Dalya Müslüm’ün Sırrı
Dalya Mahmut Müslüm olayı anlaşılırsa, KCK ile PYD hakkında neredeyse anlaşılmayacak bir konu kalmayacaktır. Bu olayla ilgili Kürt ve Türk basınında çokça yazıldı.
İlk haberi veren Fırat haber ajansıydı. Onların istihbaratı çok güçlüdür demeyeceğim, çünkü Türk istihbaratının adamları o Ajansın tepesindedir.
Fırat Haber Ajansının verdiği bilgiye göre Dalya Mahmut Müslüm Güney Kürdistan hükümeti tarafından Türk devletine teslim edilmişti.
Bu haberde, Salih Müslüm PYD’nin önemli bir yöneticisiydi. Güney Hükümeti Türk devletine bağlı olarak çalışıyordu ve bundan dolayı Dalya’yı tutuklayarak Türk İstihbaratına teslim etmişti.
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” misali, daha yatsı bile olmadan ortalık yavaş yavaş aydınlandı.
Evet, Dalya Mahmut Müslüm, Salih Müslüm’ün yakın akrabası, genç bir kızdı. 2013 yılında Kobani Bölgesinde PYD’ye militan olarak katılmıştı. Kamışlı Vilayetinde örgüt içinde profesyonel olarak çalışıyordu. Türk basınına yansıyan ifadesine göre YJA sorumlularından Gülten Alataş’ın Şoförlüğünü ve korumalığını yapıyordu. Ulaşabildiğim bilgilere göre 7 yıldan beri PYD içinde aktifti.
Bugün bu kız Mersin’dedir. Yani kendisi gelmiş Türk Milli İstihbarat Teşkilatına ifade vermiş, sorgusu yapılmış, mahkemeye çıkarılmış ve serbest bırakılmıştır.
Olayla ilgili yaptığım araştırmalar da vardığım sonuç şudur: Dalya Hanım genç bir kızdır, evlilik çağına girmiştir, PYD militanı Siirtli bir gence aşık olmuştur. Genç de Dalya hanımın güzelliğine ve cazibesine kapılmış, onunla olmuştur.
Ama ikisinin mensup olduğu tarikatın kurallarına göre, aşık olmak, sevmek, birlikte yaşamak veya evlenmek günahtır, suçtur ve karşılığı ömür boyu lanetlenmek ve ölümdür.
Tarikatın bu kurallarına, kuralları koyanlar haricinde her mürit uymak zorundadır. Uymayanların çoğu hayatları ile öderler.
Basına yansıyan haberlere göre, Dalya Hanım, Siirtli gençten hamile kaldı. Ya yeni bir can doğuracaklardı, ya da ikisi de canlarından olacaklardı.
Önce Güney Kürdistan’a kaçmaya karar verdiler. Oraya geçebilmek için hiç kuşkusuz yaşamlarını tehlikeye attılar. Kaçakçıları, bulabildikleri parayı devreye soktular, güney Kürdistan’a ulaştılar.
Burada da hayatları güvenlikte değildi, çünkü işledikleri suçun ne kadar büyük olduğunu iyi biliyorlardı. Birbirini seven, aşık olan, tarikattan gizlice ilişki kuranların korkunç biçimlerde öldürüldüklerini biliyorlardı, tanıktılar.
Siirtli Genç, bir yolunu bularak Türkiye’ye Mersin’deki ailesinin yanına ulaşır. Derdini yakınlarına anlattır. Araya kişiler girmek ister. Ama KCK ve PYD dünyasında bu iş çözülemez.
Çünkü orada insanlık, aşk sevgi, evlilik gibi kavramlar çoktan öldürülmüştür. Büyük bir ihtimalle Siirtli Genç Türk İstihbarat Teşkilatına baş vurur ve başına gelenleri onlara anlatır.
Bulunamaz bir propaganda malzemesinin ellerinde olduğunu anlayan Türk MİT’i, Dalya Hanımı da Mersin’e getirtir. Ve hadiseyi Fırat Haber Ajansından patlattır. Apo’cular arasında şöyle bir haber kulaktan kulağa yayılır:
“Barzani, Salih Müslüm’ün yeğenini Türkiye’ye teslim etti.”
Türk Milli İstihbarat Teşkilatı bir taşla iki kuşu birden vurmuştu. Ve bu durumu bilen, gören Kürt basınının kalemşorları dut yemiş bülbüller gibi susmuştu.
Neden susuyorsunuz?
Neden bu olayı tahlil edemiyorsunuz?
Hani KCK ve PYD Lezbiyenlere ve Homoseksüellere sıcak bakıyordu?
Bu kesimlere karşı toleranslıdırlar diye yazıyordunuz!
Kadın ile erkek arasındaki aşk, sevgi sevişme ilişkisi dünya insanlığının yüzde doksan sekizi tarafından meşru olarak görülürken, bu ilişkiyi yasaklayan ve ölümle cezalandıran tarikatın lezbiyen ve homoseksüellere karşı toleranslı olduğu yalanını nasıl yaydınız?
Avrupa’daki bazı salak solcu ve yeşilcileri nasıl kandırdınız?
Şimdilerde artık Öcalan’ın yüzü giderek açığa çıktı. İhanete uğradığınızı yavaş yavaş anladınız!
Kiminiz kekeme olmuşsunuz, kem küm yapıyorsunuz!
Kiminizin ne dediği anlaşılmıyor!
Kiminiz karnınızdan konuşuyorsunuz!
Kiminiz dolaylının dolaylısı bir anlatım tarzını tutturdunuz!
En cesaretlileriniz, hem nalına hem mıhına üslubuyla gidiyor!
Kiminiz felsefeye sarmışsınız, anlattıklarınızı sadece kendiniz anlıyorsunuz!
Kiminiz de sekiz anlamın çıkabileceği cümleler kuruyorsunuz!
Çoğunuz ise susmuşsunuz, tek kelime olsun konuşmuyorsunuz!
Haliniz neye benziyor, biliyor musunuz?
Bir psikolog bana anlatmıştı. Babasını çok seven altı yaşındaki bir çocuk, yabancı bir erkeğin annesiyle yatakta seviştiğini görüyor. Şok geçiriyor ve yıllarca konuşamıyor, ardından kekeme oluyor!
Hepiniz bu çocuğa benziyorsunuz!