Dizi Yazılar

Susmak Ölmektir 22

Okulumuzun en güzel genç kızıydı. Masmavi gözleri vardı. Gerçek adı Ayten Özdemir’di. 15.07.1959 tarihinde Nazmiye’ de doğmuştu.Babasının adı Yusuf, annesinin adı ise, Hayriye idi. İki erkek, üç kız kardeşi vardı. Ayten Tunceli Öğretmen okulundan mezun olduktan sonra Bingöl eğitim enstitüsüne kaydını yaptırdı.

Selim Çürükkaya / Hamili Yıldırım, Sakine Cansız ve Hamili’nin eşi Ayten Yıldırım’ın Elazığ’da aynı evde yakalandığını biliyoruz. Sakine yazdığı kitabın ikinci cildinde Ayten Yıldırım’ın tahliyesini şöyle alatıyor:

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı aytenpg.jpg

Ayten Yıldırım

“Ayten mahkemeye çıkarılışımızın üçüncü gününde tahliye oldu. Yani sorgu sürecinin kırklı günlerdeydi. Çok ani olmuştu. Ayrılırken kulağına bir kez daha ‘arkadaşlar mutlaka tedbir alsın. Ne yaparsan yap arkadaşları gör. Herkese anlatma, güvenilir arkadaşlara anlatırsın, dedim. Kucaklaştık, Hamili’de kucaklayarak ‘kendine iyi bak’ diyerek ayrıldı. Ayten’in gözleri dolu dolu.Hem sevinçli, hem de bizi o halde bıraktığı için ya da bir daha görüşmeyeceğimizi düşündüğünden üzgün bir ruh halindeydi. Acılı bakıyordu gidene kadar”(78)

Artık bir daha söz etmiyor Sakine Ayten’den, tahliye olduktan sonra neler geldi arkadaşının başına?Bu konuda suskun! Cimridir,tek keleme söylemiyor! Oysa Ayten Yıldırım’ın yaşamı başlı başına bir trajedidir. Sakine belkide bu trajediyi görmediği için veya, görmek istemediği için kendi trajedisini yaşıyor. Ayten’in trajedisini geçip veya atlatıp kitap yazılamaz. Ayten’in trajedisi karşısında susmakla insan olamayız! Bundan dolayı ben burada Ayten’in trajedisini anlatacağım: Ayten Yıldırım, Tunceli öğretmen okulundan arkadaşımdı.

Okulumuzun en güzel genç kızıydı. Masmavi gözleri vardı. Gerçek adı Ayten Özdemir’di. 15.07.1959 tarihinde Nazmiye’ de doğmuştu.
Babasının adı Yusuf, annesinin adı ise, Hayriye idi. İki erkek, üç kız kardeşi vardı. Ayten Tunceli Öğretmen okulundan mezun olduktan sonra Bingöl eğitim enstitüsüne kaydını yaptırdı. 03.03.1979 günü Hamil’i Yıldırım ile evlendi. Bu tarihlerde Hamili PKK içinde profesyonel olarak çalışıyordu ve Elazığ bölgesinde sorumluluklar üslenmişti. O zaman grubunda onayıyla Ayten Özdemir ile yaşamını birleştirerek Elazığ’da ev tutarak yerleşmişti.

Ama evlilikleri fazla sürmemiş, 17 Mayıs’ta yapılan bir operasyondan dolayı tutuklanmışlardı. Ayten yaklaşık kırk gün sonra tahliye oldu. Dışarıda örgütle ilişki kurdu, onu Antep’te görevlendirdiler, gittiği yerde tekrar tutuklandı. Bir müddet yattıktan sonra tahliye oldu. Bir yolunu bularak Suriye’ye geçti, Şam’a gitti, buradan Bekaa vadisine ulaştı, başından geçenleri, gördüklerini, duyduklarını bir arkadaşlarına anlattı.

Bundan sonrası, karanlık, kimse gerçeği anlatmıyor. Tanıkları var ama konuşmuyorlar. Konuşmak isteyenler var, ama ne yararı var ki deyip susuyorlar. Benim kulaklarıma çalınanlar:

“Ayten Öcalan’ın evinde sürekli dövülürdü. Kara Ömer’in (burada Ömer ismine dikkat etmek gerekiyor, Sakine Cansız’ı Mahsun Korkmaz Akademisinde tehdit eden kişinin takma adı da, Güneyli Ömer’di, siz şimdilik Güneyli Ömer’in yanına kara Ömer’i yazın ve aklınızın bir köşesinde bekletin) işkencelerinden kurtulmak için karyolanın altına sığınırdı. Kara Ömer, karyolanın altındaki Ayten’in suratına yumruklar vurur, elleri kandan kıpkırmızı olurdu.”

Başka bir tanık: “Ayten bu zulümden kurtulmak için firar etti, gitti filistinli bir örgüte sığındı, dil bilmezdi, herhalde kendini ifade edemedi veya kendisine yapılanları anlatmaya utandı.

Örgüt Ayten’in Filistinlilerin yanında kaldığını duyunca, gittiler, onlara arkadaşlarının ruh sağlığının iyi olmadığını, psikolojik tedavi görmesi gerektiğini anlattılar ve geri getirdiler”

Onun nasıl katledildiğini kimse bilmiyor. Tanıkları var konuşmuyor!

Ama Ayten’in Bekaa vadisinde öldürüldüğünü, O dönemde PKK içinde olan ve Bekaa’da kalan herkes biliyor. Hatta öldürülme gerekçesini de “Deli olmuştu, arkadaşlar vurmuşlar!’olarak açıklanmıştı.

Mezarı yok Ayten’in nasıl öldürüldüğü de bilinmiyor. Deli kadınların kurşuna dizildiği ve bunun normal görüldüğü, kadın haklarını savunan (!) İnsanlığı temsil eden(!) bir örgütü düşünün! Ayten’in ölüm haberi geldiği zaman ben Hamili Yıldırım ile bitişik hücrede Diyarbakır cezaevinde kalıyordum. Nedenlerini merak etmiştik, ziyaretçilerimiz aracılığıyla öğrenmeye çalışıyorduk. O dönemde avukatlarımız yoktu, çünkü hepsi tutuklanmıştı, mektuplaşma ve telefon yasaktı. Ziyaretçiler de her şeyden habersizdi. 1985 yılıydı, bir gün görüşme günü olmamasına rağmen, Gardiyanlar Hamili Yıldırım’a “görüşmecin var” deyip kaldığı hücreden çıkarıp götürdüler.

Aradan fazla zaman geçmedi, Hamili geri geldi. Gardiyanlar, hücreye koyup kapıyı kilitlediler ve çıkıp gittiler. Durumu Hamil’iden öğrendik. Bize anlattıklarını olduğu gibi aktarıyorum:

“Gardiyanlar beni buradan alıp cezaevinin müdür odasına götürdüler. İçeri girdim, cezaevi Müdürü Birol Şen ve Cemile Merkit’in kardeşi Ali Ekber Merkit beni karşıladılar. Aliekber’e hoş geldin dedim. Birol Şen: ‘Bak Hamili, bu genci iyi dinle, PKK senin eşini öldürmüş, artık bunlara karşı tavır al, söz seni bıraktırırım’ dedi. Ali Ekber: ‘Abe, Cemile ablam, beni yolladı, Ayten Ablayı öldürmüşler’ dedi. Ben Ali Ekber’i susturdum, bu işte bir puştluk var dedim ve çıkıp geldim.”

O tarihlerde biz büyük bir baskı altındaydık, PKK Merkez Komite üyeleri Yıldırım Merkit, Şahin Dönmez ile birlikte hareket ediyordu.Cezaevi İdaresinin isteği ile aynı koğuşta kalıyorlardı. PKK Elazığ grubunda yargılanan herkesi itirafçı yapmak için ellerinden gelen bütün çabaları harcıyorlardı. 7. Kolordu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesinin Elazığ gurubunun duruşmalarında Yıldırım Merkit ve Şahin Dönmez itiraflar yapmış, Hamili Yıldırım ve hepimiz aleyhine ifadeler vermişlerdi. Yıldırım Merkit’in kız kardeşi Cemile Merkit de PKK içinde önemli görevler üstlenmişti, o da öğretmendi. 1978 lerde PKK li Ali Haydar Kaytan’la örgütün isteği ile evlenmişti. 12 Eylül 1980 Askeri darbesinden dolayı yurt dışına çıkmıştı. 1984 Yıllarında PKK’nin Avrupa koordinatörü Çetin Güngör’ün Abdullah Öcalan’a karşı, “Parti içinde tek kişilik bir diktatörlük oluşturuluyor” eleştirilerine katıldı. Ve PKK den ayrıldı.

Büyük bir ihtimalle kendisi ve Çetin Güngör Diyarbakır cezaevinde ne olup bittiğinden habersizdi. Hamili Yıldırım ve bizlerin dışarıda olup bitenler konusunda habersiz olduğumuz gibi. Sadece Avukatlar, Yıldırım Merkit’in itirafçı olduğu haberini PKK ye ulaştırmıştı. Komplo teorileri geliştirmede usta olan Abdullah Öcalan hemen Çetin Güngör, Cemile Merkit ile Şahin Dönmez, Yıldırım Merkit ilişkisini kurmuştu:

Bilindiği gibi cezaevlerinde teslimiyet Şahin ve Yıldırım hainleri aracılığıyla dayatılmak istenmişti. Kendi yaşam derdine düşen bu iki hain, direnişçi savaş esiri yoldaşlarımızın katledilmesinde birer piyon olarak kullanılmışlardı. Bunlar sömürgeciler tarafından kendilerine verilen talimat gereği teslimiyeti cezaevinden dışarıya, parti içine de sızdırmak istediler. Sömürgecilerin kendilerine verdikleri söze göre, bunun karşılığında yaşamları bağışlanacaktı. Onlar bunu denetimden uzak ve uzlaşma yanı ağır basan bir alandan başlatmayı uygun görmüşlerdi. Kuşkusuz bunun en uygun zemini de Avrupa olabilirdi. Bu alanın tercih edilmesinin başka bir nedeni de, Avrupa örgüt biriminin sorumluluğunu yürüten bayın mazisinin de buna uygun olmasıydı. Şahin ve Yıldırım hainlerinin dolaylı veya dolaysız bu unsurla ilişkileri vardı. Anlaşılacağı gibi burada Semir’den (Çetin Güngör) söz ediyoruz.” (79)

Böylesi bir atmosferde Cemile Merkit’in kardeşi Ali Ekber’in, bize yıllarca işkence yapan Cezaevi Müdürü Birol Şen’in makam odasında Hamili Yıldırım’a “Ayten Ablayı öldürmüşler” demesi yalınız Hamili’nin değil, hepimizin kafasında bu işin içinde devlet var kuşkusunu yaratmıştı!

Devam edecek:

Dip Notlar:

(79)Hep kavgaydı Yaşamım, Sakine Cansız, Mezopotamien Verlag, cilt 2, sayfa

(80) PKK ye dayatılan tasfiyecilik ve tasfiyenin tasfiyesi, Abdullah Öcalan Sayfa 39-40

(81)file:///C:/Users/selim/AppData/Local/Microsoft/Windows/INetCache/IE/5C9DEMCZ/pkkye-dayatilan-tasfiyecilik-ve-tasfiyeciligin-tasfiyesi.pdf

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu