Makalelerim

Başbakan ve Esat Oktay Şakası

Selim Çürükkaya / Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın D.Bakır konuşması üzerine çok şey söylendi.
Aynı gün ben de bir şeyler söyleyebilirdim. Ama yazmadım. Herkesi dinlemeye karar verdim.
Sağlıklı bir değerlendirmenin bundan sonra yapılabileceğine inandım.

Ne demişti Başbakan?

Kürt sorunu vardır”

„Devlet geçmişte hatalar yapmıştır”

„Sorun Demokratik Cumhuriyet’le çözülecektir”

„Tek millet, tek vatan, tek bayrak tartışma konusu yapılamaz!”

„Bölgeye daha fazla yatırımlar yapılacaktır”

Öcalan Türkiye’ ye döndüğü günden beri ne diyor?

Bağımsızlık, federasyon, otonomi ile çözülebilecek bir Kürt sorunu yoktur.”

„Sorun Demokratik Cumhuriyet çerçevesinde çözülecektir”

„Misakı milli sınırları kutsaldır, resmi dil Türkçe’dir, vatan ve bayrak ortaktır.”

 

Öcalan ile Başbakan hangi konularda farklı düşünüyorlar?

Başbakan „devlet eskiden hatalar yapmıştır” dedi.

Bir nevi özür diledi.

Öcalan ise; devletin özür dilemesi gerektiğini hiç söylemedi.

Başbakan yörenin kalkındırılacağını söyledi.

Öcalan ise yörenin kalkınması gerektiği konusunda bir istemi olmamıştır.

Ama Öcalan ve onu destekliyenler, Başbakan’ın istemediği bir şeyi istiyorlar:

„Genel af!”

Görüldüğü gibi ortada çatışmaya neden olacak bir konu yoktur.
Devlet Kürdistan’da yatırım yapmasın, bir de özür dilemesin.
Bunların yerine genel af çıkarsın! Her şey tamam olur!
Yani Başbakan’ın söylediklerini Öcalan söyleseydi,
 Öcalan’ın söylediklerini Başbakan söyleseydi belki devlet açısından bazı proplemler olabilirdi.
 Ama şu anda bir tehlike yoktur!  Peki niye anlaşıp sahneyi kapatmıyorlar?

“Devlet Terör örgütüyle anlaşmaz” bundan dolayı olmuyor!

Bu konuda bir anım var, onu aktarmak istiyorum:
1984’te biz Diyarbakır cezaevinde ölüm orucu başlatmıştık.
Onlarca kişi ölümün eşiğine gelmişti. Nihayet Genel  Kurmaydan, yani Ankara’dan askeri bir heyet geldi.
Bunlar bizimle görüşme yapacaklardı. PKK den oluşan heyetin içinde ben de vardım.
Bir salonda karşı karşıya oturmuşuz.

Askeri heyetin başındaki bir albay, konuşmasına şu cümleyle başladı:

“Devlet asla terör örgütüyle görüşmez ve onunla pazarlık yapmaz”

Bu içerikteki konuşmasını bitirince, bizimle görüşmeye ve pazarlık yapmaya başladılar.

Hatta bazı konularda isteklerimizi kabul etmeyince;

“Bunu veremeyiz ama şunu verebiliriz” deyince, iğnemi hemen batırıyordum:

“Hani pazarlık yoktu!”

Şimdi de diyorum ki bırakın artık bu komediyi?
1990’lardan beri görüştüğünüzü ben biliyorum.
Hele Öcalan İmralı´ya geldikten sonra, Rutin olarak haftalık, bazen de günlük görüştüğünüz biliniyor.
Bunu bilmiyen halktır. Artık hükümet de basında biliyor.
Yeter bu danışıklı dövüşünüz!
Milleti ahmaklaştırmışsınız, işi götürüyorsunuz..
Ama bu kadar da olmaz!
Anlarlar! Başbakan‘ın „PKK lideri” gibi konuştuğu;
PKK liderinin de” Başbakan gibi konuştuğu garip bir ülkede her şey olabilir.

Eğer Başbakan şaka yapmıyorsa.
Veya eğer Başbakan’ın yaptığı o eski taktik değilse;  bilindiği gibi sivillere yönelik katliamlar Demirel’ in :
„Kürt realitesini tanıyoruz” lafından sonra başladı.
En büyük baskılarda Özal‘ın „federasyon tartışılabilinir” sözlerinin ardından geldi.
Bu konuda da anım var.

1981 tarihinde Diyarbekir cezaevinin hücre bölümlerindeydik 120 kişi kadardık.
Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran isminde bir zalim bizi sopa zoruyla Türkleştirmek istiyordu.
Biz diretince günlerce yemek vermiyordu. Ara sıra hücreye uğrar, çavuşu yanına çağırır:

Çavuş, sen bunlara yiyecek alıyor musun?” diye sorardı.

Çavuş: “Evet komutanım alıyorum” derdi.

“Bak onlara bol bol turp ve havuç yedir! Ne kadar istiyorlarsa esirgeme” deyip, dışarı çıkardı.
Çavuş da yüksek sesle “Emredersin komutanım” der salona giderdi.
Tutukluların bir kısmı (Devlet’in sorununu çözüleceğine inanan bazı saflar gibi)
Hemen kantinden gelecek olan turp ve havuçları beklemeye başlardı.
Ama bir müddet sonra eli kalaslı yirmi komando içeri girer, ortalık kasaphaneye dönerdi.

İnşallah Başbakan, Esat Oktay’ın şakasını yapmıyordur!

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu