Makalelerim
33 Askeri Selim Çürükkaya nın pususuna düşürdüler
Herkese sesleniyorum: duyduk duymadık demeyin: 24 mayıs 1993 tarihinde Bingöl de 33 Türk askerini Barelias kasabasında tutuklu olan Selim Çürükkaya pusuya düşürüp öldürdü. Kaynak Hürriyet gazetesi, şahit güya Şemdin Sakık, olayın itiraf edildiği yer ise bir türk mahkemesi. Hürriyet gazetesi de Şemdin in tanıklığı da Tük mahkemesi de kuşkuludur!
Bu Gün sabahın erken saatlerinde gazeteci bir arkadaşım emailime bir haber attı ve Skype üzeri bana haber verdi. Tıkladım ve okudum. Hürriyet gazetesinden Eyüp SERBEST in haberine göre Şemdin Sakık Ergenekon davasından tanık olarak dinlenecekmiş. Daha doğrusu Ergenekon davasının gizli tanığı “Deniz” aslında Şemdin Sakık mış ve bu gün açık tanık olarak ifade verecekmiş. Hatta tanığın bu gün yaptığı açıklamaların bir kısmı haber bile olmuş. Tıkladım okudum.
Eyüp Serbest’in yazdığına göre mi desem, Şemdin Sakık’ın anlattığına göre mi desem, mahkeme zabit katibinin zabta geçirilmesine göre mi desem ve bütün bunların üstü bir kuvvetin planlamasına göremi desem; 24 mayıs 1993 günü Bingöl Elazığ arasındaki yolda 33 Türk askerini ben, yani Selim Çürükkaya pusuya düşürüp öldürmüştü.
Eyüp Serbest in ara başlığı aynen şöyledir: „33 ASKERİ PUSUYA DÜŞÜREN SELİM ÇÜRÜKKAYA’YDI“ Bu ifadeyi okuyunca telefonumun tuşlarına bastım İstanbul daki Hürriyet gazetesini aradım, karşıma çıkan bayandan Eyüp serbest i bağlamasını istedim. “Bir dakika” diyen bayanın sesi arasına müzik girince, gelen erkek sesi,“ ben Eyüp Serbest“ dedi, bende kendimi tanıttım. Yaptığı haberin içeriğini söyledim. Bu yalan haberi neden yayınlamışsınız diye sordum, bana “Şemdin Sakık’ın ifadelerinin tutanaklarında böyle yazılı olduğu için ben haber yapmışım” dedim.
Tutanaklarda nelerin yazılı olduğunu ben bilmiyorum. Eğer tutanaklar da öyle ifadeler varsa uydurmadırlar ve gerçek değiller dedim ve ekledim: Bakın ben 1 Mayıs 1980 Günü D.Bakırda tutuklandım. 27 Nisan 1991 Günü Bartın cezaevinden tahliye oldum. 7 haziran 1991 tarihinde Beka aya gittim. 7 mart 1992 tarihinde Şam Hava alanından Frankfurt a gittim. 7 Mart 1993 tarihinde Frankfurt tan Şama geri geldim. 13 Nisan 1993 tarihinde Abdullah Öcalan‘ ın talimatı ile Lübnan ın Bar Elias kasabasında gözaltına alınıp hapishane olarak kullanılan bir binaya tutuklu olarak konuldum. 5 Temmuz 1993 Günü buradaki hapishaneden firar ederek Lübnan’ın başkenti Beyrut a kaçtım. Kasım 1993 yılında Birleşmiş milletler, Kızıl Haç ve Uluslararası PEN in yardımıyla Lübnan’ dan Almanyaya geldim. Bütün bu bilgiler bundan 19 Yıl önce yazdığım Apo’nun Ayetleri Apo’nun Ayetleri adlı kitabımda yazılıdır.
Şimdi soruyorum haberi yapan muhabire veya Şemdin Sakık’a ve haberi zapta geçiren mahkeme heyetine veya bu senaryoyu yazan daha üsttekilere, 24 Mayıs 1993 tarihinde Barelias kasabasında Abdullah Öcalan’ın hapishanesinde tutuklu olan Selim Çürükkaya Bingöl de 33 askeri nasıl pusuya düşürdü?
Bu soruma karşı haberi yazan muhabir “siz haklısınız ama Şemdin Sakık ın ifade zaptında böyle yazılıdır” dedi. Kendisine, ifade zaptına karşı benim gerçeğim de budur. Ben bunları 19 Yıl önce yazmışım. Ama buna rağmen siz, 33 askeri 24 mayıs günü Barelias’ ta Öcalan’ın hapsinde tutuklu olan benim pusuma düşürüp öldürüyorsunuz, olayı tekzip ediniz dedim ve telefonu kapattım.
Eşim ikide bir dava aç diyor bana. Türkiye gibi bir ülkede kime karşı ne davası açacağım ki? Gazetelerin yazdıklarının yüzde doksanı yalan, insan hakları olsa, basın ahlakı olsa mahkemeler bu konuda işlerini yapsa o gazetelerin tümü ödeyecekleri para cezalarından dolayı kapanırlar. Ne diyeyim ki ben Hürriyet gazetesine! Herkese sesleniyorum: duyduk duymadık demeyin: 24 mayıs 1993 tarihinde Bingöl de 33 Türk askerini Barelias kasabasında tutuklu olan Selim Çürükkaya pusuya düşürüp öldürdü. Kaynak Hürriyet gazetesi, şahit güya Şemdin Sakık, olayın itiraf edildiği yer ise bir türk mahkemesi. Hürriyet gazetesi de Şemdin in tanıklığı da Tük mahkemesi de kuşkuludur!
İşte Eyüp serbestin haberi : „
Ergenekon operasyonları kapsamında hazırlanan ikinci iddianamede yer alan ifadeleriyle gündeme oturan gizli tanık Deniz, 65’i tutuklu 274 sanıklı Ergenekon Davası’nın 255. duruşmasında ifade verirken Şemdin Sakık olduğunu açıkladı.
Ergenekon’un ikinci iddianamesinde, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesinden Bingöl’de 33 askerin şehit edilmesine kadar gizli tanık Deniz’in anlattıkları:
BAHTİYAR AYDIN’I ASKER VURDU
1993 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri PKK militanlarına karşı Diyarbakır kırsalında büyük çaplı bir operasyon başlattı. Ben de bölgede PKK militanıydım. Operasyonlarda PKK militanları imha sürecindeydi. O anda Türk askerlerinin telsiz konuşmalarında ‘Geri çekiliyoruz, paşa vuruldu’ sözlerini duydum. Bahtiyar Aydın paşanın örgüt mensupları tarafından vurulmadığını daha sonra öğrendim.
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın PKK tarafından vurulmadı. Lice’de PKK’nın büyük bir baskını olduğu söylenerek paşanın Lice’ye gelmesi sağlandı. Helikopterden iner inmez bir asker tarafından vuruldu. Vuran asker de başka bir asker tarafından öldürüldü. İkisinin birlikte helikopter ile Diyarbakır’a getirildiğini öğrendim. Bu olayı PKK’nın yapmadığını en üst düzey örgüt mensuplarından bizzat öğrendim. Bahtiyar Aydın isimli paşanın ne amaçla ve kim tarafından öldürüldüğünü bilmiyorum. Örgütün en önemli birimlerinin bu kadar sıkıştırıldığı ve hatta örgütün en üst düzey mensuplarından bazılarının da imha edilmesi aşamasına gelindiği bir esnada böyle bir hadisenin olması karanlık bir nokta olarak kaldı.
ERGENEKON’DA GİZLİ TANIK ‘DENİZ’ ŞEMDİN SAKIK ÇIKTI
33 ASKERİ PUSUYA DÜŞÜREN SELİM ÇÜRÜKKAYA’YDI
1993 yılında dönemin Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal’ın Güneydoğu Anadolu’daki problemler konusundaki projeleri örgütte olumlu karşılandı. Abdullah Öcalan Lübnan’da bulunan Bekaa kampında basın açıklaması yaparak tek taraflı ateşkes ilan etti. Bu açıklamadan sonra Bingöl’de 33 asker Doktor Süleyman kod adlı Sait Çürükkaya kontrolündeki PKK örgütü mensuplarınca vuruldu. Bu olayla yeşeren umutlar tamamen kayboldu. Devletin çözüm arayışlarına girdiği bu dönemde PKK içerisindeki bir grubun bu eylemi gerçekleştirmesine, bu askerlerin de korumasız, silahsız olarak tehlikeli bir bölge üzerinden gönderilmesine hiçbir zaman anlam veremedim.
APO’NUN AVUKATLARI SAVAŞ KARARI İSTEDİ
Abdullah Öcalan’ın avukatları Mahmut Şakar ile İrfan Dündar’ın her söylediği örgüt içinde Öcalan’ın talimatı olarak algılandı. Bu kişilerin sürekli olarak örgüt kamplarına gelerek talimatları aktardı. PKK tarafından Süleymaniye’de infaz edilen örgütün üst düzey yöneticisi Kani Yılmaz ile internetten bir görüşme yaptım. Kani Yılmaz bana Mayıs 2004 tarihinde Şehit Harun Kampındaki PKK’nın ikinci kongresine Mahmut Şakar ile İrfan Dündar gelerek bütün kameraları kapatarak, “…Başkan adına konuşuyorum, bu kongreden savaş kararı çıkacak…” dedi. Bunun üzerine kongrede savaş kararı alındı.”
SELİM ÇÜRÜKKAYA PKK’NIN ÖLÜM LİSTESİNDE
Bingöl’de 33 askerin şehit edildiği saldırıda, PKK’lıların başında gizli tanık Deniz olduğu ortaya çıkan Parmaksız Zeki kod aldı Şemdin Sakık olduğu biliniyordu. Şemdin Sakık Ergenekon iddianamesine giren ifadelerinde ise Sait Çürükkaya’yı suçlamıştı. Sait Çürükkaya, abisi Selim Çürükkaya ve çok sayıda Zaza kökenli PKK’lı terörist örgüt içinden dışlandığı için kaçarak AB ülkelerine sığınmıştı. PKK eski liderlerden Selim Çürükkaya için ölüm kararı çıkartmıştı.