Makalelerim

Harpagos Şemdinos Abdullahgos 4

Selim Çürükkaya / Mehmet Şener askerden kaçıp Şam’ a ulaştığında,
bizzat Öcalan’ın evinde kalırdı.
Onunla birlikte yer, içerdi.
Belindeki silahıyla onunla dolaşırdı.

Mahsum Korkmaz Akademisine gittiğinde, birinci dereceden sorumluluklar üstlendi.
Uzun bir süre Suriye Kürdistan’ında sorumlu düzeyde görevler yaptı.
Henüz Öcalan’ı anlamaya çalıştığı  ve eleştiri yapmadığı dönemde Öcalan’ ın ona karşı tek bir eleştirisi yoktur.
Yani Mehmet Şener, cezaevinin iyi bir direnişçisidir:
Hayrilerin Kemallerin Mazlumların arkadaşıdır.
Cezaevinde tünel kazıcılarının önderlerinden biridir.
Ve yenilmez bir iradedir.
Öcalan, M. Şener’ in böyle olduğunu  ve kendisine boyun eğeceğini düşündüğünden  dördüncü kongre için Güney Kürdistan’ a görevli olarak göndermiştir.

 

Mehmet Şener, Güney Kürdistan’ a gitmeden önce, Öcalan ve onun kurduğu barbar sistem hakkında çok şey öğrenmiştir.
Soruşturmaya alınan kurbanlardan öğrenmiş, kendisine çok güvenen eski kadrolardan öğrenmiş ve Öcalan’ın özelliklerini çok iyi bilen bayanlardan öğrenmişti.
Ama o her şeyi kurallara uygun olarak yapmak istemişti.
Ona göre, akıllı olmak, bireysel tepkiler içine girmek, mücadeleye zarar verici yöntemlerden kaçınmak, bunun için her şeyi kongrede hal etmek gerekiyordu.
Öyle yapmaya çalıştı.
Kongre başladığı tarihlerde, işlediği örgüt içi suçlardan dolayı olağanüstü kuşkucu yeteneklerı gelişen Öcalan’ ın bir kulağı Mehmet Şener’ deydi.
Gece gündüz “Acaba benim gerçek yüzümü kavramış mı?” sorusu kafasını kurcalıyordu.

Dayanamadı, Şam’ da ve Mahsum  Korkmaz Akademisinde Şener’ e yakın olanları soruşturmaya bile aldı
Ona göre: “evet Şener onu kavramıştı.”
Uykuları kaçtı, tam bu sırada kongre kararları bir kurye aracılığıyla kendisine ulaştı.
“Bundan sonra PKK partisinde stratejik önderlik, PKK Merkez Komitesidir”
“PKK de herkes, başkan da dahil, yaptığı harcamaları kongreye sunmak zorundadır”
Şam Beyrut ve İran faaliyetleri hakkında soruşturma başlatılmalıdır”

Bu üç karar ve kuşkuları ona herşeyi anlatmaya yetmişti.
Hemen harekete geçti.

Artık Öcalan’ a göre Mehmet Şener cezaevinde direnmemişti.

12 Eylül darbesinden önce bile ajanlaşmıştı.
Annesi Saliha Şener dahi Türk ajanıydı
Kemal Mazlum ve Hayri’ yi o ölümlere sürüklemişti
Diyarbakır Cezaevi tünelini o düşmana jurnallemişti
Cazevindeki herkesi o kandırmıştı.
Bu yalanlarını hemen en yakın olan adamlarına kabul ettirdi.

Şener’ i kongreye katılanlara katlettiremeyeceğini anlayınca, ona akıl verenlerin onayıyla, Mahsum Korkmaz Akademisinde hemen üç kişilik  bir istihbarat örgütü kurdurttu. Başına psikopat Abdurrahman Kayıkçı, yardımcı olarak Terzi Cemal ve Hayri konar’ ı atadı. İşte bu üç kişilk örgüt aracılığıyla Mehmet Şener ve gerçeği fark eden diğer yurtsever Kürt gerillaları yok edecekti.
Psikopat Abdurrahman Kayıkçı ‘ yı katliam’ ı yapmak için; Güney Kürdistan’ a kongre nin yapıldığı alana yolladı.

Abdurrahman da Bekaa’ da çok şey öğrenmiş, ama bütün inançları yok olmuştu.
Yakalandığı tuzaktan kurtulmak ve gerekirse düşmana sığınmak bile istiyordu.
Bu ruh hali ile Güney Kürdistan’ a gitti.
Bir numaralı sorumlu olarak Şener’ i sorgulamaya başladı.
Ama inançlı kararlı ve bilinçli Mehmet Şener ‘ in sözleri karşısında tam olarak yıkıldı

Onun ve arkadaşlarının kaçmalarına yardımcı oldu

Kendine göre kendisini de kurtardı.

Öcalan bu kaçış haberini alır almaz küplere bindi.
Şener için, “koltuğumu elimden almak istiyor, iktidarıma ortak olmak istiyor” derken
“Beni tasfiye etmek istiyor, ben tasfiye olursam PKK tasfiye olacak, PKK tasfiye olursa Kürdistan davası tasfiye olacak, Kürdistan davası tasfiye olursa Kürtler yeryüzünden silinecek!” yalanını da koltuk yalanına ekledi.
Ve hemen acil olarak Diyarbakır cezaevinden tahliye olanları Bekaa vadisine çağırdı.

Ellibeş gün ve ellibeş gece Mehmet Şener, arkadaşları ve cezaevinde direneler aleyhinde konuştu.
Bu konuşmaları “1991 Temmuz ve Ağustos çözümlemeleri” olarak kitaplar halinde basıldı
Bunlar parti görüşleri olarak Avrupa’da, dağlarda şehirlerde binlerce kişiye topluca okutuldu.
Ve hemen ardından Bekaa da “zindan konferansı” olarak adlandırılan bir dizi toplantı yapıldı.

Burada ” Meral Kıdır” isminde, Öcalan gibi karanlık bir kadın tarafından  Öcalan’ ın konuşmaları   kongre raporları olarak oya sunuldu.
Onaylama  dışında hiçbir seçeneği olmayan katılımcıların oy birliği ile  onandı.

Bu kararlar Suriye istihbaratına Öcalanın evinde “Tekin Kızılay” ın gözlerinin önünde teslim edildi.
Suriye ve Öcalan’ ın adamlarının ortak bir operasyonu sonucu M.Şener katl edildi.

Ben Selim Çürükkkaya olarak bu olayın en yakın tanığı, bu olayın bütün detaylarını bilen biri olarak Mehemet Şener in katliamı böyledir diyorum.
Ben Mehmet Şener ile yedi yıl aynı hücrelerde kaldım.

Ve Mehmet Şener Öcalan’ı ve sistemini eleştirmeye başlayınca ben Bekaa’ daydım.
Şener’ in ne savunduğunu orada bilmiyordum, ama Öcalandaki korkuyu, telaşı her gün görüyor ve söylediği yalanları duyuyordum.
Ve diyorum ki;
Eğer M. Şener Diyarbakır zindanında direnmeseydi

Eğer M. Şener o cezaevinde itirafçı olsaydı
Eğer M. Şener Tüneli ele verseydi

Eğer M. Şener kongrede yukarıda sıraladığım kararları kogreye aldırmasaydı.
Öcalan Şener’ e karışmaz, onu başkanlık konseyinin başı yapardı
Gerçek budur.
Onu izah etmek bana düşüyor.

Yalanın ömrü uzun olmayacaktır.

Bu gerçeği ne “resmi tarih“, nede “yalaka tarih” gizleyemeyecektir.
Nitekim daha aradan 18 Yıl geçmeden Mehmet Şener, in gerçeği, karanlıkları aydınlatmış ve gören körler dışında herkese bir şeyler göstermiştir

Devam edecek

aytenhasan93@hotmail.com
https://www.madiya.net/
http://www.diyarbakirzindani.com/
http://www.kurdistan-aktuel.org/

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu