Makalelerim

Puzzle oyunu

Son günlerde Türkiye' de olan bitenleri televizyonlar ve internetten izliyorum.Her olay benim için bir puzzle taşı gibidir.Veya her olayın içinde bir çok puzzle taşı vardır.Bazen onları yan yana getirir, çok ilginç tablolarla karşılaşırım.

Selim Çürükkaya / Çok zevkli bir oyundur. Bilhassa çocuklar çok severler.
Tabii büyüklerde zevkle oynarlar.
Kalaylıkla yapılabileceklerde, çok zor çözüleceklerde vardır
Yüzlerce küçük kartondan taşın  üzerinde yüzlerce şekil bulunur.
Bunları doğru bir  tarzda birleştirseniz, bir tablo yapılmış olur.

Yani puzzle taşlarını doğru yerlerine yerleştirmezseniz önünüzdeki parça yığınının ne olduğunu anlayamazsınız.
Herbir paçanın üzerinde bir şeylere benzer bir şeyler çıkarabilirsiniz, ama buda bir bütünün küçük parçasının görüntüsüdür ancak. Ama onları doğru yerlerine koyarsanız tek tek taşın sırını da anlarsınız.

Son günlerde Türkiye’ de olan bitenleri televizyonlar ve internetten izliyorum.
Her olay benim için bir puzzle taşı gibidir.
Veya her olayın içinde bir çok puzzle taşı vardır.
Bazen onları yan yana getirir, çok ilginç tablolarla karşılaşırım.
Bilmem ki;  siz de yapıyor musunuz bunu?
Örneğin şu anda en aktüel olanını ele alalım:
Hani şu ünlü uçakları yani “Heron” ların düşürülmek istenmesi olayına bakalım
Bundan üç yıl önce, Türk MİT’ i iki Türk subayı arasındaki bir telefon konuşmasını dinliyor!

Bir Pilot subay, Albaya : “Heronlar bize çok zaiyat veriyor, ya düşürün ya kodlarını değiştirin” diyor.
MİT bu duyumu Türk Genel Kurmayına Kara Kuvvetleri Komutanlığına  hemen bildiriyor.
Büyük bir ihtimalle hükümet de bundan haberdar ediliyor.
Daha sonra bu konuşma işinin içinde bir Generalin de olduğu anlaşılıyor.

Genel Kurmay neden üç yıl boyunca sustu?
Hükümet neden sesini çıkarmadı?
Türk subayları neden kendi Heronlarını düşürmek istedi?
Heronlardan dolayı zaiyatı veren hangi orduydu?
Yoksa KCK Türk ordusu içine köstebek subay ve General mı sokmuştu?
Köstebekler Genel Kurmaya bildirilmesine rağmen, neden Genel Kurmay hiçbir işlem yapmamıştı?
Yoksa Genel Kurmay mı bir yerlere köstebekler yerleştirmişti?
Niye Türk Ordusu zaiyat veriyordu?
Başka bir ordunun kılığına girmiş kendi karakolunu basmaya gelirken mi zaiyat veriyordu?
Olay basına sızdığı zaman KCK li Mustafa Karasu, subayların kendi aralarında heronlarla ilgili konuşmasının mümkün olmadığını neden savunuyordu?
Bütün bu soruların herbiri bir Puzzle taşıdır.
Bunları doğruca yerli yerine koyarsanız ana tablonun bir köşesi çıkabilir.

Gelelim Hatay’ın Dört yol ilçesindeki olaylara.
Silahlı dört kişi bir arabayla ilçeye giriyor
Polis karakoluna baskın düzenliyor ve aynı arabayla hızla olay yerinden uzaklaşıyor.
Dörtyol da, dört kişi, dört polisi öldürüyor.
Bir iz bırakmadan kaçıp gidiyor!
Olayın birinci sahnesi bu!

Ardından ne oluyor?
Bir yerden kışkırtılan ırkçı kitleler sokağa dökülüyor.
Kürtlere ait işyerlerine saldırtılıyor.
Katliam provası yapılmak isteniyor.
Yangın, kırılan camlar, asılan Türk bayrakları
İkinci sahnesi de bu..

Sonra ne oluyor?
Karakolu basanların kullandıkları araç bir dağın yamacında bulunuyor.
Araba kime ait biliyor musunuz?
Yörede tanınan bir MHP liye …
Üçüncü sahnede bu….

PKK liler, MHP linin arabasıyla karakol basıyorlar!
Ne ilginç bir tesadüf değil mi?
Film kurgusu gibi bir şey!

Ve yeni bilgiler ortaya çıkıyor.
MHP li kişi aynı zamanda Jitem’ in haber elamanı.
Bu MHP li ünlü kişi olay günü bir yerlere gitmiş, giderken Jitem elemanları  ile görüşmüş!
Dönerken PKK militanları ile karşılaşmış, altı militan onu rehin almış, el telefonuna el koymuş!
Arabası dört kişi tarafından gasp edilip karakol baskınıda kullanılmış:
Kendisine de iki kişi tarafıdan el konulmuş, sonra sağ salim serbest bırakılmış!

Acaba MHP li şahıs jitem elemanları ile neden görüşmeye gitti?
Dönerken kendilerini PKK li olarak tanıtan kişilere nasıl yakalandı?
Karakol baskın olayını PKK neden üslendi?
Yoksa Jitem ciler ile MHP linin karşılaşması tesadüf mü?
PKK lilere bir araba lazımdıy da tesadüfen mi sahibi MHP li çıktı?
Araba sahibi MHP li, Kürt katliamı yapmak isteyen kitle de MHP li, yoksa buda mı tesadüftü?
MHP linin birde Jitemli olması da mı bir tesadüf?
KCK temsilcisi Duran Kalkan, neden Dörtyol alayının sorumlusu AKP ve içişleri bakanıdır dedi?
Bu taşlarıda yan yana koyarsanız tablonun başka bir köşesi çıkabilir..

Birde Reşadiye örneği üzerinde durmakta fayda var.
Taş atan çocukları cezaevinden çıkaracak yasa değişikliği meclise sunulmuştu.
Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatılması Türkiyenin en önemli gündem maddesiydi.
Reşadiyede bir askeri araca ateş edildi. Yedi Türk askeri öldü, dördüde yaralandı.
Ve Türkiyede gündem değiştirildi.

Bir müddet sonra bu olayı PKK üstlendi.
Bu günkü gazetelerde Reşadiye Olayı ile ilgili resmi bir rapor yayınlandı ve şu sorular o raporda yer aldı:

“Saldırıya uğrayan devriye aracı, planlamada yol kontrol ve emniyet devriyesi olarak Sazak bölgesinde faaliyet icra etmesi gerekirken, neden acil olarak Reşadiye ilçesine görevlendirildi?

Devriye personeli, neden planlananların dışında ihtiyacı olan erlerden seçildi ve intikal aceleyle gerçekleştirildi?

Sabah karakoldan ayrılırken açık olan tenteler Reşadiye’den dönüşte neden kapalıydı?

Aracın kasa kısmına yüklenen erzaklarla birlikte olması gerekenden fazla sayıda erin hareket alanı neden kısıtlandı?

Neden araçtaki 11 personelden sadece 4’ünde silah vardı? Rütbeli personelin yanında silah ve teçhizat neden yoktu?

Olay sonrası niçin karakolda bekleyen zırhlı araçlarla müdahale edilmesi emri verilmedi?

Tokat ve Sivas Harekat Merkezlerinden alınan bilgilere göre en erken 18.30’da, yani 3.5 saat sonra kaçış güzergahları üzerine birlik çıkarılmış olmasına rağmen, niçin Balyoz sanığı Tokat Bölge Komutanı Tuğgeneral Bulut Ömer Mimiroğlu tarafından ’30 dakika sonra kaçış bölgeleri tutuldu’ şeklinde kayıtlara geçirildi?

Eylemlerini en kısa sürede üstlenen PKK, Reşadiye saldırısını üstlenmek için neden

3 gün bekledi?  Telsiz kayıtlarında teröristlerin örgüt dili kullanmadığı tespit edilmesi ne anlama geliyor?”

Bu olaydaki Puzzle taşlarınıda doğruca yan yana koyun
Üç ayrı olayın taşlarını birbirine yapıştırın.

“Eğer devlet bana bir görev verirse, yapmaya hazırım,”
“Ben çekiliyorum siz başlatın” anlamına gelen sözlerin puzzle taşlarınıda birbirine yapıştırıp bunlara eklerseniz bir tablo ortaya çıkar…
Eğer ortaya çıkan tablodan bir şey anlamadınızsa, bana ey vallah!
Zira siz gören körsünüz, kör görür ama siz göremezsiniz!

 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu