Makalelerim

Güle güle Desim’ in yiğitleri

Selim Çürükkaya / Duydum ki vurulmuşsunuz!
Gazete haberlerine göre Mercan vadisinde 50 kişiyle buluşmuşsunuz!
Gece yarısı kurşunlara ve bombalara hedef olmuşsunuz. Parçalanmış cesetlerinizle gelip gözlerimin önünde durmuşsunuz…….
Karşı taraftan hiç kimseyi vurmamışsınız.
Ama „Terörist” olarak damgalanmışsınız!
Karşımda duran parçalanmış cesetlerinizle terörizmi iyi anlatmışsınız!
Anladığım kadarıyla „yasalarını„ tanımamışsınız, vadide kongre yapmışsınız!
Kaderiniz hep böyle mi olacak?
Dersim dağlarında vurulmak!
Ardınızda hüzünlü bir geçmiş bırakmak…
Ferhat Tunç‘un acılı müziğine ilham olmak.
Dersim‘ de yiğitlik destanları yazmak!
Ve hep vurmadan vurulmak!
Böyle mi gidecek Cafer, bir türlü bilemedin!
Bu kaderiniz nasıl bozulacak Aydın?
Sen ki hayat dolu, cıvıl cıvıl bir insandın
Biliyorsun zulüm altında sizi tanıdım
Bizimle en büyük kavgalara katıldın
Yenilgilerin acısını, zaferlerin gururunu sizinle yaşadım
Cafer‘i hiç bir zaman zaten unutamadım
Hapishane duvarını delmiştik
Havalandırma deliğinden dört kat aşağı inmiştik
Demirleri tırnak makasının ağzıyla keşmiştik
Betonu bu demir bıçaklarla delmiştik
Tünelde karbondioksit çoğalınca, körükle oksijen vermiştik
Cafer, gecenin geç saatlerinde körükçü arkadaşım
Tutsaklık yoldaşım…
Suskun sırdaşımdı.
Onunla o uzun gecelerde neleri tartışmadım ki
Bana göre TİKKO‘cular biraz romantik, fazla kopyatikti
Ama yiğitlikleri inkara gelinmezdi ki
Bir gece “Cafer” dedim, “buyrun” dedi gülerek
“Yiğitliğinizi severim ama çok kalıpçısınız” dedim gülümseyerek.
“Buda nerden çıktı?” dedi düşünerek!
“İbrahim Kaypakkaya bir ispiyoncu muhtar cezalandırdı ya!”
“Evet kötü mü yaptı yani, söyle bana?”
“O belki kötü yapmadı, ama siz de hep muhtar vurmak zorunda değildiniz ya!”

Güzel bir gülücükle yanıt verdi bana:
Keşke İbrahim bir general cezalandırsaydı”, dedim ona
“Neden ama?”
“O zaman memlekette tek general bırakmazdınız valla”
Cafer ve kocaman bir kahkaha…
Karşı taraftan hiç kimseyi vurmamışsınız
Ama “Terörist” olarak damgalanmışsınız!
Karşımda duran parçalanmış cesetlerinizle terörizmi iyi anlatmışsınız!
Anladığım kadarıyla “yasalarını” tanımamışsınız, vadide kongre yapmışsınız!
Anılarımın yoldaşları Cafer Cangöz ve Aydın…
Keşke sizinle birlikte o dağlarda olsaydım.
Parçalanmış cesetlerinizi görüp, binlerce mermiyle vurulmasaydım, vurulduğunuzu ve parçalandığınızı, sizin gibi duyumsamasaydım.
Güle güle dağ çiçeklerim,
Güle güle ülkemin ayrı renkleri
Güle güle ayrıksı bir kültürün sembolleri
Güle güle Dersim‘in yiğitleri
Ölü bedenlerinizi ve ellerinizi öpüyorum.
21.06.2005

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu