için mi?

Güneybatı Kürdistan’da Kürtlerin ulusal talepler ve ulusal bir dava etrafında bir araya gelmeleri gerekiyor.

PYD neden Güney Batı Kürdistanlı Kürt örgütleri ile bir koalisyon kurmuyor?

Neden bu koalisyonun denetiminde Roj Peşmergelerinin de içinde yer alabileceği milli bir ordu oluşturmuyor?

Neden milli bir stratejiye sahip değil?

Neden diplomasisinin ana hedefine federasyon veya bağımsızlığı yerleştirmiyor?

Neden tek partili bir sitem kurmuş?

HDP diğer Kürt örgütleri ile, Kürt dilinin eğitim dili olarak kabul edilmesi, Kürt halkının varlığının Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına yazılması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin resmen Kürdistan olarak tanınması gibi basit ulusal talepler konusunda Kürt örgütleriyle birliğe gelir mi?

Gelmez!

Ya ne yapar?
“Gelin bir olalım, Erbil’e gidelim” der!
Ne işin var Erbil’de?

Kongreyi neden Haseki veya Kamuşlu’da yapmıyorsun?

Yılmaz Erdoğan’ın fıkrası aklıma geldi.
Hani Hakkari’ye bakan gider, çarşıda dolaşır, ağaçlara bakar,“maşallah bakın Hakkari’de ağaçlar bile var” deyince, Vali: “Sayın Bakan’ım ağaçlarımızın dalları, dallarımızın yaprakları da var” der.

Bir köylü bakanın önünü keser: “Sayın bakanım sakın ola ki bizim valiyi başka bir ile göndermeyesiniz” deyince, bakan sevinir: “İşte vali ile vatandaşın örnek ilişkisi” der demez, köylünün sesi yükselir: “Bakan bey, vali Hakkari’yi harabe etti, bari gidip başka illeri harabe etmesin!”

PKK güdümlü örgütler, kuzey ile güneybatı Kürdistan’ı harabe etti, bari diğer parçaları harabe etmesinler.

Dikkat!

Zira bunlar harabe etme rolü üstlenmişler!

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Merhaba sn. Çürükkaya acaba birlik, özgürlük ve bağımsızlık noktasında İbrahim Halil Baran ve onun çizgisini nasıl buluyorsunuz?

  2. Sn. Çürrükkaya acaba birlik özgürlük ve bağımsızlık noktasında İbrahim Halil Baran’ı ve onun çizgisini nasıl buluyorsunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu