Makalelerim

Qandil Dağına İlk ve Son Seslenişimdir!

Selim Çürükkaya / Sayın Karasu, Bayık, Karayılan, Altun ve Kaytan, ülkemiz Kürdistan ın dört bir yanı ateşler içinde. Anneler kan ağlıyor, Babalar çaresiz, şerefımiz, namusumuz, haysiyetımiz ayaklar altında. Kadınlarımız bu çağda köle olarak pazarlarda satılıyor

Qandil Dağına İlk Ve Son Seslenişimdir!

Selim Çürükkaya / Sayın Karasu, Bayık, Karayılan, Altun ve Kaytan, ülkemiz Kürdistan’ın dört bir yanı ateşler içinde. Anneler kan ağlıyor, babalar çaresiz, şerefimiz, namusumuz, haysiyetimiz ayaklar altında. Kadınlarımız bu çağda köle olarak pazarlarda satılıyor. Xanekin, Şengal, Kobani den hawarlar şivanlar yeri göğü inletiyor.

Biz ulus olarak büyük bir felaketle karşı karşıyayız.

Önce bu felaketin ne olduğunu size anlatayım:
Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, Suriye rejimine karşı isyan başlayınca, bu isyancılara ilk desteği veren ülke Türkiye idi. İsyancılar içindeki en barbarı IŞİD grubu, Türk subayları tarafından organize edildi, eğitildi, silahlandırıldı.
Bu örgütün uluslararası militanları Türkiye üzeri Suriye ye yollandı.
Bu günkü Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu IŞİD’ ın organizatörü ve mimarıdır.
Bu örgütün kimyasını bilen kişidir. Buna hiç bir kuşkum yoktur! IŞİD i Kürtlere saldırtan Türk Hükümetidir. Sizin reyber olarak kabul ettiğiniz adam, geçen yılki Diyarbakır Newroz konuşmasında, Misak i milli sınırlarının genişletilmesinden söz etmişti ve siz de bu açıklamayı alkışlamıştınız. İşte bu günkü ateş ve kan, bu günkü hawar u figan, bu günkü Türkiye ye doğru can havli ile kaçışın, bu açıklamanın içeriği  ile bir ilişkisi vardır.

 Türkiye Kürtlere karşı sandviç taktiği izliyor! Önce IŞİD i Şengal e, ardından Erbil e saldırttılar.
Yapılan hesap şuydu, Erbil  düşecek, KDP, YNK ve Kürdistan federasyonu başkanı Barzani, Türkiye ye sığınacak ve yardım isteyecekti. Amacına ulaşmış olan Türkiye, dünyanın onayını alarak ‘kahraman komandosunu güney Küdistan’a sokacak, danışıklı bir dövüş olduğundan dolayı Musul a kadarki toprakları  ele geçirecekti.

Davutoğlunun Reyberinize  onaylattığı Misak i milli hikayesi böylece gerçekleşecekti.
Ama olmadı, biz Kürtler dışında her kes, her şeyi dinliyordu ve de biliyordu.
Yutmadılar!

Barzani dik durdu, kaçmadı. Türkiye den de yardım istemedi. Amerika ve Avrupa senaryoyu bildiklerinden, aniden müdahale ettiler ve oyun bozuldu.
Erbil düşmedi, Kürtler Kerkük ile birlikte Irak anayasasında tartışmalı olan bütün alanları ele geçirdi.
Ve en önemlisi Barzani, ‘referanduma gidip bağımsızlık ilan edeceğiz! dedi.

Bütün bu oyunları bilen siz, eğer yurtsever olsaydınız, Qandil den Hevler’e iner, Barzani ile kucaklaşır, Suriye Kürdistan’ındaki sınırı kaldırır, iki parçayı birleştirir ve bağımsızlık için birlikte cephelere giderdiniz.

Ama siz böyle yapmadınız!

IŞİD Kürdistan’a ağır silahlarla saldırırken, siz basınla, ajanslarla, televizyonlarla, sözlü propagandalarla Kürdistan yönetimi ve peşmergeye saldırdınız.
Dünyanın Kürdistan silahlı kuvvetlerine ağır silahlar vermemesi için Alman parlementosuna baskın bile düzenlediniz. “Biz Kürtlerin bağımsız devlet kurmasına karşıyız” sözünü sömürgecilerden önce siz söylediniz.

Güney Kürdistan da ki oyun bozuldu, IŞİD in arkasında Türkiyenin olduğu net olarak anlaşıldı.
Rehine olayının bir senaryo olduğu açığa çıktı.
Uluslararası camia karşısında Türkiye IŞİD i destekledi.
Ve bu barbar örgüte karşı yapılabilecek hiç bir eyleme katılmayacağına dair tavır koydu.
En önemli gerekçesi ise, İŞİD in elindeki Türk rehinelerdi.
Bu gece itibariyle rehine kozuda elinden alındı, tam da köşeye sıkışmışken, son hamleyi oynadı.
Bu kez IŞİD’ i Kobani’ye saldırttı.

Ağır silahlarla üç dört koldan saldırdılar..
Ne merhamet ne de aman dilediler….

Amaç, Kobani ve Suriye Kürtlerini Türkiye ye sığındırmak, ‘kahraman komando’ yu yardıma çağırtmak, uluslararası bir onayla kantonları himayeye almaktır.
Bu da İmralı da pişirilmiş Misak i millinin genişletilmesinin diğer versiyonudur.

Bu durum karşısında siz ne yapıyorsunuz?

Karayılan dün Kuzey Kurdistanlı Kürt gençlerini, Kobani cephesinde savaşa çağırdı.
Salih Müslüm Türkiye den yardım istedi.

 Seçtiğiniz yol  yol değildir!

Hiç bir silahlı deneyimi olmayan kuzeyli gençlerle, İŞİD in tanklarını ve zırhlı araçlarını durduramazsınız.
İSİD i Kobani’ye saldırttan bizzat Türkiyedir, ondan yardım istemekle ya komik duruma düşüyorsunuz, ya da maskenizi düşürüyorsunuz!

Eğer halkınızın katl edilmesini istemiyorsanız, eğer yurtseverlik denilen bir olguyu tanıyorsanız, hiç gecikmeden, Qandil dağından derhal inin! Erbil e gidin! Talabani ve Barzani ile kucaklaşın! Salih Müslümü de çağırın! Aranızdaki sınırları kaldırdığınızı dünya ya duyurun! Peşmergeyi Kobani ye yardıma çağırın! Serok Barzani’nin  “Kürtlerin ırzı ve namusu tehlike altındadır, Kobani için bütün Kürtler harekete geçmelidir” çağrısına kulak verin!
Bağımsızlık için savaşın!
Bu adımı atarsanız, ben de Erbil e gelmeye hazırım!
Hedefimiz ulusal ordu, çok partili sistem ve bağımsızlık olsun!
Önünüzdeki tek seçenek budur.
Bu adım atılırsa, bütün dünya Kürtlerin arkasındadır.
Bunu yapmazsanız, biz bütün Kürtlerin elleri sizin yakanızdadır.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu