Makalelerim

Zindanın Filmini yapmak

Selim Çürükkaya / Geçenlerde bir “Bir hayalim vardı” adını taşıyan bir makale yazdım. Büyük bir yankı yarattığını gördüm. Diyarbakır zindanının Kürt Ulusunun kabuk bağlamış yarası olduğunu anladım.

Yankılar karşısında da bir kaç yıl öncesine gittim. 1992 yaz aylarıydı, elime bir video kasedi geçirdim. Düsseldorf’daki Berxwedan binasında bir arkadaşımla birlikte izledim. Bir gün sonra bu kasedi alıp Hamburg‘a gittim. Hamburg derneğinde yaklaşık yüz kişiye topluca izlettirdim. Bir karakol baskınını anlatan bu kasetin yarattığı etkiye tanık oldum. Hemen o an oturup bir makale yazdım

Adını “Kürt televizyonu kurmak” koydum. Bir gün sonra makalem yayınlanınca “televizyon ne zaman kurulacak” sorularına muhattap oldum. Bu işi bilenlere başvurdum.
Bir Kürt televizyonu kurmanın mümkün olduğunu anladım.
Sorunu bizim Avrupa’daki örgütün merkezine götürdüm.
Güldüler, onlarda Yalçın Küçük gibi « Selim hayal görüyor » dediler.

Cevabım çok sert oldu:

«Devlet kurma iddiasındayız,  Televizyon kuramıyorsak devleti hiç kuramayız,  o zaman devlet kurma iddiamızdan vaz geçelim » dedim.

 

Bu sözü devlet kuramıyacağımız için değil Televizyonu kurabileceğimiz için söyledim. Sonra baktım bizim merkezin ufku ve rüştü yok sorunu Öcalan‘a illetim. İlk tepkisi çok ilginçti.

“Bizi bir kaşık suda boğmak istiyorlar! Kim bize Televizyon kurdurtur?”

Suriye koşullarının şekillendirdiği bir beyin, ancak böyle düşünür diye düşündüm.

Ona bir örgüt televizyonu değil, ulusal bir televizyonun kurulabileceğini, bunun için para, kafa ve kadronun gerektiğini, yasaların uygun olduğunu söyledim. Buna rağmen karşı çıktı ama ben çok diretince “tamam bir araştır” dedi.

Öcalan‘ın bu sözüyle bizim merkezin aklı başına geldi
Daha önce „gülünç” olarak gördükleri öneriye onay verdi.
İki ay içinde dosyayı hazırladım, her şey tamamdı Televizyon kurulacaktı.

Biz Suriye’ye çağrıldık.

Ben orada tutuklandım.

Ve Televizyon kuruldu.

Bir orduya bedel olan bir Televizyonun nasıl kullanıldığı önemli;

İyi kullanırsan bir ulusu kurtarır

Kötü kullanırsan bir ulusu batırır..

 

Şimdi Diyarbakır Zindanının filmini yapmak istiyorum belki bu sözüme yine gülenler vardır. Ama ben mümkün olduğuna inandım.
Yalnızca ve yalnızca yetenekli gençlerin zekâlarına muhtacım.

Onurumuzun çiğnendiği,

Gururumuzun şaha kalktığı

Son kırk yılımızın miladı

Gençliğimizin celladı

Bu zindanı insanlığa anlatalım.

Bunun için tekrar çağrıda bulunuyorum;

Bu iş için önce bilgi ve belge gerekiyor

Onları sıralamak istiyorum:

 

1    1980-1984 yılları arasında Diyarbakır cezaevinde kalanların isim listeleri

2    Koğuş gardiyanlarının kod isimleri

3    Dava iddianameleri

4    Sakat kalanların isimleri

5    Tüberküloz hastalığına yakalanların isimleri

6    Deli olanların isimleri

7    Öldürülenlerin isimleri

8    Davalara avukat olarak katılan avukatların isimleri

9    Cezaevindeki işkenceci subayların isim veya kod isimleri

10   İlginç anılarınız

11   Diyarbakır cezaeviyle ilgili elinizdeki resimler

12   Diyarbakır zindanıyla ilgili bestelenen türkü ve ağıtlar, yazılan şiirler

13   Tutsakların mahkemelerde yaptıkarı savunmalar.

14   Varsa tutulan günlükler.

15   Çizilmiş karikatür ve resimler

16   Kaldığınız koğuşun duvarındaki sözler resimler ve sloganlar

17   Gün boyunca işkence zoruyla size okutulan marşlar

18   Köpek Co’nun saldırısı sonucu yarananların listesi

19   Ve aklınıza gelebilecek her şey!

 

05.09.2005

 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu