Makalelerim

Gazanız mübarek olsun!

Selim Çürükkaya / Federal Kürdistan’da  siyasi güçler,
tartışmaların  ardından tarihi antlaşmalarını gerçekleştirdiler.
Ve bunun sonucu olarak Kürdistan parlementosu toplandı.
Ve ilk devlet başkanını seçti. Dün yüzbinlerce Kürt, bu günü bayram olarak kutluyordu. Sokaklar, caddeler dolmuştu.
İnsanlar, ellerindeki özgür Kürdistan bayrakları ve meşru liderlerinin resimleriyle yürüyorlardı.
Ben insanların bu yürüyüşünü izleyince, hafızamda tarihin başka bir yürüyüşünü de canlandırıyordum. Ve televizyon ekranlarında ki yürüyüşleri o tarihi yürüyüşün bir devamı olarak görüyordum.
1946 yılında yıkılan Mehabad Kürt Devlet’i, yaklaşık olarak bir yıl yaşamıştı. Tam bir yıl Kürdistan bayrağı özgürce dalgalanmıştı. Sovyetler, enternasyonalizm maskesi altında ulusal çıkarları gereği geri adım attılar. İngilizler ve İran şahlığı yeniden Kürdistan’ı işgal etmeye başladılar. Çarçıra meydanında darağaçları kuruldu. Cumhuriyet’in önderleri burada asıldı. Ve “Bu sayfa burada kapanmamalı” diye düşünen büyük Berzani, beşyüze yakın kişiyi yanına alarak uzun bir yolculuğa çıktı. Ayaklarında ayakkkabıları yoktu.
Açtılar, yoksul ve perişandılar!
Ama inançları ve sevdaları vardı
Yürüdüler gece ve gündüz
Ne dağ dinlediler ne de düz
Sovyet Cumhuriyetlerine ulaştılar.
Misafir gibi karşılandılar, bazen tutsak muamelesi gördüler
Acı çektiler, çalıştılar, okudular, birbirlerini terk etmediler.
Büyük Berzani’nin etrafında kenetlendiler.

 

Vaktini bekleyen büyük Berzani, sivil askerlerinin resmi genaraliydi artık.
Ve günü gelip çattığında tersine bir yürüyüşle ülkesine geri döndü. Mehabad’da dalgalanan, yıllarca onun yanında saklı duran bayrağı, Kürdistan dağlarında dalgalandırdı. Büyük Berzani tam olarak 14 yıl dağlarda kaldı. On dört yıl başını yastık yerine taşın üzerine koyarak uyudu. Yenilgiyi kabul edene kadar asla ülkesini terk etmedi. Ama son nefesini verene kadar Kürt sorununun çözümü için uğraştı.
Ve vefat etmeden önce büyüklüğünü şu sözleriyle bize ulaştırdı:
“Ben ölürsem mezarım peşmergenin mezarından daha yüksek olmasın!” Büyük Berzani’nin vefatı elbette Kürdistan davasının ölümü demek değildi. O davasını son nefesine kadar savundu. Ve evlatları onun yolunda yürümeye devam ettiler.
Giydiği elbiseleriyle, başındakı sarığıyla, ağır başlığıyla tıpkı babasına benzeyen Mesut Berzani bu yürüyüşe rehberlik etmeye devam etti. Yenilginin acısını korkunç yaşadı, suçlandı, iftiralara uğradı, dışlanmaya çalışıldı. Ama hiç bir zaman hak, adalet ve babasının yolundan ayrılmadı. Müthiş bir sabır gösterdi, alçakgönüllüğün sembolü oldu. Çok az konuştu, ama hep dolu konuştu, tek boş bir kelime söylemedi.
Özellikle Amerika’nın Irak’a müdahelesinden sonra Kürt ruhu taşıyan herkesin yanan yüreğine su serpen tavırların ve kararların sahibi oldu. İşte bu gün Hewler’in, Süleymaniye’nin, Kerkük’ün, Dıhok’un caddelerindeki yürüyüş, Mehabad’da başlayan tarihi yürüyüşün bir devamıdır. İlk yürüyüşün başında baba Berzani vardı, son yürüyüşün başında ise oğul Mesut Berzani. Gazanız Mübarek olsun!  Bu gün yeryüzünde yaşayan bütün Kürtler büyük Berzani’ nin huzurunda saygıyla eğilmeli.
Mesut Berzani’den ise babasını aşmasını ve yıkılmaz Kürt kurumları yaratmasını istemelidir!
15.6.2005

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu