Kitap Yorumları

Arkadaş,

Bugüne kadar -ulaşabildiklerim içinde- okuduğum en iyi romanlardan biriydi. Nihayet sığ köy romanları kategorisinden çıktık. Kendi kendime bu romanı "araştırmacı, modern roman yazıcılığı" kategorisine koydum.

Fatma Ekmen /  İstediğin değerlendirmeyi gönderiyorum. Bildiğin gibi hasta iken, büyük bir hızla (romanın sürükleyiciliğinden ve benim olağanüstü merakımdan olsa gerek) okudum. Doğrusu okurken, böyle bir değerlendirme yapacağımı da düşünmedim. Bu yüzden eksik-gedik olabilir. Ama biliyorsun ben iyi bir okuyucuyum. Belki daha iyi olabilirdi. Selamlar.
1- İlk memnuniyet verici izlenim olarak şunu söylemek isterim: Bugüne kadar -ulaşabildiklerim içinde- okuduğum en iyi romanlardan biriydi. Nihayet sığ köy romanları kategorisinden çıktık. Kendi kendime bu romanı “araştırmacı, modern roman yazıcılığı” kategorisine koydum.

2- Slogancılık yok.
3- Romanın kurgusu, olayların örgüsü, siyasal analizi ve bağlantıları çok iyi.
4- Romanda kullanılan ve yine kendimce “dekor” diye adlandırdığım tabii ve kültürel mekân çok renkli ve güzel anlatılmış.
5- Roman kahramanları veya kişilikleri zengin, ancak psikolojik iç yaşantıları daha derin işlenebilir miydi?
6- Yeni yaşam (modern) anlayışları, ilişki biçimleri ve onun beraberinde taşıdığı entellektüel-estetik yaklaşım sonucu, okuyucu olarak, yeni bilgilere ulaştım, kültürel hazlar aldım.

(Şehir mimarisi, heykel ve resim alanlarını sayabilirim.).
7- ilişkilerde “öteki” unsurlarla kurulan özdeşlik duygusunu, insan kardeşliği ve dayanışmayı unutmadan eklemeliyim.
8- Şifreler çok iyi kullanılmış ve romanın akışkanlığını, sürekleyiciliğini arttırmış.

Şimdi gelelim “eksi” lere:

1- Redaksiyon hataları keşke olmasaydı, olmayabilirdi.

2- Çok az sayıda da olsa, bazı anlatım hataları var. Bunu şahsen çok önemsemiyorum. Nihayet yazarın ikinci diliyle yazdığı bir roman.
3- Bir de Türkçede hiç bulunmayan, (bana sevimli gelen) bir-iki deyim kullanılmış. Örneğin: “…koltuğunun altına girip yürümesine yardımcı olmak” gibi bir hoşluk. Tam olarak böyle değil ama, Kürtçe bilmeyen biri bunun esrarını zor çözer.

4- Gelelim kadınlara: Yazar bu konuda dikkate değer derecede dikkatli. Ancak Istanbul’da yaşayan otuz yaşlarındaki avukat hanıma söyletilen  “…..evde kaldık…” sözü düşündürücü.
Bu konuda feminist teoriye bir kez daha bakmak lazım sanırım.
Esas olarak; yazar arkadaş herhangi biri değil, siyasal misyonu olan, sorumlu bir insan. Toplumsal bilincin değişip-dönüşmesine bu yolla da çok büyük katkıları olacağına eminim. Bunu beklemeyi kendimce bir hak olarak görüyorum ayrıca!…

5- Bu Ergenekon; yer altında ve yer üstünde bunca acımasız güç odağının dalaştığı bir ortamda, her işini yağdan kıl çeker gibi başarıyor ve en küçük bir engelle karşılaşmıyor, zarar görmüyor. Bunu çok düşündüm.

6- Asıl önemli soru şu: Minik Lori’nin annesi ne oldu? Sanki yer açılmış da arkadaş içine girmiş, yitip gitmiş!.. Bence daha fazlasını hakediyor. Hem de roman tekniği açısından “sonunu” bilmemiz gerekmez mi? (Ben de roman kişilikleriyle “arkadaş” olmuşum hemen, ne hoş değil mi?)

7-  BU GÜZEL, ETKILEYİCİ, YENİLEYİCİ ROMANI, BANA DA ULAŞTIRDIĞIN İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu