Abdullah Öcalan 1992 YAZ TOPLU TELSİZ KONUŞMALARI
1992 YAZ TOPLU TELSİZ KONUŞMALARI
II. CİLT
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 12 MAYIS 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: (…) Bütün birimlerin nefes borularını tutuyorlar. Birimlerin böyle açılıp gelişmesini, yetkinleşmesini tutuyorlar. Özellikle eski öğelerde bu çok yaygın. Çok eskiden de rastladığımız, ama halen fırsat bulunduğunda yürütülen bir anlayıştır. Ciddi bir yetkinleşme sağladıklarından bahsedemeyiz. Aylardır, yıllardır öyle güçlü komutan-kadro oluşturdukları görülemiyor. Buradan takviyeler olmazsa, kendilerini nasıl ayakta tutacakları meçhuldür. Sanmıyorum ki bu yaklaşımlarıyla kendilerini ayakta tutsunlar, öz güçleriyle gelişmeyi sağlasınlar. Ve çalışma tarzları birçok tehlikeye açıktır. Bence bizim eğittiğimiz mevcut gücü de çok kötü kullanıyorlar. Zaten kendilerini kabul ettirinceye kadar uzun bir süre birimleri bir eğitim gücüne kapalı tutuyorlar. Kabul ettirdikten sonra da zaten bunalıma düşürülüyorlar. Yani şartı, kendilerini kabul etmek. Kendilerini kabul ettikten sonra alıyorlar. Zaten ondan sonra bilinç de bir tarafa itiliyor. Ve böylece bütün emeklerimiz boşa çıkarılıyor. Bunlar partinin bilincini köylü öğelere sağlıklı aktarmayı da kabul etmiyor. Şimdi bu, çok alçakça bir tutum. Bu, çok yaygındır sanıyorum. Partinin bilinç düzeyini yeni öğelere aktarmada, yeni kadro adaylarını kayış gibi kullanmada sorumsuz davranıyorlar. Ve hatta bence sürekli bir çelişki yaratıyorlar. Ve bu da bütün çalışmaları geriye çekiyor, boşa çıkartıyor. Şimdiye kadar yaptıkları önemli bir şey de bu. Bunların yönetimden anladıkları hep bu oldu. Mevcut düzeyiniz de bunu kaldıramıyor. Arkadaşlar çok ucuz bir yaşam tarzı tutturmuş gidiyorlar. Bu arkadaşların bu anlayışları yıkılmadıkça, tutuculuktan kurtulmak zor. Ve bu savaşı da böyle geliştiremezler. Savaşın nasıl geliştirildiğini de bilmiyorlar, işin tuhaf tarafı orada. Bunlar halkın nasıl ayağa kaldırıldığının farkında değil. Halktan yararlanma, halka sahiplik etme, birçok birimimizin farkında olmadığı bir şeydir. Halk ayağa kalktı, serhıldana kalktı, birçoğu fark etmedi bile. O da kendi başına bir yığın zaafla gidiyor
Şimdi bu sorunları var. Bunların çözülmesi için kış boyu uğraştık, geçen yıl uğraştık. Ama görülebildiği kadarıyla hala tam anlaşılamamış. Evet, belki şimdi biraz rahatlar, ama aslında bu rahatlığı onlar sağlamadı, onlar yaratmadı. Belki bu sene iyi idare edebilirler, ama bu onların sayesinde olmuyor. Bunun da nasıl olduğunu fark etmiyorlar. Yüzlerce birimi kendi yedeklerine almıyorlar, yıl boyu boşa kullanacaklar. Eğer biz savaşı geliştiremezsek bu uluslararası konjonktür her zaman böyle devam etmez ki. Aylık, yıllık sağlanacak mutlak gelişmeler vardır. Bunu göremiyorlar. Bütün bunlar da ilerde bizim için sorun teşkil edecek. Yani şu çıkıyor: Partinin birikimleri emiliyor, emiliyor posası çıkarılıyor. Ondan sonra bunları yaşatıncaya kadar tekrar besle. Bu komuta düzeyinin kendini yaşatma durumu budur. Biz de artık böyle yaşatamayacağımızı düşünüyoruz. Bu arkadaşları böyle yaşatmamız bundan sonra zor. Bu neye yol açar? Gerillaya mı yol açar, bilmem başka şeylere mi yola çar, bilinmez.
Bir diğer yaptıkları husus da, hep birbirlerini etkisiz kılmaktır. Hemen hemen bütün raporlarına hakim olan yan, ya birbirleriyle ahbap çavuşluk ya da birbirlerini kabullenmeme. Bunda da samimi, doğru dürüst hareket edilmiyor. Evet, sakat bir denetim altına alma, bunu başaramayınca da ucuz bir uzlaşma, her türlü böyle kural dışı bir uzlaşmaya yatma. Yine bir örgüt resmiyeti yok. Bunların ikisi de bizim açımızdan, gerilemeyi ve parti özünü kemirmeyi ifade eder. Ayrıyeten de hoşlarına gitmedi mi her türlü köylü kurnazlığıyla işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Biz bu hususları -eğer bütün hepsi dinlese- önümüzdeki iyi anlaşılan, uygun bir zamanda talimata dönüştürelim. Bakın, hangi saat uygunsa hepsi dinlesin. Biz bunları tekrar yeni bir plan, komutanın yeniden gözden geçirilmesine ilişkin bir perspektif olarak sunalım. Sanırım buna ihtiyaç var. Çünkü bilmiyorlar, savaşın gidişatına hükmedemiyorlar. Bunu önleyemezsek kayıplar kadar, önemli kazanımlardan da alıkoyacaklar. Önemli bir sürecin içine girilmiştir. Gelişmeler, bunların mevcut kişisel yaşamlarını çok çok açıyor. Ve çoğu da bir engeldir. Aslında çoğunun suratına indirmek gerekiyor. Çoğu yargılamalıktır, onu da söyleyeyim. Eğer yönelmediysek, böyle hassas bir dönemde durumları zedelememek içindir. Yoksa suçluluk durumları çok belirgindir. Ne ordu, ne de devrim yasalarına sığmayan bir sürü durumları vardır. Yine de atlatmaya çalışıyoruz. Durum bu, yanlış anlaşılmaması gerekir. Başka türlü ilerletmek mümkün değil. Hareketin nabzı bizim elimizde, biz anlıyor, biliyoruz bu hususları. Bunlar bunu bilmiyor. Partinin çalışmasının önlerine koyduğu imkan-olanağın farkında bile değiller. En önemlisi de, mutlak anlamda ne beklenir, bunun farkında değiller. Bu da sağlam bir parti çalışması değildir. Durum biraz budur. Dediğim gibi, en uygun bir dinleme saatinde -kasetlerini de hazırlasınlar- biz bunu derli toplu hepsine bir kez daha anlatalım. Araştırın, hazır olduğunuz saatte böyle bir perspektif sunalım. Sanırım önemli ve gereklidir.
Evet, başka belirtebileceğiniz bir şey var mı?
D….: Konuşulanlar anlaşıldı. Biz ayarlamaya, uygun bir saat bulmaya çalışır, size iletiriz. Bilemiyorum, Derya Sor’la konuşulabilir. Derya Sor dinliyor.
—.: Derya Sor, bizi dinlediniz mi?
D. Sor: Evet, dinledik, anlaşıldı.
—.: Doğu’dan son gelen haber nedir?
D. Sor: Daha çok aşamadığım tıkanıklıklar var. Son çözümlemelerin ışığında aşıyorum. Bölgedeki tüm gelişmeleri, belirtilen talimat ve eleştiriler doğrultusunda derinleştirmenin yararı var. Biz de bu yönlü tartışıyoruz. Bu talimat ışınında daha da yoğunlaştıracağız. Bu temelde tıkanıklıkları önleyeceğiz ve düşmanın hareket tarzına uygun yaratıcı taktiklerle dönemi karşılayacak hareket tarzına geçeceğiz. Bu yönlü çabalarımızı daha da yoğunlaştırırız. Bizim ayrıca belirteceğimiz bir şey onlar görüşmek için dayatıyordu. Çok zorunlu görüyorlar. (…) Bir sürü görevlerin önünü tıkatma durumları var.
—.: Nasıl engeller?
D. Sor: Yani görüşme için dayatıyorlar, mutlaka görüşelim diyorlar.
—.: Siz mi, yoksa arkadaş mı gidecek?
D. Sor: Arkadaşı çağırıyorlar. Yani Fe. arkadaşı çağırıyorlar.
—.: Derya Zer de gidecekti. Onun gitme durumu ne olacak?
D. Sor: Bilemiyorum, Fe. arkadaşı çağırıyorlardı.
—.: Biz dün söyledik. Eğer hemen gidip gelinecekse, gidilir. Derya Zer’deki arkadaş da bence daha sonra gider. Herhalde biraz kalıcı kalmak gerekebilir. Öyle bir düzenleme yapılabilir. Eğer sakıncası yoksa hemen gidip dönme durumu varsa, düşünülebilir. Herhalde niyetleri gidip durumları gözden geçirmek ve buna göre kararlaştırılacak hususlar vardı. Biz de konuştuk, Haziran’a kadar bir görüşme uygun olabilirdi. Mevcut gelişmeleri onlar da tartışmak ister. Bir sürü onları direkt veya dolaylı ilgilendiren mesele çıktı. Ve oradaki çalışmaların durumu hakkında da, özellikle yeni durumlar gelişebilir. Bunlar gözden geçirilebilir. Eğer sakıncası yoksa, gidilir ve dönülür. O aşamaya kadar da, Derya Zer’deki arkadaş hazırlanır. Zaten on-on beş günde ancak ulaşabilir. Böylece daha sağlam bir temsilciliğe Doğu sahasında ulaşılır. Bu konuda ne diyorsunuz, böyle olabilir mi?
D. Sor: Gidip geldikten, biraz durumu ölçtükten sonra daha sağlıklı bir karara ulaşmak mümkündür.
—.: Yani siz şimdi gitmeyi uygun görüyorsunuz. Bu konuda herhangi bir sakınca olmaz diyorsunuz, değil mi?
D. Sor: Mevcut durumda fazla bir sakıncası olmaz diyorum.
—.: Olur, hemen geçici olarak gidin. Zaten sanırım orada herhangi bir ciddi durum yoktur. Bu temelde çalışmalar yürür.
Bu yeni öğelerin durumundan bahsediyorsunuz. Bunları iç alanlara alın. Yeni öğelerin durumu tam netleştirilinceye kadar uç noktalara koymayın. Biraz daha gözetim-denetimin olduğu ve biraz da onları moralmen iyi tutabilecek bir alanda ilk eğitimleri vermeye çalışın. İlk haftalar önemlidir. Ve bir de sızmalar olabilir, bütün bunların gözetlenmesi için alanların uygun denetimi büyük önem taşıyor. Sanırım halen bu konuda yetersiz yaklaşımlar olabilir. Yani iyilerini ve kötülerini değerlendirmek için, böyle iyi denetim altına alınmış bir alan vardır. O da biraz içerde olabilir.
Diğer hususları biz tekrar aktaracağız. Bu belirttiğim hususlar orası için de geçerlidir. Aslında Doğu alanı üzerinde kapılar çok açık. Oranın ekonomik yapısına müdahale çok sonuç verebilir. Aslında ticari yaşamına el atmak gerekecektir. Yani siyasi denetim orası için de çok önemlidir. Siyasi, ekonomik denetimi geliştirmeden fazla ilerleme zordur. Ve bir de demin belirttiğim anlayışla birimlerin hareket etmesi önemlidir. Öyle kendini aylarca bir plana bağlamak yürümez. Her gün yepyeni gelişmeler olabilir. Her gün yepyeni bir eylem planıyla hareket etmeyi bile göze almak gerekir. Biraz serbest bırakmak lazım. Nereden fırsat bulunduysa, oradan sonuç alınır.
Şimdi birde bu Başkale grubu gitti mi, ulaştı mı?
D. Sor: Yok, henüz gitmedi. O yönlü hazırlıklarımız tamamdır. Sanırım bugün gidecekti.
—.: O Başkale’yi de biraz bir Cizre gibi geliştirmeyi bilecekler. Başkale’nin durumu, Cizreleşmeye uygundur. Yani kitlesini tümüyle kazanmayı esas alacaklar. Artık o şehir çalışmaları değişik bir biçimde ele alınmalı. O şehrin durumu uygundur, dikkatle ele alınmak zorunda. Şehir dikkatle ele alınmadı, sağlıksız yaklaşıldı. İyi planlamayla, çalışmalar oraya oturtulamadı. Başkale’yi özel olarak planlamak gerekiyor. Yine o gidecek birimlerin üs meselesinin çözülmesi gerekir. Ayrıca Doğu’yla bağlantıyı iyi bilmeleri gerekir. Sıkıştılar mı Doğu’ya çekilmeyi bilmeleri lazım. Belli bir üs anlayışı olmadan düşmanın onları imha ihtimali gelişebilir. Yani o yarı düz arazilerde geçmişte olduğu gibi fazla tutunamazlar. Doğu’nun cephe gerisi konumunu esas alan bir yaklaşım içinde olmaları gerekir. Diğer dediğim sivil çalışma, yani değişik bir tarzda köy ve özellikle şehri açmadır. Oranın çalışma tarzı, biraz değişik olmak zorunda. Botan’a benzemez.
Oldu, gidilebilir. Bu konuda daha önce konuştuklarımız geçerlidir. Aslında biz onlara da söz vermiştik. Yoğun işlerimiz vardır. Bu aşamada ölüm kalım savaşı var. TC bizi imha etmek, teslim almak istiyor denilir. Ve bu, direkt olarak onları da ilgilendirir. Yani orayı da parçalarlar. ABD’yle beraber kendilerini de parçalayacaklar, onu söyleyelim. Değil Orta Asya’daki ülkelere nüfuz etmeleri, kendi birlikleri bile dağılır. Özellikle Azeri sorunundan kalkarak bunu sağlayacaklar. Bunu unutmamaları lazım. Çok yönlü, böyle uzun vadeli bir ittifak anlayışına ulaşmak lazım. Bu Hizbullah benzeri oluşumların durumları da ortada denilir. Dürüst olanlar yanımıza gelsin, birlikte burada bir ittifakla yürüyelim. Bir cephe savaşı içinde olalım, biz buna varız. Fakat polisle hareket eden Hizbullah kabul edilemez. Bu durumlara düşmeyin, fırsat tanımayın denilir. Cephede, savaşta yer vardır. Birlikte her türlü şey yapılır. Fakat bize yönelik saldırı, komploculuk affedilmez. Varsa böyle adamlar bunları savunmayın, bırakın denilir. Elleri bir sürü yurtseverin kanına bulaşıyor. Ve bir de tanımıyorlar. Bunların çoğu çıkarcıdır, aşiret intikamcılığı yapıyorlar. Bunların hepsi yüzyılların hainidir. Bunlara aldanmayın denilir. Dürüst olanlarla ortak hareket ederiz, bu konuda bir engel yok. Yeter ki dürüst olanlarla teması sağlasınlar. Madem mücahitler, mücadele etmek istiyorlar; işte ABD, işte faşistler. Gelsinler onlara karşı çıkalım. Bu anlayışı iyi oturtmak gerekiyor. Ve bir de ideolojik konularda olumlu davranılır. Yani biz onların o ideolojileriyle tartışabiliriz. Bizi bir reel sosyalizm gibi değerlendirmesinler, biz de onları gericilik biçiminde değerlendirmiyoruz. Aslında bir ideolojik polemik, ideolojik bir tartışma yapacaktık. İlerde bazı arkadaşlar bu konuda karşılıklı birbirlerini aydınlatmak amacıyla tartışabilirler denilir. Biz bir-iki arkadaş bu konuda tartışabilir diye söz vermiştik. Konuşulan şeyler bunlardır. Bunun yanında pratik konularda yardımcı olmaları gerekir. Bir de bu Irak’taki işbirlikçileri birlikte biraz göğüslemek lazım. Bunların faydası yok. Her şey ortada ve uzun vadede onların olumsuz etkileri, kendilerine de yansır, aldanmasınlar. Onların Müslümanlarına da, milliyetçilerine de aldanmasınlar. Bunlar biraz tartışılabilir.
Dediğim gibi, o birimi oturtun. O Doğu’daki karargah düzenidir, Tendürek Karargahıdır, bunların çalışması lazım. Yine o birim de çalışmalı. O arkadaşlar dengeli, uyumlu çalışmalılar. Hamlıktan, basit yaklaşımlardan kurtulmalılar. Epey de fırsat-imkan doğmuştur. Değerlendirmeleri gerekiyor. Biz muhtemelen, Ermenistan kanalının da açılabileceğini söyledik. O kanaldan deneme yapılabilir. Birer ikişer kişilik temsilcilikler biçiminde deneme yapılabilir. Ve oradan bir kanalın açılma ihtimali yüksektir. Bu konuda açık olmaları, yaratıcı olmaları gerekiyor. Yine oranın da bu komuta düzeyine bu perspektifler verilmeli. Ak., Bı. onların tutuculukları hayli güçlüdür. Yeni talimatlarla onları uyarmak gerekebilir. Sanırım epey güç çekecekler. Belirtilecek hususlar bunlardır. Tabii emniyetli gidilir. Bütün bu konularda belli bir emniyet anlayışıyla gidilir. Adımlar planlı, denetimli ve bir arkadaş grubuyla atılır. Öyle tek başına, örgüt iradesini terk ederek değil. Bazı çevrelere, bilakis grup biçiminde emniyetli hareket edilir. Bu temelde gidebilirsiniz. Dediğim gibi biz yapıya da hitap edeceğiz. Hazırlıklarınızı yaparsınız. Sizlere selamlar, başarılar.
D. Sor: Selamlar saygılar Başkanım.
———— o ———
—.: (…) Yine muhtemelen bir birlik hazırlayabiliriz. Bizim irtibatlarla geliştirmeye çalışırız. Yani biz Newroz’da yapmadık, ama kendimizin belirleyeceği bir yerde yapabiliriz. Düşmanın belirleyeceği bir biçimde değil tabii. Düşman onu bekledi, tabii ki biz bunu yapamazdık. Fakat kendi inisiyatifimiz altında şehirlerde değişik, kapsamlı çatışmalara da girebiliriz. Böyle hazırlıklar olacak. Yani onun beklemediği bir yerde ve oldukça hazırlıklı bir biçimde günlük, iki günlük, üç günlük girer dağıtırız. Böyle baskınlar düşünülebilir. Dediğim gibi zamanı, gizliliği ve hazırlığı sağladıktan sonra olacak. Bu konuda Newroz’a bakıp sakat anlayışlara girmeye gerek yok. Özellikle Diyarbakır yörelerine de ağırlık vereceğiz. Diğer alanlar da, örneğin Bitlis açılıyor sanıyorum, kuzey de açılacak. Böyle birleşik şehirleri tekrar ele alıp şehirlerde de epey darbe vurmayı esas alacağız. Bu konuda birlik hazırlama -şehirlere yönelik özellikle- hızla vurup çıkabilecek bir biçimde birlik oluşturma, yine diğer hazırlıklar, milisleri hazırlama ihmal edilmemelidir. Hemen hemen en büyük vilayetler de dahil gireceğiz. Sık sık çatışmalara girilir ve çekilir. Dönem uygundur. Hazırlıklar, hemen her eyalet açısından bir de bu yönlü ele alınır. Şehirler ikinci plana bırakılmamalı. Serhıldan ve daha çok da direkt bazı şiddet eylemlerini geliştirmek gerekiyor. Diğerleriyle biz de irtibat kurmaya çalışacağız.
Aşırı bir legalizm geliştirilmek ve silahlı mücadelenin yerine ikame edilmek isteniyor. Şu anda en önemli tehlikelerden birisi de bu. Devlet bu konuda harıl harıl çalışıyor. Boşa çıkaracağız sanıyorum. Daha önce söyledim, bu konuda bildiriler geliştirilebilir.
Bir diğer yön de bu Türk askerleri zor durumda. Bence o konuda da sık sık bazı bildirilerin çıkarılması gerekiyordu. Onlar bizim için nasıl teslim ol çağrısı yapıyorsa, asıl teslim olacak ve savaşmadan bize katılın diyeceğimiz kesim onların askerleridir. Şimdi bence Türk askerlerine hitaben sık sık bildiriler kaleme alınmalı. Bellidir, sizi çıkarınıza olmayan bir savaşa sürüyorlar. Bu savaşın sonu yoktur. Kürdistan halkı sizlerle kardeşlik istiyor. Ona karşı savaşmayın. Bizim sizle hiçbir sorunumuz yoktur. Bir avuç vurguncunun, tekelcinin, onların ve emperyalizmin güdümünde sizi imhaya gönderiyorlar. Buna düşmeyin. Bizimle kardeş olun, birlik olun. Sizi de sömüren onlardır denilir. Ordu içinde dürüst, yurtsever subaylara da seslenilebilir. Bize karşı savaşmayın, savaşmazsanız biz size bir şey yapmayız. Birliklerimiz geldi mi, rahatlıkla katılın. Yani teslim olun da demiyoruz. Birliklerimize silah çekmeyip katılırsanız size en ufacık bir zararımız dokunmayacaktır. Bu konuda bize sağlam ulaşanlara kendimiz gibi bakıyoruz şeklinde sık sık bildiriler kaleme alınır. Böyle bildirileri geliştirin. Hatta ülkenin her tarafına ulaşabilmeli. Biz de biraz ulaştığımız yerlere bunları söyleyeceğiz. Yine Kürt gençlerinin askere çağrı işine devam etmeliyiz. Bütün eyaletler bu çağrı işini sistemli ele almalıdır. Sık sık bildirilerle çağrı işi ve askerlik şubeleri gibi şubelerle, -kişilik, temsilcilik biçiminde- her eyalet askere çağırma ve askere almayı sistemli hale getirmelidir. Bunlar da ihmal edilmemeli. Yani bütün eyaletler hem düşman askerine hitap eden hem de Kürdistan gençlerine hitap eden çağrıları sistemleştirmeli. Basın-yayın bu konuda rolünü biraz daha iyi oynayabilirdi. Yine basın büroları, Anakarargah adına basın açıklamaları yapabilir. Bence her hafta veya on beş günde bir basın açıklaması yapılabilir. Basın bülteni, haber-enformasyon bülteni yayınlanabilir. Çünkü halk, gelişmelerin izah edilmesini istiyor. On beş günde bir savaş cephesinden haber bültenleri diye yayınlayabiliriz. Kaldı ki, o ajans vardı. Ajansa da verilebilir. Özellikle şehirlere aktarılarak orada hızla dağıtabilirler.
Türk basınının boykotunu biraz daha geliştireceğiz. Zengin tedbirlerle, giderek işlemez duruma getireceğiz ve sürekli hale getireceğiz. Hatta şunu da söyleyelim, bu Türk televizyonu ve benzeri şeyleri de bence artık felç etmek gerekiyor. Halkın bu TV kültürünü de yıkmakta yarar olabilir. Şovenizmi, psikolojik savaşı yürüten bu aracı da işlemez duruma getirmek gerekiyor. Bana biraz halkın bu yayılma araçlarını kullanması doğru gelmiyor. Psikolojik savaş araçlarıdır. Boykot edilebilir veya bu konuda televizyon araçları da engellenebilir. Bunlar bilinen şeylerdir. Yine bu ulaşım hatlarına bence darbe indirilebilir. Birçok noktadan ulaşım kesilebilir. Halk için herhangi fazla bir zarar yoksa -ki savaş durumudur, yollar güvenlikli değil- artık ulaşım hatlarını kesmekte sakınca yok. Devletin bürokrasisi işlemez duruma getirilir, ona devam edilir. Bence savaş kızıştı mı devletin de, ulaşımın da felç olmasında bir sakınca yoktur. Devlet bürokrasisine yönelik de çağrılar yapılabilir. Ve çağrılarda sık sık, kendinizi kanıtlayın, destek olun, özel savaşa alet olmayın, faydalı olun denilir. Artık her taraf az çok harekete geçtiğine göre, oradaki hedeflere iyi yönelinebilir. Özellikle Botan’daki güç artık bence çalışma düzenine geçebilir. Sanırım çok etkili ve sürpriz eylemlerle bunların hareket alanları daha da daraltılabilir. Kuzey’dekilerin de yönelmesi söz konusu olabilir. Yani cephe kızışacak. Bunun getirdiği avantajlar vardır. Özellikle Botan için büyük avantajları vardır. Düşmanın biraz durumuna bakın, yıpranabilir. Yıprandıkça, sonuca gitmek gerekiyor. Böyle haftada bir bakarsın düşmanın durumunda değişiklik var, takviye alır, yorulur, yıpranır, buna göre yönelmeyi geliştirmek gerekiyor. Aslında geniş inisiyatif bizde. Ve standart, tek düze ele almamak gerekiyor. Her şey çok değişebilir. Her şey lehimize de, aleyhimize de gelişebilir. Yani taktikler yaratıcı olmalı. Mesela mağara taktiği… Bir arkadaş, “bize ’85’te söylendi girmedik” diyor. Mesela düşman araziye çıkamıyor diyelim, mağaraya çıkılabilirdi. Karda zaten gelemiyor. Biraz dikkatli düşünülseydi herhalde çadır yerine bunun daha akıllıca olduğunu kestirmek zor değildi. Yani önceden bir şeye yanlış demişsek bunun sürekli yanlış olduğu anlamına gelmez. Bir yerde şöyle barınılmaz demişsek, sürekli öyle barınılmaz demek değildir. Yani tek düze anlamamak gerekiyor. Her gün somut duruma göre -zıt da olsa- doğru olan yanlış, yanlış olan doğru olabilir. Bu savaştır, her şey mümkündür. Savaş, hilesi bol olan bir sanattır, epey hileye başvurmak gerekiyor. Bilinen hususlardır, fakat gelişmelerin hızı göz önüne getirildiğinde, sürekli taktik üretmek lazım. İçerdeki yönetim birimlerimizin yedekleri olmalı, irtibatları olmalı. Geniş bir konsey durumunda olmalılar, bir konsey çalışması esprisiyle hareket etmeliler. Tek düze değil. Tek kişilik yönetimler yerine, danışması bol, toplantı düzeni en az yakın çevresiyle yürüyen, müdahale grupları olan gerçek bir karargah yönetim düzeni olmalı.
O birimler de gittiğine göre, Garzan birimi daha çok III. Bölge birimidir. III. Bölgeye oturtmaları gerekiyor. Onu daha önce açtım, yeniden açmayacağım. Fakat hassas bir alandır. Sanırım kolay buluşabileceklerdir. Biraz hazırlıklarını yetkinleştirsinler. Yalnız kanallar açık tutulsun. Bence Çırav üzerinden o III. Bölge ile irtibatlı olsunlar, irtibatlarını eksik kılmasınlar. Yine Garzan’ın IV. Bölgeyle de ilişkisine çok dikkat etsinler. III. IV. ve Garzan’ı birleştirmek gerekiyor. Batman, Kurtalan’ın da değişik, biraz böyle gerillaya benzemeyen fakat küçük birimlerle kontrolü önemlidir. Sanıyorum uygundur, köyler elveriyor buna. Üçer kişilik, ikişer kişilik kontrol birimleri ovada çalışmalıdır. Öyle bir bölge yönetimine gitmek, orayı bir bölge yönetimi olarak geliştirmek gerekiyor. Daha önce belirtilen hususlardır.
Mardin ile de irtibat önemli tabii. Katılımları gelişebilir. O katılımları hızla çekmek, onları sık sık denetlemek önemlidir. Onlarla da diğer eyaletlerin bağlantılarını geliştirmek önemlidir. O ellerindeki araç gereç fazlasını uygun alanlara çekmek önemlidir. Halkın elinde de var. Bu hususları sık sık denetlemek gerekiyor. Kendi haline bırakılmaması gereken bir alandır. GAP grupları ulaşırsa, GAP’ın esas tarzı imhalık eylemlere girişmek yerine dağlık alanlardaki faaliyetlerini biraz daha derinleştirmektir. Çünkü o anlaşılıyor, o yol kesmeler, biraz onların aleyhine olabilir, kaldıramayabilirler. Çalışmaları daha da derinleştirerek düzenlemeleri, sanırım önem taşıyor. Ona da epey dikkat edilmesi gerekir. Biz de irtibat kurmaya çalışırız. Belirttiğim hususlar tekrar edilen hususlardır. Ve fakat konunun hassasiyetinden ötürü her gün yeni durumların ortaya çıkacağı hususlardır. Temel yaklaşımlar böyle söylenebilir. Selamlar başarılar.
———– o ———-
—.: (…) Bu söylediğiniz haberleri aldık. Daha çok işin öz gidişatına uygun durumları biraz öğrenmek istiyorum. Sanırım halen fazla bir gelişme hattına girilmemiş oluyor. Herhalde halen öyle güçlü darbeler söz konusu değil. Bilemiyoruz arkadaşlar neyle uğraşıyorlar.
Bu arada Güney’dekilerden de aynı şekilde farklı bir durum çıkmıyor. Bilakis KDP’nin adım adım sızması söz konusu. Şimdi biz burada zaten sonuçlandırıyoruz. Büyük bir ihtimalle yakında bazı yeniliklerle birlikte taşınılma işi gelişir. Bize gelişmenin temposu biraz ağır geliyor. Bu kadar hazırlıktan sonra belki pratiğe yönelme tam olmadı, ama yine de bir yığın taktik darbeler vurulabilirdi. Sanırım mevcut gücün tam harekete geçirilemediği, bu gücün eski anlayışlar temelinde götürülmesi söz konusu. Artık biz burayı mesele yapacağız. Tutuculuk var gibime geliyor. Geleneksel avare yanı ağır basan bir pratik söz konusu. Tabii günlerin hassasiyeti göz önüne getirildiğinde, bizim açımızdan zamanın değerlendirilmesinin önemi çok açık. Artık birimler bunun ne kadar bilincine ulaşmış bilemiyoruz. Yine zeminlerin yakalanmasının ne kadar önemli olduğu, bunu ne kadar bilince çıkarttıkları, savaşı yürütme gücüne ne kadar ulaştıkları, ne kadar yaptıkları aslında gerçek boyutlarıyla belli değil. Herhalde önemli oranda köklü bir anlayışın eskiden beri sürüp gelen bir anlayışın varlığı söz konusu. Mevcut hassasiyeti görerek yüklenmeler, hamleler, yenilikler fazla gelişme kaydetmiyor sanırım. Veya henüz bu konuda aşamanın ruhuna uygun olarak yönelimler ifade olmuyor. Burada biraz daha tartışacak ve buradaki yapıyla birlikte de taşırmaya çalışacağız. En çok da vurgulamak istediğimiz, savaşta bir tutuculuk yaşanıyor. Savaş tarzımızın kökten gözden geçirilmesi gereği var. Bu arkadaşlar halen nasıl savaşıldığını bilmiyor sanırım. Anlayış olsun, uygulama olsun mevcut hazırlıklarımızın, potansiyelimizin çok gerisinde bir durum var aslında. Gerçekten de yaklaşım genel düzeyde kalmıştır. Genel değerlendirme, genel tespitler, uygulama inceliklerine, uygulama imkanına henüz yaklaşılmış değildir. Gerçek uygulama gücümüz aslında kestirilemiyor. Gücümüzün gerçek uygulama kabiliyeti nedir, neyi kazanabilir? Bu fazla üzerinde durulmayan bir husus. Çok genel bir eylem anlayışı var. Her ne kadar planlamada biraz bahsediliyorsa da, buna uygun pratik adımları çok yetersiz. Alan koparma, ki aslında biz düşmandan daha fazla alan tutabiliriz. Hatta bizim hareketlilik durumumuz, düşmandan hem fazla alan tutmaya, genişletmeye ve hem de düşmanı giderek daraltmaya müsaittir. Tam tersine halen birçok birim pasif savunmayı yaşıyor. Bu, mevcut gelişme seviyesine göre geri bir durumdur. Arkadaşlar tarafından sanki dışardan gelmiş bir yabancı kuvvet gibi, işgal edecekmişiz gibi bir tutumun içinde kalınıyor. Belki eskiden az çok bunun bir anlamı vardı, ama bu kadar pratik, bu kadar güç olayından sonra, halen olaylara böyle bakmak önemli bir sağ yaklaşımdır. Düşman bile bunu beklemiyor. Aslında düşmanın tedirginliği, korkusu fazladır. Onun tutmak istediği alan sınırlıdır, kabul ettiği alan da sınırlıdır. Değerlendiremeyen bizim durumumuz oluyor. Alan tutma, giderek alan genişletme ve özellikle de tahkim etme. Bu da pratik bir yürütme sorunu oluyor. Yürütmede düzeltmeyi buradan köklü yapmak gerekiyor. Pratikte artık gün be gün, günün 24 saati pratik uygulama düzeyini gözden geçirmek önemlidir. Artık savaşarak eğitim, eğiterek savaştırmayı kendi içinde yürütmek lazım. Kamptan kampa aktarmak artık risklidir, tehlikelidir ve gereksizdir de. Artık savaş içinde her şeyi halletmek, eğitim de, örgütlenmek de kaçınılmaz oluyor. Yani yeni aşamanın dayattığı plan vardır. Yönetimler bu konuda herhalde geri düzeydedir. Bazı bölgeler daha da geriyi yaşıyorlar. Gerçek avantajlarla dezavantajlar görülerek değerlendirme içine girilmemiş olunuyor. Bu son devre vasıtasıyla bitirmek istediğimiz budur.
Buranın üzerindeki baskı biliniyor. Biz sanırım biraz değiştireceğiz burayı. Daha değişik hareket edeceğiz. Ve buraya da fazla ağırlık vermeyeceğiz. Bu, geçen senenin de bir kararıydı. Bu sağlıksız oluyor, çünkü hep bel bağlama gibi bir duruma yol açıyor. Hep hazır kadro alanı olarak görme, hep burayı gözetleme, hep buraya göz dikme. Bunlar bir yığın sağ yaklaşıma, kendini tam verememeye yol açıyor. Bir de uluslararası durumlar vardır. Yani belirleyici olmasa da, bu nedenle daha çok iç olayı geliştirme, herkesin gözünün içini gelişmeye dikmesi lazım. Bunun üzerinde duracağız ve sonuç almaya çalışacağız. Şimdi o bahsettiğiniz sorunları biraz öğrendik, fakat KDP’nin o alana sızması pek makul değil. Mevcut gücümüzün nitelikleri göz önüne getirildiğinde fazla böyle olmaması gerekiyor. En azından bir dostluk temelini kabul etmeleri lazım. Oraya gelen köylüler dostluğu esas alarak gelebilirler. Bunlar ülkeyi bırakıp kaçtılar, kendi elimizle teslim etmenin bir anlamı yok. En azından dostluğu esas alan bir gelme olursa bizimle ilişkilerini dostluk içinde kabul ederlerse kabul edebiliriz. Aksi halde sorun çıkarmak gerekir. Şimdi, KDP’nin sinsilikleri biliniyor. Bunun ardından ikinci bir adım daha atarlar. TC ile her türlü ilişkiye girerler, onlar da hududa yığıyor, diğerleri de. Birleştirip kıskaca alırlar. Açık ki bu konuda sorun çıkarmak gerekiyor. Sessizce geçiştirilecek günler değildir. Şimdi o korucu odakları da bilemem yani, sanırım bir-iki köyü artık çok yönlü baskıya, çok yönlü ablukaya alabiliriz. Birçok yöntemle vurmak mümkündür. Halen bunları öyle ciddi bir mesele olarak önümüze sürmenin anlamı yok. Mevcut güç birçok hedefi vurabilirdi. Eğer koordine, düzenleme tam olursa bu aşamadan sonra bunların öyle fazla ayakta kalacağını sanmıyoruz. Hiç şüphesiz arkadaşların belli bir hazırlıkları var, belli bir şeyler yürütmek istiyorlar. Fakat bu eleştirileri de göz önüne getirmeleri gerektiği açıktır. Eleştirilerden de öteye aşamanın özelliklerine cevap veren bir yürütmenin gereği açık. Eğer dönem lehimize kazanılmak isteniyorsa bu kesin böyledir. Varolanla, sıradanlıkla yetinemeyiz. Bu, giderek karşıt güçlerin hak etmedikleri gelişmelere yol açar, onlara fırsat tanımaya da götürür. Evet, sizin bazı özellikle Botan alanlarıyla bunu biraz görüşmekte yarar vardır.
Biz o raporları biraz okuduk. Az çok anlayışları biliyoruz. Ve onlara karşı, böyle genel bir takım değerlendirmeler yapabiliriz. Bilemem, yine yaşanılan pratik nedir? Özellikle son birimlerin içine yöneldiği durumlar nedir? Zorluklar, avantajlar nedir? Genel de olsa iletilebilir. Kısaca bunları vurguluyorum, anlaşılıyor mu? Tabii bu diğer eyaletler var, ben görüştüm. Amed’le de, Garzan’la da görüştük. O So. falan fazla sorun teşkil edecek durumda değildir. Sanmıyorum, öyle ciddi bir şey fazla çıkmaz, fakat öyle ileri düzeyde bir rol de oynayamaz. Giden grup artık sanırım düzenler. Öyle kişileri mesele yapmanın da devri geçmiştir, onu da söyleyeyim. Yani bir kişi şöyle sorun oldu, böyle sorun oldu diyerek kendimizi avunduramayız. Sorunlar artık kişileri aşmıştır. Bu kadar güç var, kişi var. Onlar görevlerine sahip çıkarlarsa hiçbir sorun teşkil etmezler. Doğru yaklaşabilecekler mi, görevlerine doğru yaklaşım gösterebilecekler mi? Bu önemlidir. Mardin için de aynı şeyler geçerli. Tüm ikazlarımıza rağmen bildiklerini okumuşlardır. Tabii bunun da sonuçları bellidir. Güneybatı da öyledir. Yani bu arkadaşlar bildiklerini okuyorlar, ama çok kötü okuyorlar. Ve basit köylü kurnazlığına kendi kendilerini kaptırmışlar. Tabii oldukça zarar veriyor bu anlayışlar. Biz bunları çok önceden gördük, eleştirdik, doğruyu da gösterdik. Lakin karşımızdaki kişilikler gerçekten bizden uzaklar. Öyle katılaşmış kendi köylü kurnazlıklarıyla böyle seviyesiz, dengesiz tutumlarını partinin yetkisine dayandırarak kemikleştirmişler. O çıkıyor ortaya. Biraz kurnazlık, biraz partiyi oyalamayla sonuç almak istiyorlar. Bu, mümkün değil tabii. Bazı öğelerimiz durumu kurtarmaya çalışıyor. Tabii kendilerini aldattıkları örneklerle ortaya çıkıyor. Fakat olan da partiye oluyor, halka oluyor. Doğrular söylenmiş, imkan olanaklar da verildi. Fakat kötü kullandılar, kötü kullanıyorlar. İyi hesaplar değil bunlar. Artık gerektiği zaman hesap da soracağız. Bunları vurguluyorum. Kısaca sizi dinleyelim.
D…: (….)
—.: Demin de biraz açmak istediğim husus buydu. Ve henüz bu, hem anlayış olarak hem de uygulama olarak arkadaşlara hakim olmuş değil. Birkaç genel eyleme göre yapıyı hazırlama muazzam zaman kaybına yol açar. Ve hatta kayıplara da yol açar. Çünkü düşman bu eylem planlarını biliyor. Ona göre de savunmasını alıyor, mayınlar bunun için dökülüyor. Geçen yılki kayıplar da bunu biraz böyle ortaya çıkarmıştır. Daha yoğun, daha kesintisiz, daha basit, karmaşık ve çok daha çeşitli yönlerden saldırılmalı. Yani böyle gözünüzü bir-iki alana dikmeye de gerek yok. Bu dönem bunları kaldırabilir. Taktiği böyle zenginleştirmeleri, zamanı da fazla harcamamaları gerekir. Bugün bir Karabağ’a bakın, evet belki karşılaştırma abartmalıdır, gereği yok denilebilir, ama yine de kar kış demeden köyler işgal edildi, kasabalar işgal ediliyor, çatışılıyor, bırakılıyor. Yani bize de lazım olan tempo biraz böyledir. Savaşta tutuculuk dediğimiz olay kendini biraz böyle gösteriyor. Tabii o biçimlerde bu birliklerin, alanların üzerine gidilmez. Ama tarzımızın da epey tutuculuk içerdiği açık diye düşünüyoruz. Bu, hem anlayış düzeyindedir hem de uygulama düzeyinde. Aslında anlayış gelişmelere açık olmakla birlikte çeşitli zengin, sürekli bir uğraş meselesi haline getirmeme, biraz şematik kalma, işi genel kararlara, genel şemalara bırakarak yürüme ve böylece kendini günlük olarak fazla yormama ortaya çıkıyor. Mesela bu konularda günlük olarak her an taktikler, yönelimler değiştirilebilir. Ama üç ay bir eylem planına göre kendini hazırlarsan, gücü buna göre dolaştırırsan ve düşman da bunu bilir, tedbirini alırsa bu ne anlama gelir? Birkaç ayın boşa gitmesi anlamına gelir. Şimdi aslında birçok birimimizin başına gelen budur. Bu çeteler için de öyledir. Aslında uzun süre görüşme, şu etme, bu etme denildi, zaman kazanıldı. Ve adamlar da öyle pek hizaya gelmediler. Demek istediğim zamanı iyi kullanma, gücümüzü iyi kullanma bir sanattır. Niyetleri iyi de olsa, iş yapma isteği de olsa, becerikli olamamaları, çeşitli tedbirleri peş peşe geliştirememeleri arkadaşları verimsiz bırakıyor. Bu, eğitim için de geçerlidir.
Adaylar yığılacak, bundan sonra daha da yığınlaşırlar. Şimdi bunlara büro oluşturulur. Hemen her bölge bunlar için bir büro geliştirebilir. Yeraltı, uygun üsler var, bunları hızla oraya aktarıp hiç olmazsa geçici olarak silahı kullanması, eğitim ve biraz yurtseverlik öğretilebilir. On-on beş gün yeterlidir. Böyle ilk eğitimi vermeden alalım oradan oraya götürelim, bir-iki ayı yutar ve bu da bütün birimleri hantal hale getirir. Ama küçük bir birim dediğim gibi eğitim bürosu, küçük bir kurye grubu bunlarla uğraşabilir. Yani gücün onda birini versek yeterlidir. Birimleri önemli oranda bunlarla uğraştırmanın anlamı yok. Geçmişte bunlar yaşandı. Sanki bunlar birbirlerinin aleyhinde sorunlarmış gibi ele alındı. Geçen yıl işte güç çok yığıldı diye aylarca beklenildi. Mesela Do..’gillerin pratiğinde kendilerini de atıl bıraktılar. Halbuki bence eğer koordine, iş bölümü doğru götürülseydi ne kadar savaşçı gelirse, bu bizim için iyi bir şeydir. 15 günlük eğitimlerle birçok alanı bunlarla güçlendirmek mümkündür. Geçici olarak bunlara deneme fırsatı vermek mümkündür. Böyle yaratıcı yaklaşılmıyor demek istiyorum. Yeni gelenler sanki yükmüş gibi görülüyor. Yaklaşmasını bilmezsen tabii ki yük olur. Planlama, özellikle ilk eğitim, ilk denemeler peş peşe zamanlamaya tabi tutulmazsa, yine onları yararlı kılma sağlama alınmazsa, yük olur tabii. Ve bu da birlikleri hantallaştırır, ağırlaştırır. Aslında uygunca üzerinde durulursa bunların da aşılmasının yolu vardır. Artık ülke içi imkanlar buna yol veriyor. Demek istediğim, genel yaklaşılıyor, formel yaklaşılıyor, henüz geldiğimiz aşamanın avantajları biraz iyi göz önüne getirilmiyor. Birçok eski anlayışlar birimlerde etkili oluyor. Bu da yaratıcılığı, fırsattan yararlanmayı önlüyor. Tekrar vurgulamak istediğim hususlar bunlardır. Bundan sonraki yönetim, özellikle karargah yönetimleri bu konuda işlevini görmeli. Denetimlerini ve taktik önderliği böyle oturtmaya çalışmalılar. Hemen her gün yoklayarak sınayarak günlük yürütmeye, günlük pratiğe hakim olmayı bilmelidir. Artık bundan sonra temel sorun budur, anlayış değildir. Aslında diğer genel ihtiyaçlar, genel sorunlar da değildir. Onların hepsi büyük oranda halledilmiştir. Bunları tekrar vurgulamamın nedeni, birliklerin henüz buna ulaşmaması, birçok birimimizin oldukça avare dolaşmasıdır. Biraz irtibatlar eksik sanıyorum. Zamanında irtibatları hızlı geliştirme sanırım biraz olmuyor. Bazen ayları alıyor ki, onu düzenlemek, birçok ara irtibatı oturtmak gerekiyor. Biz daha önce de bunu söyledik. Bu aşamada irtibat çok önemlidir. Bence irtibatların günün 24 saati yürümesi mümkündür. Gerek telsiz olsun, gerekse değişik düzeylerle, işaretleşmelerle onu biraz daha geliştirmek gerekiyor. Bundan sonra daha çok bu sorunlar üzerinde durulabilir demek istiyorum.
Şimdi bu KDP, bunlar öyle fazla üzerimize gelecek durumda değiller. Bunlar gerillaya dayanmaz. Daha önce söylediğim iki şey vardı, savaşı, devrimci savaşı Güneylileştireceğiz. Onun da yolu ulusal bağımsızlık sloganıyla yürüyeceğiz üzerlerine. Eğer gelirlerse bu ad altında savaşılabilir. Onlar hiçbir zaman bu konuma da kolay gelmezler. Eğer ciddi açıklar verilmezse, bizden ancak af dileyebilirler. Onların içine gireceği süreç budur. Yalnız şantajlarına, entrikalarına zamanında çok ustaca cevap verilirse bu böyledir. Onları yıldırmalı, sindirmeliyiz. Aslında bunun yolu yöntemi vardır. Fakat böyle bir Kuzey-Güney çelişkisi biçiminde değil, bir çizgi, bir ulusal kurtuluş meselesi olarak giderek birliği, ülkede bütünleşmeyi dayatarak sanırım sonuç alınabilir. Anlayış olarak biliniyor da, gidenler, çalışanlar bunu fazla hayata geçiremiyorlar. Bunu da denetlemek önemlidir.
(…)
Sanıyorum bu tıkanma şimdi bütün birimleri meşgul edebilir. Çünkü düşman geçen yılki darbeleri fark etti ve önlem aldı. Şimdi bunun yerine eski anlayışta ısrar edersek, işte böyle ya avare kalınır ya da kayıplar yaşanılır. En önemlisi, bence düşmanın garnizonlara çekilip kendini korumayı ve ülkede kalmayı esas aldığı anlaşılıyor. Buna göre bizim özellikle sivil alanlara, yani yerleşik köy, şehir alanlarına yönelmeyi yoğunlaştırmamız gerekiyor. Yine arazinin bütün önemli noktalarını tutmayı esas almamız gerekiyor. Aslında tam siyasi denetimi sağlayabilirdik. Düşmeyen birçok köy varsa düşürülebilirdi. Yani karakol düşürülemiyorsa, herhalde bazı köyler düşürülebilir. Bu köy düşürme işi aslında bir türlü doğru anlaşılamadı. Bu aynı durum şehirler için de geçerli. Çok iyi donatılmış taburlara, karakollara yönelme, aslında biraz zor, ama diğer yerler için aynı şeyler söylenemez. Birçok arkadaşın da plan anlayışında bu yok. Böylece binlerce güç boş kalıyor. Tabii diğer şeyler de var. Yani arazi tutmalar, yol kesmeler, düşmanın irtibatını kesmeler, yine onun zayıf noktalarını yakalamalar olabilir. Bunlar hep önemsiz görüldüğü için ciddiye alınmıyor. Hep önemli, büyük eylem diye vakit geçiriliyor. Bu da kayıplara yol açıyor. Mayınlama da budur, kendilerinin yerleşim düzeni de budur. Ve bilemiyorum, sanırım planlamamızın en önemli yanılgısı burada. Bunun yerine mevcut gelişmeleri gören ve sık sık yeni planlama öyle yapılmazdı ki. Genel perspektifler belirlenir, günlük olarak değiştirilecek hususlar vardır. Arkadaşlar da bu anlayıştan yoksun ve yüzlerce, binlerce güç boş kalıyor. Bir yere takılıyorlar. Halbuki o arazide, o hareket tarzı hayli geri bir durumu ifade eder. Mevcut hazırlık düzeni, donanım düzeni, bu çalışmayı, bizim şu andaki hareket tarzımızı oldukça geri kılıyor. Ve sanıyorum geliştiremiyorlar. Yani böyle avarelikten kendilerini kurtaramıyorlar. Ve bu, muazzam bir enerjinin çarçur edilmesidir, bu kadar fedakarlığın boşa gitmesidir. Bu hususlar var. Bilemiyorum, niye böyle yapıyor bu arkadaşlar? Gözlerini birçok hedefe dikemediler. Çok zengin bir hedefler listesine niye ulaşamadılar? Aylarca bir-iki eylemle oyalanmanın bizimle, çalışma tarzımızla ilgisi yok, olmaması gerekirdi. Yani hareketin önderlik tarzı bunu kaldıramaz. PKK Önderlik tarzı bu tip yaşamayı götüremez. Özellikle komuta, birlik sorumluları bu gerçeklerin hiç de farkında değiller. Birlikleri aylarca atıl bırakma çok normal karşılanıyor. Ve hatta bu yüzden birliklerin bünyesinde yozlaşma gelişiyor. PKK bunu kaldıramaz ki! Birçok birime hakim olan durum budur, onu da söyleyeyim. Bunu ne halk kaldırabilir ne de biz kaldırabiliriz. Ama komuta düzeyi gafil, hatta istismarcılık var. Partinin yetiştirdiği savaş gücünü birçok komutan aslında kendini korumak için kullanıyor. Bu eski sağ bir anlayıştı, bu biliniyor. Ta ’82’lerden beri basit köylü küçük burjuva devrimciliğinin içine girdiği sağ anlayıştır. Şimdi bu da çok yaygın yaşanan bir durum. Bu yırtılmadan savaş geliştirilmez. Biz kaldıramayız. Mevcut uluslararası olsun, ülke içindeki siyasi durum olsun, bu tip komuta önderlik anlayışını kabul etmiyor. Yani halkın kararlaştırdığı katılmaya, bütünüyle göğüslemeyi kabul ettiği mücadele gerçekliğine, bu önderlik düzeyi yetmiyor. Özellikle komuta düzeyi savaşı geliştiremiyor. İyi niyetli de olsalar, anlayıştaki tutukluluk, plan geliştirememe veya sık sık gözden geçiripyeni yöntemlerle hedeflere yönelememe aslında birimlerin de bünyesini kemiriyor, savaş isteğini kırıyor. Ve bu da bunalımlara, kaçışlara yol açıyor. Burayı şimdi böyle değerlendirmek gerekiyor. Bizim bütün çözümlemelerde dile getirdiğimiz buydu, ama komuta düzeyi halen kendini aşamamıştır. Bu önemli, bunu bütün birimlere aktarmak gerekir. Hatta bunu, bu talimatı, bu ana perspektifleri bir yönerge biçiminde de hazırlamakta yarar var. Özellikle -dediğim gibi- tıkanan eski plan anlayışı yerine yeni plan anlayışında değişiklikler, yenilikler biçiminde sunulabilir. Halkın devrime kalkışı bu anlayışlar yüzünden darbe yiyor. Darbe yiyor ve bizi de epey zorluyorlar. Bizim hazırlık düzeyimiz, ilişki düzeyimiz bunu kaldırmıyor. Aslında bu birçok alanda geçerli. Savaşın gelişmesini komuta düzeyi daha fazla sağa yönelme, daha fazla şekilciliğe yönelme, daha fazla kendini koruma gibi anlıyor. Bu açık. Böyle sağcılığı körüklemek eskiden o Ab.’gillerde görülmüştü. Ona benzer şeylerdir. Biz bu anlayışlarla şimdiye kadar mücadele ettik. Bu arkadaşlar, -dediğim gibi- günlük olarak taktik değişikliği sağlayamıyorlar, günlük olarak taktik üretemiyorlar. Ben inanmıyorum ki başka hedefler gelişmesin. Her gün vurulacak yerler, her gün ele geçirilecek ilişkiler, her gün denetimin yoğunlaştırılacağı arazi vardır. İkide bir karakolların etrafında dönüp durmanın -ki bu biçimde karakollar zaten hazırlıklıdır, zaten her türlü tedbirini almışlar- gereği yok. Bu bizi kayıplara götürür. Şimdi bu çok bariz bir şey. Birçok birime hükmeden bir anlayıştır. Kısaca bu plan anlayışının kökten gözden geçirilmesi gerekiyor. Ve bir de bu işler biraz tesadüfe bağlıdır. Fırsat bulundu mu vurulacaktır. Sürprizlerle doludur bu savaş. Ve bir de illa tutulacak yerler varsa, bunlar yerleşik köy birimleridir. Köyleri ele geçirmeyi, köylerde denetim kurmayı yeni bir anlayışla ele almak gerekiyor. Bu konuda da muazzam bir yetmezlik var. Gücümüzün çok çok gerisinde bir durum yaşanıyor. İster korucu köyleri olsun, ister dost köyleri olsun yeniden denetim altına almanın gereği var. Biz, köyleri tam denetim altına almış mıyız, almamış mıyız, belli değil. Bize mi çalışıyor, düşmana mı çalışıyor belli değil. Bir korucu köyü, bir karakol gibi değildir. En az bunları düşünebilir insan. Bu da belli değil. Yollar vardır, aslında yolları tamamen durdurmak mümkündür. Halen pusulanacak bir sürü düşman gücü, tutulacak birçok arazi noktaları var. Komuta kademesi ana birlik adı altında ediliyor. Partinin kadro gücü, bilinç gücünü böyle daraltıyor ve bu da bunalıma yol açıyor. Biz bu bunalımı aşmak için bütün ağırlığımızı ortaya koyduk. Aslında komuta düzeyi bunun farkında değil. Şimdi bu hususlar daha da açılmaya değer hususlardır. Ne halk ne de bizim çalışma tarzımız bunu kaldıramaz. Artık bu arkadaşlarımız, ya savaşı geliştirmeyi bilecekler ya da en azından önü açık tutacaklar. Bu anlayışımıza işlerlik kazandıracak yeniden örgütlenmelere ağırlık vermelisiniz.
Bunları belirtebilirim. Hepinize selamlar, başarılar
Parti Önderliği
12 Mayıs 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 15 MAYIS 1992 TARİHİNDE FAALİYET ALANLARINA TALİMATI
(…)
—.: Açıklığa kavuşturulması gereken hususlar veya olası tıkanma durumlarına ilişkin, pratikte ortaya çıkan durumlara ilişkin bir şeyler söylenebilir mi? Bizzat pratik, taktik düzenlemeler konusunda, özellikle düşmanın tedbirliliği göz önüne getirildiğinde bir şeyler söylenebilir mi? Biz daha çok bu konuyu işlemeye çalışacağız genel durumlara bakarak. Evet…
D…: Şimdi ben bu konuda, biraz düşüncelerimi belirteyim, diğer arkadaşlar da belirtebilir. Görebildiğim kadarıyla düşmanın izlediği biraz ’89 taktiğidir. Daha çok çarpışmalara çekme, çarpışmalarda darbe vurma, hem de böylelikle bizi eylem durumundan alıkoyma taktiği, inisiyatifi böyle ele geçirme isteği var. İzlediği taktik budur. Bu açıdan çarpışmalara fazla girmemek gerekiyor. Daha çok saldırı geliştirmek gerekiyor. Eğer bu geliştirilirse, onların bu taktiği boşa çıkar ve inisiyatif tamamen bizde olur. Benim belirteceğim budur.
—.: Diğerleri, evet…
D. Sıpi: Arkadaşların belirttiğine ek olarak ben şunu belirtebilirim: Ayrıca düşman özellikle şehir merkezlerine de yükleniyor. Kırsalda zaman zaman büyük operasyonlar yapma taktiğini izliyor. Tabii bunda tek amaç, güçlerimizi kendi denetiminde çatışmaya çekmek. Ayrıca da güçlerimizi bir takım operasyonlarla hareket yönünden durdurmak istiyor.
(….) Dolayısıyla düşman o taktiği fazla uygulamayacak. Bunları belirtebilirim.
—.: Şimdi biz bu değerlendirmede düşmanın bu son hükümet dönemindeki saldırılarının sonuçlarını göz önüne getiriyoruz. Ayrıyeten hazırlıklarımızın durumuyla birlikte mevsimin de elverişli hale gelmesinin önümüzdeki dönemin taktik düzenlenmesini nasıl etkiler, bunu açıklığa kavuşturmak amacını gütmektedir. Gerçekten bizde zamanında değiştirilmesi gereken taktik tavrı çok sonraları akla getirmek gibi bir geriden yaklaşma vardır. Biraz bu tehlikeyi de göz önüne getirerek konuşacağız. Ayrıyeten soyut, şematik bir plan anlayışı var. Buna fazla takılmanın sakıncalarını biraz daha değişken hareket etmek zorunluluğu, böyle bir plan anlayışının aşılması gerektiği düşüncesine de ulaşıyoruz. Bu hususlara da biraz açıklık getirilecek. Bunun yanında halen yapının rahatlıkla geliştirilebilecek düzenlenmesine gelememe, ısrarla aşılması gereken düzeyleri sürdürmenin anlamının ne olduğunu, neden kabul görmeyeceğini belirlemeye çalışacağız. Bunlara açıklık getirmek amacıyla bu konuşmayı düzenliyorum. Şimdi biz, bütün yapıya seslenmeye çalışacağız. Yazılı hale de getirilir, sözlü olarak da iletilebilir. Hem eğitim amaçlı ve hem de perspektif-talimat biçiminde bir değerlendirmedir
Ordumuzun Değerli Tüm Komuta Düzeyine ve Savaşçılarına!
Demirel-İnönü hükümetiyle birlikte özel savaş yönetiminin gereksinme duyduğu, daha geniş bir kamuoyu destekli ve siyasi iradeyi sonuna kadar arkasına alma biçiminde bir yönelimine ve onun çok yönlü saldırılarına ’91’in sonlarından beri tanık olmaktayız. Gerçekten özel savaş yönetimi bu konuda biraz daha kamuoyu desteğine ihtiyaç duyuyordu. Bir de istediği gibi kullanabileceği bir siyasi iradeyi mevcut hükümet sınırlı da olsa sağlamış bulunuyor. Ve bildiğimiz daha artan saldırıları devam ede gelmiştir. Bunun için gerek uluslararası alandaki diplomatik silahı kullanması ve gerekse iç politikadaki çatlaklıkları gidermesi biçiminde bir siyasi iradeyle güç almaya çalışmış, ayrıyeten teknik donanımını daha yoğun bir biçimde kullanmayı esas almıştır. Mevsimin de dezavantajlarını kullanmak istemiştir. Bildiğiniz gibi, Güney’li işbirlikçi güçleri birçok tavizler karşılığında kullanmak istemiştir. Yine en son Suriye, İran gibi ülkeleri etkilemek istemiştir. Demirel’in gelişiyle 2 aylık süre içinde önemli sonuçlara ulaşmayı, kendilerine göre ya teslim alma ya da ezmeyi amaçlamışlardır. Mevcut yönelimin özü budur. Buna partimizin sosyalizme bağlılığı, yine Türkiye’nin temel devrimci-demokratik hareketi olarak işlev görmesi de eklenince çıkarları bundan bozulan birçok çevrenin, özellikle ABD’nin Ortadoğu’daki düzenlemesinin karşısında partimizin yer alması, yine Avrupa’nın Türkiye’ye yaklaşımlarının sonuçsuz bırakılması eklenince daha da boy hedefi haline getirilmemiz söz konusudur. Mevcut gelişme, onları böyle hırçın bir tutum içine çekmiştir. Yine özellikle Kürt işbirlikçilerinin bir beklentisi ortaya çıktı. Barzani’nin Ankara ziyaretiyle birlikte muhtemelen PKK’nin ezilmesi, ezilme sonrasının işbirlikçi Kürt partisi, böylece sahte Kürt reformlarının rahat uygulanması planlanmaya çalışılmıştır. Bu şekilde işbirlikçi yönelimini de hızlandırmaya çabalamışlardır. Ama gelinen nokta kendilerinin istenildiği gibi başaralı olamadığını, olamayacağını göstermiştir. Zaten başka türlüsü de beklenemezdi. İçinde bulunduğumuz günler bir anlamda hükümetin özel savaş politikalarının sınırlı bazı darbeler dışında tam hakimiyet sağlamaktan uzak olduğu, zorlandığı, ama politikasında da ısrar ettiği gibi bir durumun söz konusu olduğunu göstermektedir. Parti hazırlıklarımız açısından ise esas itibarıyla eğitim hazırlıkları, güç toparlama ve Newroz’la birlikte kitle nezdinde sınırlı bir açılım esas alınmıştır. İstenildiği gibi olmasa da kitlesellik ve çekirdek öncü kadro çabaları ve savaşçı eğitimi ileri düzeye dek sağlanmaya çalışılmıştır. Bazı istenmeyen yetersiz gelişmeler dışında ciddi bir atılımı başlatabilecek bir seviyeye gelinmiştir. Her ne kadar birçok eyalet, hakkıyla bu süreci yaşamasa da, -özellikle Dersim, Güneybatı, Serhat, hatta Amed gibi- bu seviyeyi tam tutturmasa da, savaşa yön veren merkezi çalışmada süreci kendi inisiyatifi altında yürütecek imkan olanaklara kavuşmuştur. Ve fakat henüz oldukça düzenlenmiş, biçim kazanmış net bir ordulaşma ve onun hareket tarzında kendini ispatlamış olmaktan uzaktır. Bazı gelişmeler olmakla birlikte düzenleniş, yönetiliş ve özellikle de taktik eylem hattı gücümüzün seviyesinin çok gerisinde olduğu, bunu karşılamadığı yaşadığımız diğer bir can alıcı sorunumuz oluyor. Bu temel gerçekler ışığında önümüzdeki sürecin üzerine kesinkes yürürken gerçekçi olmaya büyük ihtiyaç vardır. Daha da özetlersek, düşmanın siyasi denetimi zayıflamıştır. Bu konuda “şeffaf” politikasıyla sonuç almak bir tarafa, daha da etkisini yitirmiştir. Askeri anlamda da etki alanları genişlemek şurada kalsın, daha da daraltılmıştır. Psikolojik savaş yöntemlerine bakılmamalıdır. Her iki alanda da belli bir daralmayı ve tecridi yaşamaya devam ediyor. Bunun yanında bizim siyasal tabanımızda genişleme, bağlanma vardır. Yine askeri etki alanlarımızda da genişleme ve derinlik vardır. Bunları da saptadıktan sonra yapılması gerekenin özüne ineceğiz.
Biz bu koşulları oldukça değerlendiren düzenleme kadar, yani gücümüzün örgütlülüğü kadar, harekete geçirilmesinde bir tutukluluk, tıkanıklığı aşıyoruz. Geçmişte de oldukça çok yaşadığımız durumlardır. Mevcut gücümüz gerçekten cesaret ve fedakarlık düzeyiyle, donanım ve komutasıyla neye kadirdir, neyi sağlayabilir? Bu, göz önüne getirilerek bir savaş tarzına, bir hareket tarzına yönelinmemiştir, Avare-asi pratiği dediğimiz birliklerin boş gezinmesi ve daha çok da düşmanın istediği savaş içine çekilmesinin -ki bu, savaşta kendiliğindenciliktir- sonucu anlamsız kayıplardır. Eskisi kadar olmasa da halen etkisini sürdüren bu tutum, alışkanlıklar var. Mevcut gücümüzün ve onun örgütlülük düzeyinin ne kadar verimli sağlandığı, üzerinde her gün durulmaya değer bir husustur. Bir birlik, bir alan için, karşısındaki hedefler için, sayısal olduğu kadar niteliksel olarak da uygun mu? En iyisi sağlanmış mıdır? Genel açıdan bütün birlikler için bu konuda kılı kırk yarancasına bir birlik düzenlenmesinin sağlandığını söylemek zor. Sanırım sayı kadar nitelik, komuta kadar yapının düzenlenişinde birçok birim açısından yetmezlikler, yerinde olmayan düzenlenişler vardır. Nerede, ne kadar alanda, ne kadar sayıda ve nitelikte birim gereklidir? Ve bu birimlerin alanlardaki düzenlenişi, yerleşiği, mevzilenişi günlük, haftalık, aylık olarak ne kadar gerçekçidir? Bu sorulara bağlı olarak lojistiğinden tutalım hedef belirlemesine kadar, birimler paralel bir biçimde dengeli olarak yürüyor mu? Yine kendini büyütmesini ve kalitesini yükseltmesi, özellikle eğitimle, tecrübeyle üç aydır veya en azından bir zamanlamaya tabi tutarsak tutturulması gereken düzey nedir? Bu da belirgin bir saptamaya tabi tutulmaktan uzaktır. Sanıyoruz birliklerin örgütleniş, mevzileniş düzeyi kadar, harekete geçirilişi de yetmezlikler ve tutukluklarla doludur. Hareket tarzı, sürat, tempo ne kadar? Bilebildiğimiz kadarıyla ve hakim plan anlayışıyla aylarca önce bir hedef tespiti ve keşfi yapılıyor. Tabii ki, düşman bunu tespit edip buna göre tedbirini alıyor. Ve böylece ya çok kayıplı bir eylem oluyor ya da eylem boşa çıkarılabiliyor. Çokça yaşadığımız durumlardandır. Yani hareket tarzının karmaşıklığı, zenginliği bir hedef olması eldeki listeye göre birkaç hedefe yönelebileceği zengince bir başarı uzaktır. Halbuki gerillanın kuralı, bu anlamda kuralsızlıktır. Kendini önceden bağladığı hedeflere göre değil, her gün sürpriz bir biçimde önüne çıkabilecek hedefleri görme ve ona göre hareket tarzı esastır. Ama dikkat edilirse bizim birimler adeta kendi kendilerini hareketsizliğe mahkum etmişlerdir. Bir hedef belirlenmiştir, olsa da o olmasa da o. Yeni hedefler, yeni alanlar, yeni birliktelikler ne zaman, ne kadar gereklidir? Bu meseleleri sorun yapmıyorlar. Ve tabii bu da zamanın oldukça boşa geçmesine, gücümüzün yetmeyeceği -ki düşman tedbir alarak bu durumu sağlıyor- hedeflerle güç tüketmemize ve rahatlıkla vurabileceği birçok hedefi ise görmezlikten gelmemize yol açıyor. Bunlar da çokça yaşanan durumlardandır. Hiç şüphesiz bu belki de biraz şu yerleşik plan anlayışına dayanabilir. “Planda ne varsa onu yaparız.” Şimdi bunu biraz değiştirmek gerekiyor. “Planda ne varsa, onu yaparız” yerine, genel perspektif belirlenir, ama bunun yaratıcı uygulanması, kesin olarak birim, alan sorumluluğuna bırakılır. Bunun dışındaki saptamalar, kesinlikle uzaklaşılması gereken ve en az keyfi tutumlar kadar sakıncalı bir yaklaşımdır. Zaten ikisi de birbirine benziyor. Keyfe bırakılmış anlayışla, soyut bir planlamaya bırakılmış tutum aynı kapıya çıkıyor. Tabii ki anlayış veya komuta düzeyinde bu böyle olunca yüzlerce kişilik gücümüz atıl kalır. Dikkat edilirse hazırlık düzeyi, cesaret, fedakarlık düzeyi çok daha ileri düzeyde bir hedefler sistematiğine ulaşabilir, bir hareket tarzına dönüşebilir. Kullanılmayan budur. Komuta anlayışı kendini biraz tuttuğu için, 400 kişiyi de rahatlıkla kendisiyle tutabiliyor. Ne de olsa komutan! Halbuki yaratıca bir savaş faaliyeti bu 400 kişiye ne yapmaz? İyi düzenlenirse, birleşme ve ayrılma esaslarına dikkat edilirse bir değil, birçok hedefe karşı bir hareket tarzına kavuşturulursa her gün mutlaka vuracağı hedefler vardır. Yani çok genel belirtirsek, bir karakolu imha edemiyorsa, bir köyü kuşatabilir, bir yolu tutabilir. Bunun yanında, daha verimli bazı somut hazırlıklar yapabilir. Bir biçimi başarılı olamıyorsa başka biçimlere yönelebilir. Bir yeri işgal edemiyorsa başka bir yeri işgal edebilir. Yalnız mevcut tutucu anlayış bunu öngörmediği için bütün bunlar yapılamıyor. Önce büyük hedef vurulsun ki, sıra sonrakilere gelsin! Yani hedeflere bakışta tutuculuk var, zenginlik yok. Ve bu da tabii ki yüzlerce kişilik birimleri atıl bırakıyor. Burada kendini en çok duyuran bir husus, komuta düzeyinin sanıldığından fazla bir anlam ifade etmesidir. Şimdi biz burada bazı ölçüleri geliştirmek ve uygulamak durumundayız. Komuta düzeyine tanınan yetkileri zamanla sınırlıdır, ayrıyeten belli bir gelişme modelini esas almalıdır. Yani şu süreye kadar şu kadar alanda birimlerin seviyesini şu kadar geliştirirsin, savaşın seviyesini şu kadar geliştirirsin. Bundan aşağısı kabul edilemez. Olası kayıplar bu çerçevede olabilir, fazla kayıplar ihmalkarlıktandır. Kaçışlar asgari düzeyde de olsa şu kadardır, fazlası olsa ihmalkarlıktandır. Ve bunlar da disiplin suçuna girer. Kısaca o bildiğimiz yönetmelik esaslarına bağlı bir komuta düzeyi esas alınırsa -ki başarılı olan vardır, başarısız olan vardır- sonuç alınır. Bu tayin terfiye de yansıtılırsa, işler muğlaklıktan çıkar, keyfe bağlı birlik kullanma ve yorumlama mümkün olmaz. Zaten askerlikte de bunlar esastır. Olmayan diğer bir husus veya lafta, yönetmelikte olsa da pratikte gelişmeyen bir husus da budur. Komutan alıyor eline bir birimi, çok anlamsız kayıplar oluyor, kaçıklar oluyor ve yerine getirilmeyen birçok görevler oluyor, hazır verdiğimiz birliklerin suyu çıkıyor. Belki de inancı bile sarsılıyor, kapasitesi düşüyor. Yine de komutan komutandır. Olmaz bu! Ordulaşmaya böyle yaklaşmak bizi geriletir. Başarılı olanla olmayan, haklı olanla olmayan, velhasıl geliştiren ve geliştirmeyen aynı anlama geliyor.
Bir diğer hata, özellikle süreç içinde yeni komutan adaylarının yetiştirilmemesidir. Yıllardan beri çoğu da tıkanmaya yol açan kişilikler, yeni adayların gelişmesini kösteklemişlerdir. Diğer birçok eyaletlere baktığımızda adeta engellemişlerdir. Yeni adayların ortaya çıkmaması için bazıları dar, adeta yarı eşkıyavari yöntemlerle bilinçli aydın öğelerin gelişmemesine çalışmışlardır veya aydın öğeler-bilinç öğeleri, tabandan köylülük özellikleri olan komutanlar oluşmaması için kendi bilincini silah olarak kullanmıştır. Ve partinin çok muhtaç olduğu, çok sayıda yetenekli komutanın ortaya çıkması engellenmiştir. Bir Amed’de, hemen bütün eyaletlerde bunu çok iyi görüyoruz. Yıllardır ordalar, kendilerini idare edecek kadar bir komuta gücüne ulaşmamak demek, aslında parti silahıyla savaşmamak, komutanlığı kendi kişiliğinde tekelleştirmek ve giderek böylece tıkamaya yol açmak demektir. Yaygınca yaşanan bir durum budur. Yedeklerini bile geliştiremiyorlar. Şimdi yedeğini bile geliştiremeyen komutan, yardımcılarını bile zamanında geliştiremeyen komutan kaybetmiş, sorumsuz bir komutandır. Ve yıllardır durumu böyle olanlar çok sayıdadır. Halbuki biz nerelerden nerelere geldiğini bilen bir hareketiz, sıfırlardan nasıl geliştiğimizi biliyoruz. Bu kadar hazır materyal olacak, bu kadar eğitilmiş insan olacak, bir komutan yetişmeyecek, biraz yardımcı ol, önünü aç, senin de işini rahatlatacak birçok komutan yetiştir. Yerine getirilmeyen önemli bir görev de budur. Ve bu, partiye karşı suç teşkil eder. Tutuculuktur ve bizi gericiliğe uğratan en önemli bir yaklaşımdır. Yine bununla bağlantılı olarak hareketin doğru yönlendirilmesi yerine -ki bundan sonra daha çok komuta, karargah düzenine ulaşabiliriz- kendisinin temel eğitim, planlama, denetim rolünü layıkıyla yerine getirme yerine, birimlerin başına geçiyor ve böylece kendi varlığının neden kaçınılmaz olduğunu birime kabul ettirmek istiyor. Gerçekten bu, birçok birimi kişiliğe tabi tutmanın bir yoludur. Gerçek bir komuta yapısının görevleri yerine sıradan bir komutanın görevlerine el atıyor, onu da tam yapamıyor. Esas komuta rolünü de tam yerine getirmiyor. Ne oluyor? İşler böyle karışıyor ve bu, birçok yanlış anlayışa yol açıyor. İşte “bu kadar çabaladım, her türlü tehlikeyi de göze aldım”, ama bunu aptalca yaptın, planlıca yapmadın. Halbuki komuta rolünü doğru kavrasa, birimin eğitimini, sağlıklı planlamasını, denetimini uygun araçlarla eksiksiz yapsa, hem kendisi fazla yorulmaz hem de çok daha önemli gelişmelere yol açabilir. İkisini de yapmıyor veya ikisini de yarım yamalak karışık yapıyor. Tabii sonuç, ne inisiyatif tanıyor yeni komutan adaylarına -dolayısıyla çıkmıyor- ne de kendisi doğru dürüst bunu yapabiliyor. Orada bir ket vurma var. Yine temel eğitim, yönlendirme, denetim görevi de yapılmıyor. Ve laçkalık, başıbozukluk geliştikçe gelişiyor. O zaman da her birim rasgele köye giriyor. Örneğin Amed’de, aslında birçok yerde bu böyledir, kendi başına karar veriyor ve taktik dışılık sonuna kadar istediğin gibi köye gir, istediğin gibi gizlenme. Yani talimat düzeni aslında bozulmuş. Ve böylece ne oluyor, peş peşe kayıplar. Aslında yaşanan diğer bir gerçeklik budur. Komutanın kendini tam egemen kılmaması, düzeni tam oturtamaması, birçok uç noktaların ortaya çıkmasına yol açıyor ve ha bire yakamızı bırakmayan kayıplar meydana geliyor. Böyle komutanların tabii ki buna hakkı yoktur. Böyle sorumsuzluk, yargılamayı gerektirir. Adam aylarca yer değiştirmiyor. Gördük biz, Botan’da da yaşadık. Mardin’de son 30 kişinin kaybedildiği sığınaklar, 2 yıllık sığınaklardır, düz yerdedir. Bir defa bu kadar süreyle bir sığınak kullanılamaz, bu kadar kişi konulmaz. Nöbetçisizdir, dediğim gibi düz yerdedir. Çok açık bir suç durumunu ifade ediyor. Hiçbir komutan kendi sahasında böyle bir oluşuma veya düzenlenişe, mevzilenişe fırsat veremez. Aksi halde 30 kişinin katili olur. Ve bu da halkımıza vurabileceğimiz en büyük darbelerden bir tanesidir. Bestler’de geçen yılı nasıl yaşadığımızı biliyoruz. Doğru dürüst bir eğitim yönetimi, bir planlama yönetimi, bir örgüt yönetimi yok. Bazı birlikleri karakollara gönderiyorlar başlarında bu sefer doğru dürüst tanıdıkları, bildikleri bir durum da yok. “Gidin yapın!” Ne o görevi yapıyorlar, ne diğerini. Ve bildiğiniz gibi, kendi içinde çürüme başlıyor. Neymiş de burası adeta savaş dışı bir alanmış! Hani burada biraz yaşıyoruz ya, buraya veya Güney’e benzetmeye çalışıyorlar. Halbuki oralarda da durum o değildir. Biz tepeden tırnağa kadar amansız bir çabayla burayı yürütmeye çalışıyoruz. Nitekim ortaya çıkarttığım ürünler bellidir. Her şeyin yaratıldığı alan haline getirildi. Ama orası çürüme alanı, orası kendini yere atma alanı, savaştan kaçma alanı. Bunlar suçtur! Bunun gibi birçok alana bakıyoruz, aylarca yerleşmiş. Neymiş de orada biraz rahatlık sağlıyormuş, eğer değiştirseymiş rahatlığı bozulurmuş. Tabii düşman bunu görüyor, ablukaya alıyor, bindiriyor tepeden; sonuç 10 kayıp, 20 kayıp, 30 kayıp. Kim yapıyor bunu? Komutan yapıyor. Zamanında önlemini almıyor, zamanında yeraltına geçirtmiyor, mevsim elverişli olduğunda yapmıyor, elverişsiz olduğunda gerekeni yapmıyor; sonuçta olan partiye oluyor. Dersim’de böyle oldu, Güneybatı’da oldu, Amed’de oldu, Garzan’da oldu; Mardin’de ha bire oluyor. Yani bütün bunlar kader midir? Alınacak komuta tedbirleri yok mudur? Sonuna kadar vardır! Peki niye almıyor? Eh, bildiği bir tarz var, yani talimat dışı, taktik dışı kendine göre bir tarz. Ya tembeldir, ya rahatına düşkündür ya da sorumsuzun tekidir, Şimdi bunlar artık suçtur. Sorumsuzluktan 20 adamı kaybetmek cinayetle yargılanmaya benzer bir soruşturmaya tabi tutabilir adamı. “Ulaşamadım, talimatımı ulaştıramadım, irtibatım yoktu”, eğer senin irtibatın, ulaşman yoksa, sen nasıl komutansın, nasıl bölge sorumlususun? Şimdi bütün bunların hesabını sormamız gerekecek. Komutan odur ki, zamanında yetişir, tedbirini alır, ulaşır, talimatın gereklerini yerine getirmeyen varsa derhal görevden alır, tehlikeyi gördü mü mutlaka tedbirini alır. Komutan bu kişilik demektir. Amed’de “I. Bölge 70 kişiyi boş yere kaybetti, kaçırttı” diyorlar. 70 kişiyi boş yere kaçırtan, kaybettiren yargılanmaya alınır. Çok açık bir tedbirsizlikle, bu kadar kayba yol açan birçok birim sorumlusu var. Bunlar önceden de görülebilir. Nasıl yapabilir bunu? O kadar maddi değer gidiyor, halkın maneviyatına darbe indiriliyor, düşmanı zafer, başarı sarhoşluğuna kaptırtıyor. Bütün bunlar elbette bizim için affedilmez sonuçlardır. Ve şimdi bundan kim sorumludur? Birim komutanı, yani yerel komutan sorumludur. “Ya işte bu yanlış hareket etmiş, ben ne yapayım!” Sen üst düzey komutanıysan kendi adamının nasıl çalıştığını bileceksin. Doğru mu yürüyor, yanlış mı, eksik mi? Bazıları 3 ay haber alamıyorlar, hatta 6 ay haber alamayan var. Bir komutan 6 ay haber almazsa o görevi sürdüremez. Bu kadar irtibatsızlık, bu kadar ne olup bittiğini kestirememe, komutanlıkta kesin görevden almayı gerektirir. Hatta bazı komutanlar şunu da yapıyor: “İşte o mıntıka ezilsin de ben rahatlayayım veya filan hoşuma gitmeyen kişi böylece ezilsin gitsin!” Halbuki onun ezilmesi demek senin ezilmen demektir. Senin görev sahan, görev altındadır o, sen sorumlusun. Ayrıyeten şunu sıkça bir sorumluluk anlayışı olarak geliştirmişler: Kendilerine göre birçok etkili kişilik ne kadar ezilirse kendileri o kadar tek komutan biçiminde kalacaklar. Bu anlayış çok tehlikeli bir anlayıştır. Hatta bazıları kurtulmak için birimleri imhaya terk ediyorlar. Korunması, geliştirilmesi gerekirken bunu yapıyorlar. Sanki sorumlu kendisi değilmiş gibi, Hayır! Kesin en üst düzeydeki adam sorumludur. Ayrıyeten bazıları, “bu kadar bozguncu çıktı, bu kadar kaçkın çıktı” diyor, bunu bize şikayet ediyor. O senin görevin altında ortaya çıkıyor, en üst düzeyde sen sorumlusun. Sen bunun hesabını vereceğine, sanki partiden hesap soruyorsun. Parti sana bunları savaşacak kadar bir donanımla verdi. Cesareti, fedakarlığı, silahı vardı. Sen bunları boşa harcadın efendi! O zaman bunun hesabını vereceksin. Tabii bunun yerine partiyi suçluyor. Şimdi bu dönemde bu örnekler ortaya çıktı. En üst düzeyde sorumludur, çeşitli kademelerde sorumludur, sorumluluklarını hatırlamak bile istemiyor. Aynı şey eğitim için, mevzilenme için, her türlü hareket düzenlenişi için de geçerlidir. Olanak imkan var, birleştirmiyor, düzenlemiyor, çarçur ediyor, ondan sonra da “sağlam adam yok!” Şimdi bunlar PKK’de neyin, nasıl elde edildiğini bilmiyorlar mı? Bizim değerler uğruna savaşımımızın -hem de acımasız koşullarda- bugüne kadar, en son güne kadar nasıl yürüdüğünü bilmiyorlar mı? Biliyorlarsa, bunların saflarımızda ne işi var? Biz bir değeri elde tutarken, geliştirirken, kıyamet kadar çabayı ve hem de gerçekten yoktan var ettiğimizi bilmiyor mu? Çok sıradan bir sorumsuzlukla bu kadar değer kaybediliyor. Rahatlıkla çok büyük gelişmeleri sağlayabilecekken -ki halk tamamen ayağa kalkıyor- iyi bir yönlendirme, örgütleme ile çok büyük gelişmelere yol açabilecekken yapmıyor, elini bile uzatmıyor. Yüzlerce savaşçı çıkmak istiyor, bir tanesine bile eğitim vermiyor, düzenlemiyor, korumuyor. Bunlar ağır suç değil de nedir? Bunun PKK Önderlik tarzıyla ne alakası vardır. Bu kadar araç gereç eline veriliyor, ulaştırılıyor; her gün roketatar kaybet, makinalı kaybet, hem de çalıştırmadan! Komutan bundan sorumlu değil de kim sorumlu? Niye çalıştıramadın, niye adamına sağlam eğitim vermedin? Parti sana teslim etti, sen de namuslu bir komutansan, sonuna kadar emek harca, iyi kullanacak bir düzenlenişe ulaştır. Neymiş de, “adamlar böyleymiş!” Hayır! Bütün bunlar sorumsuzluğa kapıyı açık tutmaktır ve bu çok yaygındır.
Fazla uzatmak istemiyorum. Komuta yapısının böyle tehlikeli ve çok büyük tahribatlara yol açan durumları söz konusudur. Yıllardır kendini ikircikli, kararsız, ertelemeci durumlar içinde tutanlar var. Halen bunları raporlara yansıtıyorlar. Bu komutanlar bilsinler ki, bir daha böyle yapmak demek, sanık sandalyesine oturmak demektir. Bunun raporunu alan komutan kendisi için sanık sandalyesi kursun ve üzerine otursun. Başka türlü iş yapacağını sanmasın, başka türlü partiden yüz bulacağını sanmasın. Kısaca disiplin denilen, taktik tutum denilen olay komuta düzeyi tarafından tanınmaz hale getiriliyor. Ya bilinçsizlikten ya da sınıf dışı etkilerden ötürü bu böyle oluyor. Nedenleri mühim değil. Ama bu aşamada madem ordulaşıyoruz, madem düzen oturtuluyor, bu disiplin esaslarına başta komuta düzeyi uymak zorunda. Şimdi burada suç savaşçıda, yapıda değildir. Savaşçı hayatını 24 saat ortaya koymuştur, komutan ne dese yapar. Bu konuda kusur yoktur. Düzenlemeyen, yürütmeyen, komuta düzeyidir. Bu güç “ben eylem yapmak istemiyorum” mu diyor? Bu gücün bir eksiği mi var? Hayır, hepsi var! Bir gerilla tarzının tutturulması istendi de gelen mi olmadı? Hayır, hepsi var! Görev düzenlenişi yapılmak istendi de, göreve gelmek isteyen mi olmadı? Sayısızca vardır! Çok kapsamlı hedefler önüne koyulduğunda yürümeyen mi var? Hayır, yürüyen çoktur! Başka, birçok birimlerden yardım da alabilir, birleşik hareket eder. Yani eğer kafayı çalıştırsa, sorumluluklarına müdrik olsa komuta düzeyimizin yapmayacağı bir savaş yoktur. Şimdi neymiş de “tıkatacağız kendimizde, eskiden de böyle yapıyorduk şimdi de yaparız!” Hayır, artık tahammül sınırlarının kabul etmeyeceği yer burasıdır. Bu temel taktik dışılıkları aşmayan, bunları ha bire normal bir yaşantıymış gibi bize dayatanlar görevden almanın da dışında yargılanmalıktırlar. Yedeklerini yetiştirmeyen, birimin -örneğin üç ay içinde- eğitimini tam yapmayan, birimini bir kat büyütmeyen -yani genel anlamda söylüyoruz-, biriminin moralini en üst düzeyde tutmayan komutan en azından görevden alınır. Keyfinin istediği gibi görevde kalamaz. Görevde kalmanın şartları bellidir. Birliğini korur, yetkinleştirir, çok zorunlu olmayan nedenler dışında kayba neden vermez, kaçışa fırsat vermez, en azından büyütmesini bilir. Birimini küçülten, moralini düşürten, anlamsız kaçırtan ve kaybettiren komutan görevden alınır. Eğer daha aşırı bir sorumsuzluk işlenmişse yargılanır. Biz bu sistemi oturtmak zorundayız. Bu sistemi kabul eden gelsin komutan olsun. Komutaya bu temelde varız diyen komutan olsun. Ama bütün bunları altüst eden komutanlıkları da bizim kimseye verecek halimiz yok. Bunun açıklanması gerekir. Bunun bütün yapının önünde açıklanması gerekir. Çerçeve budur, düzenleniş bu temelde oluyor. Var mısınız deniliyor. Ve onaylanıyorsa, o zaman böyle bir komuta düzenlenişine gidilir. Kısaca komuta düzenlenişine ilişkin de bunu söylemek mümkündür.
Hiç şüphesiz yönetmelikler dikkate alınarak, yine her gün değişen koşullar dikkate alınarak böylesine bir komuta işleyişine en önemli yer verilecektir. Gerektiğinde hemen değiştirme, gerektiğinde terfi ettirme, gerektiğinde düşürme, yargılama, iç içe günlük olarak yürütülmesi gereken faaliyetlerdendir. Anakarargahlar, bütün karargahlar, emri altındaki birimlere bu yaklaşımı uygulamak durumundadırlar. Birim tam kapasiteyle çalışıyor mu? Birimin morali, ve donanımı, yapabilecek kadar yapıyor mu? Komuta bunun için yeterli midir? Alan dar geliyorsa başka alan, birleştirme gerekiyorsa birleştirme ve kısaca sürekli bir hareket tarzında tutturma. Bunlar yaşadığımız savaş gerçeğimizin ayrılmaz özellikleridir. Mevcut gücümüz -özellikle eğitimle hazırlanmış gücümüz- için bu ilkeler ışığında gerekirse yeniden ve günlük olarak gözden geçirmelerle düzenlenişi yetkinleştirmek gerekiyor. Ve daha çok da harekete geçirmesini bilmek gerekiyor. Karargahlar bu konuda emir düzenini uygulamak için gerektiği kadar yedeklerle birlikte uygulamacıları, harekat komutanlıklarını oluşturmakla mükellefler, onları denetimle, çizgi dahilinde, taktik dahilinde yürütmekle mükelleftirler. Temel görevler budur. Çizgi dışılıklar oldu mu onları aşmakla mükelleftirler. Bunun için istihbarat-irtibatları yeterince olur. Eksiklik varsa giderilir. Buna dayanarak günlük karar verme ve günlük bu kararlara göre yürütme sağlanılır. Bölge yürütmeleri, birlik yürütmeleri bunu sağlamakla mükelleftirler. Ve bu yönetimlerin de işlevi olmalı diyorum. Karargahlar oluşuyor, işlevi ve temel görevi anlaşılır kılınmalıdır. Birlik komutası oluşturuluyor, bunların da işlevi iyi açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu konulardaki eksikliklerin özenle gözden geçirilmesi ve giderilmesi önümüzdeki günlerde savaşın geliştirilmesinin en temel bedeni olarak görüyoruz. Bu savaş gelişecekse bu temelde bir düzenleniş ve harekete geçirilişle, onun denetimiyle mümkündür. Bu temelde bu dönemin üzerine yürünülürse gerilla savaşımının geliştirilmesi kaçınılmazdır.
Diğer bazı görevlerden bahsetmek mümkündür. Serhıldanlara yönelik görevlerimiz vardır, milise yönelik görevlerimiz vardır. Yeni eğitim adayları geliyor, bunlara yönelik görevlerimiz vardır. Milis gerillayı güçlendiriyor, serhıldan gerillayı güçlendiriyor, yeni eğitim adayları güçlendiriyor, mesele düzenlemedir. Gerilla gücüyle paralel bir biçimde bir eğitim bürosu uygun bir yerde kendi ihtiyacı kadar, hatta diğer bölgelerin ihtiyacı kadar eğitebilir. Söyleyeyim yani, eğitim, ağırlıklı olarak savaşçı eğitimidir. Bir savaşçıya da herhalde bir kadro eğitim vermenin gereği yok. Biraz yurtseverlik, neden, niçin savaşıyoruz ve biraz da teknik eğitim ve bu da taş çatlasa 15 günlüktür. 15 günlük eğitim bütün savaşçı eğitimi için yeterlidir ve gerisi denemedir, birimin içinde günlük eğitimidir. Rahatlıkla gelişirler. Ve dünyada da bu böyle olmuştur. Bunu anlamak, uygulamak da zor değildir. Ama şimdiye kadar yapılmayan, uygulanmayan bir husus oluyor. Bu yüzden kendi elimizle biz savaşı ne kadar kaybettik, ne kadar geliştiremedik. Onun için uygulanması gerekiyor. Gelen eğitim adayları yük değildir, 15 gün doğru eğit, kendilerinden ideal savaşçılar çıkar. Birkaç tanesi bozuk çıksa bile ezici kesimi savaşır. Biz bunu iyi biliyoruz.
Milislerin durumu vardır, milislerimiz iyidir. Milislerin yerine getireceği çok sayıda görev vardır. Düzenle, biraz sorumluluk kademesine ulaşsın, tonlarca işi onlara yaptırmak mümkündür. Bir lojistik için olabilir, ekmek yapabilirler. Çünkü bir birim üç öğün yemek yapmaz. Onun ekmeği biraz daha değişik hazırlanmak zorunda. Bunu milisler veya özel bir birim yapabilir. Böyle çok sayıda yemekle uğraşabilecek, savaşamayacak insanlarımız var. Onlara yaptıralım, ekmeği bazıları yapsın. Vakti önemli oranda bizden alacak lojistik işi kabul edilmiyor.
Halkın serhıldanları, gerilla istediği zaman şehre girebilir. Ön hazırlıklar yapar girer. Halkla birlikte bir gösteriyi başarıyla gerçekleştirebilir. Halk da bunu istiyor, ama yapılmayan da biraz böyledir. Birçok birim boş dolanıyor, rahatlıkla girilebilir. Yani illa bir karakolu vuralım diye bekleyeceğimize, çok şehri vurabiliriz, çok köyü vurabiliriz. Köyü vururken, halkı da ayağa kaldırırız. Hainse cezalandırılır, halksa ayağa kaldırılır. Korucu köyüyse teslim alınır, dostsa tam denetime alınır. Bir araziye girelim deniliyor, arazi bir karakol arazisi değildir. O da mı tehlikelidir, birçok boş arazi var. Ne kadar istesen o kadar araziye girebilirsin. Nokta tayin et, arazi tayin et, istediğin kadar birlik sok. Şimdi eskisi gibi öyle birliklerin sayısının azaldığından da bahsedemeyiz. Her an mangalar oluştur, takımlar oluştur, görevleri belirle, yerleştir ha yerleştir! Alanlar böyle tutulur. Alan adeta çok yönlü mayınlanmış gibidir. Alan böyle tutuldu mu, düşmanın hareket kabiliyeti durmuştur. Ama bakalım, yüzlerce kişilik gücünüzü böyle kullanmış mısınız? Alan düzenlenmesi, coğrafya kullanılması çok yetersizdir.
Üslenme olayı en son düşünülüyor. Halen birçok alan ya sabit bir üs anlayışına giriyor -ki bunun yol açtığı sonuçlar bellidir- veya üs anlayışını toptan inkar ediyor. İki yanlış arasında dolanıp duruyorlar, sakıncalıdır. Yani biraz duruma bakıp doğru bir üs anlayışına ulaşmamak mümkün değildir. Buna benzer birçok hususlar daha da açılabilir. İç düzenleniş kadar halkın hareketinin düzenlenişi, arazinin kullanımı, milisin kullanımı ve yeni alanlara yöneliş planlanması, hepsi çok uygun gerçekleştirilebilir. Düşmanın giderek daraltılması, sistemli hale getirilebilir. Bunun için gerekli güç istenildiği kadar vardır. Hareketimiz bu temelde her türlü gelişmeye kapıları açmıştır. Mevcut bütün askeri-siyasi yönetimler, komutanlıklar bu gerçeği görerek önümüzdeki dönemin üzerine yürümekle karşı karşıyadırlar. Savaşı böylesine yaratıcı, somut, net düzenlemeler altında yürütmekle görevliler. Biz burada her şeyi ayrıntılı olarak dökmek zorunda değiliz. Ama perspektifin, talimatın ana ruhu bellidir. Biraz kafa çalıştırılırsa, sorumluluklar idrak edilirse herhangi bir anda bir görevi uygulamak zor değildir. Yine de talimatları ciddiye almadık demek bir sorumlu devrimcinin içine girebileceği en olumsuz durumlardan birisidir. Hiçbir sorumlu militanın-komutanın böylesine sığ, dar anlayışlar içine girmemesi gerektiği açıktır. Savaş kızışıyor, lehimizde gelişmeler hızlanıyor. Kesinlikle mevcut düzeyi tutturmayı kimse basite almasın, kendi öznel sübjektif niyetleriyle yorumlamasın. Parti tarihini biraz değerlendirsin ve günümüzde yürütülen Önderlik tarzının neye karşı, nasıl oluştuğunu, yürütüldüğünü iyi görsün. Kendi çabasına da saygılı olsun, mutlaka en iyisini yapma sonucunu çıkarır. Tutuculuk, avarelik ne kelime! Çok yönlü, karmaşık, çok yaratıcı bir savaşı geliştirmek dururken bununla çok tezat teşkil eden sorumsuz durumlara düşme ne anlama gelir? Niye, niçin, ne cesaretle? Haklı olarak ve mutlaka doğru olan görülmelidir. Hiçbir bahaneye sığınmadan yapılması gereken, çok yaratıcı bir şekilde görülmelidir. Biz bu temelde görevlerin üzerine gitmenize yüksek değer biçiyoruz. Tekrar diyorum ki; geçmişiniz ne olursa olsun, hangi hataları işlemiş olursanız olun, bu dönemi yakalayan şanslı devrimci, militan, komutanlar ve savaşçılar olarak hiç olmazsa bundan sonrasının düzenlenişini ve yürütülüşünü engin bir yaratıcılıkla kendinizin de çok iyi gördüğü gibi somut günlük gelişmelere bağlı olarak gözden geçirerek daha sağlam hedefler, daha sağlam vuruşlar, sizin ekmek su kadar ihtiyaç duyacağınız işlerinizdendir. Ve zaten yaşadığınız yaşamın da karşılığı tamı tamına böyle sonuç alıcı bir savaşçılıktır. Böyle bir savaşçılıktan başka hiçbir şey ne gelişmeye yol açar ne de imha olmaktan alı koyar. Yaşamınıza saygının bir gereği olarak yoldaşlarınıza, partinize, halkınıza karşı yerine getirmeniz gereken görevlere bağlılığın bir gereği olarak bundan sonraki savaşımın üzerine mutlaka böyle gitmeyi bilmelisiniz. Yalnız kendiniz için değil, bütün savaşçılar için alttan üste, üstten alta herkesin yarışırcasına bir tarz, bir savaşım tutturmak için her şeyini ortaya koyması gereken günleri yaşıyoruz. O lanetli tarihe karşı tarihimize biraz özgürlük şansı kazandırmak istiyoruz. Ve Halkımızın da gerçekten dayanılmaz beklentileri var. Ona karşılık vermek istiyoruz. Hiç kimse öznel nedenlerle bu mutlaka yerine getirilmesi gereken görevlere karşı sorumsuzluk içinde olmasın, bahane ileri sürmesin, bilakis başarının en önde gelen örnek bir savaşçısı olsun. Biz bu temelde bundan sonra görevlerinizin üzerine başarıyla, yaratıcılıkla, üstün bir sorumlulukla yürüyeceğinize derinden inanıyor, bunun başarısı için her şeyinizi ortaya koymanızı ve başarmanızı bekliyoruz. Yoldaşça selam ve sevgilerimizi de sunuyoruz.
Parti Önderliği
13 Mayı 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 24 MAYIS 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Bu aşamada komuta üzerinde yoğunlaşıyoruz. İleriki süreçte komutayla oynayanları yargıya çekeceğiz. Özellikle çok basit nedenlerden dolayı kayıplara yol açanları yargılayacağız. Yine eğitimde savaşa bakışta tutucu eğilimler ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda kendini dayatanlar var. İşte bu konularda yargı konusudur. Biz talimatlarda ne yapılması gerektiğini söyledik. Aylardır görev ve yetkiyi kötüye kullananlar var. Bunlara göz yumanları da yargılayacağız. Bu tipler eleştiri-özeleştiri vererek elimizden kurtulamazlar. Önümüzdeki dönemde konferans yaparak bu tipleri ayıklamaya gidilecektir. Şimdiden bunu esas alarak bir düzenlemeyi geliştirmeye çalışacaksınız. Kolektif bir biçimde ve talimatların ruhuna uygun bir biçimde bir savaşı yaşayacaksınız. Bu, imkanların en iyi değerlendirilme biçiminde olmalı. Tabii bunu tekele bırakmamak gerekir, mümkün oldukça kolektif bir ruhun çalışma, sevk ve idareyi geliştirmek gerekiyor. Geniş komuta gücüyle güçlerimizi harekete geçirmek gerekir. Bunu uygulamak kaçınılmazdır. Mutlaka uygulamamız gerekiyor. Bu durumu sağlamadıkça iyi niyetli olmanın bir değeri yok. “İyi niyetliydim, çaba harcadım, şöyle böyle yaptım” demenin de bir anlamı yok. Gelinen noktada anlamsız verilen kayıpların hesabını vermemek düşünülemez. Biz şimdiden bu sistemi yerleştireceğiz. Tüm sorumlu yapının bundan haberi olsun. Bu talimatla sorun biraz daha açıklığa kavuşmuştur. Bu temelde durumlara hakim olacaksınız ve savaşı ilerleteceksiniz. Bundan sonra yönetimin ciddi bir sonuç çıkarması gerekir. Bir şey daha belirtmek istiyorum: Yönetim kademesinde ahbap çavuş veya yarenlik ilişkileri gelişmesi kötü sonuçlara neden olur. Söz konusu olan ilişki tarzına ne cesaret edilmeli ne de gereksinme duyulmalıdır. Bunu özellikle vurguluyorum ve altını çizerek belirtiyorum. Anakarargahınızda çok resmi, çok duyarlı bir ilişki tarzını geliştirmek durumundasınız. Bilgi alış verişler, talimat raporlar zamanında iletilmeli ve hayata geçirilmeli. Perspektif vermede geri kalınmamalıdır. Keyfiyete, ertelemeciliğe yer bırakılmamalı, her şey zamanında olmalı. Örnek bir ana karargaha doğru gidilebilecek bir sahadasınız. Yeni düzenlemeler gelişecek. Burada vardığımız sonuçları en kısa sürede oraya taşıyacağız. Sanırım en kısa sürede bunları tartışırsınız. Kısaca bu vurgulanabilir, zaten alt birimlere ilişkin her gün perspektif sunuyorsunuz. Yönetimler Önderliğe yaklaşım konusunda oldukça duyarlı olmalıdır, bu esas alınmalıdır. Tabii başarıdan başka bir şey kabul edilemez. Ölüm kabul edilir, ama başarısızlık asla kabul edilemez, döneme ilişkin sloganımız budur. Bunu vurgulayarak belirtiyorum. Yeni güç gelmeye devam ediyor, yeni güç almaktan çekinmeyin. Fakat eğitim olayına çok güçlü yaklaşın. Mevcut araç gereçler ışığında eğitimi çok iyi yürütebilirsiniz. Şekilci ve anlamsız bilgilere duyarlı eğitimden kaçınmak gerekir. Güncele ve geleceğe yanıt veren bir birikimi, bir eğitimi temel almak gerekiyor.
Diğer arkadaşlar nasıl? Herhalde iyidirler? Diğer kamplardaki sorumlu arkadaşlarla tartışırsınız. Düşüncelerimizi iletebilirsiniz. Bu temelde uyarılar, eleştiriler, belirtiler yapılabilir. Evet diğer kamp yönetimlerinde ciddi sorunlar yok sanırım. Daha önce yaşadıkları sorunlara benzer sorunları yaşamamaları gerekir diyoruz.
Başka belirteceğiniz bir şey var mı?
X.: Başkanım belirttiğiniz şeyler doğrudur. Söz konusu talimatlar uygulanabilir. Derinleşme, yoğunlaşma ve özümseme biraz daha sağlanabilir.
—.: Evet, bu büyük önem taşıyor, konuşmalarımızın özü budur. Diledikleri gibi yürümeyi doğru bulmuyoruz. Önemli görevler var. Görevlerin üzerine en az kayıpla yürünmelidir. Anlatılanların özü budur. Artık ciddi bir engel de öne sürülemez, düşünülemez. Ülke içlerine doğru ilerlemeleri, yayılmaları gerekir. G. ve Y.’ye kadar giriş yapmaları gerekiyor. Yine Ş.’deki güçlerimizle birleşmeleri gerekiyor. Düşmanın hareket tarzını dikkate alarak bu işleri yürütmek gerekiyor. Artık geçen yıl gibi 1-2 eylemle yetinilemez. Özellikle o şehirleri tamamen halletmek gerekecek. Neden halen yeni öğe alamıyorlar? Oldukça yeni öğe almak gerekiyor. H. ve Ç.’den güç alınabilir. Eskiden alındığı kadar alınmıyor. Yoksa mevcut güçler çok mu geliyor? Bu, yanılgılı bir yaklaşım tarzıdır. Biraz yerel güç almak gerekiyor. Orada birçok olanak var. Üstelik birçok olanak olmasına rağmen halen gerektiği gibi kullanılmamış. Alan boştur, mutlaka doldurulması gerekir. Bunu herhangi bir bahane ile savsaklamamak gerekiyor. Üstelik iklim de engel olmaktan çıkmıştır. Düşmanın tedbirleri de rahatlıkla engel olmaktan çıkarılabilir. Bu konuda ağır ve gecikmeli hareket edildiğini belirtebilirsiniz. Bu anlamsızdır. Bu yönüyle biraz geçen yıllara benziyor. Hudut boylarında boş dolaşma da tutarsızlıktır. Biz bunu kabul edemeyiz. Biraz daha böyle devam ederse hepsini görevden alacağız. Özellikle hareket komutanlarına ve böyle hareket edenleri görevden alacağız. Aslında ileri yürünecek ve başarılabilecek birçok görev var. Bahanelerin kabul edilemeyeceğini vurgulamıştım. Kesinlikle ileriye doğru ve peş peşe birçok hamleyi düşünmeleri gerekir. Korucu kalmayacak. Şehirleri hakimiyet altına alacak ilişki bile yok. Söz konusu ilişki bütünüyle sağlanmalıdır. H.-Ç. başta olmak üzere tümüyle ilişki kapsamına alınacak. Görev bu temelde yerine getirilir.
Hudut boylarında epey oyalanma oldu, bu doğru değil. Artık bunu kabul etmeyiz, intiharvari bir tarzda da içeri girilemez. Hudut boylarında oyalanmanın tersi intiharvari giriş değildir, planlı ve tedbirli yapılacak bir iştir. Gerilla tam uygulanırsa fethedilecek çok şey var, birçok alan var. Önemli olan yaklaşım tarzıdır. Yoksa vurulacak çok yer vardır. Sadece bir-iki karakol etrafında dolaşmak doğru değildir. Çok sayıda ve karmaşık hedefler var, onlara yürünecek. Kısaca bu söylenebilir.
Şimdi daha fazla yapabilirsiniz. Birçok alanı tuttuklarını sanıyorduk. En azından denetim altına alıyorlar diye düşündük. Bize biraz zayıf gibi geliyor, bunu hızla gidermeleri gerekecek. O hudut boylarında ve hepsi çok iyi ilerleyecekler. O hudut boylarında dolanılmayacaktır. İçeriye, gerekirse en içeriye girerler; ta Van’a kadar veya Bitlis’i zorlayacaklar. Bu büyük güç böyle kontrol altında tutulamaz. Şimdi bunları not edersin, anlaşıldı mı?
X.: Anlaşıldı Başkanım, ses net geliyor.
—.: Sesi kasete mi alıyorsunuz?
X.: Evet Başkanım.
—.: Bu çerçevede iletebilirsiniz. Daha önce bütün partili militan ve savaşçılara yaptığımız çağrıya da bu hususlar da ilave edilir. Savaş sitilimizi değiştirmek istiyoruz. Bunu yapamazsak, fethedici tarzı her tarafa egemen kılmasak bu savaş yürümez, bunu hepinizin bilmesi gerekiyor. Arkadaşların yaşam tarzını ben idare edemem. Şu anda içinde bulunduğumuz koşullarda ağır, hantal ve bir çok kayıplara yol açan böylesi bir tarzı kabul edemeyiz. Aynı zamanda sorumluluğunu da kaldıramayız. Sanırım az çok herkes kendini yaşıyor, bu ortaya çıkıyor. Ben arkadaşların yaşam tarzında ve mücadele tarzından memnun değilim, daha önceden hepsine söyledik. Kendine sevdalı, dar, fanatik, doğru dürüst gelişmeyi sağlayamayanlar yapıyı geliştiremezler. Tam tersine çürütüyorlar. Bütün bunları mahkum ettik ve pratikte gelişme gösterilmesinin gerekliliğini şart kıldık. Yüzlerce kişi anlamsız bir biçimde aylarca boş gezdirildi. Bu suçtur. Sadece eleştiri-özeleştiri ile yetinecek değiliz. Artık yargılama geliştirilecek. Biz bunları talimatta belirttik. Artık görevlerin üzerine başarı için yürümenin zamanıdır diyoruz. Eğitim birimleri için de böyledir. Eğitimlerde büyük çaba harcayacak, sonuna kadar dönüşüm esas alınacak. Çözümlemeler öğretilememiş. Bakıyoruz hiç bir şey öğretmemişler. Maalesef partiyi hiç tanımamışlar, dönüşüm denen bir şeyin bile kenarından geçilmemiş. Adeta yönetimde ağalık yapılıyor, geçerken bunu da belirtmiş olayım. Şimdiye kadar bir şey yapmadılar, büyük sorumsuzluk. Yönetim deyince kendi rahatlıklarını anlıyorlar. Verdiklerimizi bile yapıya aktaramıyorlar. Böyle yönetim kabul edilemez, her şeylerini ortaya koyacaklar. İnsanın dönüşümü uğruna verdiklerimizin özümsetilmesini becermeleri gerekir. Kendilerini doğru dürüst toplantıya, eğitime vermeyen yöneticiler var. Güçlükle oraya ulaştırdığımız yoldaşları basit hizmetlerde çalıştırıyorlar, onları ilerletmiyorlar, bilakis daha geri konumlara düşürüyorlar. Yirmi yıldır örgütü bu noktaya getirişimize dayanarak söylüyoruz ki, bu tarz bizim önderlik tarzımız değil. Her sahada böyle sorumsuzluklar yaşanıyor. Temposu yetersiz, yaklaşım ve kapsamı yetersiz olanlar var. Bunun aşılmasının gerekliliğini vurguluyoruz. Özellikle son talimatlarımız bunu esas alıyor. Geçmişteki gibi ucuz komutanlıklar gibi kendilerini dayatırlarsa hepsini görevden alır yargılarız. Yüzde yüz başarıya gelmeyen ve yüzde ellinin aşağısına düşenleri yargılayacağız. Gerilla adaylarımız da tam başarıyı esas alarak katılacaklar, eğitime ve savaşa katılımları, başarıyı olanaklı kılan bir tarzda olmalıdır. Bunları özenle vurgulamışız, yine vurguluyoruz. Zamanında nasıl-nedenleri ortaya konulmalıydı. Çok verim alınması gereken yerlerdi, oysa daraltıldı. Düşman bütün gücüyle üzerimize yükleniyor. Tabii biz kaldırıyoruz. Bazı arkadaşların imkanları artıyor, ama değerlendiremiyorlar; sonuç alma, alan açma imkanları gelişiyor. İki tane ilişki bile kuramıyorlar. Dediğim gibi yerel öğelerden kaç tane alındı? Oradaki ilişkiler ne kadar kontrol altına alındı? Bütün bunlar yetersizliği gösteriyor. Bir de eğitilmiyorlar, gelen insanlar doğru dürüst abeceyi bilmiyorlar. Halbuki biz öğrettik, biz hepsine çok şey verdik. Geçmiş yıllarda bir çoğu öyle ağalık yaptı. Güneyli arkadaşlar da kendilerini tam katsalardı fazla gelişme sağlanabilirdi. Bunları iletirsiniz, anlaşılıyor mu?
X.: Anlaşılıyor Başkanım.
—.: Başka belirteceğiniz bir şey var mı? Bilemiyorum, yani o kadar ağır bir gücünüz var, çok çeşitli seviyede arkadaşlar var, ve hepsine ne kadar yansıtılıyor bilemiyoruz. Uzun süredir o alanın raporları bize ulaşmadı. Her gün hamle yaptırmaya çalışıyoruz. Bu dönemin niteliği böyledir. Konuştuklarımız orası için de biraz geçerli. İklim biraz engel teşkil etse de ister ileriye veya geriye yönelik olsun, isterse Güney’e ve Kuzey’e yönelik olsun, her tarafta çok önemli bir hareket beklenir. En önemlisi de komuta tarzına ulaşma sorunudur. Halen öyle sanıyorum ki orada bizim emrettiğimiz çerçeve dahilinde yetkileşmede zayıflıklar var sanıyorum. Gerek yapının donatılması ve gerekse tam parti gerçeği temelinde sanırım ele alınmasında zayıflıklar var. Kendini yönetim düzeyinde dayatanlar olabilir, bunlardan ötürü bu durumlar ortaya çıkabilir. Tabii ki bütünüyle incelik işidir. Eskiden beri yüzeysellik ve tek düzelik var. Biz bunların giderilmesi için değerlendirmeler, açıklamalar yapıyoruz. Epey kapsamlı çözümlemelere tekrar ulaştık. Yapıdaki ağır sınıf dışı etkiler, düşman etkileri olmasa bu olumsuzluklar ortaya çıkmaz. Bunun giderilmesi yolu vardır. Bunun yolu geleceği ve Önderlik gerçeğini özümsetmekten geçiyor. Bazıları lafta kabul ediyor, ama özde dönüşümü sağlanamıyor. Kendilerine bu aşılacak diyoruz. Bunun üzerine ister hareket birlikleri olsun, ister eğitim birlikleri olsun, sonuna kadar duracaklar. Gerek yeni eğitime gelen ve gerekse de hareket halinde olan yoldaşlara bu hususlara dikkat etmelerini önemle vurguluyoruz. Gerekleri iyi karşılanmasa hepsi ilerde zor durumda kalır. Çoğunun içine düştüğü gafletten dolayı ne kadar kayba neden olduklarını biliyoruz. Savaşa çok yönlü bakmama, tüm yönlerini iyi hesaplamama epey kayıplara yol açıyor. Bir sürü kaza oluyor. Düşman değerleri baştan kapattı. Bunlar aşılabilecek hususlardır. Yine tümü kadro adayıdır. Eğer doğru yaklaşılırsa iyi bir düzeyde kadro adayları çıkabilir. Sağlam bir yönetimle sonuca ulaşabilir. Kullanılması gerekiyor. Kısaca olağanüstü döneme, olağanüstü devrimciliğe kendisini vermesi gerekiyor. Oradaki bütün sonuçları savaşçılara, adaylara ve ileri düzeydeki sorumlulara bunu tekrar hatırlatıyoruz. Sıradan bir gelişmeyle yetinemezler. Sürekli ilerleme esastır. Parti içindeki engin yoldaşlık bağları kadar düşmana karşı da çok iyi yürümek şarttır. Oradaki çalışmaların giderek derinleşen önemini gittikçe egemen kılan her türlü savaş görevlerine hazır olan savaşçılar yetiştiren bir çalışma diliyoruz.
Özellikle yeni gelen yoldaşları selamlıyoruz. Hatta bu konuşmamızı derinleştirebilirsin. Serhat’tan, Orta Eyalet’ten ve diğer alanlardan yeni gelen arkadaşların hayal kırıklığına uğramamaları gerekiyor. İlk günlerin çeşitli sorunları onları ürkütmemeli, zamanla parti gerçekliğini iyi özümserler. Bizim insanımız kendini henüz yeni tanıyor, acele etmemek ve sabırlı yaklaşmak gerekir. Bazılarınca, 15 yıldır Önderlik gerçeği anlaşılamıyor. On günde anlamak zordur, dolayısıyla sabırlı olmalarını diliyorum. Cesaret ruhuyla birlikte zeki olmalarını, yaşama çok sağlam katılmalarını, heyecana kapılmamalarını, morallerini sürekli üstün tutmalarını, partiyi ve kendilerini çok iyi korumalarını, emniyete çok dikkat etmelerini önemle vurguluyorum. Zorluklar vurgulanarak aşılır. Büyük inatla direnilip çözümler bulunursa zorlukları aşarız. Bunun dışında hiç bir yola tenezzül etmeyiz.
Garzan’dakilerin kayıpları olmamakla birlikte bir takım eylemlerden bahsediyorlar. Fakat S. üzeri gidenlerin herhalde haberleri yok. Onların da bazıları söylüyor, korucu köyüne gitmişler diyor. Bu çok kötü bir gidiş tabii, böyle gidip korucularla köylerde kalmaları çok anlamsız. Bunlar talimatların ruhunu iyi anlamıyorlar, çok sakat bir hareket tarzı. Böyle hatalar geçen yılda yaşandı. Hareket tarzını doğru tutturamıyorlar, değerlendiremiyorlar. İlişki gerekiyor aslında. Hem Gr. hem de Gb.’da ilişki gerekiyor. Onları öyle bırakmak belli ki doğru değil. Pratik tecrübelerden de ders çıkartılarak hareket tarzını biraz değiştirmek gerekirdi. O köylüleri tasfiye etmek gerekiyordu. Korucuları tasfiye ederek ilerleme olabilir. Böyle ilişkilerden kopuk grupların yaşama şansları azdır. Hızla çözülebilecek bir alan olmasına rağmen yanlış hareket tarzından dolayı bu sağlanamadı. Gr.’da çoktan bir karargah oluşturmaları gerekiyordu. K. üzerinden bir kanal olmalıydı, bu kanalsızlık çok önemli kayıplara yol açtı. Halen bir kanal açma sorunu var, çünkü gelip gitmeler yoğundur. O kanal mutlaka çeşitli düzeylerde yürüyebilmeliydi. Aslında imkanlar da vardı. Birimlerin kendi öz çabalarıyla yürümeleri, ulaşmaları gerekir. Önlerinde değişik kuryelerle kanal açmaları önemli bir görev olarak duruyor. Bu hale gelmemesi gerekirdi. Bunun için imkanlar vardı. Çok çeşitli yöntemlerle kanalı açık tutmak ve diğer alanlara ulaşmak önemlidir. Onlara değer vermek kadar değer almak da önemli. Bunun yanında çoğu haberler bize ulaşmadı. Avrupa üzeri bize ulaşan bilgiler var. Katılım olabileceğini sanmıyorum. O karışık unsurlara da biraz dikkat etmek lazım. Onları biraz daha entegre etmek mümkün, denemelere-sınamalara tabi tutmak gerekir. Yapı içinde bu durumlara fırsat vermemek için bazı ayırt edici tedbirler alınabilir. Bu durumu daha da netleştirmek gerekir, bir çok sınıflandırmaya tabi tutmak gerekir. Yeni gelenler çoğalıyor, bu ilk yaklaşımlar önemlidir. İlk etapta yumuşak davranmak gerekir. Sanırım rehberlik kurumu önemli. Yeni gelenleri daha iyi anlamak için bazılarına daha esnek davranılabilir. İlk gelenlere sert otoriteyi dayatmak, disiplini dayatmak onları sıkabilir. Kişiliklerinin anlaşılmasını önleyebilir. Bazı arkadaşlar onlarla yakın ilişki kurarlar, biraz ahbap çavuş ilişkileri ile iç yüzleri öğrenilebilir. Öğrendikten sonra onlara uygulanması gereken tedbirler belli olur. Sanırım bir çokları bunu ihmal ediyor. Bazıları birden bire sırf parti otoritesinden çekiniyor. Kaçış sitili budur. Bunlar söylenebilir. Bunun dışında D., Y., S. biraz beklemek gerekir. Biz grupları hazırlıyoruz, yine gruplar burada da biraz güçlenecek sanıyorum. Tekrar takviyeler gerçekleşebilir. Evet bunları vurgulayabiliriz. D. ve S. arkadaşları daha iyi anlamak gerekiyor. Ona dayalı olarak Gr.’ye tekrar bir yönelim geliştirecektik. Artık bilgi alırsak bakarız, söyleriz. Halen oranın durumu karmaşık. B., S., oralar karmaşık. Oradan bir-iki sağlam çalışan olabilirse gönderilebilir. Bunlar vurgulanabilir. Başka belirtebileceğimiz?
Sanırım tamamen farkındasınız. İyi bildiğiniz bir alandır. İki bölgenin, iki mıntıkanın gücü ile birliktedir. Fethetme tarzını yavaş yavaş artık hayata geçirmek gerekiyor. Fetih planının tamamen yürümesi gerekiyor. Sanırım her şey uygun. Bütün gelişmeler bunu mümkün kılar. Anormal şeyler beklemiyoruz, talihsizce bir kayıp erkendir. Her şey planlandığı gibi yürüyebilir. Elinizde ideal bir güç var, ideal imkanlar var, artık her şey ideal. Sonuç almamak için hiç bir neden yok. Yürümeyi çok sistemli yapıyoruz, hem de adım adım yapıyoruz. Şimdi Kuzey’e doğru iyi ilerlememiz ve yürümemiz gerekiyor. Kuzey’e yürüyebildiğiniz kadar yürüyün. Ayrıca Güney’de de kaldığınız yerlere bir çok yer ekleyebilirsiniz, daha bir çok noktayı tutabilirsiniz. Bu yılın planlamasında öngörülen alandan daha geniş bir alana yayılabilirsiniz. Bu sakınca teşkil etmez, bu hem gereklidir ve hem de gerçek başarıdır. Bunun bilincindesiniz. Bu konularda ciddi sorun var mı? Sorun teşkil edecek durumları yaşıyor musunuz? Eğer yaşanıyorsa her halde gücünüz yeterli. Evet, bir şey diyor musunuz? Artık intiharvari çıkışlar beklemiyoruz. Fakat planı oldukça iyi yürütmelisiniz. Bunu yürütecek düzeniniz de var. Ona ulaşmışsınız. Normal, düzenli bir planlamayla işlerin üzerine yürüyoruz. Bu başka türlü anlaşılmasın. Vurgulamak istediğim mesele sizler değil, bütün yapı içindir. Anormallik beklemiyoruz, büyük bir şey olmalı… Moralden tutalım politik öncü kesime kadar, düne göre bu gün daha derinlik istiyor. Bir çok ayrıntının keşfedilmesi gereken gündeyiz. Taktik ancak böyle gelişir, tedbirle, şematikle taktik olmaz. Her gün daha ayrıntıya gideceksiniz, ayrıntı kabilinde bir çok noktayı göreceksiniz, gücünüzü ha bire bunlara ulaşmaya harcayacaksınız. Taktik önderlik taktik yönelimlerde ayrıntılara biraz dikkat etmek zorundadır. Her gün yeni şeyleri bulma, yeni düzenler, yeni ilişkiler, yeni yönelimler peşinde koşmayla mümkündür. Ancak böylelikle yerine getirilir. O şematik-tutucu tarzı aşmak için kolektivizmin oldukça gelişmesi ve işlenmesi gerekiyor. Bütün bunlar epey ilerlemeye yol açar. Size tarz-sitili vermeye çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi, bunlar bize hakim olan şeylerdir. Bir de karşı sitil var. Bu ise şematik-tutucu sitildir. PKK’nin o alandaki mücadele tarihinde şematik-tutucu sitille sürekli çatışmalar yaşanmıştır. Bizim esas olarak yürütmek istediğimiz sitil 24 saat sürekli yenilenmeyi ve her türlü gelişmeyi görebilen ve ona cevap verebilen bir sitildir. Tutucu-şematik tarz ise şemalara ve genel belirlemelere kendini hapseden tarzdır. Birçok durumu bu iki tarz altında, bu iki sitil altında incelemek mümkündür. Hiç şüphesiz doğru tarzı başarıyla yürütmenin çabası içerisindesiniz. Dediğim gibi fırsat bulunduğunda planda olmayan bir çok hususu görün ve yapın. Planın kapsamına günün 24 saati yeni şeyler alınabilir.
Az önce vurguladığımız gibi, bir çok yeni aday alınabiliniz. Bölgenize yeni adayları çekmeye çalışınız. Orada yeniler azdır. Yeni çabalar, özel çabalar harcanabilir. Bir kaç arkadaş bu işle uğraşabilir. Özellikle söz konusu şehir merkezlerine bir kaç temsilci ulaştırın, artık o şehirleri çözmek gerekiyor. Önümüzde korucular durmakta, onları da çözmek gerekiyor. Fazla ayakta kalacaklarını sanmıyoruz. İyi bir koordineyi sağlayabilirseniz diğer şehirleri de çözmek kaçınılmazdır. Bölgenin güçleriyle koordineyi yavaş yavaş geliştirin. Acele etmemekle birlikte fazla kaybedecek günümüz de yok.
Günlük yönelimler, günlük gelişmeler taktiği belirler. Bu açıdan, tekdüze, önceden belirlenmiş bir anlayışla her yere yönelmek mümkün değil. Gelişmeleri günlük olarak değerlendirmek ve yürütmek zorundayız. Yani her geçen gün daha fazla kazanılacak mevzi var, lehimizde gelişmeler var. Düşman yıpranma sürecine girmiştir. Bu anlamda daha ayrıntılı olarak planlayıp etki altına almak zor değil. Hem şehirlerde, hem kırsal alanda bir çok mevzileri etki altına almamız gerekiyor. Bu durum sürekli gelişebilir. Gücü daha küçük noktalarda sürekli güçlendirmek gerekiyor, mevzilerde denetimi güçlendirmek gerekiyor. Bu konuda şematik kalmamak lazım. Gerekli olan denetimi çok önemli bir biçimde sağlamak lazım. Denetim altına alınacak boşlukları iyi tespit etmek gerekiyor. Süreci daha derinden yakalamak gerekir. Sorunlara daha kapsamlı, daha derinlikli yaklaşmak gerekiyor. Güç meselesini de bu anlamda değerlendirmek gerekiyor. Yani savaşırken eğitmek, eğitirken savaşmak yöntemi en doğru yöntemdir. Dışarıdaki eğitimler bu anlamda fazla sonuç alıcı olmuyor. Kaldı ki oranın koruma değeri de var. Kısacası çok idealdir. Ülkede eğitim verme ve bunu deneyimlerle güçlendirme ideal bir yöntemdir. Buna oldukça dikkat etmek gerekir. Bu yöntemden verimli bir sonuç alınabilir demek istiyoruz. Evet, öyle bir sonuç alınacak aşamaya girdi. Elimizdeki birlikler büyük sonuçlar alabilir. E.’giller, bence o sahayı çok genişliğine ve derinliğine kullanabilirler. Orada çok sayıda aday çıkabilir. Eğitim içinde orası uygundur.
Bütün çevrelerden oraya güç aktarsınlar. C., G. oradadırlar. Epey güç çekebilirler. Geçen yılkı çalışma dardı, tutucuydu. Bunu sürekli aşmaları gerekir. Her gün denetim altına alınacak çevreler var, biz bunları önemli görüyoruz. Kesintisiz olarak çevreleri, yolları, yerleşim birimlerini denetim altına almak mümkündür. Düşman, giderek hareket edemez duruma gelsin, bir yerde kendini korumaya alsın, yani illegalleşsin. Bizim durum onu aşmıştır. Eğer gücün değerlendirmesi doğru yapılırsa böyle bir avantaj durumumuz vardır, bu önemlidir. Bu durumdan yararlanmak gerekir. Bu anlamda dört ve beşinci bölge güçleri ilerleyebilir. Daha önce söylediğimiz çerçevede yürünmelidir. Ş. öyle bırakılmamalı, adım adım denetim altına alma yoluna gidilmelidir. Çeteler sindirilip dağıtılmalıdır. Böyle dağıta dağıta G. bölgesi ile alanlar birleştirilmelidir. Ancak böyle gelişebilir. Onların gücü var. Bu tarzda karşılıklı sonuç alabilirler, yoksa epey kayıplara yol açabilirler. Eski tarz gidiş gelişle hiçbir şey yapılamaz. Yeni tarzla, mevcut güçle yüklenmek gerekiyor. Kesinlikle ilişkilerde birlikleri zorlayan her türlü eski tarz yaklaşımlardan vazgeçmek gerekiyor. Eski tarzı andıran en ufak bir tutum, ağır bir yargılamaya neden olacağı bilinmelidir. Bu bilinçle bütün birimler hareket etmeli ve disipline çok önem vermelidirler. Orada tam olarak yaşatılması gereken ordu düzenidir. Hiç kimse hiç bir gerekçe ile bununla oynayamaz. Yani geçen yıl yapılan yanlışlıkları hiç kimse tekrar edemez. Ordu düzeni ve onun yaşamı vazgeçilmezdir. En ufacık bir bireysel mülkiyet, yozlaştırma, disiplini ciddiyetinden düşürme gibi yaklaşımlar karşılığını bulmalıdır. Tamamen bu bilinçle hareket edilecektir. Aksi halde yargılama anlamında gerekleri yerine getirilecektir. Bunun da iyi bilinmesi lazım. Yine söylüyorum, bundan sonraki süreç eleştiri-özeleştiri değil, bir yargılama sürecidir. Bunlar hep tekrar ettiğimiz hususlardır. Günden güne hayata geçirerek yol açmayı mecbur kılan ilerlemenin vazgeçilmez gerekleridir.
Bilemiyorum, sesiniz ilerde daha iyi anlaşılırsa belki daha geniş konuşabiliriz. Biz bu hususları burada belirtelim. Takviye yapacağız, zaten bizim işler de tamamlanmıştır. Yeni çözümlemelerle, yeni takviyeler de yapabileceğiz. Yani yeni bir hamlenin ileri çabaları içindeyiz. Bütün bölgelere tekrar yansıtacağız. Bunları vurgulamanın yanı sıra diğer birimler, basın biriminin çalıştırılması gerekir. Basın birimlerinin bültenleri yayınlaması gerekir. O önemli, bazı ileri öğeler olabilir. Onların özel eğitimini ve hatta bazılarını daha iyi konumlandırmak gerekebilir. Aslında bazı kişilik durumlarını tartışabilirdik. Tabii ilerde bunlar vurgulanabilir. Sanırım ciddi bir sorun teşkil etmez. Mevcut gelişmelere ilişkin bu arada diğerleriyle konuştuk, yine ilerde yaz talimat-perspektifine tekrar yönelmek isteyebiliriz. Ses net anlaşılıyor mu?..
Bunların hareket tarzı o işbirlikçi platformu aşmıyor. Öyle fazla politikadan da anladıkları düşünülemez. Kullanmaya çalışacaklar. Hani o köprü meselesi var ya, işte Demirel de işbirlikçilere öyle bir konum yüklüyor. Şimdi bunlara şunu şiddetle belirtmek lazım: Siz hiçsiniz, halka biraz hizmet ettinizse değeriniz var, yoksa bir hiçsiniz. Şimdi bunlar kendilerini bir şey yerine koyuyorlar. “İşte biz devletle şöyle oturuyoruz, böyle oturuyoruz, bu kadar şerefliyiz, bu kadar onurluyuz” diyorlar. Oysa öyle şerefli-onurlu bir durumları yok. Fakat kendilerine değişik bir rol biçmek istiyorlar. Kendilerine anlatmalıyız, sen kim oluyorsun demeliyiz. Bizim adımıza konuşamazlar. Kendi gerçekliklerini fazla idrak etmiş değiller. Onlara yönelik tutum, halkın taleplerini sürekli halkın ağzıyla dayatmak ve bu biçimiyle halkın kendilerini destekleyemeyeceklerini hissettirmektir. Bunların konumu kötü olmamakla birlikte, konumları işbirlikçilerle ilişkiye açık. Böyle bağımsız politika yürütmeye yetenekleri yok ve hatta imkansızdır. Öyle imkanları fazla değerlendirme durumları da yok. Kısacası bunları karşımıza almamakla birlikte bu yönlerini iyi bilince çıkarmak gerekiyor. Daha doğrusu haddini bilmiyorlar, kitle potansiyelimizi kullanmaya çalışıyorlar. Bir daha bunları seçtirmeyiz tavrını hissettirmek gerekiyor. Bayağı kendilerini değerlerin sözcüsü, değerlerin temsilcisi gibi görüyorlar. Tabii bu onlara layık bir şey değil. Zaten öyle bir sıfatları da yok. Bizim bağımsızlık meclisi de böyle gelişmez, bunu da hissettirmek gerekiyor. Bizim devrim meclisi, bağımsızlık meclisi bunların düşündüklerinden biraz farklı; bağımsızlık platformu altında iş görmek ayrıdır, meclisi işbirlikçiye açtırmak ayrıdır. Bağımsızlık cephesinin platformunu temsilen gidebilirler, konuşabilirler. Bu durum önemlidir. Bizim en temel siyasi taktiklerimizden birisidir. Bunlar daha da üstün bir fırsat bulurlarsa biraz denetim dışı kalırlarsa varamayacakları yer yok. Bunu biraz göz önüne getirerek tabandan ve tepeden bunları parasız konumda yürütmek gerekiyor. Kısaca bu belirtilebilir. Biraz daha mevcut gerçekleri göz önüne getirerek yaklaşmak ve fazla imtiyaz etmemek gerekir. Diyarbakır’ı işlevsiz duruma getiren, bu serhıldanları biraz soğutan da bunlardır. Bunu da göz önüne getirmek gerekiyor. Şimdi onlara şöyle ilişki dayatıyoruz, böyle ilişki dayatıyoruz, bağımsız ilişkileri dayatıyoruz. Eğer kulakları tak etmezse bunlara karşı dolaylı yollarla teşhirlerini geliştirmek gerekecek. Bunlardan bazıları yeni yeni mücadeleye dil uzatacak noktaya geldi. Bunlar fırsat bulduklarında, düşmanla koyun koyuna yaşayabilirler. Durumları kısaca böyle özetlenebilir. Bu konuya ilişkin olarak biraz daha net konuşmak isteyen var mı?
X.: …
—.: Evet, anlaşıldı. Zaten işbirlikçi ve otonomcu yaklaşımlar, her geçen gün halktan biraz daha tecrit oluyorlar. Yapılan seçimleri, sahte seçimler olarak değerlendiriyoruz. Bu seçimler emperyalizm ve sömürgecilerin desteği, himayesi altında yürütüldü. Söz konusu seçimler gayri meşru olduğu kadar, kabul edemeyeceğimiz bir yönetimdir de. İşbirlikçiler konumlarını meşrulaştırmak için bu seçimi yapma gereği duydular. Bu seçim bağımsızlığını sağlamış ülkelerde bir anlam ifade eder. İşbirlikçiler biraz güçlenmek ve biraz da kitlelere kendilerini yutturabilmek için bu seçime başvurdular. Zaten halk da bunu az çok biliyor. Bu seçimler halkın siyasete atılımı için bir araç olarak kullanılabilir. Ama bunların taktiği açık. İki örgütün yarattığı durumlar; içte işbirlikçi ve demokrat insanları dıştalarken, dışta ise emperyalizme dayanmaktalar. Hatta bir yandan da Irak rejimi ve Türkiye’deki faşist rejime dayanarak bağımsızlıkçı eğilimi ha bire tasfiye etmeye çalışıyorlar. Diğerleriyle ilişkiler bu temelde anlam alacaktır.
Daha önce söylediğimiz gibi, ulusal bağımsızlık cephe programı doğrudur. Bu temelde diğer örgütleri çalıştırmak gerekir, gerek görülürse bir bildiri de geliştirilir. PAK adına veya PAK ile bir cepheye, yani yurtsever cephe adına geliştirilebilir. Bağımsızlık bildirisi, çağrısı yapılır.
Bu tip oyunlara gelmemeye, bunları meşru kabul etmemeye ve hatta devrimi daha da yükseltmeye, bağımsızlık cephesi çağrısı yapılabilir. Sanıyorum biraz daha üzerinde uğraşılırsa bu muhalefeti bir cepheye kanalize etmek mümkündür. Zaten gerekiyor da. Oraya da bir devrimci gerçeği dayatmak kaçınılmazdır. Söz konusu cephe daha iyi çalışabilir. Sözümona, bunların birisi hükümeti, birisi parlamentoyu kontrol edecek! Bu çok sakattır ve son derece kararsız bir durumu temsil edecekler. İşte bu durumdan yararlanarak, bağımsızlıkçı çizgiyi geliştirmek gerekiyor. Bu ortam değerlendirilirse bu çelişkiler daha iyi kullanılabilir. Bunlar hala halkı uyutmaya devam ediyorlar. “Şöyle yaparız, böyle yaparız” taktiği ile halkı oyalamaya çalışıyorlar. Bu arada bağımsızlıktan yana da olduklarını söyleyerek halkı kendi denetimleri altına almaya çalışıyorlar. Buna fırsat verilmemesi gerekmekle birlikte bu yönlü çelişkiler bağımsızlıkçı yaklaşımı daha da derinleştirir. Amaçları kendilerini biraz daha güçlendirmek oluyor. Bu anlamda ideolojik mücadele için iyi bir zemin vardır, yine iyi politik ilkeler kurulabilir. Bu aşama için gerekli kadro hazırlıkları yapılabilir. Zaten bunlar daha önceden karar altına alınmış hususlardır. Hayata geçirmek için imkanlar daha da artıyor, iyi örgütçüler, olgun örgütçüler ve iyi propagandacılara gerek yok artık. Bu aşamada orada biraz örgütçü, biraz politik ilişkilerde usta olanları yönlendirmemize ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra kadro eğitimi üstlenen okullar önem kazanıyor. Diğerleri de gelip gidebilir. Özellikle halkı kazanmak açısından bu olabilir, fazla sakıncalı değil. Bu çerçeveye dikkat edilirse onların o korucu başlarıyla görüşeceklerini söylediniz ya da söylenmek istendi, ondan sonra yönelimlerden bahsedildi, bunu anlayamadık. Sanırım arkadaşlar bunu derinliğine ele alırlar, bütün Botan için ele alınır. Arkadaşlar geldiğinde tartışma geliştirilip planlamaya gidilebilir.
Şehirleri yeniden ele almakta yarar var. G., B.’deki şehirleri biraz farklı ele almak gerekiyor. Buna bağlı olarak şehir planlamasını biraz değişik ele alacağız. Biz burada da değerlendirme yapacağız, orada da kesinleştirilir. Ayrıyeten yeterince takviye de gerekiyor. Bu çok önemli, halk bunu şiddetle istiyor. Aslında halk epey örgütlenme istiyor. Fakat kadro kesinlikle cevap veremiyor, hem sayısal ve hem de niteliksel olarak buna cevap veremiyor. M.’lerin imhasından çıkan sonuç bu. Çok rahat çalışabilecek imkanlar doğmuşken bir çok yetmezlikler ortaya çıkıyor. Tabii önlemeye çalışıyoruz…
Bizim bir Amed grubumuz var. Bu grup şehre yönelik olarak hazırlandı. Grubu kırsal alandan mı yollayalım, başka yollardan mı yollayalım? Daha karar veremedik. Acaba oradan çok rahat geçebilirleri mi, şehre yönelim çok rahat olabilir, kısa sürede ulaşabilir mi? Eğer olmazsa değişik kanallardan yollamaya çalışacağız. Bunu da ek olarak belirtebilirim.
Bundan sonra şehir hamlesini geliştireceğiz. Aslında bu yeterince ihmal edildi. Gerillaya yeterince ağırlık verilince buralar da ihmal edildi. Çok özel ele alacağız. Garzan, Amed, Botan, Mardin ve hemen hemen her eyalette buna önem vereceğiz. Orada planlama gerekebilir. Güç de yeterlidir. Özel bir planlamayla yaklaşım geliştirilecektir. Biz ana perspektifleri verdik. Orada daha somut planlamaya gidilebilir. Güçler önemli bir biçimde nasıl görev yapacakları değerlendirilir. Biz kanalları geliştireceğiz. Basını da harekete geçireceğiz. Taktik olarak Türk basınını boykot etme geliştirilecek. Ama bunu sistemli geliştirmek gerekecek. O basın özel savaş koludur, bunun dışında yaptıkları bir şey yok. Şimdi “2000’e Doğru” ve “Gerçek” benzeri dergileri de değerlendirmek gerekiyor. Tabii biraz da esnek yaklaşılabilir. Bunları diğer basından ayrı tutmak gerekir. Bunlar şoven basına karşı harekete geçirilebilir. Bu ayrım biraz faydalı olabilir. Fakat diğerleriyle bu arada fazla şeye gerek yok. Tamamen özel savaşın talimatları dahilinde hareket ediyorlar. O diğer alanlarda onlarla herhangi bir şeye girmesinler. Az çok özel savaşa karşı olanlarla da dostane ve aydınlatma kabilinde bazı genel doğrular verilebilir. Ama asıl haberler bizim geliştirdiğimiz dergilere verilir. Yine Kürtçe gazete Güney’deki ile birleştirilebilirdi. Bilemiyorum, iki parçaya da hitap eden bir yayın organı olmaları açısından aralarında biraz koordine geliştirmek gerekir. Güney’deki basın temsilciliği iyi haberler gönderebilir. Güneylilerin yazabileceği yazılar vardır. Sanırım renkli hale de getirebilirler. Basın yanları güçlüdür. Biraz edebi basın yetenekleri var. Onlara her hafta faksla yazı iletebilmek gerekir. Çünkü zayıf çıkıyormuş, fazla yetenekli de değil. Aslında iki parçadaki gelişmeleri iyi yansıtabilir, Kürtçe’ye iyi çevrilebilir, çünkü onu Güney’de okutmak gerekecek. Gerçi Güney’e yönelik yayın organı çıkıyor, ama birleştirilebilir mi? Birleştirilemezse aralarında bir dayanışma olabilir mi? Önemli olan budur. Çünkü Kürtçe yayın organları çok zayıf geçiyor, hem içerik hem de biçim bakımından yeterli katkı sağlanamıyor. Bu anlamda katkılar sunulabilir. Onlar da belli kitap halinde çıkabilir. Bence 500 tane Güney’de dağıtılabilirdi. En azından o kanal açık tutulabilirse iyi olur. Bunun yolu bulunmalı. Her şeyden bin taneye yakın dağıtılabilir, bence uygundur. Geriye bunun çaresini araştırmak kalıyor. Ayrıca dediğim gibi, içerik de zenginleşebilir. Bu arada diğerlerinin de gelişmesi gerekiyor. Muhabirlik içeriğine müdahale edebilir, aslında oranın haber şefi güçlüdür. O haberleri siz verirsiniz uluslararası alana… O haber akışı doğru, güçlü düzenlenirse şu anda en itibarlı kaynaktır. Röportajlar, kültür değerleri, haber ve günlük olaylar değerlendirmeler bizim kanalımızdan çıkmalı. Biz bir takım yeni değerlendirmeler yapabiliriz. Oranın temsilciliği bunlardan birçok yazı çıkarabilir. Kısaca dediğim gibi buradaki çalışmalar sonuçlandı. Çok kapsamlı bir sonuçlandırma geliştirildi. Sanırım en kısa sürede elinize geçer.
Tüm yoldaşlara sevgilerimi sunarken, mücadelede başarılı olmanız temennisiyle…
Parti Önderliği
24 Mayıs 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 25 MAYIS 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Sanırım yeni güç takviyesi yapılacak. Giden güç bir bölük diyorsunuz, iki bölük daha bölgeye aktarılabilecek, planınız böyle mi?
X.: Burada bir bölük güç daha var. Kardan dolayı yerleştiremedik. Onun dışında bir güç daha var. Fakat daha ileri açılırsak, belki bizim ihtiyacımız olabilir. Söz konusu yer iyi bir savaş alanı olabileceği gibi, iyi bir üstlenme merkezi de olabilir.
—.: Şimdi ihtiyaç duyulduğu kadar güç alabilirsiniz. Bu konuda herhangi bir yetmezlik olmasın. G.’ye kadar ilerleme olmalı. Yine B., Kuzeyden epey alacağımızı sanıyorum. Oradaki gücümüz, Çatak’taki gücümüzün ulaşamayacağı bütün alanları kontrol altına alabilecek düzeyde olmalı. Ama Kuzey’den tamamen denetim altına alınmaya çalışılır. Yine Beytüşşebap’ta gücümüz var. Beytüşşebap’taki gücümüz Gürpınar’a kadar gelir sanırım. Beytüşşebap gücünün ulaşamadığı Doğu hattının tamamını da siz denetim altına alırsınız. Mevcut gücünüz buna yeter. Buradaki hattı iyi kurun. En önemlisi de Kuzeye doğru yayılmadır. Kuzeye doğru yayılmayı çok sistemli yapmalısınız. Gerek yol açma olsun, gerek Garzan gücüyle birleşme olsun tamamen sağlama alınmalı. Bunun için ne kadar güç gerekiyorsa ona ulaşın. O güç elde edilir. Böylelikle bölgemizi bir üstlenmeye kavuşturacaksınız. Üstlenme için daha yakın kontrol-denetim nasıl mümkünse öyle yapın. Bölgenizin kesin bir karargaha ihtiyacı var. Olduğunuz yerlerden yönelmeniz biraz boşluğa yol açabilir, koordinedeki zaman kaybına yol açabilir. Üstelik alan geniştir. Bence dönem de çok uygun. Bahsettiğimiz gibi fazla gücü yoksa rahat bir biçimde ilerleme sağlanabilir. Tahmin ettiğim gibi orada rahat çalışabilirsiniz. Böylece iyi bir karargah ve iyi bir üstlenme alanına ulaşabilirsiniz. Hatta orada eğitim bile yapabilirsiniz. En azından savaşçı eğitimini rahatça yapabilirsiniz. O iki önemli hedefi de rahatça vurabilirsiniz.
Ezici bir darbeyi mutlaka geliştirmek gerekir. Yine Beytüşşebap de bahsettiğimiz yere sıkıştırabilir. Güneydekiler de sıkıştırır sanırım. En uygun zeminde bu tip hedeflerin de üzerine gidilir. Bunun için güç gerekebilir, araç-gereç gerekebilir. İstediğiniz kadar araç-gereç alabilirsiniz, hatta roket de alabilirsiniz. Hedeflere yönelirken yerel güçleri yedeğinize almak çok önemlidir. Bize inançları belki kırılmıştır, güvenleri belki zor kazanılır, ama yine de bölgedeki yerel güçleri kazanmak çok önemlidir. Örneğin Jirkilerle konuşulur, biraz kazanmayı onlarla denemek gerekir. İkna etmeye çalışılır. Eğer onlara yönelmek fazla zararımıza olacaksa nötralize etmek uygun olabilir. Eğer onlardan darbe gelebilirse bizim vurmamız gerekecek. Alanlar için de aynı şey gereklidir. Aslında en önemlisi bu aşiretleri yeniden kontrol altına almak mümkündür. Uygun yaklaşımlarla kendimize çekmeye çalışırız. Hatta biraz tavizle de yaklaşabiliriz. Baktık ki düşmanın öncü kolu çalışıyorlar, darbe vurmaktan çekinmeyiz. Tabii söz konusu olan duruma ilişkin geçen yılki politikamızı aşmamız gerekiyor.
Koruculara karşı tavrımız ise, onları hızla uzlaşmaya çekmek gerekir. Ama içinde yönelmeyi de taşımalıdır. Yani her ikisini uzlaşmayı ve yönelmeyi iç içe ele almak gerekiyor. Hepsini karşımıza almak ya da uzlaşmak mümkün değil. Aralarında belli farklılıklara gitmek fazla sonuç verebilir. Hem uygun hem de gereklidir.
Mevsim ciddi engel teşkil etmez. En önemli aşamada girdiğimiz diğer bölgelerde iyi çalıştığına göre, orası fazla sonuç alabilir. Düşmanın ’89-’91 yıllarında olduğu gibi bütünüyle yüklenmesi çok zor. İleri adım atılabilir. Sadece dikkat edilmesi gereken şey, olası operasyonlarda manevra yapmaya elverişli yerlerde üstlenme önemlidir. Bunun yanında karargahlar için lojistiğe ağırlık vermek gerekir. Araç-gereç temini de ileri düzeyde sağlanabilir. Ve halkı kazanmaya ağırlık verilmeli. Özel görüşmelerle, özel ilişkiler yoluyla halkı tamamen kazanmak gerekiyor. Böyle yaparsanız bir üs sağlayabilirsiniz. Orada mevzilenmeyi tekrar kazanmak önemli. Başarması da zor değildir. Şimdi her alana ilişkin genel hususlar var. Gerçi biraz değinmiştik.
Aslında yaz dönemine ilişkin perspektif sunmak istiyorduk. Herhalde B.’yi bekleyeceğiz. Önce orayla konuşacağız. Sizinle de daha sonra görüşebiliriz.
Düşman bu altı aylık saldırı evresinden sonra belli bir duraklamaya, yoğunluk evresine girilmiştir. Bir anlamda hamlesinin sonundadır. Ama bizim için bir başlangıçtır, yeni hamlenin başlangıcıdır. Aslında anlamsız nedenlerle bazı kayıplar olmakla birlikte esas itibarıyla gelişme sağlanmıştır. İlk defa derli toplu bir savaşımın bütün şartlarını elde etmişiz. Böyle planlı, kapsamlı bir güçle bir çok alanda savaşı tırmandıracak imkan elde ettik. Bu çok önemlidir. Çünkü bizim açımızdan bu durum yenidir. Tarihte ilk defa oluyor. Artık her alan biraz böyle ilerlemeye başlayacak. Daha şimdiden savaşın tutunacağı anlaşılmıştır, savaşın tek belirleyici çalışma olduğu anlaşılmıştır. Artık ne kadar başaracağımız dediğim gibi komuta tarzına bağlı oluyor. Bu nedenle şu anda üzerinde en çok durduğumuz komuta yetmezliği burada da üzerinde çok durduk, sonuçları ulaşır.
Bundan sonra eskisi gibi komutayla oynama, görevlerle oynama, suç teşkil eden davranışlara göz yumma düşünülemez. Gelinen noktada tabii askeri düzeni tutturmak gerekiyor. O da şudur: Talimnameler belli, tüzük belli, nasıl yaşanılacağı belli, komuta sistemi belli, görevler belli ve buna göre hareket etmeyen tüzük gereği yargılamaya alınır. Yani işleri eleştiri-özeleştiri ile kapatma yerine herkes yaptığına iyi de olsa, kötü de olsa katlanmalıdır. Özcesi anlamsız kayıplar, çok kötü hareket tarzları karşılıksız kalmayacak ve bir yargılanmayı gerektirecek. Bunu bütün savaşçı ve komutanlara hissettirmek gerekiyor. Ayrıca sonuna kadar kendilerini katmaları gerekiyor. Bunu sağlamak önemlidir. Eskiden yapılan hatalara düşmemek gerekir. Yeri doldurulamaz olanları korumak gerekir. İlerleyebilecek ve başarılı olabilecekler görevlendirilir. Doğru bir görevlendirme anlayışı çok önemlidir. Teoride biliniyor, ama önemli olan uygulamaktır. Sizde de eksik olan budur. Şimdi daha iyi uygulamalısınız. Bu seferki yürüyüş kapsamlıdır. Alanları denetim altına almak, siyasi otorite altına almak, giderek bir iktidar yürüyüşüne benziyor. Devlet tam başarıya gidemediğine göre, belli bir başarıyı sağlamamız gerekiyor. Önümüzdeki altı ayı bizim mücadelemiz belirleyecek. Başarımızı ve bundan sonraki yüklenimlerimizi tayin edecek olan budur.
Yapı epey hazırlandı. Sanırım epey sonuç verebileceklerdir. Şimdilik ordasınız. Zaman zaman karargahla bir araya geliyorsunuz. Ortaklaşa bir takım kapsamlı hamleler de vurabilirsiniz. Bölgeleri birleştirme açısından, toplantılar açısından, güç alıp verme açısından ortak hareketler düzenlenebilir. Bu amaçla ilişki kurmanız zor değil.
Genel olarak siyasi çerçeveyi biliyorsunuz. Güneydekileri çalıştırmak gerekecek, KDP’ye yönelik taktikler fazla yeterli değil. Bu konuda halen yetersizlikler var. Onu aşmaya çalışacağız. Bir takım yeni düzenlemelere gidiyoruz. Sanırım siz de tartışıyorsunuz. Şimdi toplantı halindesiniz. B.’nin geçen yılki pratiğine benzer şeyler çıkmayacak. Hiç kimse bölgeleri, mıntıkaları kötü bir tarzda kullanamaz. Eğer geçen yıl kendi başlarına bırakılsaydı adamların nereye gideceği belli oluyor. Doğru olmayan yaklaşımın, düzenlemenin ne kadar kayba götürdüğü ortaya çıktı. Artık bundan sonra kimse değerlerin üzerine oturamaz. Bu konuda düzenlemek, görevlendirmek ve herkesten yirmi dört saat görevine bağlılık beklemek esastır. Bir Beytüşşebap örneği, bir daha hiç bir yerde hortlatılmaması gerekiyor. Sanırım arkadaşlar hakkından gelirler.
Size de biraz takviye yapabiliriz. Burada eğitilmiş güçler var. Çözümlemelerle birlikte gelecekler. Buradaki çalışmalarımız tamamlandı sayılır. Bunları söylüyorum. Tekrar birimdeki bütün arkadaşlara anlatırsınız. Zaten kendiniz de durumun farkındasınız. ’89 yılında yine bu ayda gidildi. Fakat bu büyük hamleyle layıkıyla karşılık verilemedi. Bu nedenle bir çok değerler heba edildi. Şimdi bunu daha iyi anlıyorsunuz. ’89-’90’da öyle yapılmayacaktı, ama taktik önderlik rolünü oynayamadığı için yenilginin eşiğine getirildi. Ne kadar iyi niyetli olsanız da yetmeyen pratik yenilgidir, hem de hak edilmediği halde. ’89 yılının Mayıs yöneliminde çıkarılması gereken dersler var, bu derslerin önemini düşünerek yetmezliklerin neye mal olduğunu tam bilince çıkarmanın zamanıdır. Bazı sinsilikler o zaman da vardı. Baran’ın tavırları, Hogır’ın tavırları açığa çıkmıştı. Tabii partiye karşı dürüst olmadıkları ’90’larda biraz daha netleşti. Aslında o zamanki perspektiflerimiz güçlüydü, ama uygulayamadılar. Bu, tarihi kayıplara neden oldu. Şimdi yine çok büyük ilerleme imkanı elde edilmiştir. Bunu şunun için söylüyorum: Geçmişi iyi yaşadığınız için, bütün o önemli hamle dönemlerinin sorunlarını ve görevlerini iyi anladığınız için yapıyı aydınlatabilirsiniz, hatta bazı perspektifleri yazılı halde de sunabilirsiniz. Mücadele tarihine bağlı olarak ve savaş tarzının düzeltilmesine bağlı olarak sunulabilir. Toplantı sonuçlarını perspektiflere dönüştürebilirsiniz. Deneyimlerimiz önemlidir. Bu gücü iyi kavramak, değerini bilmek açısından o dökümü yapabilirsiniz, mutlaka sonuç da çıkarmalısınız.
Neden bu dönemi başarmak zorundasınız? Artık önemli değerlendirme ve sonuç çıkarma göreviniz oluyor. Biz de devreyi tamamladık. Oraya epey arkadaş gelecek. Yeni yönetimleri her düzeyde güçlendireceğiz. Sizler de yönetimlerinizi güçlendirin. Karargah, sisteminizi çalıştırırken iyi bir planlamayı, iyi bir eğitimi, iyi bir yönlendirmeyi esas alın. O zaman daha verimli çalışırsınız. Geçen yılki eksikliklerden biri de buydu. Bunun yanı sıra bir çok kişiyi çalıştırmasını bilin, güven, inanç vererek çalışma tarzınızı doğru belirleyerek çalıştırın. Daha rahat bir ortamda, daha güvenlikli bir ortamda başarılı olabilirsiniz. Çalışma tarzınızda geçmiş yılların eksikliklerini biliniz. Bütün bunlar önemlidir. Sanıyorum ulaşmışsınızdır, biz tekrar bu temelde sizlere, ordu ve bölge güçlerine selam, sevgi ve başarı dileklerimizi sunuyoruz…
Parti Önderliği
25 Mayıs 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 26 MAYIS 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Açıklığa kavuşturulmasını isteyebileceğiniz bazı hususlar var mı?
D.: …..
—.: Oldu, diğerlerinin isteyebileceği bir şey var mı?
D.: …..
—.: Yapacağımız konuşma, yaz hamlesine ilişkin perspektifi vermeyi amaçlamaktadır. Tekrar da olsa, bazı hususları özetleyelim, diyoruz. Bunun en önemli katkısı da daha sonra farkına varılacak birçok hususu öngörmek olacaktır.
Bunları belirtirken, her zaman size hakim olan bir durumdan bahsetmek gerekir. Bu biraz gerekli de. Biz altı ay-bir yıl sonrası gibi çok önemli bazı yetmezliklerinizi bilince çıkarıyoruz veya yapılması gereken işleri böyle bir ertelemeyle bilince çıkarıyoruz. Tabii taktik önderlikte en hatalı yaklaşımlardan birisi budur. Altı ay önce yapılması gerekeni, bir yıl önce kestirilmesi gerekeni yerine getirmeme durumu vardır. Tabii böyle olunca elbette pratikte yetmezlikler yaşanır, nefessiz kalınır. Sanırım kendini sıkça gösteren durum bu olmuştur. Birçok arkadaş şahsında yaşanan durumu kırmak istiyoruz.
Günceli tam yakalamak, güncele dayatılması gerekeni tam dayatmak oldukça önemlidir. En temel taktik husus budur. Güne dayatılması gereken yaklaşım ve güne dayatılması gereken pratik adımdan dolayı bu söylediklerimiz önem taşıyor. Yoksa bilinen hususları tekrarlamak değil. Pratiğe geçirmenin neden önemli olduğunu, güncel uygulamanın neden tam olarak şimdiye kadar istenilen tarzda oturtulamadığı ve bunun nelere yol açtığını hatırlatmak istiyoruz.
Altı ay önceki hükümetin durumunu kestirmek mümkündü. Buna karşı tedbirler çok yönlü geliştirilebilirdi. Bundaki sığlık, sağlık sorunlarına ve kış kayıplarına yol açtı. Artık bunu kırmalıyız diye düşünüyoruz. En önemlisi de -görmek kadar- döneme dayatılması gerekeni kestirmek, yönetimlerin, yöneticilerin en önemli görevlerinden birisidir.
Bu nedenle bu konuşmaları geliştirmek istiyoruz. Giderek en önemli dönemi dolu kavramak mutlaktır, kaçınılmazdır. Evet, tam bir taktik önderlikten söz edeceksek, taktik önderliğin önemi güne dayatılması gerekeni yakalamasından kaynaklanıyor. Mücadele tarihimiz incelendiğinde taktik önderlik konusunda gerilemenin, ertelemeciliğin veya çok sonradan fark etmenin bir gaflet durumuna kadar götürdüğünü, bunun da birçok şeyi kaybettirdiğini görürüz,
Daha soluklu olmak, daha değerli olmak epey başarıya götürebilir, birçok tedbirsizliği giderir ve birçok eksikliği de kapatır. Bunun yanında birçok fırsat ve olanağın değerlendirilmesini sağlar. Zaten önderlik de biraz budur, önderlik tecrübeyle yakalayabilirse işi götürebilir. Önderlik aksi halde bir artçıdır. Artçı olmak da savaş da çok tehlikelidir. Birçok sakıncayı da beraberinde getirir. Tabii maceracı olmak da vardır. Öngörmenin çok ilerisinde hayallere kapılmak… Bu da maceracılığa götürür. Maceracılığın tahribatları da az değil. Dolayısıyla gerçekçi bir öngörü ve güne hakim olma tek doğru önderlik tarzıdır. Bu nedenle önderlikle ilgili değerlendirmeyi sıkça yapıyoruz.
Partimizin ve ordumuzun çok değerli komutan ve savaşçıları!
Yeni bir tarihi evrenin eşiğinde iken UKM’nin düzeyini açıklamak ve ondan çıkaracağımız gerçekçi sonuçlarla dönemi kazanmak için savaşa yüklenmek, bu temelde yürüyüşü kesintisiz kılmak, son tahlilde iktidarı yakalamak ve bu temelde tüm görevlerin üzerine yürümek kaçınılmaz olduğu kadar büyük çabalarla ulaştık. Hiçbir iç-dış engelin bizden söküp alamayacağı bir gerçeği varlığımız olarak kavramalı ve buna uygun her şey yapılmalıdır. Denilebilir ki, geçirdiğimiz altı aylık dönemi cumhuriyet tarihinin en sinsi, ama aynı zamanda en kurnaz bir terör hükümetiyle karşı karşıya bir mücadele içinde geçirdik. İyi biliniz ki bu hükümet içinde Demirel gibi 30 yıldır bir başbakanlık dönemini değişik süreçlerde yaşamış büyük tecrübeye sahip sağ faşist bir kişilikle Kürdistan halkına soykırımında en temel rolü oynamış ve TC’yi oluştururken bunda Kürdistan halkının imhasını bir hedef olarak benimseyip uygulamış biri ile İnönü gibi kendisini aratmayan oğlunun liderliği ile karşı karşıya kaldık.
Bu hükümet birinci hedef olarak önüne mücadelemizi tasfiye etmeyi koydu. Bizi tasfiye için sergilediği çabalar -Evren-Özal yıllarına göre- çok yönlü bir tedbiri içerdiğini görüyoruz. Basında çıkan bir diğer husus da buydu. Fakat açığa çıkartma açısından söz verdikleri demokrasiye uygun adımlar atmasını -en azından kamuoyunda ne olduklarını göstermek açığından- uygun bulunmuştur. Gerçi çok iyi biliyoruz ki, özel savaşın emrinde, daha gelişmiş kabalığa dayak hürmetmiş gibi bu hükümet Özal hükümetinden daha fazla -iç ve dış kamuoyunda- müttefik arkasına alarak ilk hamlede mücadelemizi tasfiye etmek istediğini göz önüne getirmek durumundayız. Lice-Kulp katliamından başlayıp -katliam 20 Aralık’ta olmuştu- baharın sonuna dek bize yönelik politikalarında çok sistemliydiler. Hedeflerinde tasfiye vardı. Bunda da her türlü savaş araçlarını kullanıyorlardı. Bu altı aylık süreç değerlendirildiğinde tüm çabalarını ortaya koymalarına rağmen arzuladıkları sonuca ulaşamadıklarını görüyoruz.
Bizim cephede ise mücadelemizin taktik adımlarını istediğimiz gibi atamazsak da, çizgi boyutuyla, parti tarihi boyunca öngörülen çizgi, çalışma tarzı ve tempo nedeniyle -ki belirleyici olan da budur- istenildiği gibi atılım yapamadıysa bile kendisini koruduğu ve özellikle gelişmekten de kendini alıkoymadığı -tasfiye şurada kalsın- gelişme hızı bile kestirilemedi. Eğer tempo biraz daha iyi tutturulsaydı, hiç şüphesiz kazanımların fazla olacağı biçiminde bir değerlendirmemiz vardı. Burada da yepyeni komuta tarzı, yepyeni taktik önderlik, gelişmelerin daha da boyutlanmasının en önemli iç nedenidir. Bizce bunlar söylenebilir.
Demek ki özel savaşın uygulanması, sadece kaba baskı değildir. Yine sadece ekonomiyi kullanmakla kalmadı, ek olarak çok sahte bir Kürt kişiliğini canlandırmak istedi. Hikmet Çetin’in dışişleri bakanlığı ve amaçları; Barzani’nin Mart ayında Türkiye’yeve amaçları; yine çok sinsi bir biçimde Kürt reformculuğu adı altında yayılan propagandalar ile işin diğer yanı tamamlanmak istendi. Bu arada, psikolojik savaşa alabildiğine ağırlık verdi. Mücadelemizi ve onun başarılarını örtbas etmeye çalıştı. Kendi kayıplarını sürekli gizlerken bizim kayıpları sürekli abartarak verdi. Bunlar da savaşın psikolojik boyutlarıydı. Uçak saldırıları, mayınlama, tank vb. şeyler de devreye konulmuştu. Kendilerine göre bizim yapacağımız bir taktik hataya karşı -özellikle de serhıldanlarda- katliam da dahil bir takım vahşi uygulamalara girişmeyi göze almıştı. Düşman açısından da, bunlar açığa çıktı. Hepsi somut sonuçlardır.
Bizim planımız, ileri bir ayaklanmayı yaratma değildi. Ayrıyeten çok güçlü bahar atılımları filan da değildi. Bunlar ne gerçekçi ne de gücümüz yeterdi. Fakat normal planlı gelişmelerden de her şart altında alıkonulmak üzere planlı gelişmelerin sağlanabileceği biçimindeydi. Ve nitekim olan da budur. Bütün bunlara rağmen geçen 6 aylık süre içinde dikkatli olunması gereken hususlardan en önemlisi de partinin gelişmeleri nasıl sağladığının yapı tarafından tam bilince çıkarılmaması-bilinmemesi oldu. Vardığımız en önemli sonuç bu. Genelde parti tarihi, özelde ise son dönemlerin parti gerçekliği ve onun yürüttüğü savaş gerçekliği kadroların ezici bir kesimi tarafından bilinmiyor. Yani yanılgı şurada: Ayakta kaldık, ama nasıl kaldık? Gelişme oluyor, ama nasıl oluyor? İmhadan uzak kaldık, ama nasıl kaldık? Bunun dayandığı önderlik gerçeği, iç-dış dengeleri yürütmesi, bizzat bütün pratik adımların nasıl atıldığı, neler pahasına, nasıl adım adım gerçekleştiği, bu süreçteki yoğun ilgi, yoğun irade gücü, yoğun pratik ustalık… Bunların fark edilmemesi, gelişmelerin kendiliğinden olduğu, artık böyle sürüp gideceği ve dolayısıyla taktiklerin fazla olmaması gibi düşünceler bir yanılgıdır. Eğer herkes tarafından bu yanılgılar aşılmazsa, mevcut yaşadığımız gerçeklere göre kendini tam ayarlayamayanlar kaybedebilir ve kazanacağı şeyler az olabilir.
Şimdi, komuta tarzı için söylediklerimizi fazla tekrarlamanın gereği yok. Halen eğer savaşımızı istediğimiz gibi boyutlandırırsak önemli fırsatlar yakalayabiliriz. Oysa parti gerçekliğinin, onun tarihi ve güncelliğinin böyle abartılı, gerçekçi olmayan tarzda yorumlanmasının ve en önemlisi de ona ulaşamamanın, onu özümseyememenin rolü halen belirleyicidir. Bu durum aşılmazsa, kayıplar bir yana kazanımlarımız da sınırlı olur. Önümüzdeki süreç en önemli süreçlerden biridir. Gelecek için, hep geçmişten ders çıkarın. Zaten bizim de yaptığımız budur.
Şimdi önümüzdeki altı ayın ne kadar önemli olduğunu vurgulamaya gerek yoktur. En önemlisi, bu altı ayı nasıl karşılıyoruz? Altı aylık hamlemiz hükümeti bunalıma uğratacaktır. Eski hızıyla ve eski tarzda darbeleme pek fazla mümkün olmayacaktır. Tabii eğer çok açık hataları yaşamazsak kazanımlı çıkmamız mümkündür. Esas itibarıyla orduya dayanıyor. Artık Kontra-hizbullah eskisi gibi işine yaramaz. Artık o bize yarar. Yine diğer savaş biçimleri fazla etkili olmayacaktır. O eski politikalar, esas itibarıyla işlevini yitirmiş bulunmaktadır. Daha çok yeni ordu birliklerine dayalı olarak ülkede kalma, ülkede varlığını sürdürmeye çalışacak, bunu esas alacak. Yani büyük saldırılarla büyük sonuçlar almak değil, elindeki imkanları sonuna kadar kullanarak varlığını koruma… Bu, tam bir denge durumu olmasa da biz bazı bölgelerde ona benzer pozisyonlar yakaladık. Eğer ciddi hatalar yapılmazsa, taktik hatalar yapılmazsa ordunun ülkemizde fazla yürüyebileceğini beklememek gerekir. Belli bir duraklama dönemine girmiştir. Tabii bu da kendini yenileyemez, operasyon yapamaz anlamına gelmiyor. Hayır hepsini yapar, ama genelde bir kuşatmayı-ezmeyi başaramaz. Ve bu da bizim geldiğimiz aşamadan dolayı böyledir. Süreç içinde düşman ordusu yorulacak, gittikçe istemi tahrip olacaktır. Artık bu süreç başlamıştır. Devletin tüm kurumları işlev görmekten uzaktır. O kurumlarla kendisini tutturması mümkün değil.
Yine esas itibarıyla çıplak orduya dayanarak gününü uzatmak isteyecektir. Bu altı aylık kış sürecinde yaptığı gibi sonuç almaya imkanı yoktur. Bizim zorluklarımızı kullanmak istedi. Onlar da aşıldı. Bunun yanında diplomasiyi kullanıyor. Herhalde bunun da boyutu bu kadardır. Bundan sonra fazla diplomasiyle sonuç alamaz. Azami düzeyde aldığı sonuç da budur. Öte yandan parlamentodaki birlik de sağlandı. Yılbaşından beri bunu sağlamaya çalıştılar. Daha fazla bu konuda sonuç alamayacağı gibi yıpranma sürecine de girmiştir. İç ve dış politikadaki destekleri giderek yıpranıyor. Nasıl ki ordu yıpranma sürecinde ise, iç ve dış politikada da belli bir yıpranmayı yaşıyor. Bu durum daha da hızlanıyor.
Ekonomide de para basma imkanı kullanıldı. Hem de çok kötü kullanıldı. Bu ekonominin sonuçlarını şimdi görecek. Ekonominin tümüyle tıkandığı bir süreç yaşıyor. Bu sonuçlar süreç içerisinde daha da tahripkar olacaktır.
Son günlerde geliştirmek istedikleri şu sahte anayasa tartışmaları ise mevcut gelişmeleri iflas ettirmek içindir, halkın tepkisini çarpık hale getirmek içindir. Öyle fazla demokratik bir değeri yok. Sıkışmışlıklarının verdiği bunalımı atlatmanın bir çaresi olarak düşünülüyor. Bu tartışmalara güvenmemek gerekiyor.
Bunun yanı sıra sizin durumunuz, önümüzdeki altı ayı kazanmak için koşullar ve imkanlar sonuna kadar elverişlilik arz ediyor. Yeni hazırlıklar ve özellikle de ordulaşmada kat edilen mesafe ileri bir boyuttadır. Ordu içerisinde parti öncülüğü hem nicelik hem nitelik olarak ilerlemekte ve gittikçe de ilerlemeye devam etmektedir. Bu konuda kesin bir gelişmeden söz etmek mümkündür. Geçen altı aylık sürede partileşme ilerlemiştir, parti yaşamı, parti ahlakı orduya egemen oluyor. Yine kitlelerin partiye akışı her geçen gün daha da büyümektedir. Nicel ve nitel olarak bir gelişmenin olduğu mutlaktır. Katliam tehditlerine rağmen hızla kitlesel yoğunlaşmaya ulaşıyoruz. Kısaca bu konuda, kitleselleşme konusunda kitleselleşme hızından bir şey kaybetmeden ilerliyoruz. Psikolojik olsa da, giderek artan bir biçimde herkes sıcak savaşımızdan yana tavır almaktadır. Burada kitlelerin savaş isteğinin hızlanması-artması değil, önemli olan kitlelerin politikleşmesidir. Savaşma arzusu şimdi daha yüksek. Bu da psikolojik üstünlüğün bizde olduğunu gösterir.
Halk fazla savaş istiyor. Hatta ordumuzun savaşı daha da geliştirmesinden yanadır. İşte bu, psikolojik bir üstünlüğü ifade etmektedir.
Düşman ordusunda ise, tam tersi bir durum yaşanmaktadır. Yine teknik donanım açısından bir ilerleme kaydetse de tarih kadar niceliksel gelişme gösterse de, genişliğine bir yayılma kat etse de bu psikolojik üstünlüğümüzü gölgelemiyor. Geçen bir yıl içinde ulaşılmayan birçok alanlara ulaşmayı sağladı.Nicelik ve nitelik olarak bazı bölgelerde yoğunlaşmayı, güçlenmeyi yaşıyorlar. Sanıyoruz en önemli bir husus da iklimin alandaki dezavantaj teşkil etme durumunun ortadan kalkmasıdır. Büyük bir dayanma gücü gösterildi.
Şimdi lehimizde bir iklim var. Bu da önem verilecek bir durumdur. Bütün bunlar şunu gösteriyor: Düşman için somut olan bir şey bizim için mükemmel bir başlangıçtır. Ve sayısal gelişmeler hemen bizi zafere, bağımsızlığa götürür demiyoruz, ama bundan çıkarılacak sonuç ordulaşmada ve her eyalet için düşünülen planlamanın üstüne çıkabilme, gerillayı tam oturtabilmedir. Serhıldanlar oldukça yaygınlaştırılabilir, hem de karmaşık bir duruma getirerek yaygınlaştırılabilir.
Mevcut deneyimlere dayanarak dönemi, gelişmeleri böyle kestirebilmek mümkündür. Daha da somutlaştırırsak önümüzdeki üç ay içinde ihtimalen örgütsel gelişmelere ağırlık verilecektir. Genel hatlarıyla örgütlenmesi ve gerekse de gerillanın yardımıyla yapılacak söz konusu örgütlenme daha ileri düzeye getirilmelidir. Kent ve köy örgütlenmeleri -mümkün olduğu kadarıyla- ileri bir düzeye getirilebilir. Mevcut planlamanın en önemli bir yanı bu asgari örgütlenmeyi yapmaktır. Yani temsilcisiz-komitesiz bir kent-köy bırakmamak büyük önem taşıyor. Bu bizim ve gerilla bölgesinin katkılarıyla başarılması ve ilerletilmesi gereken bir görevdir. Yine bu alanlarda gerilla örgütlenmesi biraz daha derinleşecektir. Özellikle de sıcak savaşımın avantajıyla kendisini çelikleştirecek, hemen hemen bütün kent ve köyleri vurabilecek bir noktaya getirecektir. Gerilla birliklerimiz bu üç aylık süre içinde savaşımı hemen hemen bütün kent ve köylere taşırmalıdır. İstedikleri zaman bu alanlara girip çıkacak bir düzeye ulaşmalıdır,
Bu daha çok üç aylık bir planı kapsıyor. Kısaca bir yandan asgari örgütleme tamamlanmış, diğer yandan da gerillayı her yere girip çıkacak düzeye getirmek, pekiştirmek ve oturtmak gerekiyor. Ondan sonrası, gerçekten önemli sonuçlara ulaşabilecek bir iç içe savaştan oluşmaktadır. Çok kapsamlı halk hareketiyle gerillayı iç içe ele alan ve işleyen bir savaşımdır. Nereden bakarsak bakalım bu iş böyle geçecektir. Bütün birimler -gerek gerilla birimleri, gerekse diğer birimler olsun- güz aylarını çok ilerlemiş bir savaşçılıkla geçireceklerdir.
Kent işgalleri günlerce de sürebilir. Birçok işbirlikçi hedefler tamamen ezilecek. Bazıları kaçırılacak, bazıları tahrip edilecek hedeflerdendir. Bazılarına da el konulacaktır. Gerek kentlerde, gerekse de köylerde bu uygulama hayata geçirilecektir. Daha gelişmiş hedeflerin şimdiden tespiti ve giriş tarzının planlanması söz konusudur. Kesinlikle ikinci dönemi böyle karşılamak durumundayız. Çok yaygın ve çok şiddetli karşılamak durumundayız. Dolayısıyla geçen yılları ve hatta şimdiye kadarki süreci aşan bir yaklaşım olacaktır. Bunun derin bilinciyle, bütün birimler, komiteler hareket eder durumdadır. Sonuçta, denetimimizdeki alanlar daha da genişleyecektir. Siyasi yönden halkın kazanımı çok ileri boyutlara ulaşacaktır. Bu konuda hayalci olmuyoruz. Ama ülkenin askeri yönden de önemli bir kısmını ve siyasi yönden de ezici bir denetimi uzak görmüyoruz. Ulaşılabilir hedeflerdir.
Aynı şekilde bu çalışmanın içine ulusal meclis çalışmalarını da alacağız. Bu aylar aynı zamanda ulusal meclis çalışmalarına bir çözüm arama ayları olacaktır. Sezon sonu ulusal meclise doğru da bir hazırlık süreci olacaktır. Bu konuda da, söz konusu gelişmeler başarılı olmaya yol açacaktır. Buna göre hazırlıklar, seçim sistemi, aday belirleme ya da delege sistemi geliştirme göz önüne getirilmesi gereken bir husustur. Nasıl hazırlanılabilir? Bunun en önemli şartı, bildiğimiz gibi taktik önderliği işleten sorumlu komutanın çalışmasına bağlıdır. Bu siyasi komutandır, hatta askeri komutandır, hatta ideolojik komutandır. PKK’de bugünkü temel sorun ne savaşa hazırlık sorunu, ne araç-gereç sorunu, temel sorun komuta sorunudur.
PKK’nin siyasi çizgisi, stratejisi, askerli çizgisi, stratejisi esas itibarıyla işliyor, ideolojik düzeydeki çizgisi de en devrimci çizgi olarak varlığını sürdürüyor. Peki sorun nerede denilirse, gerçekten bu konuda sorun, komuta tarzının işleyişi, örgütlendirilmesi, denetimi gibi hususlarla kendini belli ediyor. Bu konudaki acemilik, amatörlükten tutalım, çok çarpık saptırmalara kadar birçok şey ile karşı karşıyayız. Komuta tarzına ilişkin söylediklerimiz buraya eklenebilir. Aslında onu fazla uzatmayalım, kısaca özetlenirse bütün bu gelişmeleri bir parça vatanı kurtarabilecek, hatta bir hükümet olmaya kadar götürebilecek bir gelişmeyi sağlayarak komuta tarzının sağlam işleyişine bağlı olduğu gibi ulaşamazsak da bu yüzdendir. Gerçekten nereden bakarsak bakalım, böyle kazanılmış bir halk, bu kadar akan savaşçı seli, maddi manevi destek, araç gereç nerede görülmüştür? İstediğin hedefi vur.
Bunlar hazır meyve gibidir, elini sallasan düşürürsün, ama bu el olabilecek bir düzen gerekiyor, komuta gerekiyor. Bunun bazı sorunlarını size açıkladık ve sanıyorum bahsettiğim bir neden yanında başka nedenler de var.
Öngörüyü yapsa bile, güne pratik olarak hakim olamama, yapının eğitim, örgütlendirilmesi ve denetimine hakim olamama var. Kitlenin beklentilerine cevap verilemiyor. Sistemsiz, dağınık ve yetersiz kalınıyor. Bunun yanında fırsat çıkıyor, özellikle eylemde bu fırsatı değerlendiremiyor, kendini zora sokuyor. Sürekli bir intihar çizgisiyle maceracı çizgi arasında dolanıp duruyor. Eyleme intiharvari yaklaşımlar, son derece gafil yaklaşımlardır. Böyle düzenli, planlı bir düşürme pozisyonuna giremiyor. Eğitimi çok ağır bir şekilde ihmal ediyor. Savaşçı-kadro eğitimi ihmal ediliyor. Kitle eğitimi hakeza… Örgütleme, eylem, eğitim bu kadar ihmale uğrayınca taktik önderliğin yürümesi düşünülemez.
Bütün eyaletleri inceledik, bu arada affedilmez hatalar içine düştüler. Bazıları, yıllarca ertelemecilik ve tereddütten bahsetti. Partinin zorbela eğittiği kadroları ucuz eylemlerde harcıyorlar. Dersim, Güneybatı, Amed’de gördük. Her yerde ortaya çıktı, Zorbela 20-30 kişilik bir kadro yetiştiriyorsun, ki işlense her biri fethetmeye yakındır; şu noktayı tut, git şu ucuz hedefe, ihmalliktir aslında bu veya yerinde otur. Aylarca işlevsiz bırakılıyor. Ya böyle çürüyor, ya öyle. Bunu yapan kimdir? Sözde komutanlığını sağlama almak isteyenlerdir. Böyle komutan örnekleri var, ad vermek istemiyoruz, ama biliyoruz. Partinin gücünü, imkanını kendi güvenliğini sağlamada, kendine göre bir yaşam içinde tutmada kullanıyor. Tabii sen bu kadar insanı harcatırsan, partinin bu büyük etkinliğini böyle harcatırsan yaşayabilirsin, zor değil! Ama ne pahasına yapmışsın, sorumsuzluktan ötürü onlarca yoldaş gidiyor. Yine o kadar silah gidiyor, kitlenin morali gidiyor. Bu gerçek bir darbedir.Mühim olan günü kurtarmak. Dikkat edelim, mesela Savur’daki olay nasıl gelişti? Geçen yıldan beri bir rahatlıktan bahsediliyor. Rahatlık sonu nereye götürdü? Birçok birimimiz her gün kayıp veriyor. Küçük birimlerdir, köyden çıkmıyor.Köyün yanı başında bir mağara varmış, oradan çıkmıyor. Şimdi elini sallasan bulabilirsin. Adam alışmış, köyünden çıkmıyor. Çıksa da yanı başındaki mağaradadır, tepededir. Bu anlayışın gerillayla alakası var mı? Ve sürdürülürse, kesin yenilgi değil midir? Amed’de, Mardin’de, Garzan’da ve birçok alanda bu ortaya çıktı. Bilebile korucunun, devletin denetimi altındadır. Hatta ilişki içindedir, zımni bir uzlaşmayı da yaşıyorlar. Dersim’de de böyle oldu, Güneybatı’da da… Bunu niye aşmıyorlar? Bu komutan adaylarımızın rahatı bozulmasın. Çok yanlış bir önderlik anlayışları var. Bu arkadaşlar da çevrelerine partinin bazı güçlerini alıyorlar. Anlaşabildikleriyle anlaşıyorlar, anlaşamadıklarını kötü noktalara, iyi olmayan konumlara getiriyorlar. Sonuç, kendine göre örgütü korumuş, kendine göre önderlik yapmış. Bu tehlikeli bir anlayıştır. Diğer bir anlayış da dediğim gibi değerler nasıl olmuş hiç umurunda değil. Maceracı, intiharvari birçok şey içine itebiliyor. Koruma, eğitme, onlardan çok iyi komutanlar çıkarma umurunda bile değil. Harca nereye giderse gitsin. Kendisini de, yoldaşlarını da düşünmüyor. Bir kısmı çok pasif, savunmacı… Aylarca boş gezmekten başka yaptığı bir şey yok. Avare, asi bir gruptur.
Altı ay ne anlama gelir, masrafı nedir, fırsatı nedir? Hiç bunları düşünmüyor. Bunun gibi birçok özellikten bahsetmek mümkündür. Aslında çözümlemelerde bunlar kapsamlı işlenmiştir. Bunları siz değerlendirirsiniz. Bu anlayışla -bırak başarıyı sağlayalım- çoğunun sandığı gibi kendilerini de koruyamazlar. Eğer, kendilerini koruyorlarsa, bu onların tarzı sayesinde değil, yaptıklarından dolayı değil, partinin genel etkinliği, genel önderlik tarzı, stratejik Önderliğin ayakta duruşundan kaynaklanıyor. Bu olmazsa 24 saat dayanamazlar. Arkadaşların bunu kavraması gerekiyor. Suiistimal etmeyip, buna hakkını vermeleri gerekiyor. Düzenlemeler son derece keyfi, esasta kendilerini dikkate alıyorlar. Hareketin, bölge örgütünün, halkın ihtiyaçlarının bir bütün olarak parti ihtiyaçlarını sıkı sıkıya takip ederek, ona bağlı kalınarak ayakta kalma, komutayı sürdürme durumu değildir. Eskisi kadar olmasa da halen bizi tehdit eden yön budur. Bu tarz bir komutayı kabul etmiyoruz. Alınması gereken bir tedbir, bu anlayış içinde olanları uyarmak, hızla kendilerini düzeltip yetkinleştirmezlerse görevden almaktır. Açıkça kabul edilmeyecek başarısızlıklar, hatta ağır ihmalkarlıklardan ötürü yargılamalar hızla devreye girmelidir. Gerekirse 24 saat alttan üste, üstten alta doğru denetim sürdürülmeli. Ve görevleriyle bağdaşmayacak durumda olanlar layık oldukları konuma alınmalıdırlar. Bu şart önümüzdeki dönemin en çok sıkı sıkıya gözetilmesi gereken bir şarttır. Geçen yıllarda olduğu gibi altı ay bekleyelim, yeri doldurulamaz veya dengeli hesaplayalım, bunlar yanlış hesaplardır ve birçok gelişmeyi kapatır. Gerek tedbir, gerek görevden almalar daha hızlı, günlük başarı pratiğine bağlı olarak yapılmalıdır. Denetim aylık değil, mümkünse haftalık yapılmalıdır. Görev değişikliğine de sık sık gitmek gerekir. En önemli yönetim görevi bu oluyor. Komuta görevi oluyor. Bunun üzerine daha çok vurgu yapılabilir. Biz sadece kısmen dokunduğumuzu belirtelim. Çözümleme ve son perspektifler daha derinliğine incelenmelidir. Yetmeyen komuta her yerde, her birim için mangadan tutalım en üst düzeydeki birimler için giderilmelidir. Hala düşkünlük, maceracılık, boş pratikçilik, hiç kimsenin artık tenezzül etmeyeceği, mahkum edilmiş tavırlar olarak hakkettiği yeri bulmalıdır. Eğer nicel ve nitel olarak komuta tarzı ister şehirde, ister kırda, ister gerillada, ister örgütsel faaliyetlerde bu tarzda oturtulursa başarı kesindir. Tabii bununla bağlantılı olarak lojistik hazırlıklar, araç gereç teminleri, kurye sistemi, istihbarat sistemi ve bunun gibi birçok taktik husus, en başta da güçlenme meselesi, eğer doğru tutturulursa -tabi bu şartlara bağlıdır- kesin başarır. Hemen belirtelim, bazı birimlerimizin düşman kontrolü altında olduğunu düşünüyorum. Şu son kayıplar, köylere dayalı yaşam kesinlikle aşılmalıdır. Örneğin Mardin’deki birimler kendini yürütemez duruma gelmiş birimlerdir. Güvenlikli alana çekilmelidirler. Üs alanları vardır. Kendilerini az-çok savunabilecek, koruyabilecek alana çekilmelidirler. Eğer ovaya veya alanlara uzanacaklarsa bu da planlı, tertipli ve geçici bir alanla sınırlı olabilir.
Örneğin Amed için de bunlar belirtilebilir. Yayılma planlıdır, belli amaçlara ulaşma temelindedir. Aksi halde sürekli köylere dayalı yaşa, parti bunu kaldıramaz ve buna güç de dayanmaz. Son kayıpların hepsi bu niteliktedir. Üsse bağlanmış değil, hareket tarzında gizlilik yok. Düşman geldiğinde kendini savunacak, manevra yaptıracak durumda değil. Tabii ki bunlar imha olur. O açıdan böyle böyle birimler neredeyse müdahale edip onları sağlam üs alanlarına doğru çalışma tarzına, hareket tarzına çekmek gerekiyor. Bu konuda erteleme olmamalı. Başta Mardin olmak üzere, özellikle Amed ve benzer alanlardan biri de Garzan’dır. Hızla müdahale edilip bu konudaki birimleri çekme, büyük önem taşıyor. Kural dışı, taktik dışı birimleri aşmak gerekiyor. Bu şehirler için de böyledir. Beline takmışlar tabancayı -hele bayanlar- kontra timine cevap veremez. Peki neden tabanca? Bununla çatışmayacağı açık. Ama niye veriyorsunuz? Ve en son kurşunu da kendine sıkıyor. Bu doğru bir tarz değildir. Evet bir kahramanlıktır, ama doğru değildir. Bunun yerine daha gizli bir örgütçülük, daha kamufle edilmiş çalışmalar yürütmek gerekir. Yakalansın, çok çok birkaç yıl içerde kalacak, varsın kalsın, ama böyle bir biçimde imhayı göze alamayız. Bu da çok işlenen bir hatadır. Gizli çalışacaksa çalışma tarzını bilsin. Ama bir tabancayla ne gerilla olunur, ne şu, ne de bu…
Yine milislerin kullanımı çok önemlidir. Milislerin örgütlendirilmesi, onların doğru çalışma tarzına bağlı kılınmaları önemli sonuçları doğurabilir. Bir Mardin’de, Amed’de gerillanın yapamadığını milis önemli oranda yapabilir. Özellikle ovalık alanlardaki birçok hedefi yeter ki planla ve hedefi önüne koy.Bir-iki gerilla da gidip yönlendirebilir.
Bunlar daha da geliştirebileceğimiz doğru hususlardır. Milisin yönlendirilmesi dediğim gibi cephe çalışanlarının yönlendirilmesini gerillayla karıştırmayalım. Gerillayla bunları karıştırma çok hatalıdır ve önemli kayıplara yol açıyor. Buna fırsat vermeyelim. Tedbirlerin sürekli geliştirilmesi gerekiyor. Eğer bütün bunlar karşılanırsa, yani eksiklik ve yetmezliklere fırsat verilmezse, önümüzdeki aylar şehirlerde iyi örgütlenme aylarıdır. Kırsal alanda da oldukça güçlenmiş bir gerilla, gerilla savaşımıdır ve güz ayları da gerçek bir saldırı süreci olabilir. Böyle yapacağız. Hepinizin bu derin görev anlayışıyla hareket etmesi gerekir. Bütün gücümüzü zorlayacağız ve geniş bir saldırıyı çok yönlü, çok karmaşık gerçekleştireceğiz. Bu demek değildir ki şimdi eylem yok, değil, var. Serhıldanlar da var, yürüyüş de… Her şey olacak, fakat olağanüstü, daha sonuç alıcısını o döneme tırmandırarak devam ettireceğiz. Sonuç şüphesiz yıl sonuna doğru kazanılmış bir yıl olabilir. Bu yaz hamlesine yönelirken temelde bunları vurgulayabiliriz. Her bölgeye, her mıntıka, hatta gereken sonuçları kendi somut durumlarını da göz önüne getirerek kestirebilir, kestirebilmelidir de. Bunun üzerine yoğunlaşmalıdır da. Ek planlar, planlara uygun görevlendirmeler, değiştirmeler, düzeltmeler sonuna kadar yapılmalıdır. Ve her şey ülkemizin tamamen siyasi denetim altına alınması çok ileri gelen, hiçbir haine, işbirlikçiye yer verilmeyecek bir halk ortamıyla garnizonlara sıkışmış bir düşman gerçeği… Bunun dışında hiçbir şeye fırsat vermemeliyiz. Ve eğer olursa, başarılır dememeliyiz. Ana hedef budur, bunun için de dediğim gibi parça parça kurtarılmış alanlar da söz konusudur. Halkın kendi otoritesini alabildiğine geliştirmesi de vardır. Belki bir hükümet değildir, ama hükümete benzer bir durumdur. Ulusal meclisi vardır ve giderek kendini dünyaya kabul ettirmiş, Kürdistan ulusal kurtuluş savaşımıdır. Kendini Türkiye’ye de kabul ettirmiş bir savaşımdır. Ve bu da az bir kazanım değildir, daha fazlası da olabilir. Bunu da imkansız görmüyoruz. Daha da ileri boyutlu kazanımlar olabilir, bu hepimizin tutkusudur. Bunu da zorlayacağız ve gerekirse tam bağımsızlığı bazı alanlarda sağlayabilir de. Bunu da düşünmüyor değiliz. Ama kayıplara da yol açmayacağız. Daha az kazanımlara da fırsat vermeyeceğiz. Bu kardır deyip üzerine yatmayalım. Hiçbir savaşçımız, militanımız sıradan gelişmeler üzerinde yatma hakkını kendinde görmesin. Hele rahat yaşama imkanları arttı deyip kendi kendini aldatmasın. Tam tersine her zamankinden daha fazla kazanma hırsı, tutkusu sonuna kadar olmalıdır. Savaşa yaklaşım tarzı budur.
Hırs büyük, kazanma tutkusu büyük, kazanılanı yeterli görmeyen daha fazlası için mevcut imkanı, olanağı ve fırsatı çok iyi değerlendiren, hem de aman tanımaz bir biçimde olabilen; tarihi fırsat, tarihi olanak, gelişme gücünü yakaladım diyen bir savaşçı militanın tarzıdır. Hepinizden beklenen budur. Biz bu temelde tekrar bütün alanlardaki, eyaletlerdeki, bölge ve mıntıkalardaki mangadan tutalım, en gelişmiş birliklerimize kadar; bütün şehirlerdeki komutanlardan tutalım, köy temsilcilerine kadar ve her düzeyde ideolojik, siyasi, askeri düzeydeki parti çalışanlarına, milis gücümüze ve bütün taraftarlara bu döneme yaklaşımlarını kazanmak için her şeylerini ortaya koymalarını, asla düşmanın direkt veya endirekt aldatmacalarına, sindirmelerine aldanmamalarını, tam tersine her zaman zorluklarda dahi büyük bir direnmeyle ve bu temelde sağlanacak gelişmeyle karşılık verme, bolluklarda da yatma değil, fırsat bu fırsattır deyip daha fazla savaşım değerleriyle bu dönemi yakalama ve böylece kesintisiz zafere doğru iktidar yürüyüşünü gerçekleştirme, bütün bu çalışmalara bu temel perspektifler dahilinde yürümenizi, savunmanızı, bunun için engel teşkil edebilecek, içten ve dıştan kaynaklanabilecek tüm engellere ustaca karşı koymanızı ve mutlaka hedeflerimize ulaşmanızı, bizim de bu temelde buna elimizden geldiğince şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm gücümüzle destek olacağımızı belirtir, yoldaşça selam ve sevgilerimizi sunarız.
Parti Önderliği
26 Mayıs 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 28 MAYIS 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Bu dönem, gerçek bir saldırı dönemidir. İleri bir saldırı hamlesine geçebiliriz. Tüm partili militan savaşçılar ve ona her düzeyde destek sunan milisler, çevreler bu temelde ileri bir hamleye geçmemiz gerektiğine dair derin bir bilinç, görev ve sorumluluk anlayışı içinde olmalıdırlar. Biz bu dönemi kolay yakalamadık. Büyük sabır, inat, çaba bir an bile eksik edilmedi. Önderlik düzeyinde böyle olduğu gibi, en sıradan savaşçıyı bu çabayla yaşatarak buraya kadar geldik. Hiç kimse bu gelişmeleri tesadüflerin veya herkesin çalışmasının bir sonucu olarak görmesin. Hayır! Doğru çalışma vardı, yeterince çaba vardı. Bazıları buna layıkıyla karşılık verdi. Bazıları tersinden ve çoğu büyük kayıplara, hatta kendilerine kalsaydı yenilgilere götürebilecek tarzda bu sürece katıldılar. Bunlar unutulmaz. Saldırı konumunu elde etmemiz, partiye gerçekten her şeyini veren, savaşa her şeyini verenlerin bu konuda sınırsız çaba, büyük fedakarlık, cesaret ve yaşamın esası haline getiren tutumun zaferidir. Yoksa bununla oynayan, bunu kendine yorumlayan, keyfe tabi tutan tutumların bir başarısı değildir. Ve onlar da böyle başarıya kendiliğinden ortak olamayacaklarını bilmelidirler. En önemli bir görev de, bu tarzda kendini katmayanların bu başarıda payı olmadığı, hakkı olmadığını bilmeleri, hak-başarı elde etmek istiyorlarsa hiç olmazsa bundan sonra bunu tutturmalıdırlar. Düşmanın politikası halen ezme ve teslim almadır. Bu politika karşısında direnme savaşı esastır. Şimdiye kadar direndik. Şimdi bunu daha da ileri bir aşamaya, direnme yanından öteye bir saldırı yanı da olan bir savaşa dönüştürmek istiyoruz. Direnme yüce bir savaştır, gereklidir, fakat kendi başına zaferi sağlayamaz. Bizim şimdiye kadar yaşadığımız savaşın ağır basan yönü de direnmedir, savunma da direnmedir. Teslim olmama, ezilmeme… Fakat yalnız direnmeyle zaferin kazanılamayacağını da çok iyi gördük. Bu aşamadaki savaşımızın ağır basan yönü yine direnme savaşı biçiminde olmakla birlikte, hiç olmazsa ülke genelinde topyekün ve aynı biçimde gelişmese bile mevzi alanında bazı önemli alanlarda saldırıya geçebilme imkanını da elde etmiştir. Dolayısıyla bazı yerlerde saldırı konumuna geçilmiştir. Ve bu, savaşın farklı bir dönemine denk gelmektedir. Hiç şüphesiz direnme savaşı döneminde de saldırı vardır. Biz bu anlamda bir saldırıdan bahsetmiyoruz. Bizim bahsettiğimiz düşmanı mevzide de olsa dengeleyen, bazı yerlerde denge durumundaki saldırıdır. Bunun imkanı elde edilmiştir. Bu hususun iyi görülmesi gerekiyor. Ve daha önceki saldırılarla karşılaştırılmaması gerekiyor. Bu giderek birçok bölgeye de taşırılabilir. Yaza yönelik hazırlıklarımız birkaç yerde değil, ülkenin geneline taşırılan değişik saldırı konumunu yaratmaktır. Ve serhıldanlarla birlikte geliştirilmektedir. Serhıldanlar için asgari örgütlenmeler gerektiği de söylenmiştir. Mevcut örgütlenmeyi biraz daha geliştirmek gerekiyor. Özellikle gerillanın saldırı konumuna az çok atılmasıyla birlikte, saldırı döneminin serhıldanlarını da değişik ve daha da geliştirilmiş biçimleriyle sürdürmek gerekiyor. Ve dedik ki, güz hamlesine doğru bu daha da hız kazanacaktır. Önümüzdeki yaz ve güz dönemlerinin temel taktikleri böyle açıklığa kavuşturulabilir. Fakat dönemin çok ilerisinde yani denge durumunu aşan, saldırı durumuna geçtik biçiminde de anlaşılmamalıdır. Hatta tam dengeyi her düzeyde tutturduğumuzu da söyleyemeyiz. Mevzidir, denge durumu geçicidir, kararsızdır. Fakat bir gerçektir. Dengeden saldırıya henüz geçilmediğini bilmemiz lazım. Dengeden tam saldırıya geçmek, alanları kesin temizlemek anlamına gelirken, bu konuma ulaşmaktan uzağız. Dolayısıyla, yapacağımız saldırılar ülkeyi düşmandan tamamen temizlemek gibi bir amaçta yönelik değildir. Bu ağır ağır gelir ve kaldıramayacağımız bir amaçtır. Örneğin bir karakolun çevresi temizlendiyse, zorlarsak gücümüzü belki tümünü temizleyebilir, ama bu aşırı zorlama olur. Bu da büyük kayıplara götürebilir. Bu aşamada göze alacağımız kayıplar bu kadar olmaz. Demek ki, topyekün temizlik ileri bir saldırı durumunu gerektirir ki, henüz ona ulaşmaktan uzağız. Ama dengeye yaklaşan mevzilerde de saldırının çok yerinde olduğu ve epey sonuç aldığı da bu son eylemlerde ortaya çıkmıştır. Daha iyi, planlı, çok iyi hazırlanmış, buna göre güç, donanım mutlak başarıyı elde edebiliyor. Demek ki yanlışa düşmemek gerekir. Eskinin o salt direnmeyi, savunmayı kurtarmak amaçlı saldırılarıyla karşılaştırmamak gerekir. Bunlar zaten ileri boyutlu saldırılar değildi. Daha çok da düşmanın saldırılarına karşı bir savunmaydı. Veya savunma için bir saldırıydı. Ama dikkat edin bu sefer biz saldırıyoruz. Öyle düşman saldırırken biz saldırı yapmadık. Daha çok inisiyatifimizle ve uygun gördüğümüz koşullarda planlıyoruz. Ama bu da dediğim gibi toptan sökme, bu konuda sonuna kadar yüklenme değil. Böyle bir özelliği icra ediyor. Mevzilenmeyi giderek yerel mevzilerden çıkarıp ülke çapında yaygınlaştırmak gerekiyor. Yani bütün eylem perspektifimizi bizzat planlayan, istediği zamanı, zemini seçen, tam imha olmasa bile önemli oranda parçalayan ve böylece savaşı bir adım daha tırmandıran bir aşama olduğunu bilmeli ve buna uygun yol almayı gerçekleştirmeliyiz. Nereden bakılırsa bakılsın bu tarz gelişeceğe benziyor. Mevcut gücümüzün hareket tarzını zorlarsak, mevcut veriler ışığında yeniden düzenleyip, düzeltip böyle saldırı konumuna itersek bu doğrudur diyorum…
Ama söylediğimiz yanılgılara düşmemek gereği de çok açık ortada. Israr edilirse, her iki anlayış da sağ veya sol sapma biçiminde ciddi tahribatlara yol açabilir. Bütün birimlerimiz ikisine de düşmemenin hassas dengesini tutturmak zorundadır. Buna yetmeyen, özellikle çok pasif, savunma ruhunu yaşayan birimleri kesinlikle ikaz, uyarımla bu konumlarından uzaklaştırmak gerekiyor. Bu dönem aşılmıştır diyeceğiz. Örneğin İstanbul’daki kayıp nedir? Çok bariz, bir pasif savunma durumunu, ruhunu yaşıyor, temsil ediyor. Yani normal savunmadaki direnişçi yaklaşım da değildi. Kendisini ölüme, çürümeye terk eden ve kabul edilemez, affedilemez konumları ihtiva ediyor. Çok geri, başarı şansı olmadığı gibi, kaybı mutlak mevcut olan savaş gerçeği. Bunun tehlikeli, anlamsız, yersiz olduğunu göstermiştir. Kimse bu biçimde birimle ne oynayabilir, ne de tutabilir. Yani üste doğru direnme kurallarına bağlı olmayan, ne olduğu belirsiz, son derece şekilsiz kayıp birimlerle böyle oynamak en ağır suçtur ve sorumlularını derhal yargılamaya almak gerekir diyorum. Bu yönünü göreceğiz. Halen bazı birimlerin bu durumu yaşadığını biliyoruz. Yapılması gereken bu birimleri ya silahsızlandırmak ya da üs alanlarına ve gerillaya tabi tutmaktır, çekmektir. Daha fazla olmamakla birlikte bazı sonuçlar da kendini gösterebilir. Aşırı anlamsız, böyle yüklenmelerle gücü zorlamak, evet bu açığa çıkmamakla birlikte, dikkat edilmezse kayıplara götürebilir. Belki de önümüzdeki dönemde buna benzer kayıplar bu son çıkışlardan kaynaklanabilir. Bunu önlemenin yolu da, saldırıyı götürülmesi gereken yere kadar götürmek, durdurulması gereken yerde durdurmaktır. Artık bu hassas bir dengedir. Savaş tecrübemize, duyarlılığımıza dayanarak tayin etmeye çalışacağız. Uç noktalara dikkat edilirse, düşülmezse çok başarılı bir saldırı dönemine geçmiş oluyoruz. Tüm savaş birliklerimize diyoruz ki, bu aşama öyle sanıldığı gibi son bir yılın hazırlığı da değildir. Bütün parti tarihinin ve savaş tarihimizin bir sonucudur. Ve ayrıyeten son bir yılın ve 1992’nin başından itibaren en üst düzeyde her şeyini ortaya koyarak tutturulmasına çalışılan bir savaş düzeyidir. Hiç kimse kendi yetkilerine dayanarak ne birimlerimizi böyle bir düzeyin gerisine atabilir ne de çok çok ilerisine. Ne yetkisi var, ne hakkı var ne de gereği vardır. Biz bu çabalarımızı -artık doğru saldırıya geçmişiz- daha da derinleştireceğiz. Saldırmazlık da kabul edilemez diyoruz. Özellikle belirtelim, artık hiç kimse plan dışılık edemez, asi avareciliğin yanından bile geçemez. Artık kimse bize ister savaşırım, ister savaşmam tarzında bir keyfiliği dayatamaz. Gelinen düzey bu keyfiliği de aşmıştır. Amatörlüğe son verilmiş, sırf durumu kurtarmak için intiharvari eylem de düzenlenemez. Bu da aşılmıştır. Düzenli, istendiği gibi birleşebilen, istendiği gibi geri çekilebilen bir aşamadayız. Yapı cesaret kazanmış, olanak, donanım kazanmış, yürüyebilir. O zaman bunu kullanacağız. Artık saldırı üslubu, vuruş tarzı gerçekten koparıcı olmak durumundadır. Koparıcı olmayı sadece parça koparmak biçiminde anlamıyoruz. Hiç şüphesiz alan üzerindeki denetimleri geliştiriyoruz. Askeri yandan denetimin gelişeceği açıktır. Bu da yanlış anlaşılmamalı. Parça mı kurtardık? Evet, bir anlamda kurtardık. Ama ne düzeyde? Tam bağımsızlığı sağladık anlamında değil, geçici bir süreyle. Mutlak bir kurtarma değil, kısmi bir kurtarma. Tam denetimimizde değil, sınırlı olarak denetimimizde. Yani mevcut kurtarmayı biraz böyle anlamak gerekiyor. Bu, halk için de böyledir. Halkın siyasi denetimi sağlanıyor. Bazı yerlerde tam, bazı yerlerde sınırlı… Fakat halkın siyasi kurtuluşu da bir gerçektir. Yani bu anlamda bir vuruş tarzı, bir serhıldan tarzıdır, bir koparmadır. Mutlak olmasından tutalım, sıradan bir gelişmeye kadar hepsi mümkündür. Saldırıyı ve saldırıdan koparmayı böyle anlamalıyız. Hem alan denetimi, hem kitle denetimi mümkündür ve denetleme olacaktır. Bu bizim savaş deneyimimizin ve devrimci savaşımımızın bir yasasıdır. Fakat daha da tırmandırılacak olan mevcut düşman politikası göz önüne getirildiğinde hem çapı hem süresi giderek yoğunluk kazanacak olan savaştır. Son günlerde düşman bir birimimizin üzerine tüm gücüyle geliyor. Fazla kayıp verdirememiştir. Hatta hiç verdirememiştir. Uçak, tank, helikopterleri etkisizdir. Tamamen etkisizleşebiliyor. Yine birimleri fazla hareketli değildir. Hatta ancak karakollarda zor bela kendilerini koruyabiliyorlar. Şimdi bu gerçeği iyi görelim. Ve bunun bize sunduğu büyük sonuçlar vardır. Her sahayı düşürebiliriz bu saldırılarla. En iyi korunmuş karakollar bile kendini kurtaramazken, sıradan bir korucu köyü nasıl kurtarabilir kendini? Bir kent kendisini bizim denetimimizden nasıl kurtarabilir. Yollar, ekonomik can damarları, kuruluşlar -düşmanın böyle bir sürü kuruluşu var- kendisini nasıl kurtarabilir. İspatlanmıştır ki kurtaramaz. O halde saldırıyı çeşitlendirmek, taktik hedefleri çoğaltmak ve madem en zor karakollar düşürülebiliyor, çok daha rahat ve belki de çok az kayıpla böyle birçok saldırılıp koparılacak yerler olduğunu, hedefler olduğunu görmek, saldırmak ve düşürmek en doğrusudur diyoruz. Bunu görmezlikten gelmek, gereklerini yerine getirmemek taktikle oynamaktır ve affedilemez. Bu aşamada kimsenin böyle bir konumda olmaması gerekiyor. Dönem tamamıyla en başarılı taktik hedefin ne olacağını herkese göstermiştir ve bu hedefler de epey vardır. Ve bu hedefler tespit edilip üzerlerine yürünecek. Demek ki savaşın bu dönemde böylesine çeşitli hedeflerin üzerine yöneltilmesi doğrudur, şarttır ve son derece başarılı sonuçlar da vermektedir. Ana esprisi budur, ülke geneline yayabiliriz diyorum. Mevcut gücümüzün yerleştirilmesi artık bu tip saldırılara birçok yerde imkan vermektedir. Birimlerim bütün eyaletlerde şiddetli bir saldırıyla savaşı geliştirmek istiyorlar. Halk da bunu istiyor. Bu ispatlanmıştır da. Kahramanlık en ileri düzeydedir. Bütün savaşçılarımızda bu durum vardır. O halde hiçbir komuta düzeyi şu bölgede neden savaşı geliştiremediğine dair eskisi gibi bahane ileri süremez. Böyle komuta kişilikleri ancak yargılanmaya alınır. Birimi işletme, savaştırma, imhaya terk et!.. Böyle komuta düzeyleri kesinlikle yargılanmaya alınacaktır. Eylem kapasitesi var, eylem fırsatı var değerlendirmiyor, üzerine yatıyor. Veya çok kötü bir eylem düzenlemesiyle astarı yüzünden pahalı durumlarla bizi karşı karşıya bırakıyor. Hiç şüphesiz bunlar en azından hemen görevinden alınır, gerekirse yargılanır. Bu da ortaya çıkmıştır. Ülke genelinde saldırı imkanı Botan’dan daha fazladır. Çünkü düşmanın en seçme birlikleri ve en teknik açıdan donanımlı birlikleri Botan’da, özellikle hudut boylarında. Düşmanın iç alanlardaki birlikleri hem sayıca hem donanımca zayıf ve oldukça da dağınık konumlandırılmışlar. O halde iç bölgelerdeki saldırılar daha gerçekçi ve daha sonuç alıcıdır. Ve hatta bu nedenle diyoruz ki, sınır boylarına aşırı yüklenmek yerine iç bölgelere yüklenmek daha gerçekçidir. Nitekim Iğdır’daki baskın bunu açıkça ortaya çıkarmıştır. Eğer gerisini iyi getirirlerse, devam ettirirlerse başarılar gelişebilir. Daha değişik yerlerde bu daha fazla gelişebilir. Ve en önemlisi de kendileri tutunabilir artık. Unutmayalım ki, mesela bu karakollar uğruna vereceğimiz fedakarlığı eğer bir şehir için göz önüne getirirsek, o şehir fethedilir. Bu saldırı ruhuyla bir şehre girelim, hem daha fazla kayıp verdirmek ve hem de daha fazla kazanmak mümkündür. Demek ki daha büyük ve daha devrim yanı ağır basan hedefleri görmek ve yürümek gerekiyor. Şehir hedeflerini, köy topluklarını, özellikle korucu köylerini artık bu temelde etkisizleştirmeliyiz. Örneğin bu konuda temizlenmesi gereken alanlar vardır. Özellikle Botan’ı daraltmayı amaçlayan korucu hedefleri var, üzerine gidilecektir. Botan’ı kendi içinde zayıf düşüren korucu köyleri var. Mevcut gücümüzle herhangi bir köyü tamamen silebiliriz. Derli toplu planlamalarla yürünebilir ve düşürülebilir. Düşmanın yoğun ağı artık tamamen tahrip edilebilir. Bu konuda da sanırım bir yanılgı var. Artık yolları elde tutmak mümkündür. Hatta yolları tutarak istediğimiz malzemeyi bir yerden bir yere götürmek artık zor değil. Geceleri tamamen denetimleri üzerimize alabiliriz. Ta Dersim’e kadar denetimi elde tutarsak bir günde gidilir, bir günde gelinir. Bu imkan da yaratılmıştır. Saldırı durumu buna rahatlıkla elveriyor. Ve aynı zamanda köylere giriş de doğru ele alınırsa, böyle ekmek için, bilmem sohbet için değil, gerilla tarzı, fethetmek tarzı esas alınırsa her köye giriş o köyü fethetmektir, kazanmadır. Bundan böyle köylere bu saldırı ruhuyla, fethetme ruhuyla girilecektir. Bugüne kadar bir türlü gerçekleştirilemeyen böyle giriş, saldırı artık önümüzdeki dönemin tek doğru biçimidir. Ve görülüyor ki bu saldırı taktiği doğrudur. Hedefleri çeşitlendirir, içeriye doğru yoğunlaştırır ve basını da devreye sokarsak her geçen gün sarsarız. Dolayısıyla vuruş tarzımız eski dönemlerle kıyaslanamayacak kadar şiddetli, koparıcı ve verime geçmiş bir tarzdır. Siyasi anlamda ülkeyi, halkı denetimimize alıyor, yani kurtarıyor bir anlamda. Hem de ezici bir biçimde. Askeri yönden düşmandan daha fazla araziyi denetimimiz altına alıyor. Bu da gerçekten çok ileri bir durumdur. Ve değerini iyi takdir etmek gerekir. Aylardır bu yerler denetimimizde, işte buralara istediğin kadar insanı çek, askeri eğitime tabi tut. Artık yurtdışındaki kamplara gerek var mı? Savaşçı eğitimi 15 gündür; bütün eyaletlerde bu fazlasıyla elde edilen bir imkandır, istenildiği kadar savaşçı geliyor ve sen de istediğin kadar eğitebilirsin. Bizim buna imkan-olanağımız da var. O halde bu konularda tembellik kabul edilemez. Bu kadar eğitim imkanı kullanılmazsa bu suçtur. Ve dışarıda beklenirse bu da gerçekten bir gerileme nedenidir. Bir tembelliğe yol açar. Nitekim şimdiye kadar da böyle olmuştur. Bu durumlara düşmeye asla fırsat tanınamaz. Orduyu büyütme, hem de sıcak savaş koşullarında daha gerçekçi ve istenildiği gibi büyütme ve onu harekete geçirme imkan dahilindedir. Sonuna kadar kullanılmalıdır. Böylesine bir dönemin kitle politikası, milis politikası biraz farklıdır. Kitleye biraz daha fazla güven verir, daha fazla yanımıza çeker. Düşman ise “şefkat” politikasıyla bunu boşa çıkarmak istedi. Ama kazanan biz olacağız.
Zaten kitle üzerinde etkimiz her geçen gün daha da gelişmektedir. Saldırıyla birlikte daha de gelişecek. Siyasi yönden kitleler bize daha da bağlanacak ve bu seviye daha da yükselecek. Denetim alanlarımız da hakeza öyledir. Mevcut düzey müthiş bir gelişme imkanı sağladığı kadar müthiş bir denetim gücü de sağlar. Bu denetim imkanını iyi değerlendirmek gerekir. Birçok mevzi elde ediliyor, çok sayıda birlik daha sağlıklı mevzilere yerleşebilir. Bu, mevzileri, avantajları ve imkanları artırır. Kontrolümüzü değiştirir, denetimimiz altına yeni yeni alanlar girer. Yani mevcut saldırı durumunun yarattığı etki alanlarını görmek ve oralara yerleşmek gerekir. Giderek daha derinliğine ve genişliğine bir güç düzeyini yakalamak gerekiyor. Bu nedenle eyaletler arası koordine daha da gelişebilir. Çeşitli yöntemlerle bağlantıları kurmak ve geliştirmek imkan dahilindedir. Bunu da görerek eskiyi daha da aşan bir düzeyde irtibatları iç içe geliştirmek gerekiyor. Bir savaş irtibatsız yürütülemez. Demek ki bu dönemde söz konusu fırsatları daha iyi değerlendireceğiz. Ve her geçen gün yeni mevzileri bu temelde oturtabiliriz.
Demek ki, artık savaş makinemiz kurulmuş, savaş fabrikamız kurulmuş, veremi daha da artırabiliriz. Bunu yürütmeye ve daha da geliştirmeye devam edelim!l Komutan bir anlamda şoför gibidir, savaş arabasını yürütecek insandır. Ve öyle boşuna değil, oldukça ağır bir yükü yüklenip, daha fazla kazanmak için ilerleyecektir. Zararı ifade eden bir yürüyüş olamaz bu. Bu da ağır kavrayış ve özümseme gücü ister. Eğer savaşa şoförlük edilebilecek bir güç getirilebilirse, komuta düzeyi kendini buna katarsa önemli sonuçlara ulaşabiliriz. Bundan başka çaremiz yok.
İşte biz savaşımızı bu tarzda geliştireceğiz, ya sürer gideriz ya da düşman imhası… Bu kaçınılmazdır. Savaş ancak böyle gelişebilir. Düşmanı politikasında boğarız. Ve gerçekten gelinen aşamanın ifadesi budur. Eğer biraz savaşı geliştiremezsek bu, imha ve çürümeye neden olur, ama savaşı tırmandırırsak düşman politikası boşa çıkartılır, düşman artık savunamaz ve savaşı yürütemez duruma gelir. Bu durum hem gerçekçi ve hem de pratik olarak böyledir.
O halde hepiniz saldırı düzeyinin vuruş tarzını yaşam tarzınız haline getiriniz. Şimdiye kadarki yenilgi ve yanlışlıkların eksiklik ve yetmezliklerin aşılmasını da gerektiriyor. Gerçek bir savaş düzeninin sorumlu bir gücü olalım. Şimdiye kadar çekilen acıları, verilen kayıpları ancak böyle telafi edebiliriz. Ve bu da sadece bizim için tercih sorunu değil, tek alternatif yaşam yolumuzdur. Bunu yaşama geçirmeyi adım adım her birim planlayabilir. Her birime sonuna kadar inisiyatif tanınıyor. Ana perspektif bu iken, hiç şüphesiz uygulamak üslenme durumlarına, sayısal durumlarına benzer hazırlık düzeylerine bağlıdır. Düzenimiz böyle. Bu saldırı dönemi böyle karşılanabilir. O halde geriye uygulamak kalıyor, ruhu buna yatırmak kalıyor. Herkes ruhunu buna yatırsın, ruhunu yetiştirsin, tekniği yetmeyenler de tekniğini geliştirsin. Henüz mevzilenmemiş, üstlenmemiş alanlar mevzilensin, üstlensin… Fakat asla zaman ve zemin ile oynanılmasın. Partinin bir tarafı müthiş savaşıyor, sorun diğer tarafta düğümleniyor ki bu taraf nasıl olsa partinin bir tarafı çalışıyor, ben çalışmasam da çalışıyor, mevcut olumlu etkileri üzerine oturabilirim demesin. Bu tip birimler, bu tip mevziler savaş suçu işlemiş olurlar ki, bunlar kendilerini mahkemede bulurlar. Kimse bizden insaf beklemesin. Savaşı bu temelde tırmandırıyoruz., önümüzdeki yaz döneminin gerillası bu tip eylemlerini yoğunlaştırarak, çeşitlendirerek sürdürecektir. Ve şehirleri de artık yavaş yavaş gerillayla birlikte bir planlamaya alıyoruz. Örgütlenme gelişiyor, gerilla giderek şehirleri kuşatıyor, geçicide olsa şehirleri basma pozisyonuna kendini hazırlıyor. Aynı şey köyler için de geçerlidir. Bu şu anlama geliyor: Halkımızı daha fazla kontrol altına almak ve ihanet odaklarını tamamen tasfiye etme anlamına geliyor. Özellikle iç ihaneti tamamen ezmek hedefleniyor. Gerek koruculuk, gerekse diğer işbirlikçiler saldırılarımıza hedeftir, biz de saldırmaktan sakınmayacağız. Hedef ihanet odaklarıdır, savaş ilan edilmiştir. Sivili düşünen, çocuğu-kadını düşünen savaş alanından uzaklaştırılır. Biz bu konuda bildirimizi yazmışız, dağıtmışız, gerekirse bir kez daha dağıtırız. Bir savaş döneminin yaşandığını düşman genelkurmayı da ilan etmiştir, öyle olduğuna göre kimse sivil öldü, çocuk öldü biçiminde bir aldatmaca içine kendini sokmasın. Artık milislerimiz de kendilerini bu savaş tarzımıza göre hazırlasınlar. Halkımız ise bir sıcak serhıldan dönemime girdiğini unutmasın. Mevcut milis örgütlenmesi, serhıldan örgütlenmesiyle böylesi bir dönemin ruhuna uygulayarak kendini yenilemeli, eksikliklerinden arınmalı ve gerillanın olmadığı zamanlarda vurmasını, kazanmasını bilmelidir. Bu süreçte ileri noktalarda savaşmak, hedefleri ele geçirme, hedefleri tahrip etmenin planlanması ve adım adım hayata geçirilmesi için gereken çabayı geliştirmek durumundadır. Savaşı yaza doğru daha da tırmandıracağız. Neye mal olursa olsun bu böyledir. Mevcut dayatılan imha politikası sürdükçe, direnme durumu, saldırı durumu sürecektir. Çok kayıp yaşanabilir; gerek düşman açısından ve gerekse bizim açımızdan çok kayıp yaşanabilir. Bu arada siviller de ölebilir. Bu da bir etken olarak değerlendirilmemelidir. Savaşta bütün bunlar beklenmelidir ve en önemlisi biz her şeyimizi ortaya koyacağız. Tek çaremiz budur. Bu nedenle savaşa yüklenmekten, kazanımları koparmaktan başka bir tarzda seçeneğimiz yok. Bence bütün savaşçı öğelerimiz kendilerini gözden geçirip mevzilendirilsinler, mevzilensinler.
Eğitimler çok kısa süreli ve her koşul altında savaşacak bir tarzda olmalı. Yeniden örgütlenmiş düzenleri, özellikle işleyen komuta düzenleri oluşturulsun, işleyen, verim elde eden komuta düzenleri, kolektivizme dikkat eden komuta düzeni, fakat emir düzeni göz ardı etmeyen bir işlevi de içinde barındıran komutayı oturtmak gerekiyor. Savaşçılara yaklaşım son derece müşfik, son derce canlı ve coşkuya dayalı bir yaklaşım biçiminde olmalıdır. Moral öğesi sonuna kadar göz önünde tutulacak, bütün birimlerde en üst düzeyde bir moral seviyesi tutturulacaktır. Aynı şey halk için de geçerlidir. Halkın moralinin yüksek tutulması önemlidir. Halkın ihtiyaç ve taleplerine imkanlar dahilinde en iyi cevap verilecektir. Savaşı yöneten karargahlar her an müdahale birliklerini yanında eksik etmeyerek çalışmak zorundalar.
Yani hali hazırda bazı birlikleri eğitim ve ihtiyat gücü olarak tutmak zorundadır. Yine her alana, her birime ulaşabilecek bir kurye, irtibat ve yedek sistemlerle kendilerini gerçek bir karargah düzeyine getirmeliler. Bir kaç noktada üstlenebilirler. Özellikle tehlike karşısında manevra imkanı olan bir karargah düzeyine oturtmak gerekiyor. Ve mümkün oldukça bir ikincisini, bir üçüncüsünü oluşturmak gerekiyor. Yani en üstten en alta doğru bir karargah sistemi gerekiyor. Aynı zamanda örgütün genel talimatı ve emir düzenine sonuna kadar dikkat edilmeli, partinin öncülük esaslarına her zaman olduğu gibi dikkat etmek gerekiyor. Partinin öncülük esasları, yaşam tarzı, yoldaşlık ilişkileri bütün çalışmaların temelidir. Bu temeli boşa çıkartacak en ufak bir şeye bile fırsat verilmemelidir. Sık sık toplantı sistemleri ile durumları gözden geçirmek, yeni dönemin görevlendirmelerini belirlemek gerekiyor. Bunlar yerinde ve zamanında yapılmalıdır. Bu konuda dinamik bir toplantı sistemi sonuç alıcıdır. Mutlaka karar toplantılarını birer düzeltme toplantıları haline getirelim. Talimat ve rapor sistemimizi toplantılarla birlikte bütün birimlere zamanında ulaşabilecek ve onlardan zamanında rapor alınabilecek bir düzeyde bir işleyişe oturtmak gerekiyor. Eğer siz önümüzdeki dönemin üzerine bu genel perspektif dahilinde ve genel düzeltmemizi böyle yaparsak, böyle yürütürsek savaşın giderek ülkeyi koparma yanı, ülkeyi kazanma yanı, halkı kazanma yanı güçlü olur. Bu savaş iktidara doğru tırmanışa geçen bir savaştır. Süreç içinde böylelikle ulusal meclise rahatlıkla gidebileceğiz. Bu sürecin sonuçlarından biri ulusal meclis olacaktır. Ve halkın siyasi iradesi, siyasi gücü -tam bir hükümet düzeyinde olmasa da- buna benzer bir düzeyde tırmanacaktır. Mevcut savaş halkımızın iradesini, hükümet olma imkanını ileri düzeyde gerçekleştirecektir.
Bu temelde yaz-güz politikamızı, taktiklerimizi belirtirken, esas olanın uygulamak olduğunu, tüm çabamızla bunun üzerindeyoğunlaşmamız gerektiği, hem de büyük bir yoldaşlık ve sosyalist yarış ruhu halinde olmamız gerektiği açıktır. Partinin Önderlik Sahasında partiye verilmesi gereken güç, perspektif, plan ve emir düzeyinde verilmiştir. Pratik hazırlıklar bu biçimde ilerlemeye yol verecek bir biçimde tamamlanmıştır. Ve en tepeden en altta kadar hepimizin hazırlık düzeyi, artık böyle yürümeye imkan vermektedir.
Tüm değerli militanlar, savaşçılar, milisler, halkımız!
Önümüzdeki dönemin üstüne böyle yükleneceğiz. Haklıyız, kazanmaktan başka bir çaremiz olmadığını biliyoruz. Hiç kimsesonuna kadar tedbirli olması gereken, emniyetin yürütülmesi, denetimin yürütülmesi gereken bu savaşı emniyetten uzak, rasgele, “can benimdir istediğim gibi kullanırım” deme gafletine düşmesin. Gerçekten gizlilik halen önemli oranda korunacaktır. Saldırı yönü düşmandan gizlenecektir. Düşmanın saldırı yönleri çok izlenecektir. Kısaca emniyet, denetim açısından en duyarlı bir dönemi yaşadığımızı unutmuyoruz. Bu savaş, anı zamanda bir emniyet-denetim savaşıdır. Mevcut eksikliğimizi tamamen bu temelde giderilmesini şart kılan bir dönemin savaşıdır. Eğer gerekleri yerine getirilirse bu savaş aynı zamanda halkımızın kanı ne kadar dökülse de, kendisini yıkayacağı ve tertemiz edeceği, biraz daha özgürleşebileceği bir savaştır. Bu savaş halkımız için bir bayramdır. Bundan başkasını ne kabul ederiz ne de kazanmak için hiç bir şeyimizi koymazlık ederiz. O halde böylesine şanlı bir saldırı konumunu yakalama fırsatını hiç bir şeyle değiştirmeyelim. Hiç bir günümüzü boş geçirmeyelim. Yine yüce kazanımlara sahip olmak için her şeyimizi ortaya koyalım ve başaralım…
Bu temelde, şimdiye kadar sorumluluklarımızı nefes nefese yerine getirdik. Bundan sonra da yerine getirmeye, göz kulak olmaya devam edeceğiz. Gereken her türlü gücü vererek üzerinize düşeni başarıyla yapmaya çalışınız. Tüm yoldaşlara, böylesine tarihi bir dönemin üstün sorumlulukla ve her şeyini başarmaya göre ayarlayan bir çalışma temposuyla, karşılamalarını dileriz. Selam ve saygılarımızı sunarız…
Parti Önderliği
28 Mayıs 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 2 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: (…) Çözülememiş, yani hakkıyla rolü oynatılamamış. Diğer arkadaş gelseydi onunla da bu hususları tartışacağız. Bu bölgelerde düzenlemeler neden güçlü götürülemedi? Aslında neredeyse eylem açısından da en zayıf iki bölge haline geldi. Anlamak gerekiyor kısaca. O kadar da eski kadro var. O kadroların da bir türlü rollerini oynayamamaları, düzenlemelerin pek de başarılı gelişmediğini gösteriyor. Bu tabii Anakarargah’a da bağlıdır biraz. Biz Anakarargah’ı da epey eleştirdik. Teorik olarak yaklaşımlar var. düzenleme yapılacak deniliyor, ama pratikte gerçekleştirme çok ağır ve sonuçsuz. Şimdi bunları daha detaylı konuşabiliriz. Halbuki dönem eylem dönemi. Birçok bakımdan düşmanı kıstırmak, nefes alamaz duruma getirmek imkan dahiline girmiştir. Çok çeşitli eylem biçimleri, çok çeşitli taktik yönelimler sonuç alabilir. Ciddi bir engel yok aslında. Eğer birimlere inisiyatif verilse, savaşçıların savaş isteğine karşılık verilse kesin sonuçlar alınır. Özellikle bölge topyekün düşürülebilir, o koşullar doğmuş bulunuyor. Ve fakat hala yürüyememe durumu dediğim gibi anlaşılmaz oluyor. Bunlara şimdilik böyle genel hatlarıyla dokunabiliriz. Sanırım önümüzdeki günlerde biraz daha açmaya çalışırız. Güç takviyesi tabii ki olacak. Bilemem, neden böyle gecikmişler.
Güç sorununun olmaması gerekiyor. Şimdi herhalde Amed ve Garzan gücünün gitmesi gerekiyor. Bilemem, ulaştı mı, ulaşmadı mı? Ayrıyeten oranın da Garzan’la bütünleşmesi gerekiyor. O Miks verilebilir, Miks’in Garzan’a bağlanması doğruydu, fakat irtibat gerekirdi. O alan birleştirilseydi, oldukça kazanılabilirdi. Yurtsever bir alandır ve gerçek bir gelişmeyi o noktada sağlamak mümkündü. Bir sessizlik var. Birleştirmek gerekiyor. Tabii aynı şey Garısa üzeri de mümkündür, orayla da kanal açık tutulabilirdi, ezici darbeler artık Şirvan’a vurulabilirdi. Şimdi bütün bunlar ne düzeyde bilemiyoruz. Güç vardı aslında, öyle güç sorunundan bahsetmemek gerekir. Yönelim meselesidir. Evet, bunları diğerleriyle de konuşmak gerekebilir. Kısaca biz varolanla yetinmeyi kabul edemiyoruz. Çok önemli bir savaş sürecindeyken, çok kazanma durumu ortadayken, birimlerin başında gönü gün etmek, aylarca zamanı boş geçirmek, bize göre affedilmez, kabul edilmez bir komuta tarzıdır. Düzeltme aslında bunu sağlayacaktı, zaptetmek isteyen, fethetmek isteyen bir komuta tarzı artık egemen olacaktı. Sorunlar vardır ve bu temeldedir. Şimdi bunu bir kez daha çeşitli birimlerle aştırmak isteyeceğiz. Sizin için biz böyle konuşalım, ayrıyeten başka belirtmek isteyebileceğiniz hususları aktarabilirsiniz. Sanırım diğerleri gelirse biraz tartışırsınız. Zaten sizin de belli bir planlama durumunuz var orda. Güç düzenleme, planlama, denetleme durumunuz var, bu temelde sizi ilgilendirir. Sanıyorum diğerleriyle bağlantılarınız var. Biz burada bugünlerde düzeltmeleri böyle sonuçlandırmaya çalışacağız. Başka neye ihtiyaç vardır, sorunun esas kaynağı nedir, yetki sorumluluklara ne getirmek gerekir, bunları değerlendirebiliriz. Ayrıyeten başka düşünceler olabilir.
Yine oraya, bu işbirlikçilere karşı bazı bildiriler geliştirmek gerekiyor. Sanırım korucularla görüşme sorunları vardır. Bazıları sanırım etkisizleştirilebilir. Yine o kömür ocaklarında çalışan birisi varmış, 500 milyon mu istenilmiş, 200 milyonu verecekmiş mi, sanırım öyle bir sorun varmış. Onunla kim ilgileniyor? Bir oğlunu kaçırmışlar, uygun halletmek gerektiği söylendi. Artık oraya ulaşmış mı, ulaşmamış mı bilemiyorum. Buna benzer diğer yönetim sorunları, eğitim yönetimi sorunları var. O basın yönetimi de bence fazla rolünü oynayamıyor. Pek ciddi bir ürün çıkardı mı, çıkarmadı mı, bilemiyoruz. Yine o savaşçıların geliş kanalları ne kadar açık tutuluyor? O Siirt’in durumudur, bunları az çok anlamaya çalışacağız. Evet, kısaca değinmek istediğimiz hususlar bunlar, ilaveten söyleyebileceğiniz bir şey var mı?
X.: Bizim bir grubumuz Çatak-Muş sınırında var. Şimdi eğer grup varsa, ilişkiye geçilebilir, bizim açımızdan öyle büyük sorun değil, çünkü arkadaşlar zaten şu anda Muş hududunda oralarda çalışıyorlar. Halkın durumu da eskisi gibi kötü değil, bazı örgütler var. Halkın uyanma eğilimi fazla. Bazı aşiret reisleriyle görüşüldü Burada saldırıda bulunan aşiret reislerinden bazıları görüşmek istiyor. Kapsamlı yönelme eğilimi var. Bu eylemler süreklileştirilirse o zaman alan tamamen denetimimiz altına girebilir. Yani fazla sorun yok………
………. Bütün hazırlıklar da bu süreç içinde tamamlandı. Bir dizi eylem oldu. Garzan grubu eylem yaptı, eylemde bir MG-3, bir G-3, üç top mermisi, 3 bin mermi ele geçirildi. Bir de Cudi’de ondan fazla mayının patlaması sonucunda çok sayıda askerin öldüğü ve yaralandığı söyleniyor. Bunun dışında Garzan grubu henüz geçmiş değil. Mardin grubuyla yaptığı eylemden dolayı daha bağlantı kurulamadı. Yanımıza bu gece ulaşmaları gerekir. Yani daha Garzan grubu geçmiş değil. Ayrıca Güneybatı, Amed’den 8 arkadaş var, içlerinde Serhatlı Xe.. diye bir arkadaş da var. Onu Akademiye aktaracağız.
—.: Amed grubu oraya geldi mi?
X.: Serhat grubudur, Amed üzerinden gelmişler. Amed’in durumunu da içeren bilgiler var kendilerinde, bu akşam yanımıza ulaşıyorlar.
—.: Yani o Xe.’gil midir, kaç kişi geldiler?
X.: Sekiz kişi, yalnız üç kişi yeni aday.
—.: Yani Xe.’gil oluyor?
X.: Tanımıyorum, ama Serhatlı Xe.
—.: Serhatlı değil, o daha önceki Amed’deki Xe.’dir. Gelmesi gereken odur. Ci.’gil gitti mi?
X.: Daha gitmediler.
—.: Peki Derya Kesk’e gitmesi gerekenler gitti mi?
X.: Şimdi ben yeni geldim, arkadaş da burada değil. Gidip gitmediklerini bilmiyorum.
—.: Gecikmişler aslında, süratle gidebilirlerdi. Oldu, başka şimdi söyleyebilecekleriniz var mı?
X.: Şimdi bazı konuşmalar anlaşılmadı.
—.: Zaten konuşulanları ilerde biraz daha arkadaş da gelirse net bir saatte sanırım tekrarlarız. Daha çok somut olayına, yeniden düzenlemeye ilişkindir, öyle yeni bilgilendirmeden ziyade anlayışın oturtulup oturtulmadığına ilişkindir. Daha somut bazı çözümlemelere gitmeye ilişkin olacaktır. O açıdan da önümüzdeki daha anlaşılır saatlerde konuşmaya çalışırız. Siz bilgileri toplayın, düzenlemelere ilişkin son durumlarınızı daha da netleştirin, biz onları daha sonra değerlendiririz. Anlaşıldı mı?
X.: Anlaşıldı!
—.: Başka söyleyeceğiniz bir şey yoksa biz diğerleriyle biraz konuşacağız. Tekrar görüşmek üzere selamlar, başarılar.
X.: Selam ve saygılarımızı sunuyoruz.
—.: Derya Sor, bizi dinliyor musunuz?
D. Sor: Derya Sor, dinliyoruz.
—.: Kim var şimdi orada?
D. Sor: Şimdi burada arkadaş yok. Birliklerin de bazı işleri vardı.
—.: Bildiğin bir şey var mı? Bildiğin bir şey varsa söyle…
D. Sor: Şimdi biraz önce görev yapan uçaklar gelip gittiler. Alanın üzerinde çeşitli defalar tarama, bombalama yaptılar. Bize herhangi bir zarar vermedi. Yalnız bombalamada bir arkadaş yaralandı. Yarası fazla ciddi değildir. Yine bir uçak düştü, uçağın pilotunu kurtarmak için helikopterler geldi. Bu alana ilişkin yeni haberler bunlardır.
—.: Düşürülen uçağın üzerine gidildi mi?
D. Sor: Arkadaşlar gitmeye çalıştılar fakat daha sonra getirememişler.
—.: Pilotun durumundan bir haber yok mu?
D. Sor: …….. başka da haber, ilişki kuramadık bu cihazla. Yeni bir haber göndermemişlerdir.
—.: Yüksekova’daki durumdan kesin bir haber yok mu? Yeni gelenler oldu mu, Doğu’dan gelenler oldu mu?
D. Sor: Doğu’dan gelenler hafta içinde gelmeye devam ettiler. Irak’tan 12 kişilik bir grup daha bu alana geldi. İki haftada yüz elli civarında oldular.
—.: Nasıl yani, kaç günde?
D. Sor: İki haftadır, yüz elli oldu sayıları.
—.: Yüksekova eyleminden yeni bir haber var mı?
D. Sor: Küçük gruplarımızın girişimleri oldu. Girişimlerimiz sürdürülecektir, Doğu tarafındaki sınırlara.
—.: Karakol baskınında son durum belli mi? Va.’ın bölüğünün durumu belli mi? Bu konuda şehitlere ilişkin bir haber geldi mi?
D. Sor: Şimdi buradaki arkadaş gitmişti, geri döndü. Fakat eyleme katılan güçlerin sorumlu üyeleriyle buluşamamışlardı, yaralı bazı arkadaşlarla buluşmuşlardı. Saldırı grubu düşman içinde kalıyor. Kesin olmamakla birlikte sayının 12 civarında olduğu belirtiliyor. Düşmanın da kayıpları, istedikleri tabutlar 26 tanedir. Yani düşmanınki de 26’dır. Ayrıca bir de uçak düşürülüyor. Verebileceğimiz bilgiler bunlardır.
—.: Neyse, şimdi arkadaş ne zaman gelir? Ne zaman hazır olabilir?
D. Sor: Arkadaş ………. daha sonra hazır olabilir.
—.: Yarın mı? Mümkünse, bundan sonraki saatlerde hazır olmaya çalışsın.
D. Sor: Anlaşıldı.
—.: Biz konuşmaya çalışacağız. Haydi iyi günler, başarılar.
D. Sor: Selam ve saygılarımızı sunuyoruz.
—.: ……Yine de özelikle sanırım güçlü kadro açısından zayıf olabilir. Esas itibarıyla da çalışma tarzınız ciddi yetersizlikler içermiş daha önceki çalışma tarzı yerine biraz liberal kalınmış. Eskisi ne kadar irade dışı da olsa, kayıplara yol açmış, bu liberalizme yatkınlık da epey laçkalığa yol açmış. Onu raporlarda koymuşsunuz. Yani bir yerde iki uç arasında sallanmış. Halbuki önderlik gerçeklerimiz daha kapsamlı oturtulmuş olsaydı ve en önemlisi de eğitimle özelikle yedekler hazırlansaydı gelişmelerin seyri başka olacaktı. Şimdi bütün bunları oldukça değerlendirdiğiniz için ben fazla açmayacağım. Bunları hep değerlendiriyorsunuz. Ve tedbirleri de peşi sıra alıyorsunuz.
Önemli katılımlar vardı. Sanıyorum bu katılımların hepsine sahip çıkılıyor. Geçmiş tecrübenin ışığında da hızlı eğitim ve ilk askeri eğitimle onların bir çoğubirliklerde tutuluyor. Yine örgüt yönetimi için daha nitelikli kadro eğitimini de yapıyorsunuz sanırım. Yani bölgeler savaşçı eğitimini yapabilir, ana karargah da en azından kendisine lazım olduğu kadar kadro eğitimi yapabilir. Bunları değerlendiriyorsunuz. Yine araç-gereç teminini parayla da olsa sanırım karşılıyorsunuzdur. Mevcut katılımı silahlandırmak artık zor değildir. Sanıyorum onu rahatlıkla başarıyorsunuz.
Şehirlere el atmak meselesi vardır. Şehir merkezine gönderdiğiniz iki bayan sanırım yakalanmıştır. Di.’la Ye.’dir. Onların yakalandığını biliyor musunuz? Herhalde kontrol altında gitmişlerdir. Yani gider gitmez takip altındadırlar. Öyle yakalanmışlar, fakat çözüldüklerine ilişkin henüz bir haber alınamamış.
Yine o Silvan’daki durumlar var, onların üzerine daha ezici gitmek ve hizbulkontrayı, yani hizbullahı oradan kovmak gerekir. Diyarbakır için de aynı şey söylenebilir. Öz örgütlenme, kendi savunma birlikleri yok, zayıf. Bundan istifade ederek epey yurtsever katlettiler. Sanıyorum Diyarbakır’da savunma birliklerine şiddetle ihtiyaç var. Biz bazı arkadaşları yolladık oraya. Aslında örgütlenmeden sorumlular, bazı gelişmeleri yaratmaları lazım. Legal düzeydekilerle de konuşuluyor. Yani şehrin örgütlenişine buradan direkt müdahale etmek zorunda kaldık. Oradan da sizlerin müdahalesi olacak ve bunları birleştirmeye çalışacağız. Şehir mutlaka bu durumdan kurtarılacak. Aynı şey Silvan-Ergani için de geçerlidir. Buraların şehir örgütlemeleri mutlaka başarılmak durumunda. Yoksa halk çok tedirgin, bu Hizbullah’ı söküp atmak gerekiyor. Halkın da acil talepleri vardır.
Sizin imkanlar biraz daha fazlaydı. Değişik uygun biçimlerle bu şehirleri tekrar serhıldan yoluna sokmak gerekiyor. Ayrıyeten köy milisleri iyi geliştirilebilirdi. Milislere birçok iş yaptırıldı, biz daha önce onu söylemiştik. Milisin bir komutaya kavuşturulması, eğitilmesi ne kadar geliştiriliyor? Tabii bu da bir sistem meselesi. Bunun da üzerinde durulacaktı. Daha önce bu konular vurgulandı.
İki bölgeyi siz aldık diyorsunuz. V. Bölge Garzan’a bağlandı, biraz yükü hafifletti. Aslında yükü ağırlaştırmıştı bu iki yer, sanırım şimdi elinizde, biraz daha hüküm edebileceğiniz bölgeler var. Ayrıyeten IV. Bölge, sanıyorum halen o eski yetmezlikleri bir türlü aşamıyor. Oraya gönderilen sorumlular oldukça sorumsuz davranmışlar. Eğer yine köylere öyle giriyorlarsa, -ki üç kişinin kaybı öyle olmuş, sanırını bu Çermik’te- o bölgenin sorunları olabilir. Sanıyorum I. Bölgede Sü. biraz çalışıyordu. Bazı sekter yanları vardı, eğer biraz daha olgunlaşırsa, takviye de edilirse yürüyebilir. II. Bölgedesiniz, çok yönlü olarak onları geliştirirsiniz.
Aynı şekilde Garzan’la da ilişkileriniz olur. Özellikle Sason alanını biraz zorlamak gerekiyor. Gücünüz var ve sanırım alırsınız. III. Bölge en çok gelişen bölgedir, hükmetmek zor değil. Yanı başınızdadır, halkı tamamen bağlamak, korucuları tasfiye etmek zor değildir. Ayrıyeten I. Bölge’nin Bingöl’ü tamamen kazanması gerekir, en azından güney kesimini. O bölgenin sınırları için düşündüğünüz önlemler var, bu temelde bölge sınırlamasını gerçekçi yapabilirsiniz, bölge sınırları daha gerçekçi planlanabilir. Her bölgenin belli bir üs anlayışı, karargah anlayışı olması gerekiyor. Bunu zaten belirtmiştim, uygularsınız. İstanbul’dan para istemişsiniz, biz verilmesi gerektiğini söyledik. Kanal açık sanıyorum, oradan katılımlar geliyor. Onlara iyi sahiplik etmek gerekir. Avrupa’dan yine istenilmiş, oradan da belki belli ölçüde katkı sunabilirler. Sanıyorum Dersim’le bağlantınız var, devam edilir. Özellikle uygun bir biçimde biraz silah ve güç göndermek gerekebilir. Fırsat bulundu mu değerlendirilir. Yine Orta Bölgeyle ilişki vardır sanıyoruz. Ve böylece işlere daha da hakim olmanız mümkündür. Yalnız geçmişin o içinde bulunduğu durum çok kötü. Buraya İ. geldi, İ.’yi değerlendirdiğimizde, tam bir ucube. Halen bir soruşturmadadır, yani onun hareket geliştirmesi düşünülemez. Tam tıkanmış, kendisinin de, hareketin de başına bela. Geçmişte yönetiminiz biraz böyle olmuş ve bu yönetim olsa olsa yenilgi getirir. Yönetim gücü yenilginin, kayıpların esas nedenidir. Körkütük bir tip yani bunu görmelisiniz.
Çizgi dahilinde parti yaşamı esas alınarak, bu insanları bu durumda bırakmamak gerekiyor. Bilemem, varsa diğerlerini de bu biçimde düzeltmeye tabi tutmak gerekiyor. Zaten son değerlendirmeler geldi, yeni çözümlemelerle birlikte düzeltme esaslarına ilişkin yaklaşımları biliyorsunuz. Fakat uygulayamamışsınız. Bireyler oldukça bireysel kalmış; parti yaşamı, parti kişiliği en az geliştirilen bir bölge oluyor. Kendilerini çok çekmişler, mesela Re. öyle kalmış, İ. öyle kalmış. Hemen hemen hepsi kendisini konuşturmuş. Sizin parti kişiliğini özümsetememeniz en önemli bir eksiklik. Partili yaşam tarzını, kişilik yaşamını yansıtamamanız mevcut yönetim gücü haline gelememenin temel nedenidir. Onun için partiyi taşırmak lazım, partiyi yaşamak, bunlara partileşmeyi önemle dayatmak gerekiyor. Yönetimin, örgüt yönetiminin en önemli sorunu bu. Sanırım ilerde biraz daha takviye edecektik. O bir şehir grubu gelecekti yakında. Eğer o grup gelirse, özellikle bu söylediğimiz merkezleri güçlendirebilir. Yine üst yönetimi de güçlendirmek için bazıları gelecekti. Geçici de olsa onlar da çalıştırılabilir.
Evet, kısaca bunları söyleyebiliriz. Yani eyaletiniz büyük iş yapabilir. En çok gelişmeye aday olan bir eyalettir. Büyük tecrübe, büyük olanaklar var. Şimdi inisiyatifi biraz daha kazanmış durumdasınız, düşman biraz dağıtılmıştır. O açıdan hükmetmek, her gün yeni mevziler ele geçirmek, yeni hamleler yaratmak mümkündür. Biraz yaratıcı olmak gerekiyor. Dayatmak gerekiyor, yönetim tarzımızı, önderlik tarzımızı artık oraya uygulamayı bilmek gerekiyor. Bundan sonra zor olmasa gerek. Evet kısaca bunları belirtiyorum. Önümüzdeki günlerde daha net anlaşılırsa biraz daha durumlar tartışılabilir.
Derya Anduk, şimdi söylediklerim iyi anlaşıldı mı? Bunlara karşı söyleyeceklerinizi ilerde de söyleyebilirsiniz. Biraz tartışır, daha net, daha böyle genel gelişmelere cevap veren bir yönetim gücü içinde olmaya çalışacağız sizlerle. Oranın sorunlarına çözümler getirmeye çalışacağız. Şimdilik bunları belirtiyorum, anlaşıldı mı?
D. Anduk: Anlaşıldı Başkanım.
—.: Bu söylediğim hususları aslında rapora da dönüştürebilirsiniz. Kaset varsa bundan sonra yanınızda kaset bulundurun. Eyalete hitaben birkaç konuşma da yapabiliriz. Eğer net anlaşılıyorsa, bundan sonra bu yöntemi denemeye çalışırız. Ayrıyeten bizi bilgilendirme konusunda söyleyecekleriniz var mı?
D. Anduk: Başkanım zaten sizler tarafından değerlendirmeler yapıldı. Bizim de süreç içinde güçlükler oluyor. Ancak şu andaki durumla, toplantı anındaki durum birbirinden oldukça farklıdır. Kararlar tümüyle olmasa da, büyük oranda uygulanmıştır ve sonuç alınmıştır. Özellikle kayıpların önüne bu biçimde kısmen de olsa, geçilmiştir. ………… Örgüt içinde varolan sorunlar, alınan kararlardan sonra önemli oranda çözülmüştür.
…………….. karargah III. Bölgededir. Güç büyük bir güçtür, hem eğitim faaliyeti yürütüyor hem de eylemde faaliyetlere öncülük yapıyor. Yine eğitim birliğimiz oluşturuldu. II. Bölge de üsleniyor, 60 kişilik bir güçten oluşuyor. Gelen tüm savaşçı adaylarını alıyoruz. Yani tüm sorunlara rağmen bu konuda tutuculuk yok. ………………. bölük düzeyinde çalışmalarını yürütüyor. III. Bölgedeki karargahımız vardır. Yine bunlar da birer bölük düzeyindedir. …….. bölgenin arazi yapısı uygun olmadığından dolayı genelinde karargah birliğini bir bölük düzeyinde örgütleyip harekete geçirmeyi düşünüyoruz. Yani üs sorununu hareketi büyük birliklere göre ayarlamaya karargahtan başlamayı planlıyoruz. I. Bölgede belirtilen biçimde, halen beklenen atılım yapılamadı. Arkadaşın tecrübesizliğinden ve bizim de alana yeterince müdahale etmememizden kaynaklanıyor.
————— 0 ————-
—.: (…) Bir üs olarak kullanmanın zamanıdır diyorum, ona yönelebileceksiniz. Yani siz kendi sorumluluğunuzda yeterince yardımcıyla o So.’ın orasını artık burası gibi kullanacaksınız. Yani temel kadro planlama ve yönlendirme alanı olarak orası geliştirilecektir. Sizin şu anda bulunduğunuz yere de Avrupa’daki arkadaş geliyor, oradaki sorumluluğu o üstlenir. Yeterince yardımcı var, zaten az çok konuşulmuştur bunlar kendileriyle. Yeterince yardımcıyla kolektif bir yönetimle yürütülür. Sizinki de dediğim gibidir, yani buranın rolüne benzer bir rolü üstlenmesi, temel kadro eğitimi ve bir de daha emniyetli olması, yönlendirme imkanının biraz daha geliştirmesi açısından uygundur. Zaten planlamada onu belirtmiştiniz. Bir an önce hayata geçirirsiniz. Buna benzer çok sayıda arkadaş geliyor, hepsinin en uygun bir biçimde katılması gerekir. O yerli öğe dediklerimiz engel koyuyorlar. Ne yapıyorlar ne de yaptırıyorlar? Şimdi artık buna fırsat verilmeyecek. Bizi çok uğraştırdılar, bu konuda üslubunuzun sert olması gerektiğini söyledim. “Şu kendini tam katmıyor, şu bilmem şöyle kaçak çıktı.” Şimdi bunlara meydan vermemenin zamanıdır. Yani belki yine kötü tipler çıkabilir, ama özellikle yönetim gücümüzü tam kullanmamanın sorununu artık giderelim diyorum. Yani tam bir yönetim çok sonuç alabilir. Yetkin bir yönetim, en çok sonuç alabilecek bir aşamaya geldi. Şunu demek istiyorum, eğer tarz düzeltilirse, mevcut potansiyel, hazırlık olağanüstü sonuç alabilir. Buna ulaşmayı hedefliyoruz. Yani hamle, saldırı dönemi yönetimin de kudretli olmasını şart kılar. Mevcut gücümüz de bunu kaldırabilir. Bunu bütün düzenlemelere yansıtacaksınız. Bu anlaşılıyor herhalde. Ve yine sanırım o Serhat için Ha. da olabilir. Oradaki karargaha gidebilir. Sanırım daha önce öyle bir hazırlıkları vardı. Herhalde Azman’gil giderler.
Şimdi ona benzer birçok düzenlemeyi, gelenlerle biraz tartıştık. Orda da tartışarak sonuca bağlayabilirsiniz. Yani mükemmel bir komuta düzeyi oluşabilir. Kısaca onu dernek istiyorum. Mevcut gücümüzün çerçevesinde de bunları belirtiyorum. Şimdi bunları fazla açmama gerek var mı? Açıklık istediğiniz bir husus var mı?
X..: Bunlar anlaşıldı. Şimdi aday da sanıyorum ben bir isim önerdim, o zaman Ak. bize yardımcı gibi çalışabilir.
—.: Doğrudur, doğrudur. Öyle olacak tabii, en uygunu da odur. Arkadaş oralıdır, orayı tanıyor, sorunların da farkında. Şimdi bir da grup geliyor, iyi yardımcı olacak, atak bir gruptur. Oradan da katabilirsiniz. Kendisinin de uygun gördüğü bazı kişileri alabilir. Oturtma işine sanırım güç getirebilir.
Garzan için konuşulmuştur. Biraz tartışırsınız, güç verilir. Söylediğim gibi epey bir güç verilir. Hem Derya Sıpi’yle, hem de IV. Bölge ile koordineli, en kapsamlı bir çalışmaya yönelecekler. Diğer eyaletler de vardır. Buradan gruplar geliyor, onları takviye edersiniz. Tartışmayla birlikte onlar da öyle gider, Serhat’tır, Orta Bölge’dir, kendileriyle hep konuşulmuştur. Hepsinin de perspektifi var. Alana ilişkin konuşmalar, talimatlar vardır. Hep birlikte getiriyorlar, oradan da sanırım kendi perspektif-talimatlarınızı ekleyebilirsiniz, Amed için, Dersim için, Serhat için, Orta Bölge için Xankurkê kendi perspektiflerini koyabilir. Sizin oralar için de dün söyledim, daha önce planlamada koyduğunuz hususları hayata geçireceksiniz. Burası anlaşıldı mı?
X..: Sanırım So..’gilin orası için söyleniyor.
—.: So..’ın orasını diyorum, ana üs olarak kullanıyorsunuz. Daha önce öngörüldüğü gibi kullanmaya geçiriyorsunuz. Anlaşıldı mı?
X.,: So.’gilin orası için mi bu sonuçları…
—.: Evet, doğru. Yani daha önce söylenildiği gibi hareket edilecek. İkisinin de ortası ana üs olarak değerlendiriliyordu. İşte o hayata geçirilecek diyorum. Bazı arkadaşlar buradan geldiler, orda da varlar. Oraya geliştirmek gerekecek. Anlaşıldı mı?
X..: Tamam anlaşıldı, anlaşıldı.
—.: Bunun dışında başka belirtmek isteyeceğiniz, bu yeni düzenlemelere ilişkin önemli bir husus var mı?
X..: Şimdi bu Garzan için, ………….. gerekirdi.
—.: Kim?
X..: Garzan için, ……….. burası açısından göndermek gerekecek.
—.: Şimdi bir tane değil, biz oraya, epey güçlü arkadaş yolluyoruz. Yani merkezi düzeyde o arkadaşlar var. Onlar katılacaklar. Hatta bunlar Amed’i de kontrol altına almaya çalışacaklar. Biz onu konuşmuşuz, kendileri size gelecek. Ayrıyeten kadro düzeyinde güçlü arkadaşlar da katılacak. Yani buradan yirmi-otuza yakın biz hazırladık, en üst düzey de dahil, oradan da sanırım daha çok Garzanlı olanları, alanları, aileleri açacak olanları, şimdiden hazırlayabilirsiniz. Bir de sanırım Sıpi verir onlara.
Yine IV. Bölge ile bağlantılar olur. Çok kapsamlı bir yaklaşım söz konusudur. Düşünülmüştür demek istiyorum. Geldiklerinde sanırım sizin de olumlu göreceğiniz arkadaşlardır. Yani sizin daha önce düşündüğünüz temelde hazırlanılmıştır.
X..: Oldu anlaşıldı. GAP için var mı?
—.: GAP için biz buradan yolluyoruz, buradan ayarlamışız. Buradan güçlendirmeye çalışıyoruz, özellikle şehir ağırlıklıdır. Eğer ulaşırlarsa, yönetimi epey güçlendirebilirler. Fakat eğer oradan GAP için uygun gördükleriniz varsa, küçük bir takviyeyi yapabilirsiniz. Biraz malzeme de götürebilirler. Onlar biraz malzeme istemişti, o malzemeyi de götürebilirler. Temel dokümanları de götürebilirler. Varsa orayı biraz takviye edebilecek, sanırım güçlü savaşçı özellikleri olan küçük bir grubu gönderebilirsiniz. Mesela yerel öğelerden de bazılarını yollayabilirsiniz. Evet başka vurgulayabileceğiniz bir husus var mı?
X..: Tamam anlaşıldı. Arkadaşlar gelirse, artık arkadaşlarla tartışır, ona göre sonuçlara ulaşırız. Şimdilik bunlar yeterli.
—.: Yani biz çok acımasız gidiyoruz, onu söyleyeyim tekrar. Yalnız o alan için değil, diğer alanlar da yetkisini tam kullanmalı. Böyle hantallık kokacak tipleri kabul etmiyoruz. Diyorum ki, bunlar oraya gelir gelmez dört dörtlük görev adamı olma sözünü verdiler. Şimdi bu sözü verenler tutmadı mı biz derhal görevden alırız. Yani otoritemizi acımasız kullanalım. Tamam mı? Bu saldırı dönemi, bunu daha da şart kılıyor. Tam disipline gelmeyen, savaşa gözünü dört-dörtlük dikmeyen kim varsa, üzerine gidilir, size söyleyeyim bunu. Dönem bunu şart kılıyor. Şimdiye kadar biz zorlamadıysak bunun nedeni şuydu: Hazırlık geliştirelim, potansiyeli güçlendirelim, bir de donemi yakalayalım, şimdi dönem yakalanmıştır, hazırlık kaldırabilir, potansiyel çok zengin, yani bu tip engel teşkil eden öğeler artık nefes bile alamaz. Yani o belli uzlaşmayı, bilmem kendilerine göre bir yerel ittifak anlayışı hala geliştirmek isteyenler için artık zaman tanınmamalı. Bunlara fırsat tanımanın gereği de yok. Zaman da artık bunu kabul etmiyor. Bunun için de günlük denetimden bahsettim. Günlük denetimler çok büyük önem taşıyor. Aksi halde bunlar sorun çıkarabilir. Yani bu tip şeyleri geliştirebilirler. Ayrıyeten örgüte karşı hesaplı olanlar vardır. Bu konularda bayan ilişkilerini geçmişte olduğu gibi kötüye kullanmak İsteyenler çıkabilir. Bu geri bayanlar olsun, aydın tipler olsun, bunlar örgütten intikam isteyebilirler. O eskiden tanıdığımız olaylar gelişebilir demek istiyorum. Dolayısıyla yönetimler gafil olmamalı, çok uyanık, bin yerde de çok ustaca yürütücü olmalıdırlar. Aksi halde o eskiden Doğu’da yaşadıklarınıza benzer şeyler, daha da geliştirilmek istenebilir. Günlük denetim, günlük savaş ruhu içinde tutmak önemli diyorum. Kendi güvenlik birimlerinizi çok güçlü tutabilirsiniz. Bu birimleri çok güçlü tutacak, müthiş bağlı arkadaşlar var. Maliyedir, silahtır, depo denetimidir, bu insanlara verilir, değil mi? Yani ne idüğü belirsizler, bunların eline yönetici diye verilmez ki! Yani gücümüzü doğru düzenleyelim. Bu konuda artık zavallılık olmamalı. Bu güç seviyesinde insan büyük bir düzene girebilir. Dikkat ediyorsunuz da, eskiden saflıklarıma vardı demek istiyorum. Bu konuda safça yaklaşımları bir kenara itmek gerekir. Tabii objektif olacağız, öyle rasgele kuşku duymayacağız, objektif ölçülere dikkat edeceğiz. Ama yine de dediğim gibi her an birçok şey olabilir. Bu bir Devrim yaşamıdır. Yirmi dört saat içinde iyi olan, kötü olabilir. Yani devrimin doğasında bunlar vardır. Her an yeni değişiklikler gündeme gelebilir. Bu konuda demek istediğim şematik, sadece güvene dayanan konumlar içinde olmamak gerekiyor. Devrimin doğasında her şey hızlı değişmeye uğrar. Bunu göz önüne getirmek gerekir. Kaldı ki gücümüz eğitilmiştir, her şeye hakim olabilecek kadar güçlüdür. Nicelik, niteliği ihtiva ediyor. Kullanmalısınız diyorum.
Ayrıyeten biz para gönderdik, o malzemelerden epey alınabilir. Bu konuda maddi herhangi bir sıkıntı düşünülmemeli, ucuz ve sağlam alınabilir. Özellikle bize çok gerekli olan şeyler alınabilir. Bu hususlardır, anlaşıldı mı?
X..: Tamam anlaşıldı…
—.: Bu, Bestler’de mi oluyor? Tepki duyabilir bazı şeylere.
X..: Evet, Bestler’de.
—.: O zaman, o Nu.’a tepki duyabilir. Ben onun hakkında biraz konuşmuştum, burada geçen yönetimdeyken. Yani Me.’la. Aslında şimdi onlar burada tam ukalalık etmişler. Onun hesabı sorulmalı diye bir değerlendirme de yapmıştım. Çok ağırdır, böyle geniş alanlar onun inisiyatifine verilemez. Aslında o, kendini yanıltan bir tiptir. Belki o tiplere bir tepki olabilir. Bizim örgüt ölçülerinin çok gerisinde o adam. Aslında ben o uyarıyı yapmıştım. Ve felç eder o yaşamı, çalışma tarzı tepkiye de yol açabilir. Buna benzer yönetim sorunlarını hızlı gözden geçirmek gerekir. Bu yerel öğelerin tepkisi de böyle gelişiyor. Yani komplo bile yapabilirler. Bu yerel bir özelliktir. Eğer tepki, kin duyarlarsa bu durumlara rahatlıkla böyle cevap verebiliyorlar. Se.. muhtemelen biçimsel kalabilir, insanın fazla iç özelliklerini tanımayabilir, yeterli cevap vermeyebilir. Onun dogmatik yanları var, -eskiden beri- aşamamış olabilir. Düzenleme için, dediğim gibi, Ce..’in de yerine siyasi yönü güçlü biri verilir. Biz buradan da gönderdik, orada da varlar. Bilemem, Re., onlar gönderilebilir mi? Eğer güçlüyse o GAP’ı biliyordu, Çınar’laydı. Yine o Hi.. Viranşehirliydi. Acaba katkı sunabilirler miydi? Bilemem, illa gitsinler demiyorum da, bunlar belli ölçüde beslendikten sonra kendileri için de, hareket için de sunabilecekleri şeyler olabilir. Buradan da epey geliyorlar yani, düzenlemek için herhangi bir sıkıntı olmaz. Bu son gruplardır. Bakalım, sanıyorum artık ayrılacağız. Bu arada belki arkadaş vardır, artık ona iletilebilir. Biz cevap vermeyebiliriz. Yalnız İran’daki arkadaş bir telefon yapmış, Türkiye orayla da görüşme olmuş. Sanırım buraya benzer bir şey yaratmak istiyorlar, o kendilerine göre bir şeyler söylemişler, Hizbullah hakkında filan.. Fazla ciddiye alamayız, yine sanıyorum belirleyici olan burada geliştirilen politikadır. Net değil yani. Eskisi gibi sürüp gidecek, fazla bir değişiklik beklememek gerekiyor.
Bu Güney’e biraz dikkat edilecek, onu size önemle vurgulayayım. Sanırım bu aşamada bunlar çok kötü planlar geliştirmek isteyebilirler. Bu konuda da gereken perspektif ve hareket tarzı konulmuştur. Yine söyleyeyim, o dağlarda bunlara rahat hareket etme fırsatı vermeyeceğiz. Ne TC’ye, ne de onların işbirlikçilerine. Bu politika esastır. Halkı da doğru politikanın etkisine çekmeye devam edeceğiz. Dikkat edin, bu konuda çok atak ve acımasız hareket edin. Yani gelinen aşamayı size çok kötü bir şeyle kapatacak olanlara yapı çok acımasız olsun. Ancak böyle geriletilebilir. Ve dediğim gibi, o perspektif de önemli. O yeni ad altında hareket de önemlidir. Biraz öyle olabilir. En azından bir süre kazandırabilir. Ve Kuzey işi önemli tabii. Hareketi oraya kaydırma, giderek önem taşıyor. Orta Bölge’ye ve oraya Garzan büyük rol oynayabilir. Orta Bölge önemli oranda rol oynayacak. Bence artık böyle önemli gücü aktarabiliriz. Uygundur, büyük güçleri aktarabiliriz. Zaten habire yeni güç de geliyor. Artık içeriği güçlendirebilecek öğeler, savaşçılar gönderilebilir. Herhalde boşluk da kalmayacak. Böyle düzenlemeleri yaparken içe ağırlık vermeyi göz önüne getirebilirsiniz. Mevsim de uygundur. Olanaklar da içerde epey gelişmiştir. Komuta düzeyi de tam oturtulursa herhangi bir engel yoktur. Bunları belirtiyorum. Son olarak belirtebileceğiniz bir şey var mı?
X..: Hayır, anlaşıldı bunlar. Artık bu tekelde planlamalar yapıp pratiğe yöneliriz.
—.: Yönelme, bundan sonra güçlüdür, hemen hemen bütün arkadaşlar geldi. Burada öyle hiçbir arkadaş bırakmadık. Yani hemen hemen bütün tecrübeliler geldi, büyük gücünüz var. Kendiniz de o ana üssü geliştirebilirsiniz, Amed, Garzan’la da irtibat kurulabilir. Yani Garzan ve Amed’le konuşuldu mu fazla sorun kalmıyor. Serhatla da konuşulabilir. Bu düzeni de oturtursak, koordine için en sağlıklı olanına ulaşılır. Telefon da gelecek sizin oraya, herhalde gönderecekler bir tane. O da her yerde telefon konuşması yapar. Sanıyorum radyonun bütün parçalarını yollamışlar. Biran önce onu harekete geçireceksiniz. O radyo mutlaka harekete geçmeli, derhal bulun buluşturun. Fazla ertelemeye gerek yok. Bu teknik de epey sürece katkı sunabilir. Diğer şeyler konuşulmuştu. Bu Hunerkom’u geliştirmedir, basın bürolarını geliştirmedir; değişik çalışma biçimleri geliştirilir. Ayrıyeten oradan basın beslenir. O Yeni Welat gazetesinin her sayısından bin-iki bin tane Güney’de dağıtılabilir. Yine oradan yazılar gönderilebilir. O büro bu temelde düzenlenir sanırım. Yani biraz ülke geneline hitap edecek bir yayın organa. Bunlar konuşulmuştu, artık bundan sonra geniş bir konsey biçiminde hareket edilir. Hem Anakarargah, hem de diğer karargahlar artık bir konsey havasına bürünecekler. Bütün bu arkadaşlar içeriye gidebileceği gibi, fazla güç de kalıyor. Her türlü eğitime, hareketliliğe, ordulaşmaya yetebilecek arkadaş, maddi olanak var. Araç-gereç alın, o konuda herhangi bir para sıkıntısı düşünülmemeli. Kısaca bunlar vurgulanabilir. Aynı şeyleri iletirsiniz o diğerlerine, sanırım onlarla konuşma imkanı yok artık. Bu hususları aynen aktarırsınız. Hatta ek bir biçimde eski konuşmaları da pratik bir talimat olarak ekleyebilirsiniz. Ve o alanlara gidecek olanlara verirsiniz. Bu çözümleme talimatlarla birlikte, kendi görüşü, kendi yaklaşımlarınızı veya varmış olduğunuz sonuçları da birleştirerek talimatlarla, perspektiflerle gruplar gitsin. Yazılı olmasında da yarar vardır. Biz de epey verdik, hem yazılı hem de sözlü verdik.
Dediğim gibi, haberleri gönderirseniz, bize iletirler. Bu çerçeve dahilinde, düzeltme işine devam edebilirsiniz. Kurye sistemini de geliştirebilirsiniz. Artık o konuda da sıkıntı yok. Önemli şeyleri yazılı olarak bize bildirebilirsiniz. Şimdilik yeterlidir bütün bu çerçeveler önümüzdeki yaz dönelini götürebilir. Fakat beklenmedik gelişmeler de olabilir. Her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor. Fakat dönem kazandıracak, o kesin. Dönem gelişmeyi bize doğru hızlandırmıştır. Kolay kolay yitirmemek için her şeyimizi ortaya koyalım. Oldu mu? Başka söyleyeceğiniz bir şey var mı? Diğer deryalar bizi dinliyor mu?
X..: Hayır, öbürleri dinlemiyor, başka söyleyeceğimi bir şey yoktur. Selamlar saygılar Başkanım.
—.: Oldu. Tekrar o tüm arkadaşlara selamlar. Bunu dediğim gibi tekrar tartışın. Herkesin kendini, gelişmelerin gereklerine ayarlaması için, yüklenme isteği vardır. Bu konuda tereddüt etmesinler, ikircikliğe düşmesinler, her şeylerini ortaya koysunlar. Bu dönem -yani yirmi yıllık tecrübeye dayanarak söylüyorum- kolay yakalanmamıştır. Çocukluk yapmasınlar, ağalık yapmasınlar, saflık yapmasınlar. Bu savaş öyle sandıkları gibi yürümüyor, bunu bilmiyorlar. Hiç olmazsa bundan sonrasına doğru katılsınlar. Bunu sert vurgulayın, herkesten bunun gereklerini isteyin ve kimsenin gözyaşına bakmayacağımız gibi, kendimizi de aptal yerine koymayalım. Herkese de rolünü oynatalım, yoldaşça oynatalım. Bundan ana, avrat küfür şey çıkmaz, herkese yoldaşça “rolünü oyna” denilir. Ve bu komutaya hepimiz uyalım, ben de uyarım, o da, o da. Özü budur. İnşallah herkes kavrar ve gerekeni yapar. Sizlere de tekrar bu temelde selamlar, başarılar.
X..: Selamlar, saygılar Başkanım.
PARTİ ÖNDERLİĞİ
2 TEMMUZ 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA ANDUK’LA 4 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: (…) Katkı sunabilirdi. Onu böyle değerlendirmek isabetli midir? Bence Z., S.’nı dengeleyebilecek bir arkadaştı, Ayrıyeten o diğerlerinin nasıl görevlendirildiğini bilemiyorum. Z., eğer olumluysa -ki, bence Bingöl sahasında- S,’la eşit düzeyde görevlendirilmesi en uygun olabilir. Diyarbakır şehir durumu, fazla güvenlikli değil, öyle bir arkadaşın, -ilerde belki eylem aşamasında olabilir de- erkenden gitmesi iyi değildir. Çünkü belirgin bir durum da yok. Daha çok aranmayan bazılarının gönderilmesi daha iyi olabilir diyorum. Z., için biz daha önce bunu öngörmüştük. Bu temelde bir görevlendirme durumu vardı. Oradaki durumu, intibak, gelişme durumu nasıl?
D. Anduk : ….. intibak durumu olumludur. Biz Diyarbakır’ı geçici bir süre için uygun gördük. Eğer uygun değilse, gerekirse yönetimden başka bir arkadaşı görevlendiririz…….
—.: Şimdi yine söylüyorum. Diyarbakır karışıktır. Onun dağda pişmesi ve yeteneklerinin dağda geliştirilmesi daha uygun gibime geliyor. O Bingöl’ü iyi tanıyor. Bingöl’de özellikle gerek üslenme, gerekse irtibatları sağlamada -yani, şehir merkezlerini de biraz çekmede- rol oynayabilir. Böyle arkadaşların sayısı yönetimde azdır. Fakat Diyarbakır için bulabiliriz. Kaldı ki, bizim de gönderdiğimiz arkadaşlar -eğer bir şey çıkmazsa- siyasi yönden oldukça güçlüydüler. Sanırım epey örgütlemeye katkı sunabilirler. Yönetimden birisi ikinci hamlede düşünülebilir. Bence ön hazırlıkları, temel ilişki düzeyini, örgüt ilişkilerini daha alt düzeyde geliştirecek öğelere bırakalım. Bir de bizim gönderdiğimiz grup da var. Bu günlerde ulaşabilirler. O grup da şehri tanıyan bazılarını gönderebilirdiniz. İkinci hamlede, yönetim düzeyinde ve kısa sürede eylem amacıyla girilebilir. Yönetimden şehir harekatını iyi yönetebilen, iyi tanıyan birkaç kişi gönderilebilir. Bu aşamada bizim gönderdiklerimiz ve sizin orada gönderecekleriniz, biraz parça parça da çalışabilirler, daha sonra bir üst komitede birleştirebiliriz.
O D.’in kardeşi vardı. Ondan haber aldınız mı? O grupla birlikte geliyordu. Yanlış anlaşma mı oldu? Onun şehre ulanmaması gerekiyordu, size ulaşması gerekiyordu. Gelirse o da gönderilebilir. Belli bir süre orada kalmıştı.
Evet, bu hususlara ilişkin herhangi bir şey var mı?
D. Anduk: Hayır, yok.
—.: Alana gelen ve gelecek olan tecrübesiz arkadaşlara alan gerçeklerini, en başta da yönetim gerçekliğini çok ustaca ve yoldaşça bir tarzda kavratmalısınız. Ve yine alanın bizi zorlayan yanlarını kavratmalı, bu konularda yoğun bir tartışma, yoğun bir özümseme ile onları hızla ileri bir düzeye getirmelisiniz. Yeni gelenleri bu temelde ele alacaksınız. Gelenler oldukça zorlanmış da olabilirler. Hatta bazı yönleriyle kabul da görmeyebilirler. Fakat unutmamak gerekir ki, biz sıfırdan adam yetiştiriyoruz. Lime lime olmuş birçoğundan burada insan ortaya çıkarıyoruz. Bu bizim gerçeğimizdir. Bazı kusurlu yanları oldu diye -ki orada da bu yüzden tahribatlar biraz fazla oluyor- dışlamak doğru değil. Tabii ki bireyi katarken de partiyi, parti düşüncesini vermek gerekiyor. Oranın bir özelliği de şu: Bireyselleşen komutanlık kendini uygulamaya çalışıyor. Bu da parti özellikleriyle çatıştığı için yeni gelenler işlemez duruma geliyorlar. Yani yeni gelenlerin partiden aldıklarıyla oradakilerin bireysellikleri çatışıyor. Sonuç, birçok bölgenin yönetim düzeyinde tarumar olması… Bunu önlemenin yolu parti yaşamı temelinde yüzde bir tutulacak yanları bile varsa bunları tutup adım adım ve çok tutarlı bir biçimde ilerletmektir. Kadro boşluklarınızı, yönetim gücünüzü böyle geliştireceksiniz. Yönetim gücünü geliştirmede hataya düşmeyin. Yöntem sizi yönetim gücü haline getirecektir. Yöntemi tutturamadığınız için yönetim gücünü geliştiremediniz. Bunu da unutmayın. Sorun aslında bir yöntem sorunuydu. Geçmişte yapılan temel yöntem hatası, biraz da liberalize edilmeye çalışıldı, o da fazla tutmadı. Tam yetkin tutturulursa sorunlarınızı rahatlıkla aşabilirsiniz. Bu her yer için geçerlidir. Sanırım epey tecrübe kazanılmıştır. Yöntemi tutturabilirsiniz, zor değil. Bizim tecrübelerimizi sık sık göz önüne getirirseniz gelişme kaydetmeniz zor değil. Bu sorunları esas itibarıyla kendi bünyenizde çözmelisiniz. Bütünüyle partiyi hakim kıldığınız oranda bunları kontrol altında tutabilirsiniz. Bireysel otoriteyle bu mümkün değil. Bu konuda deneyimler var. Zaten parti de bunun için gereklidir. Bütün yönleriyle partiyle çerçevelediniz mi bu insanlar mecburen adam olmak zorunda. Bölgede bu durum biraz aşınmış.
Parti gücünü böyle değerlendirin. Parti gücünü böyle özümsettirerek ancak öncülüğü kurabilirsiniz. Büyük zorlukları ve o büyük kayıpları da böylece önlemiş olursunuz. Şimdi herkes bunu tamamen bir yöntem haline getirmelidir. Bazı arkadaşlar iyi niyetli ve çaba sahibi olsalar da bireysellikleri yüzünden kaybedilen değerler oldu. Bizim insanımızın genel bir özelliğidir bu. Örgüt tarihiyle hareket etme yerine kendini koyar. Sanırım bundan sonra olumlu bir düzey tutturulacaktır. Sağa sola sapmalara hayli karşı konulabilir ve doğrusu da temsil edilebilir. Böyle bir yönetim gücü bölgelere de, mıntıkalara da oturtulursa gelişmeniz rahatlıkla katbekat artar. Biz ısrarla şunu vurguluyoruz: Halen nasıl yaşadıklarını bilmiyor arkadaşlar. Yönetim düzeyinde, önderlik düzeyinde neyin ne olduğunu kavrayamıyorlar. Yaşatan çalışma ve çaba nedir, temelde dönemler nasıl kurtarılmıştır, bunun özü nedir; çoğu bunu bilmiyor ve herkes de diyor ki, ben de yaşadım, ben de başardım. Yani hiçbir çaba harcamayan bile mevcut gelişmelere ortak olabiliyor. Kaldı ki bu büyük bir yanılgıdır ve bu tip kişilikler en tehlikelisi olurlar. En üst düzeydekilerden tutalım en alt düzeye kadar şunu söylüyorum: Şimdiye kadar omuzlarda taşındınız, buraya kadar geldiniz. Büyük çabayla, bilinçli, yaratıcı çabayla ayakta yürümeyi başarmadınız aslında. Ama şimdi biraz güçlendiniz diyorum. Yapmanız gereken, bundan sonra hiç olmazsa ayaklarınız üzerinde yürümeyi başarmaktır. Bundan sonra kendini omuzda değil de öz ayakları üzerinde yürütmeyi kavratmaya çalışıyoruz. Ve bunu kavratmak da önemlidir. Çünkü çoğu daha kavramamış. Halen Kürdistan’da şu yaygındır: Hain bile ben de yurtseverim diyor. On yıldır savaşmayan dışımızdaki bazı örgütler bile, “biz de şahane devrimci, hatta proleter örgütüz” diyorlar. On yıl ihanet etmiş veya yatmış, ama Kürdistan gelişiyor ben de geliştim diyor. Hatta biz yol gösterdik diyor. Bunlar gaflet ve ihaneti ifade eder tabii, içte de bu tip insanlar var. Biz de direndik, biz de kazandık diyorlar. Halbuki direnme ayrıdır, kazanma ayrıdır. Kazanmanın biçimi, yöntemi farklıdır. Şimdi hepsi birbirine karıştırılmak isteniliyor. Sonuçları da sağlıklı bir yönetime götürme. Her sahadaki yönetim ve komuta düzeyinde bunu aştırmak istiyoruz, bir de dediğim gibi insanlar hızla ve onlarcası, yüzlercesi hep birlikte yönetim altına giriyor. Erkenden biz komutan da olduk diyorlar. Bu da hatalı tabii. Bunu da aştırmak gerekiyor. Öyle kolay komutan olunmaz. Komutanlık, kendinde düzeltmeyi gerektirir. Bu hususları kendi bünyenizde tabii ki iyi işletmelisiniz. Bütün savaşçılar olsun, yönetim düzeyindekiler olsun ayakları üzerinde yürümenin ne anlama geldiğini oldukça doğru kavrasınlar ve uygulasınlar. Partiyi gerçekten yaşatan yönetim tarzı, önderlik tarzı esas alınsın; herkes kendi çabası, kendisinin katkısı onanında bir tayin terfi sistemi içinde olsun, haddini bilsin, terbiyesini tuttursun. Öyle köylü kurnazlığıyla, küçük burjuva kurnazlığı ile yer kapma, alan tutma mümkün değil. Örgüt ölçülerimiz kaldırmaz. Dolayısıyla PKK’nin en değerli ölçüleriyle hareket etmek, en makbul görev ölçüleriyle hareket etmek tek doğru yoldur. Oldukça gerçekçiyiz. Değerlere saygılıyız ve herkesten beklenen de budur. Bunu yakıt çevrenizden başlatarak sistemli vermeniz tabii ki, en önemli görevinizdir. Buna göz-kulak olmak, bu temelde yapıyı sık sık gözden geçirmek en temel görevlerinizden birisidir. Tabii diğer görevlerle birlikte…
Diğer yandan açılım bekliyoruz. Sizler de bundan sonra daha güçlü adımlar atmaya başlamalısınız. Düşman epey yıpranmıştır. Sanırım şu anda siz de çevreniz hakkında istihbarat topluyor, bilgi alıyorsunuz. Herhalde alanlar üzerinde denetim epey gelişir. Oranın işbirlikçilerine darbe planlamasını önemle ele alın ve uygulayın. Bazı aileler vardır, onların teslim alınması önemlidir; daraltılması, etki siz bırakılması önemlidir.
Düşmanı, karargahları, karakolları veya en azından gafil noktalarından vurabiliriz. Gücümüz de var. Etkili bazı sonuç alıcı darbeler -tabii siyasi amacı olan- vurarak iyi sonuç alabilirsiniz. Savunma da çok iyi yapabilirsiniz. Savunma olanaklarınız artmıştır. Eğer tedbirlerinizi iyi alırsanız düşman kola kolay gelemez.
Yol denetimlerini de geliştirin. Yolları denetim altına alın yavaş yavaş. Bu, ekonomiyi de denetim altına alma anlamına gelir. Maddi ihtiyaçlarınızı da katbekat giderebilirsiniz. Orada büyük tüccarlar var. Onları vergiye bağlamanız gerekiyordu. Birçok alanı sizin finanse etmeniz gerekir. Çünkü orası çok zengin. Artık bağış ve vergilendirmeyi kendiniz geliştirmeniz gerekiyor. Diğer kurumlara bırakmaya fazla gerek yok.
Evet, bu hususları böyle işlemeye çalışıyoruz. Partinin geneline ilişkin sorunlardır. Sizlere de böylece aktarmaya çalışıyoruz. Katılımlar gelişsin. Bence katılım sürecini yaşayan çok genç var. Biraz daha değişik yöntemlerle onları çekin. Özel bir çabayla da çekmeye çalışın ve dediğim gibi bazı diğer eyaletlere de yollayabilirsiniz. Çünkü duyduğumuz kadarıyla oralardan çok talep var. Nerede varsa böyleleri ulaşın ve çekin. Bunları çeşitli düşeylerde deneme-sınamaya tabi tutarak değerlendirebilirsiniz.
Anlaşıldı mı?
D. Anduk : Evet Başkanım.
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA DİCLE İLE 4 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
D. Dicle: Fiili katılma durumu gelişebilir. Bu konudaki somut tutumumuzu biraz netleştirirsek daha iyi olur.
—.: Şimdi muhtemelen köylülerden katılabilecek silahlı sayısı ne kadar olabilir? Yani derlemeye çalışırsak ortalama ne kadar olabilir?
D. Dicle: Yüz kadar olabilir.
—.: Şimdi onların, daha da silahlandırılabilecek gücü yok mu?
D. Dicle: Yok. Sadece bir köy var. O köyün gücü ancak o kadar çıkar. Aslında fazla var ama, beraber hareket etmeyebilir. Yalnız diğer Sindiler’in kaldığı köy rahatsızlık içindedir. Aslında onlar da tavır alırlarsa, Kuzey için belirli koşullar doğmuş olacaktır.
—.: Diğer köylüler kim? Bu aşiretin diğer köyleri mi? Yalnız bir köy mü?
D. Dicle: Şimdi şu an belli değil, daha çok bugün belli alabilir. Bugün netleşebilir.
—.: Kim köye saldırabilir? Onlardan köye saldırı nasıl olabilir ki?
D. Dicle: KDP, herhalde köylerden güç getirebilir diyorlar. Muhtemelen doğrudur. Dolayısıyla takviye ettikleri aşiret güçleri birbirlerinin yerlerini sarsmak için böyle bir şeye katılıyorlar.
—.: Tamam. Gerillaya çekiliş. Arazi yapısı nasıldır?
D. Dicle: Arazi yapısı uygundur. Yani köyün arkası zaten bizim bu dayandığımız dağlara yakın.
—.: Onlar muhtemelen ne kadar güçle gelebilirler?
D. Dicle: O pek bilinmiyor. Ama gelseler, herhalde yüzden fazla gelebilirler. Yani köyün çevrilmesi kolay. Onlar geldiğinde bozguna uğrarlar. Bu kesin. Fakat şehre yönelik eylemlerimiz olabilir.
—.: Şehre yönelirken bu da köylüler adına olabilir. Bu 3. bir cephe oluyor. Daha doğrusu, işbirlikçi cepheye karşı, ancak bağımsız gerilla cephesi olur. Eğer bir gerilla tarzı olacaksa, siyasi cephe ve gerilla cephesi adı altında geliştirilebilir. Fırsat bulundu mu yol denetimlerini giderek etkinlik sahamıza hizmet edecek gerillacılık geliştirilebilir.
Tabii ki şehir içinde de olabilir. Aslında halk bunlara karşıydı, acaba şehir eylemliliği halkı daha aktif bir duruma sokmaz mı? Şehirde onlara vurulacak darbe en azından halkın muhalefetini daha da geliştirebilir mi? Yoksa daha da bunların egemenliğine mi yol açar? Bunu göz önüne getirmek gerekir.
D. Dicle: Şimdi orası biraz net değil. Zaten biz, böyle halkın hemen yüzde yirmi, yirmi beşini netleştirebilseydik, bunu tahmin edebilseydik, hemen girecektik. Ancak böyle bir durumumuz yoktu. Fakat şöyle bir durum da vardır; yani bizim öyle bir yönelimimiz olduğunda TC ve benzeri güçler tarafından yollar kapatılırdı Muhtemelen onlar halkı bize karşı “bunların yüzünden yollar kapandı” diye karşı karşıya getirebilirlerdi. Zaten en çok çekindiğimiz nokta buydu. Böyle bir sorun olmasaydı aslında girilebilir. Yani biz askeri olarak zaten keşif de yaptık, değişik bilgiler de topladık. Durum bu.
—.: Toptan alma yerine o zaman onları böyle etkisizleştirecek bazı eylemler, gerilla eylemleri olabilir. Kayıp vermeden, onların birçok zayıf noktaları vurulabilir. Yalnız dediğim gibi direkt PKK eylemliliği gibi değil de, Sadıkgillerin cephesi biçiminde geliştirilebilir. Yani o aşiretin öncülüğünde veya muhaliflerin öncülüğünde, böyle siyasi biçim de vererek -fazla zorlanmayacaksak- bazı darbeler indirilebilir. Onları karşı çıkararak, çelişkiyi şiddetlendirerek köye de sahip çıkılır. Köyün savunması iyi geliştirilebilir. Özellikle köye girme durumları olursa etkili gerilla eylemleriyle darbe vurup diğer köyleri katmak gerekebilir. Fakat öyle kayıplara yol açabilecek durumlara müsaade etmemek gerekir. Ayrıyeten kendi genel cephemizi güçlendirmemiz gerekiyor.
Hudut boylarındaki etkinliğimizi geliştirmemiz lazım. O köyler üzerinde denetimimiz gerekiyor. Yeni yerleşen köyler de buna dahil. Onların dostluk politikası önemli. Karışıklık yaşanmamalı, bizim etkinliğimiz mutlaka geliştirilmeli. Aksi halde onların -işbirlikçilerin- durumları tehlikeli olabilir. Durum karışıktır. Günlük olarak taktik belirlenir. Mühim olan onların etkinliğini giderek sınırlandırmaktır. Oradaki gerilla gücü de gerekirse yeni cephenin gücü olarak kullanılabilir. Gerekli oldu mu vurur. Yani onların aşırı yüklenmeleri oldu mu biz de yükleniriz. Yani bütünlüklü bir Kürdistan cephesi onların o Kürdistani Cephesine karşı Birleşik Bağımsızlık Cephesi giderek öne çıkarılmalı. Gerilla da bu amaçla kullanılabilir.
D. Dicle: Tamam bu anlaşıldı. Biz zaten bu çerçevede, bu çevrelerle diyaloglar geliştireceğiz. Özellikle bugün, yarın. Aslında yine de fırsat kollayacağız, koşullar uygun olursa bu cephe ilanı için de Xankurkê’den haber bekliyoruz. Biz zaten kararlaştırdık, burada netleştirdik. Öyle bir cephe burada ilan edilebilir. Bazı bize yakın çevrelerle birlikte de olabilir. Bunu böyle geliştireceğiz. Ayrıca cephenin Kürdistan Birleşik Kuvvetleri diye silahlı bir takımını oluşturmuşuz. Bu ad altında köylerde faaliyete başladık. Gerekirse bu güç artırılabilir diyoruz.
—.: Siz cepheyi daha önce açacaktınız. Bir yıldır açılmalıydı. Bildirisi çoktan yayınlanacaktı. Ve bunun hazırlık çalışmalarına girişilecekti. Bu bir sene bence ilan edilecek bir durumdu. Sorumsuzluk örneği sergilemişler. Xankurke bunu yapmamışsa, sorumsuzluk yapmıştır. Bu konuda karar var. Kendi kendilerini zora soktular. Zaten pasif savunma anlayışını bir türlü aşamadılar. Bu olumsuzluklar bu yüzden meydana geliyor. Zamanında adım atamadılar, şimdi de bu tür durumlar ortaya çıkıyor. Birleşik Bağımsızlık Cephesi dedik, yani Eniya Yekitiya Serxwebuna Kürdistane adı altında olacaktı. Bildirisi de çıkarılıp, kuvvetler de, takımlar da oluşturulabilir. Tabii günlük olarak tavırlar geliştirilebilir. Oradaki halka güç vermek gerekir. İşbirlikçi cephe güçlüdür. Onların bu gücünü adım adım kırmak lazım. Bu kırılmadan halkın, cephesi ortaya çıkmaz.
Görüşürüz, günlük gelişmeleri değerlendirmeye çalışacağız. Bakalım yani, bu diğer şeyle de, kuryeler daha iyi gelişebilmeli. O L. onlar oraya geldi mi?
D. Dicle: Evet geldiler, arkadaşlar görüştü, biz henüz görüşemedik. Bu konular da görüşülmüştü.
—.: İşte o tarafta da, kuryeler giderek kendi bağımsız denetim yollarını geliştirsinler. Diğer o taraftan da biz, o alçağa yönelin dedik. Bakalım ne yapabilirler? Oldu şimdi başka ne haberler var?
D. Dicle: Fazla yeni bir şey yok. Yalnız söylemediğimiz, bu BM’nin uçak ve helikopterleri de, -nakliye uçağı daha çok-, onlar da üzerimizde uçtular. Sanki Zaxo’yu koruma adı altında, böyle güçlerimizin üzerinde uçuş yapıyorlar.
—.: Yapsınlar, siz tedbirinizi alın, bol bol uçsunlar. Şimdi daha önce söylediğimiz hususlar üzerinde duruyor musunuz?
D. Dicle: Evet.
—.: Yani günlük olarak faaliyetlerinizin, yoğun geçmesi gerekiyor. Oldukça yoğunlaşmış mısınız?
D. Dicle: Zaten buradaki çalışmalar, kişiyi ona zorluyor. Gerek gelip gidenler, gerek çeşitli sorunlar, örgütlenme, günlük olarak yoğun geçiyor.
—.: Şimdi bu harekat birlikleri hududa doğru, hududu giderek etki altına alıyorlar mı? Şimdi mesela D. bile şunu diyordu: “Bu kadar hududun uzağında yaşamalarına anlam vermek zor” diyordu. Yani böyle hududu denetimsiz bırakıp, çok rahat alanlarda yaşayıp duruyorlarmış. Böyle durumlar var mı?
D. Dicle: Şimdi aslında biraz vardı. Biraz uzağında kalıyorduk fakat, yine kararımız vardır, yükleniyoruz. Zaten önceden eleştiriliyordu.
—.: O…… oraları var. Bu 5. Bölge güçleriyle de bir kanattan birleşmek gerekiyor. Yine Cudi birlikleriyle irtibatlarınız nasıl? Cudi birlikleri, Silopi’ye ağırlıklarını koyuyor mu?
D. Dicle: Cudi birliğiyle bir irtibatımız yok. Yalnız………. Yine o çevredeki güçlerle, bilinen Bestler güçleri, Cudi güçleri, vs. birlikte böyle genel bir yönetim düşünülüyor.
—.: Şimdi artık oralar temizlenmeye çalışılmalı. Beytüşşebap, oraları artık temizlenmeli. Mevsime girilmiştir.
Bizim en büyük endişelerimizden birisi şudur: Birkaç bin kişilik gücümüz var. Bunların hepsi savaş dışı şimdi. Yani bu kadar, binlerce kişilik gücün, fedai gücünün günlerce böyle savaşı gerçekten yaşayamamaları çok ağır bir yetmezlik durumudur. Bir anlamda mekanizma çalışmıyor. Bu kadar fedai güç doğru yönlendirilirse adım adım bazı yerler düşürülür. Bunun için gerekli olan yön vermedir, yönlendirmedir, yürütmedir biraz. Veya çok etkili bir planlamadır. Bu konuda toparlanma herhalde yerinde değil. Planlamanın detaylandırılması gerçekçi değil. Bu güç atıldır aslında. Sayı artmıştır, ama atıldır.Halbuki bir ay kader süresidir aynı zamanda. Şimdi biz bunu kırmaya çalışıyoruz. Bu gücün böyle durması bize en yetmez bir durum olarak geliyor ve mutlaka aşmak gerekiyor. Savaşın en çok dayanacağı şey bu durumun çözümlenmesidir. Savaşı bu hızlandırabilir. Bine yakın güç de Derya Şin’de var. Derya Şin’in sesi soluğu çıkmıyor. Yeni planlama döneminden altı ay geçti, halen sesi soluğu çıkmıyor. O kadar emek verdik, o kadar güç gönderdik, ne oldu peki bunlara? Bu kadar ağırlığı insan nasıl göze alabilir? Eğer öyleyse, o gücü ne diye orada tutuyoruz? Hiçbir parti bunu kabul edemez ki böyle. Bu arkadaşlar kimdirler, bunlar hiçbir şey anlamamışlar. Somut durumlarını biraz görmek gerekiyordu bunların. Savaşacak durumları yoksa, savaş durumu yoksa orada, savaşamayacaklarsa o gücü başka alanlara çekelim. Bu gün bizim için çok hayatidir. Millet bu hareketin nasıl yönlendirildiğini bilmiyor. Çoğu arkadaş bunu anlamıyor. Zaten biz bunu halletmek istiyoruz. Bu mücadeleyi bizim buraya nasıl getirdiğimizin çoğu farkında bile değil. Çoğu işin keyfi, beylik havasında. Yaygındır bu hastalık. Yani çoğu keyfilik, beylik havasında. Almış eline birkaç yüz kişilik güç, yönetimiz filan diye. Böyle yönetim, komutanlık olmaz. Ben bunları sislere tekrar tekrar söyleyeyim. Benim içinde bulunduğum durum var, tecrübem var.
Sizin yaptığınız kabul edilebilecek bir durum değil. Değil öyle iki yüz, üç yüz kişilik gruplarla, beş kişiyle bile böyle kalınmaz. Beş kişi bile ellerinde olsa çok daha fazla iş yapmaları gerekir. Üç yüz kişiyi böyle tutmak suçtur bizde. Yani bunlar akıllarını başlarına almak zorundadırlar. Sizin en temel görevinizi, önderlik bunu kabul etmiyor, bu tür yaşamı, bu tür komutayı kabul etmiyor demektir. Kabul etmiyorum bunu. Şimdiye kadar bu gelişmeyi biz nefes nefese buraya kadar getirirken böyle durulsun diye getirmedik. İşine gelen doğruyu anlar, işine gelmeyen yerinde durur. Savaşı biz bunlara bırakırsak, savaş diye bir şey gelişir mi? Ve ayrıca, şimdiki durum, idare edilmesi son derece sor bir durumdur. Çoğu komuta kadememiz bunu anlamıyor. Anlamayanları atmak lazım, bunları defetmek gerekiyor. Bizim o geleneksel yaşam tarzına sanıldığı kadar hoşgörümüz yok. Komutada bu gelişince tabanda da gelişiyor. Yani öyle seçkin komutanlık ve savaşçılık yok ortada. Bundan da işin başındakiler sorumlu. Her şeyi Allah’a havale eder gibi partiye, bize havale etmişlerdir. Kapasitelerinin gerçekten yüzde beşini kullandıklarını sanmıyorum.
Kişisel düzeyde olsun, birlikler düzeyinde olsun kapasite kullanılmıyor. Şimdi düşman yıpranma sürecine girmiştir. Eskiye göre misliyle sonuç alınabilir. Sorunumuz bu. Bilemem, orada nasıl yapıyorsunuz; tempoyu, mekanizmayı nasıl tutturuyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın. Burası da orayı öyle fazla kaldıracak durumda değil artık. PKK’nin genel gidişatı birçok arkadaşın zihniyetinin çok çok ötesinde. Çare bulmaları gerekiyor. Genişliğine, derinliğine yayılma artık günlük olarak mesafe almalı. Bu konuda olanaklar biriktirildikten sonra artık fazla itirazın olmaması gerekiyor. Eskisi gibi yenilgi, kayıp nedenleri bundan sonra affedilmezdir. Zaten yaklaşımın anlamı da budur. Yenilgi nedenlerini bize sıralamak değil… Bunu yapan adam ahmaktır. Kayıp nedenlerini böyle sıralamak ahmaklıktır. Bize kazanmanın gerekçelerini söyleyecekler. Bize, kazanmanın planlarını açıklayacaklar. Fazla zorlamak istemiyoruz ama, gerçekler böyledir. Bütün birimlerden bir sonuç bekliyoruz kısaca. Bütün kişilerden de sonuç bekliyoruz. Aksi halde böyle yönetimleri de kabul edemeyiş kesinlikle.
Bir noktayı kesinlikle belirtiyorum. Biz şimdiye kadar hepinizi taşıdık buraya kadar ama, bu yanlış anlaşılmamalı. Omuzlarda taşındılar, öyle kendi özgüçleriyle bir yürüme filan değildi; politika, askerlik yapma değildi. Bu da köylü kurnazlığıdır, küçük burjuva kurnazlığıdır. Özgücüyle yaşadığını söyleyemez hiç birisi. Ama biz şimdi onu istiyoruz, yani özgüçle yürümelerini istiyoruz. Bundan sonrası dediğimiz gibi bu biçimiyle kabul edilemez, taşınmaz, tahammül edilmez. Yani bunu herkes, her kişi bilmek zorunda. Bunu uygulayacaksınız. Temel anlayış budur. Bu anlayışın çok ustaca hayata geçirilmesi en temel yönetim görevidir.
Oldu. Başka şimdi, işleyebileceğimiz bir husus var mı? Aktarabileceğimiz…?
D. Dicle: …
—.: Derya Dicle anlaşıldı mı?
D. Dicle: Evet anlaşıldı.
—.: Başka belirtmek istediğiniz husus var mı?
D. Dicle: Şu anda yoktur.
—.: Bu söylediklerimi anlıyorsunuz, yapıya da aktarıyorsunuz.
D. Dicle: Evet Başkanım.
—.: Böyle ciddi kişilik sorunlarını dayatan filan var mı?
D. Dicle: Az düzeyde vardı. Zaten daha öncede bildirilmişti. Yani yüzün üzerinde böyle durum var. Yüz elliye yakın. Zaten onların üzerinde özellikle duruyoruz. Bakalım yani bir kısmını değişime uğratmaya çalışacağız.
—.: Yüz elli kişinin kendini yere attığından söz ediyorsunuz. Bu bir başarısızlık Örneğidir. Yüz elli kişi değil, on beş kişi bile fazladır. Yüz elli kişi olur mu hiç. Kabul edilir mi bu durum, hiçbir orduda böyle bir şey olur mu? Bu durumu derhal değişikliğe uğratacaksınız. İki ayakları üzerinde yürüyecek hale gelirlerse tamam deriz. Yoksa felç edilir. Söyleyeyim yani, kimse bize bu durumları dayatamaz. Mezarlarını kazsınlar. Bizi öyle kimse yanlış anlamasın. Bunlar hepinizden, oradaki yönetimden kaynaklanmıştır. Ölsünler; mezarlarını kazın ölsünler, önderlik emri budur diyeceksiniz, partinin kanunu budur. Ölsünler, ama kendilerini böyle yere atmasınlar; bunu hiç kabul edemiyorum. Yüz elli kişinin kendini yere atması affedilemez. Fiziki engeli olan ayrıdır. Ama o da iş yapar. Ekmek yapsın, ekonomik faaliyete alınsın. Tek bir adam bile işlevsiz bırakılamaz. Bir daha böyle bir durumu kabul etmiyorum. Bu anlayışları atalım artık.
Tekrar görüşürüz, iyi günler, başarılar.
PARTİ ÖNDERLİĞİ
4 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA ANDUK İLE 5 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: İyi bilinmesi gereken bir husus, bu mücadeleyi toy ellerden, kurtarmak istediğimizdir. Özellikle de yaşadığımız dönemi artık bütün incelikleriyle kendi tarzımızda yürütmek istiyoruz. Şimdiye kadar ki müdahalelerimiz sizi durumunuzu ağırlaştıran etkilerden kurtarmak içindi. Birçok yanılgıya kesin son vermek, bunu tabii en güçlü bir biçimde şimdi başarmak istiyoruz. Bu geri yapıyla insanın daha büyük başarılara gitmesi mümkün değil. Biraz tecrübelisiniz. Nasıl yaşadığımızı, nasıl bir çalışma tarzına sahip olduğumuzu biliyorsunuz. Geçmişte bunu yorumlayıp uygulayamama en büyük noksanlık oldu. Daha doğrusu, yöntemde içine düşülen yetmezlik sizleri epey zorladı. Sanıyorum şimdi bunu uygulayabilecek düzey ve güçtesiniz. Yani önderlik gerçeğini doğru yorumlayıp, doğru yöntemlerle hayata geçirebilecek durumdasınız. Bu çok önemli. Aslında oluşan birçok olanağın elde edilmesi, önderlik gerçeğinin doğru yorumlanıp uygulanmasına bağlıdır. Hiç olmazsa bundan sonra bunu başarmak gerekiyor. Orada, sınıf dışı veya düşman etkilerinden tutalım feodal ağalık etkilerine kadar hayli güçlü. Bunlar tabii ki başarıyı değil, başarısızlığı getirir. Oradan gelen bir sorumlunun durumu burada ele alındı. Ortaya çıkan anlayış gerçekten sınıf dışı önderlik sevdası. Objektif olarak sınıf dışı veya o bilinen yerel, mahalli, feodal, küçük burjuva karması özelliklerin kendini bir türlü dönüştürememesi ve sonuçta kendisini objektif olarak dayatması durumu ortaya çıkıyor. Ve tabii ki böyle bir kişilik pratiği de örgütleyemez, eylemi de doğuramaz, kendi başına çözümsüz bir pratik. Nasıl ki, o sahalarda aşiretçi-feodal önderlik yüzyıllardan beri başa bela ise bu da onun kalıntısı oluyor. Böyle bir kalıntı da gelişmeyi değil, yaşanılan gerçeklerin çok açık gösterdiği gibi, dağılmayı, yenilgiyi getiriyor. Kendi haline bırakılsa banlar ya imhalıktır ya da teslimiyeti yaşarlar. Böyle kişiliklerin şahsında ortaya çıkan bu. Çözümleme yeteneği çok zayıflamış, ilerleme yeteneği yok denecek kadar az. Belki biraz feodal bir yiğitlik var. Bunun dışında herhangi bir yetenekten bahsetmek çok zor. Demek istediğim bu kişiliklerin şahsında yaşanılan başarı, yengi değil, yenilgidir; başarısızlıktır. Şimdi orada geçen yıl yaşanan o kayıpların altında yatan temel neden, böyle bir sosyal gerçeklikle bağlantılıdır. Ve halen de birçok öğede bunun mevcut olduğu kanısındayız. Bunların bütün çabalarına ve direnmelerine rağmen dönüşümü yaşamamaları ve ilerleme yolunu açamamaları sosyal gerçeklikleriyle bağlantılıdır. Ve hayli de etkilidir o sahada. Bu durum özellikle kadroların eğitiminde, kadroların dönüşümünde sizden çaba ister, özel ve yoğun çaba ister. Sizin geçmişte buna fırsat bulamamanız veya bunu yapamayışınız en büyük eksikliktir. Bütün bunlardan çıkarılacak en önemli sonuç, yönetim çekirdeğini dönüşüme uğratabilmektir. Bunu da biraz kendinize yüklenerek yapacaksınız. Bizim buradaki deneyimi göz önüne getirin derken boşuna bunu söylemedik. Biz her türlü döküntü, her türlü laçka, her türlü bitmiş-tükenmiş insanı, yani ne ararsan bulursun biçiminde birikimlerle buraya gelenleri büyük sabırla -sizin orada buna belki imkan yok, ama yine de aramak gerekir- ikna ile ve gerçekleri kavrata kavrata biraz çizgi doğrultusuna çektik. Aksi halde başa bela olurlar. Büyük bir sabırla, pratikle onları beslemedikçe, bu kişiler yarardan gök zarar getirirler. Şimdi orada da aslında uygulanması gereken bu tip kişiliklere çizginin özümsetilerek, değerlerle ve yapıyla bütünleştirilmelerinin sağlanmasıdır. Şimdi bunu yapacak güçleriniz var aslında. Yetenek var. Yakın çevrenizde sürekli böyle insan yetiştireceksiniz. Nasıl yetiştirilmesi gerektiğini bizim deneyimimize bakarak az çok biliyorsunuz.
Geçmişte ne yapılmış? Sadece görev verilmiş, git yap denilmiş. Ancak bu görevi yapacak adam mı, değil mi, yetenekleri var mı, yok mu, bunlara fazla bakılmamış. Ve hatta kişilikleri ne olursa olsun bazı genel doğrularla görev verilmiş. Mümkün değil bu kişiliklerle PKK’nin çizgisini örgütlemek, eyleme geçirmek. Bu ortaya çıktı aslında. Demek istediğim, görevlendirilen insanlar görevlerinin bilincinde değiller, onları gerçekleştirecek güçte değiller. Ne kişilikleri müsait ne de buna göre çabaları yeterlidir. Bu da belli bir eğitimle bunların düzeltilmesini gerektirir. Bizim gönderdiklerimiz de hiç şüphesiz belli bir özümsemeyi yaşamakla birlikte, yine de yetersizler. Onlara da pratik tecrübeyi, pratiğin kendisini biraz kavratmak lazım. Anlayışlarını biraz düzelteceksiniz, kişiliklerini biraz düzelteceksiniz ki, onlar da biraz büyüsünler. Aksi halde başa bela oluyorlar zaten. Burada biz bir adım attırdık, ülkeye girdiler ikinci adımı attılar, oraya geldiler, şimdi bir adımı da sizler attıracaksınız. Anlayışlarına, kişiliklerinin çeşitli yetmezliklerine çözümler arayarak biraz ilerletmeye çalışacaksınız. Tabii disiplin eksik edilmez, otorite eksik edilmez. Ama olgun bir tarzda…
Yeni katılanlar için de aynı şey geçerlidir. En azından temel değerler konusunda eğitmeden hemen göreve verilmeleri durumunda çoğu kaçar. Nitekim öyle de oldu. Temel değerleri düşüncelerine egemen kılmak gerekiyor. Mücadeleci yaşamı ana onlara özümsettirmek lazım. Öyle bir noktaya gelmeliler ki, kaçışın yolları tıkanmalı. Yani yaratılacak kişilik artık kaçışı düşünmemeli rahatı, eski yaşamı düşünmemeli. Öyle yüce bir yaşam vereceksiniz ki, eski yaşamı lanetlesin. Yine halkın kuyrukçuluğunu yapma yerine, halkı yüceleştirsin. Halkı biraz daha kendi gelişmiş, örgütlü seviyesine kaldırsın; yoksa gidip halkın başına bela olmasın. Bu da eğitimle mümkündür. Yani çizgi doğrultusunda bu kişilikleri yüceltmekle mümkündür. Gerek eğitimle olsun, gerek deneme sınamayla olsun, bu noktaya getirdikten sonra biraz daha ileri görevler verilebilir.
Bütün bunlar, belki bildiğiniz ama uygulayamadığınız, uygun yorumunu yapıp hayata geçiremediğiniz hususlardır. Bir ekiple olur tabii bunlar, tek kişiyle olmaz. Yanınızda en az yardımcılık yapabilecek dört-beş insan bulunmalıydı. Böyle çalışılmalıydı. Tek kalmanız en büyük yanılgıydı zaten. Çok iyi yardımcılık yapabilecek en az dört-beş arkadaşla birlikte çalışacaksınız. Onlarla karargah, onlarla organize bir yönetim olacaksınız. Bu da birçok görevin paylaşılmasına götürür. Bu daha rahat, daha önemli görevleri gerçekleştirmenize, onlara güç ve zaman ayırmanıza imkan sağlar. Böyle geniş bir yardımcılar ekibiyle çalışamamak, her şeye hamalvari koşmak sizleri geçmişte verimsiz kıldı. Birçok görevi ve işi en yakınındaki yardımcılarla yürütme gereği var. Böylece giderek daha siyasi, daha temel taktik görevler, talimatlar ve önemli kadro yönetimi, eğitimi üzerine çabalara sıra gelir veya fırsat doğar.
Zamanı da, gücü de en verimli kılmak bir devrimci önderlik sanatıdır. Zamanını böyle gök anlamsız İşler peşinde, tali işler peşinde koşturarak harcayan veya gücünü yine tali hususlarda tüketen insan önder olamaz. Zaman sınırlıdır, güç yine sınırlıdır. Bunu önderlik sorunları etrafında ele almak gerekir, en verimli önderlik de, örgütü sürekli sürüklemek, örgüt yaşamını egemen kılmak, taktik önderlimi egemen kılmak, denetimi egemen kılmak, bunun için kadro eğitmek ve yönetmekle olur. Doğru bir önderlik böyle tutturulabilir. Bütün bu konularda geçmişte oldukça yetersizlikler yaşandı. Şimdi bunları tamamen aşmanın zamanıdır. Fırsat doğmuştur. Birtakım imkanlar da verilmiştir. Geçmişin de sıkıntılarını, zorluklarını bilince çıkararak daha kapsamlı bir çözüme gitme durumu vardır. Bu bütün alanlar için olduğu gibi orası için de acildir. Ertelenemez bir görevdir bu.
Ayrıca bu dönemi biz, birçok eski yaşamı aşarak, ki bu birçok komuta düzeyinde kendini bize dayatan ve başa bela olma gibi bir durumdur, geliştirmek istiyoruz. Kendi haline bırakılırsa bu komuta altı ayda çürür, yozlaşır gider. Öyle adım atacak halleri filan yok, işleri yönetecek halleri yok ve çoğu da ne yazık ki bunun farkında değil. Şimdi bunu yıkmak ve zaferi sağlayan doğrultuyu egemen kılmak zorundayız; bu da çok amansız bir yüklenmeyi ister, amansız bir hakimiyet ister, işin en ine detaylarına kadar denetim ister, güç yetiştirmeyi ister, yürütme gücünü ister, esneklikle ve iknayla birlikte otorite ve güç olmayı ister. Bütün bunlar da iç içe döşenmelidir. Bunlar çözümlemelerde de epey işlenmiştir. Üzerinde duruyorsunuzdur. Tekrar vurgulamanın nedeni eskisi gibi yaşanamayacağını, eskisi gibi önderlik yapılamayacağını herkesin bilincine kazımaktır; hepinizin bunu çok yönlü, derinliğine yaratıcı ve ihtilalci bir tarzda kavramanızı sağlamaktır; niteliksel dönüşümü ve büyümeyi sağlayabilmektir. Bunun için vurguluyorum.
Savaşçılardan da partiyi dikkatle özümsemelerini, partinin eğitim anlayışına, partinin savaşçılık anlayışına giderek ulaşmaya büyük bir sabırla, inatla katlanmalarını isteyeceğiz. Geçmişti içine düştükleri yetmezlikleri fazla mesele yapmadan ve yine karşılaştıkları çeşitli anlayışsızlıkları, zorlukları da büyütmeden bunu kaçma veya kendini yere atma nedeni haline getirmeden parti özünde doğru birleşmeyi, partinin gerçek kişiliğine, yaşamına ulaşmayı inatla, sabırla sürdürsünler. Önderlik gerçeğini kavramayı kendileri için özellikle biraz daha mesele yapsınlar. Ve bazı kişilikler onları zorlamışsa, bunu partiyle özdeşleştirmesinler. Kişilerin şahsında değil, daha derin, çizginin, partinin, gerçek yaşamının gereklerine göre kendilerini versinler. Bu konuda moral bozuklukları olmasın asla. Zaten üstün bir morali de bütün birimlerde sürekli egemen kılmak gerekiyor. İyi karşılama, “hoş geldin” deme, temel değerlerimizi onlara özümsetme, mutlaka yüce bir yaşantının cazibesine, çekiciliğine onları alma, bu konuda en ufacık bir eksikliğe yer vermeme, gelenlerin yüceliği kadar partinin de yüceliğini mutlaka taşırma, büyük bir gelişme olarak değerlendirme, devrimci silahlı mücadeleye her katılıma yüksek değer biçme, bunun büyük bir adım olduğu, ama çok büyük çaba istediğini, bundan yılmamak gerektiğini olgun yaklaşımlarımızla sunma önemlidir. Yani yeni katılan savaşçıları özellikle ilk günlerde, ilk haftalarda rehbersiz bırakmama -kendi başlarına yaşamaları zordur- ve tecrübeli arkadaşlarla yürütme büyük önem taşıyor. İşin bu tip ayrıntılı kısımlarına da oldukça dikkat etmek gerekiyor. Onları kendi ayakları zerinde yürüyünceye kadar yalnız bırakmamalı, duygu ve moral yönü kadar beceri, teknik, silah hakimiyeti yönlerine de hep destek olmalı ve böylece yeniden gözden geçirilmiş bir yaklaşımı karşılıklı olarak herkes göstermeli. Biz şimdi bu temelde tekrar gittikçe niteliksel bir gelişmeyi yaşayacağınıza, bundan sonra önemli başarıları yaratabileceğinize inanıyoruz, bunu bekliyoruz.
Bu temelde tekrar selamlar başarılar.
D. Anduk: Saygılar Başkanım.
PARTİ ÖNDERLİĞİ
5 TEMMUZ 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA DİCLE İLE 5 TEMMUZ 1992 TARİHİDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
D. Dicle: …… Ayrıca Yekiti’nin bu Kuzey … kesimindeki makarları basılmış. Hepsini silahsızlandırmışlar. Biraz uzağımızda, bize doğru gelen yolları tutmuşlar. Kısaca böyledir. Ve yaydıkları propaganda “Biz PKK’yi zorla çıkaracağız. Artık yöneleceğiz” biçimindedir. Yine dün KDP’nin buradaki sorumlusu Fadıl Mutki Türkiye’ye gitmiş. Ayrıca burada yeni kurduğumuz kampın yakınında bir köy var. O köyde daha önce de birkaç kez çatışma oldu. Bugün daha fazla mevzilenmişler. Hatta yolda geçen bir-iki arkadaşı vurmak istemişler. Kısaca durum budur. Yine bir arkadaş -burada bir taraftar- Zaxo’da giderken kimlik soruyorlar, şüphe üzerine yakalıyorlar. Son durum budur.
—.: Yahu siz serseri misiniz? Elbette yakalayacaklar. Siz halen işin farkında değilsiniz. Onların yaklaşımları sistemli ve planlıdır. Ne kadar güçmüş peki?
D. Dicle: İki yüz, üç yüz arasında bu tarafa gelmiş. Artık tam sayısını bilmiyoruz.
—.: Onları tutan köylüler ne kadar var?
D. Dicle: Şimdiki duruma göre hemen hemen bütün köylüler onların etkisinde. Yani bazı köyler tarafsız kalsa bile çoğu onların otoritesini kabul etmiş durumda. Özellikle bazı köyler daha sivri, bilinen köyler. Yine bazı köyler var, tarafsız görünüyor. Çoğunluk onları destekliyor.
—.: Peki neyi düşünüyorsunuz? Şimdiye kadar bu Habur yolunun kesilmesini neden planlayamadınız?
D. Dicle: Onun zemininin hazırlıkları bizim çok çok uzağımızda. Yani ancak o Zaxo planıyla ele alınabilir. Yani bizim düşündüğümüz şey şu: Burada hazırlıklı olmak, bir de bazı birimlerimizi şehir içerisine koyup orada suikast biçiminde bazı eylemler başlatmaktır. Yani onların saldırı durumunu………….
—.: Nasıl yani? Suikast birimleri ne yapabilir ki? Fazla dayanabilecek durumları var mı?
D. Dicle: Orada eylem sonrası Çiyaye Sıpi’ ye çekilebilirler.
—.: Hazırlıklarınız fazla güçlü olmuyor. Sistemli değil. Hangi noktalarda nasıl vurulabilir, pek net değil. Yine Derya Zer’in de ne yaptığı pek belli değil. Onların durumu da tam net değil. Daha çok oradaki hazırlık düzeyi belirleyebilir. Kim güçlüyse o sonuç alır. Köyler için de bu böyledir. Köyleri önceden kontrol altına almak gerekiyordu. Aslında daha önce söylediğimiz çalışmalar geliştirilebilirdi. O çalışmaların zayıf kalması da biraz zorlar. Yapılması gereken –S. alanı üzerinden olsun, diğer yerlerden olsun- daha çok da o yolları tutmaktı. Onları oradan sıkıştırmak düşünülebilir. Yolu kesmek gerekebilir. Yani onları zor duruma sokabilecek işler yapılabilir. Onların da tabii ki noktaları vurulabilir. Fakat bunun için hazırlık ne düzeydedir? Diğer karargahlar var, bu her taraftan yönelmemiz gerekir onlara. Bir devrimci cephe açılarak başlanabilir. Bu konuda bildiriler kaleme alınabilir. Daha önce düşündüğünüz çerçeve de kullanılarak yürütülmeye çalışılır,
Fakat ustalık ne kadardır, gücünüzü ne kadar hazırlamışsınız? Aslında epey tecrübeli güç de var. O güç iyi üslendirilebilir. Gerilla saldırılarıyla epey geriletmek mümkündür. Komuta sahaları öncelikle açıktadır. Fakat siz kendinizi gizleyeceksiniz. Yaşamınızı, hareket tarzınızı yeraltı gerilla yaşam ve tarzına dönüştüreceksiniz. Yani özellikle o kesimde yaşanmaz bir durum yaratılır. Aşiretlere de yönelip sıkıştırdılar mı iyice göz açtırmamak gerekir. Onlar fazla direnemezler. Karşı duramazlar. Karşı durmaya çalışırlarsa yaşamı onlara cehenneme çevirmek gerekir. Onlar yaşamlarına düşkündür. Yaşam yolları tıkanınca dayanamazlar. Yani onları uzlaşmaya zorlayıncaya kadar çok sistemli bir yıpratma eylemliliğine girilir. Genel bir plan oluşturulur. Tipik bir yıpratma savaşını, gerilla savaşını vermek gerekiyor orada. Noktalar, araziler hep tutulabilir. Kısaca onların örgütlemek istedikleri yaşamı işlemez duruma getirmek mümkündür. Fakat birimler küçük olur, gizli olur, hareketli olur. Ve bu birimlerin nerede nasıl vuracağı belli olmamalı.
Onları bitirecek yöntem budur. Epey darbe indirilebilir. Onun için de yeniden düzenleme gerekiyor. Ve sistemli olarak onlara taraf olabilecek aşiretlere de gözdağı verilebilir. Yaklaşırsanız imha olursunuz, yaklaşmayın denir. Böylece onların işbirlikçi gücünü aza indirmek gerekir. İçine girilecekse böyle girilir. Diğer Deryalarda epey güç var. Fazla güçleri ile giderek buralarda birçok noktaları tutabilirler. Bir cephe böyle açılabilir. Bir konuda onlar ne yapabilir? Ne kadar geliştirmek mümkündür?
D. Dicle: Şimdi o karargahların durumunu bilmiyoruz. Zaten onu dedik biz soralım. Elbette burada bu durumlar olurken diğer karargahlarda da benzer gelişmeler yaşanmıştır. Buradaki güç esas olarak bir çoğu yenidir. Fakat yine de mevcut bir durumda buraya egemen olabiliriz. Bizim çekindiğimiz nokta bu köylülerdir ve aşiretlerdir, çevrelerdir. Özellikle biz bunları biraz tehlikeye düşürürüz diye çekiniyoruz. Yoksa egemenliğimizi sağlamak zor değildir.
—.: Hangi aşiretler ise onları uyarmak lazım. Sindi aşiretinin en azından bir kısmı tarafsız durabilir. Onların, onlarla ilişkisinin olmaması gerekiyor.
D. Dicle: İlginç bir tavırları var. Bizim arkadaşlara “artık çekilin, bizi korumayın” demişler. Daha çok teslim olmaya yönelik eğilimleri var. İki akrabalar, dağa çıkmışlar, ama daha çok tavırları, teslimiyetten yanadır.
—.: Korkudandır. Bunlar illa geleceklerse tipik bir gerilla savaşı içine almak lazım. Yeni gelenlerin de hızla silahlandırılması gerekir.
Artık onları çok yıpratacak bir eylemliliğe girmek gerekir. Bunun olanakları da geniştir. Bu olanakları kullanmak lazım. Şehir içinde de olabilir, dışında da olabilir. Çok etkili bir gerilla yöntemi tutturulur. Bütünüyle tasfiyeye yönelik gelirse, yapılacak olan budur. Böylesi bir durumda artık biz de, yaklaşırsanız size çok pahalıya ödettirilir denilir. Bitersiniz denilir; dürüst olun denilir. Böyle duyurular da sık sık yapılır. Diğer güçler de çağrılır. Bu hain, işbirlikçi kesime karşı tutum takınmaları istenilebilir. Fakat dediğim gibi hareketli olmalısınız. Güney’e inilir, Kuzey’e çıkılır. Yollar vurulur ve onlar tarafından tutulan birçok yol da kolay denetim altında tutulamaz duruma getirilir. Kuzey’deki güçleriniz de harekete geçirilerek, Kuzey’e giden yolu da işlemez duruma getirmek gerekir. O yol özellikle önemli. Güney’e giden yolların kesilmesi için de gereken talimatı veririz,
Eğer yönelinecekse böyle geliştirilebilir. Ana hatlarıyla biz bunları belirtebiliriz. Somut gelişmeleri de daha çok siz kendiniz yaşıyorsunuz orada.
Evet ne diyorsunuz.
D. Dicle: İlk durumda saldırıyı bizim başlatmamız olabilir mi acaba?
—.: Eğer adamları da Türkiye’deyse geliştirmek istedikleri ihanet kesindir. Ve bu kesinse etkili darbeler de vurulur. Zaten onlar da bizden bazılarını yakalamış ve vurmuşlardı. Onlar önceden bize birçok darbe vurmuşlardır. Bizim ki karşı koymadır. Fakat anlamlı olmalı. Yönelmenin anlamı olmalı. Sonuç alıcı darbeler biçiminde gelişmeli. Bu arada dediğim gibi yollar çok sayıda grupla tutulabilir. Çok sayıda gizli grup olmalı. Sizin o düzeniniz sakat. Sanki bir ev düzenini yaşıyorsunuz. Bunların bu kadar cüretlenmesi niye? Kendinizi yola bağlamışsınız, şehre bağlamışsınız. Görünmez gerilla birlikleri olmalıydınız. Nerede yaşadıkları, nereden, ne zaman vuracakları belli olmayan gerilla birlikleri haline gelecektiniz. Araziyi tanıyacaktınız, onları tanıyacaktınız. Bu temelde köyler de bağlanacaktı tabii ki. Fakat sizin düzenlenmeniz buna göre değil. Her tür ilkesiz yaşama alışılmış. Girişecekseniz eğer böyle bir düzenleme gerekiyor. Yeni gelen savaşçılar ile aşiretlerden gelenlere verilecek eğitimler de on beş günlük olur. Savaş içinde pişerler. Sizin oradaki düzeni bir defa çok sakat buldum.
Hepsi yeni diyorsunuz, ama çok sayıda eski arkadaş var. Üç yüz, beş yüz, kişi eskidir. Her birisi bir manga idare edemiyor mu? Edemiyorsa, hazırlıklar zayıf geçmiş, yeterince güçlü geçmemiş demektir. Bu birimler her yere sızabilir. Bu kadar gerilla birimi olduktan sonra yol mu bırakılır. Bu kadar malzeme var, roket var, patlayıcı var… Böyle bir gerilla çalışırsa ne kalır ortada? Düzenleme zayıf. Bunu hızla değiştireceksiniz. Bütün tarzınızı değiştirmeniz gerekir. Bunu diğerlerine de bildirmeniz lazım. … bine yakın güç var. Bu gücü böyle düzenlemek lazım. Başka türlü sonuç alamazsınız, ezilirsiniz.
Bu güçleri de ülkeyle birleştirmek gerekiyor artık. Bu temelde birleşik bir adım otur bu. Ülke içindeki ve dışındaki güçler böylece birleşik bir eylemliliğe girerler. Evet bunları belirtiyorum. Genel anlayış bu çerçevededir. Uygulaması da size düşer tabii. Hatalı uygulamalar, altından kalkamayacağınız uygulamaların nedeni hazırlıksızlık olur, taktik tutturamama olur. Yolları tutamamaktan da kaynaklanabilir.
Bu adamlar Türkiye ile birlikte hareket ederler. Hudutta da hazırlıkları varsa birlikte hareket ederler. Eskiden beri zaten, beraber yürüyorlar. Şimdi bunu daha açık yapabilirler. Fakat yine de bence yapılacak çok şey var. Onların oraya girmeleri kendilerine epey pahalıya mal olabilir. Bu açıdan yurtsever kesimle irtibatınızı kesmeyin, lojistik kaynaklarınızı sağlama alın.
Şimdi siz bir gerilla savaşına yönelmek zorundasınız. Arkadaşların yaşamı gerilla yaşamı değil. Bir defa o köklü karargah sistemi gerillaya göre değildir. Buradan bile daha geri bir durum yaşanıyor orada. Gerilla düzenine geçmeniz gerekiyor. Büyük güçler olması önemli değil. Gerektiğinde birleşilir. Karargah düzenleri değiştirilmeye muhtaç. Dediğim gibi, eğitimler de hızla yapılır. Kaldı ki zorunlu eğitime ihtiyacı planlar için eğitim olanaklarımız da vardır. İşbölümü meselesidir,
Sürekli alandasınız. Dediğim gibi sürekli çeşitli noktalarda taciz eylemleriyle vurulabilir. Sindirme eylemlerine başvurulabilir. … alanındaki milisler de yavaş yavaş çalıştırılabilir. … alanındakilere de haber göndeririz. Onların oradaki yolları da vurulur; artık orada da yaşatmamak gerekir. Biz de haber göndeririz. Onların taraftarlarını, onların işlerini yapanları durdururuz.
Yine içerde o cephenin, birçok güçleri vardı. Birçokları sanırım tavır koymak sorunda kalacaklar. Bir de TC ile birlikte tasfiye etmek istiyorlar diye bir bildiri de kaleme alınabilir. Yurtseverlere, bunlara aldanmayın, peşinden gitmeyin denilir. Karşı koyun denilir. Böyle bildiriler de sık sık kaleme alınır.
Evet, ne diyordunuz? Bu konuda bu kadar yeter şimdilik.
D. Dicle: Evet anlaşılmıştır. Biz kısaca durumu yeniden düzenleme yapacağız. Ve bir de ihanete niyetleri varsa köylere yöneleceğiz.
—.: Çok noktadan sistemli vurabilirsiniz. Tabii şehir içinde de. O evleri var, aileleri var, onları tutan işbirlikçilerin evlerini bombalayın. Şehirden bile kovabilirsiniz. Tam bir cehennemi yaşam olmalı. Yani sanırım sabit yerleri, noktaları vardır. Onları cehenneme çevirmek lazım. Suikast birimleri, gerilla müfrezeleri birçok eyleme girilebilir. Onların arabaları var, hepsi vurulabilir. Eğer hayata geçirilecekse böyle geçirilir. Biz diğerleriyle de böyle konuşmak zorundayız. Bu Derya Şin kendine gelmeli. Aylardır ne yapıyorlar? Madem güç savaştırılmıyor bu hamleye katılsınlar.
Tekrar akşam arar sürekli konuşmaya çalışırız oldu mu? Başka haber var mı?
D. Dicle: Başka haber yok.
—.: Yeni gelen adaylarla görüştünüz mü?
D. Dicle: Evet görüştük. Şimdi gelenler on kişi. Ankara’dan geldiler. Yine bir grup Adana’dan gelmiş. Cizre’den bu önemli ailelerden … vardı, onlardan birisi geldi. Diğerleri Nusaybin, Silopi’den, diğerleri de metropolden gelmişlerdir.
—.: Adana’dan E., vardı. O da gelmiş mi?
D. Dicle: Evet, o da geldi.
—.: Onu yanınıza alın, biraz çalıştırılabilir. Söz verdi bilemiyorum. O eskiden burada uygulamaya alınmıştı. Şimdi o Elçi ve Şex’in yeğenini buraya yollayabilirsiniz. Birkaç tanesini yollayabilirsiniz.
D. Dicle: Olabilir. Zaten birkaç kişiyi yollama durumumuz var. Ayrıca bir tane bayan da var. Durumları iyi görünüyor.
—.: Tabii, tabii. Bunları derleyin. Bizim bu sahada güçlendirebileceğimiz, diğer alanlar için kullanabileceklerimizden yollayabilirsiniz. Burada aile çocukları değerlendirilebilir. Diğerlerini hızlı eğitime alın. Hepsini silahlandırın. Tecrübeli gruplar, gece gündüz onları eğitebilir. Yarı yarıya adaylarla, tecrübeliler birleştirilebilir. Araç gereç yeterli midir?
D. Dicle: Şimdilik yeterlidir.
—.: Yeri de açık tutun yani. O Zaxo’nun diğer kesimlerine de yayılın. Ticaret kanallarını, temin etme kanalını açık tutun. Artık bunların geliştirmek istediği denetimi kırıyoruz. Aslında Güney’e de yayılabilir. O yezidiler vardı, oraya adam gidecekti. Daha da Güney’e gidilebilir. Bu konu da onların o sahte denetimleri kırılabilir. Yine o Güney’deki güçle de birlikte bazı ilişkilere, arayabilir. En azından ticaret amaçlı, böyle gayri resmi ilişki arayabilir. Aslında saha geniştir. Ahmaklık şimdiye kadar bir şey geliştirmemek. Bunların gerçek durumunu bilmediğim için insan bir şey söyleyemiyor. Ama gevşeklik bizdendir demek istiyorum. Fakat biz de bu saha üzerinden bu önümüzdeki günlerde, gerekirse devleti de zorlayarak veya karşımıza alarak onları püskürteceğiz. O adamlarını falan fazla tutmayacağız.
O Silopi milis düzeyi çalışsın bence. Oradaki milisleri çekmek lazım. Bir-iki grup gönderin, o milisleri çeksinler.
PARTİ ÖNDERLİĞİ
5 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA DİCLE İLE 5 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: ( … ) Bütünüyle yeniden gözden geçirin ve yeni anlayış doğrultusunda hepsine çeki düzen vermek gerekiyor. Tamamen yeni bir devrimciliği hayatta geçirmekle mükellefiz. Gerçekten eskinin aşılmasa, adeta yeni bir hamledir. Ve böyle götürmek durumundayız. Yepyeni bir ruh, yepyeni bir kişilik, yepyeni bir savaşçı konum çok gereklidir. Herkes durumu yepyeni bir biçimde ele alsın. Eski tarz yürümeyi bizim kaldıramayacağımızı belirtiyorum. Şimdiye kadar kaldırdık, ama dönem değişti. Tabii bizim de yöntemler değişir. Kimse eski yanılgılarında, eski tarz yaşamında ısrar etmesin. Bu konuda tavırlarınız belirleyicidir. Yani komiteniz mükemmel ve müthiş çalışmak durumundadır. Niteliksel değişimi, dönüşümü en iyi bir şekilde yansıtabilmelidir. Orada yüz elli kişi kendini yere atmışsa bu başla başına en büyük başarısızlıktır. Kendi başına bir devrimci çalışmanın ne kadar sabote edildiğini gösterir. Hiçbir yerde, hiçbir ordu içinde böyle bir kalıntı ortaya çıkamaz. Yani ordu mantığına ters düşer. Ayrıyeten birlikleriniz savaşkan değiller. Yani bir çok yönüyle gözden geçirme şarttır. Hemen hemen her kişiye dek gözden geçirmeyi, yeniden düzenlemeyi gerektiriyor. Bunu örnek bir biçimde yapıyorsunuz ve etkileri de günbegün pratik yaşama veya savaşa, bizzat ülkeye yansıtın. Kısaca bunlardır.
Değerlendirmeyi sürekli geliştiriyoruz. O yanınızdaki diğerleri oldukça kolektif olsun, rollerini tam oynasınlar. Yani buradaki gibi değil. Burada onlara bir beceri kazandırıldı, orada adam gibi iş yapacaklar. Gerçek komutanlık rollerini yerine getirecekler. Biz burada birçok şeylerine tahammül ettik, ama sadece özel bir nedenli ve özel bir dönemden geçtikleri için bunu yaptık. Orada aynı tutumlar gösterilemez. Orada herkes işin tam gerekleri neyse onu yapacaklar. Tam bir ordu kurmayı olacaklar. Ordu kurmayı olmayı bileceksiniz, önünüzde imkan-olanaklar sunulmuştur. Onunla ülkeyi nasıl fethedeceğinize dair bizi inandıracaksınız. Sizin oradaki göreviniz fethetme görevidir. İşte güç, işte şu, işte bu, fethetmek için ne lazımsa isteyin veya hangi sorular varsa gündeme koyun. Hangi ihtiyaç duyulan nesne varsa isteyin. Ama bunun karşılığı fethetmektir, ülkeyi ve insana fethetmektir. Biz sizden günlük olarak insana ve karış karış ülkemizi fethetmenizi istiyoruz. Gelen savaşçı, görev üslenen herkes bize günde ne kadar toprak fethettiğini rapor etmek durumundadır. Yani sizden günlük olarak istenilen şeyler bunlardır. İnsanı ve toprağı fethetmeyi başarınızın temel göstergesi olarak göreceksiniz. Fethettiyseniz başarılısınız, fethetmediyseniz başarısızsınız. Bu herkes için geçerli. Sıradan bir savaşçı için de geçerli. Ama ölçüler değişmiş, öyle adam fetih mi ediyor, fetih mi ettiriyor, kayıp mı ettiriyor belli değil. Adam boşa mı çıkarıyor, ilerletiyor mu belli değil. Ciddi bir ordu bunu kabul edemez. Bütünüyle yapı, komitemiz ve siz sorumlusunuz. Biz fethetmeyi bekliyoruz. Herkesin çalışmalarında ne kadar fethettiğini öğrenmek istiyoruz. Anlaşılıyor mu?
D. Dicle: Evet…
—.: Başka, belirteceğiniz….
D. Dicle: Hayır şimdilik yoktur.
—.: Başka yerlerden haber yok mu?
D. Dicle: Bu son durumla ilgili arkadaşlar geldiğinde değerlendirip size akşam bildireceğiz.
—.: Hangi durumu?
D. Dicle: Bu Zaxo’daki durumu.
—.: Yani orası uzun vadeli durumdur. Artık biz burada, Güney’de nasıl gelişmelere yol açtıysak, artık gözlem gücünüzü kullanarak -birden bire orada olmaz sanıyorum- oldukça sistemli süreç dahilinde çalışmayı yürütün. Basitten karmaşığa bir çalışma tarzını dayatacaksınız. Yani eski çalışma tarzı fiyasko ile sonuçlanmıştır. Onlar çalışmayı bilmemişlerdir. Siz çalışmayı öğreneceksiniz. Yani KDP’nin egemenliği altında da nasıl çalışılır onu bileceksiniz. Orada da parça parça değer nasıl yaratılır bunu bileceksiniz. Yerel koşullara durumu uyarlayacaksınız. Güneylilere devrimci değerleri tekrar kabul ettireceksiniz, özümsettireceksiniz. Yalnız arkadaşlarla konuşmayla bu olmaz. Çok sistemli, çok yönlü karmaşık bir biçimde çalışmaları dayatmakla sonuç alınabilir.
Şimdilik bunlar vurgulanabilir. Daha önce söylediklerimizi az çok birliklerinize aktarıyorsunuz. Çalışma düzenlerinizi günbegün yetkinleştirin. Çeşitli üst komiteler, alt komiteler veya işbölümleri, birimleri geliştirin. Bir de bu gelişmeleri Yeni Ülke veya Özgür Gündeme sanıyorum faks sistemi var, gelen haberleri çok uygun bir biçimde aktarın. Bu önemlidir. Hatta haber-yorumları bizzat oradan bir birim çok özenle hazırlansın ve olduğu gibi çıkartsın. Yine bu gazeteler aracılığıyla bildirileri yayınlatabilirsiniz. Her türlü bildiriyi, haber-yorumu olduğu gibi yayınlamak zorundalar. Kısaca o biçimi güçlendirin. Günlük olarak gazeteler beslensin. Oldukça iyi bir savaş muhabirliği geliştirilmeli. Yabancılar bile savaş muhabirliğini bu kadar geliştirmişler, biz en iyisini yapmalıyız. Hem haber toplama, hem yorumdan geçirme yapılabilir ve bir de savaş bildirileri vardır. Onları yansıtma çok önemlidir. Oluşturacağınız birim çok güçlü bir biçimde başarmalı. Anlaşılıyor mu?
D. Dicle: Evet anlaşıldı tamam.
—.: Oldu. İhtiyacınıza göre bizden değerlendirme isteyebilirsiniz. Özellikle yeni gelen savaşçıları iyi karşılayın, bizzat karşılamaya çalışın. Törenle karşılanabilirler. Törenle karşılama ve başlarına hemen rehber tayin etmeyi özel olarak yapın. Koğuş düzenlerini, önderlik sorunlarına ve rehberlik sorunlarına başından itibaren çözüm getirin. Bütün ilişkilere de askeri anlayışı egemen kılmak için sürekli tedbirlerinizi geliştirin. Bizden de istenileni bu arada vermeye çalışacağız. O karargahı örnek pilot bir karargah haline getirmek istiyoruz. Hedef budur. Model bir karargah haline getirmek istiyoruz. Bu temelde tekrar hepinize başarılar.
D. Dicle: Saygılar, selamlar.
Parti Önderliği
5 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 6 TEMMUZ 1992 TARİHİDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
(…)
—.: Hem anlayışta hem uygulamada aslında nasıl yaşadıklarını bilmiyorlar. Nasıl yaşamalı? Partide nasıl yaşanılır sorularına henüz tam cevap verdiklerini sanmıyorum. Sözümona özel yetenekleriyle yaşadıklarını sanıyorlar. Tabii bu gaflet durumudur. Parti içinde eriyen, Önderlik gerçeği içinde eriyen bir yaşam tarzı değil, bireycilik yanı ağır basan bir yaşam tarzıdır. Geçmişin o uzun süreli yoz yaşamında bunlar var. Hatta biraz beslenmiş de. Gidenler de fazla dönüşüme uğramadan gittiler. Dolayısıyla bu dönüşüm meselesi partiyi gerçekçi yaşama meselesi olarak dikkate alınmalıdır. Partinin omuzlarında değil, kendi ayakları üzerinde ve bu yürümenin ne anlama geldiğini gösterme büyük önem taşıyor. Çoğunun geçen senelerde içine düştüğü yanılgıları gördük. Son derece aldatıcı kişilikler ortaya çıktı. Belki böyle kişilikler daha da vardır. Zaten o gönderdiğiniz Mart raporları fazla doyurucu değil. O raporlarda da fazla bir şey göremedim. Belli başlı kişiliklerin raporları önemlidir. Oradaki yapının durumunu daha iyi anlamak açısından bu raporlara bir kez daha bakmak gerekebilir. Gerçek durumu bize hissettirecek raporlardır. Şimdi bu hususlar üzerine zaten çözümlemeler de gelmiştir, üzerinde durulmuştur. Sanırım kimse atlatmadan, kendini gizlemeden gerekeni doğru yaşayabilmelidir.
Oradaki yeniden düzenleniş gerekli. Daha hareketli veya sayıya bağlı olarak en az temel hareketlilik biçimi artık belli olmalıdır. Hızlı dağılıp, hızlı toparlanmak daha uygun olabilir. Yoksa taburlar biçiminde harekette zorlama olabilir, oranın durumuna uygun olmayabilir. Bu birim oluşturma ve birimlerin sayısı dizerine daha yaratıcı düşünmek gerekir. Hatta sık sık gözden geçirmek gerekir.
En önemlisi dediğim gibi düşmanın yanıltma taktiği yerine gerçek ilerlemeyi gündemleştirmek gerekir. Söylediğimiz saha üzerinde denetim artmalı ve giderek düşürme durumuna gidilebilir. Diğerleriyle koordinenizi geliştirin. Halen doğru dürüst içeri bile girmemelerini büyük bir eksiklik olarak görüyoruz. Dönemin çok gerisinde adeta ’78’deki gibi kalınmış, ’88’deki gibi kalınıyor. Dönem şimdi çok farklı, ’88 mi kaldı, ’90 mı kaldı? Dolayısıyla günü, hatta düşmanın daha da içinde bulunduğu zorlukları görerek bir ilerleme hattı çizmek gerekir. Gücümüz bellidir, güç artmıştır. Bütün bunlar geçen yılı, hatta bundan üç ay öncesini bile oldukça aşan bir planlamaya ihtiyaç gösterir. Tekrar onları vurgulamak istemiyorum. Oranın da kamp yaşamının yeniden gözden geçirilmesi, birçok öğenin -başta yönetim olmak üzere- kendi durumlarını gözden geçirmesi gerekir. İlerleme etkeni olabilmelidirler. Diğerleri gibi yaparlarsa daha da müdahale edeceğiz. Partinin emrettiği gelişmeleri yaşayamazlarsa değiştireceğiz. Yapıyla beraber durumları görülebilseydi belki birçok yönetim değiştirilebilirdi. Birçok yeni komutan adayları görevlendirilebilirdi. Yapınız biraz kapanık. Çünkü sayısı çok. Gerçek durumları nedir, ne değildir bilemiyoruz. Fakat bizim için önemlidir. Bizim dönemin üzerine yürüme tempomuzu dikkate almadan devrimcilik yapılamaz. Bu bir yanılgı olur. Tabii bu herkes için geçerlidir. En sıradan savaşçıdan tutalım her türlü sorumlunun partiyi, onun yürüme hattını esas almaları lazım. Bu konuda profesyonellik tam oturmalıdır. Ye öyle fazladan harcayacağınız bir haftanız bile olamaz. Bunlar vurgulanabilir.
Dediğim gibi, diğer Derya ile koordinenizi geliştirin. Zaten eğer bunlarla çarpışma düzenimiz gelişirse epey inmek gerekecek. Yani onların oradan da zorlayacağınız sahaları vardır. Oradaki birimlerin de savaşa katılma durumu olabilir, eğer gelişirse tabii. Diğerleri ile birleşerek ta diğer yere kadar geniş bir cepheyi oluşturmak gerekir. Fazla gücü bu cephe içinde savaştırma durumu olursa şimdiden planlar, hazırlıklar olabilir. Kısaca şimdilik bunları söylüyoruz. Daha detaylı olabilirdi, ama yeterli görüyoruz.
Biz yeni gerçek düzenlemelerden, sonuçlardan, birçok gafil kişiliğin aşılmasından, gerçek bir komuta gücünden bahsediyoruz. Şimdiye kadar yaşanan durumlardan değil. Ve şimdiye kadar sizi buraya kadar getirmemizi de kimse yanlış anlamamalı. Birçoğunu omuzlarda taşıdık. Şimdi ayaklar yere basmalı ve herkes doğru yürüyebilmeli. Yani anlaşılması gereken öz budur ve herkes üzerine düşünmeli, sonuç çıkarmalıdır. Başka türlü insanları idare edemeyiz. Bu kadar insanı ben idare edemem. Bu ruh haliyle, bu yaşam anlayışlarıyla, bu mücadele tarzlarıyla biz bunları götüremeyiz. Kendilerini çok yaşıyorlar ve taşıtıyorlar. Kısaca bize uymaları, tempomuzu kaldırmaları gerekiyor. Döneme dayatmak istediğimiz öz budur.
Başka bazı kişilikler söz konusu olabilir. Tek tük bazı adamları da buraya gönderme durumları olabilir. Böyle bizimle temasta yararlı olabilecek tek tük adamlar varsa düşünülebilir.
Bir de orada epey kaçışlar oldu. Hem Güney’dekiler kaçmış hem de Kuzey’dekiler. Bunların nedenleri bizim için önemli. Yaklaşımlardan kaynaklanabilir. Usta yaklaşımların baştan dayatılmamasından, tedbirin geliştirilmemesinden kaynaklanabilir. Bize yansıdığı kadarıyla çoğu da silahlarıyla gidiyor. Tabii böyle kabul edilemez. Güvenilmeyen kişiliklerin bu duruma gelmelerinden yönetim sorumludur. Hangi birimdeyse genelde hangi yönetimden kaynaklanıyorsa hesap vermek durumundadırlar.
Ayrıyeten o uçağın da fotoğrafını çekin, o cesetlerin de çekin. Bir bildiri kaleme alıp gazeteye fotoğraflarla birlikte yollayabilirsiniz. Yine orası için savaş muhabirliği gelişmeli. Derya Dicle ile iletmelisiniz. Dediğim gibi orda savaş muhabirliği oldukça doğru konulmalı. Serhat’ı da doğru haberleştirerek aktarmak gerekiyor. Bunları belirtiyorum. Anlaşıldı mı?
D. …: Evet anlaşılmıştır. Şimdi o kayıplar biraz doğrudur. Aslında çok oynanmış bir yapıdır. Yani provoke edilmiştir. Özellikle şehirden gelen gençliğin tümüyle konuşulmamış. Başta biz bunu çok normal olarak ele aldık. Bu yaklaşımımız epeyce yetersizdir. Yani uygulamada diyebiliriz ki, onlar bile kaçtı. Tek tek o yapıyla ilgilenilmeye çalışıldı, ama görüldüğü kadarıyla eğitim yapısı değil. Biraz tedbirle gene uygulamalarla ele alınması gereken bir yapıydı. Onda da bir yanılgı yaşadık. Kaçışlar bu sefer daha çok bu zeminde oldu. Yani kasıtla provoke edilmiş kesimlerdir. Mesela bu dönem içerde Nurettin arkadaş ve yanındaki arkadaşları vuran düşman değil, onlardır. Bir soruşturmada onu çıkardık. Yani görevleri gelip yapıdan birini vurmakmış. Arkadaşları eylemde arkadan vurmuşlar ve kaçmışlar. Biz bunları bir kanal vasıtasıyla yargılıyoruz. Yani öyle bir yapıdır. Bu temelde üzerinde duruyoruz.
—.: Nerede arkadan vurulmuş?
D. …: Serhat’ta. Nurettin arkadaşla bu şehit düşenleri karakol baskınında arkadan vurmuşlar.
—.: Kimdir o kişi?
D. …: Bunlar bir grup gönderilmiş……..şehir merkezinden, …… Şimdi Nurettin arkadaş onlar vurulunca bu ikisi kaçıyor. Biz burada yaptığımız soruşturmada bu durumu ortaya çıkardık.
—.: Şimdi açık ki, saf yaklaşıyorsunuz. Tabii orada bu tip sızmalar beklenebilir. Son derece saf bir yapı. Söyleyeyim, daha önce de öyleydi. Em. ne oldu? Bu Uludere’li.
D. …: Em. halen tutukludur. Soruşturmasını sürdürüyoruz.
—.: Başka böyle tipler çıktı mı? Fazla güven vermeyenleri hemen Kuzey’e göndermenin gereği yok. Bu Güney’den de dört-beş kişinin sanırım oradan kaçma durumu var. Ta buraya kadar geldiler.
D. …: Bu Güneylilerde daha çok zayıflık görülüyor. (…) Bu tür şeyler var.
—.: Bu Va. onlardan yeni bir haber var mı? Gerçek kayıpları ne kadardır?
D. ..: Onlardan son aldığımız habere göre kayıp on dörttür. Çok açık hareket etmeleri var. Yani rahat hareket ediyorlar. Zaten düşman bu tür eylem biçimlerine karşı hazırlıklıdır. Yani uçaklarla, helikopterlerle anında harekete geçerek müdahale edebiliyor. Mayının orada patlaması da düşmanın daha güçlerimiz yerleşmeden harekete geçmesini sağlıyor. Ve on metrede kayıplar veriliyor. Üçü eski savaşçı arkadaşlarımız, birisi manga komutanı, diğerleri yeni arkadaşlardır. 14 şehit var.
—.: Bu yaralı olanlardan ayrı, değil mi?
D. …: Evet.
—.: Kendileri şimdi ülke içinde midirler?
D. …: Kendileri ülke içine girmişlerdir. Zaten eylemden sonra burada pusu geliştiriyorlar.
—.: O hareket tarzını biz daha gitmeden uyardık. Ve ayrıyeten o huduttaki taraf onlar hepsi hazırlanmıştır. Yani uçaklarla savunma da dahil. Bu biliniyor. Bu tip yöntemlerde ısrar etmenin anlamı yok ki! Yazık, bir basit eylem için bu kadar kişi göze alınamaz. Yani bir şehir basılsa, şehir fethedilse ancak bu kadar şehit ya olur ya da olmaz. Bu tip yanlışlıklar var orda. Kötü acemilikler var ve bu tip sonuçlara yol açabilir. Bu tip yaklaşımlar aşılmalı. Buna dikkat edin. Bir sürü başka eylem biçimleri geliştirilebilir. Yaratıcı düşünülürse birçok eylem geliştirmek mümkündür. Eylemde yaratıcılık yok denecek kadar az. Arkadaşların eylemde kendilerini bu kadar daraltmaları anlamsız. Orta yerde her türlü hedef var.
Sizin orda fazla güç varsa, anlamsız duruyorlarsa Garzan’a kadar gidebilir. Yine Na.’gilin orasından Beytüşşebap üzerinden oraya güç girebilir. Eğer fazla tutunamıyorlarsa, yer yoksa içeri girebilirler. O kadar gücü fazla tutmanın anlamı yok. Ülkede daha iyi savaşıp daha fazla sonuç alabilirler. Bunu da gözden geçirmek gerekir. Israrla bazı alanlarda tutmanın gereği yok. Sınırlı, yeterliyse yeterlidir. Bugün Dersim’e kadar güç kaldırmamız, savaşı geliştirmemiz imkan dahilindedir. O Beytüşşebap bölgesi epey güç alabilir. Na.’gil oradan çıkış yapabilirler aslında. Sanırım birkaç birimi oradan sokmaları gerekir. Bir birlik düzeyinde güç girebilir. Orada orayı bilen arkadaşlar da var. Aslında Hakkari’yi tehdit ve baskı altına alabilirler. Hakkari üzerinden tehdit geliştirilebilirdi. Bilemiyoruz, onlarla görüşelim. Görüşürsek bu hususları değerlendireceğiz. Sayınız herhalde bir buçuğu geçiyordur.
D. ..: Yok, o kadar yoktur. Ancak bir civarındadır.
—.: Ad.’gil kaç kişiyle gittiler?
D. ..: Ad.’gil ….. ile beraber iki takım gittiler.
—.: Herhangi bir tutuculuğu olabilir mi?
D….: Yok. ……’le yerini değiştirdik. (…)
—.: III. mü?
D. ..: II. Bölge komutanlığı (…)
—.: Neresi? Kendisi I’e mi gidecek?
D. …: Evet, I. komutanlık. (…) III. Bölgeye Ce. ve Bi. ile birlikte gidecek, biz öyle talimat verdik.
—.: Oraya gidecek diyorsunuz.
D. ..: Evet…….
—.: Nerenin?
D. …: ……….
—.: Kendisi orayı tanıyor mu?
D. ..: Evet, ayrıca ….. da orayı tanıyor.
—.: Peki bu Laçin meselesi ne oldu? Oraya grup gitmiş mi veya bağlantı kurulmuş mu?
D. ..: Şimdi biz altı arkadaş gönderdik. Daha onlar dönmedi.
—.: Sanırım uygundur. Gerek Serhat, gerekse Gürcistan’a bir irtibat kurabilir. Ermenistan’la da olabilir Sanırım iki yerde de arayış, ilgi, ilişki isteği filan var. Yaratıcı yaklaşılırsa her iki yerde de irtibat kurabilirler. Çünkü arayış içinde olan çevreler var. Doğru yaklaşılırsa sonuç alabilirler.
Yöreden de halen güç çekilmeye devam etmeli. Güç almaya yöntemleri çeşitlendirerek devam etmeliler. Bu konuda ciddi bir yetersizlik içine girmemeliler.
Avrupa’dan para istemiştiniz, para zaten buradan geldi. Avrupa’dan gelmesine gerek var mı?
D. …: Şimdi geldi fakat epeyce yetersiz kaldı. Biz biraz bu tip silahları aldık. Bunun için de epey paramız bitti. Yani ağırlıkla bizim paramız silaha gitti.
—.: Oldu, peki bakarız.
Tüm bunlar üzerinde grup dursun, bu söylenen şeyleri tartışmaya sokun. Yapının da bu değerlendirmeler ışığında sık sık durumu gözden geçirip gereken uyarlamaları yapması gerekir. Yani tüm bunlar herkes için geçerlidir. Dönemi başarıyla kapatacak ne lazımsa artık onu yapın. Bunun için hiçbir ciddi engel yoktur. Sonuç alacak olan tutum budur; düzenlemedir, düzenlemenin yönetimidir. Bu temelde bütünle yürümeyi, derinliğine, genişliğine o yürümeyi sağlayabilmedir. Başka şeylerle kimsenin kendisini de, bizi de oyalamaması lazım. Bireysel kaygıların tamamen aşılması gerekiyor. Gerçek bir ordu yaşamına girmemek için hiçbir neden yok. Biz hepsine bu temelde önemli görevler düştüğü ve görevlerini mutlaka başarmaları gerektiği konusunda ısrarlıyız. Fazla zorlamak istemiyoruz, ama gerçeğimizin doğru kavranıp söylediklerimizin geçmişle karıştırılmaması, dönemden istediklerimizin çok tutarlı olduğu ve gereklerinin mutlaka yerine getirilmesinin gereğini iyi düşünerek sağlamaları gerekiyor. Vermek istediğimiz temel perspektif budur ve hepsine bu temelde başarılar diliyoruz. Size de iyi günler, başarılar.
D. …: Selamlar saygılar Başkanım.
———— 0 ————
—.: (…) Bu, koruma birliğidir. Bir nevi bizim de burada yaptığımız gibi, sürekli çalışma birimlerini güçlendirmeyi, takviye etmeyi, varolan sorumsuzlukların üzerine gitmeyi amaçlayan bir çalışma düzenidir. Ve önemlidir. Bu aşamadaki birçok yönetim gücümüzün benimsemesi gereken bir yöntemdir. Ben diğer hususları konuştum. Özellikle -biliyorsunuz- sizleri biraz eleştirdik. Bu son kayıplarda olsun, KDP’ye yönelik yaklaşımlarda olsun, eğitime yaklaşımlarda olsun o eleştiriler size de ulaştı. Zaten yeni düzenlemeler gelişiyor. Diğer karargahları da bu temelde eleştiriyoruz.
Yani hepsinde az çok benzeri yaklaşımlar var. Bildiğimiz hususlardır. Şüphesiz kendi payınızı çıkaracaksınız. Dönem başka türlü ilerletilemez. Şunu vurguluyorum; şimdiye kadar arkadaşlar nasıl yaşadıklarının, nasıl buraya kadar geldiklerinin farkında değiller. Mücadele gerçekliği konusunda bir yanılgı içindeler. Eğer bu yanılgı devam ederse eskiyi hortlatma, eski durumlarının gerisine düşme beklenir. Bunu aşmak gerekiyor. Hiç olmazsa bundan sonra herkesin kendi ayakları üzerinde yürümeyi bilmesi gerekiyor. Yanılgılı yaklaşımlarla parti içinde yaşama, savaş gerçeklerimize uymayan yaklaşımlarını atmaları gerekir. Bunu -dediğim gibi- birçok birime söyledik. Eğer müdahale edilmezse gerçekten altı ay gerideler. Fakat bunu fark etmiyorlar bile. Bu genel bir hastalık aslında. Yıllardan beri yakamızı bırakmayan bir hastalık. Yani bizim çekim gücümüzün omuzlarda taşıtma gücümüzün ne anlama geldiğini, birçok birim özellikle bilmiyor. Bilmediği için de yük oluyorlar. Ve birçok birimi de ağır tahribatlara uğratıyorlar. Bunun fark edilmesi, giderilmesi gerektiğini çok ısrarla vurguladık. Açığa çıkmış bu tip şeyleri kimsenin yaşatmaması gerektiğini, tam disiplin, tam savaş gerçeğine adapte olunmasını, bunun dışında kimsenin bir dayatma içinde bulunmaması ve bütün bunların da bir kolektivizmi şart kıldığını, bireyciliklerin oldukça aşılması gerektiğini vurguladık. Sanıyorum farkındasınız. Eksiklikleri aşarak giderek daha üstün bir uygulama gücüne geçersiniz. Önümüzdeki günlerde tekrar bu tip değerlendirmelerimiz devam edecek. Sistemli koordine gerekiyor. Çünkü işler kızışabilir. Sizler de diğer deryalarla koordine içinde olmaya, gereken desteği vermeye-almaya özen göstermelisiniz. Tekrar size ve oradakilere çalışmalarınızda başarılar, selamlar.
D. …: Selamlar saygılar Başkanım.
——- 0 ——-
—.: (…) Özellikle bölgelere ilişkin söylediğiniz hususlar bizim de farkında olduğumuz hususlardır. III. Bölgede gerek He., gerekse o son giden Ma. eski kişilik yapılarıdır. Bunların gelişmeleri tıkayacakları biliniyor. Aslında bu güçle bir şey yapılmaması doğru değil, kendileri bir şey yapmıyor, yaptırmıyor. Buradan kaynaklanıyor. Dolayısıyla Sa.’ı sorumlu kılmanız yerindedir, Ve eğer doğru yürürse başarabilir. İyi bir arkadaştı, uygundur. Artık çalıştırması gerekecek. Eğer yeni grup gelirse oraya da bir-iki takviye yapılabilir. Sanırım takviye yapılacak arkadaşlar vardı. O bölgeyi öyle çalıştırmak gerekecek. Özellikle çalışmalarda engel teşkil edenler sorun olmaktan çıkarılır. As., diyorsun örneğin, olmazsa bunlar sıradan asker yapılır. Bu tip tedbirlere başvurmaktan çekinmemek lazım. Özellikle kendini dayatanları biliyorsunuz, bu Güneyliler çok ucuz bir yaşam tutturuyorlar. Aynı şey II. Bölge için de geçerlidir. Aslında o Me. yargılanmalıktır ve birçok işi bozdu. IV. Bölgede de tahripkardı. O çok değerli arkadaşların şahadetine de yol açtı. Yalancıdır, ikiyüzlüdür, onu alıp hesap sormak gerekir. Bize ulaşırsa burada, ulaşmazsa olduğu yerde hesap sorulur. Bunu görevden almak lazım. Şimdi İs.’de artık halkın tepkisini çekmiş bir tiptir. Bunlar çok düşkün, böyle basit yaşamın peşinde adamlardır. Bunları sorumlu kılmak, kesinlikle doğru değildir. Bunlardan yararlanılacakları kadar yararlanılır. Bilemem, karargaha da çekebilirsiniz. Şimdi onun yerine Mu.’gil geliyor. Eğer Mu. gelirse sorumlu yapılabilir. Yine Mu.’la birlikte bazıları daha var. Yeni epey arkadaş daha önce de gelmişti. Bu arkadaşlar yönetim olayını geliştirebilirler, artık zor değil. Daha önce de vardı, biliyorsunuz. Yani özellikle halkın tepkisini çekmeyecek bir yönetim orası için çok önemli. Aslında oranın çok önemli bir gelişme yönü vardı, onu durdurdular. Hatta halkı tepki çekecek duruma getirdiler. Kesin direnmek gerekiyor. Özellikle yönetimden kaynaklanan bu durumu aşmak gerekiyor.
I. Bölgenin durumunu biliyorsunuz, ordasınız. Yeterince hakim olursunuz. Oranın da benzer sorunlarını mıntıka düzeyinde aşmak lazım.
Halkın geliştirdiği eylemler sistemleştirilir, basit eylem biçimleriyle biraz daha zenginleştirilir. Yakalansınlar, sorun değil. Halk tepkisiz kalmamalı. O bahsettiğiniz köylerin de savunma birlikleri olabilir. Özellikle o sessiz katletmelerin önüne geçmek açısından savunma birlikleri köyü denetleyebilirler. Karanlıkta gelip yurtsever katletmeye kesin karşı koysunlar. Ordu gücü de geldi mi gizlesinler kendilerini. Ordu açık köyleri sardı mı gizlensinler, sağlam ele geçmesinler, silahla ele geçmesinler. Ama böyle küçük kontra birimleri geldi mi, vursunlar, imha etsinler. Bu tedbirleri çok geliştirin. Hem şehirde hem de kırsal alanda geliştirin.
Şimdi bunun yanında, katılımlar tabii ki yoğundur. O katılımları geliştirin. Gerek Çukurova’dan, gerek İzmir’den, gerekse de başka kanallardan gelenleri almaya çalışın. Alın ve gönderin. Kanallar açık sanıyorum. Almazlık edilmemeli. Yoğun bir biçimde seferber etmeliyiz.
Şimdi bu KDP’ye yönelik de gelişmeler oluyor diyorsunuz. Biz bu güruha karşı dururken orda da yapılacaklar yapılır. Bildiri de çıkarılabilir sanıyorum. Onların dayandıkları çevreler var. Zaten tamamen etkisizleştiriliyordu. Hizbullah ve benzerlerine de yaşam hakkı tanınmaz. Yani böyle sistemli bir çalışma içine yönelebilirsiniz. Eylemliliklerinizi tırmandırabilirsiniz. Gerilla birlikleri zora girdi mi üsse çekilsinler. Çok zorlandınız mı Doğu’ya da çekilebilirsiniz, daha sağlam üs alanlarına çekilebilirsiniz. Gelişmelere göre bir doğru tutturursunuz. Milis biraz daha iyi oturtulursa bence gerilla kendini daha iyi koruyabilir. Bu yüzden eskisi gibi karışıklık doğmasın
Bunlar belirtilebilir. Arkadaş gelirse detaylı olarak tekrar konuşuruz. Selamlar başarılar.
D. …: Selamlar saygılar Başkanım.
Parti Önderliği
6 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA DİCLE İLE 6 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Bizi dinleyen başka derya var mı?
D. Dicle: Derya Dicle, Derya Reş.
—.: Yeni durum nedir?
D. Dicle: Şimdi yeni durum, dün verilen yeni perspektif doğrultusunda bir grup arkadaşı o köye gönderdik. Fakat grup daha gitmeden diğer arkadaşlar oradan ayrılmışlar. Sebebi de şudur: Köylüler arasında ikilik çıkmış, dolayısıyla KDP’den çekinme durumu var. Direnmeye yanaşmamışlar. Direnmek isteyenler 40-50 kadar kişi arkadaşlarla beraber dağa çekilmişler. Diğerleri ise herhalde köyde kalmışlar. Yeni giden grup daha oradadır. Köylüler bizim dayattığımız tavra fazla yanaşmıyorlar. Belli bir kesim geliyorsa da, diğer kesim yanaşmıyor. Ayrıca bu diğer aşiret çevreleri ise sessiz kalmışlar. Yani kimi daha çok KDP’yi destekliyormuş. Diğerleri de bundan ürkmüşler. “Siz direnebilirsiniz, fakat biz her zaman buradayız” diyorlarmış. Kısaca son durum budur.
—.: KDP’ ne yapıyor şimdi? Yönelme durumu nasıl?
D. Dicle: Şimdi KDP köyün yakınına belli bir güç getirmiş, 200-300 kadar güç. Arabalarla dolaşıyor. Yine o köyün yakınındaki başka bir köyü de tutmuş. Bazı yolları, şehri tutmuş korku saçıyor. Dolayısıyla bu çevreler de korkuyor. Yani o bizim dost çevreler vardı. Hepsi birazı kendi köşeğine çekilmiş.
—.: Nasıl, bazı darbeler vurma düşünülüyor mu?
D. Dicle: Şimdi arkadaşlar bize ulaşmadı, Mervan onlar. Diğer bir arkadaş yarım saat önce geldi. Biraz durumları değerlendireceğiz. Bizce bu kırsal alanda eylem yapmamız yanlış olabilir. Onların istediği tarzda bir cephe savaşına dönüşebilir. Dolayısıyla şehirde bazı eylemler yapmayı düşüneceğiz,
—.: Neyse, günlük gelişmelere göre gericiliğe karşı cephe gibi bir şeydir, bir direnmedir. Sıcak savaşım durumudur. Bu sürece gireceğiz. Yani böyle basitten karmaşığa doğru ne kadar katabilirsek o kadar sürükleyeceğiz. Halkın bir direnmesi biçiminde, tavrı biçiminde çeşitli biçimlerde yaparız. O gerici odaklara -özellikle bu sindirmeyi gerçekleştirenlere- böyle cevaplar geliştirilebilir. Tabii köylülerin de kaldıramayacağı eylem biçimi dayatılmaz. Onların yerleşik durumu var, tabii sinerler. Bu aşamada zordur. Daha çok gerilla tarzı seçilebilir. Şehirde de olsun, kırsalda da olsun dar, gizli gerilla hareketliliğiyle sonuç alınabilir. Cephesel direnme biraz daha zordur. Yani o eski köylülerin yerleşik direnmesi, sabit mevzilerde direnmesi zordur. Gerillacılık şehirde de, orada da, yollarda da özellikle kendi alanlarımızda çok etkili ve sindirmeli bir biçimde yürütürüz. Gerillayı Güney’e egemen kılmaya çalışacağız. Başka belirteceğiniz bir şey var mı?
D. Dicle: Biz bu duruma göre artık daha çok bazı darbeler vurmak biçiminde bir şeyler planlarız.
—.: O gerici odaklara, komuta kademelerine, bizim üzerimizde dolaşan kesimlere darbe vurmak gerekiyor.
D. Dicle: Evet oldu. Şimdi ikinci bir şey de, bazı yeni adaylar geldi. 3 grup halinde, 3 ayrı kanaldan, toplam 87 kişidir. Sabah bize ulaştılar. 13’ü de diğer taraftadır. Yollar kapalı olduğu için getiremedik, getireceğiz.
—.: Bunlar nereden gelmeler? Hangi alanların gücüdür?
D. Dicle: Bizim karşımızdaki şeyler, onlardır. Bir de E.’gil ve S.’gilin yerinden. Yani 3 yerden.
—.: Metropol müdür? Oraya nerden gelmişler?
D. Dicle: Evet, herhalde metropolden oraya gelmişler. Kendileriyle konuşamadık, yorgunlardı Fakat şu durum dikkati çekiyor, gelenlerin hemen, hemen % 40’ı bayan oluyor.
—.: Yahu bu doğru değil. % 40’ı bayan biz kaldıramayız. Kim bunu yapıyorsa hatalı yapıyor. Şimdi bir de bu bayan eğitimine apayrı bir kamp açın. Onların kampı ayrı mıdır?
D. Dicle: Hayır, mevcut durumda ayrı değildir.
—.:: Ayrı yapacaksınız. Onlar zaten bir yığın laçkalığa neden oluyor. Onlara birlikler içinde ayrı bir statü uygulayın. Bazı savaşçı birimlerini ayrı oluşturabilirsiniz. O karma birimler bence uygun değil. Yakın denetim altında birimler daha doğru olabilir. Nedir? Bu konuda gözlemleriniz nedir? Bunlar ordulaşmaya mı hizmet ediyor, yoksa ordulaşmayı zayıflatan sonuçlara mı götürüyor? Biraz yerinde gözlem gerekiyor. Çok hatalı % 40 çok fazla,
D. Dicle: Evet, şimdi bir çoğu geri çevrelerdir. Daha çok Mardin’in metropole gitmiş kesimleri oluyor. Okur-yazar değiller. Yani böyle olanlar biraz ordulaşma sürecini tabii ağırlaştırıyor. Fakat iyi olanlar da var,
—.: Şimdi öyle olduğu gibi biz alamayız. Tasnife tabi tutacaksınız. Onlara özel eğitim gerekebilir. Eğer aynı kamptaysanız bile yaşamları, koğuş düzenleri, takımlarının yönetimi biraz ayrı geliştirilmek durumunda. Çünkü bazı şeyler kaçışa da yol açıyor. Bazıları özel amaçlı fikirlerle de yola çıkmış olabilirler. Genelleştirilemez, fakat oldukça ayrıntılı üzerinde durmayı gerektirir. Aksi halde ordulaşmayı boşa çıkarabilirler. Eylem birliklerine katılmaları özel mangalar biçiminde olmalı. Bazıları özel takımlar biçiminde olmalıdır. Bu daha uygun olabilir. Yani her yerde böyle olur demiyorum, ama biraz somut duruma bakarak bunu yönlendirmek gerekir. En hassas konulardan birisidir. Bence özellikle çok okur-yazarı yoksa, çok gerilerse bunlara kadro eğitimi vermek imkansızdır. Buradan bilinçli bayan arkadaşlar geldi. Onların yönetimi altına verin. Onların yönetimi altında hem koğuş hem de kamp yaşamında özel bir eğitimle bir adım attırın. Öyle düz, rasgele bir eğitimle bir gelişme kaydedemezler. Fakat bu aşamada % 40 çok fazla. % 10’u ancak kaldırılabilirdi. Getirilen yerlere bu konuda biraz uyarı yapmak lazım. Bir de bunları daha çok serhıldanı amacıyla eğitime alın. Bunların çok azı dışında önemli bir kısmını o köy ve şehir serhıldan şeyini öğretelim. Daha çok eğitimlerine bu temelde ağırlık verelim…
Anlaşıldı mı?
D. Dicle: Evet, anlaşıldı.
6 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA DİCLE İLE 6 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Yavaş yavaş gücünüzü hissettirmelisiniz. Biraz ölçme biçme biçiminde birtakım adımlar atılabilir. Somut bilgiye de ihtiyaç var aslında. İstihbaratınız da çok zayıf. İnsan şimdiye kadar en azından bunu çözerdi. Geçmiş sistem son derece savaş gerçeğini dikkate almayan bir sistemdi ve iki yıl o yaşamı sürdürdüler. Çok sorumsuz bir yaşam şekli. Bu raporlara biraz baktığımızda, bazı arkadaşlarla konuştuğumuzda görülüyor ki, oldukça hafif, sorumsuz bir durumda bir yıldır yaşam böyle geçmiş; Özellikle de kamplar yönetiminde. Hatta tasfiyecilikle sonuçlanılmış aslında. Zaten belli oluyor. Gerek grupların içeri girişi, gerek oradakilerin durumu… Diğerlerini de biz besledik. Biz beslemeseydik aslında kendilerini dört dörtlük tasfiyeye yatırmışlardı. Bu belli oluyor. Sizdeki zihniyetin, çalışma tarzının ne mal olduğunu iyi ortaya koyuyor. Özellikle o kamplar yönetiminin çoğundan hesap sormak gerekiyor. Daha önceki yönetimler belki şimdi biraz aşılmıştır, onlar belki değişik görevlendirmeler içindedirler, ama yaptıklarının hesabını bir kez daha sormak gerekir. Çok önemli fırsatları da değerlendirmedi çoğu.
KDP, karşısında biraz böyle pasif tutumlar gördü mü çok saldırır. Bizim üslup sürekli saldırı üslubudur. Tabii uygun bir saldırı, intiharvari değil. Gelenekseldir bu üslup ve tarzımız. Mardin’de iyi uygulanmadı. Bunun için belalar çıktı. Şimdi Hizbullah adı altındakilere karşı doğru hareket etmiyorlar, ne kadar insan gidiyor. Aynı karakterlidir bunlar. Eğer yönelim, tedbir olmazsa genellikle ağır kayıplara yol açıyor.
Meseleyi yalnızca onların yansıtmak istedikleri tarzda görmemek ve oyunlarına düşmemek biçiminde geliştirmek gerekiyor. Yani halkın bir öz meselesi haline getirmek lazım. Çeşitli yöntemlerle giderek halkın ilgisine ve halkın yönelimine dönüştürmek gerekiyor. Öncülük zaten böyle yapılır. İşte geldiler ekmeğimizi elimizden alacaklar diye suçlarını bize yükleme kurnazlığını da geliştirmek isteyebilirler. Tam tersine, kaçışın, içine girilen her türlü şeyin temel sorumlusu onlardır ve bu gelişmeler bizden kaynaklanmıyor. Tam kurtuluşa kadar bu çizgi altında gidilecektir. Halkı buna inandırmak gerekiyor. Mevcut gelişmeleri de devrimci bağımsızlık çizgisi sağlamıştır. Tam kurtuluşa kadar da bu çizgiyi sağlayacaktır. Diğerleri pazarlıyorlar, satıyorlar; ilerde daha ucuz satıp kaçarlar. Bu propagandayı yoğun bir biçimde yürütmek gerekiyor; inandırıcı bir biçimde tabii.
Bunlar önemli. Tabii ki gücünüzün planlanması en önemlisi. Yani hem hareket, hem eğitim oranın koşullarına uygundur. Aslında şimdiye kadarki eğitimin pek anlamlı geçmediği de belli oluyor. Burayı taklit etmek istiyorlar. Ama buradan daha geri bir biçimi yaşayarak daha gerçeklerden kopuk, buranın temel dönüşüm özelliğinin de gerisinde ve hatta atılan adımların orada boşa çıkarma gibi bir durum içine girilmiştir. Buradaki bir adımı orada da takviyeli bir başka adımla ilerletmek düşünülmemiştir. Kafa bile yorulmamıştır. Taklit kötü ve alabildiğine geri bir taklit ve herkesin kendini konuşturması… Oldukça da kötü konuşturmuşlar. Çok ucuz önderlik örnekleri ortaya çıkmış. Bütün bunları ne kadar aşıyorsunuz bilemem. Raporlarda yansımak durumunda. Dediğim gibi, bu kişilikler taşınacak kişilikler değil. O düzen, öyle başarı getirecek bir düzen değil. Karın bile doyurmaz. Astarı yüzünden pahalı. Geliştirilmek istenen eylemlilik daha sistemlidir. Gerilla aslında -dediğim gibi- uygulanmadı, yürütülmüyor. Ne inanç düzeyinde buna kendini yatıranlar var ne pratik azim-çaba düzeyinde kendini buna yatıranlar var. Bizim verdiğimiz genel imkanlarla çok sıradan bir yaşam kurtarılmaya çalışılmıştır. Verdiğimiz temel olarak görülüp daha da ilerlemeye geçileceğine, üzerinde çok genel bir idare etme anlayışıyla yetinme, günleri gün etme kabul edilemez.
Geliştirilmesi gereken soruşturmayı yanlış anlamasın kimse. Yani parti çizgisine göre yaratıcı olmayan bir çalışma var. Mesele kaba çalışma, genel çalışma değil. Çizginin yaratıcı uygulanmamasından sorumludur çoğu. Hiç kimse yanlış anlamasın. Ve hesabı da doğru vermeleri gerekir. Şimdi güç vardır. Her türlü düzenlemeye, her türlü eğitime her yönüyle katkı sunmak zor değil orası için. Çok geniş alanları tutmak zor değil. Kaldı ki gücü istediğiniz kadar büyütebiliyorsunuz da. Değil sadece KDP’ye karşı her şeyi yapmak, Irak devleti bile olsa ona karşı da insan hareket geliştirebilir. O güçle hemen her şey düzenlenebilir. Düzenleme kabiliyetine bağlı, yürütme kabiliyetine bağlı. O sahalarda bu kadar pratik denemeden sonra insan kaybetmez. Kaybetmek için aptal veya gafil olmak gerekir. Bu var aslında. Kişinin öz gerçeği budur. Düzenlemeyi de, yaratmayı da devrimciler yapar; soytarılar değil, değerlerle oynayanlar değil, gafiller değil.
Eğitim için de bu böyledir. Yeni gelenler için çok uygun ortamlar her zaman bulunur. Ülke içinde de, dışında da alasıyla özel eğitimler verilebilir. Bazılarına çeşitli devreler biçiminde eğitim verilebilir. Bazılarına hemen silah eğitimi verebilirsiniz. Bunları belirtmeye gerek yok. Silahı kullanmak için 10 günlük eğitim verilir, hatta bir hafta da yeterlidir. Temel yurtseverlik eğitimi için 10 gün de yeterlidir. Bunlar her yerde her an yapılabilir. Göreve sorumluca yaklaşılırsa herkes, her giden bir takımı mı eğitemez. Eğer dürüst davranılırsa, herkes bir takımı altın gibi işleyebilir. Bir de yapacaklar tabii ki. Artık anlayamadık, düzenleyemedik demenin hiçbir anlamı yok. Her şey mükemmel yürüyebilir. Sakatlara, topallara bile iş verilebilir. O açıdan da kendini yere atanların derhal düzeltilmesi gerekir. Çok zorunlu nedenler dışında kimse bu konumda tutulamaz, tutulmaması gerekir.
Düşman esirleri için de daha uygun bir tutuklama biçimi geliştirilebilir. Daha uzun süreli olabilir. Bu esirlik meselesine daha köklü yaklaşmalıyız. Esirlik statüsünün taraflarca kabulü için ve 125. madde nedeniyle zindandaki arkadaşlar açlık grevine yatacaklar. TC’den alınan esirleri ıslah etmeyi de daha sistemli yapmak gerekir.
Bu tür şeyler rahatlıkla her gün ilerletebileceğimiz hususlardır. Fakat geniş yapı katılsın buna. Bireyciliğe de düşmemek gerekiyor. Çok geniş bir kadroyla yürümek gerekiyor bu çalışmalara. Düşüncesi bir, iradesi bir, çok geniş bir kadro… Bunlar vurgulanabilir. Diğer şeylerden herhangi bir haber aldınız mı?
D. Dicle: Hayır yok. Derya Sıpi’yle konuştuk. Diğer yerler…
—.: O zaman biraz bu Derya Zer’le kurye sistemini geliştirin. Onlarla irtibatınız sistemli hale gelmeli. Askeri bir yol geliştirebilirsiniz. Yalnız bu yöntemle doğru da değil. Dinleniliyor yani. Özellikle pratiğe ilişkin şeyleri kuryeler yoluyla halletmelisiniz. Askeri bir yol geliştirilmesi gerekiyor. Çok yönlü gelişmeye güç getirmek gerekiyor. Oradaki güç potansiyelini göz önüne getirmek gerekiyor. Dar yaklaşımlarınız olabilir, çünkü herkes birbirine bakarak dar yaklaşım içine giriyor. Yaratıcı düşünce her gün söz konusu olmalı. Olanakların değerlendirilmesi günlük olarak göz önüne getirilmeli. Birçok potansiyeli açığa çıkarmak, birçok değeri yeniden değerlendirmeye tabi tutmak gerekir. Çünkü basmakalıpçılık, dogmatiklik bizde hayli güçlüdür. Var olanla yetinmemek gerekiyor. Veya mevcut yaklaşımlarla yetinilmez. Her gün yaratıcı bir tartışmayla gelişmelerin önü son derece açılır. Savaş, ordu inşası birçok açılım sağlar. Bunun önünü tutmamak lazım. Kişilere taptırmamak gerekiyor. Özellikle bizim yapı her türlü gelişmeye açık bir yapıdır. Dayatılan komutanlık tarzı gerçekten de partinin oldukça kişiliklerde tıkanmasıdır. Şöyle bir özellikleri var: Geliştirilen komuta yükseliş, yüceliş ve yaratmaya doğru gitmeyi özellikle tıkıyor. Biz biraz burada açıyorduk. Orası için daha geçerli. Yani bir çok komutan adayı, bireysel dayatmalar yüzünden gün ışığına çıkmıyor. Böyle yüzlerce aday vardır. Özellikle onları gün ışığına çıkarmak gerekir. Bazıları alışmış, 10 yıldır ne bir şey yapıyor ne de yaptırıyor. Bunu önlemenin yolu da yenilerin önünü açmak, eskileri aştırmaktır. Bu çok önemli tabii. Savaşın her türlü ihtiyacına cevap veren yüzlerce komutan çıkabilirdi. Önlendi bu aslına da. Sorgulanacak en temel yön de burası. Bütün bunları kendiniz değerlendirmeye almalısınız. Bir de o küçük burjuva kurnazlığı, köylü kurnazlığı yapanlar olabilir. Hatta bazıları hizipçilik, doğal grupçuluk yapabilirler, hemşehricilik yapabilirler, yine kadın-erkek ilişkilerinde hafiflik yaşatabilirler. Bütün bunların üzerinde son derece sistemli durmak gerekiyor. Buranın bile çok üstünde bir yaklaşım gerekiyor. Yani burada belli bir gevşeklik belki olabilir, ama orada olmaz. Her yönüyle gelişme belki burada zayıf kalabilir, ama orada kalmaz. Orası model alandır. Herkes tepeden tırnağına, her şeyine mükemmeliyetçi yaklaşım aramalıdır. Yapı ve yönetim bütün bunları sağlamakla sorumlu.
Söylediğim diğer şeylere de özen gösterilmeli. Özellikle o haberleşme bürosu iyi çalışmalı. Buraya yönelik kanal iyi çalışmalı. Arkadaşlar diğer taraftan yüklenebilirler. Yüklenirken o kurye grupların koordineli hareket etmeli. Biz giderek her iki tarafın koordinesini geliştirebilmeliyiz. Yine … alanı üzerinden de koordineyi giderek geliştirmeliyiz. Milisler vardır, değişik gruplar oluşturulabilir. Uğraşılırsa, önümüzü tutmaları imkansızdır; biz tutarız. Bütün bu hususları halka açıklayacak bildiriler de kaleme alınır; hem Güney için, hem Kuzey için kaleme alınır. Bunu Derya Spi de yapabilir. Bu temel bildiriyle DYP-SHP tabanına yönelme de açıklanabilir. Hükümetin son yönelimine ilişkin olabilir veya mevcut görevler üzerine durulabilir. Hizbullaha ve kontralara ilişkin bildiriler bir kez daha kaleme alınabilir. Yani bildiri kampanyasını da giderek geliştirmek gerekiyor.
Taktik önderlik tüm bunları 24 saat sürekli gözden geçirir ve değişik yapar. Birbirlerine zıt gibi gelirse eğer birçok değişikliği yapma yaratıcılığını gösterir. Bu konuda da dediğim gibi basmakalıpçılığa gerek yok. Genel siyaset bellidir, yaratıcı uygulanması artık usta bir taktik önderlikle mümkündür. Bu temelde başarılabilir. Görüşürüz iyi günler.
D. Dicle: İyi günler, saygılar başkanım.
Parti Önderliği
6 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA SOR İLE 6 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Güney Kürdİstan’daki soruna doğru yaklaşım göstermek lazım. Mesele bizim Güney’de çatışmaya girip girmememiz değil, mesele Güney’de devrimin sürdürülüp sürdürülmemesidir, karşı devrimin tezgahlarının tam egemen olup olmamasıdır. Mesele budur aslında. Yoksa bilmem çatışma, kardeş kavgası, böyle bir durum yok. Mesele devrim umudu, devrimci yaşam ve halkın yegane kurtuluş yolunun açık tutulup tutulmamasıdır. Doğru koymak gerekir meseleyi. Bizim Güneyde çatışma diye bir derdimiz yok. Halkın kurtuluş umutlarına saygılı olmamız, desteklememiz söz konusudur. Halka her türlü ihaneti, komployu düzenleyenlere karşı, binlerce yurtseveri katledenlere karşı halkı koruma, halka destek verme, yurtseverliğe bağlı kalma; bunu yapıp yapmama sorunudur. Bu kesinlikle bizim çatışma ortamı yaratmamız değildir. Halk ve örgütler arasınla böyle bir tartışmayı yaygınlaştırıyorlar. Mesele bu değildir. Bir ihanet vardır, bir komplo vardır; bunu bozmak gerekir. Bazı kişilerin çok alçakça çıkarları vardır. Çok iğrenç bir işbirlikçi tabakanın çıkarları vardır. Halkı kırk yıldır satıyorlar, pazarlıyorlar, şimdi de bitirmek istiyorlar. Mesele halktan yana tavır alıp almama, halkın yolunu aydınlatıp aydınlatmama, halkın yolunu açık tutup tutmamadır, üzerimize gelen, bizi imha etmek isteyen düşmanla her türlü ittifakı yapıp yurtsever kırıntıları bile tasfiye etmek isteyenler düşmanın ajan şebekeleridir.
Bu değerlendirmeleri halka yansıtmamız gerekecek. Propagandayı bu temelde ilerletmek gerekir. Yurtseverlere hitabı, demokratlara çağrıyı bu biçimde yapmak gerekiyor. Gafil olmayın denilir, gaflet ve ihanet yaşamayın denilir kendilerine. Ve bizim desteğimiz olmasa imha olur bu halk, hiçbir şey kalmaz elde. Durumu doğru koymak ve bunda da ısrarlı olmak şart. PKK’yi anlamak istiyorlarsa bu gerçeklerin anlaşılmasının temel olduğu, bunun dışındakilerin sahtekarlık olduğu dile getirilir. Ve bunların teşhir tecridi gelişirse sonuç alınabilir. Bunlar önemlidir ve daha önce belirttiğimiz hususların hayata geçirilmesidir.
Güney Kürdistan’daki bazı alanlardan, örneğin Soran’dan biraz daha ileri adımlar da beklenebilirdi. Ancak oldukça sessiz ve fazla bir gelişme yok. İşbirlikçi cephe kendi kandırmacasını yürütüyor buralarda. Oysa bunu kolaylıkla yürütmeleri gerekirdi. Devrimci muhalefet gittikçe sesini yükseltebilmelidir. Doğru çalışırlarsa, işbirlikçi cephenin bastırması fazla etkilemez. Bu, çalışma tarzına ve üçgenin doğru kullanılmasına bağlıdır. Orayı halen nasıl kullanıyorsunuz, arazi denetimi nasıl gelişiyor, bunu tam bilemiyoruz. Fakat gelişmesi gerekir. Birçok şeyi kendi başımıza geliştirebilirdik. Yani yol üzerindeki denetimimiz daha fazla olabilirdi. Bunu sağlayamamamız bir eksikliktir. Eğer doğru çalışılsaydı hududu boydan boya yarı yarıya biz kontrol edebilirdik aslında. Hep resmi yollara güvenilemez. Bu açık bir gerçek. Paralel bir biçimde gayri resmi yollar da geliştirilebilir. Bunlar zaten bilinen şeyler.
Siz, “düşman hareketli, üzerimize gelebilir” dediniz. Bunun yanıltmaca olduğunu söyledim. Sanırım bulunduğu mevzileri korumak, bu durumu sürdürmek isteyebilir. Daha fazla saldırı durumuna geçebileceğini sanmıyorum. O gücü yok. Yıpranmıştır. Mevcut durumu korumak istiyor aslında. Bu fırsatı vermemek gerekiyor. Hareket alanını daraltmak ve sürekli birçok mevziden söküp atmak mümkündür hem askeri hem siyasi olarak. Yine o iş birlikçileri de durumu idare etmek istiyorlar. Fazla ilerleme sağlayacaklarını düşünemeyiz. O güçleri yok bu aşamada. O yüzden değerlendirmeler gerçekçi olmalı.
İç düzenlemenizin ne kadar gerçekçi olduğunu bilmiyorum. Özellikle kişilerin küçük burjuva yapısı halen güçlü. Orada daha da güçlü olma tehlikesi var. Aynı zamanda şahsında iki tür kişilik barındıranlar olabilir: Yüzeydeki resmi parti kişiliğiyle özde yaşadıkları kendilerine has yerel ve özel kişilikler. Bence orada bu var. Bir bize yansıyan kişilik, yani resmi, partiye yansıttıkları, dışarıya yansıttıkları kişilik; bir de gayri resmi, sahte, özel ve küçük burjuva veya köylü kişilik. Sizin sahanızda bu ikili kişiliğin güçlü olduğu belirtilebilir. Bir kişide iki kişiliğin de aynı anda yaşama tehlikesi var. Sahte kişiliğin fazla aşındığını söylemek biraz zor. Kendini gizleme durumları fazla olabilir. Oradaki hava biraz bunu anımsatıyor. Yani iki kişiliği bir arada, yan yana götürme… Bu reformizme yol açar. Zaman zaman ikiyüzlülüğe, bozgunculuğa da yol açabilir. Bence bu var biraz. Yönetim düzeyinde de var. Dönüşüm tam değil. Fırsat bulunsa dediğim gibi bu kişilikler kendini konuşturmaya yol açabilir; kendini konuşturma tehlikesine girebilirler. İç eğitim düzeninin son gelişmeler ışığında da daha sürat kazanması, öyle çok yerleşik değil, savaş gerçeğine bağlı, gerektiğinde bir gün içinde rahatlıkla her hareketliliğe gidecek düzende olması gerekiyor. Fazla yerleşikliğe bağlılık doğru bir yaşam tarzı değil. Geçen yıllarda sizde de bu yaşandı. Diğer karargahlarda da buna benzer şeyler öldü. Bu biraz bence gerçekleri zorlamadır, gerillayı zorlamadır. Her an her türlü harekete açık bir eğitim düzeni, bir yaşam düzeni gerekiyor, hatta çok kısa sürelerle insan her türlü hareketliliğe girebilir; ülke içine de girebilir, dışına da çıkabilir. Yani o kalıcılığı yanlış anlamamak gerekiyor. Kalıcılıkla yoğun hareketlilik kesin iç içe olur. Her an gizlenme, her an yer değiştirme, her an bir taraftan diğer tarafa geçme tarzında bir sistem kaçınılmazdır.
Anlaşılıyor mu?
D. Sor: Evet, anlaşılıyor.
—.: Oldu, bu temelde başarılar, selamlar.
D. Sor: Saygılar Başkanım.
Parti Önderliği
6 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN 7 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Güney Kürdistan’da daha uygun bir çalışma geliştirmek gerekir. KDP’li işbirlikçiler bazı provokatörleri de getiriyorlar, dolaştırıyorlar. Bunlara yönelmek ve bunu da iyi planlamak gerekiyor. Yol hatlarını da gerillayla biz kesmeliyiz. Giderek onlar için orayı daha güvensiz, hatta darbe yiyecekleri bir alan haline getirmeliyiz. Yine Habur Gümrük Kapısına yönelip güvensiz bir durum haline getirmek, onları giderek orada da sıkıştırmak gerekiyor. Kırsal alan sanırım uygundur. Onların yerleşeceği noktaları güvenliksiz duruma getirmek ve özellikle hududa yakın denetimin giderek bizde olmasını sağlamak gerekiyor. Bunlar bizi bu taktiklerle sıkıştırmak istiyorlar, ama tam tersine bu taktikleri bizim onlara uygulamamız gerekiyor. Gücü biraz daha verimli kullanmak gerekiyor. Ve bunu yaparken aşiret gücü de içine çekilebilir. PAK’da bir şeyler geliştirebilir. Veya yeni cephe de bir şeyler geliştirebilir. Yeni bir bildiri kaleme alınabilir. Bu konuda yapılacak işler var. Ve dediğim gibi bunlar geliştirilebilir. Daha büyük çaplı eylemler için de gelişmeler beklenir. Güç dengeleri göz önüne alınır. Ama bunun yanında böyle parça parça veya adım adım o sahaya yönelecek, özellikle karargahtan oraya yönelik yapılacak çok şey var. Daha çok da dediğim gibi yol hattı önemlidir. …. alanındaki milis gücünü oraya çekip yol üzerindeki denetimlerine de, gümrük paylarına da müdahale etmek gerekir. Bu konuda çok iş var. Onların daha fazla ilerlemesine fırsat verilmemesi lazım. Su yolu için de aynı şey geçerli.
O alanı daha aktif, daha dinamik bizim oraya yönelik politikamızı ete kemiğe büründürecek ve çok dikkatli duyarlı bir gerilla bölgesi olarak düşünmek gerekir. Bir devrimci savaş alanı olarak düşünmek gerekir. Birlikler ise orayı bir rahatlama yeri olarak düşünüyorlar. Şehir içindekiler de öyle. Onlar da çok yanlış bir yaşam içine girmişler. Tabii bütün bunlar aşılmalıdır.
En önemlisi tabii ki oranın rolüdür. Genellemeci davranıldığına, öze inilmediğini, kendilerini ordu inşasına tam katmadıklarını biz uzun süredir gözlemliyoruz. Bireysel yetenekleri elvermiyor; ailecilik hakim. Veya kendilerini tam katamıyorlar, yormuyorlar. Dar kalmayla yetiniyorlar. Kendi bireysel özelliklerini konuşturuyorlar. Ordu inşasının insandan istediği büyük efor, büyük inanç, büyük çabayı göstermiyorlar. Bu açık. Neden başarmak zorundayız, nasıl başarmak zorundayız, olanaklar nelerdir, nasıl en verimli bir şekilde bir araya getirilebilir? Bunları sormuyorlar, bu soruları kendilerine sormuyorlar. Esas itibarıyla takındıkları tutum var, onunla yetinmek, rasgele gücü kurtarmak oluyor. Yani bizim burada içinde bulunduğumuz efor, çalışma gücü bile belki orada sergilenmiyor. Kendilerini yormuyorlar. Bu açık. Oldukça liberal yaşanıldığı belli. Kazanma hırsı, inşa hırsı zayıf, işin esasları inceledikleri üzerinde kafa yorma zayıf. Böyle olunca da orası tabii ki rolünü oynayamayacak. Genellemelerle yetinmelerin, günü kurtarmanın veya olsa olsa mevsimi kurtarmanın büyük bir ordu kuruluşu anlamına gelmeyeceği açık. Ve bu da genel bir hastalık halindedir orada. Oradaki eğitim yönetimi olsun, karargah yönetimi olsun, bizim bin bir emekle oraya aktardığımız değerlerin farkında bile değiller. Sorgulanması gereken nokta burasıdır. Bizim çözümlemelerde bunlar biraz açılmıştır. Yani bunlar bizim partiyi halen nasıl yaşattığımızı bilmiyorlar. Biz bu kadar imkanları oraya yığmışken sadece günü kurtarmakla yetinmenin gaflet olduğunu anlamak istemiyorlar. Bir defa kimseyi orada o kadar tutmanın da anlamı yok. Bir yıldır doğru dürüst bir inşa faaliyetine girmeden, geliştirmeden orada adam tutmanın ne anlamı var? Gerçi bu tutup tutmama meselesi de değildir. Bir kişi kendini katmazsa bu her yerde geçerlidir. Örgütün nasıl yaşatıldığı, nasıl siyaset yapıldığı, nasıl idare edildiği anlaşılamamıştır, bilinmiyor. Bir çok öğe herhalde bunun farkında bile olmadığı gibi varolan olanaklar üzerinde en ucuz bir komuta ile yetiniliyor. Bu konudaki yetmezlik, yüzeysellik derindir aslında.
Bütün bunları kabul etmiyoruz artık. Yılların o çalışma tarzını, oradaki o imkanları kullanma tarzını biz çok yetersiz görüyoruz. İçeriye gönderilen savaşçılar yürüyebilmekten bile uzak. Bizim verdiğimiz inanç düzeyi bile korunamıyor. Onun çok gerisinde bir inanç ve kararlılık var. Burada kazanılan özellikler bile orada ilerletilmek şurada kalsın geriletiliyor. Bir devletleşmenin çekirdeği olan ordulaşmanın çekirdeği kim tarafından geliştirilmiştir? Buna cevap verilmelidir. Bir ordu kuruluşuna kim güç verebilir? Hasır olan bile çarçur ediliyor. Yıllardır hududun dibindeki birkaç yer ne kadar etki altına alınmıştır. Uludere koruculuğu bile bela haline gelmedi mi? Bunun bela haline gelmesinde, bu anlayışın ne kadar etkisi vardır? Doğru dürüst güvenlikli bir yolun bile tutturulamamasını, düşman kadar bile etkili olmamayı biz neye bağlayabiliriz? Aslında güç mü yok? Savaşçı mı yok, görev almak isteyen mi yok? Hepsi var. Düzenleme yok, yürütme yok, kendini verme yok aslında. Rasgelelikle yetinme var. O kadar güç var. Gerekirse bin kişinin birleşebileceğini söyledik biz. Bin kişiyle nereyi vursak düşüremeyiz? Hangi korucu köyü kalabilir? Yıllardır yüzlerce devrimcinin kanına giren odaklar vardır. Evet, bugüne kadar bunların üzerine hiç bin kişiyle yüründü mü? İmha ne kadar gerçekleşti? Hedef mi yok yani? Çok kolay hedefler varken en zoru tercih ediliyor. Çok kolay hedefler olduğu kanısındayız. Nereye yürünse orası düşürülebilirdi. Tam tersine komutada tutuculuk egemen. Savaşçılar 24 saat savaşmak istiyorlar. Aslında bu da partinin savaşçılara verdiği bir özelliktir. Bu özellikleri aylarca, hatta yıllarca dondurmuşlar. PKK savaşçılığına hangi komuta düzeyi yeterli cevabı veriyor? Aşıladığımız fedakarlığa, cesarete kim sahip çıkıyor, onları eyleme geçiriyor? Etki ve otoritemizin sonuçları ne kadar örgütleniyor? Partinin yaşam tarzı saflarda ne kadar egemen? Yoldaşlık, kolektivizm ne kadar egemen?
Bunun gibi çok şey sorulabilir, çok şey eleştirilebilir. Orası buradan daha önemliydi. Her bakımdan buradaki faaliyetlerin çok üstünde bir yeri vardı oranın. Kutsallık derecesinde, uyum derecesinde, inşasında, yeni model olmada, ülkeye model olmada birincil rol oynayabilecek bir yerdi.
Ancak o alana gidenler aylarca gözlemci kalıyor. Bu doğru değil. Çok kısa sürede bu bitmeliydi. Bu kadar parti formasyonu var. Üstelik orası da burası gibi değil, günün 24 saati görevler vardır. İstersen eylem görevi var, istersen imha görevi var, istersen eğitim görevi var, istersen planlama görevi var, istersen en kapsamlı yürütme görevi. Hepsine orada imkan vardır. İnsan bir eksikliği görür veya görevleri görür ve yürür. Ne istersen düzenleyebilirsin. Ama altında boğulmuşlardır. Neye nasıl düzen verecekleri, neye nasıl yürütme gücü olabilecekleri konusunda dahi şaşkınlar. Günde insan bir kilometre yol alsa şimdi ülkeyi yarı yarıya kadar düşürmüştü. Birliklerimiz günde bir kilometre niye yürüyemiyor? Araziyi adım adım düşürme, etki altına almanın gerektiğini söylemiştik. Nerede kaldı bu? Böyle bir hesap var mı bir defa? Bizim kurtarılmış bölge olayını nasıl geliştirmek istediğimiz acaba biliniyor mu? Böyle bir planı önüne koyan var mı? Hep böyle kalacak değil ya. Umut ne kadar oraya bağlanabilir. Uluslararası koşullar taş çatlasa ancak bu yıl böyle sürebilir. Koşullar orada daha fazla kalmamıza imkan vermez ki öyle. Sen bu zamanı böyle kullanıp kendine alan açacaktın, ülkede yaşam alanı açacaktın. Dediğim gibi biz biraz zorlamayla bu durumu yaratıyoruz. Ama onun üzerine yatılıyor. Peki daraldı ve bu koşullar ortadan kalktı, nereye gidecek o kadar güç? Sıkışıp kalacak. Yani fırsatları değerlendirme diye bir şey yok. Tabii bu diğer alanlar için de geçerli. Onlara da aynı eleştirileri yönelteceğiz. Mesela … alanı ne yapıyor? …’den fazla güç 6 aydır bir-iki eylem dışında ne yaptı? Onların da astarı yüzünden pahalıydı. Sıkışmış kalmışlardı. Hepsi de en gözde savaşçılar, hepsi fedai, hepsi kadro. Adım bile ilerleyemiyorlar. Nedir peki bu durum? Ne yapacağız? Hiçbir parti bu kadar külçeyi kaldırabilir mi? Yani eğer diğer örgütler gibi olmak istemiyorsak fethedici özelliğimizi konuşturmamız gerekir. Bu olmazsa ne kadar geliştirebiliriz? Bana göre muazzam bir gücün atıl bırakılması var, gücün işlerliğe sevk edilmemesi var, yöntem geliştirmemesi var.
Bir de şunu söyleyeyim: Bir takım dahi yönetemeyecek adama tabur komutanlığı verilmez. Taş çatlasa birisi bir takımı savaştırabilir, çoğunun durumu budur. Ve halen de aslında yönetim nedir, komutanlık nedir sorusuna bile doğru cevap verdiklerini sanmıyorum. Komutası altındaki birliklere ne kadar hakimdirler, hakkını ne kadar veriyorlar, bu belli değil daha. Ucuz komutanlık anlayışına zaten son vermek gerekecek. Komutanlık, birliklerini büyütüp çelikleştirmekten, niteliksel ve niceliksel büyütmekten geçer. Bu konuda örnek bir modeli kim sunuyor? Bu konuda önceden bir şeyler söylendi.
Tabii hiç şüphesiz ivedilikle kolektif bir askeri komiteyi çalıştıracaksınız. Bu belli. Oranın komitesi çok güçlü bir kolektivizmle gerçek bir ordulaşma öncüsü olacak. Öyle bir komuta haline gelecek. Eğitim yönetimlerine de bu kadar kişi atamıştınız, ama rasgele değil midir acaba? Bu sayılar yeterlimidir, fazlamıdır veya gerçekten gereklimidir bu biçimiyle? Çünkü şimdiye kadar eğitim yönetimleri rahatlamanın bir aracı olarak kullanıldı. Hazır olarak verdiklerimizi bile yapıya özümsetmediler. Yönetim deyince adam sırtüstü uzanmayı anlıyor, emir vermeyi ve savaşçıları kendine hizmet ettirmeyi anlıyor. Şimdi bunları atacaksınız. Hiç olmazsa en azından bizim kadar eğitime kendilerini versinler. Dediğim gibi savaşçıları çalıştırmak, çay işleri, yemek işleri ile uğraştırmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Kendileri için özel yaşantı geliştiriyorlar. Bu kabul edilemez. Böyle eğitim yönetimleri filan da olmaz. Eğittikleri yapı bizim burada verdiklerimizin bile gerisinde kalıyor. Yani kazanılmış muhtevayı bile özümsetemiyorlar. Kendilerinden fazladan bir şey verdikleri zaten görülmüyor. Demek istediğim şu: O da yaman bir savaşçılık görevidir. Hakkını veren görevlendirilsin.
Bir de sık sak yönetimleri eleştirmek de doğru değil. Eleştirmek değil, tutuklamak gerekir. Görevinin hakkını vermeyenler derhal görevinden alınmak durumunda. Eleştirinin, uyarının zamanı geçmiştir. Başımızı kaşıyacak vaktimiz yok. Görev alanlar hakkını verebilmeli.
Bunun dışında o inşa ettiğiniz birlikler aylarca boşsa hiç gereği yok, içerde belki çok küçük bir güç imha da olabilir. Halen sınıra doğru yönelme ve giderek sınırdan adım adım düşmanı darbelemek mümkün değil mi? Bunun planlaması çok önemli. Düşmanı tasfiye etme anlamında bir plan vardı. İçerdekilerle birlikte gerçekleştirilecekti. Bu plan ne kadar yürüyor? Yılın yarısı geçti. Eğer ikinci yarısı da böyle geçecekse plan lafta kalır. Tabii alelacele de yapılmaz. Çok genel, soyut yaklaştıkları için planın ne kadar gerisinde kaldıklarını bile fark edemiyor birçokları. Çok önemlidir. O gücün ve diğer karargahtaki gücün sürekli orada bekletilmesini sakıncalı buluyoruz. Oralarda bir iş yapılmıyorsa ülkenin iç alanlarına yönelsinler, oralara yönelteceğiz. Fethedilecek yer neresiyse, kurtarılacak alan neresiyse oraya yönelteceğiz. Gücü bir gün bile boş tutmanın hiçbir anlamı yok. Bu konuda son derece yerinde kararlara sahip olmak gerekiyor. Günün 24 saati verimli değerlendirilemezse biz yönetemeyiz. Veya sağlıklı yönettiğimizi iddia edemeyiz. Bunları da ayrıca diğerleriyle konuşuyoruz, daha da konuşacağız. Şimdi yürüttüğünüz o soruşturma bu temeldedir. Eğer görev alacaklarsa böyle alsınlar. Yine eski tarzda yürüteceklerse görev dışı bırakılırlar. Böyle bu temelde görevlere katılıyorlarsa soruşturmanın sonucu budur. Yok, eski tarzlarını dayatıyorlarsa sıradan bir görev içinde tutulabilirler. Yani görev ve yetkileriyle bağdaşmayan tutumlar söz konusuysa, oradan alınır. Daha da ağır sorumsuzluklar işleyenler varsa, tabii daha da üzerine gidilir.
Diğer karargahlarla da bu çerçevede konuştuk. Büyük eylemlilik dönemindeyiz. Herkesin buna göre kendine çekidüzen vererek yürümesi gerekiyor. Düşman cephesindeki durumları sıkı sıkıya izlemek lazım. Ve özellikle vurulacak yerlerden vurmak, koparılacak yerlerden koparmak gerekiyor. Bu da 24 saat sürekli gözetlemeyi, sürekli işlerin üzerine yürümeyi gerektiriyor. Bu bütün birlikler için böyledir. Son derece fırsatçı olmaları da lazım tüm birliklerin. Özellikle DYP tabanını, SHP tabanını ve işbirlikçilerini de ezeceğiz. Yine koruculuk dayanakları vardır sanıyorum. Onlara karşı da etkili bazı eylemler geliştirilebilir. Yani daha da çökertici bir-iki darbe indirme gücümüz var. Her an bu odaklara yönelmek gerekecek. Alan temizleme işine daha da fazla yer verilebilir. Ayrıca düşmana da etkili darbeler vurmak mümkün. Artık arazi avantajı bizdedir. Çok çeşitli kurnazlık yöntemleriyle büyük darbeler indirmek artık işten bile değil. Bu kadar araziyi denetim altına aldıktan sonra adım adım üzerimize de çekeriz, üzerine de gidebiliriz. Bütün birimlerin yapacakları işler çok, başaracakları işler çok.
Orada da dediğim gibi eğitim olayı çok önemli. Büyük bir ağırlıkla ve tam sonuç alıcı bir biçimde yürünebilir. Yine hazırladığınız birliklerin yürütmeleri vardır, alanın diğer görevleri vardır, yüklüdür ve önemli sonuçlar alınabilir.
Bir de Türkiyeliler için bir kamp düşüncemiz vardı. Türkiyeli bazı devrimciler gelebilir. Zaten bazıları vardı. Bir eğitim kampını da onlara vermek gerekecek. Yani tamamen Türkiye devrimi üzerine yoğunlaşıp kadro yetiştirebilecek, askeri-siyasi kadrolaşmayı sağlayabilecek bir eğitim kampını geliştirin.
Şimdilik bunları söylüyorum. Önümüzdeki dönem devam edeceğiz. Evet başka belirtmek istediğiniz; husus var mı? Özellikle görevlendirmeleri de anlamaya çalışacağız. Bu bazı görevlendirmeleri kişilikleri düşünerek yapmamız gerekiyor. Bazı görev değişikliğine de gidilebilir.
Evet başka belirteceğiniz bir şey var mı?
X.: … kurumlaşma, ona uygun bir biçimde kısa vadeli, uzun vadeli planlamalara kavuşturma, bunun somut adımlarını atmadan çok, günü kurtarma biçiminde yaklaşılmış. … Tabii biz bunu aşabilmemiz için köklü yöneleceğiz.
—.: Bu Türkiye için kamp dedim onu anladınız mı?
X.: İyi anlaşılmadı.
—.: Bu Türkiye devrimi için bir kamp. Bu konuyu anladınız mı?
X.: Evet, evet.
—.: O şehit olan Bedri bizim buradaki Bedri miydi? Savaşçı Bedri miydi bu son eylemde?
X.: Hayır o değildir.
—.: O Bedri nereye gitti, nerede görevli?
X.: …
—.: Onlara ileri düzey görev verilebilirdi. Böyle bir sürü güçlü arkadaş vardı. Arkadaşa içerde sorumluluk, görev verilmiş mi? Bu görevlendirmeler orada nasıl olmuş bilemiyoruz. Gerçi o gönderdiğiniz listeye baktım. Fakat biraz pratiğe bakmak gerekecek. Bazı değişiklikler her an mümkündür. Şimdi oradaki gerek eğitim yönetimleri, gerekse bölük ve takım yönetimleri sık sık gözden geçirilmeli. Yine milis komutanlığını yeniden bir yapıya kavuşturmak gerekiyor. Milis komutanlığı iyi oluşmamış, iyi oluşturmak gerekiyor. Yine kitleden birkaç aile getirilebilir. Aile getirme işine devam etmek lazım. Yine savaşçı almaya devam edin. Yakın yerlerden savaşçı alımını geliştirin. Sanıyorum sizin oradaki güç bir buçuğu bulmuştur. Eğitim gücüyle birlikte sanırım bir buçuk vardır.
X.: Yok, 1,1’dir.
—.: O şehirlerde epey güç yığılıyor. Kalanlar fazla işlemiyor. Yine o erzak geliyor mu? O erzak işinizi şimdiden hallediyor musunuz?
X.: Evet … Bunun hazırlığını yapıyoruz. … Özellikle depolamada belirli bir gerilik vardı. Daha belli bir sisteme kavuşturuyoruz. Bu konu böyle. Şimdi savaşçı konusu ise, kuryelerde yetersizlik var. Az bir grup var, yeterli olmuyor. Bekleyen 300 kadar aday var.
—.: Nasıl ne kadar?
X.: 300’e yakın aday bekliyor.
—.: Alın, alın. Bir de kurye grupları olmalı, çoğu imha oluyor. Çok uyanık, çok emniyetli kurye grupları olmalı. En çok dikkat edilmesi gereken bir husus da savaşçıların getirilip götürülmesidir. Tabii diğer bölgelerden fazla haberiniz yok. Giden arkadaş irtibat kurdu mu?
X.: Şimdi bizim arkadaş N.’gilin yanına gitmiş ve not bırakmış…
—.: Savaşçılar aldıkları görevden, içinde bulundukları düzenden memnun olmalı. Bu çok önemlidir. Zoraki disiplinle ortamı idare etme hatasına düşmemek lazım. Moral yönü, coşku yönü ve özellikle de benimsedikleri yaşama değer verme esas olmalıdır. Yani idare etmek kuru bir disiplinle de mümkündür, ama geçmişte birçok savaşçının kaçmasının, kendini katmamasının bir nedeni de budur. Sadece partinin etkisiyle ayakta tutmaya çalışmadır bu. Halbuki oradaki yaşamı benimsetme, tarihi bütün sonuçlarını onlara özümsetme ve işe dört elle gönüllü bir biçimde onları katma, gelen her savaşçıya ortamı özümsetme çok önemli. Özellikle ilk haftalarda son derece olgun arkadaşlar onların rehberliğine verilmeliler. Hoş geldin demekten tutalım, oradaki yaşamı özümsetinceye kadar, canı gönülden katılımlarını sağlayıncaya kadar rehber arkadaşlar onların başında yer almalılar. Başlangıçta özellikle yaşama uyum dikkatle götürülür. Yalnız dayatmayla olmaz tabii. Yani herkes yaşamdan çok memnun olmak zorunda. Yaşamda özgür katılımı, gönüllü katılımı esas alacaksınız. Dediğim gibi disiplin yalnız emre dayanmamalı. Gönüllülük yönü mutlaka sağlanmalı.Tüm bunlar geçmişte az çok ihmal edilen hususlardı. Yapıyı gözden geçirmeye, düzeltmeye sürekli devam edeceksiniz. Yani buradaki düzeyin çok ilerisinde bir yaklaşım düzeyi, buradan bile fark edilemeyecek birçok şeyi görüp sonuca gitme esastır, öze inme esastır. Yani sizinki bir model çalışması olacaktır.
Güneyliler için de yazılar vardı. Onlara o yazılar özümsetilmeli. Onlardan da derinliğine özlü değişiklikler bekliyoruz. Onlarla daha yakinen ilgilenin. Geriye dönüş, kendini yere atış nedenlerini de tamamen ortadan kaldırın. Bazı tedbirlerle bunu başarmak rahatlıkla mümkündür. Oldukça verimli bir dönemin içindeyken bu her gün gerçekten artan bir tempoyla sonuca dönüştürülmelidir. Bundan aşağısını hiç kimse önüne hedef olarak koymasın.
Ayrıca oradaki tüm görevliler de eskiyle, geçmişle yetinmeyi, var olanla yetinmeyi bir tarafa bıraksınlar; partinin genel gelişmesini yanlış değerlendirmesinler, kendilerine pay çıkarmasınlar. Herkesin emeği oranında, katkısı oranında payının olabileceğini hiçbirisi göz ardı etmesin. Biz bu temelde tekrar bütün çalışanların savaşçı adaylarından tutalım en üst düzeydeki sorumlulara kadar hepsinin böyle yaklaşımlarına büyük değer biçiyoruz, önem veriyoruz. Ayrıca savaşçı yapısına da, komuta yapısına da bazı daha özlü değerlendirmeleri de sunmaya çalışacağız.
Tekrar bu temelde başarılar, selamlar.
X.: Saygılar Başkanım.
Parti Önderliği
7 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA KESK İLE 7 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KOKUŞMASI
—.: Alandaki yetersiz kişilikler büyük kayıplar yanında halkın da büyük tepkisine yol açıyorlar. Bunlar halen var. Örneğin bugün bir ikinci Bölgede aylardır olup biten biraz böyledir. Hemen hemen birçok yerde böyledir. Bu tip kişilikler sıkıştı mı kaçar, imhaya terk eder birçok şeyi. Bu yaşam tarzının sonuçları bellidir. Bunu aşmanın imkanları da biraz ortaya çıkıyor demek istiyorum. Bu konu üzerinde enikonu durulacak. Gelen arkadaşlar alanı tanıyor, arkadaşlar alan konusunda hayli güçlüler, tecrübeleri de var. Biraz parti yaşamını çok yakından tanıyan arkadaşlardır. Bu konuda geriliğe son verin artık. Özellikle halk içindeki sakat yaşam anlayışlarına fırsat vermeyin bundan sonra.
Gerilla ile milis ayrışımı tam olmalı. Bu aşamada bu çok önemli. Yine halkın bizzat komiteleşmesi çok önemli bu sürece girilmiştir. Halk eylemliliği geliştirilir. Tutuklansınlar, o bir şey değil. Eylemliliği daha da süreklileştirmek gerekiyor. Sanırım artık bir meclis programını geliştireceksiniz. Ulusal meclis için halk komitelerinin, halk meclislerinin yerel düzeyde geliştirilmesi meselesi var. Kendi çapınızda sanırım şimdi buna işlerlik kazandırabileceksiniz. Önümüzdeki aylarda halk meclisleri, halk komiteleri oluşturulup giderek halkın bizzat kendi kendisini yürüttüğü bir aşamaya ulaşılacak. Gerilla ayrı bir koldan gelişirken, yine milisler ayrı bir koldan gelişirken halk örgütlenmesi, halkın serhıldanı da ayrı bir koldan gelişir. Bu üçlüyü birbirinden ayırt edeceksiniz. Aralarındaki ilişki ve sınırı iyi belirleyeceksiniz. En temel görevlerinizden biri budur. Karıştırılmasın, şimdiye kadar karışık yaşanılmıştı, yani milisler, halkın eylemliliği, gerilla hep iç içe geçmişti. Belli sınır ve kurallar getirmek lazım. Yönetimleri ayrı ayrı geliştirmek gerecek. Hem anlayış düzeyinde hem örgütlenme düzeyinde ayrıştırmayı sağlamak gerekecek. En temel göreviniz bunu başarmaktır aslınla. Dediğim gibi, geliştireceğiniz kapsamlı değerlendirmelerle birlikte bu konuda daha detaylı bir planlamaya da ulaşabiliriz. Bunu yürütmeye gücünüz de var. Düzeltmeye, özellikle düzelterek yürütmeye gücünüz var. Bunu özce böyle belirteyim. Fakat önemle üzerinde durulması gerekiyor. Bu temelde önümüzdeki görevlerin örgütsel düzeyde özellikle tam bir nitelikle açığa kavuşturulması gerekiyor. Eğer başaramazsanız o bahsettiğiniz nokta operasyonları, avcı kolları darbe indirebilir. Yine milis düzenlerinizi biraz gizli örgütleyemezseniz katlederler, halkı yakalasınlar, ondan çekinmeyin. Halk yeter ki biraz örgütlensin. Halkın içinde silahtan uzak durun. Halkın eylemliliği silahlı olmasın. Eğer silahlı koruma gerekiyorsa onu da tek bir tabancayla koruma yerine daha kapsamlı bir şekilde yapın. Karıştırmayın. Milis eylemleri ele öyledir aslında. Milis her zaman üzerinde silah taşımasın. Gizli hareket etmeyi, eylem anında silah kullanmayı bilsin. Bu konularda biliyorsunuz özellikle Nusaybin’deki ayrışmanın doğru yapılmaması çok sayıda kayba yol açtı. Bunlar ayrıştırma ve örgütlendirme meseleleridir. Pratiğin de size öğrettiği temelde bunları acilen çözmelisiniz. Gücünüz var, olanaklarınız var. Sanıyorum başaracaksınız.
Özellikle yılın önümüzdeki ikinci altı ayından bugüne kadar ki, kayıp ve kazanımları da iyi değerlendirirseniz, bundan sonraki bilançonuzu çok daha verimli kılabilirsiniz. Aslında kişilerin bu gafleti yaşanmasaydı ilk 6 ay çok başarılı geçebilirdi. Gafil kişiliklerin kendini mesele yapması çok kötü kayıplara yol açtı. Biliyorsunuz, son olarak 60-70’e yakın kayıp verildi. Bunlar kesinlikle verilmeyecek kayıplardı aslında. Ufak bir tedbirle aşılabilecek durumlardı. Ve çok önemlidir tabii. Demek istediğim birkaç kişinin yetmezliğinin nereye götüreceği konusunda çok ders çıkaracaksınız. Hepinizi ilgilendirir, az çok hepiniz sorumlusunuz. Ve buna dayanarak yeni dönemin kazanımları katbekat ilerletilebilir.
Bir de gücünüzü katlamanız gerekiyor. Özellikle gerillayı kendi eyalet çapınızda önünüze koyulan rakamlara ulaştırmalısınız. Bu hedefe ulaşabilirsiniz. Milis için de daha sağlıklı hedefler çizin. Sanıyorum arazi uygundur. Çok sıkışırsanız doğuya doğru yaslanabilirsiniz. Üs anlayışını biraz geliştirebilirsiniz tabii. Zor değil. Yaşamınızda belki biraz sıkışıklık olur, ama gerillanın gelişmesi açısından şarttır. Orada da gerillacılık yapılacak alanlar çok. Üslenme tarzını, mevzilenme tarzını artık iyi biliyorsunuz. Bu konuda çok büyük tecrübeler var. Ona dayanarak birçok dağı ne kadar güçle tutmanız gerektiğini iyi biliyorsunuz, Ve her alana yarleştirilmesi gereken gücü yerleştirmelisiniz artık bundan sonra. Kendi kendinizi biraz eğitmelisiniz. 15 günlük devreler bile savaşçılar için yeterlidir. Bu temelde güç büyütebilirsiniz. Güç büyütmeyi biraz kendi öz çabalarınızla sonuçlandırmalısınız.
Ulaşabileceğiniz birçok sahanın gücünü çekmeye çalışın. Emniyetli bir biçimde alabileceklerinizi alın, alamayacaklarınızı diğer alanlara aktarın.
Diğer arkadaşlar da kendilerini çalışmaya tam versinler.Onların da harekat tarzında yetersizlik var. Eski hareket tarzını aşmamaları büyük bir eksiklik. Aşmalarını istiyoruz. Özellikle dönemin temposunu yakalamaları gerekiyor. Kolektivizme gelmeleri gerekiyor. Kendi kişiliklerine sevdalanmayı bıraksınlar. Gerçekten dönemin emrettiği tempodan aşağı bir hızı kabul etmesinler. Yine arkadaşlarla geçinsinler, halkın başına da bir ağa gibi kurulmasınlar. Yapının üzerine böyle kurulmasınlar. Kabul edemeyiz. Bunun dönemi çoktan geçmiştir. Bunu kesinlikle anlamaları gerekir. Aksi halde sıradan bir savaşçının dışında bizden herhangi bir şey beklemesinler. Görevleriyle böyle oynama kabul edilmiyor artık. Eski bunalım edebiyatını da kabul etmiyoruz. Eski kişilik hastalıklarını da kabul etmiyoruz. Bunları önemle vurguluyorum. Tek tek arkadaşlarla durumlarını ele almak istemiyorum. Ama genel eleştiri onlar için önemlidir. Tekrar vurguluyorum. Gelen raporlarını da biraz okudum. Bu hareket tarzlarını, yönetim tarzlarını, örgüte katılım tarzlarını emredilen hususlara göre dönüştürsünler.
Bağış ve vergilendirme konusunda halkın artan tepkileri, şikayetleri de göz önüne getirilerek bir politika geliştirilmeli. Toprak meseleleridir, aile sorunlarıdır, bütün bunlarda adalet ilkesi önemli. Adaleti elden bırakmayın. Epey sorun var, bize kadar da yansıyor. Tabii herkesin isteğini karşılamak mümkün değildir. Fakat yine de adil ölçüleri yakalamak zor değil.
O bazı korucu köyleri var. Basına da yansıdı. Onların o kadar direnmesine anlam veremedik. Bunları nasıl şimdiye kadar tasfiye edememişsiniz, biraz yadırgadım. Sanıyorum bunların bu kadar direnmemesi gerekiyordu. Az sayıdadır böyle köyler, ama yine de bunları değişik yöntemlerle tasfiye etmek zor değil.
Sanıyorum diğer talimatlarla birlikte artık bundan sonrasını güçlü götürürsünüz. Ortaya çıkacak hemen hemen bütün sorunlara cevap verebilirsiniz.
Anlaşıldı mı Derya Kesk?
D. Kesk: ……
—.: Derya Kesk, anlaşıldı mı?
D. Kesk: ……
—.: Söylediklerim genel olarak yeniden düzenlemeye ilişkindi. Alana yeni bir grup arkadaş gönderdik. Onların da gelmesiyle birlikte eyalette sanırım bir toplantıya da -dar veya geniş- gidebilirsiniz. Yani gelen arkadaşlarla birlikte durum değerlendirmesi ve özellikle önümüzdeki 6 aylık sürecin değerlendirilmesi, hedeflerin belirlenmesi ve yine güç değerlendirmesi yapılabilir. Bu da geçmiş 6 ayın eleştirisi temelinde yapılır tabii. Genel olarak eyalet, özel olarak bölgeler değerlendirilir. Birçok mesele tartışılır. Nedenleriyle birlikte bazı sonuçlara varılır ve önümüzdeki 6 ay bu temelde yeniden planlanır.
Eyalet geneli için şunları belirtiyoruz: Gerilla biraz daha kendi kuralları dahilinde kendisini örgütleyebilmeli, hareket tarzına kavuşturabilmelidir, yani kısaca gerilla netleşmelidir. Milis düzeni, özellikle köylerdeki milis düzeni kendisini netleştirmelidir. Gerek eyalete bağlı bir komutanlık biçiminde örgütlendirilerek ve gerekse her köydeki milisin gerilladan ayrıştırılması tarzında daha gizli, daha kurallarına bağlı bir biçimde rolünü oynaması, gerçekçi bir milis çalışmasının geliştirilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda da sanırım düzeltilmesi gereken hususlar var. Özellikle gerillayla karışıklığının önlenmesi gerekir. Gerillayla dayanışma içinde olur, birbirlerini desteklerler, ama bunlar birbirine karıştırılmamalıdırlar. Bir de özellikle serhıldan taktiği, yani halkın bizzat eylemliliğinin düzenlenmesi, halkın örgütlenmesi, halk komiteleri, giderek halk komitelerinin kendi inisiyatifleri altında kendi eylemliliklerini yaratmaları, yani silahlı güçlerden gerilla ve milisten ayrı halk örgütlenmesi sağlanmalıdır. Bunlar daha çok da silahsızdır, bunlarda daha çok sivil siyasi örgütlenme esastır, halkın kendi kendini örgütlemesi esastır. Giderek halk meclisleri, halk komiteleri ve halk örgütlenmesi geliştirilir dedik. Halkın da çeşitli kitle birlikleri biçiminde örgütlenmesi -gençlik, kadın, köylü, esnaf- en gerçekçi bir örgütlenmedir. Kitle örgütlenmesinin böyle geliştirilmesi gerekir. Böyle üçlü bir örgütlenme modeli alana oturtulmalı, gerilla eğer zorlanırsa uygun üs alanlarını böyle tutmalı, yani çok çok sıkışma olursa sağlam üs alanlarına çekilmelidir. Hatta Doğuya bile çekilebilir dedik, ama kendi eyaleti dahilinde de üs alanlarını geliştirebilir. Bu hususlardan biraz bahsettik. Bunun için eyalet komitesinin geliştirilmesi, yürütmesinin hakeza geliştirilmesi, yine bölge komitelerinin yeniden güçlendirilmesi, bunun için geçmişte yetersizliği olanların değiştirilmesi, ikinci ve üçüncü bölgeler başta olmak üzere, yine birçok mıntıkadaki yönetimlerin düzeltilmesi gerekir, özellikle bölgede güçlü olan partileşmemiş kişiliklerin partileşmeye çekilmeleri çok önemlidir. En geri bir partileşme durumu yaşanıyor. Bireycilik hayli güçlü, rahat yaşam koşullarına düşkünlük hayli güçlü. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Partinin yaşam tarzına, hareket tarzına epey yaklaşan bir çalışma düzeninin hakim kılınması, özellikle de komiteler düzeyinde, yönetimler düzeyinde bunun mutlaka gerçekleştirilmesi, bunun için sorun teşkil eden mevcut kişiliklerin görev değişikliğine gidilmesi, böylece olumsuzlukların önlenmesine yönelik alınacak tedbirler vurgulandı. Kısaca bölgelerin yeniden düzenlenmesi, gelen çözümlemelerin, talimatların ruhuna uygun olarak oturtulması sağlanmalıdır. Bu temelde iyi bir hedefler programı oluşturulmalıdır. Sanırım daha gerçekçi bir hedefler programı mümkündür. Kalan işbirlikçi odaklar temizlenebilir, koruculuk daha da daraltılabilir. Düşmanın askeri güçlerine darbeler indirilebilir, özellikle dayanmak istediği çevreler vardı. O odakların artık iyice kırılması hedeflenebilir. Halen etkili bazı işbirlikçi odaklar, köyler var sanırım. Bunlar da sistemli olarak tasfiye edilebilir. Bu arada Hizbulkontra tamamen tasfiye edilmeye çalışılır. En önemlisi de halkın öz örgütlenmesi ve halkın meclisidir. Gelen talimata da uygun olarak, giderek ulusal meclis için toplantılar, hatta referandum fikri geliştiriliyor. Buna yönelik de kendi öz örgütlenmesi içinde çalışmaların yapılması biraz daha somutlaştırılır. Özellikle bu konulardan söz edildi.
Eyalet komitesi oldukça kolektif bir biçimde yürüyecek. Zaman zaman bir araya gelmekle birlikte -ki önemli planlamalar için olur- yakın işbirliği halinde hareket edilecek. Sık sık birbirini kollama, yani birbirini iyi çalışma düzenine çekme gereklidir. Bir karargah sisteminin sağlıklı işletilmesi, bu çerçevede bölgelere daha fazla hükmedecek bir düzenin tutturulması gerekmektedir. Bunun için de gelenlerle birlikte orada bir toplantı geliştirilebilir. Ve daha sonra görev alanlarına dağılım olabilir.
Bu arada iyi bir mali kampanya düzenleyin. Sanırım mali kampanya epey sonuç verebilir. Bunu adil bir biçimde yapın. Halkın kaldırabileceği ve gönüllülüğü esas alan bir biçimde yapın, fakat zengin kesimi biraz daha fazla vergilendirebilirsiniz.
Ayrıca bu burjuva partilerin, DYP-SHP’nin tabanını dağıtın. Kesin yüz bulmasın. Hatta darbeler indirilebilir. Bu partilerin tamamen kökünü kurutmak gerekir, silmek gerekir.
Diğer alanlara gönderebileceğiniz destek varsa gönderin. Lojistik gönderilebilir. Yine bazı alanlar için araç gereç istenildi mi -mesela Dersim gibi yerler için- imkanınız varsa ve araba yola açılabilirse, yine irtibat da kurulursa, geçen senelerde olduğu gibi yardım sunulabilir.
Katılımları da dikkatle değerlendirin. Giderek katılımları daha da geliştirebilirsiniz, genişletebilirsiniz. Dışardan gelmeler, özellikle … kanalı üzerinden gelmeler devam edebilir. Alın bunları. Eyalet dahilinde de özellikle kuzey hattından katılımları teşvik edin. Oradan katılımlar biraz zayıf. Daha da güçlendirin. Daha önce de söyledik; … alanı ile de bağlantı kurabilirsiniz. Ayrı bir kol olarak… Özellikle yararlılık açısından, diğer alanlara da katkı olması açısından bazı ilişkiler kurabilirsiniz. … alanı ile da hakeza böyle bir irtibat olursa bu hatalı almaz. Bilgi dahilinde olursa faydalı olabilir. Bu tip bağlar eskisi gibi olmamalı tabii… Daha çok koordine ve bazı işleri kolaylaştırmak açısından duyargalarınızı gerekli yere uzatabilirsiniz.
Bu temelde yapının, özellikle çekirdek yapının yeni koşullara, düzenlemenin ruhuna uygun hale getirilmesinin önemini vurguluyorum. Parti yaşamını bu sefer tam oturtacağız. Yani oranın çok eleştirilen Mardin kafası, Mardin kişiliği artık biraz aşılmalı. Bunu bu sefer mutlaka başarmalısınız. Yani bir avuç öncü güç, öncü çekirdek parti yaşam tarzını mutlaka egemen kılmalı.Bunu artık başarmalısınız diyorum.
Anlaşılıyor mu?
D. Kesk: ……
—.: Derya Kesk, anlaşılıyor mu?
D. Kesk: Evet anlaşılıyor.
Parti Önderliği
7 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA ANDUK İLE 8 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Bingöl alanının bazı özgül sorunlarına değinmek istiyoruz. Bingöl’ün kafa yapısına biraz dikkat etmek lazım. Onların kafasını partiye göre çalıştırmak büyük önem taşıyor. Daha usta yaklaşılabilirdi, denetim daha güçlü olabilirdi eskiden. Kişileri çok safça ele almanın yeterli olmadığı ortaya çıkmıştır. Bizim yoğunca yaklaşıra tarzımız biraz daha esas alınmalıdır. Yoğunca yaklaşım, bunun için sık sık tedbirli, hatta yedekli yaklaşım gerekli. Fakat şöyle bir anlayışa ulaşmışlar: “Ben yönetici oldum, bir bölgenin sorumlusu oldum, kendimle her şeyi bitirebilirim. Bir yerde, kendini tek kişi durumunda görme, taktiği kendisiyle özdeşleştirme var. Bu anlayışlar tabii ki tehlikeli. Ve oldukça da ilerlemiş. Yönetim sorunlarımızın ağırlaşmasında, partileşmeyi çok ters anlamanın büyük rolü var. Aslında eğer halledilseydi bölge bugün birkaç kat daha ilerde olacaktı. Bunu zamanında görüp değerlendirememe, giderememe, özellikle bu tür kişiliklerin yerine yedekleri hazırlayamama ve görev değişikliklerine zamanında gidememe gerçekten yüzlerce kayba ve büyük tahribata yol açmıştır. İlişki tarzının da bu kadar laçkalaştırılması oldukça hak edilmedik kayıplara yol açmıştır. O koşullarda insanın düşünmesi bile çok zor. Yine yaşamın yozlaştırılması var, gerilladan kaçınma var. Çoğunun milis mi, gerilla mı olduğu belli değil. Elbette bu felaket getirir. Bütün bunlar aslında önlenebilirdi. Eğer öncü bir çekirdek üzerinde sürekli uğraşılsaydı, yedekli çalışılsaydı, zamanında denetim ve irtibatlar olsaydı mevcut kayıplar bu kadar olmayacağı gibi biraz tedbir alındığında ne kadar ilerleme olduğu da görülecekti. Bu tedbirler elden bırakıldı mı nasıl kayıplara yol açıldığı açık. Bütün bunlardan çıkarılacak çok ders var.
Yanınızda sürekli bir grup vardır. O grup bir yedek gibi de değerlendirilebilir. Sık sık bölgeler takviye edilir. Bunun yanında da her zaman hazır tutulur. Bu, her yerde bağlı kalmamız gereken bir sistemdir aslında. Ve böylece hareketi kendi kişiliğine bağlayanlar boşa çıkarılabileceği gibi takviyeler de mümkündür. Siz bu konuda da fazla öngörülü olamadınız. Ve böylece dediğim gibi, beklemediğiniz bir biçimde geçmiş durumlar ortaya çıktı. Bu tiplerin durumunu da zaten soruşturmayla ortaya çıkaracağız. Bu kadar tahribata yol açanların durumu artık eleştiri özeleştirilik değil, soruşturmalıktır. Herkes bunu bilmeli. Bu konuşmaları oradaki diğer yönetim kesimlerine de bildirebilirsiniz. Kendini böyle konuşturma, kariyerizmde sınır tanımama, partileşmenin uzağına düşme artık soruşturmayla ele alınır. Hiç kimse yanlış hesap yapmasın. Partileşmeye herkes oldukça bağlı kalmalı. Bunalım teorilerine de kimse sarılmasın. Öyle ucuz bunalım teorileri yaratıp kendini savunabileceklerini sananlar varsa aldanıyorlar. Bu durum kişinin görevlerine bir nevi ihanettir. Öyle sürekli bunalım durumu yaşatılamaz. Bunalım bir gün olur, iki gün olur. Yani o bunalım teorilerinin sahiplerini de kabul etmemek gerekiyor. Bunalım yaratmak isteyenlere açık söylenir, ya görev dışı bırakırız ya da ezeriz. Bir de bu yönüyle önlem almak gerekir. Geriye de kural ve kaidelere bağlı devrimcilik kalır. Kabul edenler gelsinler, etmeyenler yerine otursun. Laçkalaştırma, hastalıklı yapılar oluşturma affedilemez. Bir nevi objektif ajanlıktır. Geçmişte bunlar çokça yaşanmış, fakat dediğim gibi artık giderilmesinin zamanıdır. Hem de ertelenmeksizin.
Bunlar var. Yanınızda halen böyle bunalımları süreklileştirmek isteyenler var mı, problemli kişiler var mı?
D. Anduk: Şimdi S. var. Kendisine yöneliyor, fakat beklenen gelişmeyi halen sağlayamadı. Şimdilik özellikle bu son grubu gönderdikten sonra gruplar içerisinde öyle sürekli bir faaliyetlilik içine giren kimse yoktur. Yani psikolojik durumları olumluya doğru gidiyor. Ancak bir grup var, eğer mümkünse göndermeyi düşünüyoruz. Bunlar geçmişte pratik içinde kalmış, yeterince eğitim alamamış, ancak gelişme durumunda olan küçük bir grup olabilir.
—.: Şimdi 4. Bölge için mi bahsediyorsunuz?
D. Anduk: ….
—.: Eğitim amaçlı diyorsunuz. Olabilir. Ancak bunlar biraz fazla pratikte kalıp özlü olan, ama aşama yapamamış kişilikler olabilir. Kaliteli eğitim adayları olabilir. Varsa böyle değerli adaylar olabilir.
Şimdi o 4. Bölgenin sorumlusu kimdir?
D. Anduk : Z. arkadaştır.
—.: Kim o Z.?
D. Anduk: Muşlu bir arkadaş. Akademiden geldi.
—.: O Hayri sizi aldattı değil mi? Onun durumunu zamanında anlayamadınız değil mi?
D. Anduk : Doğrudur.
—.: O ikiyüzlü kişiliklere de dikkat etmek lazım. Kişilik değerlendirilmesi biraz tam olmalı. Özellikle yalnız kalıp her türlü güdülerini konuşturma tehlikesi olanları kesinlikle buna olanak verecek işlerin başında tutmamak lazım. Özellikle bu tip yönleri olanlara fazla inisiyatif verilmez. Mutlaka denetim altında bulundurmak lazım bunları.
Şimdi 4. Bölge için biz de Çermikli birini yolladık. Öğrenciydi, fakat ne kadar tutarlı bilemiyoruz. Oradan da yöreyi iyi bilen var mı? O Maden’den, Ergani’den biraz güç alamadınız mı? Biraz yeni öğelerle takviye etmek gerekir. Ayrıyeten kendileri üs sorununu hallettiler mi? Üslenmeye doğru dayanıyorlar mı? En çok bu yanlış köy yaklaşımları orada gelişiyor. Bunun tedbirlerini alabilecekler mi?
D. Anduk: Evet, haberler var. Yine sizin gönderdiğiniz arkadaş da yanımızda. … sorunu çözeceğimizi düşünemiyoruz, özellikle yönetim düzeyinde sorunu çözebilecek bir arkadaşa ihtiyaç var. Eğer bu son gelen grup içerisinde olursa onlardan, olmazsa karargahtan böyle bir-iki arkadaşı göndereceğiz.
—.: Tamam, buradan yeni gruptan da gelen bir kişi vardı. Sanırım Eskişehir’de üniversitede okuyandan bahsetmiyorsunuz. Ne kadar güven verir, tabii belli değil. Bunlar hep denenmesi gereken öğelerdir. Sanırım biraz hareket tarzında iyi pişmiş bir-ikisini verebilirsiniz. Araziyi, üssü iyi idare edebilecek, üslenme kuralına iyi bağlı olacak, yine hareket tarzına iyi bağlı kalacak, biraz denetimi hakim kılacak bir arkadaşa, bir yönetime ihtiyaç var.
Yine Siverek’le ilişkilerini kurabilirler. Biz onlara da irtibatlı olabilirsiniz diye söyledik. Sanırım Siverek yavaş yavaş oraya doğru açılabilir. Onlarla da koordine olmalı. Oranın üs durumunun çok uygun gelişmesi gerekir. Ergani-Maden hattı çok iyiydi. Çüngüş yine çok iyiydi. Onların orayı iyi değerlendirememelerini ucuz yaşam olarak değerlendirmek gerekiyor. Rasgele o köy yaşamını esas almalarını kolaya kaçmak olarak değerlendirmek gerekiyor. Tabii buna artık bir son vermek gerekiyor.
O yol hattını da ısrarla giderek denetim altına almamız gerekecek. Önemlidir. O boğazı tutmak çok çok önemlidir. Bilemiyorum, yeterince güçleri var mıdır? Şimdiye kadar bir bölük seviyesinde oldu mu?
B. Anduk: Hayır, l takım gücündeler.
—.: Az. O gücü biraz daha geliştirmek lazım. Yine o Ergani’de çok yoğun gençlik var. Öğrenci gençliği çok yoğundur.
Yine cephe çalışmaları için Ergani’ye adam gönderilebilir. Legal da olabilir. Gruplaştırma biçiminde ya da köy temsilcilikleri biçiminde silahsız olarak geliştirilebilir. Oranın geniş bir potansiyeli var. Sahipsiz bırakılacak bir alan değil. Gerilladan ayrı biraz örgütlendirilmesi gerekiyor. Evet o durum da öyle. S.’gilin bölgesi biraz Bingöl’den güç alması gerekiyor. Biraz bireysel tutumlar içinde olabilir. Onu da biraz kolektivizme çekmek gerekecek. Sabırsızdır, biraz kendini kaybedebilir, onun öyle bir özelliği var. Bu tip özelliklerini kontrol etmek gerekir. Fakat cesaretlidir, fedakardır. En az Xebat’ın durumunu aşabilecek bir kapasitesi de vardır. Fakat Bingöl potansiyelini çekmek gerekiyor. O Palu’dur, Genç’tir, Bingöl’ün güneyidir.
Diğer bir yönlü Xebat’ın yaptığı rolünü oynatmamak oldu. Çok tehlikeli bir şeydi, çok olumlu gelişmeler sağlanabilecekken Veli’nin şahadetinden sonra geliştirilmedi. Şimdi orayı katmak gerekiyor, önemlidir. O gençlik adeta durduruldu. Halbuki en çok katılabilecek bir alandı. Onun tedbirlerini S.gillerin geliştirmesi gerekiyor, hızla gençliği katmaları gerekiyor. Oranın yeniden açılımı mümkündür. Bundan sonra tam denetimin sağlanması mümkündür. Artık takviye için ne lazımsa, yine perspektif-talimat dahilinde ne gerekiyorsa verilmesi gerekir. Bir de irtibatlarınızın biraz sık olması gerekiyor. Evet o konuya ilişkin de söyleyebileceğiniz bir şey var mı?
D. Anduk: 1. Bölgeye ilişkin çalışmalarımız bundan sonra daha da yoğunlaşacak. Arkadaşı çağıracağız. Zaten biz de onlara doğru hareket halindeyiz. Karargahın değiştirilmesine yönelik çalışmaları yoğunlaştıracağız. Zaten yakın alanlarda üslenme durumu söz konusu olacak.
—.: Tabii karargahın kaydırılması doğru olabilir. Aslında karargahlar birkaç tane de olabilir. Sakıncası yoktur. Üç alanda da olabilir. Zemin uygundur. Bu konularda seri davranmak gerekiyor. TC’ye de fazla açık vermemek gerekiyor. Özellikle düşman biraz yıpranma surecine girmiştir, bu iyi bir durumdur. Bölgenin arazisi pek uygun değil. Beklenmedik darbeler yememek için tedbir alsınlar. Bu tedbirler alınmış mı? Özellikle o köylerle geliştirilen laçka ilişkilerin önüne geçilmiş mi? Onların da üs anlayışına bir çözüm geliştiriliyor mu? Yine milisle gerilla ayrımının en çok orada sağlanması gerekiyor. Bir de o kitleyi biraz kontrol altına almak gerekir. Özellikle mücadelenin imkanlarından yararlanarak çıkar sağlayan çevreleri vergiye bağlamak gerekir.
Bununla bağlantılı olarak o işbirlikçi odaklara yönelmek gerekecek. Yine DYP-SHP tabanını tamamen eritmek lazım. Bu konuda bir bildiri de kaleme alınabilir. Genel bir bildiri kaleme alacağız zaten. Ama şimdiden de hazırlıklarınızı yapın. DYP-SHP tabanı özel savaşın işbirlikçileri olarak değerlendirilmeli ve bu işbirliğini bırakmayanlar cezalandırılmalıdır. Buna Diyarbakır’dakiler de dahildir. Belediye içine de artık bir çeki düzen vermek gerekecek. Oraları öyle SHP’ye bırakamayız. Biraz umutlanıyorlar gibime geliyor. SHP’den hala kopmamakta ısrar eden milletvekillerine tavır alınmalıdır. Bu şehirleri onların denetimine bırakamayız. Bazı kaşarlanmış işbirlikçi milletvekillerinin çevrelerine de yönelinmelidir. Bunlar bu çevrelerine dayanarak Türk devletinin işbirlikçiliğini çok sistemli örgütlüyorlar. Bunlara özel yönelim planları gerekebilir. Başka bazı bu türden aileler de var. Bunlar bize en çok sinsice darbe vuran kesimlerdir. Hizbullah’ı örgütleyen büyük ölçüde Aksu’dur. Yine Hikmet Çetin SHP’yi Diyarbakır’da diriltmek isteyecek. Çok planlı çalışıyor. Yine o ANAP’taki Artukaslanlar ihanetçiliği geliştirmek için teşvik ettiler. Saflardaki bazı kişileri bile etkisizleştiren temel etken onlardır, temel onlar tarafından atılmıştır. Bunları iyi görmek gerekiyor. Bunların iyi planlarla yerle bir edilmesini sağlamak gerekecek. Bu katillerin temsilcisi olanları bırakmayacağız. Onları yeni bir hedef olarak görmek gerekiyor.
O alandaki güç yığılmalarını da engellemek gerekiyor. Her an düşmanın imhasına açık olan grupları, birimleri yarı yarıya üs alanlarına doğru çekebilirsiniz. Gerillalaşmaları açısından da bu gereklidir. Çoğu zaten yerel öğedir. Yerel öğeler hep kendi çevreleri ile ilişki ararlar. İlişki aradıkça da gerillalaşamazlar. Bu açıdan yarı yarıya temel üs alanlarına çekebilirsiniz. Hatta bazıları Garzan’a gönderilebilir. Yani biraz eyalet değiştirmek yararlı olabilir. Hatta Güney’e de yollayabilirsiniz. İlerde daha da pişebilirler sanırım. Hepsini orada tutmanın hiç anlamı yok. Yine bir-iki grubu Dersim’e yollamak mümkündür. Tabii eskisi gibi değil. Eskiden kıymetini bilmediler.
Araç gereçleriyle birlikte bize doğru birkaç grup gönderilebilir. Biraz daha yetkinleştirilerek, oldukça savaşmaya yatkın olanlardan bir grubu siz göndereceksiniz. Bence çok gereklidir de. Dersim’i içinden bulunduğu durumdan çekip kurtarmanın yolu da yarı yarıya o alanlardan savaşçı yanları güçlü adayları yollamaktan geçer. Sağlam arkadaşlar yönetime alınır tabii. Bu da Dersim’e gidip de eski durumlarla karşılaşmayacak tarzda olmalı, böyle göndermek gerekecek. Bunun için düşünebilirsiniz. Şimdi bunun dışında yanınızdakilere ilişkin söyleyeceğiniz bir şey var mı?
D. Anduk: Yanımızdakilere ilişkin herhangi bir şey yok. Ancak İ. arkadaşın durumuna ilişkin bir şeyler söylemek istiyorum. Arkadaş oldukça bağlı, emekçi ve çabalayan bir arkadaş ve buradaki çalışmalara emek vermiş bir arkadaş. Sorunu eğitim sorunu ve kişilik sorunudur.
—.: Yahu o tam bir şey kesilmiş. Mesela emekçi diyorsunuz, fakat körkütük kesilmiş. O 6. Bölgedeki ilişki tarzı da tam bir ağalıktan da öteye kendini yitirmiş bir durum. Emekçi olabilir, çaba olabilir, fakat çok kör bir çaba. Biz onu ele alıyoruz. Durumunu yavaş yavaş bilince çıkarıyor. Fakat mesela o bayanın yörüngesine girmesi de kolay kolay affedilecek bir durum değil. Buna anlam veremiyoruz. Nasıl oluyor da saflardakiler bu kadar ucuz bir şekilde etki altında kalabiliyorlar? Bu nasıl böyle oluyor? Çok sakat bir anlayış. Başlangıçta sanırım biraz belirtmiştiniz, liberal kalma, demokratik davranma… Fakat tabii bu çok ters anlaşılmış. Ve bunun yarattığı tahribat da az değil. Biz son değerlendirmelerde bu konuyu iyi açtık. Zaten ilişki geliştirmeyi de bileceklerini sanmıyorum. Şimdi almış olduğunuz tedbir bence daha yerinde. Bu tedbiri biraz daha sürdürmeliyiz. Gerek halkla ilişkiler, gerek kadın-erkek ilişkilerinin bu biçimiyle tedbir altında olması en uygunudur. Bu konuda zaaf gösteren öğeleri siz de orada parti yaşamı içine çekeceksiniz. Aslında en önemli eğitsel bir göreviniz de budur alana ilişkin. Bu tipler de var sanıyorum. Yapabileceğiniz en iyi şey bunları parti yaşamına, otoritesine çekmektir. Bölgenin bir özelliğidir, bireyselliğe çok düşkünler. Bingöl de öyle, Diyarbakır da öyle. Partiyi bireysel gelişmenin bir aracı olarak görüyorlar. Halbuki kendilerini partinin içinde eritmeyi bilmeleri gerekir. Parti içinde erime esastır. Yoksa partiden bilgi alıp, partiden güç alıp bireyciliklerini öne çıkarmaları içine girdikleri en hatalı tutumdur. En önemli bir eksikliğiniz ve başarmadığınız husus da bu. İlk verilecek şey parti ruhuna ve parti yaşamına, parti kutsallığına, parti otoritesine, iradesine kendilerini teslim etmeleri, iradelerini bağlamalarıdır. Bölgede bunun tam tersi var. Bu arkadaşlarda en belirgin ve sapmalı bir biçimde ortaya çıkan bir durum da bu. Ve bu da aslında her türlü tahribatın temel nedeni. Eğer bu, partinin tam istediği gibi halledilmiş olsaydı bölge şu anda çok büyük gelişmeleri yaşardı. Parti öncülüğünün aşılmasının ne kadar felaketli duruma yol açtığını, bizi tamamen bir yenilgiye götürdüğünü biliyorsunuz. Bu bir ara Botan’da da yaşandı. Aslında sınırlı da olsa orada yaşanan durum bu anlattığımız çerçevededir. Şimdi tabii parti biraz geliştiği için o kadar tehlikeli olmamıştır. Ama dikkati çekecek kadar tahribatlara, kayıplara da yol açmıştır. Bu açıdan eğitimimizin özü, özellikle kadrolara, ileri seviyelere yönelik olan eğitimimizin özü partiye çok doğru yaklaşımı, parti otoritesi, iradesi, yaşam tarzı velhasıl kişilik tarzını özümsetmek olmalıdır. Savaşçıları da bu temelde kontrol altına almaya yönelik olmalıdır. Bu olmazsa yürünemez. Bunu tekrar vurguluyorum.
Oldu, bu söylediklerimizi de yazılı hale getirin. Yanınızda kaset varsa dinletin birçok arkadaşa. Önümüzdeki günlerde fırsatım olursa bir kaset konuşması da yaparım, ses net anlaşılıyor. Eğitim amaçlı olur, sizin o bölgenin buna şiddetle ihtiyacı var. Kısaca yararlanmak gerekiyor. Bu her anlattığımız konuları talimat-perspektif biçiminde özel olarak sunun. Yalnız toplantıya değil, yapıya da, toplantıya da sunun. Anlaşılıyor mu?
D. Anduk: Anlaşılıyor, zaten kasete de aldık, diğer konuşmaları yazıya döküp yayınlayacağız.
—.: Oldu. Sizin orayı biraz artık bu yöntemle eğitmeye katkımızı sürdüreceğiz. Hem ileri düzeydekilerin oradaki faaliyetlere gerçekçi bir tarzda katılmaları, çözümlemelerin ruhuna uygun olarak kendilerini hazırlamaları gerektiğini tekrar vurguluyorum. Bölgenin oldukça yiğit, cesur, girişken olan savaşçı potansiyelinin kendilerini çok çok iyi değerlendirip partiye katılmalarını ve yönetim düzeyindekilerinin de buna çok çok dikkat etmelerini, elinden gelen her türlü yoldaşlık desteğini sunmalarını önemle vurguluyorum.
Bölge kendini en çok ilerletebilecek bir bölgedir, özellikle geçmişte içine düşülen ve biraz açmaya çalıştığım yetersizliklere düşmeye asla bir daha fırsat vermesinler. Bunalım gibi, zorluklar gibi durumlara da asla fırsat vermesinler. Güney’li arkadaşların da bundan sonra içine düştükleri durumlara düşmemelerini önemle vurguluyorum. Gerekirse onlar için ileride küçük bir konuşma da yapabilirim. Ama şimdiden belirtiyorum ki, kişilikleri provokasyona çok yatkın. Geçmişte çok zarar gördüler. Asla bir daha bu duruma düşmemelerini, parti gerçeğimize, Önderlik gerçeğimize tamamen bağlanmalarını, böyle bir araya gelip grupçuluk, sohbetçilik gibi durumlara girmemelerini, yapıyla ve tüm yoldaşlarla bütünleşmelerini tekrar vurguluyorum kendileri için.
Ayrıca önümüzdeki günlerde halkımıza da sesleneceğiz. Onların da sizlere oldukça yardımcı olmalarını, bütün taraftarların, köylülerin, dostların, ayrıca milislerin çalışmalara daha aktif, daha fazla inisiyatifli katılmalarını diliyoruz.
Şimdilik bununla yetiniyorum. Önümüzdeki günlerde dediğim gibi birkaç kaset konuşması yaparız. Yine yanımıza bazı arkadaşlar daha gelebilir. Konuşmakta yarar olabilecek bazılarıyla yine konuşuruz. Ve böylece yönetim olayını biraz geliştirmek isteyeceğiz. Gücünüzü büyütün. Hızla o hedeflediğiniz sayıya ulaşın.
Bu konuda bölgeniz katılımda pilot bölge rolü oynayabilir. Vaziyete de oldukça hakim olabiliyorsunuz. Bunu iyi değerlendirin. Bölge eğer hedeflediklerine ulaşırsa, Kürdistan’ın genelini en çok etkileyecek bir alandır.
Biz bu temelde bütün yoldaşların gerçekten kahramanca bir özveri içinde görevlerinin üzerine yürümelerini, kazanmak için her şeylerini ortaya koymalarını ve başarılı olmalarını diliyoruz. Yoldaşça selam ve sevgilerimizi sunuyoruz.
D. Anduk : Saygılar, selamlar başkanım.
Parti Önderliği
8 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA DİCLE İLE 8 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: KDP’li işbirlikçiler sürpriz komplocu yöntemlerle sonuç aldıkları için, onların da kendilerine has bir yönelme tarzları var. Çok sıkı sıkıya dikkate alınıp gerekli onları ürkütecek, onları kaldıramayacakları durumlara sokacak yöntemler sürekli geliştirilmezse sonuç da alabilirler. Aksi halde kaçarlar, fazla dayanamazlar. Eğer onların zaafları temelinde taktikler geliştirilirse epey sonuç alınabilir sanıyorum. Tabii bu da sistemli bir çalışmayı gerektirir. Onun için de istihbarat kadar kritik yerlerde hazırlıklar da önemli. Onların o gelir kaynakları var, ticaret hakları var, orayı da giderek almak, gelir kaynaklarını kesmek gerekiyor. Özellikle … bölgesinin güneyini daha da denetim altına almak gerekir. Sanırım o dağlarda bu kolaydır.
Bir cephe açmak gerekiyor orada aslında. O alanda Türkiye’ye yönelik de bir cephe açılmalı. İncelememi yapılmamış yeterince? Üç sınır noktasını biz giderek etki altına alabiliriz. Bence bir inceleme yok. Potansiyel değerlendirilemiyor. Yoksa her tarafta gücümüz var. Orayı en çok kontrol altına alabileceğimiz bir yer haline getirmek mümkündür diye düşünüyorum. Buna biraz ağırlık verilebilir.
TC’de tabii söylediğim gibidir. Yani o gösterileri, o hareketlilikleri bile olsa olsa kendilerini savunmak içindir. Bunun dışında bir saldırıya geçme durumları kalmamıştır artık. Bu aylarda asker çıkamaz, 24 saat bile araziye çıkamaz. Bunu biraz iyi anlamak gerekiyor. Ve bizim avantajımız burada aslında. Arkadaşların kavrayamadıkları durum bu. Düşmanın mevcut ordu düzeni bu yaz aylarında ona nefes aldırmaz. Uçaklar da fazla etkili değildir. Kaldı ki mevcut araçlarla epey de düşürülebilir. Artık helikopterler fazla etkili olamaz. Saldırırlarsa pahalıya ödettirilir. Böyle olunca da daha etkili yönelmeyi bilmeliyiz. Yani avantajlarımızı iyi kullanmak gerekiyor şimdi.
KDP’ye karşı da avantajlarımız vardır, kullanılabilir. O köylerin hepsi otoritemizi biraz kabul etmek zorunda. Yani öyle bize karşı koymak kolay değil. O dağlarda o kadar gerilla bulunduranlar doğal olarak oranın egemeni olmak durumundadırlar. Biz sürekli söylüyoruz bunu. Tabii çalışma tarzına hakim olunmazsa avantajlar değerlendirilemez.
Şehir için gidenler de öyle çok soysuz, çok basit bir grupçuluk döneminin çalışmasını dayatırlarsa tabii ki sonuç alamazlar. Yani çalışma tarzları 1980’ler öncesine çok benziyor. O çalışma tarzıyla şehirlerde sonuç almak mümkün değil. Bir de oradakiler güçten anlar. Size bunu söyledik. Gücümüzü, otoritemizi hissettirirsek politikanın yolu açılır orada. Bu tekrar kendini açığa vurdu bunların bu son girişimi nedeniyle. Tabii bunların üzerindeki bu baskı hem Kuzey’e hem Güney’e ilişkin olarak devam ettirilmeli. Zayıf noktalarına girebilmeliyiz. Avantajlarımızı çok çok iyi kullanmalıyız. Bu konuda yaratıcı düşünülmesi gerekiyor. Bizim savaşçılar yaratıcıdır. Bizim savaşçılar KDP’den farklı bir konumdadırlar. Diğerleri öyle bir gün dahi tahammül edemezler bu yaşama. Biz onların yolunu kesebiliriz. Biz onların aile düzenlerini artık alt üst edebiliriz. Ve dayanamazlar buna. Tabii bu da yeni cephe adına oluyor. Yeni anlayış, yeni bir cephesel gelişme adına otluyor. Veya Kuzey ve Güney’in birleşik cephesidir. Yeni bir devrimci anlayıştır. Bu arada işte o bildirileri de kaleme alabilirsiniz. Halka moral veren, doğru yolu gösteren bildiriler, çağrılar yapılır.
Yine Sadık Ömer’in babasına bizim adımıza başsağlığına gidilir. Bizden bir isteği varsa sonuna kadar yapacağımızı, isterse kendilerini koruyacağımızı, işbirlikçileri ezeceğimizi vurgularsınız. Kesinlikle çekinmeyin, eğer kendinize güveniyorsanız biz KDP’yi buradan sökebiliriz, hiç çekinmeyin denilir. Biz onları buradan da kaçırtabiliriz; biraz direnirlerse o alanları kesinlikle tamamen kontrol altına alabiliriz, aldırabiliriz; KDP’nin öyle eski gücü filan yok, gerekirse biz onları evlerine kadar sıkıştırabiliriz denilir. Teslim olursanız sizi imha ederler, asla o duruma girmeyin; sizleri destekleriz, ihtiyaçlarınızı karşılarız; yani hem yurt içinde hem de yurtdışında en güçlü biziz, sonuna kadar birlikte yürüyelim denilir. Ve zarar görmüş diğer ailelere de bu temelde gidilir. Diğer ailelere de zarar görmelerine fırsat tanımayacağımızı, korkmamalarını söyler ve benim selamlarımı da ayrıca iletirsiniz.
(…)
TC kendisinden korkuyor, adım bile atamadı. Kendileri de 2000 kişiyle geldiler, adım bile atamadılar. Yani biz bundan sonra yöneliriz, çekinmeyin denilir. Bu temelde ilişkileri iyileştirirsiniz. Daha uygun taktiklerle o alanda giderek kendi denetiminizi geliştirirsiniz. Yani denetim meselesinde, yol meselesinde ta Zaxo’ya kadar, biraz biz hudutlara kadar etkili olabilmeliyiz. Giderek bunun biçimlerini bulun. Yarin -ki cevap veremezler muhtemelen- onlar kendi yöntemlerini konuştururlar. Siz de kendi yöntemlerinizi yavaş yavaş geliştirirsiniz. Mühim olan yapımızdır, yapımızın uyanıklılık derecesidir. Bunlar belirtilebilir.
Her gün yeni gelişmeler, yeni taktikler peşinde koşun. Evet bunları söyleyebilirim. Yalnız su yolu da kesilmemeli. O yolun güvenliği çok iyi bir biçimde sağlanmalı. Yine Cudi yolu da oldukça sağlama alınmalı. Bir yer olmazsa birçok yer vardır.
Bir yere kendinizi bağlamayın ve emniyeti de göz ardı etmeden kanallarınızı güçlendirin. Yani her gün yeni gelişmeler beklenir. O güç öyle atıl bırakılacak bir güç değildir. Temel bir çalışma alanı olduğu için her gün yeni yöntemlerle yeni gelişmeler beklenir ve bu herkesten beklenir. Atıl bırakmak, verimsiz bırakmak doğru değil. Yani partiye bağlılar, dayanırlar deyip kendi kendini aldatmamak lazım. Herkesi coşkuyla görevlerine bağlamak lazım. Herkes bilsin ki verimli bir iş yapıyor, çalışma yapıyor. Bu temelde yön verilir bütün çalışanlara. Önemli bu. Halen çalışma tarzını yeterliliğe ulaştırmada uzaklık var. O gücün yüzde ne kadarının değerlendirildiği meçhuldür aslında. Kazandırılan muhtevaya göre ne kadar pratiğe koştukları belli değildir daha. Bence en çok üzerinde düşünülmesi gereken husus bu gücün verimliliğini sağlamaktır, bu kadar emek verildi, bunu verime dönüştürebilmektir. En temel sorunlarınızdan birisi budur. Her gün gelişme beklenebilir.
Evet başka herhangi bir haber var mı?
D. Dicle: Başkanım, bir …’e giden bir grup vardı. Bu kurye grubu olarak hazırlanmıştı. Şimdi o grup yeniden bu tarafa geldi. Durumları iyi değil, olumsuzlukları olmuş. Üçünü de tecride aldık. Yine grubun sorumlularından ikisi soruşturmadadır. Fakat bizim tahmin ettiğimizden çok daha vahim durumları olmuş. Özellikle burada hazırlık süreçleri, gidişleri… Mesela grubun içerisinden on kişi pratiğe gitmek istememişler. ….. geçiştirmeyle yürütmeye çalışıyor. Yani böyle bir durum ortaya çıktı. …….
—.: Yani baştan savma gibi bir şey var diyorsun. Yani “gitsinler de nasıl giderlerse gitsinler” gibi bir yaklaşım.
D. Dicle: Hayır, hareket etme düzenlenmiş de, uygulanışta ilk başta böyle yaklaşımlar yok. Ancak gidişten sonra böyle durumlar ortaya çıkıyor.
—.: Problemli bir grup mu oluyor?
D. Dicle: Evet Başkanım.
—.: Pratiğe gitmek istemeyenler, savaşa gitmek istemeyenler oluyor değil mi?
D. Dicle: Evet Başkanım, öyledir.
—.: İçlerinde o bazı tanıdık tipler var mı?
D. Dicle: Hayır. …. vardır, diğerleri buradan hazırlanmış kişilerdir.
—.: Nereliler genellikle, nasıl bir yapı?
D. Dicle: ………
—.: Devrimcileştirmek çok zor bir görevdir. Bu alanın eğitim rolünü iyi oynamadığını tahmin ediyorum. Bizim şimdi bulunduğumuz alanda gerçekten bir nefes almada bile güçlük çekiyoruz. Yani öyle anlaşılıyor ki bizim eğitim çabalarımız olmasa bu hareketin kadroları kuruyacak. Eğitim olayına baştan savma yaklaşılıyor. Ve tekrar hepinize söyleyeyim: Yapmayın böyle. Özellikle eğitim yönetimi böyle yaparsa sonuçları ağır olur, sizi uyarıyorum. O daha önceki yönetimlere yönelik çok ağır konuştum. İnsanlar böyle yetiştirilmez. İnsanları hasta hale getiriyorlar, sağlam insanları dahi hasta hale getiriyorlar. Bazı hastalar vardır, o yönetimin başına dikmişsiniz. Şimdi bakın, pırlanta gibi olmayanları yönetimin başına vermeyin. Ruhu yüce, bilinci yüce, coşkusu yüce olmayanları vermeyin diyorum. Halen sizin o yönetimde hasta adamlar var. Bence bozuyorlar bazıları. Şimdi kontrol edin, böyle tipler varsa derhal görevden alın.
Buradaki duruma da aldanmayın. Bizim eğitimimizi yanlış değerlendirmeyin. Yapıyı biz sürüklüyoruz, ama nasıl sürüklediğimizi biraz daha zekice anlayın. Bazıları orada yönetim adı altında gerçekten tam bir tasfiyeci rol oynadılar. Geçen bir yıl içindeki durum budur. Yani biraz bizim eğitimimiz var, bizim gönderdiklerimiz var. Olmasa acaba tek bir devrimci çıkarabilirler mi?
Doğru dürüst niye bir devrimci yetiştiremiyorlar? Bazıları iki ay boyunca gidip bir konuşma bile yapmıyor. Nerede görülmüş bu? Bu yöntemle hiç ilerleme olur mu? Şimdi bunu aşacaksınız. Yani zafere niye gidilemiyor? Bu yüzden gidilemiyor. Peki bizim çabalarımız, desteklerimiz olmasaydı ne olurdu bunlara? Dört dörtlük tasfiyecilik, yozluk, çürüme ortaya çıkardı. Hepiniz safsınız. Yani bizim çalışma tarzımızı, yöntemlerimizi halen anlamıyorsunuz. Korkarım o diğerleri de öyle. İlla ağır yönelmek iyi bir şey değil. Fakat başarmaları gerekiyor.
Bir köylü nedir? Bir köylüyü insan yoğurur, yoğurur mutlak anlamda bir asker durumuna getirir. Bunun yolu yöntemi vardır. Ama tabii o eğitim anlayışıyla, o yaşam anlayışıyla bol bol insan kaçırtılır ancak. Örneğin Mardin diyorsunuz başa bela. Diğerleri bile korumasını bilmiyorlar. O zihniyetten kaynaklanıyor. Kafa yapısı böyle. O kafa yapısını Bestler’de de gördük. Geliştirdikleri şeyler nelere yol açıyor gördük. Tamamen yönetim meselesi, anlayışımızın uygulanıp sonuç alma meselesidir. Yoksa o sahada insan bunca yıl zafere yürürdü. Halen kendi basitliklerini konuşturuyorlar. Ve bu da bulaşıcı hastalık gibi yayılıyor. Birçoğu özeleştiriye çekilmek zorunda. Soruşturmaların sonuçları da ortaya konulur, bu temelde de herkes doğruya yönlendirilir, bazılarının görevleri sınırlandırılır. Sonuçları bu olur. Görevleri sınırlandırılır, özeleştiriye devam edilir, bundan sonra da çalıştırılır. Durumları hatırlatılır.
Yeni gelen öğeler de partiyi fazla tanımazlar. Onlara başta partiyi tanıtmak lazım. Anlayışı tanıtmak ve bu temelde kazanmak gerekiyor. Ama bilip de gerekeni yapmayanların da görevlerini sınırlandırmak gerekir. Ve çalıştırmak lazım onları. Biraz da parti otoritesini hissettirmek gerekir. Kendi yetişme tarzlarını, basit küçük burjuva tarzlarını konuşturmuşlar. Bunun PKK tarzı olmadığını hatırlatmak ve gidermek gerekir. Soruşturma sonuçları bir değerlendirmeyle yapıya da sunulur. Bir kampın doğru olmayan yetersiz yönetim tarzının sonuçları biçiminde vardığınız sonuçları talimat halinde yazıya döker gönderirsiniz. Bir merkez talimatı biçiminde bazıları sonuç çıkarabilir. Karargahlara dağıtılır. Ve bunu fazla uzatmaya da gerek yok.
Mühim olan bu durumlara düşmemek için bunun tedbirlerini sürekli geliştirmektir. Şunu ısrarla vurguluyorum: Halen çoğu bizim kendilerini nasıl yaşattığımızın, nasıl ayakta tuttuğumuzun farkında bile değiller ve bunun yerine kendi basitliklerini yaşatma cesaretini gösteriyorlar. Suç buradadır aslında. En önemli suç burada.
Parti, Önderlik gerçeği unutulmuştur. Kendi basit kişiliklerini konuşturmuşlardır. Şimdi siz bu suçu gidereceksiniz. Sizin en temel göreviniz bu çelişkiyi gidermektir. Kendi basit yaşamlarına asla fırsat tanımamak, Önderlik gerçeğinin, parti gerçeğinin gereklerine onları tam adapte etmektir. Soruşturma da budur, sorgulama da budur, özeleştirinin de amacı budur. Bunu başardığınız oranda görevlerinizi başarmış olursunuz, ona giden yolu açarsınız. Anlaşılıyor mu?
D. Dicle: Evet Başkanım.
—.: Başka belirteceğiniz bir şey var mı?
D. Dicle: Hayır, şimdilik belirteceğimiz bir şey yok.
—.: Oldu. O yeni gelenlerle görüştünüz mü?
D. Dicle: Görüştük.
—.: Sanırım iyi adaylardır. Yani herhangi bir şeyleri olamaz.
D. Dicle: İyidir Başkanım.
—.: Bizzat iyi, güçlü arkadaşlar karşılamalı, ilk dersleri verilmeli. Yani yapıya ısındırma, temel gerçekleri benimsetmede bizzat sizler, güçlü arkadaşlar nezaret etmeli. Öyle rasgele ellere bırakmayın. İlk hafta çok önemli. Emin olduktan sonra ikinci ellere bırakırsınız. Bu hususları unutmayalım.
Bir de KDP’nin girdiği son durumu bildiri halinde kaleme alın ve Türkiye’yle nasıl anlaşmak istediğini, nasıl saldırıya geçmek istediğini ve bu saldırısının nasıl boşa çıkartılacağını veya cesaret edemediklerini bir yazıyla haber biçiminde gazetelere gönderin; bunu bir bildiriyle halka da yansıtabilirsiniz. Böyle açıklamalar faydalı olur. Başka herhalde belirtecek bir şey yok. O gelenlerden birisi TKP/B’li olduğunu mu söylediniz?
D. Dicle: …
—.: Anlaşılamadı, ne dediniz?
D. Dicle: …
—.: Hangi gazete?
D. Dicle: Özgür gündem.
—.: O gazeteyi oradan doğru idare edin. İşte önemli oranda kontrol altına alabilirsiniz. Yarı yarıya oradan güç verilerek düzeltilmeli, onu da unutmayın. O adamlar yapmıyor, oldukça karaktersizleştirmişler. Oradan ağırlığınızı koyun. O basın birimi olsun, yine oradaki birim olsun ağırlığınızı koyun ve halka benimsettirmeye çalışın. Kendi hallerine bırakılırsa oldukça zarar veriyorlar. Bir de o gelenler içinde TKP/B’li mi var dediniz?
D. Dicle: …
—.: Ha, bize mi geçmiş. Bilemiyorum. Onlar yazın “biz bir grup katılabiliriz” diyorlardı. Bize mi geçmişler, onlar adına mı çalışmak istiyorlar, bilemiyorum. Eğer gelmek istiyorlarsa bir gruplarına sahip çıkılabilir. Sorun yok. Türkiye içinde de kamp geliştirilmeli. Uygun bir kamp geliştirmelisiniz. Küçük ebatta da olsa bunu geliştiriyor musunuz?
D. Dicle: Şu anda yok. Yalnız geliştirilebilir.
—.: Bunu geliştireceksiniz. S.’mi, U.’mı yapabilir veya bir arkadaş mı yapabilir, bilemiyorum ama böyle bir kamp geliştirin.
Bu Türkiye çalışmalarına, Türkiye grubunun çalışmalarına güç vermek açısından çok önemli. Bazı Türkiyeli arkadaşları, Türkiye’de çalışabilecekleri de özel olarak buraya alabiliriz. Yani Türkiye pratiğine göre bir kamp açmak bence çok önemli ve gereklidir. Orada derhal bir kampı geliştirin. Artık öyle gerekiyor. Biraz ayrıştırmak lazım. Kürdistan gerçekleri biraz farklı, Türkiye gerçeklerine, Türkiye’deki devrimci oluşuma katkı sunabilecek “bir grup çalışması şart. Eğitimleri de askeri olur, siyasi olur. Kişilik dönüşümü özellikle çok önemli.
Bütün arkadaşlara bu temelde şunu belirtiyoruz: Söylediğimiz şeyler bir zihniyeti oturtmak açısından önemlidir. Biz oraya yeni bir çalışma düzeni oturtmak istiyoruz, biliyorsunuz. Ve bunu geniş bir ekiple yapmak istiyoruz. Yalnız sizinle değil, geniş, büyük bir ekiple yapalım. Bu sistemi oturtursak diğerlerini etki altına alabiliriz. Model bir çalışma olması açısından öncü bir çalışma olması açısından sürekli gözden geçirin ve kendinizi böyle öncü düzeye yaraşır duruma getirin. Bu açıdan bugün bu değerlendirmeleri yoğun yapıyoruz, yoğunca üzerinde duruyoruz. Dönüşüm ve düzeltmenin kilit noktalarından birisidir bu.
Gereken dikkati verin. Mesele hemen bir günde sonuç almak da değildir şüphesiz. Fakat sanıldığından daha fazla sonuç alınması gereken bir yerdir. Bunu bir an bile göz ardı edemeyiz. Başarıdan tam emin olmadıkça hiç kimse yemek bile yememeli, uyku bile uyumamalı. Yani başarıyı garantileyecek bir çalışma düzeni, düzeni mutlaka oturtulmalı.
Tekrar başarılar, selamlar…
D. Dicle: Saygılar Başkanım.
Parti Önderliği
8 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN DERYA ZER İLE 8-9 TEMMUZ 1992 TARİHİNDE YAPTIĞI TELSİZ KONUŞMASI
—.: Derya Zer, Derya Zer.
D. Zer: İyi günler, gelişmeler hakkında kısaca bilgi vereyim… Hakkari merkezde eylemler de var. Otobüsü ve bir de polis kulübesini vurmuşlar. Fakat ……….. grupları da alanlarına girememişler. Alanlarına ulaşmaya çalışıyorlar, o yönlü çalışma var. ….. O şeyler geliştiriliyor. …… Bazı hazırlıkları var….
—.: Bu konuda tabii oradaki durumu biz iyice bilmiyoruz, fakat zor olmasa gerek. Bu açıdan o gücün de fazlalığı göz önüne getirilerek en çok bir bölük düzeyinde bir güç aktarılabilir. 5. Bölgeye de aktarılabilir. Oradan biraz güç istediler. Daha iyi iş görebilir. Ayrıyeten o boğazı da -sanırım önemli bir boğazdır- herhalde tutma imkanları artıyor. Kaşura ile birlikte sanırım böyle bir yaklaşım içinde olursunuz. Bu önemlidir. N.’gilin durumunu bilemiyorum. N. eğer orada işlemez duruma geliyorsa, tıkanıyorsa o da açılabilir. Daha içeriye açılabilir. İçeriye açılma imkanı vardır. Yine kendileri bunu şüphesizi araştırmışlardır. Fakat böyle geçmişte olduğu gibi o ara yerde sallanıp durmak tıkatır, fazla verimli kılmaz, bu biliniyor. Zaten gidip gördünüz.
TC’nin sınır boyuna hakim kılmak istediği tampon bölge meselesi sürekli gerilla hareketliliği ile aşılabilir. Etkili konumlanma ile tampon bölge diye düşündükleri yeri biz tutabiliriz. Onların fazla tutma imkanı yoktur. O arazide onların alan geliştirmeleri mümkün değil. Çok çok kendilerini koruyabilirler. Bunu göz ardı etmemek lazım. Fazla hareket kabiliyetleri olamaz. Biz elimizdeki gücü çalıştırırsak onların kendilerini savunmaları bile başarıdır onlar için. Bu hususlar iyice bilinmeli. Bazı dar yaklaşımlar varsa aşılmalı. Ve içerden biraz sıkıştırılmalıdırlar. Bu aşamadan sonra o köyleri öyle bırakmak doğru değil. Gerilla yönelmelidir. Yine şehrin üzerinde ağırlık oluşturulabilir. Yani sık sık vurabilirler. Şehrin yakınına kadar girip vurabilirler. Düşmanın öyle fazla çıkacağı düşünülmemeli. Şehrin yakınlarından vurup çıkmak zor değil. Roketler var elde. Yine o yollar tutulabilir. Yolları tamamen kapatmak da mümkündür. Düşman birçok yönüyle sıkıştırılabilir sanıyorum. Oraya özgü bir yönelme, sık sık imha etme, vurma, yolları tutma sonuç alabilir. Bir askeri bölge olarak düşünmek gerekiyor orayı. Bildiğiniz hususlardır bunlar. Şüphesiz en doğrusu yapılmaya çalışılıyordur.
Bulunduğunuz alana eğitim rolünü oynatmak gerekiyor. Bu kampa geçmişte yönetici diye verdiklerimiz aslında görevlerini bir türlü yapmıyorlar. Yani şu çıkıyor ortaya: Birçokları görevinin farkında bile değil. Baştan savmacı yaklaşıyorlar. Bunu biz tespit ediyorduk. Geçen yıl da bu böyleydi. Bazıları aylarca kendini doğru dürüst bir konuşmaya bile vermiyor. Bireysel olarak istediğiniz kadar çalışın, komple çalışılmadı mı boşa gidiyor. Ortaya çıkan bir gerçek de budur. Yönetim düzeyinde hafiflik var. Kendini vermeme var. Özellikle boş bırakıldıkları zaman bunların kendilerini yaşadıkları, oldukça keyfi davrandıkları ortaya yıkmıştır. Geçmiş bir yıl bunun örnekleriyle dolu. Ve bu da son derece hastalıklı bir yapı ortaya çıkarıyor. Dikkat edin, geçen yıldan beri birçok kişi kendini yere attı.
Doğru dürüst silah bile kullanamayanlar ortaya çıkıyor. O son bir grubun durumu buna örnektir. Yine kendini yere atanların sayısı buna örnektir. Bizim zor bela yetiştirdiğimiz imkanlar üzerinde yönetim adı altında kendini yaşatanlar var aslınla. Yıllardır hiçbir şey yapmayan, savunma anlayışı adı altında aslında başa bela olan anlayışını dayatan kişilikler sanıldığından daha fazla tahribata yol açmışlardır? Bu, soruşturulması gereken bir durumu oluyor. Oysa sizin gerçekleştiremediğiniz nedir? Bunları halletme veya bunlara yönelmeyi gerçekçi bir tarzda başarmadır, bunlara yaşam hakkı vermeme veya bunların kendilerini sürdürmesini imkansız kılmadır.
Yoldaşlıktan anlamıyorlar. Yoldaşça davranışları yanlış anlıyorlar. Halen birçok yerde durum bu. Bütün yoldaşça yaklaşımlarımıza böyle kendilerini konuşturarak cevap veriyorlar. Bu her yerde vardır. Şimdi ben diyorum ki, bundan sonra bunlara biz böyle bir fırsat tanımayacağız. Zor bela ayakta tuttuğumuz yapıyı bunların bu yetmezlikleri yüzünden tehlikeye sokamayız. Bunlar kendilerine gelecekler. Sert bir biçimde üzerlerine yürüyüp kendilerine getireceğiz. İsteseler on kat verimli çalışabilirler. Yönetimi, komutayı yozlaştırmasınlar. Biliyorsunuz, kıştan beri kendimizi bu konuya verdik. Bu adamlara bırakılsaydı acaba bugüne kadara bir şey kalır mıydı? Kışın o içine düştükleri duruma bakın. Bütün eyaletlerin durumuna bakın. Bunlara kalsaydı, biz biraz müdahale etmeseydik güç diye bir şey kalır mıydı şimdi? Şunu çok iyi göz önüne getirmek gerekiyor. Bunların derdi gücü ayakta tutmak filan değil, basit kişiliklerini yaşatmaktır. Bütün eyaletlerde bu ortaya çıkmıştır. Gerçekten çok ibret vericidir. Artık biz bunların gözünün yaşına bakamayız. Adam gibi çalıştırmak lazım. İşte sizin en önemli rolünüz bunları görüp amansız bir biçimde çalıştırabilmek, gözünün yaşına bakmamaktır.
Bu yeni yetme komuta sözümona bizi kullanıyor. Altta savaşçıyı kullanıyor, üstte bizi kullanıyor. Adam gibi hizaya gelmek zorundadır. Şimdi ben size söyledim, siz de onlara uygulayacaksınız. Ve bunlara “yapacaksınız, yapamazsanız gideceksiniz” diyeceksiniz. Asıl yönelinmesi gerekenler bunlardır. Ararsanız bu tür adamlar çok. Ve birimlerin yönetimi de, komutasını da ele geçirmişler. Şimdi biz nefes nefese adam yetiştiriyoruz. İnanç, umut aşılıyoruz bu insanlara. Bir de ülke genelinde az çok hareketi bu duruma getiriyoruz. Bütün bunları bunlar böyle ucuz komutan olsunlar diye yapmıyoruz. Komutan olmak, günlük ilerleme sağlamak demektir. Birimini bile koruyamayan adam komutan olabilir mi? Peş peşe bu kadar kayba yol açan adam komutan olabilir mi? Bunu şimdi hissettirmek, hissettirmekten de öteye artık bunu bunlara özümsetmek lazım. Bunun başarılamayışı söz konusudur. Soruşturmadan da anlaşılması gereken budur.
Sonuç çıkaracaksınız. Ve bir daha da böylesine durumlara kimsenin düşmesine fırsat vermeyeceksiniz. Yani gerekirse ezelim, yine de fırsat vermeyelim. Ya ordulaşmayı kabul ederler ya da burayı terk ederler. Bize ortayolcu bir yaşam dayatmasınlar. Söylediklerimizin özü budur. Tekrar görevlerinizi sürdüreceksin, ama bu temelde. Bu durumları iyi bir özeleştiriyle özümsetmek gerekir. Yani herkes belli bir özeleştiri vermek durumundadır. Özellikle de o yönetim düzeyindekiler. Bir yıllarını aslında boşa harcadılar. Kendilerine yönelmeleri ve gerçeklerimize göre hareket etmeleri için söz verecekler. Sözden de öteye bunu günlük olarak kanıtlayacaklar.
Diğer tedbirler de alınır. Yani yolların gevenliğinin sağlanması, grup komutanlıklarının gözden geçirilmesi vb. özellikle önemli komutanlıklar meselesine çok ciddi yaklaşım gerekir.
Komutansız birim bırakmamak lazım. Her birimin sağlam bir komutası olmalı. Görevler belirlenmeli. Suç-ceza belirlenmeli. Yani gerçeklerimiz tamamen göz önüne getirilerek bir yürütme gücü olabilmeliyiz. Bilinen şeylerdir, ama uygulanmıyor. Biz sağlam bir uygulama istiyoruz hepinizden. Bunları belirtmek istiyoruz. Arkadaşlarla üzerinde geniş çaplı durduğumuz hususlar bunlardır. Değerlendirmelerde de vardır. Talimatlara da yansıtıyorsunuz zaten sık sık. Oralarda bu sefer daha yeni bir anlayışla, özellikle bütün ihtiyaçlarımıza cevap veren bir eğitimi güçlü temelde oturtabilirsiniz sanıyorum. Kadrosu yeterlidir. Adayları da alabilirsiniz. Birçok alandan da kadro adayları alınabilir. Onu bu alanda sağlamlaştırırsınız. Ayrıca içeriye yönelik o birimleri de söylediğim çerçevede denetlersiniz. Yani görevlerin üzerine yürümeliler. Bu orada uygundur sanıyorum. Bu temelde daha verimli olunabilir.
Gücünüz var. O gücü başka güçlerle de birleştirip büyük çatışmaları çok büyük bir başarıyla götürebilirsiniz aslında. Bu silahlı gücümüzü bu aşamada özellikle uygun araziye dayatırsak büyük bir mevzi savaşı da mümkündür. Ben öyle tatbikat biçiminde her zaman hareket edilmez diyorum, doğrudur da, ama bazen çok büyük bir güçle de ezici darbeler indirilebilir. Şu yanlıştır: Şimdi artık bölük düzeyinden tabur düzeyine çıktık, şimdi de tabur biçiminde dolaşırız. Hayır! Zaman zaman takım düzeyine indirilir, zaman zaman alay biçiminde bir güce ulaşılır. Bu, karşımızdaki görevlere göredir. Yani bu taktiği biraz elastiki düşünmek gerekir.
Anlaşılıyor mu?
D. Zer: Evet, anlaşılıyor.
—.: Oldu, iyi günler, başarılar.
D. Zer: Saygılar Başkanım.
Parti Önderliği
9 Temmuz 1992
TÜM PARTİLİLER, ERNK ÇALIŞANLARI, ARGK KOMUTANLARI VE SAVAŞÇILAR
1992’nin ikinci atılım dönemine girerken bir kez daha yürütülen mücadelenin, savaşımın düzeyine ilişkin ortaya çıkan sorunlara ve verilmesi gereken cevaplara ilişkin kısaca sizlere seslenirken önemle vurgulamak isteriz ki, mevcut örgüt ve çalışma düzeyimiz gerek çizginin emrettiği hususlara ve gerekse halkın beklentilerine cevap vermekten uzaktır. Özellikle mevcut olanaklar göz önüne getirildiğinde yetersizlik, tıkanma ve oldukça da yanlış yaklaşımlar etkilerini sürdürüyor ve halen anlamsız kayıplar -eskisi kadar olmasa da- sürüp gidiyor. Sizlere bu hususları çok kapsamlı anlatma gereğini duymuyoruz. Ve zaten bu biçimiyle de mümkün değil. Ama yılbaşından beri ve en son geliştirilen Temmuz çözümleme ve perspektifleriyle bütün yönleriyle durumların ortaya konulduğunu belirtirken sıradan bir dürüstlükle, azim çabayla eğilenin başarıyı mümkün kılacak tarzı tutturmaktan geri kalamayacağını ve bununla mükellef olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.
Tüm değerli çalışanlar, savaşanlar!
Bizi gerçekten düşman değil, yetmezliklerimiz, hatalarımız yenilgiye ve bu temelde darbelere uğratıyor. Fedakarlık ve cesaret düzeyiniz gerçekten bunun on katı kadar başarıya götürebilecek cinstendir. Bunu anlayamamak, anlayıp da eylem hattına ve örgütlenmeye tam çekememek en büyük talihsizliktir. Bu, acı kayıplarımız ve üzüntülerimizin de kaynağıdır. Şu anda en temel sorunumuz, zafer yolunda gerçekten küçümsenemeyecek boyutta olan olanakların layıkıyla değerlendirilememesidir. Tecrübe yetersizliği, eğitim yetersizliği şüphesiz rol oynuyor, ama bunu gidermek de çoktan elimizdeydi. Bunu da değerlendirememek çok öfkelenilecek, suçlanacak hususların başında gelmektedir.
Durumlar eskiye göre çok farklı, özellikle bu yılın durumunu çok yakinen değerlendirmek gerekir. Halk devrim talebinden vazgeçmediği gibi, şiddetle peşindedir ve sadece öncü örgütün rolünü layıkıyla oynamasını bekliyor. Partinin olanakları zafer için yeterli olgunluktadır, yeterlidir. Sadece doğru kullanılmayı bekliyor. Özellikle savaş sıçrama yapabilecek bütün olanaklarına kavuşmuştur; komutasının sağlam oluşumunu bekliyor.
Son zamanlarda üslubumuz oldukça eleştirisel oldu. Sanırım bu eleştirilerin nedenlerine bir türlü anlam veremeyişiniz söz konusu. Veya anlam verseniz de, çözüm yöntemlerini geliştirememeniz söz konusu. En son, karargahlara yönelttiğimiz sert eleştiriler vardı. Ve neticeleri de gün gün ortaya çıkmaktadır. Yüzeysel, kestirmeci yaklaşım arzuladığımız sonucu getirmekten uzaktır. Üstten alt düzeye indikçe yüzeysel, baştan savma tutumlar daha da gelişiyor. Savaş gibi çok dakik, her anı planlama ve dikkat isteyen mücadele türünde bu yaklaşımlar yetmez. Bu yaklaşımlar bizlerin çabalarını karşılamaktan uzaktır. Verdiklerimizi tamamlamaktan uzaktır. Nereden bakılırsa bakılsın dönem başarılı adımlarla ilerlemeye en elverişli bir dönemdir.
Düşmanın son dönemlerde özellikle Demirel-İnönü hükümeti eliyle alıp uygulamaya koyduğu politikaları sonuç almaktan ve belirleyici olmaktan uzaktır. Gerek dış kamuoyunda yaratmak istediği, gerek Türkiye üzerinde yaratmak istediği birlik PKK’nin gelişim temposunu durdurmaya değil, yavaşlatmaya bileyetmez. Sekiz aydır yürüttükleri savaş gelişme hızımızı bile kesmemiştir. Bu bir; ikincisi, devreye koymak istediği işbirlikçilerinin de etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Zamanında daha iyi yönelinebilseydi bu işbirlikçiler etkili olmak şurada kalsın, rahatlıkla aşılabilirlerdi. Özellikle Güney’deki beklentileri başlarına bela edilebilirdi. Verilen kayıpların kesinlikle bunların bu sistemli çabalarının ürünü olmaktan ziyade, çalışmalarımızdaki derin zaaflardan kaynaklandığı açıktır. Şunu söylemek istiyoruz: Parti çizgisinin doğruluğu etkili olmaya devam ettiği gibi, onun kesin ve çok önemli bağanlarını engelleyen ise esasta kendi iç yetmezliklerimiz oluyor. İspatlanan budur. Ve düşman bunu biraz bildiği için tekrar pişmanlık yasası gibi, içerden komploları geliştirmek gibi, Hizbullah türündekileri geliştirmek gibi halk saflarını, örgüt saflarını karıştırıcı yöntemlere başvuruyor. Bu da bizim hazırlıklarımızın zayıflığından kaynaklanıyor, örgüt olayını bunları karşılayacak düzeyde yetkinleştirmememizden kaynaklanıyor.
Biz bu kısa geçmiş ve ortaya çıkan durumların değerlendirilmesine dayanarak diyoruz ki, bu ikinci hamle dönemini doğru karşılamalıyız. Düzeltme hareketine ilişkin kışın sizlerle konuşmaya çalıştık. Yine Newroz öncesi sizlerle konuşmaya çalıştık. Yaz hamlesine başlarken yine konuşmaya çalıştık. Şimdi yazın ortasındayız ve önümüzde çok önemli bir dönem var. Bu dönemin belirgin özelliği, yıpranmış düşmanın durumu, buna karşılık tecrübe kazanmış, atağa geçme fırsatını yakalamış kendi durumumuzdur. Bugün daha değişik türden bir hareket durumu ortaya çıkıyor. Bu hiç şüphesiz tedbiri elden bırakmaya -ki çoğu yerde yapılan budur- kazanılan zemini ve zamanı, “çok yıprandık, yorulduk, bunu biraz daha rahatlamak için değerlendirelim” gibi bir sonuca götürmez. Tam tersine daha da açılmayı ve yüklenmeyi şart kılar. Yani yüklenmede saldırı ve koparıcı tarz bu dönemin esas özelliğidir. Diğer tarzı kesinlikle bir sağ tarz olarak değerlendirebiliriz. Tutuculuk geçmişte sanıldığından çok daha fazla ortaya çıkmıştı. Ve birçok şeyin elden kaçırılmasına yol açmıştı.
Partimizin çalışmaları bütün alanları sarmıştır. Yine özellikle ordulaşmada çok ileri mevziler tutulmuştur. Bu, bu sene sağlanan en önemli gelişmedir. Silahlı mücadele için olsun, kitlesel hareketlilik için olsun hiçbir dönem bu kadar mevzi elde edilmedi. Ne var ki şimdi bunun üzerine çok sakat bir anlayışla yatma vardır. Özellikle birçok öğe dikkati ve kontrolü bırakıyor, adeta sarhoşa benzer bir durum içinde. Ne tedbir biliyor, ne örgütlenme biliyor ne de eğitim biliyor. Ve saflarımız da çok genişlediği için yaygın bir biçimde kendini böyle dayatanlar var. Bu yıllardaki bütün kayıplarımızın verilmesi ve kazanımların gerektiği gibi olmaması bu kişilikler yüzünden olmuştur. Bunu bilmenize ve giderilmesi için de çok yüklenmemize rağmen gelişme sınırlı kalmıştır. Bireycilik terk edilmemiş, kolektivizme bu yüzden ulaşılamamış, eğitim ve örgütlenmeye tam doğru yaklaşılamamış, buna karşılık ben örgüt sorumlusuyum anlayışından da vazgeçilmemiştir. Kadro eğitmek ve kolektif örgütlenmeye getirmek aklına bile gelmemiş, hep bastırılmıştır. Ve bu da sağlıklı bir kadrolaşmaya fırsat vermemiştir. Bunun sonucu olarak birçok değerli öğe adeta kalmıştır.
Komuta tarzımızı geliştirelim diyorduk, partinin önderlik tarzını her tarafa yayalım diyorduk, fakat bu tutumlar yüzünden epey zarar gördü, yetersiz kaldı. Bireysel üslup giderek birçok alanda etkili oldu ve birçok zarara yol açtı. Önderlik üslubuna ve tarzına aslında fazla dikkat edilmedi. Bunları özümseme lafta kaldı. Bireysel üsluplar dayatılmak istenildiğinden acı sonuçlarla karşılaştık. Halbuki bu konu da epey açılmıştı ve sonuç alınabilirdi. Kısaca partinin yaşam tarzının, Önderlik tarzının çalışmalarda etkili kılınamaması birçok bireyin kendini konuşturmasına, tek kalmasına, denetimsiz kalmasına ve gücü ya çok atıl bırakma ya da intiharvari sürüklemesine yolaçtı. Kader değildi bunlar, ama bu tipler bunu bize dayattılar ve zarar verdiler, özellikle gücü çalıştıramama, savaştıramama tehlikeli bir hal aldı. Partinin bin bir emekle ortaya çıkardığı savaşçılarına ve silahlarına çok kötü yaklaşıldı. Çok silah kaptırıldığı gibi -ki tamamen sorumsuzluktandır- çok savaşçı da imhaya terk edildi. Basit tedbirlerle çok şey aşılabilecek iken bireysel tutum buna gerçekten fırsat vermedi. Ve üstelik bu tipler uzun süreden beridir en iyisini yaptıklarını ve önder olduklarını sanıyorlar. Ancak bırakalım önder olmayı, bunlar kendilerini kurtaracak durumda bile değillerdir. Evet, küçük burjuva sınıf özellikleri çok etkili, köylü kurnazlığı çok etkili. Ortaya çıkan olumsuz bilançoda bunların tavrı belirleyicidir. Aşılması için birçok kez dikkat çekmiştik. Ama yaratıcı ve olumlu yöntemlerle yaklaşılmaması halen kayıp verdirmeye devam ediyor.
Karargahların iyi niyetinden kuşku duymuyoruz, var gücüyle çalıştıklarından da kuşku duymuyoruz, ama çok derinden, çok uyanık ve çok ustaca yöntemlerle örgüt sorunlarının, yönetim sorunlarının üzerine gidemedikleri için arzulanan başarıyı tam gösteremiyorlar. Nedenleri daha iyi tespit etme ve gidermeyi bir türlü başaramıyorlar. Bunlar hepinizin az çok bildiği fakat önüne geçemediğiniz hususlar oluyor. Biz bu yüzden Temmuz çözümlemelerinde biraz da derinliğine bu kişiliği ele almaya çalıştık. Doğrultusunu kesintisiz belirlemeye çalıştık, yüklendik. Bu da ilerlemek, alanları kazanmak için gereklidir. Sanıyorum sizler de böylesine bir gözlem yapabilecek, noksanlıkları görebilecek ve aşmak için çabaların çok gerekli olduğuna inanabilecek durumdasınız, görebilecek durumdasınız.
Bundan yola çıkarak diyoruz ki, hiç olmazsa bundan sonrasını çok tedbirli bir biçimde kazanmanın dönemi haline getirelim. Artık halkla sorunlarınız yok, çizgiyle sorunlarınız yok, olanaklarla sorunlarınız yok, birbirimizle de fazla sorunumuz yoktur. Bütün bunlar belirlenmiştir. Sorun, dürüst uygulayabilmedir; artık küçük burjuvazinin tahribatına fazla fırsat tanımamadır, bunun her türlü halinden tutalım dağıtıcı yöntemlerine kadar fırsat vermemedir. Bunu özenle başarmalıyız. Bunun için artık çalışma taktiklerimize göre, planlarımıza göre gücü yeniden düzenleme, mevzilendirme, özellikle de hızlı bir eylem dönemine geçirme gerekiyor. Kim ilerletir, kim geriletir açığa çıkmıştır. Ve gücü bu temelde yeniden düzenlemek gereklidir. Sayı da yeterlidir. Mevzilendirmede neresi iyi korur, iyi savaştırır bellidir. Nereye dayanılır, nereye dayanılmaz bellidir. Hareket tarzının hangisi başarılıdır, hangisi kayba götürür bellidir. Mesele bunları uygulayabilmektir, hem de seri bir biçimde.
İstediğiniz kadar gücü bunun komuta gücü haline getirebilirsiniz. Birisi tecrübesini biraz doğru konuşturursa her bölgede savaş birimlerini istediği kadar teşkil ettirebilir, sistemini oturtabilir, önemli hedeflere yöneltebilir. Unutmayın, bizim yapı fedaidir, en cesur yapıdır. Doğru yol gösterilirse eğer vuramayacak, hayatını ortaya koyamayacak tek bir savaşçımız yoktur. Bu büyük bir savaş potansiyelidir. Kullanmak komutaya düşer. Ve. müthiş kullanmanın zamanıdır. Boşu boşuna kayıplar verileceğine, müthiş eylem planlaması yaparak bu kayıpları verelim. Sonuç çok daha değişik olur.
Eylem taktiklerinde yaratıcı olmak gerekiyor. Bir yönteme ısrarla sarılmamak gerekiyor, işte karakol vurma yöntemleri. Vurulmaz değil, vurulur. En zayıfından, en tedbirsizinden vurulur. Ama düşmanın bildiği, iyi donattığı yerlere aynı yaklaşımlarla gitmek herhalde sağlıklı değildir. Kaldı ki çok kapsamlı olarak şehir ve köy hedeflerine yönelme durumu ortaya çıkmıştır. Ekonomik-sosyal hedefler belirlenmiştir. Dönemin çok geniş hedefler paketine ulaşılabilir. Her bölge, her alan kendi hedefler sistemini yeniden gözden geçirip nereye öncelik vereceğini kestirebilir. Hem istediği kuvvet ve hem de tecrübe birikmiştir.
Özellikle mevcut siyasi iktidarın dayanaklarını temizlemek gerekir. DYP, SHP ve benzeri oluşumları temsil edenlerin tasfiyesi kaçınılmazdır. Kaldı ki MHP ile birleşmişlerdir. Özel savaşın aletidir bunlar. Bu genel bir kuraldır ve her yerde gerekeni yapmak lazım, istifa veya tasfiye dışında bunlara başka bir seçenek bırakılamaz. Koruculuk daha da daraltılabilir. Düşmanın birçok zayıf birimleri vardır. Eskiye kıyasla daha fazla darbelenebilir. Yani kısaca hedefler paketi çok güçlü ve kapsamlı geliştirilebilir. Bunun için hazırlıklar uygundur, zamanı vardır, olanağı vardır, yeterince yapılır, intiharvari değil, çok planlı yönelmelerden bahsediyoruz, ister 500 kişiyle düzenlenir, ister 5 kişiyle. Bu, hedefe bağlıdır, içinde bulunulan duruma bağlıdır. Bunları da şüphesiz komuta düzeyi belirler, bundan sorumludur. Unutmayalım ki, en büyük hedeflerle uğraşacak gücümüz var. Birçok bölgede bir alanı birkaç gün hareketli savaşa tabi tutacak güçlerimiz var. İster hareketli savaş, ister gerilla savaşı, ister suikast; nereye hangi yöntem uygunsa o dayatılır.
Savaşta tutucu olmak ve tek yöntemli çalışmak doğru değil. Bu, taktikte çok daralmaya götürür. Nitekim götürüyor da. Artık bunu aşabilmeliyiz. Özellikle eylemlerin niteliğinden komuta tarzının teşkili daha iyi belli olur.
Tayin terfide mevcut günlük gelişmeleri göz önüne getirmek lazım. Kayba yol açanı derhal almak, başarmak isteyene yol vermek çok önemli bir tayin terfi ilkesidir. Ve birbirimize güvenelim, yeni katılanlara da güvenelim. Biraz yol gösterilirse rahatlıkla başarabilirler.
O halde, önümüzdeki dönemde geniş bir hedefler sistemi ve gücümüzü buna çok uygun taktiklerle yöneltme, taktik önderliğin, komuta merkezlerimizin, karargahlarımızın en temel görevlerinden birisidir. Bunun için irtibat, keşif ve benzeri ön hazırlıklar hiç şüphesiz yürütülür. Fakat fırsatçı da olunur. Nerede bir fırsat bulunsa aniden vurulur. Yani fırsat ve tesadüfleri iyi değerlendirmeyi de önemle göz önüne getirmeliyiz.
Halkın eylemliliğinde, özellikle şehirlere yönelmede yepyeni bir dönem başlıyor. Şehirlere çok yöneleceğiz. Gerilla da şehirlere girebilir. Uzun çatışmalar, şehir çarpışmaları dediğiniz durumların içine de girilebilir. Bunun için de hazırlıklar yapılmalıdır. Uygun yerleri hemen önümüzdeki aylarda da vurabiliriz. Düşmanın temel dayanakları vardır, sosyal dayanakları vardır, onları özellikle de kırsal alandan temizleyebiliriz. Gücümüz bunun için yeterlidir de. Bunun için partileşmeyi, parti yaşam tarzını mutlaka özümsetmeliyiz. Halkın örgütlülüğünü asgari düzeyde hazırlamalıyız. Bunun için kadro var.
Savaşmak isteyen inanların hepsi gerilla olamaz. Ama milis olmayı becerebilirler, milis düzeni geliştirilebilir. Yine kontralara karşı öz savunma birlikleri çok rahatlıkla örgütlendirilebilir. İç içe görevlerdir ve mutlaka becerilmek durumundadır. Ayrıca şehir çalışmalarını karmaşık bir biçimde götürmeyelim. Yani ne gerilla, ne suikastçı ne de başka bir şey olduğu belli olmayan karmaşık bir biçimde götürmeyelim. Örgütçü adam silahsız olur. Suikastçının silahı olur veya eylem amacıyla girildi mi silah taşınır. Örgüt evleri silahlı hücre evleri gibi olamaz. Daha çok halk içinde kalmak, sivil çalışma yürütmek gerekiyor, örgüt çalışmasına biraz farklı yaklaşım şart. Ve legal çalışmalar böyle ele alınır, özellikle de şehirlerde illegaliteyle fazla karıştırılmamalı. Legal çalışanlar legalitesini biraz koruyabilmeli. Buna biraz dikkat etmek gerekir.
Mali olanaklar artıyor. Mali olanak politikamızı doğru de değerlendirelim. Vergilendirme, bağış, el koymalar geliştirilebilir. Özellikle devletin birçok mal varlığına el konulabilir. Gücümüz büyüktür, bir şehri tutarız, toptan el koyarız. Böyle birçok olanak var. Maddi el koymalar geliştirilebilir. Hatta halka bile dağıtılabilir. Bu temelde bölgeler birbirini destekleyebilir, güç birleştirebilirler. Ortak komutanlıklara bile ulaşılabilir. Yeter ki bir haberleşme olsun.
Kısaca görüyorsunuz ki, önümüzdeki dönem geniş bir hedefler paketine yönelme ve çok çeşitli taktiklerle ele geçirme dönemidir. Bunun için örgütü iyi hazırlamalı. Tecrübe kazanmışsınız. Biraz eğitim gerekiyor, eğitimde ısrar edin. Yarı savaş, yarı eğitimdir bizim yaşamımız. Savaş gerektiği zaman savaşırız, gerekmediği zamanlarda da eğitim yaparız. Bunu kulak ardı etmeyelim. Ve eskinin tam tersi durumu yaşatalım. Eğitimsizliğe bu temelde son verelim, savaşın dışındaki tüm zamanımızı eğitime verelim. Mümkündür bu. Başka türlü de altından kalkamayız. Bunu mutlaka sağlamalısınız.
Bir diğer küçük yanılgınızdan bahsetmek istiyorum. Siz bugüne kadar bizim partiyi nasıl taşıdığımızı bilmiyorsunuz, buna en eskileri de dahil, en yenileri de. Bilinç olsa bile yetersiz. Önderlik tarzı nedir, partiyi bugüne kadar nasıl taşımıştır, bunu şimdiye kadar çok vurgulamama rağmen sonuç çıkaramayışınız en büyük eksikliğinizdir. Kendi ayaklarınızın üzerinde mi yürüyorsunuz, omuzlarda mı yürüyorsunuz belli değil. Yine savaşçılar da öyledir; ayaklarıyla mı yürüyorlar, yönetimlerin omzunda mı yürüyorlar veya bazı yönetimler vardır; militanların omzunda mı yürüyorlar, kendi öz çabalarıyla mı yürüyorlar belli değil. Bunu aşmak gerekiyor.
Başarı için Önderlik tarzımızın mutlaka yaşanması şarttır. Önderlik tarzı PKK’de gelişmenin tayin edici kısmıdır. Bu tarzı esas almayan çalışma tarzıyla, tempoyla, yaklaşım tarzıyla başarmanız zordur. Şimdiye kadar Önderlik adeta kopya edilmek istendi, taklit edildi, fakat sonuç yok. Alçakgönüllüce uyum göstermek ve onu yaşatmak sizin işlerinizi oldukça kolaylaştırır ve sizi büyük başarılara götürür. Bunu her zamankinden daha fazla doğru kavramaya ve temsil etmeye ihtiyacınız vardır. Bu sizin için çok gereklidir.
Biz bu temelde bundan sonra çalışmalarınıza yüksek değer biçmek istiyoruz. Bu önümüzdeki dönemi düşman için cehenneme dönüştürmek istiyoruz ve bu şarttır. Ama ancak böyle yüklenirsek bunu başarabiliriz. Epey kapsamlı değerlendirmelerimiz oldu. Yakında elinize ulaşabilir. Bunlara bağlı kalacaksınız. Bir talimat, perspektif bütünlüğü içinde ele alıp mutlaka uygulamaya çalışacaksınız. Yaptığımız eleştirilerden kişisel alınganlıklar olmamalı. Bütünüyle daha ileri sıçramalar için tarihi kişiliklere ulaşmanız içindir.
Biz de 14 Temmuz şehitlerinin anılarına bağlı olarak tekrar bu temelde sizlere seslenirken, tüm bunları görevlerinize yüksek başarıyla ulaşmanız için vurguluyoruz, inanıyoruz ki bu temelde görevlerin üzerine gitmek, 14 Temmuz direniş kararlılığına bağlı kalmak, özellikle bize borç bırakılanı borcumuz gibi kabul edip ödemek kesin başarıdır. Bundan başkasına hiçbir biçimde meydan vermeyelim ve mutlaka başaralım.
Parti Önderliği
14 Temmuz 1992
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN TELSİZ KONUŞMASI
KENDİNİ YENİLEMEYENLER YENİLİR
—.: Sizi dinleyelim önce, diğerleri de bizi dinliyor mu? Evet biraz bu temelde düzenlemelere değinelim. Sizi dinleyelim.
X.: Düzenlemede -daha önce de belirttiğim gibi- oradan gelen düzenlemeleri esas aldık, fazla değiştirmedik. A.’nın yanına gidecek arkadaşları çıkardık. Bir de Y. gitti, fakat diğer dört arkadaş onlara yetişemedi. Artık onları başka bir takviye grupla göndereceğiz. Zaten Dersim, Amed, Garzan ve Gap, gruplarını yollar uygun oluncaya kadar göndermeyeceğiz. Bu günlerde A.’gilin yanına dediğimiz arkadaşlar gönderildi. Doğuya gidecek arkadaşlar gitti. Bazı arkadaşlar S.’dır onların hepsi gitti. Bu son 60 kişilik eğitim adayı grubu da gitti, yetişti. Başka da bu Silopi ova kesimindeki arkadaşlar geldi, onlarla konuştuk. Bir kısmını geri gönderdik, bazı pürüzlerle gelmişlerdi, onları biraz konuştuk. O sahaların ileri gelenlerinden biri gelmişti, onunla da konuştuk.
—.: O Uludere’de dört kişi yakaladık, iki kişi öldürdük, dedikleri kim olabilir?
X.: Onlar köylülerdir, arkadaşlar filan değil, gelip giden köylülerdir.
—.: Milis midirler yoksa sıradan köylü müdürler? Havan filan yakaladıklarını söylüyorlar. Bu havan olsa olsa oralarda olabilir. O son verdikleri listeler ne kadar bizimle ilişkili olabilir, bu konuda somut bir bilgi yok mu?
X.: Şimdi havan diye bir şey yok, öyle bir şey söz konusu değil, doğru değil. Sıradan köylülerdir, gelip, giden köylülerdir. Kendi sırtlarında ticaret yapıyorlar.
—.: Söylediği havan tipi silahlar yakalanmış olabilir mi?
X.: Hayır öyle bir şey söz konusu değil. Yani o doğru değil.
—.: Bu söylediğiniz buraya gelecek kimdi?
X.: Bunlar …. aşiretinden ileri gelen iki kişidir.
—.: Oldu, şimdi başka gönderilecek durumda olan kişiler var mı?
X.: …… S’un yeğeni var. Kardeşinin oğlu oluyor. Belki onu göndeririz. Başka da pek yoktur. Yalnız bizim Jirkili Ö. vardı. Daha önce oraya gelmişti. Bir eylemde yaralanmıştı. ….. eyleminde. Onun ameliyat olması gerekiyor, onu gönderiyoruz. Onun babası da geldi, iyi bir insan. Onun da hasta olma durumu var. Onu da belki tedavi için oraya göndeririz. Bir milisimiz var, eskiden mayın patlamıştı, ….. ayağından yaralanmıştı, onu göndeririz. Bir de birkaç arkadaş var. Biri hastalıklardan, biri ….. yanımızdaydı şimdiye kadar. Uzun süre de kalabilir, onun için gönderiyoruz, ikisi zaten oralı. Başka göndereceğimiz şimdilik yoktur.
—.: Bazı kabiliyetli adaylar varsa, bir de eski olup da ısrarla gelmek isteyenler varsa böyle bu şans tanınabilir. Yani biraz uzun süredir mücadele içinde olup da özlemi olan, biraz açılım yapabilecekler varsa onlar da tek tük değerlendirilebilir.
X.: İsteyen çok da biz öyle göndermeyeceğiz. Yani göndereceğimiz kişiler, biraz işimize yarayabilecek, mücadelenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek arkadaşlar olabilir. Yoksa her isteyeni gönderemeyiz. Öyle bunalımlı, eskidir, sıkışmıştır, böyleleri örgütü uğraştırıyor. Bu pek yerinde de olmuyor. Pek gelişme de olmuyor. Bu kadar iş, bu kadar emek boşa gidiyor. Onu yapmayız, ama üniversiteli olan bir Arap arkadaş var. Gece körlüğü de var, fakat dürüst bir arkadaş, onu göndermeyi düşünüyorum. İleride yararlı olabilir. O kesimden katılım olduğu için yararlı olabilir, içlerinde dediğim ölçülerde tek tük kimseler olursa gönderebiliriz.
—.: Şimdi o Botanlı da olabilir. Tabii gelip ağalık yapacaklar değil de, epey değer özümseyip bir açılım yapabilecekler olur. Sanırım bazıları “Niye biz bu kadar buradayız, bizi hiç düşünmüyorlar” diyebilirler. Böyle kendi içinde küskünlüğe girebilecek tipler olabilir. Biraz onlara dikkat etmek gerekiyor. Tabii gelip de soysuzlaşacak olanları değil.
Yalnız bu Mardin grubunu birleştirmek daha uygundu. Y.’giller özellikle o Gap grubu önemliydi. Bilemiyorum, ona başka takviye yaptınız mı?
X.: Şimdi diğer dört arkadaş geç geldiği için yetişemezler onlara. Öteki gruptan Gap için sadece Ya. gelmiştir. Yalnız Ya. ile birlikte Siverek için Siverek’li bir arkadaş var. Urfa için onlar Ya. ile gitti. Diğerleri de zaten Mardinli. Bu son Gap’a gidecek dört arkadaşla birlikte biz bir takviye göndereceğiz. Ceylanpınar’lı bir arkadaş var, iyi bir arkadaş, yalnız onu biraz daha eğitip ondan sonra göndereceğiz.
—.: Birlikte ulaşsalardı yönetim için gerekliydi. Onların ortak düzenlemeyi birlikte yapmalarında yarar var. Mardin için de kaç kişiydi? Onlar da on kişi ediyor muydu?
X.: Onlar on iki kişi. Oradan bize gönderdikleriniz 12 kişidir. Ayrıca bizim biraz buradan takviye edeceklerimiz var.
—.: Ulaştıktan sonra onların ciddi yönetim sorunları var ve gerçekten ileri gelişmelerin önünü tıkayan bölge düzeyinde oldukça geri ve önemli gelişmeleri engelleyen öğeler var. Sanıyorum onlarla takviye etmek gerekecek Agit’gil nasıl hazırlıyor bu arkadaşları bilmem, pasifleştirilmemeleri, aktif konum içinde tutulmaları önemli. Artık onu ulaştıklarında görüşürüz. Yalnız bu Garzan’ı daha hızlı göndermekte yarar olabilir diyorum ve hatta 3. Bölgeden, 4. Bölgeden bazılarını katmak gerekir. Şimdi oranın yönetiminde Me. vardır. Doğudan giden Xe. vardır, Ke. vardır. Lakin onların hepsi de sanıyorum biraz zayıf. 4. Bölgeden X.’la, Bo.’ın durumları var. Aslında Bo.’ın kendisini doğru verebilseydi siyasi açıdan en çok yararlı olabilecek oydu. Düzenleme, değerlendirme kabiliyeti vardı. Bunun yanında orası için epey güçlü arkadaşlar da var. De., Rı., onlar Batman’ı, Silvan’ı iyi biliyorlar. Rollerini iyi oynayabilselerdi yönetimde ideal bir güce ulaşabilirlerdi. Bilemiyorum, onu artık Se.’gillerle de konuşmak gerekir. Epey yararlı olabilir. zaten dördüncü bölge de bitişiktir. Daha iyi koordine edilebilir. Eğer o gücü kullanabilirlerse epey de açılıma yol açabilir. Yani merkezi bir bölgedir, merkezi bir alandır. Üç-dört eyaletin orta yerinde yer alacaklar. Öyle birisi epey iş yapabilir. Bunu onunla biraz değerlendirmek gerekebilir. Bunun yanında epey iş yapabilecek arkadaşlar var. Hem tecrübeliler hem de alandan yeni katılanlar bir an önce oraya ulaştırılırsa epey sonuç alıcı gelişmelere yol açabilirler. Sanıyorum mevsim uygun, herhalde giderek açılır. Garzan’da yönetim düzeyinde zayıf kalınması verimi düşürür. Siyasi tecrübesi iyi olan birisi olabilir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
X.: Şimdi Garzan’a biz küçük bir grup gönderiyoruz. Zaten yönetim düzeyinde küçük bir grubu erkenden göndeririz. Fakat aktarmaların takviyelerini acele etmeyeceğiz. Çünkü oradaki güç örgütlendirilmeden yeni takviyeler olumsuz sonuçlar da yaratabilir. Bu açıdan küçük grubu göndereceğiz. Onlar biraz olan gücü düzenlesin, ondan sonra takviyeleri göndeririz. Bence en doğrusu bu. Şimdi Bo. açısından belirtilenler şöyle: Bo. orda da iş yapar. Fakat 4. ve 5. bölgeler birleştirildiği için orası da önemli bir alan. Yani en az bir eyalet kadar önemli. Hatta bence orası daha önem kazanıyor. Şimdi Xe.’un durumu pek olumlu değil, yani Xe. şu anda iş çıkaramıyor. Değerlendirmeleri de çok geridir. Öyle fazla savaşı geliştiremiyor, güç artıramıyor. Dört-beş birleşirse, Bo. oradan ayrılırsa, Xe. sanmıyorum ki o bölgeleri olumlu geliştirebilsin. Bence Bo.’ın orda kalması daha iyi olabilir. Bilemiyorum çok sıkışılırsa Me. arkadaş düşünülebilir.
—.: Me.’ın da tecrübesi yok. Me. bir yardımcılık düzeyinde olabilir. Bence Se.’in yanında, bir yardımcı gibi kalabilir. Belli bir tecrübe kazanması lazım. Acaba 4 ile 5’in önderliğinde merkezileşmek daha uygun olmaz mı? Ce.’giller kendi alanlarını, üçüncü bölgeyi tutabilirler. Üçüncü bölgede epey güçlü öğeler var. Eğer öyle bir kaydırma olsa bu da giderebilir. S.’gilin çevresi eğer o bölgeye oturursa o da sonuç alabilir. 3. Bölgeyi rahatlıkla idare edebilecek epey güçlü arkadaşlar vardır, tecrübe vardır. Bunu biraz onlarla da tartışmak gerekiyor. Çünkü Garzan’da yığınak olabilir ki, yığılmalar olmak durumunda. Orayı sonuna kadar açmak gerekecek ve dolayısıyla düzenleme, değerlendirme kabiliyeti şarttır. Şimdi küçük grup gidebilir, küçük grubun işi şu: Daha çok yolu açmak ve bize biraz durumlar hakkında bilgi gönderme olabilir. Yani bir nevi, irtibat ve keşif grubudur. Gider ulaşır, yolu açar. “Gelsinler” diye haber gönderir. Asıl o temelde güçlü müdahale yapmak lazım. Hemen küçük gruptan yararlanabilirler. Konuşmak lazım, hızla gidip durumları öğrenebilirler. Yani hem So.’gillerin durumunu hem de Mi.’gillerin, yani Al.’gillerin durumunu öğrenirler. Yolu da açık tutup gelin diyebilirler. Bir an önce de gitmeleri gerekir.
Amed, Dersim grupları daha sonra gönderilebilirler. Garzan halledildikten sonra göndermek daha uygun olur.
O Siirt Kurtalan için de öyle, oraya da en az denetleyici durumunda olan küçük bir grup gönderebilir. Zaten yol ağzıdır, onlarla ilişkiye geçebilirler. So.’gillerle birlikte olabilecek, küçük bir denetim düşünülebilir. Buna ilişkin arkadaşlarla da görüşmek gerekir. Şimdi en önemlisi, oradaki gücün düzenlenmesi biraz önem taşıyor.
Bu hududa doğru KDP’nin tüm alanı tutmasını biz çok sakıncalı buluyoruz ve sanıyorum kesin girişimlere ihtiyaç var. Onlar giderek TC ile birlikte o hattı kesmek isteyecekler, niyetleri budur. Biz daha önce de bunu söyledik. Artık mevcut imkanları değerlendirerek, mutlaka oradan zorlayacağız onları. Biz burada bir gerilik görüyoruz, aynı gerilik aslında Uludere’de de geçerli. Bu iki sahaya yönelmeyi ileri düzeyde gerçekleştirmek gerekiyor. Bu alanı, eyaletleri öyle işletmemek bu alanda oldukça geri bir durumu kabul etmek mümkün değil. Nasıl girişimler vardır, kimler bu girişimleri yürütebilir bilemiyorum ve fakat gücümüz vardı. Milis gücümüz bu tarafta, o tarafta Silopi’de çoktu. Bunları en azından dengelemek gerekiyordu. Bir de üzerimize pusu kurma, yolu kesme gibi duruma girerlerse bunun kabul edilemezliğini her türlü yöntemle hissetmek gerekiyor. İşin en önemli bir yanı budur. Zaxo’ya yönelik faaliyetlerimizden vazgeçemeyiz. Bir yolunu, bir biçimini bulup artık orada mevzi tutma, temsilciliği çeşitli düzeylerde faaliyetleri geliştirebiliriz. Gazete temsilciliğidir, basın-yayın temsilciliğidir yapılabilir ve tutar da, yani çeşitli yöntemleri denemek lazım. İlla parti adıyla olması şart değil. Üzerinde durulursa çok çeşitli biçimlerle, hatta değişik örgütleri de devreye koyarak orda sonuç alınabilir. KDP’nin örgütsel durumunun fazla güçlü olmadığı biliniyor. Sanırım gelen arkadaşlar da kuryeyle biraz ovayı, yolu tanıdılar. Biz kendimize oldukça iyi bir yol açabiliriz. Yani imkanlarımız onlarınkinden daha fazla. Tanklar Silopi’yi tutuyor, o kadar kanalı iyi tutmak lazım. Onlar biraz yolu tutmak içindir. Zaten sanırım bu konuşmalardan aldıkları bilgilerle o bizim Güney’e yönelik hareketimizi önlemek için ortak tedbir aldılar. Newroz’da yaptıkları tamamen odur.Sözümona bir karşı atağımız olursa, onu birlikte boşa çıkarmayı tasarlıyorlardı. Eğer bunlar burada daraltılmazsa, hep geri geri çekilinirse, giderek bunlar dağı da kuşatmaya alacaklar, onu da söyleyeyim. Zaxo’yu biraz sağlam tuttuktan sonra ovayı da sıkıştıracaklar. Bunu önlemenin yolu şimdiden çok çeşitli yöntemlerle orada kanallarımızı, ilişkilerimizi güçlü tutmaktır. Biz burada bir tehlike görüyoruz ve şimdiden çok uygun, öngörülü, atak, girişken çabalar olmazsa bu biraz geçmişe benzeyecek. Tehlikeyi şimdiden görüp tedbir geliştirmemek, ilerde pahalıya mal olur ve bir de dev gibi imkanlarımız var. Sanırım bu örgütlendirilemiyor veya görev verilenler fazla başarılı olamıyor. Durumlarını hep gözden geçirmek gerekiyor. KDP bir güruhtur, bunların bu kadar palazlanmasını biraz anormal görüyoruz. Bu biraz bizimkilerin iş bilmemelerinden ileri geliyor, bu da yanlıştır. Oldukça sakıncalı ve gelişmelerimizin çok gerisinde bir durum olarak görüyoruz. Artık kim görevli, bunlar görevlerine nasıl yaklaşıyorlar, kabul edilemez durumdur. Aslında bir bütün olarak Güney’e yönelik çalışmaları çok sakat, çok ilgisiz, kendini yormayan bir çalışma tarzıyla yapılan çalışmalardır. Yaratıcılıktan uzak, kendini tamamen başarı temelinde vermekten uzak, rasgele çalışmalar. Hele o Güneylilerin de sorumsuzluğu bununla birleşince o laçka unsurların çalışmaları boşa çıkaracağı açıktı. Tabii dediğim gibi o adamlar korkuyor. Aslında Mesut öyle fazla umutlu değildi. Bizden oldukça çekiniyor, çok korkuyor. Her an her şey aleyhine dönebilir. Fakat bizimkilerin basiretsizliği, oldukça laçkalığı, sorumsuzluğu onu yaşatıyor. Bu az çok bir yıldan beri böyle devam ediyor. Bilemen o toplantılar olacak, ne düşünülüyorsa hep lafta kalıyor, onu da söyleyeyim. Öyle pratikte bitirici ilişkileri sağlayamıyorlar.
Bir sürü hain birikti orada, onlar ne yapıyor? O hainler mutlaka aleyhimize bir takım dolaplar çeviriyorlardır. Darbe yedikten sonra akıl başa gelmiş fazla fayda etmez. Çok çeşitli yöntemlerle sızabilirdik, mevcut ilişkilerimiz var, dostlar çok geniş, o temsilciler iyi değil, bence o temsilciler çorba peşin de. O gönderdikleriniz veya kim görevlendirmişse, onlar aşağılık adamlar. Onları kovmak lazım, onu da söyleyeyim. Böyle görev anlayışı olunca, KDP kargatulumba hepsini yakalıyor, bir bakıyorsun hepsini kovuyor. Çoğu çorbacı, öyle görev olmaz. Bilemiyorum kim görevlendiriyorsa, nasıl görevlendiriyorlarsa kesinlikle yaklaşımlarda olsun, pratik yönelimlerde olsun niteliksel bir açılıma ihtiyaç var. Biz diğerleriyle bunu fazla konuşamadık, böyle kabul edemeyiz. Çünkü örgütün birliği kaldıramıyor. Onlar düşmanla her türlü işbirliği yapıyorlar, her türlü hırsızlığı, vurgunculuğu yapıyorlar. Bizim sessiz sedasız durmamız kabul edilemez. Güney halkı da bunu bizden istiyor, “müdahale edin” diyor. Bize böyle haber gönderiyorlar. Bilemiyorum, bu konudaki son gelişmeler nedir? Daha yakınsınız, daha irtibatlısınız, sanıyorum öyle bir kişiye de bırakılacak bir iş değildir. İlla savaşalım da demiyoruz, siyasi bir denge olabilirdi. Siyasi çalışma da epey sonuç alabilir. Bütün bu konularda -dediğim gibi- yeni bir yaklaşımla ertelemeksizin başarmaya kesin ihtiyaç var. Görevlendirdikleriniz kimdir, o Bi. mi çalışacak veya başka arkadaşlar mı görevlendirilecek? En azından üçgene kadar yolu açık tutmak lazım. Hatta biz onlardan daha fazla bu üçgene hakim olabilmeliyiz. Artık üçgen üzerine o dağla bağlantılı olarak hakimiyetimizi kurmalıyız ve onlara bunu kabul ettirmeliyiz. Onlar üzerimize gelirse biz sert karşı koymalıyız. Çünkü tamamen bizim hareket egemenlik alanımızdır. Bu konuda epey tecrübeli arkadaşlar da var, çok sayıda milis de var. Bu önem taşıyor, çok acil başarı kaydetmemiz gereken bir yer burasıdır. Evet bu konuda yeni bir şey var mı? Sanırım biraz yoğunlaşılması gereken bir husus oluyor. Bunun üzerinde durmak gerekir diyorum, o hudut ticareti için de geçerlidir. Biz gümrüğü, ticareti onlara o kadar bırakamayız. Zaten bırakılırsa karşı devrim güçlenir. Çok sayıda gücümüz var, bu gücü tamamen yaymak gerekecek. Bu kadar güç olmasına, dört tarafı tutmamıza rağmen Uludere’deki durum aleyhimize çalıştı şimdiye kadar. Onu da artık halletmek gerekecek. Kim yöneliyorsa, oraya yönelik olarak pratik faaliyetlerden kim sorumluysa bunu halletmeli. Geçen yıl sanıyorum o sorumlular suiistimal ettiler. Köklü halledilmesi gereken sorunlardır, gücünüz de vardır.
Bu temelde başarı dileklerimi iletiyorum.
————– 0 ————-
(…)
X.: …
—.: Bu dağ dediğiniz, sanırım bu yol üzerindeki oluyor. Gerekirse giderek bu tarafa doğru eylemli hareket edebilecek grup olsun. Sanıyorum imkansız değil. Gerek yolu açık tutmada, gerekse de mayınların temizlenmesinde iyi olur, mayınların da bir engel teşkil etmemesi gerekiyor. Yine Silopi’deki birimle işbirliği etmeleri gerekiyor ve milislerle işbirliği ederlerse kolay güç çekerler. Herhalde buna epey ihtiyaç olacak. Bu tarafla da onların bazı engellemeleri daha çıkabilir. Gerektiğinde öz gücü konuşturarak yolu sürekli açık tutacağız. Hem Kuzey’le hem de bu tarafla yolu sürekli açık tutan bir birim. Birimin önüne öyle bir görev verilir ve tabii mutlaka başaracaklar, başarılabilir de. Sanmıyorum ciddi bir engel olsun, orda epey tecrübeli olanlar da var. Yarı ticari, yarı kurye, irtibat ve bir de gerilla birimi gibi çalışabilirler. Sanıyorum uygundur. Şehir içine tabii ki değişik yönelinir. Çünkü 40 türlü örgüt var orda, Hizbullah’tan tutalım her türlü istihbarat örgütüne kadar hepsi var. Biz de mesela gazete bürolarını -Yeni Ülke temelinde veya o ajans temelinde- şehre girme amacıyla kullanabiliriz. Bürolarını kurabilirler veya o Güney’li örgütlerden birisini kullanabilirler, bu biçimler epey sonuç alabilir. Kaldı ki epey kitlemiz var, bizzat kitlemiz içinde örgütleniriz. Milisler var, onlardan aileler yerleştirilebilir. Yani şehir içindeki kolonimist tabanımız epey canlı olmak zorunda. Dağla da birleştirilirse, onların engellemesi boşa çıkar. Bizim ilişkilerimizin o sahada zayıf olması normal bir durum değildir. Göreve karşı sorumsuzca yaklaşıldı, hata yapıldı, o çoğunu Güney’deki halk bile beğenmiyor. Böyle çok inisiyatifsiz, ruhsuz bir sigara peşinden koşan adam rahatına düşkünlükten başka bir şey göstermiyor, bir de politik olarak çok geri. Bunlar aleyhimize sonuç verdi. Ancak daha otoriter, daha temsilci kabiliyeti yüksek kişilerle orası tutulabilir. Şimdi bu konu böyle, yalnız sizin orası için de artık daha ileri bir konsey düzeyi tutturabilirsiniz. O gelen arkadaşlarla birlikte sayınızı biraz daha da artırın. Çünkü sanırım gücünüz bir buçuğu bulur, ulaşacak. Bizzat denetiminiz altındaki çok büyük bir güçtür, onun üzerine daimi bir konsey gibi durmalısınız. Yani çok güçlü bir merkezi denetim olmazsa kontrol etmek zordur. O kampların orta yerinde en uygun yerinde sağlam bir komuta merkezi oluşturun. Yeniden bunu değerlendirin. Komuta merkeziniz bence sayı olarak güçlü olmalı, biraz güçlendirilmeli, çok sayıda irtibata sağlamalısınız. O telsizlerden epey geldi, bence kamplar arası çok iyi bir telsiz irtibatı kurabilirsiniz. Biz son zamanlarda biraz daha gönderdik, orta boylar var. Sanıyorum en azından bütün kampları bağlayabilirsiniz. Yine kurye grupları da oluşturulabilir. Demek istediğimiz, günün yirmi dört saati işleyen bir komuta merkezine ulaşmanız lazım ve bu sürekli birlikte değerlendirme yapabilecek bir merkez olmalı. Gerekirse daimi toplantı halinde olması gerekiyor. Geniş irtibat imkanlarınız doğmuştur, mevsim de epey açık hale geliyor. O kadar büyük bir gücü bireysel inisiyatiflerle yönlendirmek son derece zordur ve de doğru da olmaz. Kimi almak istiyorsunuz böyle bir merkeze? Aslında düşünülen komuta merkezi olabilecekler oluştu, bir araya geldiler, sanırım iyi bir model olur. İşleri epey dağınıklıktan kurtarabilirsiniz, buna ihtiyaç var. Mevcut gelişmeler bunu daha da iyi hissettiriyor. Oldu, daha sonra görüşebiliriz, iyi günler başarılar.
———– 0 ———-
(…)
X.: Çalışmalarımızı daha çok geceleri sürdürüyoruz. Gündüzleri kara savaşına karşı tedbirler var. Arkadaşlar zayıf kaldıkları noktalarda tartışmalar yürütüyorlar. Özellikle de çözümlemeleri okuyup tartışıyorlar. Genelde önemli denebilecek bir düzey tutturuldu. Ancak bu son çözümlemelerin temelinde bu düzeye ulaştı. Yalnız herkesle birlikte okuyamadık. Bu boşluğu dolduramadığımız için belli ölçüde zayıf kaldığımızı söyleyebiliriz. Bu yüzden sürekli talimat, çözümlemeleri işlenerek bunlar üzerinde ve alanların üzerinde yoğunlaşıyoruz. Bu biçimiyle eksik kalan yönleri de tamamlayıp yeni döneme yönelmemiz söz konusudur. Belirgin bir biçimde savaş dışında kalan yapı yoktur. Geçmişe göre çok ileri düzeyde bir yoğunlaşmayı sağlayabildiğimizi söyleyebiliriz. Çalışmalar ileri bir noktada seyrediyor. M. arkadaşların çalışmaları devam ediyor, bu ön çalışmalardır. O diğer gruptaki arkadaşlarla birlikte bunu artık belli bir sonuca götüreceğiz. Bu düzeyde çalışmalarımız, dolayısıyla kitle içindeki çalışmalarımız hızlandırılmış bulunuyor. Halkta biraz bu TC’nin son saldırılarına karşı özellikle serhıldandaki katliamlardan dolayı bir tepki vardır. KDP’nin alanında da eskiye oranla daha önemli bir tepkiyi görebiliyoruz. …. karşı giriştiği katliam TC’ye karşı bir tepki getirdi. Diyebiliriz ki, gerek Doğu, gerekse Güney Kürdistan kitlesi de TC’ye yönelmiş durumdadır. Yani düşman olarak onu görmektedir. Şimdi durumlar bu çerçevededir. Ayrıca Sa.’gilin oradan yarı yarıya aktardık, ama sürekli gelmeler var. Baharda daha uygun görevlendirmeler için düzenlemeler yapıyoruz ve gerekliydi. Göründüğü kadarıyla çok sayıda güç birikiyordu. Bunu sürekli hareket halinde tutmak iyi olmuyor.
Durum bu çerçevededir. Serhat’ı biraz daha desteklemek gerekir, biraz da Başkale taraflarını desteklemek gerekir. Yeni güçlerle takviye edeceğiz, öyle düşünüyoruz. Ha. arkadaş gilin orda sorun yok, herhangi bir engel koymuyorlar, sonuçlarını bize iletmediler, yani tutumları konusunda bir bilgi daha gelmedi. Ancak olumlu davranıyorlar. Biz bunu belirtebiliriz.
Ağustos atılımına yönelik girişimleri bilinen planlı bir saldırıydı. Bunu Güney’de tamamlamak isteyeceklerdir. Bu açıdan Güney’de bazı güçleri başka alanlara taşırmak gerektiği düşüncesindeyiz. Düşmanın konumlanmasını, hareket tarzını bilmek açısından sabırlı davranmak önemli olacaktır. Durumu kavradıktan sonra daha geniş atılımla girişebiliriz. Bunları belirtebiliriz.
—.: Şimdi yer var, eğitim daha güneyde olabilir. Daha güneyde o Doğu’ya da yakın, orda bir kamp geliştirilebilir. Hatta biz söylemiştik, yani bu hava saldırılarının ulaşamayacağı alanlar söz konusu olabilir. Bir de yeraltı geliştirilebilir. Bu hava saldırılarıyla orayı etkileyemezler. Yani eğitim için biraz daha yeraltı ve o Doğu, iki yer uygundur. Yekıti’nin Soran-Behdinan ve Doğu arası noktalarında yer bulunabilir. Bir kampı orada geliştirmek mümkündür. Hatta sanırım bu PAK adına da olur, o doğudaki diğer gruplarla dayanışmayı veya iç içe geçmeyi etkilemek için uygun olabilir. Böyle bir kamp olayını düşünüyorsunuzdur. O sahada yer altı iyi oluşturulursa rahatlıkla götürülebilir, zor değil. Şimdi tamam, mevsim biraz daha uygun hale gelmeli de böyle hedefleri çok daha iyi kestirmek gerekiyor. Tabii ki Başkale taraflarına sarkmak gerekecek, yani yalnız Güney’den değil. Yeni bir cephe Başkale, Gürpınar’ı çemberleyecek bir biçimde gerekebilir. Bu açıdan gerek Çukurca güçleri, gerekse Başkale üzerindeki gelişmeleri birleştirerek onları böyle daraltmak gerekiyor. Özellikle tamamen yol ağzı esilebilir, ulaşım hatlarını tamamen kesmek lazım. Şimdi o küçük karakollarını herhalde kaldırırlar. Kaldırılmayanlar imha edilebilir. Yani bu aşamada -tabur düzeyinde güçleri de dahil- hepsi o alanda fazla tutunamaz. Yine o korucu köyleri varsa öyle bazı köyler, onlar bu arada tamamen aşılır. Yerleşim düzenleri nedir, en önemlisi de bütün bunları yapmak için araziyi genişliğine ne kadar kullanıyorsunuz, bütün araziyi kaplayabildiniz mi? Bu bizce önemli bir mesele. En az kaç noktada tuttunuz, güçler kaç noktaya serpiştirilmiş, yani derinliğine-genişliğine çapı ne kadardır? Yüzey kaplaması, yüzey tutmak önemlidir. Çizgi boyunca değil, geniş bir yüzeyi işgal etmek çok önemlidir. Doğu’ya kadar -dediğim gibi- Çukurca güçlerine dayanıncaya kadar ne kadar geliştiriyorsunuz? Planlamanın en önemli bir noktası budur. Arazi o kadar tanınıyor ki, orada tutulmayacak noktaların olmaması gerekiyor. Düşmanın hareket tarzı da az çok biliniyor. Ona göre bir yerleşme düzeni zor olmasa gerek. Güç yeterlidir, güç her türlü yüzeysel yayılmayı sağlayacak kadar var. Yine araç yönüyle de iyi tutulabilir. Etkili araçlar var. Hemen her noktaya, her yüzeye serpiştirilebilir, tutulabilir. En etkin tekniği kullanmak mümkündür.
Güney’deki arkadaşlar da fazla etkili olamıyorlar. Epey fırsat imkan var. Çalışma tarzları fazla yaratıcı değil, çok dogmatik. Ya çok laçka, liberal hareket ediyorlar ya da çok sekter bir biçimde kendi kendilerine kapatıyorlar. Şimdiye kadar çok çeşitli biçimlerle yönelmeleri gerekiyordu. Halen genel etkiyi bile kullanamıyorlar. Onların özellikle atılım yapması gerekir. Halkın tabanı uygun, çok sayıda da adam yetiştirildi. Ma. belki bu konuda biraz yaratıcı olmayabilir veya fazla Güney kitlesinin seviyesine ulaşmayabilir. O seviye çok cambaz ve politiktir. Onun konumu kaldırmayabilir. Yönetimden de kaynaklanabilir. Bazı böyle atılımları geliştirmek zor değildi. Bir de o Ti. onları kurtarmak gerekiyor. Hangi hapishanededir, size ulaşmıştır sanırım, kaçırılmasını istiyor. O konuda girişimler geliştirilebilir. O gelen arkadaşlar da bu konuda yapabiliriz diyordu.
Bunlar belirtilebilir.
Orada her aday kendini en az bir savaşçı durumuna getirebilir. Çeşitli ön yargıları veya niyetleri olanlar varsa zaten bunlar açığa çıkartılır; çok geri öğeler de sıradan savaşçı durumuna getirilir. Hatta lojistikte çalışırlar, altyapı işlerinde çalışırlar. O açıdan eğer kimse art niyetli ve çok düşmüş değilse -ki, bunlara da yaşam hakkı tanınmaz- herkesin bir hizmeti tutturması zor değildir. Tüm yönetim ölçüleriniz ne kadar mevcut gelişmeleri, oluşumları karşılıyor? Burası önemli çünkü, şimdiye kadar haddinden fazla bireysel tutumlar etkili olmuştur. Oluşumları göz önün getiren bir yaklaşıma şimdiye kadar bir türlü girilemedi. Günlük olarak oluşumları idare etmek, önünü açık tutmak, günlük taktik yönetim fazla güçlü oturtulamadı. Gelen çözümlemelerde bir çok şey konulmuştur. Mart çözümlemeleri de vardı, sanırım o da ulaşır. Yeterince sorunları koyuyor, herkesin yapması gereken aşamayı gösteriyor. Hızla tamamlayabilirler. Bir-iki haftanız daha var. Bu özümseme işini bu arada tamamlayabilirler, özümsemeyi de tam hakkıyla yapacaklar. Bazıları lafazanlığa gerekçe yapmasınlar. Evet bunları söyleyebiliriz. Bunların dışında epey komuta gücünün ortaya çıkması gerekiyor. Geçen yıldan beri epey kaliteli insanlar var, onların hepsinin oldukça ilerleme kaydetmeleri gerekir. Serhat için geliyorlar, onlar herhalde ulaşırlar oraya, oradan da biraz takviye yaparsınız. Herhalde Ru.’da katılacak, o da biraz yaramazlık yapmış, olduğu yerde silah patlatmış ve yakalanmış. Dengesiz bir hareket tarzı, sözde kaçan iki kişiyi yakalamaya çalışırken böyle bir şey yapmış. Herhalde o da ülke içine girecek, ki girebilir, sorun değil o da katılabilir. Onu da görevlendirmek gerekiyor. Epey güçlü bir yönetim oluyor. O Te. var, o da epey bilinçli fakat, kariyerist özellikleri olabilir. Tabii onu biraz dengeleyecek bir yapı olmalı, arkadaşlar bu konuda onu kolektivizme çekme temelinde değerlendirmeliler. Yine o Ce. vardı, dürüst birine benziyor o da gidebilir. Epey görev alabileceklerdir, yalnız biraz dikkat etmeleri gerekir, denenmemiş oluyorlar.
Orta bölge için de Ha. bir türlü rolünü oynayamıyor. Bu biçimiyle koordineyi de yapamaz. Aslında koordine diye bir şey bırakmadı. Artık başka bir biçimde güçlendirmek gerekiyor. Oranın planlamasını biraz oradan yoğunlaştırmak gerekiyor. Bunlar belirtilebilir. Dersim’den de son zamanlarda bir şey anlayamadık. Vurulan kimdir, kim değildir, bir sessizlik var zaten. Evet, başka söyleyebileceğiniz bir şey var mı?
X.: …… … Nu. arkadaş da burada, alanda bir sorun olmuştu. Ru. ile Nu. çelişkiye girmişler. Sanırım birikim var. Artık olgunlaşmaları gerekiyor. ………….
Bu tür yerlerde denendikten sonra gitseler daha iyidir. (Telsiz konuşması net değil)
—.: Orta bölge için kimi düşünüyorsunuz?
X.: … arkadaş gidiyor, Ka. arkadaş gidiyor, yine … aday arkadaşlar var……
—.: Güney’li arkadaş mı?
X.: Evet
—.: Tamam hazırlansın iyidir, ataktır. Başka kardeşleri de katılmıştı. Yalnız atak, girişken, aynı zamanda kendini koruyabilen tipler olmalı, Si. da biraz uyarılmalı, alanı biraz tanıyor. Atak, girişken, aynı zamanda emniyetli olurlarsa iş yapabilirler. Alan biliniyor, küçük birimler biçiminde hareket edilir. Esas itibarıyla görevleri halkı kazanmak ve güç çıkarmadır. Bu bilinci alanların bir çoğu bu işi. yapabilir. Zaten diğer bölgelerden de biraz katkı yaparlar. Olabilir, Serhat’ın öyle ayrışması uygundur. Epey güçlü arkadaşlardır, yapabilirler, dengeleyebilirler birbirlerini. Fazla bireysel dayatmalar bu aşamada uygun değil. Ayrıntılar gelirlerse konuşulur, bol bol derince bir tartışma yapılır. Bu arada şehirlere de biraz bu işi götürebilecek bazı temsilcilikler atanabilir. Yani oranın şehirlerini de artık çekmek gerekiyor. Epey birikim, epey olgunlaşma var. O şehirleri, Ağrı özellikle o sınır hattındaki gücü büyük oranda çekmek durumunda. Beraber çalışsınlar, biz değerlendiririz, o arkadaşlar gitmeden önce tek tek de konuşuruz. Herhalde yeni gruplar bu bir-iki hafta içinde hazırlanırlarsa biz tekrar onlarla biraz konuşmaya çalışırız. Bu gitmesi gereken grupların çapını, son durumlarını öğreniriz. Daha da kapsamlı bir talimat orada geliştirebilirsiniz. Öyle yapmak gerekir. Tabii Başkale için de öyledir. Başkale, Özalp o hattı da geliştirmek gerekiyor. Oranında grubu iyi çalışmalı. Hem oraya hem de Serhat’a bağlı ulaşmak gerekiyor. Orası tamamen açılmalı. Planlamada bunlar iyi konulabilir. Komutayı yapacak kişilerin hepsi açılım yapabilir. Bu konuda artık bu aşamadan sonra öyle kendi kendini mesele yapma, gelişmeme diye bir sorundan bahsedilmez. Bu kadar tecrübesi olanlar sonuç alabilir. Epey bilinçliler, gerisi de girişkenliğe, inisiyatife kalıyor. Biz değerlendiririz. Bu gitmesi gereken arkadaşların kendi görüşleri de dikkate alınmalı. Yani böyle dayatması değil de hem gönüllülük hem de sonuç alıcılığı kendileri kestirebilmeli. Başarmayı kendisine mesafe yapan, başarıyı ısrarla isteyen, başarabileceğine kendini inandıranlar bu işe kendini vermeli. Böyle baştan savmacı olmamalılar. Başaracağım diyenler, biraz bu işe koşturulmalı. Gitmesi gerekenler gönüllü, ama aynı zamanda kazanmayı mümkün kılacak bir formasyonda olmalı. Herhalde size daha ulaşmadılar. Başka belirteceğiniz bir şey yar mı? Henüz gruplar ulaşmadı herhalde, Mart çözümlemeleri ulaştı mı?
X.: …. …… burada belli bir süre birlikte çalışıyoruz. Şu anda ihtiyaç nerde doğarsa oraya gidebilir.
—.: Bahsettiğiniz kişi kim?
X.: Ha. arkadaş.
—.: Nereye gidecek Ha?
X.: Şimdilik buradadır, yaz başına kadar eğitim faaliyetlerinde kalacak.
—.: Sonra neresi için düşünüyorsunuz?
X.: …….
—.: Şimdi biraz inisiyatifsizdir. Kendisini biraz geliştirmesi gerekiyor. Bunlar böyle hep iyi niyetli, bir şeyler yapabilmeyi vaat eden, ama bir türlü yapamayan bir durumu yaşıyorlar. Komutanlık öyle olmaz. Yani bu kadar gücün üzerine ucuz oturulmaz. Ben şimdi bu konuda hepinizi uyarmalıyım. Bu kadar gücü üzerine idarecilik yapılsın diye oraya çekmedik. Biz şimdiye kadar böyle basit bir idarecilik yapmadık. Her gün ilerleme sağlayamazsak önderlik yapılamaz. Bu arkadaşların bir zaafı odur. Ellerine verdiğimiz gücün üzerine yatıyorlar. Ha.’da böyleydi, eskiden hepsi bunu böyle anladı. Parti bir takım imkanlar veriyor, yetkiler veriyor onunla idare ediyorlar. Bir yaratma, bir ilerletme konumuna giremediler. Bu anlayışı aşacaklar. Bu kadar gücü, fırsatı, yetkiyi verirken durumu idare etsinler diye değil, onunla ileri aşamalar kaydetsinler diye verdik. O ve benzeri bütün arkadaşlar için geçerli olan budur. Bölgeleri hazırlıyoruz, alanları açıyoruz, irtibatları düzenli tutuyoruz, dengeyi yürütüyoruz. Bütün bunlar onların ucuz yaşamasına fırsat sağlamak için değildir. Bu eksiklik herkeste var. Bu temeli ilerletmeleri gerekir veya bu temele dayanarak ilerlemeyi sağlamaları gerekir. Bu konuda bazı anlayışlarını yıkmaları gerekiyor. Hepinizin yıkması gerekir. Biz dengeyi günler verimsiz geçsin diye tutmuyoruz. Doğru dürüst bir eğitim yoksa, doğru dürüst açılım yoksa dengenin de anlamı kalmaz. Gün, gün yaratma meselesi var bizde. Bu yoksa öyle başarılı bir komutandan bahsedilemez. Biz o kadar gücü oraya boşuna aktarmıyoruz, onlar büyük bir ordu gücüdür, büyük bir ilerleme gücüdür ve komutanlar da bunu mutlaka sağlayacaklar. Şimdi sizin durumunuz nedir, ne değildir? Gerçek ilerlemeye ne kadar cevap veriyorsunuz, onu bilemiyorum. Fakat genel bir hastalığın da geçerli olduğu da açık. İlerleme esas itibarıyla halen bizim buraya dayanıyor. Oradan yaratıcı yaklaşımlar, ilerletici çalışmalar mevcut imkanlara göre yetersiz kaldı. Halen bir çoğu kendi bireysel tutkularını yaşamaya çalışıyor. Küçük burjuva yığınları halinde duruyorlar. Bunu aşmak gerekecek. Delice, çok yırtıcı komutanlar, hatta savaşçılar oluşması gerekir. Bu konuda seviyeler geri. O kadar tecrübe var, fazla yaratıcılık sağlanamadı. Halbuki geldiğimiz düzey büyük bir gelişmeye fırsat tanıyor. Bu aşamada savaşçı ve komuta çok iş yapabilir. Çözümlemelere dayanarak herkesin kendisini yenilemesi gerekir. Kendilerini yenilemezlerse affetmeyiz, onu size söyleyeyim. Kendini yenilemeyenler yenilir, aşılır. Mevcut gelişmelerin üzerine biz bürokrat dikemeyiz, gelişmeleri günlük olarak idare etsinler biçiminde bürokrasiye meydan veremeyiz. Bireysel kurnazlık dayatmalara da fırsat vermeyiz. Kısaca biz gelişme istiyoruz. Biz ülkeyi de idare ediyoruz, halkı da idare ediyoruz, ama bu demek değildir ki, herkes kendini biraz yaşasın. Hayır. Biz kendimize bile nefes alma hakkını tanımıyoruz. Nefes nefeseyiz ve her gün bir ilerlemenin peşindeyiz. Bizde gelişmelerin yöntemi böyle olur. O alanın da büyük bir gücü vardır. Bu arkadaşlar doğru dürüst düşmanın o iç gücünü fazla çözemediler. Doğu kitlesinde fazla bir atılını yaptırılamadı. Halbuki biz her gün epey etkide bulunuyoruz. Doğu kitlesi ve Doğu hudut ilişkisi öyle kaldı, yine yapı öyle fazla büyük aşama kaydedemedi. Çok yüzeysel, ince bir PKK’lilik yaşandı. Ucuz sıradan bir savaşçılık yaşanıyor ki, bunlar mevcut gelişme seviyemizin gerisindedir. Bütün herkesten olgunluk bekliyoruz, yırtıcılık bekliyoruz, tabii ihtilalcilik bekliyoruz. Doğrudur, iyi niyetlidirler, dürüsttürler, ama devrimcilik bununla tam başarılamıyor. Daha fazlasının gerçekleştirilmesi gerekir. Fırsat yakalanmıştır demek istiyorum. Bu kadar acımasız savaşımlardan sonra da bu düzey önemlidir ve herkesin büyük bir sorumlulukla bu düzeye dayanarak ilerlemesi gerekir. Benim söyleyebileceğim budur. Tekrar bu çerçeve dahilinde hepsinden çok ileri düzey de çıkışlar beklenir. Güney, Kuzey, Doğu, Batı fark etmez, bu kadar güce dayanarak oldukça büyük ilerlemeler sağlanır. O güç her türlü başarıyı sağlayabilir. O noktada sağlayamayacağı gelişme düşünülemez, artık günlük taktik önderliğe bağlıdır, günlük olarak yapıyı çalıştırmaya bağlıdır. Moral yönetimi çok önemlidir, buna büyük dikkat vereceksiniz. Partinin etkisini kimse kötüye kullanmamalı. Biz her türlü şeyi düzenledik. PKK’deki devrimciliğin nasıl gelişmesi gerektiğini edebiyata kadar döktük, kültürel temeline kadar açmışız. Herkes bunu esas alıp çalışacak, herkese içinde bulunduğu duruma cevap verebilecek çözümler konulmuştur. Uzatmak istemiyorum, fakat biz gelişme bekliyoruz veya mevcut düzeyin artık herkese önemli atılımlar yaptırabilecek düzeyde olduğunu görüyoruz. Başka bir tutum da kabul etmiyoruz.
Çalışmalarınıza bu dediklerimin temelinde yön vereceğinize inanıyorum. Tekrar çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Parti Önderliği
Not: 18-27 Ağustos Talimatları Ağustos Yönergelerinde bulunmaktadır.
————– 0 —————
PARTİ ÖNDERLİĞİ’NİN TELSİZ KONUŞMALARI
24 SAAT SAVAŞI YAŞAYAN BİRİMLER ÇELİKLEŞİR!
—.: Güney halkına yönelik en genel perspektif bu olmalıdır. Yeni Halepçeleri önlemek için bu tedbir alınıyor. Geliştirdikleri işbirlikçi ilişkiler katliamdan başka bir sonuca yol açmayacaktır. Bunları uyarmak için yapıyoruz. Yine halkın gerçekleri doğru görmesini sağlamak için bu tedbir gelişmiştir. Türk subayları, Türk kapitalistlerinin eliyle değil, Kürdistan halkının öz imkanlarıyla ekonomik sıkıntılar atlatılabilir. Bu yolu geliştirelim. Halkımızın serbest ticaret yapmasını, serbest alışveriş yapmasını sağlamak için Kürdistan’a dayalı yol geliştiriyoruz. Türklerin izniyle yaşamak mümkün değildir. Bunu boşa çıkarmak için bu çabaları geliştiriyoruz denilir. Kısaca bu gümrük meselesi, siyasi bir meseledir. Ve en tehlikeli sonuçları halkın aleyhine gelişmemesi için şimdiden aldığımız bir tedbirdir. Bunun için siyasi-askeri düzeyde ulusal birlik, dayanışma çok gereklidir. Biz bunlardan bunu istiyoruz. Türk faşizmiyle yeni katliamlar için ellerine fırsat vermemeleri için, Halkımızın birlik ve dayanışmasını istiyoruz. Bu konuda her türlü görüşmeye, her türlü dayanışmaya hazırız. Bütün yurtseverlere, demokratlara bu çağrı yapılıyor. Başka türlü yorumlamamaları gerekir. Daha şimdiden bu temelde üzerimize düşeni yaparız. Yeni Halepçelere, yeni göçlere yol açmamak için en kararlı tutum bizim tutumumuzdur. Yurtsever ve demokrat kesimleri bu tutumla birleşmeye çağırıyoruz, özü budur. Bunu sık sık uygun bildirilerle, çağrılarla halka yansıtın. Girişim komitesi özellikle bu konuda aydınlatma faaliyetini yoğunlaştırmalıdır. O Kürdistan Cephesi içerisindeki muhalefeti de bu konuda ilişkiye çekebilirsiniz, yani onlar da bu konuda aydınlatılabilir. Bu husus böyledir.
Daha çok siyasi olarak zorlamak, halka fazla zarar vermeyecek yöntemleri geliştirmek gerekiyor. Aslında halkın zorunlu ihtiyaçlarına yavaş yavaş kanallar açık tutulabilir. Koyun benzerleri halkın ticaret mallarıdır. Bunlara uygun vergileme veya uygun gümrük karşılıkları veya uygun yardımlaşma ile bu temelde kanallar açık tutulabilir. Ama asıl TC ile siyasi işbirliğine giden yolu tıkamak gerekiyor. Kısaca bunlar belirtilebilir.
Şimdi Cizre için yeni planlamalar yapılabilir, zaten yapılmak durumundadır. Bunun dışında asıl mühim olan diğer çalışmalardır. Bunların saldırı ihtimali de dahil giderek o sahayı bağımsızlık sahasına dönüştürme gereği vardır. Mevcut güç ayarlaması tümüyle bağımsızlık alanları yaratmayı amaçlamalıdır. Her türlü üslenme, eğitim, görevlendirmeler bağımsızlık alanını adım adım genişletmeyi sağlar. Bu genişletme işini biraz daha yapabiliriz. Yani onlar kurtarılmış bölge diyor, bizim için de kurtarılmış bölgedir, ama kimin neyi kurtardığını iyi ortaya koymak gerekiyor. Kurtarılmış bölge esprisine bağlı kalmak gerekiyor. Hem işbirlikçilerden hem de TC’den kurtarılmış bölgeleri her iki kesime de yaymak lazım. Aslında her iki tarafta da kurtarılmış bölgelerin parça parça elde edilmesinden biz bahsettik. Bu konu önemli, sanırım halen grupların hareket tarzı buna elvermiyor. İnsan günde bir kilometre bile ilerlerse, giderek çemberi genişletebilir. Biraz bu anlayışla hareket edilmeli. Yani kurtarılmış bölgelere dayalı mevzilenme daha fazla sonuç verebilir Kuzey’e doğru yayılma da biraz bu mantıkla geliştirilmeli. Bu hususlar üzerinde epey durulmalı. Zaten yakında güç gelecek. Zaten o, güç sorunu değil. Yine o arkadaşların ileriyi takviye etmesi için de tartışıyorsunuz. Onu biraz daha olgunlaştırın. Kimler gidecek, kimler biraz daha ilerletebilir, onu değerlendirin. Kısaca bunlar önemlidir. Alan tutma işi, bölgeleri biraz daha netleştirme, yayılma imkanlarını araştırma, daha ileri savaş biçimlerini geliştirme, düşmanı biraz daha zorlayacak, düşmanı bulunduğu konumdan daha da geriletecek biçimler geliştirmek gerekiyor. Aslında bu konuda fazla yaratıcı olamadığımız anlaşılıyor. Yine de her gün çeşitli yöntemlerle düşmanı geriletmek zor değil. Herhalde bazı yöntemlerde ısrar ediliyor, geleneksel yöntemler kolay kolay terk edilmiyor. Çok çeşitli biçimlerin denenmesi gerekir. Hem örgütlenmede, hem eylemde, hem araziyi kullanmada hem de geri cepheleri oluşturmada çok çeşitli biçimlerle uğraşmak gerekiyor. Bu yapılmazsa inşa faaliyeti statik olur, dinamiklikten uzak durgun bir biçimde eskisi gibi olur. Yani eski biçimlerde durgun, fazla dinamik olmayan, fazla savaşım gerçekleriyle ilgili olmayan bir eğitim, üslenme anlayışı olur ki, bu her zaman darbe yiyebilir. Yani somut görevlerle iç içe bir yayılma meselesi, çatışma meselesi çözülebilmeli. Sürekli yayılmaya, derinleşmeye imkan veren bir yaklaşım tarzı esas alınmak zorunda. Kısaca değerlendiririz bunları. Bunlar belirtilebilir. Bilemem, yaralılar meselesinde artık dikkatli olmaları lazım. Bu konular biraz mühim. Hudutlar biraz korunuyor, yakalanma ihtimalleri vardır. Biraz daha dikkat edilmesi gerekir. O kanalları tabii ki dikkatle kullanacaksınız, kanal işini sağlamlaştırırsınız. Bir de Adana’dan gelen Er.’in sanırım gazetelere de yansıyan bir bayanla ilişkisi var. O itirafçı var, ondan kaynaklandı. O çok tehlikeli bir şey yapmıştır. Onun hesabı sorulmalı. Sanırım bu milletvekili meselesi, itirafçı meselesi var. Onun hesabı ondan sorulmalı, yine o mevsimdeki yakalanmalar o bayandan kaynaklanıyor. Sanırım eskiden de tutarsız birisi, nasıl götürmüşler oraya kadar? İdil’de sorun yaratan bir tipti. Böyle son derece tehlikeli tipleri gönderiyorlar. Her türlü ilişkiye de bulaştırıyorlar. Bir tahribata yol açmış, ondan durumu araştırılabilir, hesabı da sorulmalıdır. Birçok böyle önemli ilişkiler içine sokuluyor insanlar ve hayli zor durumlar yaratıyorlar. Bu Adana’yı bilenler vardır. Özel kurye yoluyla belki biraz denetlenebilir. Bilemiyorum, birkaç kişi gönderilebilir mi? Oradaki güç potansiyelini almakta yarar olabilir. Şimdi kısaca belirteceklerimiz bunlardır. Durumları daha derli toplu kavradıktan sonra bir değerlendirmeye gideceğiz. Sorun mesafe almayı bilmektir. Savaşın temposuna tam ayak uydurmayı bilmek gerekiyor. Sanıyorum bir çok arkadaş verimsizdir. Fazla verimlilik sınırına ulaşmış, güçlerini kullanmış değiller gibime geliyor. Halbuki o sahalar en verimli tüketilmesi gereken sahalardır. Değerlendiririz, evet başka belirtecekleriniz var mı?
X.: Başka belirteceğimiz bir şey yok. Yalnız bu bildiriyi yazıyoruz, hazırlıyoruz, fakat biraz çoğaltma zorlukları vardır. Çünkü bunlar çoğaltma yerlerine denetim kurmuşlar. Dolayısıyla böyle pek sık sık çoğaltamıyoruz. Aslında hazırlıyoruz fakat hemen yollanamıyor.
Bir de bu ambargo vardı, şimdi bizim paralelimizde Saddam da ambargo koydu. Ve yine bizim ambargo Saddam’ı daha çok etkiliyor. Çünkü giden araçların % 60’ından fazlası da Saddam’a gidiyordu. O da ayrıca koymuş ve biraz şüpheleri yayıyorlar, onların TV benzeri şeyleri var, her gün bu yönlü propaganda yapıyorlar. Tabii ki bunun karşısında bizimki biraz sınırlı oluyor. Yani onların bu olanakları vardır. Fakat biz yine şehirleri kullanarak son gelişmeleri içeren bildirileri çoğaltmaya çalışıyoruz. O durum böyle.
Bir de bizim buradaki Kuzey’e yönelik çalışmalarda, kendimizde bir yetersizliği görüyoruz. Aslında eski çalışma tarzının aşılamama durumu vardır. Bu konuda özellikle bazı arkadaşlarda tempo düşüklüğü çok görüldü. Yani böyle döneme uygun bir girişimcilik, atılganlık ve parça parça yayılma doğrultusunda bir hantallıktan bahsedebiliriz. Fakat atılmaya çalışılıyor, yani biz de üzerinde duruyoruz. Sürekli kendi aramızda tartışıyoruz. Örneğin, bazı sorunlar vardır, bunlar biraz ertelendi veya geçiştiriliyor. Fakat artık gelip belli bir noktaya dayanmak durumunda. Sanıyorum artık yapılacaksa şimdi yapılır. Biz bu biçimde yaklaşıyoruz. Zaten söylenenler doğrudur, gerçekten istenilen düzeyde değil. Bütün arkadaşlar kendi güçlerini, yeteneklerini doğru bir biçimde kullanma doğrultusunda eksiktirler. Bu hepimizde vardır, doğrudur.
—.: Şimdi tamam, bir kaç ay durumunda hakim olduktan sonra, artık insan ilerletmeyi bilmek zorunda. Zaten o cephe gerisi anlayış çok kötü kullanılıyor veya eğitim alanı, karargah alanı çok kötü kullanılıyor. Biz bu anlayışı, çok yakinen tanıyoruz. Burada bile günlük olarak üzerinde durmasak, içine girecekleri durumlar bellidir. Hantallık çok açıktır. O yıllardır birkaç hedef üzerine yürünmedi, Uludere’de bir-iki mevzi tutulamadı.Aslında yalnız orada değil, her tarafta bütün hudut boyunun durumu, içerisi de öyledir. Bir karargah diyorlar, işte her gün düşman artık topla bile vurabiliyor. Yani nedir? Karargahtır, rahatlık alanıdır deniliyor. Amed’de, Tendürekler’de, içerde ve hemen hemen her yerde çoğu topla, roketle vuruldu. Bu neyi gösterir? “Karargahtır, dinlenme yeridir.” Şimdi bu affedilmez bir yaklaşımdır. Ve bu adamlar bunu bir türlü anlamıyorlar, biz hiç bir zaman olduğumuz yerleri böyle kullanmadık. Kaldığımız yerler villa da olsa hiç bir zaman böyle yaşanılmıyor. Bunlar bu düşkün ruhlarına bunu kabul ettirmeliler. Yani karargah nedir, bir çalışma önderliği nedir, herkes bunu anlamalı. Bu düşkünlüğü, bu hantallığı terk etmeli. Bir kez daha işleyeceğiz. Önemli bir dönemin içindeyiz. Kendilerini de imhaya götüren bu yaklaşımlarını aşmalılar. Bu konuda epey zayıflıkları var. Hala bir karargahı doğru kullanmıyorlar. Bizim bile burada kendimize yakıştıramadığımız ve bir nefes yaşamadığımız rahatlığı -sözümona rahatlığı tabii- ve hantallığı, pasifliği yaşıyor. Saygı göstermemek lazım. Tam bir savaş yaklaşımı göstermek gerekiyor, sandıkları gibi bu değerler öyle kullanılmaz. Mesela bazıları var orda, yıllardır pasif görevlere kaçıyorlar, kendilerini yormuyorlar. Orada kalan kişiler, ateşten adam yetiştirmek zorundadır. Yetiştirecekleri adamlarla, savaşçılarla sonuç alabilirler. Hareket adamları, orada öyle boş boş aylarca dolanamazlar. Böyle yaptılar mı görevlerinde kalamazlar. Bunun yeni yaklaşım olduğu veya eskinin eleştirisi temelinde bunun böyle geliştirilmesi gerektiği açıktır. Ben bunun için söyledim, başka türlü kimse bu anlayış sahiplerini idare edemez. Yani ortadadır, biz böyle yaşamıyoruz. Zor bela birkaç mevzi yaratıyoruz, bu mevziler aylarca böyle rahatlama alanı olarak kullanılamaz. Bu var, yanlış değerlendiriyorlar, kendilerini yormuyorlar. Zaten yıllardır kendini yormama anlayışı, işlere doğru el atmama anlayışı belirgindir. Ondan sonra da ucuz eleştiri-özeleştiri yöntemleriyle kılıf yapıyorlar. Bu alçaklık terk edilmelidir. Yani kimse buna pirim vermez. Bu açıdan kendi karargah düşeninizi buna göre her gün gözden geçirip yetkinleştirin. Bu demek değildir ki, intiharvari gidişler olur. Hayır. Günde insan karış karış 500 metreyi de kullansa uygundur. Yeraltını geliştirebilir, yerüstünü geliştirebilir, artık bir dağı, bilmem bir boğazı tutmak, düşmanı kuşatmak, çok çeşitli yöntemlerle düşürmek zor değildir. Kafa yorma yok, tedbir geliştirme yok, plan geliştirme yok. Peki kim idare edecek bunları. Aslında etrafınızdaki insanların büyük bir kısmı böyle çok ucuz bir yaşama kendini terk etmiş gidiyorlar. Savaş tehlikeli bir şey tabii, her yerde tehlikedir. Başka türlü savaş yaşanılmaz. Savaş ruhunu, savaş kişiliğini sürekli gelişkin kılmak gerekiyor. Aslında bu gelişmiyor ve hatta biz olmasak herkes ardına kadar gerilemeyi yaşayacak. Göz açtırmamak gerekiyor. Ama doğru tarzda, ama gerçekçi tarzda. Eskiden de bu durumu önlemek için huduttan öteye atlıyorlardı. Adeta gidin ölün dercesine. Mesele o da değildir. Biz koparmayı bilme temelinde adım atarız. Yoksa gidin kendinizi bu seferde balıklamasına düşmanın üzerine atın değil. Bu doğru değil. Bunların çoğu eleştirildi, bir türlü gereklerini yerine getiremiyor arkadaşlar. Hepsi kendini yormamanın pratiği içindedir. Kendilerini asgari düzeyle sınırlı tutuyorlar. Halen gelişmelerin motor gücü bizim tarz oluyor veya yapılanlar oluyor. Çok geniş imkanları olanlar bu imkanlarını iyi kullanmıyorlar. Tek yönlü, tek boyutlu, ihmalkarlıklarla dolu, gafletle dolu, yetmezliklerle dolu bir pratik içinde bulunuyorlar. Komuta düzeyindekiler ağırlıklı olarak bu düzeyi tutmuşlardır. Bunları açacağız, biraz daha derinlikli kılacağız, her gün işlediğimiz hususlardır. Artık mesafe almak, savaşı geliştirmek zor değil. Bütün yapının bu temelde harekete geçirilmesi, herkesin bunu kendi öz meselesi olarak değerlendirip sonuç alması gerekiyor. Bu söylediğimiz hususları da tartışmaya açın. Hepsi kendine ilişkin sonuçlar çıkarsın. Hemen hemen herkese hitaptır, çağrıdır, gerekeni yapmaları zorunludur. Başka türlü bağlılık, başka türlü yürürüz, ederiz gibi aldatmasınlar kendilerini. Günümüz doğru savaş tarzıyla, çalışma tarzı, vuruş tarzıyla kurtarılır. Bu gafleti bıraksınlar artık. Yılların yetmezliklerini, kendini de bizi de aldatmayı bıraksınlar. Ve bu herkese söyleniyor, gerekleri yerine getirilirse yaşarlar, savaşırlar, başarırlar. Bir de o H.’den millet razı değil. Bir haftadır yola çıkmış, sanırım halen size ulaşmamış, artık onu oradan almak lazım. Herhalde rahatsızlık yaratıyor ya da tam denetim altına almak lazım. Yolu da onun denetimine vermemek mi gerekir, arkadaşların öyle rahatsızlıkları var. Onu belirttiler bize. Oldu değerlendiriyoruz zaten, görüşürüz. İyi günler, başarılar.
X.: Saygılar, selamlar Başkanım.
————- 0 ————-
(…)
D. Anduk: Arkadaşların köyde kalmaları tamamen kural dışı. Arkadaşlar yaralandıktan sonra biz bir gurup gönderdik… Fakat arkadaşlar “Şimdilik durumumuz güvenliklidir” dediler. Bir de hangi köyde, nasıl üstlendiklerini bilmiyorduk. Kaldı ki, bizimle birlikte olmalarını istemiştik. Kesinlikle birliğin dışında hareket etmemelerini istemiştik. Bu gruptaki arkadaşlar bir süre önce silah bırakan, alanda en çok düşmanlık yapan bu ….. köyünde barınıyorlarmış. Bu Süryani bir köydür, daha önce bu köye karşı bazı eylemler de gelişmiş. Yani köyde bazı kırgınlıklar da var. Fakat bu son dönemde Dicle’nin tek çete köyü olarak kalmıştı, onlar da zorunlu olarak silah bıraktılar. Yaklaşık 100 tane silahları geldi. Bütün grup bu köye gelmiş, bu köyde barınmışlar. Olay buradan kaynaklanıyor.
—.: Hani ben sizi sık sık uyarırken kişilerin laf kısmına fazla inanmamak gerekir dedim. Bunun için denetleme ve irtibatınızı gerekirse en gerçekçi tarzda geliştirin dedik, inanılmaz bir şey tabii. O kadar geniş alan ve imkan varken bu durumları kullanmak ahmaklıktır. Yani eskiden biz de bu durumlara çok düştük, bundan sonra düşmemek açısından bu kişilikleri çok iyi anlamak gerekiyor. Yani bizim deneyimlerimiz bu kişiliklerin tutumuna fazla prim vermemek gerektiği biçimindedir. Kuralımı ben dört dörtlük uygularım. Yani güvenliklidir, iyidir, bu laflara aslında itibar etmemek gerekir. Bunlar tarihte çok görülmüştür, kendini kandırıp bol bol düşmana zafer veren anlayışlardır. Muhtemelen bazılarında bu tip anlayışlar daha olabilir, yani “iyi, güvenlikliyiz” der, ama aslında köydedir. Sanırım bu sahada, Lice’de buna benzer şeyler olabilir. Şimdi oranın böyle çok tuhaf bir durumu vardır, adam kendini göstermese, sabrı çatlayacak neredeyse. Böyle bir düşkünlük var aslında. Geçmişte çok yaygındı, şimdi de fırsat buldu mu gidiyor. Bir de yanına kimse gitmesin, yani yapılacak ilk iş silahları elinden alıp bunları dost bir ailenin yanına vermektir. Ölse de kendisi ölsün, kalsa da kendisi kalsın. Madem kuralların gereklerini yerine getirmiyor, o zaman grupları biz bunların emrine veremeyiz. Gerekeni yapmıyorsa biz ne yayalım yani. İnisiyatifi de kötü kullanmış, o eğitim kampı sorumlusu diyorsunuz, büyük ihtimalle kendi yetkilerini de kötüye kullanıyor. Grubu da o köy yakınlarında tutuyor. Şimdi 150 kişinin böyle bir çatışmaya girmesinin kural dışı olduğu açıktır. Dönemin savaş taktiğine aykırı olduğu açık. Bu çatışma kabul edilmemesi gereken bir çatışmadır. Bu çatışma tarzıyla biz karşılık veremeyiz. Gün boyu çatışmanın sürdürülmesi, bizim bu aşamada benimseyemeyeceğimiz bir durumdur ve bu hareketli savaş da değildir. Hareketli savaş, bu tip uzun süreli çatışma anlamana gelmiyor. Hareketlilik ve gerillacılık iç içedir ve daha çok bizin inisiyatifimiz, bizim planımız altındadır.. Nerede, nasıl vuracağımızı biz tayin ederiz ve önemli oranda hızla gözden kaybolmayı gerektirir. Ama bu, çok açığa çıkmış bir biçim olduğu anlaşılıyor. Hatta topla bile vurulabilecek kadar açığa çıkmış oluyor. Sanıyorum tehlikeli bir durum. Ki, bu çalışma tarzından kaynaklanıyor. Yani fazla durumu bilmiyoruz, ama ana hatlarıyla bunları belirtmek zor değil. Bu konuda alınması gereken tedbirler de çok önceden kavratılmaya çalışıldı. Doğru hareket tarzını, bu tip deneyimlerle daha da geliştirmek zor değildir. Açıkta olan, hemen hemen her gün düşmana bilgi aktaran birimler varsa bu konuyu aştırmak lazım. Sanırım hesap sormak gerekecek. Aksi halde peş peşe bu tip şeyler kayıp verdiriyor. Köye dayalı yaşam tarzı hemen hemen her bölgede düşmanın ulaşabildiği ve çoğunlukla da aleyhte sonuçlanan bir durum. Yani çatışma da yaratsak pek benimseyeceğimiz bir durum değil. Çünkü sürekli taktik dışılığa itiyor, bunu geliştiriyor. Baştan bu tip şeyleri mahkum etmek için sistemli olmak gerekiyor. Bu tip kişiliklere fırsat vermemek gerekiyor. Bunun için de irtibat, denetim ve müdahale imkanınızın güçlü olması gerekiyor. İzleme, bu konuda bilgiyi zamanında alma ve müdahaleyi zamanında yapabilecek irtibatları önemle geliştireceksiniz. Uygun yollarla tabii, yani yalnız telefonla değil. Mümkünse özel denetim birimleri oluşturulur, müfettişlik kurumu biraz çalıştırılır. Evet başka gelişme var mı?
D. Anduk: Şimdi bu çatışmaya giren grup eğitim grubu değil. Bu grup … takımlarından oluşuyor. Üç takım biz göndermiştik. Bir karakol baskını gerçekleştirdikten sonra o alana çekildiler. Orada tesadüfen onlarla buluşuyorlar. Sonra birlikte bir eylem yapmayı planlıyorlar. Fakat bir köyde bulunan arkadaşların düşmanla çatışmaya girmesine müdahale ediyorlar. Çatışma böyle gelişiyor. Şimdi biz de çatışmaya müdahale ettik, aslında kayıpların böyle olması biraz da bizden kaynaklandı. Yani ….. hedefi durumundan çıkardık. Bir de biraz sınırlandırıldı. Bu şehit düşen arkadaşın o alandaki konumu vardı, tanınan bir arkadaştı. Özellikle merkezde tanınıyordu. Bunun yaratacağı bir ……. daha önceden zaten önceden bazı hazırlıklar içerisinde bulunan grupları harekete geçirdi. Bu nedenle karargah birliğine bağlı bir takım bir karakola saldırdı. Bu saldırı gece geç saatlere kadar devam etti. Bu çatışmada telsiz bilgilerinden edindiğimiz sonuçlara göre 2 asker ölü, 4 asker yaralanmış, bir de karakolun cephaneliği isabet almış. Bu olayın sonucu budur. Bu olayda kayıplarımız yok. Bir de yaralıları Diyarbakır’a taşırken Lice yakınlarında pusuya düşürüldüler, ancak roketlerin isabet etmemesi sonucunda ciddi bir kayıp verilmedi. Şu anda bütün gruplar geri çekildi. Aslında kendi inisiyatifimizde geliştirme içindeydik. Fakat birinci çatışmada verilen kayıp ve yine köydeki kayıplar bizi bundan alı koydu. Şimdi durum bu. Aslında taktikte, güçleri dengeli harekete geçirmede, düşmana nazaran daha avantajlı, daha fazla bir denetim var. Bu konuda düşman oldukça zorlanıyor, bir halsizlik durumunu yaşıyor. Şimdi bizim bir amacımız şu: Geçmişin o dar gruplarından daha kapsamlı gruplara veya bir çok grubu birlikte operasyon biçiminde harekete geçirmeye yönelik çalışmalar yapsak. Şimdi bu çalışmalar olduğu için biraz zorlanmalar oluyor. Özellikle de uygulama sahasında bazı zorlanmalar oluyor ve zaten denetim kurmanın bir yolu da bütün birlikleri harekete geçirmeyi sağlamaktır.
—.: Bu bahsettiğinin arkadaş hangi arkadaştı? O tanınan arkadaş dediğiniz, Hebun arkadaş mı oluyor?
D. Anduk: Evet, Hebun arkadaş oluyor.
—.: Bu yaralı mıydı?
D. Anduk: Evet yaralıydı. Aslında yalnızca kolundan vuruldu. Yani fazla ağır değildi. Arkadaş örgütten ziyade, biraz özel ilişkilere dayandı. Sonuç buradan doğdu aslında.
—.: Belli, mahalli bir şey. Amatör birisi belli oluyor, keyfilik olacağı açık. Siz bunları böyle serbest bırakmayacaksınız. Onun geçen yılki hareketlerini de biraz anlatıyorlardı. Özel ilişkilerine dayanarak hareket etmek istiyordu. O arkadaşları da o oraya çekmiştir. Bu fırsatı vermeyecektiniz.
Bütün birimleri koordineli hareket ettirmek doğrudur da, bu bizim inisiyatifimiz altında, düşmanın bilgisi ve planı dışında geliştirilmek zorunda. Yani düşman saldırı halindeyken bu yaklaşımlar kullanılmaz. Yani geniş, bir araya gelmeler düşmanın bilgisi veya yönelimleri altında olamaz. Buna biraz dikkat etmek lazım. Bu taktiğin temel özü düşmanı beklenmedik, bilinmedik biçimlerde birleşik birimlerin pusularına düşürmektir. Bir günde hareketli savaş sürebilir. Fakat, bütünüyle manevra yolları açık birleşme ve dağılma imkanları açık olmalı. Alan iyi seçilmiştir, her şey iyi hazırlanmıştır, ancak bu böyle geniş savaş tarzı geniş bir alana yayılarak kullanılabilir. Düşman çembere düşürülerek kullanılabilir. Bu tarz iş yapabilir, ama çok dikkatli, çok ustaca planlamak kaydıyla. Düşmanın bildiği, tedbir aldığı bir sahaya bu biçimiyle yaklaşmak doğru olamaz. Şimdi bundan sonra geliştireceğimiz temelde olmalı ve çok etkili bir biçimde geliştirebilirsiniz.
Şimdi orda roketi boşa kullanmak suçtur, onu da söyleyeyim. Oradaki bir roket en azından onların bir birimini, bir arabasını, bir karakolunu götürmelidir. Kullanımda böyle kesin direktif vermemiz gerekiyor. Roket fazla bulunamaz, biliyorsunuz. Çok stratejik hedefler için kullanılabilir. Bu günlerde çok büyük eylem planlanabilir. Bu ormanlık sahaları, yani hareketten sonra kendinizi çekebileceğiniz sahaları da göz önüne getirerek tümüyle bir yeri tasfiye etmek mümkündür. Bu şehir de olabilir. Bakın, en uygun yerler neresiyse yapın. Bingöl dahilinde de, Diyarbakır dahilinde de olabilir. Gücünüzü çok dengeli bir biçimde giderek böyle bir takım hedeflere yöneltin. Sanırım böyle ciddi hedefler vardır. Özellikle işbirlikçi yapının olduğu yerler tümüyle tahrip edilebilir, işbirlikçi noktalar kalmasın o sahada. Genç, oralar nasıl acaba? Hatta Palu’ya doğru sahalar tamamen işbirlikçilerden arındırılabilir. Öyle köy falan varsa imha edebilirsiniz. Bazı kazalar bile işbirlikçilerden temizlenebilir. Akşamdan sabaha kadar tutun bitirin. Yani böyle yöntemler artık devreye sokulabilir. Böyle küçük kasabalar, köyler varsa tasfiye edilebilir, işbirlikçi yapının halen direndiği noktaları imha edebilirsiniz tümüyle. Önceden tedbir alırsınız. Yani devlet kuvvetlerinin yardıma gelmemesi için pusunuzu atarsınız, kademeli pusular geliştirirsiniz, yolları tutarsınız. Bir nevi planlı, gizli abluka altına almadır. Böyle giderek halkayı daraltacak, giderek düşmanın da yönelimini boşa çıkartacak ne varsa tedbir alarak adım adım imha gerçekleştirilir. O alanda sanırım böyle temizlenecek yerler vardır. Taktiğinizi buna göre ayarlayın. Savaşı biraz böyle geliştirebilirsiniz ve amatörlüklere de müsaade etmeyin. Bakın, nerede varsa derhal alın.
Bu cenazelere iyi sahip çıkılması lazım. Kitleler de kendi eylemlerini değişik bir konuda yürütebilirler. Aslında böyle yeni bir serhıldana da uygun yerlerden başlanabilir. Bunlar belirtilebilir. Hedefleri kendiniz daha iyi biliyorsunuz. Böyle el koyacağınız veya inisiyatifinizi tamamen hakim kılacağınız yerler orada var. Köyler olur, şehirler olur, tereddüt etmeden çok usta planlarla bu gücü kullanmaya çalışın. Fakat dediğim gibi, hem hazırlık süreci hem de geri çekiliş süreci çok dengeli olmak zorunda. Ve düşmanı hep düşüren yöntemlerdir. Biraz daha böyle bilinçli, daha atak yönelim içinde olmak gerekiyor. Pasif savunma tamamen aşılmalı. Bir çok çatışma pasif savunma çatışmasıdır. Geçmişte bolca yaşadığımız durumlardır. Bunun aşılması zor değildir diyorum. Buna göre birimlerinizi büyütürsünüz, küçültürsünüz, yani mesele değil. Beş kişilik de olur, üç yüz kişilik de olur. Artık amaca göre bu düzenlemeler yapılır. Anlaşılıyor mu? Bunu biraz da bütün ülke çapında geliştirmek istiyoruz. Sizin için kısaca böyle bir öz bilgi vermeye çalıştık.
D. Anduk: Anlaşıldı Başkanım. Aslında eskiden, tamamen savunmaya yönelme gibi bir durum vardı. Bütün yapı ikna edildi, bunlar üzerinde ayrıca duruldu. Özellikle bu aşamada bunlar aşılıyor. ….. bunu sergilemek istiyorlar. Fakat sorun tecrübesiz oluşlarıdır. Bunların da ancak pratik içinde çözülebileceğini ve tecrübe kazanılacağını düşünüyoruz.
—.: Tamam, tabii bellidir. Bazı şeyler, çatışmalar gerekir de, biçimi böyle geliştirilmeli diyorum. O sahada, dalga dalga en stratejikken rahatlıkla hakimiyet altında tutabileceğiniz alanlarda ileriye doğru açılım gerekir. Bu konularda yayılma sahaları bellidir. O yayılma sahalarına dayalı olarak hakimiyet altına alacağınız köyler, kentler bellidir. Bu temelde kendi savaş tarzımızı adım adım geliştireceğiz. Savaş olmasın demiyoruz, fakat tarzı biraz böyledir. Bu arkadaşların dayattığı tarz değil de bizim egemen kılmak istediğimiz tarz önemli. Yönelebilirsiniz, güç her gün savaşsın, bunun sakıncası yok. Fakat bakın, biz önemli oranda o gücü boşa tutuyoruz. Ne isabet oranı fazla gelişkindir ne de can alıcı yerden vurabiliyorlar. Çoğu boşa gidiyor. Enerjileri, dökülen kanları daha verimli kılmak mümkündür. Bu da çok etkili bir planlamayla, çok iyi hesaplanarak , çok iyi vurarak olur diyorum. Bir merminin bile hesabını iyi yapan biçimler bulunur. Siz kendi hamlenizi örnek bir düzeye çıkarabilirsiniz. O gücün en uygun alana dağıtılması, koordinesi, ihtiyaç oranında birleştirilmesi de daha dinamik olmalı. Yani o eski statik biçimler orda da aşılmalıdır. Özellikle çatışarak yayılma meselesi, denetim altına alma meselesi, eski statik durgun usul yerine, savaşla kitlelere ve düşmanın konumuyla bağlantılı yapılmalı. Giderek daha sıcak bir savaş dönemine giriyoruz. Aslında bu daha iyi sonuç verebilirdi, bunu başaramıyorlar arkadaşlar. Yapı savaşmak istiyor, bütünüyle fedai bir yapıdır. Aslında çok önemli, savaşı tayin eden bir husustur. Bu, düşmanda fazla yoktur, bizde en üstün durumdadır. Ama bunun yanında başarılı yayılma biçimleri bir türlü geliştirilmiyor. Bu konuda riskler de göz önüne getirilerek atak adımlar atılamıyor ve bu da ikirciklik, kararsızlık ve işte o pasif savunma biçimlerine tekrar düşmeye yol açıyor. Bunu bir çok kişi yürütsün, bütün savaşçıların meselesi olsun, bütün savaşçılar biraz böyle yaklaşsın. Bu gücün karşısında köylerin, korucuların dayanacağını sanmıyorum. Zaten yok diyorsunuz. O bazı kasabalarda işbirlikçiler duramaz. Örneğin bir Genç kuşatmaya alınabilir. Bilemiyorum örnek olarak söylüyorum, yani öyle bir sürü şehir var. Bize dayanacak devlet kurumu da yoktur. Özellikle gece harekatları ile sülalerine bile inilebilir. Bombalamalarla her türlü kurumları, dağıtılabilir. Aslında siz bunu fazla denemediniz. Bence gece harekatları epey sonuç alabilir. Tabii dikkat gerektirir. Düşman sizi önceden pusuluyor, biraz tutuyor. Onu biz yapacağız. Yani düşman hareketi halinde bizim pusu alanımıza düşürülmesi önemlidir. Bir yeri saracakken orayı günlerce pusulayacaksınız, adeta mayınlayacaksınız. Mesela, düşman rasgele girerse girsin, ama biz girdik mi çok rahatlıkla ve korumalı bir biçimde girelim bitirelim işi. Yalnız keşifle olmuyor, bilgi almakla olmuyor. Bir de ön eylemlilik dediğimiz veya bu tedbirlilik dediğimiz şeylerin yapılması gerekir. O da şudur: Diyelim düşman saldıracağımızı bilir pusu atar. Buna fırsat verilmeyecek; gözcüler, keşifçiler bu konuda sonuna kadar rolünü oynarlar. Düşmanın yaklaşmaması için bütün tedbirler alınır veya gelirlerse görürler. Bize haber verirler, biz de çok emin bir biçimde gideriz. Hedef vurulur, geri çekilir. Bu konuda da epey planlama yetersizlikleri var. Zor bela bir bilgi alınıyor, oraya gidip yöneliniyor, sonra geri çekiliniyor. Açık, bu biçim aşılmalı. Yani hem girme öncesinde hem de girme sonrasında savunan birimler olmalı, savunma birimleri biraz daha usta, biraz daha atik, yani geri çekilmeyi daha iyi bilebilecek küçük çaplı tipik savunma grupları, mevzi grupları, pusu gruplarıdır. Vurucu grupların durumları biraz daha değişik olur. Bu hücum ve savunma olayını biraz daha güncelleştirmek gerekiyor. Hedefleri de biraz zenginleştirin. Mevcut bu güçle bir çok hedef vurulabilir. Düşmanı da sıkı bir incelemeye alın, yani hareket tarzı nasıl gelişiyor, nereden, nereye gidiyor öğrenin, özellikle düşmanı incelemeye dayalı olsun bu yaklaşımlar. Düşmanı hesaba katmayan, onun geliş gidişini göz önüne getirmeyen yaklaşımlar tesadüfidir ve darbe yemekten kurtulamaz. Derinlikli yayılma taktiklerini böyle yapabilirsiniz. Tabii ki bunu yaparsanız savaşım gelişir. Buna göre mevzilenme, yönetim işleyişi yetkin kılınmalıdır.
Bir de bence başka sahalar boş bırakılmamalı. Yani bu bir kaç noktaya değil, bütün önemli dağlık noktalarına taşırmalısınız, geniş alan kullanılmalı. Bilemiyorum, bu III. Bölge ne yapıyor. Yine I. Bölge güçleri yayılmayı tam yapmamışlar mı? O söylediğim 4. Bölge hattı da aslında az önemli değildir. Yükü hafifletmek açısından Guleman-Maden hattı bence önemlidir. Aslında zorlanmalı, bu sahalarda devletin kurum-kuruluşları fazla kalmamalı. Hatta o yollar artık denetim altına girmeli. Geceleri o yollar tamamen denetim altına girebilir, rahat hiçbir birimi kalmamalı. Biraz yaygınlaşmaya da bu temelde ağırlık vereceksiniz. Bilinen hususlardır. Yani deneyin bazı önemli hedefler daha da denenir. Bundan sonra gerekirse çok daha büyük hedeflere girilir. Bazı hedefleri tamamen imha etmek amacıyla tabii. Bu güç sınamasına, adımların başarılı olup, olmayacağına bağlıdır. Kısaca savaşa biraz daha dinamik yaklaşın, biraz da böyle kapsamlı çatışma tarzını tutturun. Mermi, erzak fazla harcanmasın. Çok atik, çok gizli olan, vur kaçı gelişmiş, bunun yanında keşfi, savunması gelişmiş eylemler olmalı. Gerekse de kısa anlı, ama bizim inisiyatifimizdeki çatışmalarda sonuç alabilir. Düşman eskisi gibi birimlerin başına inemez, eğer tedbir alınırsa tabii. Yani böyle göğüs, göğüse demeyelim de, çok rahat yakınımıza çekip imha edebiliriz. Bunun da özellikle uygun vakte denk gelmesi, düşman kuvvetlerinin biraz bölünerek yapılması, kolay kolay nokta operasyonuna girmeyecek tarzda yapılması gerekir. Böyle biraz daha zengin biçimler düşünün. Bu konuda sık sık denetimle bütün o birimlerin sorumluluklarını doğru yaklaşımlar etrafımda eğitin. Kısaca yoğunlaşacaksınız. Tüm bunlardan hemen fırlama gibi bir sonuç çıkmayacak, ama eskisi gibi bazen ileri bazen geri yaklaşımların da buna denk gelmediği biliniyor. Sistemli, dinamik çok derinlikli, genişleyen bir savaş tarzıdır bu. Denemesi var, başarısız çıkarsa daha doğru biçimleri denenir. Sağlam bir üs anlayışına dayalıdır. Pratiğin kendisi size işlerin nasıl geliştirileceğini gösterir. Yani pratiğe biraz kulak kabartın. Başaran biçimler, ayakta kalan biçimler neyse teorik kavrayışınız, savaş tecrübeniz size bu konuda doğru adımları attırır. Bunları belirtebilirim.
—————- 0 ——————-
(…)
—.: İçine girmedikleri nokta bu. Aslında mevcut birliklerimizin düzeyi özde iyi, yani her türlü savaşa varlar, ama yürütüş tarzı yanlış. Günün 24 saatini savaşla geçirmiyorlar. O sahalarda bir birim böyle hazırlansın düşman çıkamaz. O alayla, taburla hareket edemez. Korucular da bunun üzerine gelemez. Savaş tarzımız çok hantaldır, çok statiktir ve bir de çok mesafe koyuyor. Ayda bir çatışmayı düşünüyor. Hayır, 24 saat savaş havasındayürümek gerekiyor, özellikle o alanlar buna uygun. Adım, adım yayılın, yol mu yok? Buna uygun üs mü elde tutulamaz? Aslında gittiğin yer senindir, oradaki koşullar bunu kaldırır. Dinamik bir yöntem gerekiyor. Savaş gücünün son haddine kadar kullanılması gerekiyor. Sanmıyorum % 5’i, % 10’u aşan bir kapasite kullanımı olsun. Şimdi bizim en can alıcı sorunumuz budur. Yani savaşın bir ileri aşamaya daha adım atmasıdır. Öyle ayda bir düzenlenen eylemlerden ziyade 24 saat düşmanla her sahada kızgın bir savaşı -planlı tabii- hatta göğüs göğüse bir düzeni yaratın. Düşman, her yerde, her an kendini vuracak bir savaş düzenimiz olduğunu bilsin veya düzeni böyle tutturalım. Yapı da bunu istiyor aslında, size söyleyeyim. Bu çürümenin önlenmesinin en temel koşulu da budur. 24 saat savaşı yaşayan birimler çelikleşir. Gerçek savaş adamları, komutanları böyle yetişir. Bu ikircikliğin, bu kendi içinde dağınıklığın temeli, hantallığın da nedeni, böyle 24 saat bir savaş psikolojisi yaşamamaktır. Hareket tarzında 24 saat yok, ayda bir dolanıp dolaşma var. Bununla da biz savaşı ayakta tutamayız. Gene bu hususları kendi aranızda epey sonuçlandırabilirsiniz. Ayda bir uzaktan roketlerle, bilmem düşmanı beklemeyle vurma, karakol vurma bana çok demode geliyor. Bu yöntemle savaş geliştirilemez. Ama yakın yere sızılabilir, yakın yerde düşman beklenebilir, bir çok boğaz tutulabilir, çok sayıda dağ parçası tutulabilir. Düşmanı kıskaca alma bu birimlerle mümkündür. Ama birimler yapmıyor. Demek istediğim komuta kademesi enerjiyi adeta tutsak etmiştir. Gerçekçi bir dağılım yok, gerçekçi bir toparlanma yoktur. Şimdi bu da savaşta tıkanmaya götürür. Şimdi yaşanılan durumun biraz böyle aşılması mümkündür. İmkan olanaklar artmıştır, fakat yürümeyi bilmek, yürüme tarzını oturtmak gerekiyor. Diğerlerinden de kısaca istediğimiz budur. Bunu daha da sistemli hale getirmek istiyoruz. Savaşta ileri adım böyle atılabilir. Bu temelde köylere giriş, şehirlere giriş mümkündür. Bir çok sahayı daha üst düzeyde vurma, hedefleri çoğaltmak mümkündür. Yapı da uygundur, yani hiç kimse yapıda kusur bulmasın. İmkan olanaklar savaşı biraz tırmandırmayı imkan dahiline sokuyor. Artık değerlendirmeye gideceğim. Bu bir genel toplantıdan ziyade aslında az çok herkesin bildiği bir yürütme meselesidir. Bunu dayatmak gerekiyor, bunu yürütmek gerekiyor. Daha da değerlendiririz. Diğerleriyle de ilişkiler oluyor. Hepsine az çok bu hususları aktarıyoruz. İlerleme olabilir, ama bu tarzda olmak diyorum. Bu temelde size de selamlar, başarılar.
————- 0 —————–
(…)
—.: Sizin o saha, özellikle diğerleriyle de birleşirse ilerleme kesindir. Yani iki bölgenin gücü epey sonuç alabilir. Biz aslında çok önceleri o Doğu’dakilere de bunu anlatmak istedik. Mesela bazı komutanları varmış, adam üç ay elini bir şeye sürmeden sözde yaşamış, mesela kaçışlar o yüzden ortaya çıkıyor. Kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Savaş gerçeğinden uzak komuta, bu adamların böyle bir derdi bile olmuyor. Tabii mümkün değil, savaş kendi kendine gelişecek bir olay değil ki. İdeolojik savaşın bile nasıl verildiği biliniyor. İdeolojik savaşı biz nasıl verdik, politik savaşı biz nasıl veriyoruz? Bunlar komutan olmuşlar, % 5 bile gereklerini yerine getirmiyorlar. Şimdi sorun burada, yani biz bu kadar çabalıyoruz, imkan olanak biriktiriyoruz, bizimkiler gidip üzerine oturuyor. Adam geri, aslında savaşın tabiatından, doğasından habersiz. Mevcut eğitim bu konuda onları fazla geliştirmiş değil. Birden bire, bir “bölük komutanı oldum” diyor, kendini yitiriyor. Aslında belayı karşımıza böyle getirdik. Adamlarımızı yeterince eğitmeme, yeterince onları denetleyememe yüzünden bunlar başımıza geliyor. Yoksa yapı çok iyi hazırlandı genel olarak partinin güç, birikim, siyasi imkanları çok ileriydi, ama işte böyle komutayı başımıza bela etmemiz bizi müthiş verimsiz kıldı. Bunu aştırmaya büyük özen göstermek gerekiyor ve bu konuda da duygusal olmamak, gözü kara olmak gerekiyor. Herkes bilsin ki, bir Önderlik vardır. İşleri layıkıyla yerine getiremeyenler bir saat bile duramaz. Savaşın geliştirilmesi de mümkündür. Bunlar intiharvari yaklaşım anlamına gelmez. Biz savaşı kendi hazırlamış olduğumuz yapıyla adım adım geliştirebiliriz, istediğimiz her türlü hedefi vurabiliriz, imkanlarımız vardır. Bunu uygulayabilenlere görev veririz. Buna varım diyen, bu gücü, imkanı, olanağı kullanacağım diyen varsa buyursun, yoksa biz ne diye tutacağız bu adamları. Şimdi buna çok göz kulak olmak, bir de adım adım ilerlemek gerekiyor. Yani illa büyük hedef vuracağız diye ayları beklemeye gerek yok. Küçük küçük yayılmalarla, küçük küçük adımlarla büyük adımı hazırlama. Aslında arkadaşlarda bu da yok. Yani aslında diyalektik yaklaşım yok. “Birden bire vuralım, büyük vuralım, roketle vuralım.” Halbuki çok basit araçlarla da atılacak adımlar vardır. Küçük, küçük yaklaşımlar gerekiyor. Ayda bir yaklaşımlar değil, sürekli, gün gün, saat saat ilerletmek gerekiyor. Oralar buna uygundur. Artık bir şehri denetim altına almak, şehirlere sızmak, noktalara sızmak zor değildir. Biraz daha savaşta ayrıntıyı, dinamikliği, sürekliliği sağlamak gerekiyor. Bunu da yalnız komuta kademesine bırakmamak lazım. Kolektif bir komutaya bırakmak gerekir, yapının da inisiyatifini ortaya çıkarmak gerekiyor. Yapı tamamen inisiyatif sahibi olsun. Öyle köylü ordusu değil, gerçekten bir partizan ordusu gibi hareket etsin.
Bilinen hususlardır, değerlendiriyoruz. Görüşürüz. Selamlar, başarılar…
Parti Önderliği