Özgürlüğün bedeli
Selim Çürükkaya / Uyumadan önce e-mailime bir bakayım dedim. Tıkladım, sayın Mahmut Alınak’ın bir mesajı en baştaydı. Onun gözaltına alındığını duymuştum, serbest bırakıldığını da… Ama mesajı okuyunca çok etkilendim, onu serbest bırakanlar tekrar tutuklamak istiyorlarmış.. Peki tutukladılarsa ne olacak? Otuz yıldan beri tutukluyorsunuz, hangi soruna çare buldunuz? Neyi çözdünüz? Korkuttunuz mu bazıları nı?
Hayır, ama bin kez hayır, tam aksine korkuta korkuta korkuyu bitirdiniz. Artık kimse korkmuyor zindanınızdan, zebaniler vız geliyor onlara, tutuklandıkça çoğalıyorlar, tuttuklaya tuttuklaya memlekette tuttuklanmayan insan bırakmadınız.
Bakın, Alınak artık sizlere gülümseyerek bakıyor. Tuttuklanmaktan şeref ve onur duyuyor. Neden anlamak istemiyorsunuz? Bir halkı kendi ülkelerinde esir edenler, korkudan uyuyamıyor, esirleri esaret altındayken zindanlara dolduruyor. Onların isyan etmelerinden korkuyorlar, peki onları zindanlara doldurunca, korkunuz sona erer mi? Hayır! Korkunuz işlediğiniz suçların ağırlığından geliyor.
Bir ülkeyi işgal altında tutarsanız, o ülkede yaşayan insanları esir ederseniz, size baş kaldırırlar korkusu ile onları Dersim’de Zilan’da Ağrı’da Palu’ da kırıma uğratırsanız, milyonların diline, kültürüne yasak koyarsanız, korkarsınız! Kıpırdanan yapraktan, konuşan insandan, haykıran şairden, başı dik yazardan ürkersiniz! Ve herkesi korkutmak için zulüm yaparsınız, zulmünüzle kendi korkularınızı çoğaltır onlarınkini bitirirsiniz!
Hapishaneleri doldurursunuz, yaptıklarınızla uyuyanların yüzüne atılmış bir kova su gibi onları gaflet uykularından uyandırır, hapishaneleriniz onların üniversiteleri gibi olur. Rüzagar ekersiniz, fırtına biçersiniz! Mahmut Alınak’ı cezaevine alırsınız, torununu dağa çıkarırsınız. Torununu dağda vurursunuz, kız kardeşini İstanbul’da canlı bomba yaparsınız.
Desimde 70 bin kişi katletiniz! Neyi çözdünüz? Siz katil seviyesine düşüp, Seyit Rıza’yı mazlum mertebesine ulaştırmadınız mı? Memnun musunuz şimdi konumunuzdan? Yakaladıklarınız için suç işliyorlar, günahları var, ortalığı karıştırıyorlar, kepenk kapatıyorlar, halka baskı yapıyorlar, insan öldürüyorlar diyebilirsiniz. Esaret altında olan bir halk, “suç” işlemesinde ne yapsın? Ülkesi işgal altında, kendisi esir edilmiş bir halk, eğer suç işlemiyorsa“şerefsiz” ve “haysiyetsiz” bir halktır, bunu bilmiyormusunuz? Siz Kürtlerin ülkesinde işgalcisiniz, bu yeryüzünde işlenmiş en büyük suçlardan bir tanesidir. Üstelik onların dilini yasaklamışsınız, ordunuz ve polisiniz onların ülkesinde onları korumak için değil, tutuklamak, baskı yapmak ve öldürmek için oradadır. Bu durum böyle devam ettikçe sizin “suç” olarak gördüğünüz her şey onlar için “erdemdir.” Yapmayın artık bunu! Bakın medenileşmiş, barbarlıktan arınmış, bir dünya da yaşıyoruz. Güya bir parlementonuz var, bu parlementonun milleti temsil ettiğini siz söylüyorsunuz! Toplayın bu parlementoyu, cumhuriyet kurulduktan bu güne kadar binlerce olayla gündemde olan, yüzbinlerce kişinin öldüğü bir sorun var deyin, bu sorunu bir konuşun, Kürtler adına konuşabilecek insanları çağırın, onları bir dinleyin!
Dersim katliamının tanıkları daha yaşıyor, onlar gelsin anlatsın size, Zilan katliamı, Palu katliamının tanıkları konuşsun, devletin kara arşivleri açılsın, sorun önce orta yere konulsun, ardından çaresi söylensin. Bu halk eğer kardeşinizse haklarını verin, düşmanınza sa bunu açıkça söyleyin! Artık katil olmaktan, zebani olmaktan, sömürgeci olmaktan çıkın! Bu yeryüzünde başka çareniz yoktur! Bakın bombayla uçakla, askerle bir iki milyon kürt daha öldürebilirsiniz. Ama onları bitiremezsiniz çünkü sayıları ne vurmakla nede kırmakla tükenir. asimile etmek de bir çözüm değildir. Son isyanı başlatanların çoğu asimile ettiklerinizdir. yok etmekle sadece katil kaliteniz artar. Başka yürekli bir başbakan başka bir zamanda katil olduğunuzu söyler sadece . Bilinki artık kimse bu dünyada katillere değer vermiyor ve korkmuyor katillerden. Kattiller, cellatlar ve zalimler dünyanın lanetlileridir. Mahmut’ un alnı aktır. Sizinki ise onun karşısında karadır, boşuna tutukluyorsunuz. Beni derinden etkileyen Mahmut’ un geceyarısı mesajı aşağıdadır umarı ki tutuklanmamıştır:
Değerli Selim; İstanbul’ da Özel Yetkili savcılar serbest bırakılmamıza itiraz edip yeniden tutuklanmamızı istemiş. Dava siyasi olduğu için itirazın sonucunu tahmin etmek zor değil.
Gülümseyerek bakıyorum bu olanlara, dişlerimi sıkarak değil. Muhaliflerin kaderidir, ya darağacında asılmak, ya da hapislerde ömür tüketmek.Yazgımı gönül rahatlılığıyla karşılamaya hazırım. Hapishane hayatıma anlam katacak. Torunlarıma şeref duyacakları bir miras bırakacağım için mutluyum. Hapishane, Mahatma Gandhi’ nin de dediği gibi cennetim olacak. Gençler ölmesin ocaklar sönmesin diye çırpındım, ama görüldü ki ilahlar kurban istiyor. Buyurun mezata, bende hazırım. Kenan Evren dönemini yaşıyoruz. Bu da geçecek. Saygılarımla 30/ 11/ 2011
Mahmut ALINAK