Diğer Yazılar

Sadullah Ergin’den “özel” açıklama bekliyorum!..

Ahmet Takan, benim hakkımda bir makale yazmış, Türk Adalet Bakanına sormuş, Selim Çürükkaya neden Türkiyeye dönemez demiş. Ama Adalet bakanı Onu takmamış!

Ahmet Takan Adı; Selim Çürükkaya. Çok eskilerden ve en namlılarından PKK’lı  terörist.

Ama farklı bir terörist. Bizim teröristimiz değil!..
Bebek katili Abdullah Öcalan ile ters düşenlerden.  “Apo’nun Ayetleri” adıyla yazdığı kitapta  PKK’da yaşanan pislikleri ve Apo’nun kadınlarla olan ilişkilerini ayrıntıları ile anlattı. Öcalan’ın ölüm listesinde.
Kaçak olarak yaşadığı yurt dışında, Türkiye’deki “çözüm sürecini” çok sıkı takip ediyor. İçinde yanan memleket hasreti(!) ile birlikte AKP iktidarının hainlere ve teröristlere uyguladığı VİP muameleyi görünce adamcağız dayanamamış. Çürükkaya, Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde Adalet Bakanlığı’na 18 Temmuz 2013 tarihli bir dilekçeyle Almanya’dan şöyle bir başvuruda bulunmuş;
“Adalet Bakanlığına
Ben Selim ve Tayibe oğlu 1954 Bingöl doğumlu ve 14206739282  TC no.lu Mehmet Selim Çürükkaya’yım. Hakkımda devam eden bir dava, soruşturma ya da aramanın olup olmadığının bilgi kanunun 10. maddesi gereğince aşağıdaki adresime bildirilmesini arz ve talep ederim.”
Yani;
AKP eli ile Türkiye’ye davet edilen diğer hain büyükleri gibi o da  “memlekete hoş geldin Çürükkaya” istiyor!..
Fakat, Adalet Bakanlığı PKK’lı teröristin hevesini kursağında bırakmış. Şöyle bir cevap yollamış Öcalan’ın azılı muhalifine;
“Mehmet Selim Çürükkaya hakkında, Almanya’da PKK terör örgütü adına organizasyonlar (miting, para toplama, propaganda gibi) yaptığı iddiasıyla terör örgütüne üye olmak suçundan Diyarbakır (TMK 10 maddesiyle yetkili) C. Başsavcılığınca 1999/1935  sayısına kayden soruşturma  yürütülmüş, aynı konuda Ankara (TMK 10 maddesiyle yetkili)  C. Başsavcılığınca yürütülen 2008/703 sayılı soruşturmanın  29/01/2009 tarihli yetkisizlik kararı ile Diyarbakır’a gönderilmiş ve bu evrakın da bu yer Cumhuriyet başsavcılığının 1999/1935 sayılı dosyası ile birleştirilmiş, şüpheli hakkındaki soruşturmanın halen bu numara üzerinden devam etmektedir. Şüpheli hakkında Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2008 tarihli ve 2008/703 değişik iş sayılı kararı ile yakalama emri çıkartılmış olup halen yakalama kararı devam etmektedir”
Özetle ne demiş Adalet Bakanlığı Selim Çürükkaya’ya?
“Türkiye’ye gelme. Gelirsen enselenirsin.”
Pes doğrusu!..
Bu kadar da olur mu?..
Çok ayıp etmişler!..
Şivan Perver’in ayağına kadar gidip, yalvar yakar Türkiye’ye çağırıyorsunuz?
O, sanatçı ve de Türkücü..
Çürükkaya da araştırmacı yazar. Ne olmuş yani?..
Terör örgütü PYD’nin lideri ve Öcalan’ın yakın arkadaşı Salih Müslim’i  devlet protokolü ile çağırıp Ankara’da en üst düzeyde ağırladınız. Kimse gıkını çıkardı mı?.. Herhangi bir yargı organından  “ne oluyor yahu” bile diyen oldu mu?..
Araştırmacı-yazar Selim Çürükkaya’nın arandığından daha ağır suçlar işleyen PKK’lı ve KCK’lılar  “çözüm süreci” kapsamında ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar. Dağdan inen eli kanlı hainler Bodrum’da lüks otellerde keyif çatıyorlar. Bir şey diyen var mı?
“Çözüm sürecinde”  kışlasından çıkan asker, terörist yakalayan polis var mı?..
Bu zulmü niye reva gördünüz yazar Selim Çürükkaya’ya?
Öcalan’ın muhalifi olduğu için mi?
Her alanda adil olan(!) AKP’nin bu yaptığına çifte standart denmez mi?
Nerede kaldı, hak-hukuk, gak-guk?
Vallahi, bu hiç olmadı Adalet Bakanı sayın Sadullah Ergin!..
Neredeyse iktidarınızın hassas adalet terazisinden şüpheye düşeceğiz.
Ne olur!.. Bir açıklama yapıp bizi kafa karışıklığından kurtarın. Yüzde 100 inanacağımız açıklamanızı da lütfen Habertürk ekranından yapın. Hemi de çok “özel” olsun!..

Kaynak Yeniçağ: Sadullah Ergin’den “özel” açıklama bekliyorum!.. – Ahmet TAKAN

Bir aralar benim avukatım, “online üzerine Adalet bakanlığından kendi durumunu sor sana yanıt verirler” demişti. Ben de sordum. Yukarıdaki yanı da aldım. Ama benim sorularım ve yanıtı bu gazetecinin eline nasıl geçti? Ben de onu merak ediyorum.

Ahmet bey bu konuda bana bir cevap yazarsa sevinirim. Ben Türkiye de “Avrupa da Türkiye karşıtı mitingler ve gösteriler düzenlediğim, örgüt için zorla para topladığımdan dolayı örgüt üyeliğimden aranıyorum. Ama Türkiye’nin 2003 Yılında İnterpole verdiği bir dosyaya göre ise yine aynı ben, 50 adet cinayet işlediğim için aranıyordum.

Bu ne biçim devlettir?

Merhabalar Ahmet bey, bu gün sizin benimle ilgili makalenizi okudum. Adalet Bakanı Sedat beyden bir açıklama yapmasını istemişsiniz. Herhalde Sizi TAKMA dıkları için yanıt vermemiştir. Doğrudur bir ara buradaki bir avukatım bana “kendinle ilgili online üzeri durumunu sor” dedi, sordum. Sizin yayınladığınız yanıtı aldım. Yani Adalet Bakanlığında bulunan dosyama göre, ben Avrupa’da Türkiye karşıtı mitingler düzenlemişim, zorla para toplamışım ve propaganda yapmışım bunlardan dolayı da örgüt üyesiymişim!
Adalet bakanlığı bana bunları söylemişti. Ama bundan bir yıl önce öğrendim ki İnterpol tarafından aranıyorum. Araştırdım 2003 yılında Türkiye’deki bir merci benim hakkımda İnterpol e bir dosya vermiş ve bu dosya üzerine İnterpol beni Kırmızı listeye almış.
O dosya da ne vardı, biliyor musunuz?
O dosya ya göre  ben Türkiye’de tam olarak elli adet cinayet işlemiştim. 35 Tanesini ise, Apo’ nun Ayetlerini yazdıktan ve yayınladıktan sonra PKK adına işlemiştim.
 Siz makalenizi dalga geçer gibi yazmışsınız!
Onun yerine bizim bu devletimiz ne kadar da yalancı, iftiracı diye düşünseydiniz daha iyi olmazmıydı?
Kırk milyon Kürdü yok saymadı mı? Var olana yok demedi mi? Bu yalan yüzünden e bu kadar felaketler doksan yılda  başımıza gelmedi mi?
Bu yalana alkış çıkanların Türkiye de  dolaşması, biz bu yalana karşı koyanların kendi ülkemize gelememesi adaletsizlik değil mi?
Benim İnterpol kırmızı listesine adımı kayıt ettiren dosyanın içindekileri çürüttüm. Adımı sildirdim. Hangi kurum o dosyayı vermişse yalan söylemiştir. Ben cezaevinden tahliye olduktan sonra Bekaa’ ya, oradan Avrupa’ya gittim. Dağa hiç gitmedim. Milli misak i sınırları içine ayağım değmedi. Yazdıklarım takip edilerse bunlar ispatlıdır. Ben daima cam bir vitrin içinde oldum her şeyim açıktır. Bu güne kadar düşüncelerimi saklamadım. Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı As. Mahkemesin de de düşüncelerimi açıkça savundum, “Türkiye devleti benim ülkem Kürdistan’ı işgal etmiştir. Ben bu işgalci devlete karşıyım” demiştim. Bu güne kadar düşüncelerim hiç değişmedi.
Diyarbakır cezaevinden çıktım. Bekaa’ya gittim. Baktım ki Apo başkalarının kuklası!  Ona boyun mu eğmeliydim? Hayır, ona da karşı çıktım.
Bu iki karşı koyuşumda da haklıydım. İsterseniz 1. 12 Eylül Karanlığında Diyarbakır Şafağı, 2. Apo’nun Ayetleri adlı kitaplarımı bulun ve okuyun ki, belki devletinizin neden yalan söylediğini öğrenmiş olursunuz.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu