Makalelerim

Özür Diliyorum

Röportajı Yaptığım Seid Çiçek, birinci bölümü sevdi, ama ikinci bölümdeki sorularıma karşı agresiv oldu. İki saniye içinde beni Rojhat yanlısı yaptı.  "Bu röportajı okuyanlar diyecekler ki; Rojhat Selim' e dediki bu soruları sor.”  Şaşırdım kaldım. Benim amacım, KDP içinde olan bitenleri özet de olsa kamuoyuna iletmekti.Ama KDP de adamsızlıktan dolayı “yönetici!” olanlar, ya bana inan ya da diğerinin yanlısısın demeye başladılar. Bir KDP; biz KADEP ile birleştik diyor, Diğer KDP ise hayır, birleşmemişler iddiasında bulunuyor. Ben kime inanacağıma şaşırdım!

Selim Çürükkaya / KDP li Seid Çiçek ile yapılan ve iki gün art arda Kürdistan Aktuel de yayınlanan röportajı ben yaptım. Ardından tuhaf tepkilerle karşılaştım.İlk tepki Türkiye’de legal olarak kurulan KDP’nin sözcüsü Rojhat Amedi den geldi: Bana danışmadın neden yorumlar yapıyorsun? dedi yüksek perdeden. Ben de; bundan sonra yorum yapmadan önce sana mı danışmam lazım? diye sordum.
 İkinci sözü daha ağırdı: Gerçekten sen çok zavallısın! Nasıl Seid Çiçek’e inanırsın? deyince, bozmamak için alttan aldım: E, ne yapalım? Biz halktan insanlar böyle zavallıyız, kime inanacağımızı bize öğretemediniz dedim. Konuşma ortamı kalmadı ‘misafirlerimiz geldi’ dedi , konuşmayı kestik.
Düşünebiliyor musunuz, daha dün dandik bir örgütün sözcüsü olmuş, yönettiği adam sayısı benim babamın keçilerinin sayısından az olan bu adam , kendisine danışmadan nasıl yorum yazabileceğimi bana soruyor! Bu adam yarın milyonlara hükmederse, kim bilir bize neler yapar? Aslında kabahat bunlarda değil, büyük KDP dedir.
” Rahat ortamlar da en lüks otellerde yatmasını biliyordunuz ve en görkemli villalarda konaklanıyordunuz, bu gün Kürdistan saldırı altındadır, Kürt namusu tehlikededir” deyip omuzlarına roketatar verip cepheye yollasaydı, dünyanın en namuslu tavrını takınmış olurdu.
 Ama nerde böyle KDP?
 Röportajı Yaptığım Seid Çiçek, birinci bölümü sevdi, ama ikinci bölümdeki sorularıma karşı agresiv oldu. İki saniye içinde beni Rojhat yanlısı yaptı.  “Bu röportajı okuyanlar diyecekler ki; Rojhat Selim’ e dediki bu soruları sor.”  Şaşırdım kaldım. Benim amacım, KDP içinde olan bitenleri özet de olsa kamuoyuna iletmekti.Ama KDP de adamsızlıktan dolayı “yönetici!” olanlar, ya bana inan ya da diğerinin yanlısısın demeye başladılar. Bir KDP; biz KADEP ile birleştik diyor, Diğer KDP ise hayır, birleşmemişler iddiasında bulunuyor. Ben kime inanacağıma şaşırdım!
 Sorunun anlaşılması için KADEP Genel Başkanı Sayın Lütfi Kıvanç’a telefon açtım.Sayın Kıvanç sizin lideri olduğunuz KADEP in Sayın Mehmet Emin Kardaş’ın lideri olduğu KDP ile birleştiği söyleniyor, bu konuda bazı spekülasyonlar vardır! Ne diyorsunuz? dedim. Bu soruma karşı sayın Kıvanç:
 “ Evet doğrudur, bizim birlik arayışımız yeni değildir, aylarca önce biz bu çalışmayı yaptık, 14 Kişilik bir heyet olarak güneye gittik. Geçenlerde Partimizin yetkili kurulunu toplayarak karar aldık, biz bir kitle partisiyiz, farklı düşünen arkadaşlarımız var, ama neticede karar aldık, partiyi kapatacağız, yani tasfiye edeceğiz” dedi.  Bu haberi yazmadan, Seid Çiçek’e Sayın Kıvanç, ın söylediklerini anlattım.
 ”Hayır doğru değil, sen onu tanımıyorsun, neden benim söylediklerime inanmıyorsun da ona inanıyorsun?” demeye başladı. Yahu ben niye sana inanayım ki; sen görüşlerini söyledin, bende söz konusu partinin genel başkanını telefonla aradım, görüşlerini aldım yayınlayacağım. Seninkileri yayınladım zaten, onunkini de yayınlayacağım, okuyanlar sana mı ona mı inanır, orası okuyucunun bileceği bir iştir, dedim.  Bizimkisi hala “yahu sen bana neden inanmıyorsun, ben ne zaman sana yalan söyledim, benim elimde belgeler var,” diyor. Dikkat edin bu mantar gibi bitten KDP lerde ideoloji yok, hedef yok, kitleselleşme yok, iddia yok, fedakarlık yapıp mücadeleye girme yok, okul açma yok, televizyon açma yok, kitleselleşme yok! Güneyde İŞİD e karşı savaşma da yok!
 Ya ne var?
 Güneye gidip el ovuşturma var!  Ve Barzani ailesinin kahramanca direnişinin gölgesinde sırtüstü yatma var. Neyse ben Röportajı yapmaktan pişman oldum: Okuyucularımdan özür diliyorum.  Çünkü değneğin her iki ucu da şeyli! Ben ellerimi yıkmaya gideyim!

 

Foto: Lütfi Kıvanç

Selim Çürükkaya

1954 te Bingöl' de doğdu. Öğretmen okulundan mezun oldu. Siyasi nedenlerle on bir yıl hapis yattı. Gazeteci ve yazar. Yayınlanmış 10 Kitabı var. Siyasi mülteci olarak Almanya'da yaşıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu