Dema sır eşkera dıbın
Kitabın daha başlangıcında roman kahramanlarından Delilin yaşadığı Alman şehrini tarif ve betimlemesi tek kelime ile muhteşem. Zaman zaman kitabın bazı bölümlerinde bunu tekrar eden Çürükkaya, maalesef tüm bölümlerde bunu pek aynı seviyede tutturamıyor.
Fırat Aygün / Min romana “Dema sir eşkere dibin” li mala dostekî xwe dît. “Sırlar çözülürken” navê xwe yê orîjînal e û ew ji aliyê Selim Çürükkayayî ve hatiye nîvîsîn. Min pirtûk ji hevalê xwe stend û bir malê. Piştî deh rojên din, şevekê nîvê şevê mecalê min çêbû ku ez çavekî lê bigerînim.
Bi destpêka xwendinê re wê ez kişandim û bi xwe re herikandim. Sirbarî û heyecana tê de ez matmayî hiştim. Pêlên kêşeriya wê ez li cî û mekanên cewaz gerandim. Efsûna şêwenivîsînê çavê mim girê da û ez di nava heyecanê de gevizandim.
Berî xwendina vê xebatê, min pirtûka Dan Brownî xwendibû. Berhema wî “Şîfreya Da Vîncî” li gelek welatan bi zimanên cewaz hatibû çapkirin. Şîfreya Da Vîncî têra xwe balkêş û biheyecan bû. Bi milyonan mirov ew pirtûk xwend. Mirov dikare bêje ku şop û bandora şêwenivîsîna Şîfreya Da Vîncî di ya Çürükkayayî de xuyanî dike.
Delîl lehengek ji yê Romanê ye. Li bajarek ji Almanyayê dijî. Dema qala bajar tê kirin, danasîna Çürükkayayî têra xwe serketî ye. Bê qisûr e. Lê dubarekirina peyvan û deveran, xurtbûna destpêkê qels dike.Lehengê romanê rojnamevanekî nasdar e.
Piştî zewaca bi dizî, anku qedexekirî zarokek wan tê cîhanê. Gera li zaroka windabûyî mijara berhemê ye. Di dema gerê de, sirên sergirtî heyecana mirov zêde dike. Hejmara lêxistina dilê mirovî pê re bilind dibe. Lê ber bi dawiya wê ve, heyecana heye şûna xwe dide aramiyê.
“Dema sir eşkere dibin” hejmarek bûyerên balkêş ku di sedsala me de li Tirkiyê û Kurdistanê çêbûne ji awirên guhertî û bi zimanek wêjeyî dinirxîne, ronî dike.
Çîrok bi danasîna kurdekî sexte ku navê xwe Cîhan e dest pê dike. Cîhan, tevlî hêza tirkên neteweperest, anku ”ülkücü”yan dibe. Ew tê perwerdekirin. Dibe pisporê kûştina mirovan û paşê tevlî hêzek rizgarîxwaz yê kurda dibe. Cîhan şîfreyekê li pey xwe dihêle. Roman li ser wê şîfreyê tê hunandin. Bûyerên li pey hevûdu tên, dirêj dibin û dawiya tevlûheviyan nayê. Şêweyê girêdana bûyeran bi hevûdu mirov dikşîne nav romanê. Xurtiya zimên heyecana heye herku diçe bilind dike û mirov bi xwe re digerîne.
Bûyerên romanê mirov bi xwe re lê sê beşên Kurdistanê, Tirkiyê û li gelek welatên Ewropayê digerîne. Bi taybetî bûyerên ku li Baxdayê û Bulgaristanê pêk tên balkêş in, cihê pirsê ne. Kûştina Abdi İpekçi, plankûştina serokrûhaniyê mesîhiyan Pappayê Vatîkanê û bûyera Olof Palme çend şax in ku pêwîst e bên e xwendin. Bûyera Palme, awayê sûîkastên li Swêdê, qalkirina cî û deveran, hevdûdîtina Pars û Güngörî bi zimanek bilind û serkevtî hatine hunandin.
Xebata “Dema sir eşkere dibin” bi gelek sirên sergirtî û hewildanên eşkerekirina wan ve, di nav “berhemên edebî ku bi tirkî hatine nivîsîn” de, dê cihekî xwe yê taybetî pêk bîne.
Beşek heye ku qala girtin û zîndanîkirina lehengên romanê li Iraq û Îranê dike. Li wir serleşkerek û gardiyanek hinek nivîsên sergirtî dide wan. Lê li ser sirên sergirtî çi zaniyarî di romanê de nayê nîvîsîn. Pirsa siran ber bi dawiya romanê ve jî zelal nabe. Ev aliyê romanê nezelalîyekê tîne holê. Wisan xuyanî dike ku berdewama romanê “Dema sir eşkere dibin-2” dê sirên sergirtî ronî bike .
Romana “Dema sir eşkere dibin” têra xwe serketî ye û pêwîst e bê xwendin. Dewlemendkirina pirtûkxaneya kurdî bi berhemek wisan hêja cihê spasiyê ye. Pirtûk di nav weşanên DOZ ê de, di Adar a 2007 an de belav bibû. Bi tevayî 424 rûpel e. Kesên ku bixwazin bi dest bixînin dikarin têkiliyê bi vê navnîşanê re deynin: Doz Yayıncılık, Taksim Cad. No: 37/5, 34100 Beyoğlu-Istanbul. Tel. 0090 212 297 25 05. E- mail: dozyayinlari@yahoo.comBu e-Posta adresi istenmeyen postalardan korunmaktadır, görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. e.
Sırlar Çözülürken
Selim Çürükkayanın Sırlar Çözülürken kitabı üzerinde yazmak ve okumak gerektiğine olan inancımdan dolayı bu satırları yazmaya karar verdim. Doğrusu bu kitabı kendim para verip almadım, bir tesadüf sonucu bir dosttan ödünç aldım ve açıkçası kitabı elime aldığımda bu kadar beni benden alıp götüreceğine ihtimal vermemiştim.
Zaten bu ihtimali vermemiş olmamdan dolayı olsa gerek aradan bir hafta on gün geçmesine rağmen masanın üzerine bıraktığım kitaba bir türlü başlayamıştım taki bir gece yarısı bitirdiğim bir kürtçe kitabı masaya bırakırken, bir ön girişi yapma niyetiyle kitabı elime alıncaya kadar.
Öncelikle söylemek isterim Selim Çürükkaya’nın Sırlar Çözülürken kitabını okumaya başladığım zaman hissettiğim duygu ve kitabı elimden bırakmamacasına sürüklenme duygusuna önce Dünyanın pek çok ülkesinde değişik dillere çevrilmiş ve milyonlarca hasılat yapmış Dan Brown Da Vinci Şifresi kitabında sahip olmuştum. Bir gece yarısı elime aldığım kitap o kadar heyecanlı ve gizemli bir şekilde başlıyorki insanın her sayfayı yutası geliyor.(Zaten burda okuyucu rahatlıkla yazarın bu kitaptan etkilendiğini ve o tarzı benimsediğini görebiliyor.)
Kitabın daha başlangıcında roman kahramanlarından Delilin yaşadığı Alman şehrini tarif ve betimlemesi tek kelime ile muhteşem. Zaman zaman kitabın bazı bölümlerinde bunu tekrar eden Çürükkaya, maalesef tüm bölümlerde bunu pek aynı seviyede tutturamıyor.
Roman kahramanı ünlü gazetecinin, yasak aşkı sonucu doğan çocuğunu bulmak maksadıyla başlamış olduğu yolculuk ve gizler kitap okuyucusunu belli bir süreye kadar heyecandan kalp krizine sürükleyecek duruma getirirken bir bakıyorsunuz bu durum kitabın ortalarında durağanlaşıyor ta ki kitabın son kısımlarına kadar.
Birbirinden ilginç olayların ele alındığı Sırlar Çözülürken kitabında yakın Türk ve Kürt tarihine de ışık tutan pek çok ilgin konuya da farklı bir açıdan ışık tutuyor Selim Çürükkaya. Her ne kadar roman kurgusu içinde verildiyse de anlatılan olay ve mekanların çoğu gerçek ve doğruluğu tartışılmayacak niteliktedir.
Daha önceleri bir devşirme Kürdün(Cihan) ülkücü saflarına dahil edilmesi ve sonrasında bir katil/infazcı olarak yetiştirilmesinden sonra Kürt Özgürlük Mücadelesini yürüten örgüte dahil olması ve ardından bıraktığı bir şifre ile başlayan roman örgüsü, olayların sürekliliği ve sonu gelmezliği okuyucuyu kendisiyle birlikte roman içerisinde sürüklerken yazarın olayları anlatımında kullandığı dil ise okuyucunun heyecanını sürekli ayakta tutmakla birlikte adrenalini yükselmesine de sebep olmakta.
Kürdistanın üç parçası, Türkiye ve Avrupanın değişik ülkelerinde geçen olaylar özellikle Bağdat bölümü ile Bulgaristan üzerinde önemle durulması gereken yerler olarak düşünüyorum. Pek çok sır döngüsünün romanda sürekli arka arkaya getirilerek çözümlenmesine çalışıldığı Sırlar Çözülürken Kürt edebiyatının türkçe yazılmış en önemli eserlerinden birisi olacağı kanısındayım.
Abdi İpekçi cinayetinin yanı sıra Papa suikastinin de çözümlendiği romanda en fazla dikkatimi çeken İsveç bölümü oldu.(Yazar burda İsveç Başbakanı Olof Palme suikastini de bir bakıma aydınlatıyor.) Yazarın İsveçteki cinayetleri anlatışında kullandığı dili her ne kadar mekanları anlatırken bulamasamda özellikle Pars ile Güngörün bir araya gelip buluşacakları mekanı tasvirinde başvurduğu yöntemin doğrusu çok edebi ve akıllardan çıkmayacak nitelikte olduğunu söylemek isterim.
Selim Çürükkayayı az çok takip eden bir okuyucu hele hele yakın tarih kürt özgürlük mücadelesi hakkında da az çok haber/bilgi sahibiyse yazarın roman kahramanları için seçmiş olduğu isimlerin bile birer şifre olduğunu rahatlıka görebilecektir.
Sırlar Çözülürkeni uzun uzadıya anlatmak yerine okuyucunun romanı mutlaka bir şekilde temin edip okumasını tavsiye ederim. Özellikle çoğu gerçek yaşanmış olaylardan yola çıkarak yapılan anlatımları daha iyi kavrayabilmeleri ve gerçek yaşamdakilerle karşılaştırmaları açısından.
Sanırım roman okuyucusunun kitap boyunca takılıp kalacağı ve bir türlü anlayamayacağı-çözemeyeceği tek nokta İran ve Irakta ki tutuklanmalarda roman kahramanlarına bir askeri komutan ile gardiyan aracılığıyla verilen gizemli notlar olacaktır. Tabii bunu ben bile hala anlamış değilim. Zaten kitabın finalin de de bu ihtimalin hiç bir zaman anlaşılamayacağı ortaya çıkarken kitabın devamının da gelme ihtimali olduğunu okuyucuya hissettiriyor Selim Çürükkaya.
Böylesi bir eseri kaleme aldığı için samimi bir şekilde sevgili Selim Çürükkaya’yı kutlarken böylesi güzel ve değerli eserleri(yakın kürt tarihine çok açık-seçik bir şekilde romansıda olsa ışık tuttuğu için) kürt kütüphanesine kazandırmaya devam ettirmesi dileğiyle