Röportaj

Diyarbakır zindanı

Diyarbakır hapishanesi, Diyarbakır Zindanı insanlık tarihinin ve 12 eylül darbesinin en karanlık yüzlerindendir. Diyarbakır Zindanları sitesi, işkencenin, aşağılamanın sürekli ve sistematik hale geldiği, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı tarihin bir dönemine ışık tutma çabası olarak değerlendirilebilir….

Kendisi de Diyarbakır hapishanelerinde kalan Selim Çürükkaya’nın öncülüğünü yaptığı www.diyarbakirzindani.com sitesi henüz yapım aşamasındadır. Selim Çürükkaya ile Diyarbakır Zindanı projesi üzerine e-mail yoluyla kısa bir ropörtaj yaptık:

Diyarbakir zindanı projesi nasıl ve ne zaman çıktı?

Selim Çürükkaya: Arkadaşımın oğlu informatik`i bitirmişti. Bana kendisinin yaptığı animasyon filmini gösterdi. Bu filmi izleyince, beynimde küllenmiş “D.bakir cezaevi filmini yapmak” düşüncesi açığa çıktı. Bu düşüncenin çıkış noktasını sorarsanız onu da izah edeyim: Ben yedi yıl D:Bakir zindanının hücre bölmünde yattım. O cezaevinde uygalanan işkencelere maruz kaldım. İşkencelere karşı başlayan bütün direnişlerde yer aldım.

 

1980- 83 yılları arasında gündüzleri hep işkence vardı, geceleri biraz rahat nefes alabiliyorduk. Ve ilerde halkımıza ve insanlığa bu işkenceleri nasıl anlatacağımzı kendi armızda tartışıyorduk.
Daha cezaevindeyken bir dergi çıkarmaya karar vermiş, “Candiya berxwedan” adlı bu dergiyi çıkarmış, bunun aracılığıyla, hangi koğusta ne gibi işkence yöntemleri uygulanmışsa, öğrenmeye ve anlatmaya calışmışız. Ardından ben iki cilt, bin sayfayı tutan “12 Eylül Karanlığında Diyarbakır Şafağı” adlı kitabımı yayınladım. Bununla yetinmedim “Demirci Kawa ve çağdaş Kawa” yı yazdım. Henüz o zindanı anlatamadığımı anladığımdan çok sayıda makale ile anlatmaya çalıştım. Ve bir animasyon film izlerken yeni bir arayış başladı benim için…..

 

Şu an gelinen aşama nedir?

Selim Çürükkaya: Şu an www.diyarbakirzindani.com adresini taşıyan bir site kurduk, burada bir Senaryo öyküsü yazdım. Bu öykünün ingilizce, türkçe, danimarka dili ve kürtçe çevirisi yapılıyor. Bu öyküyü senaryo tekniğine uydurmaya çalışıyoruz. Ve bu senaryo için bir şirket arıyoruz. Kamera filmi çekemedikse, animasyon filimini yapmaya çalışacağız. Ayrıca yukarıda adını andığım siteyi bir müze gibi yapmayı düşünüyoruz. Şu yayında olan denemedir en kısa zamanda yeni versiyonu gelecektir.

Siteye kimlerden, nasıl bir katkı bekliyorsunuz?

Selim Çürükkaya: Başta Diyarbakır cezaevinde kalan, orada işkence gören, zulüme tanık olan bütün insanlara sesleniyorum: Kaldığınız koğuşların isim listelerini, varsa koğuşunuzda çekilen resimlerinizi, kendinizin ve tanıdığınız kişilerin özgeçmişini, koğusunuzda yaşananların öyküsünü, varsa idianamelerinizi kurduğumuz sitenin e-mailine yollayınız.

Ardından dışarda olup oğlunu, kocasını, dayısını, amcasını, babasını, annesini ziyarete giden ailelere sesleniyorum: Bize cezaevleri kapsında, açlık grevlerinde, yürüyüşlerde yaşadıklarınızı yazınız!

Kürt aydınlarına sesleniyorum. Gelin bu sitede Diyarbakir cezaevinin bir müzesini kuralım. Bir arşiv oluşturalım. Bu site ileride ulusumuzun kollektif hafızası olsun! Elele verip bu vahşetin filmini yapalım, bütün dünyaya izletelim!

En son sesleneceğim ve umudum olarak nitelediğim yeni yetişen bilgisayar uzmanı Kürt gençleridir. Halkımızın acılarını, trajedisini dünyaya anlatmak, internet üzerinde Diyarbakır cezaevi vahsşetinin müzesini kurmak ve geleceğe kollektif bir ulusal hafiza bırakmak sizin eseriniz olacaktır. Lütfen bize baş vurun!

Nasıl tepkiler aldiniz?

Selim Çürükkaya: Çok olumlu tepkiler aldık. Bizim kurmaya çalıştığımız site bir tartışma sitesi veya bir örgüt sitesi değildir. Biz hiç bir Kürt sitesiyle rekabet halinde değiliz. Ve ulusal bir müze kurmaya çalışıyoruz. Bundan dolayı bütün Kürt siteleri bu projemize manevi desteklerini sundular. Ayrıca tercüme konusunda Kürt gençlerinin desteğini aldık. Bilgisayar bilgisi konusunda bize yardımcı olanlar çıktı. Umarım bu bir başlangıçtır ve devam eder….

İnternet sitesi dışında bu konuyla ilgili başka çalışmalarınız var mı?

Selim Çürükkaya: Söylediğim gibi bizim asıl amacımız Diyarbakır zindanının filmini yapmaktır. Bunun için bir senaryo öyküsü  kaleme alındı. Onu iyi bir senaryo haline getirmek için çabalarımız devam ediyor. Bunun filminin çekilmesi için birincisi sermayeye ihtiyaç vardır. Bu sermayeyi bulmak başlı başına bir sorundur. Bunun pek çok yolu vardır. Mesala Diyarbakir cezaevindeki vahşeti bizzat yaşayan ve maddi durumlari iyi olan yüzlerce Kürt vardır. Mesala yurtsever Kürt işverenleri vardır, Mesala kürt sanatçılar, tiyatrocular, kameracılar, ışıkçılar ,dilbilenler, bilgisayar uzmanları vardır. Elele verirsek yapamaz mıyız? Yaratamaz mıyız? Bunları düşünüyorum ve başka altarnatifler var. Bizim sitemiz bunun için bir adresdir.

Diyarbakir zindanlarının Kürt tarihindeki yerini kısaca değerlendirebilir misiniz?

Selim Çürükkayay / Ben o zindanı çağdaş tarihimizin milladı, gençliğimizin celladı olarak tarif etmiştim. Bu söz her şeyi anlatıyor sanırsam.

Başka diyecekleriniz var mı? Teşekkürlerimi iletiyorum.

Biz teşekkür ederiz
 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu