Fehmi: „Kafama kül tablasıvurdular” diye noktalamıştı konuşmasını. Gerisini ben anlatayım, saldırganları tanıyor Fehmi „Sen önderliğe ve değerlere ihanet ettin” diye bağırmışlardı, lokanta sahipleri, garsonlar ve müşteriler araya girerek kavgayı yatıştırmışlardı, ama korkmamıştı Fehmi, elpençe durmamış, saldırılarına karşılık vermişti, saldırganlar bunu hazmedememişlerdi.
Adım adım onu izlemeye başlamışlar, kaldığı mülteci kampına saldırgan gruplar yollamışlar, bu durumu fark eden Fehmi, olanları mülteci kampının şefi ile konuşarak kalabileceği bir adresi vermiş, artık kampa uğramaz olmuş, onu bütün Kürtlerden tecrit etmeye çalışmışlar, örgütten ayrılan kişilere uygulanan ilk ceza afarozmuş, ama bu ceza öylesine sıkıymış ki, Fehmi ile konuşan, ona selam veren veya evine alan Kürtler bile saldırıya uğruyormuş, komalık olana dek dövülüyormuş. Bu ilkel ceza bilindiği gibi totem döneminde ve orta çağ hrıstıyanlığı döneminde geçerliydi. İlkel kabilelerin her birinin ayrı bir totemi vardı. Örneğin A kabilesi köpeğe tapardı.
Ve kabile üyelerinin inançlarına göre onların birliğini, dirliğini, sağlıklarını, yaşamlarını, geleceklerini sağlayan köpekti. O olmazsa, birlikleri dağılacak, başlarına felaketler çökecek, kurda kuşa yem olacaklardı. Böylesi inançlarla yüklü kabile üyelerinin bulunduğu bir ortamda, köpeği gereksiz olarak gören birisi, kabile üyeleri tarafından şiddetli saldırılara uğrar, ardından kabilenin dışına atılır ve ölüme terk edilirdi. Ortaçağda kilisenin koyduğu kurallara uymayan kişiler, papazlar tarafından afaroz edilir, bu ceza yine bir papaz tarafından kaldırılıncaya kadar, inananlar cezalı ile konuşmazlardı. Totem dönemi yıkıldı gitti, hrıstiyanlığın afarozu tarihe karıştı, bu çağda, 21. yüzyılda, Avrupa’ nın ortasında, totem dönemi ve hrıstiyanlık afarozundan daha katı olan Abdullah Öcalan tarikatının afarozu sürüyordu.
Fehmi için konulan afaroz çok sıkı bir şekilde devam ediyormuş, ama o bu yasağın Bingöl’ lülerin bir düğününde de devam edeceğini düşünememişti.
Bir arkadaşıyla birlikte davetli olduğu düğün salonuna gitmişti. Wintentur şehrindeki bu salona girdiğinde, Başını Simsorlu Ali Yılmaz’ın çektiği saldırgan bir grup, düğün sahibi Mialanlı Fevzi Kaya’ yı tehdit ederek “ya hainler bu salonu terk edecek yada düğünü dağıtacağız” diyorlar.
Bu tehdit üzerine bir olaya neden olmamak için salonu terk ediyor Fehmi ve arkadaşı. Ama bu duruma isyan eden namuslu insanlar da var. Selim Elçi İsminde Bingöl’ lü bir genç, Fehmi ve arkadaşı salonu terk ettikten sonra saldırgan gruba dönüyor: “Yaptıklarınızı beğendiniz mi, hangi kitaba sığar bu tavrınız?” deyince, düğün salonunun ortasında her kesin gözlerinin önünde karnından bıçaklanıyor.
Fehmi bu saldırıyı duyunca kahr oluyor. İnsanlar suskun, insanlar korkak, bir avuç serseri, sapık bir tarikat, insanları kalabalıkların ortasında bıçaklıyor, ama olayın tanığı tek bir kişi bulunamıyor! Saldırganlar suçsuz! Bıçaklanan kendi kendisini bıçaklamış oluyor!
Fehmi iş bulmak, çalışmak zorunda, bir restaurantta iş buluyor. Ama izini tez buluyorlar, bu kez bıçaklayacaklar, bir grup genç hazırlıyorlar, günlerce gençleri birisini bıçaklamaları için hazırlıyorlar, Kürt halkı için çok ama çok tehlikeli bir ajanın vurulması gerektiğini söylüyorlar. Eylemi planlayan, gençleri peşine takıyor, lokantanın önüne kadar geliyor, Fehmi’ yi uzaktan gösterip, ortalıktan kayıp oluyor! Gençler restauranttan içeri girince; “Vay bu bizim Zagros” diyorlar. Kendilerine yurtseverliği öğreten, onlara ders veren, önderlerinin, hain ve vurulması gereken adam olarak gösterilmesine şaşıyorlar, bıçaklarına davranmadan tek tek restauranttan ayrılıp uzaklaşıyorlar.
Bu olayı duyan işyeri sahipleri korkularından dolayı Fehmi’ nin işine son veriyor, ve böylece Fehmi Zürih’te barınamaz duruma düşünce , Zürühten ayrılarak Lozan’ a gidiyor.
Devam edecek
