Makalelerim

Kaddafi Çiller Aşkı

Selim Çürükkaya / Anlatırlar ve derlerki, Türkiye’nin eski Başbakanı zalimiye Tansu Çiller’ ile Libya’nın sahibi Petrol kralı Muamer  el Kaddafi aşk yaşamışlar. Rivayete göre bu iş şöyle olmuş: Kaddafi Çiller’i televizyonlardan izlemiş ve ona aşık olmuş. Akıllı bir dert ortağına bu konuyu açmış:“Ben Türkiye nin başbakanı Çiller’e aşığım, nasıl ulaşırım bu hatuna? Sen bana bir akıl ver!” demiş. Ulslararası ilşkileri iyi bilen arkadaşı bir an düşünmüş ve demiş ki:

 “Değerli arkadaşım bu iş çok kolay; Tansu hanım ve hükümeti şu anda Kürt sorunuyla meşgulller, yani kürtler isyan etmiş, Tansu hanım bu isyan’ı bastırmakla meşguldür.” Arkadaşını dinleme sabırsızlığı  yaşayan Kadafi:  “Kürtlerin isyanıyla benim aşkım arasında ne gibi bir ilşki verdır” demiş.

 

 

Felsefeyi de iyi kavramış Kadafi’nin arkadaşı: “Efendim var, bu dünyada her bir şeyin birbiriyle ilşkisi vardır. Sabır ediverseniz ben size açıklarım. Kestirmeden anlatmak istersem, siz en kısa zamanda Kürtlerin taleplerinde haklı olduklarını, bağımsız bir Kürdistan’ın kurulması gerektiğine dair bir demeç veriniz. Bu demeciniz Türkiye’ deki siyasi çevrelerde bomba etkisi yaratır….”

Arkadaşının konuşmasına tekrar müdahale eden El Kaddafi: “Ne yapıyorsun? Böyle bir demeç verirsem ilişkilerim tümden bozulur, artık Tansu’yu hayatta göremem, bende seni akıllı sanıyordum” dedi.

Arkadaşı :”Efendim, sakin olun, Çinli general SUN-TZU nun taktiğini uygulamamız lazım, karşı çıkıp yanına alacaksın,” dedi. Kadafı Arkadaşının ne dediğini pek anlamadı ama “yanına alacaksın” kelimesi hoşuna gittiği için sesini etmedi. Arkadaşı devem etti: “Sen böyle bir demeç verirsen, Türkler bir biçimde hemen seninle kontağa geçerler”  der demez. El Kadafi: “Haaaa, anladım, yani demek istiyorsun ki; hemen Tansu’yu yanıma yollarlar, ben Kürtleri desteklemekten vaz geçerim, onlarda Tansu hanımı bana verirler?..”

Kaddafi’ nin pratik zekasına hayran olan arkadaşı: “Çok kestirmeden gidiyorsun efendim, öyle olmaz, en iyisi, siz bir demecinizi verin, ortaya çıkan gelişmeleri ona göre değerlendiririz” deyip birinci hamleyi kapattı.Kadafi: “O zaman yarından tezi yok, ben hemen bu demeci vereyim” deyince; arkadaşı “evet ver” dedi. Kadafi bir gün sonra Kürtlerin mücadelelerinde haklı olduğuna dair bir açıklama yaptı. Türk yetkilileri, Genel Kurmay, askeri yetkililer şaşkınlık içindeydi. Kimi siyasetçi “bu dedli adam yine ne yapmak istiyor?” diyerek, Kadafi’in sarf ettiği sözlerin ardında olanları araştırmaya başladı.

Türk dış işleri bakanlığı harekete geçerek o günkü Libya büyükelçisi Özülker’i Kaddafi’nin yanına göndermeyi tasarladı. Özülker yeteneklerini harekete geçirerek Kadaafi den randavü talebinde bulundu, bu duruma çok sevinen El Kaddafi beklemelerini istedi. Hemen telefonla arkadaşını aradı: “Refiq Eselemünaleykum, senin sıtratejinin birinci hamlesi tamam gibi, bu gün Türk büyük elçisi rendavü talebinde bulundu. Ne yapmam lazım? Acil olarak bana söyle!” dedi.

Arkadaşı: “Görüşme talebini hemen kabul et ama görüşmede, Tansu hanımı çok öv, ona hayran olduğunu hatta kurban olduğunu, ama kurban fazladır, o kadar ileri girmetme, hayran olduğunda kal, deki inşallah o yakında Türkiyenin Cumhurbaşkanı olur, kendisiyle libya Türkiye ilşkilerini müthiş götürürüz “dersin.  Heyecandan kahkahalar atan El Kaddafi: “Başka bir şey sölemiyeyim mi?”

Arkadaşı: “Duruma göre bazı şeyler daha söyleyebilirsin, o teklif etmediyese, sen bir punduna getir, ben Tansu hanımı davet ediyorum dersin balıklama atlarlar”

Telefon ahizesini yerine koyan Kaddafi sekreterini çağırarak: “Derhal Türk büyükelçisi Özülker’ beye rendavü veriniz” dedi. Bilinen görüşme bu emir üzerine gerçekleşti. Kaddafi Kürt sorununu hatta PKK yi büyük elçi ile tartıştı. Ama ona desteklemekten vaz geçiyorum gibi laflar kullanmadı. Çünkü arkadaşının verdiği taktiklere bakılırsa, öyle demiş olsaydı Çiller hanım gelmeyebilirdi. Elçiyle tartışmada Kürtlerin haklılığını vurguladı, am kapıyı açık bıraktı. Bıraktı ki; o kapıdan Çiller hatun girsindi. Sahbet tatlı bir havada iken, Kadafi hafifçe bir gülümsedi:

 “Çİller hanım biz bütün müslüman ülkelerin onurudur, inşallah çok yakın bir zamanda cumhurbaşkanı olacak ve biz elele vererek bütün müslüman ülkelere de yön veririz, bazen düşünüyorum da onu Saba melikesi Belkıs’ e benzetiyorum. Bazende o Müslüman dünyasına doğmuş bir güneştir diyorum. Bizim çölde geceleri bazen  gezerken kendimi Hz. Süleyman gibi görüyorum. Tarihçi bir arkadaşım var, bana sık sık tarih tekerürden ibarettir Kaddafi der. Bak Saba Melikesi denizlerin ülkesinde hüküm sürerdi, Süleyman çöllerde.. Çok çok benzerim ben Süleymen’a burada libyada kuşların dilinden anlarım, ben her şeyim, her şey benim.” Dedi.

Türk büyük elçisi hayretler içinde Kaddafi’ yi izliyor, onunla konuşurken  her kelimesinin başında ona “liderim” diye hitap ediyordu, çünkü bu orada zorunluydı. Kaddafi Libyadaki bütün hayvanların kuşların ve yabancı elçilerinde lideriydi. Görüşmeyi bitirmeden önce “Ben sevgili Çiller hanım’ı ülkemde görmekten büyük bir mutluluk duyarım, lütfen benim bu nacizane isteğimi kendi zaticenaplarına ilettiniz” dedi.

Kaadafi’ nin huzurundan ayrılan büyükelçi, haberi acil olarak dıişlerine iletti: “Kaddafi Çiller hanımın hayranı, bir an önce onunla görüşmek istiyor” dedi. Türk istihbarat çevreleri ve Genel Kurmay yetkilileri Kürt isyanının dışardan destek gördüğüne dair bir fobileri zaten 80 yıldan beri vardı. Derhal Tansu Hanım’ı hazırlamak istediler.. Tansu hanıma haberi iletten içişleri bakanı Meral Akşener di: “Kız Tansu gözün aydın Muamer Kaddafi seni özel olarak davet etmiş“, Peşinden şuh bir kahkaha attı: “Vallahi çok çapkın olduğunu söylüyorlar,.”

 “Gerçekten mi?” demiş Tansu: “Aslında çölü çok severim, gerçi garip bir adam bu Kaddafi, çadırda yaşar, kadın korumaları var, tam bir erkek ha” dedi gülerek. Ne için beni çağırmış ki Meralcığım, askerler söylemediler mi?

“Askerler beni içişleri bakanlığının kapısında yağlı kazığa oturtmak isterler böyle mühim bir görüşmenin içeriğini bana söylerler mi? Sadece gitmeni istiyorlar, geçenlerde Kürtlerle ilgili ileri geri konuşmuştu geliba onun için olacak” dedi. Biraz düşünen Tansu “Aman ha beni Kadafi ile siyasi konular için tartışmalara bulaştırmasınlar. dedi. Hazırlıklarını yapmaya başladı. Tansu hanım Kadafi nin gerçek niyetini bilmiyordu. Görüşmeyi bir başbakan ile bir ülkenin devlet başkanı arasında yapılacak resmi bir görüşme sanıyordu.

Ama El Kaddafi ise her şeyi biliyordu, yüreği sahra çölü kadar sıcaktı. Çillerin geleceğine dair gün belli olunca El Kadafi arkadaşını aradı: “Rrefiq, el ustadım, stratejin hayat buldu, kuş gelecek,  ne yapmam lazım, el taktik istiyorum, nasıl giyineyim, nasıl karşılayayım, nerde kendisiyle görüşeyim, görüştüğümüzde yanımızda kimseler bulunsun mu bulunmasın mı, onunla yalınız buluşmak için neyi nasıl söylemem lazım?” dedi.

Arkadaşı: “Sakin ol dostum, biliyorum ki; şu anda patlamaya hazır vezüv volkanı gibisin, ama sahra çölü kadar sakin olman lazım! Tansu hanım tıpış tıpış çadırına kadar gelecek, onu gayet resmi karşıla, ve onunla birlikte gelenlerin yanında diplomatik bir uslupla Türkiye ve Libya ilişkilerinden söz et, Türkiye ve onun sayın başbakanını öv, bir yerde punduna getir, de ki; Türkiye ile Libya arasında çok önemli, hatta tarihi olabilecek hususları hanımefendileri ile başbaşa görüşmek isterim….”

Burada tekrar heyecana kapılan el Kaddafi: “Yalınız başımıza görüşmeyi kabul ederse ne yapayım?” dedi.

Arkadaşının bu noktada tam tepesi attı kahkahayı bastı: “İçeri aldınsa, artık ne yapacağını sen bilirsin Kaddafi, onu da ben sanana söyleyecek değilim ya!” dedi. 

Emekli Büyükelçi Özülker, 1994 yılında Çiller’i Libya’ya davet eden Kaddafi’nin kendisiyle yaklaşık bir saat başbaşa görüştüğünü ifade etti.

Ve Rivayet edilir, denir ki El Kaddafi ile Tansu Çiller bir odaya kapandılar. Odada PKK ve Kürt sorunu kesinlikle konuşulmadı. Görüşme sonrası El Kadafi nin Tansu Çiller’e kilolarca altın taktığını ve ona aşk ilan etiğini Türk büyük elçisi nin kendiside söyler.  Hatta Tansu’ya verilen altınlar o kadar çokmuş ki; mal varlığı araştırıldığında bu altınlar evinde bulmuş, TBMM Malvarlığı Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadede servetlerinin kaynağını ‘‘kaynana çıkını’’ olarak gösterilmişti .Gerçi Tansu kaynağım Sevgilim Kaddafi’ ile biraz kalmıştım bana altınları o takmıştı diye itiraf etmek istemiş, bir yandan kocasından diğer yandan basından korkmuş. kaynağı “kaynana çıkını” olarak göstermiş, bütün kerizlerde yutmuştu.

Makaleme ilham olan belgeyide aşağıya alıyorum ki inanasınız. selamlar.

“Düzel’in sorularına Özülker’in verdiği yanıtlar şöyle:

PKK’yı mı tartıştınız?
Evet. En sonunda biraz önce anlattığım sözü verdi. “Tansu Çiller benim için sevdiğim, saydığım Müslüman kadını simgesidir” dedi. Sonra ben aracı oldum, Tansu Hanım da 1994’te Libya’ya geldi.
Çiller’le de PKK’yı mı konuştular?
Hayır. Tansu Hanım’la ne konuşulduğundan çok Tansu Hanım’ın niye geldiği önemli.
Kaddafi mi çağırdı?
Çağırdı da… Tansu Çiller’e aşıktı.
Tansu Hanım biliyor mu bunu?
Biliyor tabi… Tansu Hanım’ın o gün, böyle… Boynu düşüyordu. Her tarafta altınlar…
Kaddafi mi verdi?
Hediye veriyor tabi…”

Kaynak Taraf gazetesi. Ben Neşe’ nin yalancısıyım. 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu