Bay Muhalif

Türkiye’ye demokrasi gelmiş!

Zira ben bilirim ki, bir ülkede demokrasinin olup olmadığını gösteren şey, o ülkenin basınıdır. Eğer bir ülkenin gazetecileri, savcılardan daha iyi iktidarı savunuyorsa, siz bilin ki orada iyi bir demokrasi vardır!

Bay Muhalif / Efendim merhabalar,

Ben geldim. Huzurunuza gelmemin nedeni şudur: iki veya üç gün önce, bir Türk televizyon kanalını izlemiştim. Bazı şeyler kafama takıldı. Bana bir fikir verirsiniz diye yazmaya karar verdim.

Düşünüyorum ki, Türkiye’ye gerçekten demokrasi gelmiş.

Çok fazla gelmiş ama biz görememişiz. Bakın sizlere televizyondan izlediklerimi anlatayım. Siz ona göre bir karar verin. Televizyon Programı seçimlerle ilgiliydi. Sunucusu, adını unuttuğum bir kadındı.  Programa katılanlardan biri, İktidar gazetesinin bir köşe yazarıydı. Eskiden Kürt davasını savunurdu, sonraları demokrat olduğunu söyledi. Şimdi ise iktidarın has adamı olmuştu.

Bu gazetecinin karşısında ise, Yargıtay’ın emekli bir savcısı vardı. Savcı biraz demokrat takılıyordu. Gazeteci ise, iktidarın sopası gibiydi.
Bir ara Savcı, İstanbul seçimleri konusunda iktidarın sorun çıkarması, dış dünya karşısında bizi zor durumda bırakıyor, der demez, gazeteci savcının üzerine bir bağırdı, hakaret edici bir kelime de kullandı, savcı duymamış numarası yaparak “ne dediniz anlamadım?” diyerek geçiştirmeye çalıştı.

Gazeteci başka bir şey demeden, Savcı gazeteciye yaltaklandı, “hayır ben öyle demedim” ile başlayarak, gazetecinin istediği bir yorumu yaptı. Gazeteci de “hah bak böyle adam ol” dercesine gülümsedi.

Şimdi efendim, bizim şimdiye kadar ki ezberimiz nasıldı?
Savcılar gazetecilerin üzerine bağırır, onları tehdit eder, gerekirse götürüp hapislere atar, onları mahfül perişan ederdi.
Türkiye’de durum tersine dönmüş efendim!
Kendi gözümle gördüm ki, bir gazeteci, hatta eski bir Kürtçü, biraz solcu, biraz demokrat adam, savcının üzerine bağırdı.
Savcıya hakaret etti.
Savcı hiçbir şey yapamadı, hakareti yuttu ve gazetecinin hoşuna giden lafları sarf etti.

Şimdi kardeşim bu demokrasi değil mi?

Eskiden savcılar gazetecileri azarlardı, biz buna diktatörlük derdik. Bu tersine döndü, şimdi gazeteciler savcıları azarlıyor!

Bana göre bu çok iyi bir gelişme.
Bu iktidar gazetecilere öylesine bir yetki vermiş ki, Vallahi ve billahi, emniyet müdürlerinin bile bu kadar yetkileri yoktur!
Eski iktidarları düşünün ki gazetecilere neler yaparlardı?
Burada sıralayıp kafanızı yormayayım.
Ama bilin ki Türk parasının değeri hangi hızla düşüyorsa, gazetecilerin değeri o kadar yükseliyor.  Savcıyı fırçalayan gazetecinin haliyet i ruhiyesinden onu anladım.
Zira ben bilirim ki, bir ülkede demokrasinin olup olmadığını gösteren şey, o ülkenin basınıdır.
Eğer bir ülkenin gazetecileri savcılardan daha iyi iktidarı savunuyorsa, siz bilin ki, orada iyi bir demokrasi vardır!

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu