Portreler

Şerif Müştak

Son romanın Güvercinide vurdulardı da anlatığın köydenimYani pislik yedirilen Cizre' nin köyünden!Yüzünde acı bir gülümseme belirdi. Saçlarına kırlar düşmüştü. Oda  Almanya' ya sürgün gelmişti.

Selim Çürükkaya “Cenazesi yollarda
Kendine bir yer arıyor
Doğduğu topraklara gider mi bilmem!
Sağken gidemediği, öldükten sonra gidebildiği
Yeşilyurt onu nasıl karşılar, orasını da bilemiyorum!
Ama bildiğim tek bir şey var:
Ölümün mutlak, yaşamın ise geçici olduğudur…..”

Bundan dört yıl önce Murat Dağdelen ile birlikte Bask’ a gitmeye karar verdik.

Külüstür bir arabamız vardı, ona bindik.

Yanımızda Soma Madiya ve Keje Heval vardı.

Paris’ e uğradık önce

Dostları ziyaret ettik

Beyaz kiliseye gittik

Eyfel kulesinin altından geçtik

Arkadaşlarda misafir kaldık

Bir gün sonra yönümüzü Bask’ a doğru  çevirdik

Murat gaza bastı

Her şehirin kapısında, haraç gibi Otoban parası ödedik

Küçük bir kasabaya vardık

Adını levhadan okuduk

“Cognac”

Kasabaya girince  anlamını anladık

“Cognac” demek “Konyak” demekmiş.

Ve o ünlü içki ilk olarak bu kasabada üretilmiş

Kasaba adını içkiye vermiş

Bu içki sayesinde kasaba ünlü olmuş!

Bask, gençlik rüyamızdı bizim

Yuvarlanan tekerler hızıyla gidiyoruz

“Berdeaux “a  varıyoruz

Buda Fransa’ nın  başka bir şehri

Onunda şarapları meşhur

Şehir adını şaraba vermiş

Şarap şehri meşhur kılmış

Karnımız acıkıyor “Baguette” ve peynir alıyoruz

Peynirin adı “Camembert”

Bununda bir köy adı olduğunu öğreniyoruz

Böyledir bu Farnsızlar

Yüzlerce peynir çeşidi üretmişler

Onlarca içki çeşidi bulmuşlar

Köylerinin kasabalarının adını ürettiklerine vermişler

Böylece Şehirleri köyleri dünya markası olmuş

Şimdi bütün bunları neden anlattım?

Şerif Müştak’ ın vefat ettiğini duyduğumda aklıma bütün bunlar geldiği için

Bundan yedi yı önceydi

Hamburg’ da bir toplantıda yanıma geldi

Seninle Tanışmak istiyorum dedi, elini uzattı

Elini sıktım, adını söyledi.

Ama tanımadım kendisini

Nerelisiniz diye sordum

Biraz düşündü

Nasıl söyleyeyim dedi

Son romanın Güvercinide vurdulardı da anlatığın köydenim

Yani pislik yedirilen Cizre’ nin köyünden!

Yüzünde acı bir gülümseme belirdi

Saçlarına kırlar düşmüştü

Oda  Almanya’ ya sürgün gelmişti

Pislik yedirilen köy

Avrupa insan Hakları Mahkemesinde davayı kazanan köy

Türk devletinden pislik yedirmekten dolayı tazminat alan köy

Meşhur, ama çok meşhur bir köy

Bakın bir şu dünyanın işine

Elalemin köyleri neyle, bizimkiler neyle meşhur oluyor!

Ve bu pislik yedirme yüzünden sadece Yeşilyurt köyü meşhur olmadı

Onun sayesinde Müştak ailesini de tanıdık

Şerif Müştak’ ın abisi köyün muhtarıydı

Gazetelere televizyonlara manşet oldu günlerce

Kürdistandaki inanılmaz zulüm onun adıyla anıldı

Şerif müştak yörenin aydın insanıydı.

Davanın peşine düştü.

Türk devletinin yakasına yapıştı.

Ve dünya aleme rezil ü rüsva  etti.

Onun çabalarıyla Avrupa insan hakları mahkemesi

TC’ yi insanlara pislik yedirmekten mahkum etti.

İşte bu kişi, yani Şerif Müştak  dün aramızdan ayrıldı.

Yani kalbi durdu

Yani yaşamıyor

Eşi, Çocukları, dostları yaslı

Cenazesi yollarda

Kendine bir yer arıyor

Doğduğu topraklara gider mi, bilmem!

Sağken gidemediği, öldükten sonra gidebildiği

Yeşilyurt onu nasıl karşılar, orasını da bilemiyorum!

Ama bildiğim tek bir şey var:

Ölümün mutlak, yaşamın ise geçici olduğudur.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu