Makalelerim

Lozan Davası 4

Selim Çürükkaya / Fehmi Loazan’a gidiyor ama Öcalan tarikatının onu izlediğini biliyor, bu yüzden Lozan’ da bir biçimde gizli yaşıyor. Orada tanıdığı bazı Kürt yurtseverlerinin evlerinde barınıyor.
Peki Öcalan tarikatı neden Fehmi’nin peşini bırakmıyor? Ne yapmış, hangi suçu işlemiş Fehmi? Neden rahat bırakılmıyor?
Bir genç geldi üç yıl, beş yıl, hiç bir karşılık istemeden gece gündüz partinize çalıştı, bir müddet sonra ayrılmak isteyince, neden kendisine teşekür edilmediği gibi öldürülmek isteniyor?

Bu soruların cevapları çok önemli ve Fehmi’ nin öldürülmek istenmesinin nedeni bu soruların yanıtlarında gizlidir.

Birincisi; Fehmi’ nin girip çalıştığı ve sonradan ayrıldığı örgüt, siyasal bir örgüt değildir. Bu özelliğini çoktan yitirmiştir.

 

Dıştan siyasal bir Kürt örgütü olarak görülen bu yapının içinde gerici sapık bir tarikat, kanlı bir mafya, maskeli sömürgeci istihbarat teşkilatları mevzilenmiştir.

Bu yapısından dolayı Kürt gençleri, özgür ayaklarıyla bu örgüte gelirler ve ancak suskun tabutlarıyla bu örgütten çıkarlar.

 

İkincisi bu tür örgütlerden „kimse sağ olarak, siyasal nedenlerden dolayı ayrılmamıştır”, ayrılmasının nedeni ya “ajan” olduğundandır, ya örgütün “para”sını kaçırmıştır, ya „karı kız” davası yapmıştır, yada “hain”dir.

Örgüte göre ayrılma nedenleri bunlardan birisi veya hepsi olabilir, ama “siyasi olamaz!”

Aslında ayrılanları böyle niteleyen örgüt, kendisinin siyasi bir yapısının olmadığını da “itiraf” etmiş oluyor, ama kimselerin bunun anlamadığını da zann ediyor.

Üçüncüsü Örgüte göre ayrılan birisi karşısında “sessiz” kalınırsa, kalanların kafasında soru işaretleri belirir! Soru işaretleri tehlikelidir, bilgisayar programlarının içine sızan viruslar gibidir!

“Neden ayrıldı?
Demekki bir şeyleri beğenmedi?
Acaba neleri öğrendi?
O ne fark etti de gitti, ben neleri göremedim de kaldım?”

Dördüncüsü, örgüt, kalanların bu soruları kendilerine sormaması, kafalarında hiç bir soru belirmemesi için, ayrılma cesareti gösterebilen birisinin ardından hemen harekete geçirlir.

Gerçi bu Tip örgütlerde ayrılmanın adı „kaçma” dır, kaçan “hain” olarak damgalanır. Örgütün tepesindeki insanın kendi halkına karşı işlediği, ama örgüt tarafından gizlenen bütün suçlar „kaçan” lara yüklenir. Örneğin: „para götürdü, karı aldı kaçtı, halka ihanet etti, davayı sattı, arkadaşlarını arkadan bıçakladı, Kemalist kişilikliydi, daha örgüte katılmadan ajandı, devlet içimize yolladı”denir.

 Bütün bu yalanlar, örgütten ayrılanlar aleyhine örgütte kalan müritlere tekrarlanır, öyleki örgütten ayrılmanın bütün yolları bu yalanlarla kapatılır, ama tarikatın tepesindekiler, uyuyan müritlere yine de güvenmez, soru işaretlerinin ancak ölüm korkusuyla etkisiz hale geleceğini bilirler ve „kaçan”ı öldürmek için müridleri silahlandırırlar. „kaçan” bir kişiyi öldürerek, kaçamayan binlerce köleyi korkutarak,  boyun eğdirmek isterler!

Fehmi Budan’ nın peşini bırakmamalarının  ve onu herkesin gözleri önünde bir meydanda bıçaklamalarının nedeni budur. Yoksa Fehmi  örgüte muhalefet edip örgütü dağıttığından, zor duruma düşürdüğünden veya örgütün sırlarını başkalarına söylediğinden dolayı değildir.

Lozan’ın Ripon meydanında G sekizlere altarnatif gösteriler yapılır. Lazan Kürt Enstitüsü başkanı Veli Abbas bu meydanda bir stand açar, Fehmi Budan da Standa döner satıyordur. Apo nun tarikatının üyeleri, sabahın erken saatlerinde Fehmi Budan’ ı Lozan Kürt enstitüsünün standında görürler. İsviçre sorumlusu hala Deniz Kaytan’dır. Bu haber kısa zaman içinde Deniz Kaytan’a iletilir, o da daha yukarılara haberi söyler!. Onların mantığına göre örgütten ayrılan biri siyaset yapamaz, başka bir Kürt örgütüne katılamaz, ama gel gör ki Fehmi Budan kendilerine boyun eğmeyen Kürt enstitüsünün standında çalışıyor!

Eylemin Planlaması nasıl yapıldı bilemiyorum, ama icarsının şu şekilde olduğunu biliyorum: Gecenin saat onuna doğru Fehmi Budan’ ın çalıştığı standın elektrikleri kesiliyor, Fehmi’nin yanına sokulan guruptan biri, Fehminin sırtına vuruyor, Fehmi dönünce adam, elindeki uzunca bıçağı bütün gücüyle karnına saplıyor, kafasıyla Fehmi’nin suratının ortasına “küt “diye bir kafa vuruyor, gözleri kararan Fehmi dizüzeri çöküyor, saldırganlar olay yerinden kaçıyor.

 
Bir müddet sonra kendine gelen Fehmi,  yanında çalışana „Ağabeyime haber ver vuruldum” diyor, tezgahtan bir bıçak alarak standdan çıkıyor  ve biraz yürüyünce polis kameraları Eli bıçaklı Fehmi’yi çekmeye başlıyor.

Nihat kahvede, Fehmi’ nin vurulduğu haberini alınca birlikte oturduğu bir kaç kişi ile Ripon meydanına geliyor, kendini elleri bıçaklı bir grubun ortasında buluyor.  Şaşkın gözlerle etrafına bakarken kardeşi Fehmi’ nin kanlar içinde yere düştüğünü görüyor “polis, ambulas, kardeşimi vurdular” diye bağırıyor! Polis gelince, yaralı Fehmi, yaralı saldırgan Kadir Ceylan, araya girip kavga çıkmasını istemeyen ama saldırganlar tarafından Fehmi’ yi kurtarmak istiyor gerekçesi ile suçlu bulunduğu için göğsünden iki bıçak darbesi alan A.b, Ve Fehmi’ yi, döner satarken bıçablayan İbrahim Aslan’ ı gözaltına alıyor

Devam edecek

Foto: Fehmi Budan

 

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu