Erdoğan ile Evren arasındaki farklar
Selim Çürükkaya, Kenan Evren 12 Eylül 1980 tarihinde Türkiye’de Genel Kurmay Başkanı iken, zamanın Kuvvet Komutanları ile birlikte o meşhur deyimle “emir komuta zinciri içinde” askeri bir darbe yaparak Türkiye’deki yönetimi ele giçirmişti.
Askeri bir rejimle ülkeyi idare edeceğini, “anarşi ve terörü bitirdikten sonra, yönetimi sivillere devredeceğini açıklamıştı. Bu açıklamadan sonra parlementoyu feshetmiş, siyasi partileri ve sendikaları kapatmış, Türkiye’yi kışlaya çevirmişti.
Dört yıl boyunca Askerlerle Türkiye’yi yöneten Kenan Evren, kendisini ve rejimini eleştiren gazetecileri ya susturdu, ya cezaevine attı, ya da işlerine son verdi. Muhalif olabilecek gazeteleri ve radyoları kapattı.
Askeri darbelere karşı olduğunu açıklayan Erdoğan, “Feto’cular darbe yapacaklar” diyerek karşı bir darbe ile iktidarı tam olarak ele geçirdi. Ülkede olağanüstü hal ilan etti. O da Kenan Evren gibi on binlerce insanı tutuklattı. Ama Basın ve fikir özgürlüğü konusunda Evren gibi yapmadı. Yani gazete, radyo televizyon kapatmadı, gazetecileri tutuklamadı. (bazı istisnalar kaideyi bozmaz)
Ya ne yaptı?
O bütün gazeteleri, radyoları, televizyonları kendi yandaşları aracılığıyla satın aldırdı. Rejiminin kontrol ettiği bu yayın organlarına kendi adamlarını gazeteci olarak atadı ve onlara “sonsuz bir fikir özgürlüğü(!)” tanıdı. Muhalif gazeteciler ya işsiz kaldı, ya gazetecilikten ayrıldı, ya da yurt dışına çıkmak zorunda kaldı.
Erdoğan basın özgürlüğünü böylece sağladı!
Kenan Evren, dört yıllık iktidarı döneminde toplumu sopayla, zorbalıkla işkenceyle yönetti. Her türlü muhalefeti kanlı olarak bastırdı. Şiddet karşı şiddeti doğurmak zorundaydı. İşkenceyle toplumu korkutup yönetmeyi düşündü, ama korkunun panzehrinin yine korku olduğunu bilemedi. Direnişlerin gelişmesinin önünü açtı.
Erdoğan ise Evren gibi yapmadı! O toplumu yönetmek için salt kaba işkenceye baş vurmadı.
Ya ne yaptı?
O kendisine karşı gelen işçilerin işine son verdi. Köylülerin tarlasına el koydu. Emeklinin maaşını kesti. Ona kafa tutan zenginin bankadaki hesabına göz dikti. Demokratik hakkını kullanan memuru işten el çektirdi. Vatandaşının ekmeği ile oynadı. Onu açlıkla terbiye etti.
Kenan Evren’in yöntemi insanları direnişçi, Recep Tayıp Erdoğan’ın yöntemleri insanları yalaka yaptı.
Kenan Evren döneminde Sosyal Medya yoktu. O konuda kafası rahattı.
Recep Tayip Erdoğan’ın ise, Sosyal Medya ile başı derttedir. Dünya çapında yayın yapan Sosyal Medya’yı satın alamaz. Satın alıp başına kendi adamlarını atayamaz.
Bir ara, Wikipedia’yı kapattı. Youtube’ ye el attı. Ardından Sosyal Medya’yı takip eden binlerce ajan muhbir görevlendirdi. Bunlara: “herkesin Sosyal Medyasını takip edin, standart düşüncelerimizin dışında düşünenleri mahkemelere ihbar edin ve haklarında davalar açın” talimatları verdi.
Bir ara eşine ve kızına küfrediliyor gerekçesiyle Sosyal Medya’yı toptan yasaklamayı bile düşündü. Çok şeyin çaresini buldu.
Aha bu Sosyal Medya ona derd u kuıl oldu!