Katillerin izinden, Ayten Öztürk’ ün Otopsi raporu
Ayten Öztürk'ün otopsi raporu ve yorumlarım.
Selim Çürükkaya / İki gün önce Hollandaya gittim. Orada bir yakınımı ziyaret ettim. Bana Ayten Öztürk‘ ün otopsi raporunu verdi, inceledim, çok çarpıcı bir durumla karşılaştım. İki doktor ve bir savcı tarafından düzenlenen otopsi raporu korkunç bazı gerçekleri gözlerimin önüne seriyordu.
Örneğin Ayten Öztürk 27 Temmuz 1992 günü akşam üzeri saat 17,30 da beyaz renkli bir arabayla, dört kişi tarafından evinin önünden kaçırılmıştır. Otopsi raporunda yazıldığı gibi 8 Ağustos 1992 günü akşam üzeri cesedi Elazığ Karşıyaka Kartaltepe mevkisinde yarı gömülü olarak bulunmuştur.
Yani Ayten Öztürk‘ün kaçırılması tarihi ile, cesedinin bulunması tarihi arasında tam on bir gün zaman vardır. Durum böyle iken; otopsi raporunda cesedin en az bir buçuk veya iki ay gömülü kaldığını yazıyor.
Ayten Öztürk ün doktor eniştesi ve hemşire bacısına göre Ayten’in kulakları, dudakları kesilmiş, gözleri çıkarılmış tanınmaması için yüz derisi soyulmuştur. Ama otopsi raporuna göre Ayten Öztürk’ün cesedi toprak altında bir buçuk veya iki ay kaldığından, dudaklar gözler ve kulaklar çürümüştür. Yine Ayten Öztürk‘ ün yakınlarına göre Ayten‘ in saçları ve kafa derisi yüzülmüştür. Otopsi raporuna göre Ayten Öztürk‘ ün gömülü olduğu yerin üzerinde saç kılları bulunmuştur. Otopsi raporuna göre saçlarının kazınmasının nedeni ise; cesedin üzerindeki 15 santimlik toprak alınırken, kürek kazma ile saçın sürtüşmesinden ileri gelmiş olabilirmiş!
Bilirkişi doktorların yazdıklarına göre Ayten‘ in boyun hiyoyid kemiği kırlıdığından dolayı ölüm vukuu bulmuş ve ölüm nedeni anlaşıldığından klasik otopsiye gerek yokmuş!
Böyle otopsi olur mu? Genç bir kız yüzü bozulmuş bir halde gömülü bulunuyor, DNA testi neden yapılmamış? Bu kızın tecavüze uğrayıp uğramadığına dair otopsi neden es geçilmiş? Ceset üzerinde parmak izlerine neden bakılmamış? Ve muhtemelen ceset bir veya iki gün orada yerin altında kalmasına rağmen neden Savcı ile doktorlar cesedin bir buçuk veya iki ay kaldığını yazmışlar? Bu ibreti alemlik raporu sizlere duyurmak istiyorum. Otopsiye katılan doktorların telefon numaralarına ulaştım. Bu aktüel telefonlarıda size iletmek istiyorum. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun olduğu bir yerde böylesine bir rapor yazan savcı ve doktorlar derhal tutuklanıp yargının karşısına çıkarılırlar.
Ama Türkiye gibi bir yerde ve Kürtlere karşı yapılan muamelelerde kimse bu tip işlerin hesabını kimselerden sormaz. Bırakın hesap sormayı bu tip raporları yazanlar kariyer yaparlar ve mevkilerinde zirveye tırmanırlar. Buyrun size raporu yazan bir savcı ile iki doktorun aktüel telefonları, ben bir doktor (Zülfü Kılıç) ile konuştum, ona göre bu otopsi raporu o günün koşullarına göre çok normal imiş.(Milattan önceden söz eder gibi konuşuyordu) Doktora dedim ki; Siz 8 Ağustos 1992 akşamında, “ceset bir buçuk veya iki ay toprağın altında kaldığından burun, kulaklar ve gözler çürümüş” diye yazmışsınız. Ama o bayan 27 Temmuz 1992 akşamı, yani onbir gün önce Tungaş fabrikasında her gün çalıştığına dair elimizde belgeler var. Bu soruma karşılık, “efendim bizim ki bir tahmindi” dedi. Fabrikada çalışan bir kızı, mezarda ölü olarak tahmin etmek nasıl bir tahminse artık gelin siz düşünün!
Doktorların ve savcının aktuel telfonları:
Dr. Zülfü Kılıç Ümraniye özel Afiyet hastahanesi.
Tlf no: 0090 216 344 89 00
Dr. Nusret Akpolat: Turgut Özal tıp merkezinde 0090 422 341 06 60
Savcı M. Ali Gürbüz: Ordu adliyesi: Tlf no: 0090 458 233 05 86
ÖLÜM VE OTOPSİ…….(okunmadı)
….. Adliyeye gelen evraklar için adliyeye gidildi. Çalışmalar sırasında karşı yaka mahhalesi illersinde bir cesedin arazide gömüllü olduğunun tespit edildiği haberi üzerine C. Savcısı Mehmet Ali Gürbüz, Katip Nurettin öner, Bilirkişi doktorlar, Zülfü Kılıç ve Nusret Akpolat olduğu halde, şoför Kaya Sumaz yönetimindeki adliye münübüsü ile olay yerine gidildi.
Hadise yerine gidildiğinde güneşin battığı, karanlığın çökmüş olduğu …. Önceden emniyet görevlilerince hadise mahalinin fotoğrafı çekildi.
Cesedin gömüllü olduğu yerden Sağ elin bilekten 5-6 C m. dışarıda toprak üstünde olduğu toprak dışında 15 cm. Dışarı taştığı
Hadise mahalinde biri yeşil desenli bayan mendili, biri beyaz kenarlı.. mavi ve çizgili erkek mendili bu mendilin lekeli olduğu, muhtemelen kann lekesi olabileceği,
kazma ve kürek getirilerek mezarın üstü ve civarı açıldı. civardan bir çarşaf ve naylon torbalar getirildi. Ceset çarşaf üzerine yatırıldı. Ambulansın sedyesine konuldu. Ve Elazığ devlet hastahanesi morguna getirildi.
hadise mahallinin karşıyaka mahallesi Kartaltepe mevkiinde olduğu, köy hizmetlerine ait etrafı tel örgü ile çevrili hadise mahalinde tel örgülerin ve demirlerinin yıkılıp yere düşmüş olduğu arazinin teraslı olduğu, seyrek olarak badem ağaçlarının bulunduğu . iki badem arasının teraslı düz kısmına mezar kazılarak gömüldüğü.
Mezarın fazla derin olmadığı, Sırta yakın yerde hafif kan lekeli toprak olduğu, ayakların geldiği yerde mezardaki toprak ve çakıl üzerinde sabunlaşma belirtileri görüldü. Mezarın tel örgüye en askari 15 metre .. saklıkta olduğu görüldü. Hadise mahalinin ıssız denilecek etrafta mesken olmayan bir yer olduğu..
Yine etrafta toprak üzerinde saçlarının bir kısmının dökülmüş olduğu görüldü.
Cesedin üstündeki giyecekler üstünde yer yer bol miktarda toprak yapışmış olduğu görüldü.
DEVLET HASTAHANESİ MORGUNDA Ceset üzerindeki giyecekler çıkarıldı. Üstte süyyen, beyaz renkli, onun üstünde yeşil iç çamaşır, onun üzerinde omuzlarından tafta bulunan yeşil renkli siyah ve kahve renge varan bijama deseni gibi bir gömlek, altta kahve rengiye yakın diz kapak altına varan bir etek.
Önde düğmelerin açık olduğu.
Üstte kırmızı noktalı beyaz bir külot, veya küçük puanlı külotların altında kırmızı renkli külot ve cinsi organların üzerinde adet için kullanıldığı anlaşılan katlanmış ve oturtulmuş durumda bez görüldü.
Baş incelendiğinde , saçların yer yer döküldüğü, Derinin gözüktüğü, yer yer saçların başta bulunduğu, saç dökülmelerininde kazarken kürek ve kazmanın saçlara teması neticesinde kopma olabileceği,
Kulaklarında, yani her iki kulakta birer küpe kulaklar tamamen çürümüş, ince altın ve uçlarda küçük mavi taş olduğu.
Gözler çürümüş, burun çürümüş, dudaklar çürümüş dişler açıkta, dilin dışarıya doğru çıktığı dişler arasında sıkışmış olduğu
Ceset fiskiyeli hortumla yıkandı, ağız yanlarından yıkanmadan önce ağız yanlarından kann izlerinin sırta doğru indiği
Zaten sırt hizasına doğru olan bölgede kanlı toprak parçası görüldü alındı.
…… (okunmadı)
Bez boynundan çıkarıldı. 95 cm boyunda olduğu görüldü.
Çene altından boyun arkasına kadar bağın oturduğu telen izini bütün boyun çevresinde meydana geldiği ancak çene altında daha derin ve kesit bir şekilde müşahade edildi. Cesette yer yer sabunlaşma derilerin kalkmış olduğu, karın ve göğüs nahiyesinde gaz şişkinliği olduğu görüldü.
Belirgin olarak boyun altında göğüs nahiyesinden omuzlara doğru boyun altında şişkinlik ve ekimoz, omuzlara doğru ekimoz, daha doğrusu kann toplanması hamatanın belirgin vaziyette ortaya çıkması hamaten izi olması muhtemel varluk.
Kollarda çürüme, parmak uçlarında deri kalkması, ve çürüme, kollarda özelliklede sağ kolda böceklerin yuva yaptıkları dışarı çıktığı görüldü. …….. (okunmadı)
Bacaklarda sabunlama deri kalkması ve yer yer çürüme görüldü. Ayak ve el tırnaklarının ojeli olduğu el tırnaklarının uzun olduğu, ayak tırnaklarının normal olduğu görüldü.
Ateşli silah yarası ve veya kesi yarası veya delici alet yarası sert cisim yarasına rastlanmadı. Vücutta herhangi bir darp veya cebir izinin bulunmadığı görüldü…..
….8 Okunmadı ) Ölüm sebebinin tayin ve tespiti için ceset bilirkişi doktorlarına tevdi edildi.
BİLİRKİŞİ DOKTORLAR: ZÜLFÜ KILIÇ, Fathi oğlu 1965 D.lu Abdullah Paşa sağlık ocağı tabibi.
BİLİRKİŞİ DOKTOR NUSRET AKPOLAT, Abuzeroğlu 1966 d.lu Abdullahpaşa sağlık ocağı tabibi olduğunu söylemekle engel halleri yok, usulen yeminleri yaptırıldı soruldu:
Daha önce tesbit edilen harici bulguları aynen tekrar ederiz. Boyunda Hiyoyit kemiğinin kırık olduğu kesin ölüm sebebi boyuna dolanan cismin meydana getirdiği, beyin anoksisi artı asfiksidir. Klasik otopsiye gerek yoktur. Bariz olarak ölüm sebebi bellidir.
Muhtemelen arazinin yüksek ve meyilli olduğu toprağın az oluşu, rüzgarın orada daha yoğun olması gibi şartlar göz önüne alındığında da cesedin 1,5 – 2 ay önce gömülmüş olması kuvvetle muhtemel olduğunu belirtiriz dediler.
Kesin ölüm sebebi belli olduğundan bilirkişi doktorların klasik otopsi yönünden yapılmasının gerekli olmadığı belirtildiğinden klasik otopsiden vaz geçilerek iş bu zabıt birlikte imza altına alındı.
8.8.1992
C.Savcısı M.Ali Gürbüz Katip Nurettin Öner Bilirkişi Dr. Zülfü Kılılç Blirkişi Dr. Nusret Akpolat
….. (okunmadı) Yrd. Mahmu Taş. Şoför Kaya Sumaz.