Makalelerim

Hakkari deki mayın patlaması

Selim Çürükkaya  / Referandumdan sonra  Hakkari ‘ de patlayan mayın patlaması  olayı anlaşılıyor ki; analiz gerektiriyor. Hakkari’de bir köy minibüsünün geçeceği yola mayın döşendi, dokuz kişi öldü beş kişide ağır yaralandı. Olayın hemen ardından Türk Genel Kurmay Başkanlığından yapılan bir açıklamaya göre: “Eylemi PKK yapmıştı”   Qandil’ den yapılan açıklamaya göre ise olay AKP hükümetinin marifetiydi, nedeni de; “Referandum sırasında boykot tavrını kararlıca uygulayan Hakkari halkını cezalandırmaktı.”  Ne Genel Kurmayın, ne de Qandil’ in açıklaması bana inandırıcı gelmedi. Gazetelerin yazdığına göre, olaydan sonra Türk ordusu hareketsiz kalmış ve hiçbir operasyon yapmamıştır. Ve yine mevcut bilgilere göre olay yerinde Türk ordusuna ait bazı askeri malzemeler bulunmuştur.

Bu askeri malzemeleri “delil” olarak kabul eden bazı BDP milletvekilleri, mayınlamanın “iyi çocuklar” tarafından yapıldığını açıklamıştır.  Öcalan’ a bağlı olan bazı çetelerle,”İyi çocukların” birlikte çalıştıkları, yer yer birlikte eylemler bile yaptıkları bilinmektedir.

Devletin “iyi çocukları” bu eylemi yaptılarsa, neden askeri malzemeyi olay yerinde bıraktılar?

 

Biliriz ki, “iyi çocuklar” eğitim görmüş, bu tip olaylarda iz bırakmayacak kadar profesyoneldirler. Onları olay anında yakalayacak veya vuracak kimseler yoktu, neden malzemelerini olay yerinde bıraktılar?

Bana göre bırakılan bu “askeri malzeme”ler AKP hükümetine vermek istedikleri “mesaj” dı. Türk ordusu kesinlikle Kürt sorununun müzakere yoluyla, başka bir deyimle barışçıl yollarla çözülmesine yana değildir. Ordunun kendine göre “haklı” (!) gerekçeleri de vardır. Zannedersem kendi görüşlerini şöyle savunuyordur:

“Biz otuz iki yıllık çabalarımız sonucu PKK yi dünyaya terörist olarak kabul ettirmişiz. Kürtlerin büyük bir kısmını ülkelerinden sürmüşüz, asimilasyon iyi bir şekilde devam ediyor. Öcalan tamamen kontrolümüzde, dediğimiz her şeye evet diyor, örgütün tepesi ona bağlı durumdadır.  PKK nin Türkiye’ yi bölme özellikleri bertaraf edilmiştir. Bu durumda Kürt ler ile görüşmeler veya müzakereler yapmak, Kürtler’ in varlığını resmi olarak kabul etmek bile devletimizin bekası için büyük bir tehlikedir. Bizim otuz iki yıllık çabalarımız sonucu “terörist” olarak damgaladığımız bir hareketi, siz muhatap alıp bir günde “siyasi” bir hareket haline getiremezsiniz! Kaldı ki; Kürt sorununun nasıl çözüleceğini ulu önder Mustafa Kemal bize göstermiştir. Baş kaldıranları silahla ortadan kaldırmak, yardımcı olanları sürmek, teslim olanları, diğerlerinin tesirsiz hale getirilmesi için alet olarak kullanmak, geri kalanları asimilasyon aracılığıyla Türkleştirmek. Bu cumhuriyetimizin temel felsefesidir. Bunun tersine hareket etmek delalet ve hıyanettir.”

Böyle düşünen Ordu, referandum sonrası, BDP ile görüşmeye hazırlanan Hükümete ve barış için Diyarbakır’ a kadar gelen uluslararası barış heyetine Hakkari de mayın patlatarak ve sivil Kürtleri katlederek mesaj vermiş olabilir.

Çünkü eylem öylesine ustaca hazırlanmış ki; hem hükümete hem de uluslararası barış heyetine mesaj verilmiştir. Hükümet için olay yerinde askeri malzemeler bırakılmış, böyle mesaj vermiş, uluslararası barış heyetinede eylemi tamda PKK yöntemi ile yaparak, bu örgüt Kürtleri temsil etmiyor, tam tersine Kürtleri katleden bir örgüttür mesajını vermiştir.

İşin ilginç diğer tarafı, Hakkari de gerçekleşen mayın eyleminden dolayı, Qandil hükümeti, hükümet de Qandil’ i suçluyor. Ne hükümet, nede Qandil bu konuda ordu aleyhinde tek bir suçlamada bulunmuyor.

Ergenekon’ un yaptığı eylemlerin büyük bir çoğunluğu sislidir. Yani açık değildir, her eylemin ardında çokça soru işareti mevcuttur. Dört yol eylemi gibi, danıştay baskını gibi. Örneğin Dört yol’ da PKK li sanılan gerillalar, bir MHP li yetkilinin arabasıyla gidip polis karakoluna baskın düzenliyorlar. Eylemden sonra olay yerinden araçla kaçmak isteyenleri yakalamak isteyen polislere, yanlış istikamet gösteren bir askeri çavuş oluyor. Neticede sisli bir ortam oluşuyor, olayı PKK mi, yoksa PKK adına Ergenekon mu yaptı? Tam olarak belli olmuyor!

Danıştay baskınıda  buna benzerdir. Laik Hakimlerin oturduğu odaya eli silahlı sakallı biri giriyor: “Ben Allahın askeriyim” deyip, silahını hakimlere doğrultunca tetiği çekiyor, yakalandığında Allahın değil, “başkalarının askeri” çıkıyor!

Bu Hakkari deki mayın patlaması, Gerillalar da kullanılsa bile, Ergenekon patentlidir. Sorumlusu Türk Genel Kurmayıdır. Çünkü planlayıcıların, kullanmalıkların ve katillerin ayak izleri oraya kadar gidiyor.

                                                  

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu