Selim Çürükkaya / Geçenlerde bir Televizyon kanalından izlemiştim, bu gün Hürriyet gazetesinde okudum. Diyarbakır Atatürkçü Düşünce Derneği Kürdistan Devlet Başkanı Sayın Mesut Berzani hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş!
Gerekçe ise; Sayın Berzani’ nin teröre destek verdiği, PKK liler için af istediğidir.
Dernek Berzani hakkında suç duyurusunda bulunmakla yetinmemiş, ailesinin Türkiye’deki mal varlığına el konulmasını da istemiş!
Güya bu Atatürkçü düşünce Derneği sivil toplum kuruluşuymuş!
Avrupa da sivil toplum kuruluşları tarafsız, adil, baskılara, haksızlıklara karşıdırlar ya, terör aleyhine kitlesel gösteriler yaptıklarında önemli etkiler yaratırlar ya! İşte bu asker, faşist Kemalist Düşünce Derneği bu batılı maskeyle kendini sunmaya çalışıyor.
Oysa bu Derneğin maskesinin kaldırırsanız altından “Ergenekon” çıkar.
Ergenekon ise resmi faşist devletin gizli koludur ve kırk yıldan beri bütün gizli cinayetleri katliamları darbeleri organize eden yapıdır.
Güney Kürdistanda kendi kaderini eline alan Kürt halkının özgürlüğüne düşman olan Türk devletinin sivil maskeli kuruluşları, her gün yeni bir senaryo ile sahneye çıkıyorlar.
Aslında bunlara hadlerini bildirmenin yolu, maskelerini indirmenin zamanı gelmiştir.
Sayın Mesut Berzani ve Sayın Celal Talabani’ nin yerinde olsaydım Türkiye devletinin Kürt halkına yaptıklarını birleşmiş milletlere götürürdüm.
Ve birleşmiş milletlere Türkiyeyi şikayet ederdim.
Derdim ki;
Türk devleti 20 Mlyon Kürdün ulusal varlığını inkar ediyor. Aynı devlet yirmi milyon Kürdü zorla asimileye tabi tutuyor. Seksen yıldan beri yirmi milyon insanın dılini yasak altında tutuyor. Şu anda yeryüzünde milyonlarca insanın dilini yasaklayan devlet yalınız ve yalınızca Türk devletidir ve bu insanlığın yüz karasıdır.
Türk devletinin Kürtlere yaptıkları sadece dilin yasaklanmasıyla sınırlı değildir. Son yirmi yıl içinde Türk devleti beş milyona yakın Kürdü kendi vatanından sürgün ettirmiştir. Bu ikinci dünya savaşından sonra yeryüzünde yapılan en büyük toplu göçtür.
1970 lerin ortalarından bu güne kadar Türkiye Kürdistan’ ı ya sıkıyönetim, yada olağanüstü hal ile yönetmiştir. Daha önce 1921 den 1940 lara kadar ki dönemi bastırma sürgün katliamlar dönemi olarak tarihe geçmiştir.
Ayrıca son otuz yıl Türk devleti açıkça Kürtleri katl ediyor, köyleri yıkıyor, ormanları yakıyor, gizli teşkilatlar kurarak sivil ve silahsız Kürtleri evlerinin önünde, çarşıların ortasında, katl ediyor. ……
Aslında Türk devletinin suç listesini uzatmaya gerek yok. Bunlar yeterlidir.
Eğer terör varsa, bu Türk devletinin yaptıklarının ve poltikasının bir sonucudur.
Ve yine Ben Sayın Talbani’ nin ve Sayın Berzani’ nin yerinde olsaydım. Atatürkçü düşünce derneğine derdim ki, siz bizim Türkiyedeki mal varlıklarımıza el koymak istiyorsunuz. Ama unutmayın ki sizin bizim ülkemizde milyonlarla hatta milyarlaral izah edilebilecek yatırımlarınız vardır. Biz sizin gibi tarih boyunca gaspçı ve talancı bir geçmişe, geleneğe ananeye sahip değiliz. Bunun için mallarınıza el koyma gibi bir alçaklık yapmayacağız ama bundan sonra, bizim ülkemizde yatırım yapma konusunda iş yapan firmalarınıza kırmızı ışık yakacağız.
Türk devletinin karekterini iyi bilenler bilirki: onunla sadece onun diliyle konuşulursa bir yararı vardır!
