Bay Muhalif

Bay Muhalif’in Dönüşü

Bay Muhalifin geri dönüşü, İstibdad döneminin yazarıdır bay Muhalif.

Bay Muhalif / Kırk yaşın üzerinde olanlar beni bilir, tanır ve hatırlar. Waxti zamanında ben çok popüler idim. Ama gel gör ki, 1991 lerde, beni Türkiye’den kovdular. Bekaa vadisinde ise, boğmak istediler.
Neticede her iki taraf da bana bir şey yapamadı. İllegal oldum, yani basit dille söyler isem gizlendim. Bekledim, iki taraf tek taraf gibi olunca, “ben buradayım” dedim. Ortaya çıkma vaktim geldi. Ben zaten baskı, zulüm, ölüm, istibdad dönemlerinde, kimselerin korkudan konuşamadığı, yazamadığı vakitlerde ortaya çıkar, sizlere biraz cesaret, biraz ışık, biraz fikir, biraz ilim dağıtır çeker giderim.

Şimdi efendim, Türkiye’nin en büyük adamı kimdir? Gazetelere televizyonlara baktım, öğrendim, onun gibi oldum ve sizinle konuşmaya karar verdim:
Ey dünya! Olmadı, ey Amerika veya ey Avrupa, siz misiniz bana diktatör diyen?

Yalan söylüyorsunuz, benim ülkemdeki basın özgürlüğü sizin ülkeniz de bile yoktur. Bakın Kenan Eviren, çeviren benim ülkemde Diktatörken, gazete kapatırdı, televizyonların kapılarına kilit vururdu. Yazık değil mi o kadar kilide, Kapatıldığı için işsiz kalan o kadar gazeteciye?
Ben öyle yaptım mı?
Haşa, ben daha akıllıca bir yolunu buldum. Bana muhalif olan bütün gazete, radyo ve televizyonları satın aldım. Bunların yönetimine kendi kafamdan olan, tıpkı benim gibi düşünen, bir de hiç düşünmeyen “gazetecileri” yerleştirdim. Dedim demokrasi var, ne yazıyorsanız yazın, ne söylüyorsanız söyleyin, sansür yok!  Allah şahittir bu güne kadar sansüre gerek bile görmedim.

Yine diktatör Kenan Eviren- çeviren döneminde cuntaya karşı gösteri yürüyüşleri olurdu. O polisle, askerle bu nümayişçilerin üzerine yürürdü. Ben bundan da ders çıkardım.
Bana karşı ne yürüyüş, ne de nümayiş olur!
Çünkü bana karşı nümayiş yapan memursa, derhal işine son veririm. İşçiyse işten atarım. Zenginse, mal varlığına el koyarım. Emekliyse, emekliliğini yakarım. Köylüyse tapusunu iptal ettiririm.
Bu yöntemleri, ben buldum ha!
Diğer diktatörlerinki iyi değildi. İşkence, falaka, bok yedirme, onlar insanlık dışıydı. Kenan Eviren-çeviren milleti döve döve direnişçi yaptı, benim yöntemlerim milleti yalaka yapar, direnişçi yapmaz!

Ey Amerika, ben seçimle geldim.
17 Yıllık iktidarım döneminde kaç seçim gördüm, ben de bilmem. Ama her seçimde kazandığımı bilirim.
Bazen kazanmadığım da oldu.
O zaman ne yaptım? Olmadı, yeniden seçim yapalım dedim.
Kurumlar ve de durumlar beni haklı gördü.Yeniden yaptık ben kazandım, millet baktı her kaybettiğimde bir daha seçim olacak, benim milletim zekidir “verelim kurtulalım” dediler.

Ben tedbirimi almışım, ne dersem kurumlar da durumlar da benim havama girerler. Hani dedim ya işler çabuk gitmiyordu, çok tartışma oluyordu, Türkiye zaman kayıp ediyordu. Ben geleyim, işleri şip şak hal edeyim dedim. Kimi “ heeee” dedi, kimi “meeeee” dedi. Ben işi bağladım, yuları elime aldım.
Eskiden bu Ergenekoncular, engel oldular, çelme taktılar.
Kafamı bozdular, aldım içeri attım. Sonra baktım kökleri çıkmıyor, ben de yeterince anlamamıştım, bunları hafife alıştım.
O ara bizim Bilal, ayakkabı kutularındaki paraları, kameralara yakalattı, biraz foyam açığa çıktı.
O çarpmayla gözlerim açıldı, bir saat içinde toplandım, kafa ile gövdeyi böldürmemek için bir gecede Ergenekoncuları hapisten çıkardım.

Onlara,” ben ettim siz etmeyin” dedim. A dan Z ye kadar anlaştık.
Ben den “fetıktan kurtul” dediler. “Yahu çok zor” dedim.
Taktik verdiler. Operasyon yapmamı buyurdular. “Ortalıkta bir şey yokken, durup dururken operasyon neden çıktı?” diyecekler. “Darbe lafını ortaya at,  yiyecekler” dediler.

Darbeyi yaptım, başkalarını darbeci ilan ettim, üste çıktım.
Tek adam oldum.
Meclis de emrimde. Yetmedi mi, Bahçeli’den Allah razı olsun Devlet gibi adamdır. Hiçbir görev istemez. Her daim sırtımdadır!
Yerel seçimleri yaptırttım. Belediyeleri de alsaydım. Tam demokrasi gelirdi. Ama olmadı, başkenti, İzmir’i Antalya’yı başkası aldı. Hatta İstanbul’u da. Bizim Binali işsiz kaldı.
Şimdi ne yapacağım?
Halkıma diyeceğim ki; yeniden seçime gidelim.
Hani ben Diktatördüm, seçime karşıydım!
Seçimi isteyen kim?
Ben!
Karşı çıkanlar haindir.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu