Portreler

Vaxti Zamanında iki Kürt beyi1

Bu arada bir Alman gazetesi haberi şu başlık altında verdi: "Selim Çürükkaya‘nın yazdığı kitabı okuyan Kürtler vuruluyor"

Selim Çürükkaya  / Artık Kürt halkının ve o­nun Aydınlarının bazı şeyleri bilmesi,
bazı insanları tanıması lazım. Yağmur dinmiş,
fırtına durmuş, ortalık sakinleşmiş,
toz duman çekilmiş, at izi ile it izi belli olmuştur…..
Bazı anılar veya vakalar ders vericidir; o­nları saklamak doğru değildir, diye düşünüyorum ve artık yazacağım. 1994 Ağustos ayında “Apo’nun Ayetleri” adını taşıyan kitabım yayınlanınca; o zaman Şam’da mukim olan Abdüldevlet; çok açık ve net bir talimat vermişti: “Kitabı okuyanları ve kitabı yakın!”

Talimatın gerekleri yerine getirildi. Kitabı okuduğu ve içeriğini kahvede anlattığı için F.K. Bremende saldırıya uğradı; bir ay komada kaldı. Ardından kitabı okuduğu ve etkilendiği için örgütün Hamburg sorumlularından “Yüzbaşı Salih” olarak bilinen Halil, evinin önünde demir sopalarla dövüldü.
On gün komada kaldı. Dört okuyucu saldırıya uğradı, yara almadan kurtuldu. Bir kişi evinde iki kitap bulundurduğu için beşbin İsviçre Frangı para cezasına çaptırıldı.

Bu arada bir Alman gazetesi haberi şu başlık altında verdi: “Selim Çürükkaya‘nın yazdığı kitabı okuyan Kürtler vuruluyor”
Gazetenin bu haberini okuyan ve daha önceden beni tanıyan ünlü yazar Günter Wallraff hemen kitabın içeriğini öğreniyor. Tanıdığım bir tercüman aracılığıyla benimle kontağa geçmek istiyor.
Gittim, kitabın Almanca’ya çevrilmesi konusunda görüş birliğine vardık. Aradan bir sene geçti; kitabın çevirisi bitti. Günter Wallraff‘ın: “Ben Apo ile görüşmeden, o­nu tanımadan bu kitaba önsöz yazamam” dediğini duydum.
Günter kafasına koymuş, gidecek.
Eşim Günter‘in gideceğini öğrenince:
“Kitap yayınlanmaz, Apo kurnazdır, Günter‘i kandırır, geri yollar” dedi. Ben hemen itiraz da bulundum: “Apo kurnaz olabilir, ama bir konudaki zaafını gizleyemez, ‘kendini saklayamama sorunu var‘! Apo akıllı adamların yanında kendini saklayamaz. İşte bu zaafı o­nu ele verir. Günter‘e: ‘ben İsa‘yım, Nietzche benim gibiydi, Marx benim kadar derin değildi‘ der ve bütün manyaklıklarını döker” dedim.
Günter, aradı, Ali Qazi‘yi buldu. O­nunla gidecekti! Yanına bir de heyet almıştı. Tercüman olarak Af Örgütü’nün eski temsilcisi Helmut Oberdiek, Yeşiller Partisi’nden bir milletvekili, İsveç‘te yayınlanan Dagens Nyhetter gazetesinin redaktörü Arne Ruth.
Gittiler, bir müddet sonra geri geldiler. Ali Qazi ile Günter Wallraf‘ın ikinci kez gittiklerini, bu kez uzun kaldıklarını duydum. Nihayet Wallraff‘la görüştüm, “Apo‘yu görmeden önce kitabı okuduğumda sana çok baskı yapmış, bundan dolayı duygusal davranıp abartmışsın diye düşündüm, ama kendisiyle o­n gün gibi bir zaman süresi içinde birlikte kalınca, yazdıklarının çok az olduğunu anladım; kitaba önsöz yazacağım” dedi ve görüşme kasetlerini bana verdi. Eve geldim ve dinlemeye başladım. Öcalan Günter Wallraff’a şunları söylemişti:
“İsa benim gibiydi!”
Che Guewera ile benzer yönlerimiz var, ama ben sanatta, politikada, felsefede, hatta askeri sanatta o­nu çoktan aştım”.
“Beni anlaman için sana bir örnek veriyorum. Ortadoğudaki bütün devletler birleşse, Türkiyeye karşı   savaşsa, bir haftada Türkiye hepsini yener. Ama o­nbeş yıldır ben tek başıma o­nunla savaşıyorum, benimle baş edemiyor!”
“Bu örneğe bak beni anla!”
” Zannediyor ki benim arkadaşlarım var!”
“Ben de olmazsam benim arkadaşlarım bin kez bu Kürt’lüğü satarlardı ben bırakmıyorum”.
 
Bu sözleri dinleyen ve tahlil eden batılı bir yazarın vardığı sonuçları bizim Kürtler geç anlarlardı. Nitekim orada Kürt ileri gelenlerinden Ali Qazi, Günter ile Apo‘nun tartışmasını bölerek bozuk Azericesiyle:
“Ben Selim Çürükkaya’nın kitabini oxudıxımde kendusini yanuma coğırdim. Dodim ki; ‘Senin Apo‘ya karşi siyasi bir rexnin (eleştirin) varsa söyle, ‘Selim dodiki: ‘hayır benim siyasi bir rexnım yoktur’, ben de dodimki vallah Apo iyidir; böyle yapma, gel çalış, bak sana da bir masa verir.”
Kitabımı okumayan, beni tanımayan, benim ile hiç görüşmeyen, Günter‘in kendisini Suriyeye götürmek istemesiyle kitap hakkında bilgisi olan, Apo‘nun neler söylediğini o an anlamak istemeyen gözü bir masada olan Ali Qazi dikkatimi çekti ve izlemeye başladım.
Gelecek hafta Şêx Melik Fırat ve Ali Qazî‘yi anlatacağım.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu