Susmak Ölmektir 20
Sıra Kongreye geldi. (PKK’nin Fis Köyünde yapılan birinci kongresini kast ediyor) Şahin’in iliklerine kadar ihaneti nereye gidiyordu? Düşman birkaç gün Şahin’in anlatımları nedeniyle diğerlerimizi bırakmıştı. Nasıl olsa Şahin herkesi anlatıyordu.
Selim Çürükkaya / Sakine Cansız 1979 Mayıs ayında Elazığ’da kendisine ve arkadaşlarına karşı yapılan operasyonları anlatırken: “Polisler evimize baskın düzenledi, bana; ‘ Zeki Budak, Rıza Sarıkaya, Aytekin Tuğluk, Saim Dursun ve Ali Gündüz’ü tanıyıp tanımadığımı sordular”diyor. (67) Polisler, Hamili Yıldırım ve eşi Ayten Yıldırım’la aynı evde kalan Sakine Cansız’ı alarak, 1800 Evlerdeki soruşturma merkezine götürülüyorlar. Burada kendilerine işkence yapılıyor. Ali Gündüz ve başka kişiler itirafçı olmuş, operasyonların bu kişilerin verdiği bilgiler sonucu yapıldığını karakolda iyice anlıyorlar. Sakine bir anısını şöyle anlatıyor: “İhtiyaç için tuvalete çıkarıyorlardı, ama yürüyemiyordum. Bir koluma Ayten, diğer koluma bekçi giriyordu, öyle gidiyordum.
Hemen sol tarafta ayrı bir sorgu odasının yarım aralanmış kapısından içeride oturmuş halde Şahin Dönmez’e gözüm ilişti. Beni görür görmez dudağını ısırdı, korku, endişe dolu gözlerini iyice açtı. Kapının bilinçli açık bırakıldığı kesindi ve içerde başkaları da vardı. Polis O’nun psikolojisini mi ölçüyordu, yoksa Şahin’in yakalandığı müjdesini mi veriyordu? Her defasında yakaladık elimizdeler! Cemil Bayık, Hüseyin Topgider, Apo, hepsini yakladık’ diyorlardı! (68)
PKK Polit Büro üyesi ve örgütlenme sorumlusu Şahin Dönmez’in Haydar Eroğlu’nun evinde yakalandığını öğrenen Sakine, Şahin ile bitişik odalarda kaldığı için O’nun itiraflarına da tanık oluyor:
“Sonra anlatımlarını genişletti. O kadar çok şey anlattı ki; polis sormadan konuşuyor, ayrıntılandırıyor her şeyi, Sıra Kongreye geldi. (PKK’nin Fis Köyünde yapılan birinci kongresini kast ediyor) Şahin’in iliklerine kadar ihaneti nereye gidiyordu? Düşman birkaç gün Şahin’in anlatımları nedeniyle diğerlerimizi bırakmıştı. Nasıl olsa Şahin herkesi anlatıyordu.”(69)
Bu minval üzere duyduklarını anlatan Sakine, PKK Merkez Komite üyesi Cemil Bayık’ı da Elazığ’da’ki soruşturma merkezinde gördüğünü yazıyor:
“Bir gün sabah dış bahçeden polis sesleri gelmesi üzerine ranzaya çıkıp dışarıya baktığımda, sıraya dizilmiş onlarca kişi gördüm. Polisler panik içinde, her biri bir yerden,‘çıkarın kimliklerinizi, üstünüzde bir şey kalmayacak, kalırsa iyi olmaz’ diyorlardı. Herkes ceplerindekini yere bıraktı. Hüseyin Taze, İlhan, Nail ve birkaç tanıdık daha vardı. Gözüm sıradakinin en sonundakine takıldı. Cemil Bayık arkadaştı. Çok rahat, elleri arkasında, üstelikte takım elbiseli. Bir tek kravatı yoktu. Hem sevinmiş hem üzülmüştüm. …Polis mahsus uğraşıyor, kimliklere bakıyordu. Avludan içeriye girip çıkan dışarıdaki bazı polisler yan odadaki pencereye bakıyordu. Belli ki; içerden gösterenler vardı…..
…Kısa bir bir süre daha bekletildikten sonra Hüseyin, Nail, İhan ve Ercan’ların olduğu bir grubu ayırdılar. Diğerlerine: ‘haydi çabuk dolmuşa binin‚’ dediler. Polislere, onları merkeze götürme emri verdiler. Bu ne demekti? Bırakacaklar mıydı? Demek ki tanıyamamışlardı. Cemil arkadaşın sürekli diğer tarafa bakması, yan duruşu, tanınmasını zorlaştırmış olabilirdi. Belki de vicdanlı davranıp söylememişlerdi. İlginç yorumlar geliyordu akla.’ (70)
Sakine Cansız’ın yazdıkları konusunda benimde ekleyeceklerim vardır. Tam bu tarihte ben Diyarbakır’a sürgüne gitmiştim. Mayıs ayıydı, beni Diyarbakır’a getiren kurye, bir Çay bahçesinde İ. Aydın’la tanıştırmıştı. O gün yanılmıyorsam öğleden sonra İ. Aydın ile birlikte Ofis Semtine gitmiştik. Yüksek bir apartmanın dairesinde Avukat Mahmut Bilgili (71) ile kalıyordu, kapının hemen giriş koridorunda bir sürü eşya yığılmıştı, karyola, yataklar, buz dolabı‚ halılar sarılmış halde duvara yaslanmıştı.
“Nedir bu, taşınıyor musunuz?” dediğimde; “Hayır Şahin Dönmez ve arkadaşlarının yakalanmasından sonra tedbir amacıyla Günaydın Apartmanındaki Abdullah arkadaşın evinin eşyalarını buraya taşımışız” dediler.
Dip Notlar:
(67)Hep Kavgaydı Yaşamım, Sakine Canasız, Mezepotamien Verlag, 2.Cilt, sayfa 15
(68) Hep Kavgaydı Yaşamım, Sakine Canasız, Mezepotamien Verlag, 2.Cilt, sayfa 21
(69) Hep Kavgaydı Yaşamım, Sakine Canasız, Mezepotamien Verlag, 2.Cilt, sayfa 23
(70) Hep Kavgaydı Yaşamım, Sakine Cansız, Mezopotamya Verlag, 2. Cilt, Sayfa: 23-24
(71) Avukat Mahmut Biligili: Kayseri Sarız Kürtlerindendi. Ankara Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra, Diyarbakır’ a yerleşti, hem siyasi tutsakların davalarına bakıp avukatlık yapıyordu, hem de örgütün faaliyetlerine katılıyordu.
Askeri cunta döneminde 1982 tarihlerinde avukatlık yaparken tutuklandı.
Diyarbakır cezaevinde beş yıl kaldı, yıllarca işkence gördü.
Tahliye olunca, Hollanda’ ya gitti.
Burada mensup olduğu örgütün görevlileri ile görüştü, örgütün içinde bir diktatörlüğün oluştuğunu, aklı başında insanların tasfiye edildiğini, öldürüldüğünü anladı, ilişkisini sınırladı.
Örgüt görevlileri onu Şam’ a yollamak istedi, gitmeyi ret eti.
Örgütün ilk çekirdek kadrosu olduğu, muhtemelen önemli sırları bildiği için 5 mart gecesi bir evde boğularak öldürüldükten sonra 1987 yılının 26 Mart’ında Deventer şehrinde, Twente adını taşıyan bir su kanalında cesedi satırla parçalanmış halde bulundu.
Devam edecek