Beni yıldızlara gömün
Selim Çürükkaya / Karanlıktı.
Yer ve zaman yoktu
Bir adam yürüyordu
Yalnızdı…..
Sesler susmuş, rüzgar durmuştu
Adam yıldızlara baktı ve yürüdü
Yıldızlardan içine bir yıldız düştü
Hem uzaktaydı yıldızından
Hemde içindeydi yıldızı
Karanlıkta bir adam yürüyordu
Yer ve zaman vardı
Sesler gelmiş, rüzgar esiyordu
Gökten bir yıldız kaydı
Adam bu yıldızı kendi yıldızı sandı
El yordamıyla yıldızını aramaya başladı
Güzel bir taş parçasına rastladı
Taşı taşlara sürterek kendine bir yıldız yaptı
Kopmaz bir iple yıldızı boynuna taktı
Karanlıktı
Ve adam boynundaki yıldızla yürüyordu
Sesler gitmiş, rüzgar durmuştu
Takvimlerin ölçemediği yıllar geçmişti aradan
Adam karanlıkta yürüyordu
Bir çocukla karşılaştı
Çocuk adama sordu:
“Boynunda asılı olan ne?”
Adam “yıldızımın yıldızı” dedi
Ve yıldızını çocuğun boynuna astı.
Adam çocuktan ayrıldı
Gün doğdu
Ve yıldızlar görünmez oldu
Hasretine yenik düşen Adam hastalandı.
Adam ilk kez yalnız değildi
Soyundan gelenler etrafında toplandı
Ve adam tek cümlelik vasiyetini onların kulaklarına fısıldadı:
“Beni yıldızlara gömün”
10.05.2004