Güncel

Mehmet Mamaş ile tartışmam

Selim Çürükkaya / Mehmet Mamaş’ı sosyal medyadan tanıyorum. Eski Kawa’cı, yeni Goran’cı ve KDP muhalifi olduğunu tahmin ediyorum. Geçenlerde İndependet’te Mesut Barzani’nin bir mesajı yayınlanmıştı. İçeriğine katıldığımdan takipçilerim için sosyal medyada paylaştım. O mesajı aşağıya alıyorum:

 “Mesud Barzani: ‘Bugün Kuzey Suriye’de (Rojava) Türkiye yandaşı silahlı guruplar bulunuyor, eminim çoğunluğu Suriyelidir. Onlar, Türk ordusunun desteği ile Kürtlere karşı katliam yapıyorlar, bu çok açık. Özellikle Afrin’de. Biz buna karşı itirazda bulunduk ve tutumumuzu Türkiye’ye bildirdik.’ (kaynak İndependet)

Mehmet Mamaş yayınladığım bu alıntının altına şu soruyu sordu:

“Afrin harekatı başlayınca; ‘Türkiye sivillerin ölümüne dikkat etmelidir ‘ demek dışında hiçbir itirazda bulunmayan, sesini çıkarmayan da aynı Mesut Barzani değil miydi?”

Benim Mamaş’a itirazım şöyle oldu:

“Mehmet, Afrine’ de Türkiye Kürdistanına’da Güney Kürdistana’da Türk ordusunu götüren, oralarda yerleştiren, ona keşif gücü görevi yapan Apo’culuktur.

Yirmi yıl önce Abdullah Öcalan’ın Hasan Atila Uğur’a anlattıklarını anımsa: ‘Talabani ile Barzani’yi itibarsız yapalım, MHP ile PKK, oradaki (Güney Kürdistan) Türkmenlerle birlikte çalışsın, Erbil’i ele geçirelim Talabani ile Barzani köpek gibi gelir size sığınır!”

( Bu filmi izle, sahibinin kendi sesinden dinle)

Abdullah Öcalan anlatıyor.

Sen bunu neden görmek istemiyorsun? İran’la Türkiye ile Suriye ile çalışanları, Kürtleri sadece ölüme sürükleyenleri Barzani niye desteklesin ki?

Mesela ben hayatta destek vermem, sen destek vereceksen direktmen git savaş!

Afrin’in işgaline karşı, Güney Kürdistan’ın işgaline karşı, PKK, PYD, HADEP Ne yapıyor ki?  Sur, Cizre, Şırnak katliamını gizleyenler, gündeme getirmeyenler kimlerdir?

Sayın Mamaş bu sorularıma ve eleştirilerime karşı, bakın ne yazdı:

“Mehmet Mamaş: “Bu anlattıklarına bakılırsa işgali meşru görmek ve hatta desteklemek lazım sonucu çıkar. Mesele şu ki Mesut Barzani de anlattıklarının ve madalyonun diğer yüzüdür. Bir yüzü mahkum edip diğerini yüceltmek doğru bir tarz değil.”

Bu sözlere karşı elbette benim de yanıtım vardı:

Mehmet Selim Çürükkaya: “İşgalcilerle birlikte çalışanlar var. Ve işgalciler aracılığıyla Mesud Barzani’nin ellerini kollarını bağlayanlar var. Yüzlerce Güney Kürdistan köyünü ele geçirip, ‘Medya alanları’ olarak adlandırıp, Kürt köylülerine yasak bölge olarak ilan edenler var. Bu bölgeleri adım adım Türk ordusuna teslim edenler var. ‘Kürdistan kurulursa, ona karşı biz savaşırız’ diyenler var. Türk ordusunu ve İran güçlerini Kürdistan’a sokanlar var. Kürtlerin tümünü bu sömürgecilere muhtaç edenler var.

 Madalyonun diğer yüzünde iyi kötü bir federasyon kurulmuş, bu federasyonun yıkılması için 24 saatlerini harcayanlar var. Kürdistan’ın bağımsızlığı için Kürt halkını referanduma götüren, bir fırsat yakalarsa bağımsızlık ilan etmek isteyen Mesut Barzani var. Bir de Yalçın Küçük’ün söyledikleri var:

(Bu filmi iyi izle. Türk Derin devletinin beynidir konuşan.)

Abbas ile Ali haydar Kaytan’ın pratiği var:

Mehmet Mamaş Barzaniler’ e kafayı takmış başka da bir şeyi görmüyor, şöyle yazıyor:

Mehmet Mamaş: “Bu dediğin gücü o “işgal edildi” dediğin dağlara yerleştiren Barzaniler değil miydi? Türk ordusuna 23 üs vererek Başur’a yerleştirenler Barzaniler değil mi? Türkiye’ye stratejik müttefik diyenler Barzaniler değil mi? Gerekirse Türkiye’ye katılırız diyenler onlar değil mi?  “Çözüm sürecini destekliyoruz” diyen onlar değil miydi? 28 yıldır Başur’da soygun ve talan düzeni kuran, kurdukları talan düzeni sarsılınca da bağımsızlık ajitasyonuna sığınan onlar değil mi? Ülkesinin yarısı işgal edilince dökük Irak ordusuna direnmeyen onlar değil mi? iyi kötü bir federasyon var evet , Rojava’da da iyi kötü bir yönetim yok mu? Abbas ile Haydar’ın pratiği deyip, Neçirvan’ın pratiği nedir peki?”

Mehmet Selim Cürükkaya: “Sen git Güney Kürdistan dağlarındaki bütün köylüleri kov! “Ben buraları askeri bölge ilan ediyorum’ de. KDP veya YNK’ sana karşı çıkarsa, buralar Kürt köylülerin yaşadığı topraklardır, yüzlerce köylüyü yerlerinden dağlarından etmeyin derse, “bunlar bırakuji istiyorlar” de. Türk ordusunun oralara girmesi için provakatif eylemler yap. Türk ordusunu oraya sok. Ondan sonra kalk Barzani niye burayı işgal eden orduya karşı çıkmıyor de.

İran ve Suriye ile iş birliği yap, ben İran hududundan Suriye hududuna kadar uzunlukta, 30 kilometre genişlikteki bir alanda Zap Cumhuriyetini kuracağım de. Bir gecede 30 KDP karakolunu ele geçir. KDP yi Türk devletine muhtaç hale getir. İran ve Suriye’nin uşağı ol, bunu görme, bunu devrimci ittifak say, KDP’nin Türkiye’den yardım istemesini ise uşaklık olarak gör. Bir gözün açık diğer gözün kör.

 Suriye ve İran mermileri ile Peşmergeyi ve kürdü öldür. ‘Ben direniyorum” diye dünyayı kendine güldür. Türkiye KDP ilişkilerini gör, Suriye ve iran’ın askerleri haline gelenlerin balonunu üfür!’

 Bu sözlerime karşı Mehmet Mamaş, “Daha PKK yokken “brakuji” denilen şeyi peydahlayan PDK’nin kendisidir. Mahabat’ın torunlarını katleden onlardır. 30 bin insan KDP’ nin başlattığı bu çatışmalarda öldüler. Türk ordusunu oraya çeken PDK’dir. Bu PKK’nin masum bir yapı ve pratiği olduğunu göstermez. Senin hatan PKK’yi lânetli bir yapı olarak değerlendirirken PDK’yi onun pan zehiri olarak sunman. Yanlış burda. PDK’nin suçlarını da eleştirsen amenna. Bozacının şahidi şıracı mantığı olmuyor. Mesele bu” diye yazdı.

 Sayın Mamaş benim ne düşündüğümü biliyor ama kendini gizleyemiyor, son yıllarda düşüncelerinin kaynağının hangi odaklar olduğunu ya bilmiyor, ya da biliyor da görevini yapıyor. Ona şu cevabı veriyorum:

Mehmet Selim Çürükkaya “Ben hiç birisinin suçlarını gizlemiyorum. Ben diyorum ki, biz, Suriye, iran, irak ve Türkiye’nin Tüfekleri ve mermileri ile bir birimizi vurmuşuz. Bütün büyük partiler buna alet olmuşlardır. YNK İran ile Kontak ta, KDP Türkiye ile kontakta, PKK ise her dört sömürgeci devletin milis gücü gibidir. Siz bunu görmüyorsunuz, ben sorunun bütün boyutunu görüyorum ve söylüyorum.”

Mehmet Mamaş ise; “Madem her biri bir kolonyalist devletle ilişkili ise o halde yine en yeteneklisi dördü ile ilişki kurandır. Senin yorumun ve mantığından bu çıkar. PDK yıllarca İran’ın tetikçiliğini yaptı. Rojhilat devrimcilerini katletti. Bunu bal gibi biliyorsun. Doktor Şıvanları katletti ve Kuzeye en büyük darbeyi vurdu. Bunları benden iyi bildiğin halde PDK Türkiye işbirliğini “kontakt” olarak masumlaştırıyorsun. Eğer herkes sadece bir güçle ilişkili ise yine en yeteneklisi dörďü ile ilişkili olandır. PDK hayat bilah İran’ın milisliğini yaptı. Bunu da yazıver bir zahmet. Ayrıca PKK ne dersen de, hiçbir sömürgeci devletin ordusunun tanklarına binip onlarla ortak diğer bir güce saldırmadı. Ama PDK bunu yaptı. Ve PDK dışında bunu yapan hiçbir Kürt yapısı yoktur. PKK pratiğinin tüm sonuçlarını mahkum edebilirsin, ancak bunu PDK pohpohçuluğu yaparak yapmak sana yakışmıyor.”

Mantıkça iflas edenler bir köşeye sıkışanlar, kendilerini savunmak için, kedi gibi “penc” atarlar. Ama ben geri adım atmam üzerine giderim:

“Pohpohçuluğu yapan sensin. Güney Kürt Örgütlerinin birbirleriyle savaştıklarını, zaman zaman farklı güçlere yaslandıklarını, birbirlerini öldüklerini bilmeyen yoktur. Neticede hatalarını, hatta suçlarını anladılar. Birbirlerinin ellerini tutup barıştılar. Yirmi yıldır birlikte hareket ediyorlar. Bugün ortak bir kooalisyon kurmuşlar ve ülkenin bir parçasını birlikte yönetiyorlar.

Elbette eskiden birbirlerine karşı verdikleri savaşları haklı bulmuyorum ve eleştiriyorum.

Dört sömürgeci devletten herhangi biriyle iş birliği yaparak Kürt öldüren hangi parti olursa olsun, o sömürgeci devlete uşaklık yapmıştır. KDP yapmışsa uşaklık yapmıştır, PKK yapmışsa uşaklık yapmıştır, YNK yapmışsa uşaklık yapmıştır, Goran yapmışa uşaklık yapmıştır. Dört sömürgeci devletle birlikte çalışmışsa uşaklığın daniskasını yapmıştır.

 Senin amacın uşaklığa karşı çıkmak değildir. Barzani yi itibarsızlaştırmaktır. Bu da Türkiye’nin milli politikasıdır. Yalçın Küçük’ü dinle, sana anlatır. Milli İstihbarat Teşkilatının kontrol ettiği Fırat haber ajansını izle sana hatırlatır.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu