
Dörtlerin Gecesi – Savunma
Bu Savunma 1990 tarihinde Ceyhan Cezaevinde Selim Çürükkaya tarafından yazıldı, Mehmet Tanboğa ve Fevzi Yetkin tarafından mahkemeye sunuldu.
“Kayıp Bir Yolculuğun Tanıklığıdır Bu Savunma…”
Bizler cezaevlerindeyken, takvimler 1990’lara yaklaşırken, inandığımız bir dava, uğruna canlar verdiğimiz, idealler uğruna hücrelerde çürüdüğümüz bir PKK vardı. O PKK, halkının acısını sırtlamış, umut olmuş, direnmiş, bedel ödemiş bir halk hareketiydi. Şairin dediği gibi, “uğruna ölümlere gidip geldiğimiz” bir hayaldi o.
Ama kapılar açıldığında, güneşin altında yeniden yürümeye başladığımızda, dışarıda bizi bambaşka bir manzara karşıladı. O bildiğimiz, uğruna gençliğimizi verdiğimiz örgütten geriye sadece ismi kalmıştı.
Bugün sizlerin ekranlardan, manşetlerden, demeçlerden tanıdığı PKK ile, bizim cezaevlerinde sahip çıktığımız PKK arasında dağlar kadar fark var. Bu farkı anlamak istiyorsanız, yalvarmıyorum, rica etmiyorum — sadece insafla, vicdanla ve sabırla bu savunmayı dinleyin.
Bir halk hareketi nasıl savrulur? Nasıl yozlaşır? Bir direniş nasıl teslim alınır? Milli bir dava nasıl rafa kaldırılır? İşte bu savunma, bunların hikâyesidir.
Masumiyetini kaybetmiş, kendi halkına yabancılaşmış, halk düşmanlarıyla kol kola yürüyen; geçmişteki değerleriyle artık uzaktan yakından ilgisi kalmamış bir yapıya nasıl dönüştüğünü göreceksiniz.
Bugün o yapının ne söylemi halkçıdır, ne yönü Kürdistan’a dönüktür, ne de temsilcileri halkına hesap verecek yüreğe sahiptir. Bir zamanlar “ezilenlerin sesi” olan o örgüt, şimdi efendileriyle aynı sofraya oturmaktan çekinmeyen bir hale gelmiştir.
Bu yalnızca bir eleştiri değildir. Bu, uğruna ömrümüzü verdiğimiz bir ideali yitirişimizin, o yitirişin bizde açtığı yaranın, içimize çöken suskun isyanın ifadesidir.
Çünkü biz, inandığımız her şeyin kirletilmesine tanık olduk. Ve şimdi, bu tanıklığı tarihe not düşüyoruz.