Makalelerim

Tarih baba sesleniyor

Selim Çürükkaya/ Ak saçlı, uzun sakallı tarih baba bize şöyle sesleniyor:
Kızlarım, oğullarım, sizin çektiğiniz acıları biliyorum.
Attığınız çığlıkları duyuyorum.
İnkarınızı, göçünüzü, paramparça oluşunuzu görüyorum.
Amma velakin bir girdaba düşmüşsünüz. Etrafınızda dönüp durursunuz……

 

Oğullarım ve kızlarım Yaralı ulusum benim! Şu anda Yapmanız gerekenleri kulaklarınıza fısıldamak istiyorum:                                                                                  Siz bir halk ve bir ulussunuz. Bu güne kadar kurulan bütün siyasi örgütleriniz ‘ulus’ olduğunuzu söyledi. Ama yeryüzündeki hiçbir devlet ‘ulus’ olduğunuzu kabul etmedi. Siyasetçileriniz ve hukukçularınız bir araya gelmeli; Bir ‘Ulus’ olduğunuzun belgelerini içeren bütün kanıtları toplamalı ve yazmalı! Ve tartışmasız, çoğu devletin kabul edebileceği bir tez olarak orta yere koymalıdır. Eğer bunu başarabilirlerse, birleşmiş milletlere bu tezle başvurmalıdır. Ve demeliler ki; siz aşağıdaki kararları almışsınız, bu kararların bizim halkımız (ulusumuz) için geçerli olmasını istiyoruz:

 

1. Madde: Halkların kendi kaderini tayin hakkı

 

1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir.
Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.

2. Bütün halklar uluslararası hukuka ve karşılıklı menfaat ilkesine dayanan uluslararası ekonomik işbirliği yükümlülüklerine zarar vermemek koşuluyla, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilirler.

Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiç bir koşulda yoksun bırakılamaz.

3. Kendini yönetemeyen ve vesayet altındaki ülkelerden sorumlu olan devletler de dahil bu sözleşmeye taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir.

 

“2. Madde  olarak senin bütün siyasi organizasyonların senin ulus olarak, klasik sömürge ve hatta sömürgeden daha beter bir konumda olduğunun tesbitini yapıyor. Ne yazıkki sömürge olduğunu dünyanın hiçbir devleti kabul etmiyor!

Senin Siyasetçilerin, aydınların, hukukçuların nasıl bir sömürge olduğunu, öylesine güçlü kanıtlarla orta yere koymalılar ve yazmalılar ki; seni sömürgeleştirenlerin bile bunu yalanlayacak delilleri olmasın. Bunu başarabilirlerse, Birleşmiş Milletler’e şunu söyleme hakkın vardır:

‘ÇAĞIMIZDA SÖMÜRGECİLİK SUÇTUR‘ diyen kararınıza sahip çıkın. Ve yeryüzünde inkâr edilen tek ulusum!
Gelecekte sahip olacağın programının başlıklarını söylüyorum:

1- Bir ulus olduğuna dair bütün kanıtlarınla kendini belgele!

2- Buna dayanarak yeryüzündeki bütün ulusların sahip oldukları hakları kendin için iste!

3- Klasik bir sömürge olduğunun bütün kanıtlarını ortaya koy!

4- Çağımızda ‘suç‘ sayılan sömürgeciliğin tasfiyesini iste!

5- Bunlar için her türlü meşru mücadele yöntemine başvur!
Yukarda sıralanan ilkeler etrafında kenetlenip tek vücut ol!

Yılgınlığı aş; umutsuzlukta umut yarat! Yaralarını hızlıca sar!

Senin, yeryüzü utancı olarak kalmanı istemiyorum! 
 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu