Makalelerim

Sayın Nizamettin Taş

Selim Çürükkaya / Belirteyim ki çağrınızın önemine ve içeriğine tamamen katılmaktayım. Kuzey Kürdistan`da bir çıkmazın olduğu ve bu çıkmazdan dolayı bir arayışında olduğu gerçektir. Eskiden Kürdistan`ın bağımsızlığı amacıyla yola çıkan, süre içinde bir tarikata dönüşen, sömürgeci ülkelerin kullandığı bir araç görevi gören kendi içindeki yurtseverleri, devrimcileri demokratları biçen, son yıllarda Türk devletinin bir kontra örgütü gibi davranan potansiyel kitle sahibi hareket, politikası ve önderliği ile bir Kürt hareketi olmaktan çıkmış, Kürt Ulusunun haklı ve meşru taleplerini yadsıyan bir özelliğe bürünmüştür..”
Biraz önce PWD nerin internet sitesinde „Birlik çağrısı” başlığını taşıyan yazınızı okudum, bunun üzerine aşağıdaki satırları yazmaya karar verdim.

Belirteyim ki çağrınızın önemine ve içeriğine tamamen katılmaktayım. Kuzey Kürdistan`da bir çıkmazın olduğu ve bu çıkmazdan dolayı bir arayışında olduğu gerçektir. Eskiden Kürdistan`ın bağımsızlığı amacıyla yola çıkan, süre içinde bir tarikata dönüşen, sömürgeci ülkelerin kullandığı bir araç görevi gören, kendi içindeki yurtseverleri, devrimcileri demokratları biçen, son yıllarda Türk devletinin bir kontra örgütü gibi davranan potansiyel kitle sahibi hareket, politikası ve önderliği ile bir Kürt hareketi olmaktan çıkmış, Kürt Ulusunun haklı ve meşru taleplerini yadsıyan bir özelliğe bürünmüştür.
Kuzey Kürdistan’da muhalefet olarak değerlendirebileceğimiz diğer irili ufaklı pek çok örgüt de eskiye takılmış, kendilerini yeniliyememekte, politika üretememekte ve en önemlisi bir çıkış yapamamaktadırlar. Her ne kadar bizim eski hareketimizin tek parti zihniyeti bunları kitlelerden izole etmekte etkisi olmuşsa da, bu hareketlerle bizim eski hareketin sahip olduğu zihniyet son tahlilde aynı olduğundan, güçten düşmelerinin nedenlerini kavramakta zorlanmaktadırlar.

Kuzeyli hiç bir siyasal hareket, tek başına bir çözüm üretecek beceri, güç ve özelliğe sahip değildir diye düşünüyorum. Ama irili ufaklı bütün siyasi hareketlerin ve 30 yıldan beri siyasetle uğraşan binlerce kadronun bir araya gelerek bir altarnatif üretebileceklerine inanıyorum.

Bu bir araya gelebilmenin yolu ve yöntemi üzerinde biraz durmak istiyorum.

En başta üzerinde her kesin anlaşabileceği bir siyasal projeyi üretmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

Ben bu siyasal projenin ana başlıklarını kısaca yazacağım ve istiyorum ki bu başlıklar üzerinde geniş çaplı bir tartışma başlasın, tartışmaların sonucunda iyi bir hukukçu ve siyasetçi ekip tarafından kaleme alınarak gelecek siyaset programımız haline gelsin.

1- Kürtler bir Ulustur. Biliyoruz ki Kürt örgütlerinin tümü ve siyasetle uğraşan biz bütün Kürtler, bir Ulus olduğumuzu kabul ederiz. Bu en azından uzun bir  süreden beri tartışma konumuz değildir. Ama ne yazık ki biz Kürtler dışında hiç bir millet, devlet veya uluslararası kurum bizi ulus olarak kabul etmemektedir. Yani bizler Birleşmiş Milletler nezdinde, Avrupa Birliği nezdinde ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdinde ulus olarak kabul görmüyoruz.
Ama biz bir Ulusuz. Yapmamız gereken ilk iş, nasıl bir ulus olduğumuzu hiç kimsenin veya hiç bir devlet ve uluslararası kuruluşun inkar edemeyeceği belgeler ve argumanlarla ortaya koymak ve birlik oluşturmak isteyenler olarak bu belgeye sahip çıkmaktır.

2 – Kürtler bu yeryüzünde bir ulus olduklarına göre, yeryüzünde yaşayan başka ulusların kullandıkları bütün haklara kavuşmaları onların en doğal haklarıdır. Örneğin Dünyamızın en geri Ulusu hangisidir? Ve bu geri ulus şu anda hangi ulusal haklarını kullanıyor? Bu hakları tek tek tesbit etmek ve Kürt Ulusu için bütün bu hakları istemek ve birlik oluşturmak isteyen güçler olarak bu konuda anlayış birliğine varmak gerekiyor.

3 – Kürdistan bir sömürgedir. Bu belirleme de „ulus” belirlemesi gibi yalnız biz Kürtler arasında kabul görmektedir. Hemen hemen bütün Kürt örgütleri ve politikacıları Kürdistanı bir sömürge olarak kabul etmektedir. Ama ne yazıkki hiç bir devlet ve uluslararası politik kurumun Kürdistan’ın sömürge olduğuna dair bir değerlendirmesi bulunmamaktadır. O halde bize düşen ikinci görev Kürdistan`ın askeri, ekonomik, siyasal, kültürel ve tarihi olarak nasıl sömürge bir konumda olduğunu ard niyetli olmayan her kişi ve kurumu ikna edecek belge ve argumanlarla yazmak ve birlik oluşturmak isteyen güçlerin onayına sunarak kabul etmektir.

4 – Madem ki Kürdistan sömürgedir ve madem ki Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kararlarına göre sömürgecilik suçtur. Kürt Halkı bu gerçeklere dayanarak Kürdistan’da ki sömürgeciliği bütün sonuçlarıyla birlikte tasfiye edilmesi için „meşru” bir mücadeleye yeniden girişmelidir.

5 – Kürdistanı’ ın fotoğrafını daha yakından çekmek, Alevi, sunni yezidilerin inanç sistemlerini araştırmak, Zaza Kurmanc, soran goran gerçeğini görmek Kürdistanda yaşayan başka azınlıkları göz ardı etmemek, çok dilli, çok kültürlü çok dinli olan toplumumuzu gözönünde bulundurarak, geleceğin toplum projesini bu gerçeğe göre yeniden yazmak gerekmektedir.

Yukarıda sıralanan bu beş madde birliğin manifestosu haline getirilebilirse; Kuzey Kürdistan’ın bütün partilerin ve şahsiyetlerin bu beş temel ilke etrafında bir araya gelmemek için hiç bir gerekçeleri yoktur..
Günümüzün örgüt modeli olarak önerim şudur.
a)- Yukarıda izah edilen beş maddeyi manifesto olarak kabul eden bütün Kuzey Kürdistan’lı güç ve kişiler, demokratik biçimde kendilerini temsil eden bir heyet seçmelidirler. Bu heyet tam olarak yetkilendirilmelidir ve bu heyet Kuzey Kürdistan’ın bir hükümeti gibi çalışmalıdır.
Değişik partilerden, farklı görüşlere mensup kişilerden oluşan bu hükümet gibi kurum günümüzün örgüt modelidir. Bütün Kuzeyli örgütler ve kişiler tarafından yetkilendirilen bu hükümet gibi kurum yukarıda sıralanan program çerçevesinde;
1- Kuzey Kürdistan’da meşru bir parti kurar. Meşru parti illegal ve legal partiden farklıdır. Legal parti, Kuzey Kürdistan’da ki Türk rejimini ve sistemini meşru görür ona göre faaliyet yürütür ve Türkiye`deki mevcut anayasa çerçevesinde hareket etmek zorunda olduklarından, böyle bir araç vasıtasıyla Kürdistan sorununa bir çözüme ulaşmak imkansız gibidir. İlegal partilerin Kürdistan’da çok değişik türleri olmasına rağmen, artık onların değişik dünya koşullarında soruna bir çözüm getiremiyecekleri anlaşılmaktadır.

Meşru parti ise, mesruluğunu Kürt Ulusunun ulasal haklarından ve çağımızda suç sayılan sömürgeciliğin varlığından alır. Yani Kürt Ulusu dışında hiç bir merciye danışmadan merkezi açık olarak Diyarbakır’da kurulan parti ikinci meşruluğunu uluslararası hukuktan alır. Ve bu parti Kürtlerin bütün ulusal hakları için uluslararası hukuka uygun meşru bir mücadele verir ve sömürgeciliğin tasfiyesi için yapılması gereken ne varsa onu yapar. Karşılaştığı her türlü haksız muameleye karşı meşru yollaradan mücadelesini sürdürür. Yukardaki programı her platformda; mahkemeler karşısında açık net olarak savunur.
2 – Hükümet gibi çalışan ekip Kuzey Kürdistan için günlük bir gazete çıkarır. Ve Kuzey Kürt Halkını aydınlatmaya ve örgütlemeye çalışır. Basın herkesin bildiği gibi bir ülkenin yönetiminde çok önemli bir güçtür. Basını olmayan bir ülke bütün ışıkları sönmüş karanlıkta kalmış bir şehir gibidir. Bu açıdan yeni politikaya uygun günlük bir gazete Kürt dünyası için çok büyük bir önem arz etmektedir. Şu anda bazı Kürt örgütlerinin gazeteleri yayın yapmaktada ve pek çok Kürt internet sitesi Kürtlere seslenmektedir. Fakat herkes kabul ediyorki bunlar yeterli gelmemekte ve siyaseti kitlelere götürmek için bazı araçlara ihtiyaç duyulmaktadır. Mevcut güçler bir program etrafında bir araya gelebilirse ve sözü edilen ekip, bir hükümet gibi yetkilendirilirse günlük bir gazeteyi yayın hayatına sokmak zor bir iş olmaması gerekir.
3- Hükümet gibi çalışan kurumun en önemli görevlerinden biri de bir televizyon kanalı kurmak olmalıdır. Halkımızın doğru haber ve doğru bilgi almadığı günümüzde bir televizyon kanalının devreye sokulması, bunun için çabaların harcanması, kadro ve imkanların birleştirilmesi zorunludur. Siyaset ancak bunun gibi bazı araçlarla kitlelere götürülebilir ve bu araçlar kitleselleşmeyi sağlar. Pek çok Kürt örgütü gazete ve televizyon kurmayı hayalci bulabilir, ama bu örgütler ise bağımsız devlet kuracaklarını söylerler. Onlara devlet kurmanın gazete ve televizyon kanalı kurmaktan çok daha zor bir iş olduğunu anlatarak, bu olanakları yaratmak zorunluğuyla karşı karşıya olunduğu söylenmelidir..
4- Hükümet gibi faaliyet yürüten kuruluşun önemli görevlerinden birisi de, Avrupa ülkelerinde diplomasi faliyeti yürütecek lobileri örgütlemektir. Bugün Avrupanın bütün ülkelerinde pek çok dili ve Kürt sorununu çok iyi bilen gençlerimiz, aydınlarımız aklı başında insanlarımız vardır. Her ülkede oluşan lobi grupları tam olarak Kürdistan elçileri gibi Kürt sorununun çözümü için seferber edilmeli, Kuzey hareketinin terörist olarak damgalanmasının gerçek nedenleri dünya kamuoyuna izah edilmeli „PKK” ismi ile anılan yapının bir tarikat haline geldiğini, siyasi olma özelliğini çoktan yitirdiğini, geçmişte Türkiye ve Suriye tarafindan Avrupada bilinçli olarak yönlendirilerek Kürt halkının aleyhine olan eylemlere bulaştırıldıktan sonra „terörist” olarak damgalatıldığını belgeleri ile batı kamuoyuna izah etmek ve terör olarak nitelenebilecek eylem ve baskıcı tavırlara karşı tavır almak gerekir. Bunlar başarıldığı zaman bütün diplomatik kapıların Kürt halkına açılacağı bilinmelidir.
Günümüzde artık uzun lafa gerek yoktur. Bugün acil olarak atılması gereken adım yukarıda izah edilmeye çalışılandır. Bu adım atılabildiyse gerisi gelir ve yeni adımların yeni programları yapılır.
Yazımı kısa kesiyorum. Selamlar, gözlerinizden öpüyorum.

Selim Çürükkaya 

 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu