Makalelerim

Bu Savaşı Durdurun!

Yine biliniz ki; zulüm hiçbir zaman payidar olmamıştır. Mısır firavunlarının akibetine bakın, Adolf Hitler’in sonunu görün, Roma imparatorlarının  köle isyanları karşısındaki geçici zaferlerini okuyun, Yezidin Kerbela daki başarısına bir göz atın  ve düşünün…

Selim Çürükkaya / AKP Hükümetine çağrımdır. Bu savaşı durdurun! Kürt halkından özür dileyin! Orduyu kışlasına geri çekin!. Cumhuriyet kurulduğu günden beri Kürt halkının varlığı inkar edildi. Üzerinde yaşadığı ülkenin adı  Kürdistan’dı,  bu  ad yasaklandı. Katliamın ilki Koçgiri’ de yapıldı. Ardından Palu, Hani, Dicle ve Genç te, ardından Siirt Hakkari ve Reşkotan da, ardından Ağrı ve Zilan’da, onun ardından da Dersim katliamıyla yok edilmesi gerekenleri fiili olarak  yok etme süreci tamamlandı. Yüz binler sürgüne yollandı, kalanlar Türkleştirme eğitimine alındı, kurmanclarla zazaların dilleri kültürleri yasaklandı, baskı, şiddet, zulüm rejimi kuruldu. Kimse kimseye derdini anlatamadı. Aradan onlarca yıl geçti, yapılanlar unutulmadı, katliamlar açığa çıktı, zulüm devam etti, katledilenlerin torunları ayaklandı. Asimilasyon politikası bütün boyutları ile anlaşıldı.

İşler bu aşamaya ulaşınca, başbakan Recep Tayip Erdoğan  Dersim katliamından dolayı devlet adına özür dilediğini açıkladı. Geçmiş katliamlar adına özür dilenirken yeni katliam haberleri geldi. Bu işin böyle gitmeyeceği artık anlaşıldı. Bir millet açıkça esir alınmıştır. Toprakları işgal edilmiştir. O millete ait her şey yasaklanmış ve o millet Türkleşmeye tabi tutulmuştur. Bu çağda böyle bir durum barbarlıktır, vahşettir, insanlığa, dillere kültürlere hiyanettir. AKP hükümeti derhal bu durumu kabul etmeli savaşı bitirmelidir. Ve 90 yıldan beri Kürt Milletinden, bu yapılanlardan dolayı özür dilemelidir.

Terör vardır, anarşi vardı laflarının hiçbir geçerliliği artık yoktur. Ben terörü, anarşiyi diktatörlüğü lanetleyen bir insan olarak diyorum ki, siz bir halkın ülkesini işgal ederseniz, O halkın ülkesinde silahla, terörle zorbalıkla kalmaya çalışırsanız, terörü anarşiyi bizzat kendiniz doğurursunuz.

Siz ordunuz ve polisinizle işgal ettiğiniz ülkeden kadınları ve genç kızları kaçırıp zorla tecavüz ederseniz ve ardından katledip gömerseniz. Ve bu durum karşısında savcılarınız, hakimleriniz susarsa, doktorlarınız sahte raporlar hazırlayıp katilleri desteklerse, size karşı çıkacak namuslu insanlar olacaktır. Siz bunlara ne sıfat takarsanız takın, haksız olan sizsiniz, mütecaviz olan sizsiniz! Kürtlerin ülkesi onların yatak odası gibidir. Ve siz zorla bu yatak odasına giren mütecavizsiniz, karşı taraf size karşı ne yaparsa yapsın haklıdır. Kendinize gelin, aklınızı başınıza toplayın! Karşınızda Milyonlarla ifade edilen bir halk vardır. Bu gün siz güçlü olabilirsiniz, uçaklarınız tanklarınız toplarınız olabilir. Dünya alem arkanızda durabilir. Ama bir gün gelir devran döner, Kürtlerin eline fırsatlar geçer, biliniz ki o zaman kardeşliğin beş paralık değeri kalmaz.

Yine biliniz ki; zulüm hiçbir zaman payidar olmamıştır. Mısır firavunlarının akibetine bakın, Adolf Hitler’in sonunu görün, Roma imparatorlarının  köle isyanları karşısındaki geçici zaferlerini okuyun, Yezidin Kerbela daki başarısına bir göz atın  ve düşünün…

Aklınız varsa, yeter bu bombalamalarımız, yeter bu vahşetimiz deyin. Namlularınızın ucuna gül takın ve Kürdistan halkının karşınızda, zulmünüz, barbarlığınız, dehşetiniz, şiddetiniz karşısında boyun eğmediği için saygı duruşuna geçin! Bu halk, siz burada yokken bu topraklar üzerinde yaşadı. Siz göçmen ve talancı olarak bu topraklara gelmek istediniz, bu halk, aynı dine inandığınız için size yardımcı oldu,  Anadolunun kapısını, din kardeşiniz olan bu halk size açtı, (açmaz olaydı) dara düştüğünüz her anda din kardeşliğinden dolayı size arka çıktı. Ama siz bu halka hep ihanet ettiniz, onu arkadan hançerlediniz. Katlettiniz, cehennem hayatı ona yaşattınız.

Artık yeter kendinize gelin! Yarından tezi yok,  bu köhne politikanızı değiştirin! Biraz medeni olun! Kürtlere karşı savaş durumundan vaz geçin! Bunu yapmazsanız, sizin devletinize karşı kim ne yaparsa meşru olarak yapmış olur!  Çünkü devletiniz bu haliyle Kürdistan da ve bütün insanlığın vicdanında gayri meşrudur!

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu